61.
ilk paragraftan sonra sarıo.
devamını gör...
62.
there and back again.
devamını gör...
63.
hatalarıyla yüzleşemeyen insanlar, hatalarıyla yüzsüzleşiyordu. genç adam bunu anladığında geç olmaya ramak kalmıştı.
devamını gör...
64.
ne zaman bunaltıcı rüyalardan uyandığım bir sabahta, yatağımda kocaman bir böceğe dönüşmüş olarak bulacağım kendimi.
devamını gör...
65.
evet arkadaşlar kitabıma hoşgeldiniz olurdu diye cevaplayacağım sorunsaldır.
devamını gör...
66.
kabulleniş karanlık bir mağarada çıkış yolunu bulmak gibiydi. kalbim yara bere içinde kalsa da o çıkışı bulmuştum ben artık.
devamını gör...
67.
zamandan ve mekandan bağımsız bir yer düşünebiliyor musunuz?
devamını gör...
68.
çevremdeki insanların bana kattığı ve öğrenmeme yardımcı olduğu tek bir şey vardı: cevaplarıyla ilgilenmediği soruları sormamalıydı insan.
devamını gör...
69.
selam.
devamını gör...
70.
giriş cümlesi bulamadığım için yıllardır beynimin kenarında tozlanıp kalmış mükemmel kurgularım var benim..
devamını gör...
71.
bu hikaye gerçek yaşanmış olaylardan alınmıştır.
devamını gör...
72.
inanın bu kitap sizlerin ufkunuzu genişletecek.
devamını gör...
73.
alışılagelmişlerin dışında acizlik acı dolu sayfaların ilk cümlesi.
devamını gör...
74.
büyük ihtimalle bu olmaz ilerde ama atmak istedim. sadece cümle değil baya giriş yazmışım ya ben...
içi hiç tanımadığım ama canımın içiyle dolu olan albümün bir sayfasını daha çevirerek onu biraz olsun tanımaya çalıştım saçlarına baktım, acaba uzun saç mı severdi kısa saç mı? en sevdiği renk neydi? belki gözlerinin yeşili belki kaşlarının karası...en sevdiği şarkılar, filmler, kitaplar neydi? ne hissetmişti ilk kez kürk mantolu madonnayı okurken? çocuk kalabilmiş miydi küçük prens için? yarın başkalarının deyişiyle benim doğum günümdü ama annemin ölüm günü benim doğum günüm olamazdı tamam belki mutluydum ama mutlu olmak istemiyordum o yokken hiç bir şey anlamlı gelmiyordu bir insan nasıl hiç tanımadığı birine bu derece bağlı olabilirdi? ben onu sadece başkalarının anlattığı anılardan tanıyordum beni bir kez bile kucağına alamamıştı bir kez bile kokumu içine çekememişti bir kez bile sevememişti beni.
bir zamanlar okuduğumda çok güzel geliyordu bu cümleler fakat şu an...
içi hiç tanımadığım ama canımın içiyle dolu olan albümün bir sayfasını daha çevirerek onu biraz olsun tanımaya çalıştım saçlarına baktım, acaba uzun saç mı severdi kısa saç mı? en sevdiği renk neydi? belki gözlerinin yeşili belki kaşlarının karası...en sevdiği şarkılar, filmler, kitaplar neydi? ne hissetmişti ilk kez kürk mantolu madonnayı okurken? çocuk kalabilmiş miydi küçük prens için? yarın başkalarının deyişiyle benim doğum günümdü ama annemin ölüm günü benim doğum günüm olamazdı tamam belki mutluydum ama mutlu olmak istemiyordum o yokken hiç bir şey anlamlı gelmiyordu bir insan nasıl hiç tanımadığı birine bu derece bağlı olabilirdi? ben onu sadece başkalarının anlattığı anılardan tanıyordum beni bir kez bile kucağına alamamıştı bir kez bile kokumu içine çekememişti bir kez bile sevememişti beni.
bir zamanlar okuduğumda çok güzel geliyordu bu cümleler fakat şu an...
devamını gör...
75.
saatlerdir yattığı yerde öylece duvara bakıp düşünürken telefonunun çalmasıyla uzun süredir kadife örtü serili yumuşak koltukta uyuyakaldığını anlamış oldu.
devamını gör...
76.
sonunda bulmuştum; yıllardır belkide fark etmeden gittiğim her yerde, gördüğüm her şeyde, işittiğim tüm seslere, okuduğum her satırda aradığım nedenimi bulmuştum ama...
devamını gör...
77.
bir sabah uyandığında kaya kaçan, uzun ve yorucu gecenin ardından, kendini kapkara bir eşeğe dönüşmüş buldu.
devamını gör...
78.
bu kitabın basımı için kesilen aĝaçlardan özür dilerim, ama yazmak zorundaydım.
devamını gör...
79.
ben mi gülmüyorum tanrım?
insanlar mı somurtmuş?
insanlar mı somurtmuş?
devamını gör...
80.
her insan bir renk ve sen alacalanıyorsun istemsizce.
devamını gör...