bi bitmediniz dedirtenler
maske takarkan burnunu açıkta bırakanlar.
devamını gör...
kafa sözlük yaşamı vs gerçek yaşam
çok da farklı olmayan 2 şey arasındaki kıyaslama. en azından benim için değil.
ha bak, arada tanım girerken salatalık yiyebilirim ama doğrudur. sonuçta beyin durdurucu bir özelliği yok. usul usul kıtırdatırken de fizik kanunlarını düşünebiliyorum.
tek fark olabilir ama; gerçekte trollüğe burada olduğumdan bir tık yakınım. onu inkâr edersem allah çarpar. bazı bazı yanımda bulunan kişilerin gülmekten ağızlarının, south park'taki kanadalılar gibi ayrıldığı görülmüştür.
ha bak, arada tanım girerken salatalık yiyebilirim ama doğrudur. sonuçta beyin durdurucu bir özelliği yok. usul usul kıtırdatırken de fizik kanunlarını düşünebiliyorum.
tek fark olabilir ama; gerçekte trollüğe burada olduğumdan bir tık yakınım. onu inkâr edersem allah çarpar. bazı bazı yanımda bulunan kişilerin gülmekten ağızlarının, south park'taki kanadalılar gibi ayrıldığı görülmüştür.
devamını gör...
yazarların en köylü özelliği
evde hala patik giyiyorum.
devamını gör...
aziz nesin
arkadaşım badem ağacı
sen ağaçların aptalı
ben insanların
seni kandırır havalar
beni sevdalar
bir ılıman hava esmeye görsün
düşünmeden gelecek karakış..
açarsın çiçeklerini ..
bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
bir güler yüz bir tatlı söz..
açarım yüreğimi hemen
yemişe durmadan çarpar seni karayel
beni karasevda
hemde bilerek kandırıldığımızı
kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
koo desinler bize şaşkın
sonu gelmesede hiç bir aşkın
açalım yinede çiçeklerimizi
senden yanayım arkadaşım
havanı bulunca aç çiçeklerini
nasıl açıyorsam yüreğimi
belki bu kez kış olmaz
bakarsın sevdan düş olmaz
nasıl vermişsem kendimi son sevdama
vur kendini sen de bu güzel havaya
muhteşem dizelerin yazarıdır.
devamını gör...
5 ağustos 2021 somali'ye 30 milyon dolar hibe edilmesi
rte imzasiyla resmi gazetede yayimlanmis bir kararnameyle basina duyurulmustur. ne denir, nasil denir bilmiyorum ama akil oynatmalik bir durumun icinde oldugumuzu biliyorum.


kaynak olarak ayrica


kaynak olarak ayrica
devamını gör...
mesaj atsam mı atmasam mı tereddütü
asla yaşamadığım tereddüttür. şimdi soracaksınız neden? anlatayım efendim.
söylenecek çok şey varken susmak kalbe zarardır. içimdekini söyler, gerisini karşı tarafa bırakırım. bir de en sevdiğim huyumdur; eğer susmuşsam benim için bitmiş demektir. bu nedenle çok çok kırılmadıysam asla mesaj atma ya da atmama tereddütüne düşmem, susmamaya, sorunu çözmeye çalışırım.
söylenecek çok şey varken susmak kalbe zarardır. içimdekini söyler, gerisini karşı tarafa bırakırım. bir de en sevdiğim huyumdur; eğer susmuşsam benim için bitmiş demektir. bu nedenle çok çok kırılmadıysam asla mesaj atma ya da atmama tereddütüne düşmem, susmamaya, sorunu çözmeye çalışırım.
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak
çoğunlukla resim sanatına ait eserlerin görücüye çıktığı bir konu başlığıdır. kuşkusuz ki bu paylaşımlarla resim sanatına dair pek çok müstesnâ eseri ve ressamı tanıma imkânına kavuşuyoruz. ancak diğer sanat dallarındaki değerli eserlere de zaman zaman dikkatlerimizi çevirmek suretiyle sanat zevkine hitâb etme gerekliliğine inanıyorum. bu sebeple günümüze kadar klasik türk sanatları'nın şubelerinden olan hat, ebru, tezhip, minyatür ve çini gibi sanat dalları hakkında paylaşımlarım oldu. aslında bunların her biri müstakil başlıklar altında anılmaya ve anlatılmaya değer sanatlardı. fakat, müstakil başlıklar altında kısıtlı bir okuyucu kitlesi muhâtab iken farklı sanat dallarının geçit resmi yapabileceği bu başlık altında daha fazla sözlük müdâvimi, küçük misâllerini kaydettiğim geleneksel sanat eserlerini değerlendirme imkânına sahip olacaktı.
işte bu niyet ve düşüncelerle yeni bir sanat dalına ilginizi çekmek istiyorum: bu klasik sanatımız cilt sanatıdır. nasıl ki vücudumuzun iskelet-kas sistemi ve organlarımız bir deri tabakası ile korunuyor ve birliği muhâfaza ediliyorsa, mecmuâ ve kitapların yaprakları dağılmaktan, yıpratıcı dış tesirlerden korunsun, diye şirâze tâbir edilen bez bir şerit ile birliği sağlanan kâğıt yaprakların kartondan mâ'mûl ön ve arka kapaklarla kaplanması şeklinde târiflenebilir bir sanattır. söz konusu cilt kanatları, sonrasında tezhip sanatının elinde türlü güzelliklerin meşheri hâline geliyor. 7. ve 9. yüzyıllarda dünyada ciltçilik sanatının ilk ve güzel örneklerini uygurlar vermişler. 12. yüzyılda anadolu selçukluları bu sanatı da havalandırmışlar ve emsalsiz eserlere imza atmışlar. 16. yüzyılda ise osmanlılar klasik zevkin numûnesi olan ciltler ile kitap ve mecmûâlarını süslemişler. şimdi cilt sanatına ilişkin muhtelif sitelerdeki eserleri, faydalı olması temennîlerimle zevk-i selîminize ve rakik nazarlarınıza arz ediyorum:










cilt sanatı hakkında buradan daha geniş bilgi edinilebilir.
cilt sanatı ile ilgili fotoğraflar aşağıdaki adreslerden temin edilmiş olup meraklılar tarafından diğer cilt sanatı örneklerine ulaşılabilir:
buradan
buradan
buradan
buradan
işte bu niyet ve düşüncelerle yeni bir sanat dalına ilginizi çekmek istiyorum: bu klasik sanatımız cilt sanatıdır. nasıl ki vücudumuzun iskelet-kas sistemi ve organlarımız bir deri tabakası ile korunuyor ve birliği muhâfaza ediliyorsa, mecmuâ ve kitapların yaprakları dağılmaktan, yıpratıcı dış tesirlerden korunsun, diye şirâze tâbir edilen bez bir şerit ile birliği sağlanan kâğıt yaprakların kartondan mâ'mûl ön ve arka kapaklarla kaplanması şeklinde târiflenebilir bir sanattır. söz konusu cilt kanatları, sonrasında tezhip sanatının elinde türlü güzelliklerin meşheri hâline geliyor. 7. ve 9. yüzyıllarda dünyada ciltçilik sanatının ilk ve güzel örneklerini uygurlar vermişler. 12. yüzyılda anadolu selçukluları bu sanatı da havalandırmışlar ve emsalsiz eserlere imza atmışlar. 16. yüzyılda ise osmanlılar klasik zevkin numûnesi olan ciltler ile kitap ve mecmûâlarını süslemişler. şimdi cilt sanatına ilişkin muhtelif sitelerdeki eserleri, faydalı olması temennîlerimle zevk-i selîminize ve rakik nazarlarınıza arz ediyorum:










cilt sanatı hakkında buradan daha geniş bilgi edinilebilir.
cilt sanatı ile ilgili fotoğraflar aşağıdaki adreslerden temin edilmiş olup meraklılar tarafından diğer cilt sanatı örneklerine ulaşılabilir:
buradan
buradan
buradan
buradan
devamını gör...
sokak ortasında öpüşen sevgililer
o an ki duygu yoğunluğuna engel olamamışlardır. sokak ortasında birbirlerine şiddet uygulayan sevgili, eş görüntüsünden bin kat daha tercih edeceğim görüntüdür.
devamını gör...
dedesinin mezar taşını okuyamayan tek toplum
mısırlılara bende üzülüyorum bu konuda, koskoca ramses'in mezarında ne yazdığını okuyabilmek için alamanyalardan proflar çağırıyorlar. maya'larda öyle...ulan büyük büyük büyük büyük dedemin mezarındaki bu abidik gubidik şekiller ne acaba diyor.
dip: geçenlerde babamın dedesinin mezarına gittik, mezar falan kalmamış, sarığa benzer bir taş var oda toprağa gömülmüş, her yer orman olmuş, çok farklı bir şey yazmıyordur emin olun, fatiha matiha falan fıstık, okuyunca füzyon reaktörü yapamazsınız yani.
dip: geçenlerde babamın dedesinin mezarına gittik, mezar falan kalmamış, sarığa benzer bir taş var oda toprağa gömülmüş, her yer orman olmuş, çok farklı bir şey yazmıyordur emin olun, fatiha matiha falan fıstık, okuyunca füzyon reaktörü yapamazsınız yani.
devamını gör...
zihin beden uyumu
uyumu zor olan konudur bu.
- anne, ben de abim gibi dışarı çıkmak istiyorum.
- önce büyü ondan sonra.
- anne ben arkadaşımda kalmak istiyorum.
- önce büyü ondan sonra.
örnekler çoğaltılabilir tabi. ama çoğumuz bu diyalogu yaşamışızdır. bir şeyler yapmak için hep büyümemiz gerekmiştir. bu beraberinde de bir an önce büyümek isteyen bir çocuğu getirmiştir. bedenimiz çocuk iken, ruhumuz büyümüş olmayı dilerdi.
sonrasında büyüdük. bu sefer de genç olmayı diledik. keşke dertlerimin olmadığı çocukluk dönemine dönseydim dedik. bu sefer de beden büyümüş ama zihin çocuklukta kalmış oldu.
sonrasında da yaşlanacağız ve yaşlandıkça çocuklaşacağız. nazımız kaprisimiz artacak. bu sefer de bedenen oldukça yaşlı ama zihnen tamamen çocuk olacağız.
yani efendim, zihin beden uyumunu yakalamak gerçekten çok zor.
- anne, ben de abim gibi dışarı çıkmak istiyorum.
- önce büyü ondan sonra.
- anne ben arkadaşımda kalmak istiyorum.
- önce büyü ondan sonra.
örnekler çoğaltılabilir tabi. ama çoğumuz bu diyalogu yaşamışızdır. bir şeyler yapmak için hep büyümemiz gerekmiştir. bu beraberinde de bir an önce büyümek isteyen bir çocuğu getirmiştir. bedenimiz çocuk iken, ruhumuz büyümüş olmayı dilerdi.
sonrasında büyüdük. bu sefer de genç olmayı diledik. keşke dertlerimin olmadığı çocukluk dönemine dönseydim dedik. bu sefer de beden büyümüş ama zihin çocuklukta kalmış oldu.
sonrasında da yaşlanacağız ve yaşlandıkça çocuklaşacağız. nazımız kaprisimiz artacak. bu sefer de bedenen oldukça yaşlı ama zihnen tamamen çocuk olacağız.
yani efendim, zihin beden uyumunu yakalamak gerçekten çok zor.
devamını gör...
hate (yazar)
eyluling ile youtube röportajı videosunda kamera arkası görüntülerini ele geçirdim.
streamable.com/04hwus
streamable.com/04hwus
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
benden savrulan parçalar kurusa da,
izleri var hala yolun kenarında.
izini sür yolun,
acının ormanı büyütür insanı..
birhan keskin/iz
devamını gör...
rameau'nun yeğeni
aydınlanma düşünürü ve yazarı diderot'un eseridir. iş bankası hasan âli yücel klasikleri dizisinden okudum ben. çeviri adnan cemgil'e aittir. diderot diyalog tarzı yazmıştır genel olarak. bu eseri de karşılıklı diyaloglar şeklinde ilerlemektedir. ben ve o. yani anlatıcı yazar ve rameau. rameau oldukça ilginç bir karakter. zamanının ünlü sanatçılarından birinin yeğeni. müthiş işlenmiş bir karakter. dalkavuk aslında. zengin çevrelerde kendisine dalkavukluk yaparak yer bulan birisi. üst tabakadan insanların sofralarına kendisi gibi dalkavuklarla birlikte oturuyor. bunlar üzerine etkileyici sorgulamalar var. rameau'nun ahlak ve erdem konusundaki fikirleri anlatıcı yazardan tamamen farklı. bu konularda tartışıyorlar. klasik felsefeye ve filozoflara da giydiriyor rameau. onların soyut dünyalarında yaşayan işe yaramaz insanlar olduklarını söylüyor. diyalog baştan sonra genel olarak tez ve antitez olarak gelişiyor. rameau dalkavukluk veya soytarılık üzerine söylevler çekiyor. bunlar sıradan bir soytarının zayıf hezeyanları değil. aksine müthiş etkileyici yorumlar var. iyi eğitimli, sanattan ve edebiyattan anlayan birisi rameau. felsefeden anlamam filan diyor ama aslında pekâlâ anlıyor. felsefenin kendisine kalacak bir yer, sıcak bir yemek bulamayacak olmasının farkında. aylak bir soytarı olarak tamamen pragmatist düşünmek zorunda. giyecek elbise, yiyecek yemek, yatacak yer onun ilgisini çekiyor. diogenes filan onu etkileyemez. arada sırada atina'da da havalar soğuyordur herhalde diyor. diderot ne aydınlanma ne de başka dönemlerin filozoflarına benzemiyor. o müthiş bir edebiyatçı çünkü. çok kaliteli bir anlatıcı ve yazar. rameau gibi bir karakter yaratmak kolay iş değil doğrusu. çelişkilerin karakteridir rameau. edebî değeri çok yüksek bir karakter.
devamını gör...
oturma odasının olmazsa olmazları
televizyon olmadan oturma odası olmaz.
devamını gör...
keşke ben de yapabilsem dediğimiz şeyler
(bkz: çocuk). düşündükçe bunalıyorum. iyi bir anne olamayacağımdan korkuyorum bazen. kendime yetemezken başka birinin sorumluluğu düşüncesi beni geriyor. bir de ülkenin ve dünyanın hali malûm.
devamını gör...
son 20 yılda meşhur olan kayda değer sanatçılar
türk ya da yabancı denmediği için, cevabı bana göre şu 3 kişi olan soru;
(bkz: dimash kudaibergen) - inanılmaz bir yetenek bu adam
(bkz: angelica hale)
(bkz: courtney hadwin) - bu ikisi çok genç ama gelecekleri epey parlak görünüyor
(bkz: dimash kudaibergen) - inanılmaz bir yetenek bu adam
(bkz: angelica hale)
(bkz: courtney hadwin) - bu ikisi çok genç ama gelecekleri epey parlak görünüyor
devamını gör...
fotoğrafın hikayesi
#1633643 numaralı tanımdaki fotoğraf insanoğlunun gaddarlığını nasıl gözler önüne seriyorsa yine konusu kutup ayısı olan bu fotoğrafsa insanda değişik duygular uyandırıyor.

1970'li yıllarda çukçi denizi kıyısında yer alan bir sibirya kasabasında çekilmiş bu fotoğrafta yer alan kişi nikolai machulyak adlı bir dağcı. bu güzel abimiz annesi bir avcı tarafından öldürülen yavru kutup ayısını beslemeye başlıyor ve ona masha adını veriyor. masha'yı beslemeye gittiği seferlerin birinde ise karşısına 300 kiloluk devasa bir kutup ayısı çıkıyor. anlatıldığına göre dağcı abimiz üzerine gelmekte olan büyük ayının ilk başta kendisine saldıracağını düşünerek bayağı tedirgin olmuş. ancak beklenen olmamış. sonrasında masha'da yanına gelip ayaklarına sarınıvermiş. bu muazzam fotoğraf ortaya çıkmış.
şu fotoğrafta ise büyük kutup ayısının onun yanına geldiği ilk an görülüyor;

insanoğlu garip mahlukat. sebep olduğu yıkımı, kanı, göz yaşını ve doymak bilmeyen açlığını düşündüğünüzde kendisinden nefret etmek ve tiksinmek için gerekli olan her şeyi veriyor size. sonra böyle adamlar/kadınlar çıkıyor ortaya ve bir umut var mı acaba diye düşünüyorsunuz. zulmü ve acımasızlığının yanında umudu ayakta tutabilecek şefkati de içinde barındırıyor aslında insanoğlu. hasan hüseyin korkmazgil'in şu dizeleri geldi aklıma şimdi, öylesine sebepsizce;
dostum dostum güzel dostum
bu ne beter çizgidir bu
bu ne çıldırtan denge
yaprak döker biryanımız
bir yanımız bahar bahçe
hah işte mevzu tam olarak böyle. bu iki fotoğrafın anlattığı birbirinden farklı hikâyeler tıpkı korkmazgil'in dizeleri gibi. birinde yaprak döküyoruz. diğerinde bahar bahçe oluveriyor umutlarımız.

1970'li yıllarda çukçi denizi kıyısında yer alan bir sibirya kasabasında çekilmiş bu fotoğrafta yer alan kişi nikolai machulyak adlı bir dağcı. bu güzel abimiz annesi bir avcı tarafından öldürülen yavru kutup ayısını beslemeye başlıyor ve ona masha adını veriyor. masha'yı beslemeye gittiği seferlerin birinde ise karşısına 300 kiloluk devasa bir kutup ayısı çıkıyor. anlatıldığına göre dağcı abimiz üzerine gelmekte olan büyük ayının ilk başta kendisine saldıracağını düşünerek bayağı tedirgin olmuş. ancak beklenen olmamış. sonrasında masha'da yanına gelip ayaklarına sarınıvermiş. bu muazzam fotoğraf ortaya çıkmış.
şu fotoğrafta ise büyük kutup ayısının onun yanına geldiği ilk an görülüyor;

insanoğlu garip mahlukat. sebep olduğu yıkımı, kanı, göz yaşını ve doymak bilmeyen açlığını düşündüğünüzde kendisinden nefret etmek ve tiksinmek için gerekli olan her şeyi veriyor size. sonra böyle adamlar/kadınlar çıkıyor ortaya ve bir umut var mı acaba diye düşünüyorsunuz. zulmü ve acımasızlığının yanında umudu ayakta tutabilecek şefkati de içinde barındırıyor aslında insanoğlu. hasan hüseyin korkmazgil'in şu dizeleri geldi aklıma şimdi, öylesine sebepsizce;
dostum dostum güzel dostum
bu ne beter çizgidir bu
bu ne çıldırtan denge
yaprak döker biryanımız
bir yanımız bahar bahçe
hah işte mevzu tam olarak böyle. bu iki fotoğrafın anlattığı birbirinden farklı hikâyeler tıpkı korkmazgil'in dizeleri gibi. birinde yaprak döküyoruz. diğerinde bahar bahçe oluveriyor umutlarımız.
devamını gör...
eski tanımlarını okumak
bir tanımını beğendiğim yazarı tanımak ve düşüncelerini öğrenmek adına, gidebildiğim kadar eski tanımlarına inerim. bazen bir kitap okuyormuş hissi verir bana. güzel aktivite.
devamını gör...
sahtesi olmayan duygu
cesaretin sahtesi olmaz. taklit edilemez.
devamını gör...
insanı tüketen şeyler
(bkz: türkiye'de yaşamak)
devamını gör...