101.
dün gece rüyamda engelli, simsiyah tüyleri olan toy poodle/kaniş cinsi bir köpek sahipleniyordum. altını bezliyordum. beraber sarılıp uyuyorduk.
rüyası bile bu kadar iyi hissettiriyorsa varın gerisini siz düşünün.
rüyası bile bu kadar iyi hissettiriyorsa varın gerisini siz düşünün.
devamını gör...
102.
dizimin üstünde büyük bir sivilce çıkmıştı. sıktım. önce iltihap çıktı. sonra iki kalın, birbirine sarılmış kanlı bir kıl görüldü. iğneyi kılın halkasına taktım ve dışarı çektim. kıl sandığım şey kağıt ataşı değil mi? üstü kanla kaplı, cilt altında kalmaktan kararmış bir ataş.
dolaşım yoluyla oraya geldiğine kanaat getirerek bir diğer rüyaya geçtim.
dolaşım yoluyla oraya geldiğine kanaat getirerek bir diğer rüyaya geçtim.
devamını gör...
103.
ne güzel unutmuşum ya, başlığı niye akışa düşürdünüz ...
bu gece ben öyle bir rüya gördüm ki ağlamamak için kendimi zor tutuyorum şuan. ya uyanınca hayatımda ki en büyük hayal kırıklığını yaşadım resmen...
şimdi benim aşık olduğum bir kız vardı geçen sene ve ben bu sene onu unuttum falan sanıyordum,unutamamışım sadece kendimi kandırmışım çünkü dün gece rüyamda onu gördüm...
baştan söyleyeyim en ufak bir cinsellik yok.
sevgili olmuşuz falan, çok eğleniyoruz vs. en son küçük kayak gibi bir şeyle avm içinde falan geziyorduk(saçmalığı sorgulamayın rüya sonuçta) ama en net hatırladığım an böyle yan yanaydık o kızak gibi şeyde ,onun kokusunu içime çekiyordum falan çok güzeldi lan. * *
bu gece ben öyle bir rüya gördüm ki ağlamamak için kendimi zor tutuyorum şuan. ya uyanınca hayatımda ki en büyük hayal kırıklığını yaşadım resmen...
şimdi benim aşık olduğum bir kız vardı geçen sene ve ben bu sene onu unuttum falan sanıyordum,unutamamışım sadece kendimi kandırmışım çünkü dün gece rüyamda onu gördüm...
baştan söyleyeyim en ufak bir cinsellik yok.
sevgili olmuşuz falan, çok eğleniyoruz vs. en son küçük kayak gibi bir şeyle avm içinde falan geziyorduk(saçmalığı sorgulamayın rüya sonuçta) ama en net hatırladığım an böyle yan yanaydık o kızak gibi şeyde ,onun kokusunu içime çekiyordum falan çok güzeldi lan. * *
devamını gör...
104.
benim rüyalar bi garip. mesela rüyamın geçtiği kendi bilinçaltımın oluşturduğu bir mekan, sokak var. bir rüyam orada geçiyor. yaklaşık birkaç gün sonra da başka bir hikayeye sahip olan rüyam da orada anlık olarak geçiyor. mesela bir sokak var. ilk rüyam orada geçiyor. birkaç gün sonra da başka bir rüyamda bir cadde de yürürken yol ayrımında o sokağı görüyorum. o sokağı görünce de orada geçen rüyamı hatırlıyorum rüyamın içinde. dürüst olacağım, bu benim çok hoşuma gidiyor.
devamını gör...
105.
son zamanlarda gördüklerimle beraber saçma sapan rüyalardır. rüyalarımda abimin arabasını ondan habersiz sürdüğümü görüyorum sürekli. sonra direksiyon hakimiyetimi kaybediyorum ve hobaa kaza oluyor. yanımda da eski bir arkadaşım oluyor. google'a göre hayırlı bir kazanca ve olumlu şeylere işaretmiş. ne alaka diye sormayın ben de bilmiyorum. böyle bir olayın gerçek olması halinde arabanın durumu düşüneceğim ilk şey olur sanırım. ay bi' de habersiz almışsam abim net öldürür beni. kazada ölmemişsem tabi. aslında ehliyetim bile yok şimdilik, bu kadar başarısız ve heves kırıcı bir senaryoya da gerek yok da işte...
devamını gör...
106.
benim rüyalar bir gariptir.
kabus gibi korkutucu da değildir.
rüyalarımda çok garip enstantaneler yaşarım fakat korku ve endişe duymam.
evham yapıp ; eyvah kanser mi oldum felan demem.
sanki geceleri uykumda ikinci bir hayat yaşıyormuşum gibi bir şey.
gelelim bu geceki rüyama.
evde yalnızım.
kardeşlerim ve annem dışarıya, gezmeye felan gitmişler.
rüyamdaki ben 15 yaşlarında.
yani taze delikanlı ve kanı kaynama durumları.
büyük bir ev.
sade ve feng şui tarzında döşenmiş.
eşyalar seyrek ve fazla göze batıp rahatsız etmiyorlar.
duvarlar beyaz boya.
odalar, banyo ve mutfak normal evlerin salonu kadar büyükler.
evin içi alabildiğine ışıklı ve ferah.
evde kimse yokken rahatça banyoyu temizleyip yıkayım diyorum.
banyoya girince ; banyo bana, sanki yazlıktaymışım gibi bir ruh hali sunuyor.
duvarlar ve yer karoları boydan boya beyaz döşenmiş.
bol suyla banyoyu yıkayıp duruluyorum.
çabucak kuruyor ve tertemiz oluyor.
sonra mutfağa geçiyorum.
bir kaç meyveden oluşan bir meyve salatası yapıyorum.
mutfakta da dikkat çeken fazla bir eşya yok.
zaten salon kadar büyük.
mutfaktaki duvarlar ve eşyalarda beyaz.
duvarın birine yaslanmış beyaz masaya meyve salatasını bırakıyorum.
birden evin kapısı açılıyor.
kardeşlerim gezmekten gelmişler.
neşe ve çocuk sesleri birbirine karışıyor.
sanki luna parktan gelmiş gibi neşeliler.
birbirleriyle şakalaşıp gülüşüyorlar.
hep birlikte mutfak masasının etrafındaki beyaz sandalyelere geçip oturuyoruz.
oturunca, meyve tabağına elimi uzatıyorum.
bir şey dikkatimi çekiyor.
sağ elimin üstünde, elimin tam ortasında 1 cm çapında koyu yeşil bir sivilce dikkatimi çekiyor.
koyu yeşil olduğu için ; iltihap yapmış olmalı, diye düşünüyorum.
kabarık, büyükçe ve oldukça tepesi olan bir sivilce.
sivilceleri hiç barındırmam, hemen koparıp atarım.
böyle bir huyum vardır.
bu sivilceyi de tırnaklarımla ; her iki tarafından sıkıştırıp yoluyorum.
sivilceyi saran kılıf tırnaklarım ve parmaklarım arasında kalıyor.
elimin üstünde açık yeşil, çağla renginde ; acı vermeyen, acımayan bir yara kalıyor.
sivilcenin yuvasında bir hareketlenme oluyor.
yukarıya doğru köpük gibi yükselmeye başlıyor.
1 cm yükseldikten sonra bu köpük görünümü ; yeşil bir bitkiye dönüşüyor.
ve uzamaya devam ediyor.
3 cm kadar uzayıp ; büyümesi duruyor.
evdekilerle hep beraber şaşkınlıkla seyrediyoruz.
elimin üstünde, 3 cm yüksekliğinde dar bir ''v'' harfi şeklinde bitki var.
üstü traşlanıp kesilmiş gibi ; taze bir yeşillik.
marul gibi taze ve sulu.
çok tatlı çağla yeşili.
++ bu ot da nerden çıktı yahu, diye söyleniyorum.
++ vücudumda ; ''ökse otu'' gibi yeşillikler büyümeye başladı, bendeki şansa bak, felan diyorum.
sol elimle fazla hırpalamadan otu çekiyorum.
kayarak ; kök saldığı yerden çıkmaya başlıyor.
aynı renkli, çağla yeşili, ip gibi bir kök ile beraber çekip alıyorum.
kopmadan 1 cm kök ile beraber geliyor.
sivilcenin iki yanına bastırıyorum.
bir kök parçası daha, kafasını uzatıyor.
cerrah titizliğiyle, yavaşça çekip 2 cm kök daha çıkarıyorum.
++ 3 cm boyunda köküyle ; vücudumun 3 cm içine kadar girmiş ; asalak bir otla yaşıyormuşum, diyerek söyleniyorum.
++ insanın vücudunun içine 3 cm kök salan bir ot ; hayret bir şey yahu, diyorum.
otu ve köklerini beyaz masanın üstüne bırakıyorum.
ve rüya bitiyor.
rüya esnasında en ufak bir korku, endişe veya panik yoktu.
sadece ; ''komedi gibi lan'' kıvamında bir rüyaydı.
rüya tabircisi yazarlar varsa ; yorumlarını beklerim.
trollük edip ; hikaye uydurmuşsun felan gibisinden yazılar yazıp seviyenizi düşürmeyin veya seviyenizin düşüklüğünü belli etmeyin.
bu rüyayı gerçekten gördüm ve yaşadım.
kabus gibi korkutucu da değildir.
rüyalarımda çok garip enstantaneler yaşarım fakat korku ve endişe duymam.
evham yapıp ; eyvah kanser mi oldum felan demem.
sanki geceleri uykumda ikinci bir hayat yaşıyormuşum gibi bir şey.
gelelim bu geceki rüyama.
evde yalnızım.
kardeşlerim ve annem dışarıya, gezmeye felan gitmişler.
rüyamdaki ben 15 yaşlarında.
yani taze delikanlı ve kanı kaynama durumları.
büyük bir ev.
sade ve feng şui tarzında döşenmiş.
eşyalar seyrek ve fazla göze batıp rahatsız etmiyorlar.
duvarlar beyaz boya.
odalar, banyo ve mutfak normal evlerin salonu kadar büyükler.
evin içi alabildiğine ışıklı ve ferah.
evde kimse yokken rahatça banyoyu temizleyip yıkayım diyorum.
banyoya girince ; banyo bana, sanki yazlıktaymışım gibi bir ruh hali sunuyor.
duvarlar ve yer karoları boydan boya beyaz döşenmiş.
bol suyla banyoyu yıkayıp duruluyorum.
çabucak kuruyor ve tertemiz oluyor.
sonra mutfağa geçiyorum.
bir kaç meyveden oluşan bir meyve salatası yapıyorum.
mutfakta da dikkat çeken fazla bir eşya yok.
zaten salon kadar büyük.
mutfaktaki duvarlar ve eşyalarda beyaz.
duvarın birine yaslanmış beyaz masaya meyve salatasını bırakıyorum.
birden evin kapısı açılıyor.
kardeşlerim gezmekten gelmişler.
neşe ve çocuk sesleri birbirine karışıyor.
sanki luna parktan gelmiş gibi neşeliler.
birbirleriyle şakalaşıp gülüşüyorlar.
hep birlikte mutfak masasının etrafındaki beyaz sandalyelere geçip oturuyoruz.
oturunca, meyve tabağına elimi uzatıyorum.
bir şey dikkatimi çekiyor.
sağ elimin üstünde, elimin tam ortasında 1 cm çapında koyu yeşil bir sivilce dikkatimi çekiyor.
koyu yeşil olduğu için ; iltihap yapmış olmalı, diye düşünüyorum.
kabarık, büyükçe ve oldukça tepesi olan bir sivilce.
sivilceleri hiç barındırmam, hemen koparıp atarım.
böyle bir huyum vardır.
bu sivilceyi de tırnaklarımla ; her iki tarafından sıkıştırıp yoluyorum.
sivilceyi saran kılıf tırnaklarım ve parmaklarım arasında kalıyor.
elimin üstünde açık yeşil, çağla renginde ; acı vermeyen, acımayan bir yara kalıyor.
sivilcenin yuvasında bir hareketlenme oluyor.
yukarıya doğru köpük gibi yükselmeye başlıyor.
1 cm yükseldikten sonra bu köpük görünümü ; yeşil bir bitkiye dönüşüyor.
ve uzamaya devam ediyor.
3 cm kadar uzayıp ; büyümesi duruyor.
evdekilerle hep beraber şaşkınlıkla seyrediyoruz.
elimin üstünde, 3 cm yüksekliğinde dar bir ''v'' harfi şeklinde bitki var.
üstü traşlanıp kesilmiş gibi ; taze bir yeşillik.
marul gibi taze ve sulu.
çok tatlı çağla yeşili.
++ bu ot da nerden çıktı yahu, diye söyleniyorum.
++ vücudumda ; ''ökse otu'' gibi yeşillikler büyümeye başladı, bendeki şansa bak, felan diyorum.
sol elimle fazla hırpalamadan otu çekiyorum.
kayarak ; kök saldığı yerden çıkmaya başlıyor.
aynı renkli, çağla yeşili, ip gibi bir kök ile beraber çekip alıyorum.
kopmadan 1 cm kök ile beraber geliyor.
sivilcenin iki yanına bastırıyorum.
bir kök parçası daha, kafasını uzatıyor.
cerrah titizliğiyle, yavaşça çekip 2 cm kök daha çıkarıyorum.
++ 3 cm boyunda köküyle ; vücudumun 3 cm içine kadar girmiş ; asalak bir otla yaşıyormuşum, diyerek söyleniyorum.
++ insanın vücudunun içine 3 cm kök salan bir ot ; hayret bir şey yahu, diyorum.
otu ve köklerini beyaz masanın üstüne bırakıyorum.
ve rüya bitiyor.
rüya esnasında en ufak bir korku, endişe veya panik yoktu.
sadece ; ''komedi gibi lan'' kıvamında bir rüyaydı.
rüya tabircisi yazarlar varsa ; yorumlarını beklerim.
trollük edip ; hikaye uydurmuşsun felan gibisinden yazılar yazıp seviyenizi düşürmeyin veya seviyenizin düşüklüğünü belli etmeyin.
bu rüyayı gerçekten gördüm ve yaşadım.
devamını gör...
107.
henüz uyumadım sabah belli olur.
devamını gör...
108.
değişik bir yerde geziyordum. aslan sürüsü daha önce görmediğim büyük ihtimalle rüya ürünü olan bir canlıyı parçalıyordu. yürürken bir fare leşi gördüm karnı açık içinde kurtlar vardı. birden fare ölüsü çirkin bir adam yüzüne dönüştü, bir gözü sürüngen gözü gibi olup diğerine göre küçüktü ve kırmız renkte olan bir gözdü; bir şeyler söyledi hatırlamıyorum. sonra hastane ve okula benzeyen bir yerde geziyordum, hayalet gibi girip çıkıyordum güvenlik vardı kapısında. bir kız dizime bayıldı. onu kaldırıp götürürken kız birden değişik bir canlıya dönüştü küçücük oldu ve peygamber devesi gibi ucuzları olan sürekli elimde tepinen bir şey oldu, parmağımı ısırıyordu. rüya bu kadar.
devamını gör...
109.
bu başlığa yazacağımı hiç düşünmezdim ama ne oldum değil ne olacak demeliymiş gerçekten de insan şu hayatta.
üniversiteden çok sevdiğim bir hocamı gördüm. kendisi bir süre önce emekli oldu ancak ben okurken bölümün hem en tonton hem de en bilgili akademisyen gibi akademisyen olan hocasıydı. kendisine şu sıralar işle ilgili yaşadığım bir sıkıntıyı anlatıyordum -rüya kısmındayım- . hocam beni çalışma odasında dinlerken bir yandan da bilgisayarda bir şeyler uğraşıyordu, sonra da yazıcıdan bir kağıt alıp bir zarfın içine koydu. ve zarfı yapıştırıp bunu enstitüye ver sorunun çözülür dedi. lan adam beni dinlerken hiç renk vermeyip benim için uğraşmış ya la?! valla rüyamda bile içim sıcacık oluverdi. seviyorum seni hocam!
yalnız şimdi okul epostamda alarmdayım. hocamın vefat ilanının düşmesinden deli gibi korkuyorum. ha iş sorunu devam ediyor sonuçta gerçekte her şeyi çözecek bir mektup almadık ama biraz vakit alsa da kendimiz çözeriz, no problem.
üniversiteden çok sevdiğim bir hocamı gördüm. kendisi bir süre önce emekli oldu ancak ben okurken bölümün hem en tonton hem de en bilgili akademisyen gibi akademisyen olan hocasıydı. kendisine şu sıralar işle ilgili yaşadığım bir sıkıntıyı anlatıyordum -rüya kısmındayım- . hocam beni çalışma odasında dinlerken bir yandan da bilgisayarda bir şeyler uğraşıyordu, sonra da yazıcıdan bir kağıt alıp bir zarfın içine koydu. ve zarfı yapıştırıp bunu enstitüye ver sorunun çözülür dedi. lan adam beni dinlerken hiç renk vermeyip benim için uğraşmış ya la?! valla rüyamda bile içim sıcacık oluverdi. seviyorum seni hocam!
yalnız şimdi okul epostamda alarmdayım. hocamın vefat ilanının düşmesinden deli gibi korkuyorum. ha iş sorunu devam ediyor sonuçta gerçekte her şeyi çözecek bir mektup almadık ama biraz vakit alsa da kendimiz çözeriz, no problem.
devamını gör...
110.
bu gece gördüğüm rüyadır.
önce geldi yanıma, ben onun yanına gidecekken o yanıma geldi. sonra ben üzerime güzel kıyafetler giymeye çalıştım.
güzel bir pantolon, güzel bir gömlek, kolumda saat vardı.
sonra bir anda onunla beraber eski yaşadığım mahallede yürüdük. ona ilk okulumu gösterdim.
sonra tren istasyonuna gittik ve trene bindik.
çok mutluydum, gözlerim gülüyordu. çok güzel bakıyordu bana. gözleri ışıl ışıldı.
trende uzun uzun sohbet ettik.
güzel rüyaları özlemişim. kabuslar müsade edebilir artık.
önce geldi yanıma, ben onun yanına gidecekken o yanıma geldi. sonra ben üzerime güzel kıyafetler giymeye çalıştım.
güzel bir pantolon, güzel bir gömlek, kolumda saat vardı.
sonra bir anda onunla beraber eski yaşadığım mahallede yürüdük. ona ilk okulumu gösterdim.
sonra tren istasyonuna gittik ve trene bindik.
çok mutluydum, gözlerim gülüyordu. çok güzel bakıyordu bana. gözleri ışıl ışıldı.
trende uzun uzun sohbet ettik.
güzel rüyaları özlemişim. kabuslar müsade edebilir artık.
devamını gör...
111.
annenim gördüğü ürüyalar çıkar. benim gördüğüm ürüyların da çıkmaya başlaması hem hoş hem hoş değil.
dün gece kalabalık bir ortamda, ev ortamında, odanın dışarısında pencere pervazının orada oturan bir eski hatunu görmüştüm. bugün mesaj aldım.
seni rüyamda gördüm lafı benim için laf olsun diye söylenen bir şey değil. ben görüyorum sürekli. sürekli eskileri görüyorum, her manada.
dün gece kalabalık bir ortamda, ev ortamında, odanın dışarısında pencere pervazının orada oturan bir eski hatunu görmüştüm. bugün mesaj aldım.
seni rüyamda gördüm lafı benim için laf olsun diye söylenen bir şey değil. ben görüyorum sürekli. sürekli eskileri görüyorum, her manada.
devamını gör...
112.
anlatırsam süresiz tecride maruz kalabilirim.
devamını gör...
113.
aylar sonra ilk defa dün gece rüya gördüm. sözlükten bir bey ile tanışıyorum, yetmiyor reelde buluşuyorum. adam uzun boylu ve simsiyah, gür saçlı. kırmızı pantolon giymişti, onu hatırlıyorum bir de. yanımızda reelden bir arkadaşım daha var. kahve içiyoruz. “ aa saçların ne kadar güzel.” diye elimi saçının ortasına atıyorum. atmamla adamın saçının bir bölümü derisi ile elimde kalıyor. perukmuş! sadece ortası elimde kalıyor ama. adamın kafası koptu sanıyorum. nasıl korktuysam, sıçrayıp uyandım. bir daha gece yatmadan önce sözlüğe girmeyeceğim. sabahtır aklıma geldikçe kendi kendime gülüyorum.
devamını gör...
114.
küçükken rüya gördüğümde anneannem toton açık kalmış derdi*. örtün efendim…
devamını gör...
115.
her gece başka bir rüyaya uyanıyorum.
gözlerimi kapattığım anda bir sinema başlıyor, açtığımda rüyanın devamını çekiyorum.
rüyalarıma göre yaşıyorum, elimde değil.
rüyamda bir kalenin burcuna bir bayrak dikiyordu birisi, bir başkası başka bir burca, kimisi toprağın yeşil tarafına, bir başkası çorak tarafa.
yaşlı bir adam geldi yanıma, biz canımızı alsalar da buraya dikeceğiz bu sancağı diyordu.
uyandım, şimdi düşünüyorum biz nereye dikmeliyiz sancağı diye
gözlerimi kapattığım anda bir sinema başlıyor, açtığımda rüyanın devamını çekiyorum.
rüyalarıma göre yaşıyorum, elimde değil.
rüyamda bir kalenin burcuna bir bayrak dikiyordu birisi, bir başkası başka bir burca, kimisi toprağın yeşil tarafına, bir başkası çorak tarafa.
yaşlı bir adam geldi yanıma, biz canımızı alsalar da buraya dikeceğiz bu sancağı diyordu.
uyandım, şimdi düşünüyorum biz nereye dikmeliyiz sancağı diye
devamını gör...
116.
spiderman olmustum 1 keresinde.
devamını gör...
117.
bunu yazmicaktim ama yazayim. seni o'nun masasinda otururken( o da sandalyedeydi) ruyadan sonra durdurmaliydim her seyi. ama her seyi.
devamını gör...