z kuşağını diğer kuşaklardan farklı kılan özellikler

özgür ruhlular ve iyi ki öyleler. umarım böyle de devam eder.

üzerlerinde sanki çok fazla sorumluluk var; kurtarıcı gibi algılanıyorlar. aslında her kuşağı liderleri yönetir. z kuşağının da diğer kuşaklar gibi aralarından çıkacak liderlere ihtiyacı var. biraz fazla hassaslar sanki. bilemiyorum. benden yaşça küçük insanlarla pek muhatap olmam. doğru bi tavır değil bu ama konuşacak konu bile yok sanki arada. farklı kafalar. güzel tabii. yine de dünya burası. çok uçmamak, gerçeklikten kopmamak lazım.

- ırkçı değiliz.
- lgbt destekleyicisiyiz.
- kadına şiddete karşı çıkıyoruz.
-savaşlara son vermek istiyoruz.
- dini ırkçılığa hayır diyoruz.
-hayvan haklarını savunup onları koruyoruz.
-çevremizi kurtarmak için savaşıyoruz.

kendimce hipotezlerim şöyle;
1. ambalajlı gıdalarla büyüdükleri için önceki kuşaklardan daha uzun boylu ve kemik yapısı sağlam. çünkü ambalajlı gıdaların içinde her türlü sentetik vitamin takviyesi koyuluyor. ama raf ömrünü uzatmak için türlü türlü sentetik gıda koruyucu kimyasal da koyuluyor. bu yüzden z kuşağın dış görünüş olarak sağlıklı görünmesine karşın bağışıklık sistemi olarak zayıf olduğunu düşünüyorum. erken yaşta tiroid gibi hormonal hastalıklara yakalanma risklerinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
2. helikopter ebeveynler tarafından yetiştirildikleri için her konuda rehbere ihtiyaç duyuyorlar. aklınıza gelebilecek her konuda google arama motoruna ... nasıl ödenir? ... nasıl yapılır? gibi sorular soruyorlar.
3. çoğu eğitim sistemine güvenmediği için liseyi açıktan bitirdi. okul ortamındaki despotik ve yobaz sosyolojiden kaçmak için bunu tercih ettiler. idealist olan gençler kendilerini geliştirmesini bildi. ebeveynlerinin desteğini alanlar zaten çoktan ülkeyi terk ettiler.
4. yüksek hızlı aksiyon kamera ayarlı bilgisayar oyunlarıyla büyüdükleri için hem görme sistemi hem de beyin fonksiyonları farklılaştı. çünkü bilgisayar oyularında rgb denen parlak sistemi kullanılıyor. oysa gerçek hayatta doğal beyaz güneş ışığıyla görüyoruz. bu da bazen nesneleri geç fark etmemize sebep oluyor. artık siyah, kahverengi, bej, ördek yeşili, şarap kırmızısı gibi doğal renkler yerine ultravioler, dijital kırmızı, ultramarine, neon yeşil, portakal turuncusu gibi çok parlak ve doygun renkleri tercih ediyorlar.
5. dış görünüşüne aşırı takıntılı bir nesil ortaya çıktı. parası olan hemen estetik operasyonlara girişiyor. ideal dış güzelliğin toplum tarafından kabullenmenin bir ön şartı olduğunu düşünüyorlar. buna tepki olarak çok fazla asosyal genç de var. el iyüzü düzgün olmalarına rağmen kendilerini "çok çirkin" olarak nitelendirdikleri için sosyalleşmiyorlar.
6. zamanın kıymetini biliyorlar. bir daha genç olmayacaklarını bildikleri için denemek istedikleri her şeyi maddi imkanları dahilinde gerçekleştiriyorlar. farklı seksüel aktiviteler, kenevir kullanımı, uyuşturucu madde kullanımı, sosyal düzenle dalga geçmek, büyüklere saygısızlık, cinsiyet kalıplarının dışına çıkmak gibi sosyolojik normları, inanışları ve tabuları yıkmak için özel bir çaba harcıyorlar. kerimcan durmaz gibileri bu yüzden popüler oluyor.
7. çok hızlı iletişim kuruyorlar. birbirlerini gerçek hayatta tanımasalar dahi sanal dünyada çok hızlı buluşuyorlar. arkadaşlıkları da aynı hızda tükeniyor. çoğu genç organik bağlar kurmak yerine sanal arkadaşlıkları tercih ediyor. bu arkadaşlıklar karşılıklı seksüel zevk için de kullanılıyor.
8. trendleri takip ediyorlar ve trendlere ayak uyduruyorlar. bağımsız bir kitlesel hareket oluşturamıyorlar. bahsettiğim bu trendler büyük şirketlerin satış pazarlama tekniği olarak gençlerin üzerinde oldukça etkili. yani z kuşağı aslında kapitalizm tuzağının içindeler. bunun da farkında değiller. önceki kuşak ise devletçiydi. bu yüzden türkiye cumhurbaşkanı "eyy abd!! haddini bill clinton" dediğinde önceki kuşaklar orgazm olurken z kuşağı "aha şimdi sıçtık, oyundaki gelişme paketi dolar kuru yüzünden 900 tl olacak, almak için para biriktirdiğim playstation şimdi yüz bin lira olacak" diyerek anksiyete nöbeti geçiriyor. yani realist vakış açısını kaybetmiş bir kuşakla karşı karşıyayız.
9. son olarak z kuşağı "hayallerinin peşinden git; sen istersen herşeyi başarırsın; kendini başar" gibi saçmalıklarla hype edildiği için 30'lu yaşlara geldiğinde çok ağır bir depresyon geçirecek. buna sebep olan ebeveynleri zaten artık "30 yaşına geldin hadi evlen" diyemiyor eski kuşak gibi. çünkü kendileri de biliyor ki evlenince hayat daha güzel olmuyor.
10. kendini bilime adayacak z kuşağı bulmakta zorlanıyoruz. covid-19 pandemi döneminde gördük ki bilim diye kutsallaştırılan şey dünya'nın en büyük şirketlerine yarıyor. zaten artık düşündüğünüz gibi keşfedilecek pek birşey kalmadı. bu dünya'nın ebesini s*ktik gidsip mars'ta hayat arıyoruz. hayalperest fizikçiler bile bu gerçekle yüzleşti artık. uğruna soğuk savaş döneminde trilyonlarca dolar para harcanan uzay yarışının geldiği hale bak "turizm". birkaç kalantor yerçekimsiz ortamda muz yesin diye rusya, çin, abd, hindistan milli servetlerini harcadılar. bilim, düşündüğünüz gibi birşey değil. teknoloji de gelişen birşey değil geliştirilen birşey.

sonuç olarak: dünya'da robot teknolojileri hızla geliştiriliyor. yakın gelecekte tekrar naziler hortlayabilir ve dünya üzerindeki en saf ırkın kendileri olduğunu söyleyebilir. nüfus hızla artarken eğitimin yaygınlaşması aynı hızda artmıyor. artık internette her türlü eğitim içeriği ücretsiz olarak bulunduğu halde toplumların eğitim seviyesi yükselmiyor. tam aksine giderek daha çıkarcı bireyler ortaya çıkıyor. günümüzde istihbarat sevisleri saha ajanı yetiştirme konusunu yeniden düşünüyor. internete yanlış bilgileri koy, biraz propaganda yap ve bir tutam popülizm en sağlam demokrasileri bile sarsıyor.
yakın gelecekte internet yeniden sıfırlanabilir. big datayı işeyecek kuantum bilgisayarları geliştirildiğinde sizin o çöp içerikleriniz web'den silinebilir. yeniden burjuva despotizmi ve sansürüyle karşılaşacağız. o güne kadar koç ailesini, sabancı ailesini, doğan ailesini, erdoğan ailesini, albayrak ailesini, akalın ailesini, limak holdingi, cengiz inşaatı falan zengin etmeye devam ke. kapitalizm zaten budur, ömrün boyunca çalışırsın 1 ev 1 araba parası kazanırsın, çalıştığın şirketin patronun dedesi fabrika kurduğu için yedi sülalesi çalışmadan zengindir. ama senin dedenin s2nde olmadığı için, devlet memuru olarak devlet putuna köle olmayı yeğlediği için sen ve senin sülalen hep fakir kalacaksınız.
ne oldu? hani fırsat eşitliği? eşit miyiz söyle? birini dedesi kumarda tarla kaybeder birinin dedesi dünya savaşından sonra rekabetsiz piyasada fabrika kurar. sen de "sosyal adalet" diye ağlarsın. sen şimdi internetten şirket kurmaya kalksan damga vergisi, gelir vergisi, cart vergisi curt vergisi en az 20 bin devlete yedireceksin ki daha ortada satış yok.

işte z kardeş, it gibi çalışsan da bu dünya'da sana hakkını vermeyecekler. bilgisayar oyunlarında en azından hakkını alabiliyordun artık o da kalmadı. parayı basan rank 1 oluyor. z kuşağının son digital kalesi de yıkıldı aramıza dön.

internette anonim hesabın arkasına saklanıp çok iyi küfür ediyorlar. bu özelliklerini çok takdir ediyorum bayağı bir yetenek istiyor.

olumlu olarak ; çok çok fazla zekiler.
olumsuz olarak; çok fazla sorumsuzlar.

bu iki özellik nasıl yanyana geldi o da ayrı tabi.

talihsiz bir devirde doğmaları.

zikzak şeklinde olmaları mı?

kuşağın adının z olması

her ne olursa olsun eleştirmekten ve doğruları söylemekten vazgeçmiyorlar.

doğduklarından beri başka bir hükümet, başka bir yönetim şekli görmedikleri için daha politikler. siyasal islamın içinde oldukları için, kötüyü direkt ayırt edebiliyorlar ve hükümet politikaları nedeniyle acıya daha dirayetliler. ülkenin ekonomik kötü gidişatına bu yaşlarda dahil oldukları için, ekonomik gelişmelere daha hakimler ve duyarlılar.

teknolojinin içine doğdukları için gündeme hakimler ve gelecekteki meslekler için daha avantajlılar.

he bir de çok iriler lan! büyük gösteriyorlar.

telefonlardan örneklendirebilirim.. eski kuşak sony erikson, nokia 5110 dersek dayanıklı güçlü ama yaptığı işlem belli.. z kuşağı iphone gibi bir sürü şey yapabiliyorlar.. yapmaları yanı sıra biliyorlar ama bir o kadar da kırılganlar ve dayanıksızlar... çünkü dayanmamaları gerektiğini biliyorlar kulağını gezdirerek tutmak yerine en basit ve kısa şekilde bunu yapabileceğini biliyorlar eskiler de istiyor ki z kuşağı eziyet çeksin... ( aslında en kısasından.. "teknoloji ve bilgi çağında doğdukları için eski kuşaklara göre zekiler" de diyebilirdim ).

tabiki de her kuşakta olduğu gibi teknolojinin gelişimi

teknoloji başka bir fark yok o da zannedildiği kadar büyük bir fark yapmaz unutmayın genetik salaklık ebedidir

kaderci olmaları, mental açıdan günümüz boomerlarından bir farkları olduğunu düşünmüyorum.
türkiye için geçerlidir.

en uygun başlık bu sanırım, bu konu hakkında bir şeyler söylemek için...
çünkü karşılaştırma yapmamız şart.

en alt sınırı ne şimdi bu yaş grubunun?
batılı ülkelerde 1999-95-93 falan da...
bizde öyle değil bence.
3 g'ye çok geç geçtik biz bir kere... başka nedenler de var.
zira, z kuşağını z kuşağı yapan en temel güç, 3 g.
bizde temmuz 2009'da başladı mesela.
windows 98'den xp'ye geçmek gibi bir şeydi adeta, 3g'ye geçiş...
internet cafeler yalan oldular birden!
internet cafe gençliği yalan oldu...
derken.. işte.. bizim z kuşağımız da tam o an oluşmaya başladı.
o zamanda oluştularsa peki hangi zamanda doğdular?
2000 ve sonrası mı diyelim düz hesap?
2009'dan sonra 3g ile hayata bağlanan bu arkadaşların ayrıca dizüstü ya da masaüstü bilgisayar sorunu da kesinlikle yoktu.
dolar kuru düşüktü, onların çocukluk dönemleri tüketim çılgınlığı ile geçti...

şimdi taş patlasın 22 yaşında her biri.
üstündekiler kendisini o kuşağa dahil etmesin.

23 olur 24 olur en fazla, o da yetişilen ortama göre.

velhasıl, bizim z kuşağımız daha tam yetişmedi aslında. bi üç beş yılları daha var.
o zaman işte, bu ülkenin kaderinde müthiş etkili olacaklar.

saygısızlık
bir şeyi bilmemekle övünmek
kendilerini dünyanın merkezinde sanmaları ve inanılmaz bir bencillik
sosyal medyadan yeterince beğeni almamak
umutsuzluk,
tüketim çılgınlığı,
tatminsizlik
psikopat y kuşağı ebeveynleri


ne demiş can yücel;

20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz

tek iyi yanları farklılığa biraz daha açıklar onun sebebi de henüz hayattan bihaber olmaları. çoğunluğu evde oturup toplum içine karışmadığı için hayatın gerçekleri yüzlerine vurduklarına manyak olacaklar. yukarıdaki arkadaşın da dediği henüz daha büyümediler. o yüzden g..ü toparlayabilirler bireysel olarak. 97liler ve 98lileri biraz hariç tutabiliriz. hazır mevzusu açılmışken 97li biri olarak z kuşağı sayılmaktan utanıyorum, 97liler z kuşağı değildir kabul etmiyoruz ilgili makamlara başvuracağız haberiniz olsun!!!#@$

acayip pasifler acayip uç noktalardalar. ya aşırı asosyaller ya aşırı sosyal. kendilerine üzülüyorum da bir yandan ülkenin en kötü zamanlarından birine denk geldiler. fransa'daki z kuşağı mensubu akrabam ortalama altı bi işte çalışarak ülke ülke gezebiliyorken buradaki garibanlar iş bile bulamıyor. zaten gerontokrasinin had safhada olduğu bi ülkedeyiz gençlere kimse güvenmiyor vsvs. durum üzücü.

bu arkadaşlara tavsiyem hayata ne kadar erken atılırlarsa o kadar iyi. demesi kolay efet biz de geçtik bu yollardan biliyorum hede hödö, bi yolunu bulun onu da ben mi söyleyeyim girin kafeye mafeye çalışın onurunuz gururunuz kısa vadede zedelenmiş hissedebilirsiniz ama uzun vadede kazanacaksınız. yatırım tavsiyesidir.

çoğu suserlar zırlamış fakat kendi nesilleri bugünün sorumlusu, hatta 1-2.ds da sorumlusu. en azından tuttuğunu kopartan bir nesil. hakkını yedirtmiyor.

ne yapsalar göze batması.