21.
ıslak odunla dedemi dövüyordum ve "neden dede? neden?" diye bağırıyordum. (bkz: umut sarıkaya)
devamını gör...
22.
evin içine giren anakoda yılanıyla abimle dövüşmekteyizdir. ancak anakonda her hareket yaptığında japon karetecilerin seslerini çıkartarak insan elleriyle bizi tokat manyağı yapar. en sonunda belediyeyi ararız ve eve ümit besen gelir. anakonda ile üçlü dövüşürüz ve ümit ağabey en sonunda anakondayı güreşçi gibi yere yatırıp pes ettirmeye çalışır.
devamını gör...
23.
biz insanlık olarak güzel dünyamızı yaşanamayacak bir hale getirmişiz, bu nedenle mars’ta kolonileşmişiz. ama bu kolonide sosyalist bir düzen işliyor. bu önemli bir detay. her şeyimize karışılıyor. 1984 vari bir ortamdı yani. big brother’dan başka kimseyi sevemezsin bile, o kadar. anneciğime sarılamadım bile, yasak diye uyardılar beni. berbat bir ortam kısaca. yaşadığımız yere gelince, kocaman apartmanlar içindeki minnacık dairelerden bir tanesindeydik. sonra deprem olacağı anonsu geçti, herkeste bir telaş, apartman kocaman ve çok katlı olunca insan da boldu tabi, koşuştura koşuştura depremden korunacak bir yerler aramaya başladık. bir yer bulup çömeldim sonunda, deprem olsun diye bekliyorum ama bir stres oldum, yani o depremi yaşamış kadar oldum. o kadar korktum ki anlatamam. sonra etrafta bir aydınlık gördüm, bir baktım apartman en alt kattan yanmaya başlamış. ben de bizi kandırıyorlar, yanacağız diye bağırıp en üst katlara doğru kaçmaya başladım. altlar alev içindeydi çünkü. kaçıyorum kaçıyorum yol bitmiyor anacım. o yangın olayı da tatbikatmış, hiçbir şeycikler olmadı bana. ama olmuş kadar korkuttu beni şu rüya.
devamını gör...
24.
günaydın sözlük.
bugün rüyamda elime muhteşem bi gül fidesi tutuşturuldu. öyle ki hayatımda sevmem dediğim çiçeği, uyandığımda severken buldum kendimi... /bu burada dursun. malum henüz rüya defterimi bulamadım, yeni evime henüz alışamadım. gündem rüyalarımdan önemsiz malum. bu burada dursun./
bugün rüyamda elime muhteşem bi gül fidesi tutuşturuldu. öyle ki hayatımda sevmem dediğim çiçeği, uyandığımda severken buldum kendimi... /bu burada dursun. malum henüz rüya defterimi bulamadım, yeni evime henüz alışamadım. gündem rüyalarımdan önemsiz malum. bu burada dursun./
devamını gör...
25.
her uyanışım uykumdan
bilincimin beni her uyandırışı
yine seni uyudum
yine sana uyandım
düş perim uyandırmadı bu sefer
nasıl uyudum onsuz
yine nasıl uyandım
nefessiz...
bilincimin beni her uyandırışı
yine seni uyudum
yine sana uyandım
düş perim uyandırmadı bu sefer
nasıl uyudum onsuz
yine nasıl uyandım
nefessiz...
devamını gör...
26.
sivas'tayım. nedenini bilmiyorum. otobüs terminali bir kaç kişi var etrafta. bankta oturuyorum. geçen gecelerde olduğu gibi dolunay parlıyor. herkesin dikkatini çekiyor herkesin kafalar yukarıda. o sırada ben garip bir şey görüyorum. gökyüzü delinmiş gibi. bir ay büyüklüğünde. sonra ileride bir delik daha beliriyor bir tane daha bir tane daha.. uzaylılar istila ediyor dünyayı. bir eve girip saklanıyoruz. uyuyup uyanıyoruz. ev suyun üzerinde. etrafta sandallarla seyahat ediyor insanlar.
devamını gör...
27.
kilo almıştım pantolanlarımı giyemiyordummm*
devamını gör...
28.
bir sınıftaydım, şu gerçek dünyadaki formumda ve yaşımda sınıfta oturuyordum, ama sınıf dediysem de orta okulda falan.
ders falan işlenmiyordu, bir cinayet fakası için, federal ajan gelmiş, küçük bir çocuktan ifade alıyordu.
ben çocuğun yanında oturuyordum muhtemelen velisi falandım ya da ne bileyim hiç bir fikrim yok neyiydim ?
çocuktan 1-2 yaş daha büyük bir kız çocuğu yanımıza geliyor, federal ajanın sorgusunu bölüyordu. federal ajan da birden sinirlenip kız çocuğuna yumruk atıyordu birden bire, çocuğun suratında ki o üzgünlük ifadesi içimi parçaladı, sonra kız çocuğunun meğerse telekinetik gücü varmış, federal ajanı havaya kaldırıyor, akıllı tahtaya yapıştırıyordu, adam boğuluyor gibiydi sanki boğazdan müdahale ediliyormuş gibi çırpınmaya başladı tabi.
kız çocuğu iyice sinirleniyor, artık nasıl bir telekinetik gücü varsa, federal ajanı resmen balon gibi patlatıyordu, ama kan revan, sınıfta ne kadar öğrenci varsa hepsinin üzerine kan sıçramış.
herkes çığlık çığlığa, ağlayanlar, bayılanlar.
ben de sınıftan tüm öğrencileri çıkarmaya çalışıyorum, bayılan bir öğrenciyi kaldırıp sınıftan dışarı çıkarırken, şok halinde olan telekinetik güçleri olan psikopat kız çocuğu ile göz göze geliyoruz rüya bitiyor.
ama tam da uyanamıyorum, enteresan bir rüyaydı ilk kez bu kadar gerçekçi ses ve görüntülere sahip bir rüya gördüm, midenizi kaldırmak gibi olmasın ama, patlayan federal ajanın etrafa sıçrayıp,parçalanmış iç organlarının üstümden kayışını bile hissettim.
ders falan işlenmiyordu, bir cinayet fakası için, federal ajan gelmiş, küçük bir çocuktan ifade alıyordu.
ben çocuğun yanında oturuyordum muhtemelen velisi falandım ya da ne bileyim hiç bir fikrim yok neyiydim ?
çocuktan 1-2 yaş daha büyük bir kız çocuğu yanımıza geliyor, federal ajanın sorgusunu bölüyordu. federal ajan da birden sinirlenip kız çocuğuna yumruk atıyordu birden bire, çocuğun suratında ki o üzgünlük ifadesi içimi parçaladı, sonra kız çocuğunun meğerse telekinetik gücü varmış, federal ajanı havaya kaldırıyor, akıllı tahtaya yapıştırıyordu, adam boğuluyor gibiydi sanki boğazdan müdahale ediliyormuş gibi çırpınmaya başladı tabi.
kız çocuğu iyice sinirleniyor, artık nasıl bir telekinetik gücü varsa, federal ajanı resmen balon gibi patlatıyordu, ama kan revan, sınıfta ne kadar öğrenci varsa hepsinin üzerine kan sıçramış.
herkes çığlık çığlığa, ağlayanlar, bayılanlar.
ben de sınıftan tüm öğrencileri çıkarmaya çalışıyorum, bayılan bir öğrenciyi kaldırıp sınıftan dışarı çıkarırken, şok halinde olan telekinetik güçleri olan psikopat kız çocuğu ile göz göze geliyoruz rüya bitiyor.
ama tam da uyanamıyorum, enteresan bir rüyaydı ilk kez bu kadar gerçekçi ses ve görüntülere sahip bir rüya gördüm, midenizi kaldırmak gibi olmasın ama, patlayan federal ajanın etrafa sıçrayıp,parçalanmış iç organlarının üstümden kayışını bile hissettim.
devamını gör...
29.
az önce yürüyüş üzerine (tabi yemekte yenmiştir) eve geldikten sonra yapılan şekerleme esnasında görülen rüya. lan uzun zamandır rüya görmemiştim ben.
devamını gör...
30.
uzun yıllardır görmediğim bir arkadaşım olan mark zuckerberg'in yanına gidiyorum amerika'ya. evde oturuyoruz, bana yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor. ne istediğini soruyorum, sevenlerinin kendisine gönderdiği yüzlerce mektubu önüme koyuyor ve bunları kendi adına imzalamamı istiyor. bir kısmı imzalanmış, geri kalanları da başlıyorum mark'ın imzasıyla karalamaya. bu arada yenge ve arkadaşları geliyor, yemek hazırlıyorlar falan. benim kol kopuyor. içimden sövüyorum: severim imzasını da, seni de... alarm çalıyor, uyanıyorum...
ulan mark, beni san francisco'ya bunun için mi çağırdın?
ulan mark, beni san francisco'ya bunun için mi çağırdın?
devamını gör...
31.
eski manita 4 temmuzda evlenme teklifi edecek diye gördüm ve kimseyle manita olmamaya karar verdim.
devamını gör...
32.
cem karaca' yı gördüm, ona bir şarkının sözlerini soruyordum, barış' la beraber yazdık diyordu...
devamını gör...
33.
eski sevgili ile seviştim biraz ulan nerden aklıma geldi ki.
devamını gör...
34.
(bkz: the forest)
devamını gör...
35.
önce biraz bilgi vereyim ki rüyam aşırı anlamsız olmasın. günde tek öğün yiyorum genellikle. fakat dün öğlen arasında arkadaşlarla dışarı çıktık hepsi hamburger yerken ben de duramadım ve yedim. akşam iş çıkışı da dışarıda yiyelim dedik ve bu sefer de pizza yedim. suçlu hissettim tabii.
rüyaya gelecek olursak; tam kestiremediğim bi mahalledeyim ama etrafta gördüğüm insanlar hep tanıdık yüzler. binalar var ama harabe gibi. bi evin içinde -sanırım- irmik helvası gördüm. dondurma da vardı. kendime güzel bi porsiyon hazırladım. daha sonra gül böreklerini gördüm. karnım tok sadece tatlı yiyecektim ama gül böreklerini görünce dayanamadım bir tane alıp yemeye başladım direkt. hızlı hızlı ağzıma tıkıp elimde irmik helvasıyla dışarı çıktım. herkese günde tek öğün yediğimi söylediğim için, birileri, gün içinde; beni yemek yerken görsün istemiyorum. yine de elimde tatlıyla giderken tanıdık ama şu an hatırlayamadığım bi yüz sadece tatlı yiyorsun di mi deyip gülümsedi. o an hala gül böreğini yutamadığım için ağzım dolu. anlık cevap veremedim, yutkunup evet diyebildim sessizce. harabe gibi dediğim binalardan birinin bahçesine girdim. yıkık dökük, ürkütücü bi yer. tam tatlıya başlıcam yukarıdan bi ses geldi. yukarısı dediğimde 1 metre falan yükseklikte korkuluğu olmayan açık bi balkon gibi. korktum tabii biri bi şey yapacak diye. kafamı bi kaldırdım şişman bi adam ama nasıl şişman anlatamam. o şişmanlığı görünce rahatladım birden bu adam bana istese de zarar veremez diye. bana da yiyecek bir şeyler versene dedi. tamam dedim. elimdeki tatlıyı vericem ama biraz yiyorum önce. bi kaşık bi kaşık daha derken bayağı bi yedim. hani 2 kişilik yemek yaptığında yemeği porsiyonlarken iki tabağı da eşit yapmaya çalışırsın ya ben de tabağı adama vermeden önce payımı aldığımdan emin olana kadar yedim. * sonra tabağı yukarı doğru adama uzattım. adam kolunu zor kaldırıyor. tek elini uzattı; tabağı almaya çalışırken elini tatlının içine sokuyor falan. bu adam niye bu kadar aptal diğer elini de kullansa ya diyorum içimden tek elle alamıyorsa. sonra diğer eline bi baktım koccaman. sanki devasa bi kol hiç hareket ettiremiyor. zar zor aldı tabağı yemeye başladı. ben sana börek de getiricem deyip çıktım ordan.
gerisi yok rüyanın. iç hesaplaşmam gibiydi bayağı bi etkilendim. bir daha asla aynı gün hem hamburger hem de pizza yemicem tanrım, söz.
rüyaya gelecek olursak; tam kestiremediğim bi mahalledeyim ama etrafta gördüğüm insanlar hep tanıdık yüzler. binalar var ama harabe gibi. bi evin içinde -sanırım- irmik helvası gördüm. dondurma da vardı. kendime güzel bi porsiyon hazırladım. daha sonra gül böreklerini gördüm. karnım tok sadece tatlı yiyecektim ama gül böreklerini görünce dayanamadım bir tane alıp yemeye başladım direkt. hızlı hızlı ağzıma tıkıp elimde irmik helvasıyla dışarı çıktım. herkese günde tek öğün yediğimi söylediğim için, birileri, gün içinde; beni yemek yerken görsün istemiyorum. yine de elimde tatlıyla giderken tanıdık ama şu an hatırlayamadığım bi yüz sadece tatlı yiyorsun di mi deyip gülümsedi. o an hala gül böreğini yutamadığım için ağzım dolu. anlık cevap veremedim, yutkunup evet diyebildim sessizce. harabe gibi dediğim binalardan birinin bahçesine girdim. yıkık dökük, ürkütücü bi yer. tam tatlıya başlıcam yukarıdan bi ses geldi. yukarısı dediğimde 1 metre falan yükseklikte korkuluğu olmayan açık bi balkon gibi. korktum tabii biri bi şey yapacak diye. kafamı bi kaldırdım şişman bi adam ama nasıl şişman anlatamam. o şişmanlığı görünce rahatladım birden bu adam bana istese de zarar veremez diye. bana da yiyecek bir şeyler versene dedi. tamam dedim. elimdeki tatlıyı vericem ama biraz yiyorum önce. bi kaşık bi kaşık daha derken bayağı bi yedim. hani 2 kişilik yemek yaptığında yemeği porsiyonlarken iki tabağı da eşit yapmaya çalışırsın ya ben de tabağı adama vermeden önce payımı aldığımdan emin olana kadar yedim. * sonra tabağı yukarı doğru adama uzattım. adam kolunu zor kaldırıyor. tek elini uzattı; tabağı almaya çalışırken elini tatlının içine sokuyor falan. bu adam niye bu kadar aptal diğer elini de kullansa ya diyorum içimden tek elle alamıyorsa. sonra diğer eline bi baktım koccaman. sanki devasa bi kol hiç hareket ettiremiyor. zar zor aldı tabağı yemeye başladı. ben sana börek de getiricem deyip çıktım ordan.
gerisi yok rüyanın. iç hesaplaşmam gibiydi bayağı bi etkilendim. bir daha asla aynı gün hem hamburger hem de pizza yemicem tanrım, söz.
devamını gör...
36.
gece yarısı gene ak-sakallı geldi
-ne geldin lan sakalına s*tığım, gecenin bi saati uyandırdın beni dedim
+dur hele celallenme sana haberlerim var dedi
-aman senden gelecek haber olmasada olur dedim
+sen hele bir dinle, yakında uzun bir şahıs islam halifesi olacak dedi
-olursa ekime, olmazsa dikime kalk git şurdan lan dedim
kayboldu.
-ne geldin lan sakalına s*tığım, gecenin bi saati uyandırdın beni dedim
+dur hele celallenme sana haberlerim var dedi
-aman senden gelecek haber olmasada olur dedim
+sen hele bir dinle, yakında uzun bir şahıs islam halifesi olacak dedi
-olursa ekime, olmazsa dikime kalk git şurdan lan dedim
kayboldu.
devamını gör...
37.
ahahah
burada anlatılacak gibi değil asla.
ama o rüyanın gerçeğini yaşamak ister miydim?
bilemedim yemedi galiba..*
(bkz: risky business)
burada anlatılacak gibi değil asla.
ama o rüyanın gerçeğini yaşamak ister miydim?
bilemedim yemedi galiba..*
(bkz: risky business)
devamını gör...
38.
yaş 28 hiç rüya görmedim ne olduğunu bile bilmiyorum
devamını gör...
39.
en unutamadığım rüyalardan birinde bodrum'a tatile gittiğimi görüyorum. bir ağacın altına uyku tulumumu serip içine girerek o ağaçların hışırtısını dinliyorum, sonra tatlı tatlı yüzüme ağaçların serinliğinin vurduğunu hissediyorum. doğa ile iç içe olduğum bir rüyaydı. bu rüyadan sonra bende doğaya, toprağa, yeşile, ağaca, ota, çiçeğe, böceğe karşı farklı bir bakış açısı oluştu, daha çok sevmeye başladım.
devamını gör...
40.
buraya bir başlık açmışım ama ne yazdıysam baya linç yiyorum. içlerinden biriyle özelde kavgaya tutuşuyorum. sözlükten soğutan bir rüyadı.
devamını gör...