yüksek lisans

lisansın üstü doktoranın altıdır. ortada kalmış yapmasan olmaz yapsan devamı olmayınca anlamı olmayan ikircikli eğitimdir. tercihen tezlisi makbuldür.

akademik kariyerden önceki son çıkış. alanında uzmanlığın zirvesi. bu kademeden sonra alanda değil konuda uzmanlık başlar. ünvansız son eğitim seviyesidir.

artık lüks değil ihtiyaç. seçenek değil zorunlu!

türkiye'de nedense akademik kariyerle ilişkilendirilir. ancak ecnebi memleketlerde graduate degree yüksek lisans ile olur. lisans eğitimi tek başına yetersizdir ve lisans eğitimi alanların hemen hemen büyük kısmı akademi olsun olmasın yüksek lisans yapar. çünkü elinin ingilizi diplomaya bakmıyor içeriğe bakıyor.

tez yazma aşamasının sektöre dönüştüğünü gördüğüm lisans üstü eğitim düzeyidir.
anket ve araştırma yapmak gerekiyor, orada da veri işleyecek bir firma ile beraber çalışmak zorundasınız.
doktora tapıp devam etme niyeti yoksa çekilecek gibi değildir. hedefler varsa ve emin adımlarla ilerleniyorsa çekilir.

üniden mezun olacağım zaman banada nasip olur inşallah.

eskiden çok önemliydi benim için ama artık.

doktora öncesi atıştırmalıktır. "tezsiz" diye bir garabet versiyonunu uydurdular, ki bana göre ismek kursundan hallicedir, ne idiği belirsiz bir şey. yüksek lisans, doktoranın ön şartıdır (pratikte öyle değil, farkındayım). kendisi bir akademik derecedir peşine doktora yapılmayacaksa yüksek lisans yapılması anlamsızdır. işte tam da bu sebeple tezsiz yüksek lisans, amacı gereği, akademiyle uzaktan yakından alakası olmayan bomboş bir "akademik" eğitimdir.
uzun uzadıya doktora nedir, etimolojisi, amacı, girdisi çıktısı oturdusu kalktısı vs bahsedecek değilim fakat bir konuda alabileceğiniz en üst paye "doktor" titridir. bu da sizin o konudaki güncel literatüre (kümülatif bilgi birikimi) hakim olduğunuzu, usta olduğunuz konuda mevcut bilgileri alıp, kullanıp, harmanlayıp yeni sonuçlara varabileceğinizi, yeni fikirler üretip bunları başkalarına anlatabileceğinizi/öğretebileceğinizi/karşılık verildiğinde savunabileceğinizi ifade eder. "doktor" olabilmek için alıştırmadır aslında yüksek lisans. tahta kılıçlarla oynayan çocuklar gibi düşünün.
bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda tezsiz yüksek lisans abesle iştigaldir. yapana laf edemem, sistem böyleyse kullanmak zorundayız, mecburen. benim fikrimin pek önemi yok. önemli olduğunu düşünseler devlet büyüklerimiz arayıp "sevgili büyücü, tezsiz yüksek lisans hakkındaki fikirlerin nelerdir, ona göre bir ayarlama yapalım" derlerdi. ben de "kesinlikle bütün programlar iptal edilmeli, ismi 'yüksek lisans'tan 'sertifika programı'na dönüştürülmeli, mezunlarına da 'işletme uzmanı' unvanı verilmeli" derdim. evet bu konuda kafatasçılık yapıyorum, sori (gizlinot: not sorry)

y.lisans la uğraşmış biri olarak diyebilirim ki gereksiz bir saçmalık. tezi yazsan yazdığınla kalmıyorsun enstüti saçmalıklarina,orda calisan gerzeklere katlanmak durumunda kaliyorsun. en iyisi direkt bütünleşik doktorayapmaktir.

y.lisans boş istir. direkt doktoradan başlayın.

artık hiçbir özelliği kalmamış lisansüstü derecesidir. 6 sene kpss deneyen insanların askerlik tecili veya elim boş durmasın aracına dönüşmüştür. akademinin dipte olmasının hem sebebi hem sonucudur. bana okuma yazma bilen birini verin size lisans mezunu da yüksek lisans mezunu da yaparım.

tezli ve tezsiz olarak ikiye ayrılır. tezsiz yüksek yapanlar, ay ben yüksek lisans yapıyorum, projesi beni mahvediyor diye ağlarken; tezli yapanlar ise yüksek lisans için bu hafta tez danışmanım ile randevum var diyerek kendini ağırdan satar. yani tezli yüksek lisans aslında mercedes iken, tezsiz yüksek lisans ise ancak dacia falan olabilir. ama şu var, eğer ki bir iş kolunda kurs vs. yapacaksanız, tezsiz yüksek lisans yapın hem ufaktan öğrencilik eski günleri yad etme hem de çok daha uyguna daha kapsamlı eğitim.

yüksek lisansın temel amacı genelde lisans eğitimi alınan alana ait bir konuda veya bilimsel hazırlık okunarak farklı bir alanda uzmanlaşmaktır. öğrenciye bilimsel araştırmanın nasıl yapılması gerektiğini öğrenme, bir makalenin ve bilimsel bir sunumun nasıl hazırlanması ve sunulması gerektiğini ve insan ilişkilerinin akademik başarıya katkısını anlamak için bulunmaz bir fırsattır. lisans çıraklıksa, yüksek lisans kalfalıktır. nasıl ki her kalfa aynı kalitede iş çıkartamazsa, her yüksek lisans mezunu da aynı kalitede uzmanlaşmaz. kendini adamak gerekir, doğru ustaya tabiri caiz ise kendini teslim etmek demektir . aksi taktirde zaman kaybıdır. bir kağıt parçası için harcanan saatler ve günlerdir.

eylül ayından beri içinde bulunduğum şey. alanım çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri yukarıda bir arkadaşında belirttiği gibi öldürmüyor ama süründürüyor. sosyal bilimler çok çetrefilli imiş.

ahhh ahhhh... eskilere gittim yine. siz siz olun ilk yilinizda tez konunuzu belirleyin ve ikinci yıla kalmadan yazmaya başlayın. tez dönemi 4 dönemdir. tarih okuyorsanız eğer birinci elden kaynaklar en sıkıntılı konu. intihale takılmamak için 40 takla atardik. gerçi doktora daha da zor. akademisyenler tez savunmasında yüksek lisans da doktoraya nazaran daha esnektir. fakat doktora çok sıkı tutar bu işi. başarılar dilerim.
dipnot: danışmanınızı iyi belirleyin. ben ortaçağcıyım ama danışman hocam diğer hocaların çok öğrencisi olduğundan ilâhiyatçıydı.d alakasız bir durum. neyse ki aslanlar gibi savunup geçtim.

bitirdikten sonra okumaktan soğuduğum ileri eğitim şeysisi.
okumak derken okula gitmek değil, ciddi ciddi kitap, dergi, gazete bile okumaktan soğumuştum.
e tabi şimdiki dr. olmayan doç-çentler veya profisürler gibi başkasına yazdırmadık tezimizi, cayır cayır araştırıp, çatır çatır geçirdik tez jürisinden.
ülkede çoğu profesör olup da makale yazmamış ya-uşaklardan daha fazla atıf aldığımı da sonuna iliştirip biraz kabaran koltuklarımı göstermiş olayım.

bazı bölümler dahilinde türkiye'nin en iyileri arasında olan üniversitelerinde bile yapsanız sizi hayal kırıklığına uğratabilecek eğitimi verme ihtimali olan eğitim seviyesidir.

bilgisayar animasyonu ve oyun teknolojileri bölümü için hacettepe üniversitesi 2019'da çok yetersizdi ve yüksek lisans seviyesinde alanla ilgili temel eğitimden başlatılıyor olması da bana göre büyük bir hayal kırıklığıydı fakat kendim için değil gerçekten bilgisini daha ileri seviyeye taşımak isteyenler içindi.

neden benim için değildi ? çünkü ben sadece eğitim seviyemi yükseltmek ve network açısından değerlendirdiğim için yapmıştım, yani alanımda bölüm başkanının girdiği derste "bunu nasıl yapıyorduk" diye bana soracağı kadar...

umarım artık daha ileri seviyede ve gerçekten akademik denebilecek şekilde bir eğitim kalitesine ulaşmışlardır.

hemen her üniversite dil şartı koyuyor artık.yds yeterliliği istemeyen üniversite yok gibi. toefl , ielts falan hak getire.

gelinen zamanda. daha doğrusu dönüşen tr'de, üzülerek söylüyorum ki aylak insan işi.

memuriyetten farkı yok, belediyeye girmişsin ha üniversite kadrosuna. akademisyen arkadaşlar var sırf goygoy. geyik yapıyorum kampüsteki z kuşağıyla ilgili, verdiğim vergilerle ödenen maaşları için iğrenç espriler yapıyorum.

kuş gözlem ekibinden bir dostum var. akademisyen. her sene yarasa g.tü gözlemlemeye mi gidiyorsun diyorum. safi goygoya döndü artık olay. herkes ödenek kovalıyor. içiyoruz hep birlikte.

hiçbir şey olamayan akademisyen olmaya kasıyor son bir kaç yıldır.

tam bir tufan.

üzücü ama gerçek.

mülakat veya üniversitenin kendi sınavı varsa kesin torpil var demektir.

beni güzel sözlerle kandıran ar. gör. hanfendiyi buradan kınıyorum. nasıl bir belaya bulaştırdın bizi, silkemiyoruz bile yakamızdan. en son ferkedanı araştırıyordum. geçen venüs'ü gördüm gökyüzünde. neye laf ettiysek o olduk.