kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şu minnoş tırnağı göstermesem icimde kalacaktı.
devamını gör...

'doğum günü kutlu olsun' yazarı.

iyi ki doğmuş ve yazar olmuş. iyi, güzel, keyifli yazar. iyi ki yazar.

keyifli sözlükler sayın doku. öpüldünüz... *
devamını gör...

16. yüzyılda, ingiliz amiral ve kaşif "sir francis drake" tarafından ortaya atılmış olan bu denkleme göre evrenimizde milyonlarca medeniyet olabilir. peki francis drake tarafından önerilen bu denkleme göre hesaplama nasıl yapılır ?

bu denklem matematiksel olarak; "n=r* x fp x ne x fl x fi x fc x l" şeklinde tanımlanmıştır. bu denkleme göre;

n = samanyolu galaksimizde gelişmiş olan, teknolojik olarak iyi düzeydeki medeniyetlerin sayısını ifade etmektedir. francis drake'e göre dünya dışında gelişmiş bir medeniyet varsa ve ne kadar çok gelişmişse, onların tarafından gelen elektromanyetik dalgaları, salınımları o kadar çok tespit etmemiz mümkündür. ve bahsedilen medeniyet o kadar çok gerçekten gelişmişse, bizi elbet bir gün ziyaret edeceklerdir.

r* = samanyolu galaksisi içerisindeki ortalama yıldız oluşumu sayısını ifade eder. yıldız oluşum süreçlerinden geriye kalan tüm nesneler ise gezegenleri oluşturmuştur. bünyesinde yaşam barındıran gezegen yoksa da zamanla hayatın bu gezegenlerde de var olabileceği savunulmuştur. nasa (amerikan uzay ajansı) ve esa (avrupa uzay ajansı) yaptığı çalışmalarda, her yıl uzayda 7 tane yeni yıldızın doğduğunu ifade etmektedir.

fp = ön-gezegenlerin disklerinde bulunan gaz, toz, kaya, toprak ve enkazlardan, bu maddelerin etkileşimiyle en az bir gezegen oluşturan yeni yıldızların oranını göstermektedir. öte gezegenleri gözlemlemek için kullanılan "kepler teleskobu" güneş ve benzeri tüm büyük yıldızların ve kırmızı cüce diye adlandırılan nesnelerin etraflarında ve yörüngelerinde gezegenler olduğunu söylemekte. bu keşif sayesinde gezegenler oldukça sıradan hale gelmiş durumda.

ne = herhangi bir yıldız sistemi içerisinde hayat gelişmesi ve barındırması izin verebilecek gezegen sayısını gösterir. güneş sistemimiz bildiğimiz kadarıyla bu konuda yalnızca dünyaya sahip. bunun yanı sıra mars ve venüs'ün ya gelecekte yaşama ev sahipliği yapabileceğine ya da geçmişte hayata ev sahipliği yapmış olabileceğine dair düşünceler de varlığını sürdürmekte. bu terimde gezegenlerin yörüngesindeki uydulardan yaşama elverişli olanlar hesaba katılmamaktadır.

fl = herhangi bir gezegen yaşam barındırmak açısından tüm ana yapı taşlarına sahip olsa da burada herhangi bir yaşamın var olacağı veya var olabileceği garanti edilemez asla. denklemin bu tarafında, yaşamın en basit hallerinde bile olsa üstünde gerçekten yaşam görünen gezegenlerin sayısı gösterilmekte. günümüze kadar bu aşamaya gelebilen tek bir gezegen olduğu bilinmekte. mikrobiyal yaşam bildiğimiz kadarıyla ilk ve tek olarak dünya'da yaklaşık 3,7 milyar yıl önce evrimleşmiş durumda.

fi = zeki, akıllı, mantık sahibi gezegenlerin oranını ifade eder. hayat dünyamızda yaklaşık 3,7 milyar yıldır devam etmekte. ancak ilk atalarımız dediğimiz varlıkların izi ise sadece 200.000 yıl öncesine kadar izlenebilmiş durumda. ve zeki insanlık dediğimiz durum ise sadece son bir kaç bin yılı kapsamakta. öncesinde zekadan iz yok dememiz pek de yanlış olmaz. insan dışındaki hayatlar henüz tam olarak belki bu seviyede olmayabilir veyahut bu seviyeye gelemeden önce yok olmuş olabileceği de mümkün. insanlık tarihinin "uzay çağı" dediğimiz çağa girmesi sadece son 60 yılda gerçekleşmiş durumda. uzaya ilk mesajımızı ise arecibo sayesinde 1974 yılında gönderdik. herhangi bir uzaylı medeniyet, tespit etmemizin mümkün olduğu bir mesaj gönderebilecek kadar gelişmiş değilse eğer, en yakınlarımızda bulunan herhangi bir yıldız sisteminde dahi yaşıyor olsalar, onları fark etmemiz mümkün görünmüyor. bu kısım yalnızca bu sinyal ve radyo alışverişini yapabilecek medeniyetlerin oranını gösteriyor.

l = ilk sinyallerin gönderilmesinin üzerinden geçen süreyi göstermekte. tüm kainata gerçekleştirmiş olduğumuz ilk radyo yayınından bu tarafa, çok daha fazla sayıda ve çok farklı şekillerde bir çok mesaj ve sinyal gönderdik insanlık olarak. son 50 yıldır bunu sürekli yapmaya devam ediyoruz. dünya dışındaki, samanyolu galaksisi dışındaki uygarlıklardan herhangi birinin bu mesajları ve sinyalleri fark etmesi olası bir durum. hatta çok uzağımızda değillerse eğer yanıt verecekleri zamanları da görmemiz mümkün.

tüm bu ifadelerin ardından yapılan hesaplamalara göre, drake denkleminden yola çıkarak sadece galaksimizin içerisinde 10.000 civarında zeki ve gelişmiş uygarlık var olduğu tahmin edilmektedir.
devamını gör...

"bu gece günceme yazacağım..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


-neyi?

ateşten eli yanan çocuğun, ateşi sevdiğini.."

//dorian gray'in portresi..
devamını gör...

çeşitli tarifleri, uğraşları, didinmeleri nafile bırakıp yine de yolunu bulamadığını iddia eden yazar. ben nickin yalancısıyım. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


yolunu bulamamış ama benim nickaltımı bulmuş şükür. eee baya da kıyak cümleler bırakmış. düşündüm taşındım, taşındım düşündüm tabağı boş göndermeyeyim dedim. *
#1096945 hayat isteyen değil 'hayatı yaşayan' olarak düzeltebilirim.
hayatı, yaşamayı, insanları, hayvanları, doğayı, kainatı yahu... kendince yaşayan, kendince yorumlayan... banuca yaşayan işte.

kendimi bir kenara bırakıp sayın yazara gelmem gerekirse pek analizci bir birey. biraz da mübalağayı seven bir yazar. * onure olduk efem. *
eeee dedik ama sataşırız, uğraşırız, canını sıkarız diye. * *

pek naif, pek kibar bir yazar kendileri. bir süredir minik minik konuşmalarımız. tanımlar üzerine fikir münakaşalarımız oluyor. henüz nezaket çizgisinden çıkartamadım pekte niyeti yok gibi. yahu ne kadanda zor şuradaki insanları kendi çamuruma çekmek. *

oynamıyorum arkadaşım ben ağız tadıyla bir mahalle kavgası yaptırtmadınız insana. * *
neyse tamam seni de böyle kabul ettim sevgili yazar. tüm güzel cümlelerini gördüm, kabul ettim. ee benden de anca bu kadar idare et.

hep yaz çok yaz hadi ben bu sefer kaçar.
saygılar efem.
devamını gör...

sana gül bahçesi vadetmedim.
devamını gör...

doğru olduğunu düşündüğüm önermedir.

o iniş çıkışlar da hayatın tuzu, biberidir zaten. en azından ben böyle düşünürüm.

o iniş çıkışlarla mücadele etmek için de geminizi (geçmişinizi) sağlam hazırlamanız gerekir diye düşünüyorum.
devamını gör...

o konuşur siz ağlar, o konuşur siz güler, o konuşur siz hak verirsiniz. türk sinemasının çok önemli oyuncularından biridir. hele bir sözü var ki ilk duyduğumdan beridir yıllardır hayatımda kullanıyorum.

'' sokak köpeklerine selam vermek, adam olmaya çeyrek var demektir.'' ne zaman kedi, köpek görsem işaret ve orta parmağımı kaşımın üzerine koyarak selam veriyorum.

ne demiş cames bond diyerek söylemeye başladığı atasözleri de bir hayli güzeldir.
devamını gör...

benim hâlâ var, yoksa bunun başka bir açıklaması olamaz. sabah sabah yedi bitirdi beni hanımefendi.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çince* 'deki birçok kelimedir.

örneğin "ma" sesi tonlamaya göre çok farklı anlamlara gelir:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
buradan
devamını gör...

bu ülkenin unutamadığı şey yok.
devamını gör...

kısa saçın her türlüsünün yakıştığı bir örneği yakından tanıyorum. kısa saç özgürlüktür, cesarettir, güçlü duruşu temsil eder benim için.
[bu kişi benim arkadaşlar, ben demiyorum hayranlarım söylüyor.]
devamını gör...

gri şehir
devamını gör...

#19666 , #19698 ve #19822 nolu tanımlarda abartılarak yerden yere vurulan ilimiz. açıklama yapmadan önce şunu belirteyim, konyalı değilim, aşağıdaki yazacaklarımdan dolayı bana ya şu parti ya şu parti diye bir yapıştırma yapacaksınız ama ister inanın ister inanmayın iki partiyi de desteklemiyorum. ama bu yukarıdaki tanımlar tamamen siyasetin holiganlığı yüzünden yazılmış tanımlardır. 1 yıl yaşadım konya merkezde, evet muhafazakardır insanının çoğu, evet malum partiyi destekler çoğu fakat her ilde olduğu kadardır üçkağıtçısı, ahlak yoksunu, adam kayıranı. sadece adı çıkmış işte, ezberedir gidiliyor. trafiğe gelince şu an yaşadığım sizin modern, güzide diye düşündüğünüz bir memlekette de kasksız kullanan, sinyal vermeden dönen insanlar mevcut. bu insanlar sadece konya'da değil her yerde var. hatta bir anımı anlatayım sene bilmem kaç kıbrıs'ta arkadaşla kaldırımdan yürüyoruz, o ezik, yıkık kıbrıs kaldırımları... yürürken bir araba tam bizim yanımıza doğru gelip kaldırıma park etmek istedi. arkadaşım da ters ters şoföre baktı, ezecektin az daha dercesine. şoför kadınmış tabi sonradan algıladık hemen fark edilmiyor. arabada yanından bir adam çıktı, sapık mısın olm sen falan diye arkadaşıma yürüdü, zor sakinleşti. burası kıbrıs. sizin özgür ve müthiş insanlara sahip diye düşündüğünüz memleket. yani demek istediğim şu. insanın olduğu her yerde iyi insan da var kötü insan da. siyasetin ayrıştırıcısı olmayın.

son olarak zaten düz yer ee herhalde şehir planlaması ve yolları güzel olacak diyorlar. eskişehir yamuk mu yada erzincan veya adana. yatırım var ki konya güzel şehirleşmiş. yatırım yapılmasının sebebinin verilen oylar derseniz bunu eleştirebiliriz işte. yani lütfen muhalefet etmek için muhalefet etmeyelim arkadaşlar, zaten ülkenin bu durumda olmasının büyük sebeplerinden biri de muhalefet etmek için muhalefet eden partiler. iktidar olmak veya düzeltmek için değil.
herkese saygılar, kimsenin kalbini kırmak istemem sadece bu yanlış algı, ezbere konuşmalar olduğunda duramıyorum her ne konu olursa olsun.
devamını gör...

yazarların bayramlaştığı başlık.

bayramı, lanet akrabalarımla bayramlaşmadığım bir bayram haline getirdiği için, devlete teşekkürü bir borç biliriz.

şeker alın.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

21 sene önceki yaşım. en yalnız sayı.
devamını gör...

diğer adıyla berlin mavisi.
alman boya imalatçısı johan jacob diesbach yeni bir kırmızı renk bulmak üzere çalıştığı esnada malzemelerde kullandığı kalya taşı hayvan kanına bulaşıyor. sonuç olarak daha kırmızı değil, daha mavi renk ortaya çıktı. siyaha yakın mavi renk diyebiliriz.
devamını gör...

"öğreten öğrenir", "öğreterek öğrenirsin" anlamına gelen latince bir deyiştir.
devamını gör...

kanser dahil birçok badireyi tokatlamış, azrail'in beceremediğini onunla dalga geçer gibi kendi becermiş yazar.
devamını gör...

stoacı romalı düşünür.

çileli ve çalkantılı bir ömür geçirmiştir. bu anekdottan yola çıkarak kendisinin stoacı olmasının zemini kolayca kurulabilir ancak amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek duymuyorum. onun yerine, kendisinin en meşhur eseri olan epistulae morales yani ahlak mektupları'ndan birazcık bahsedeceğim.

epistulae morales'te seneca, mektup tarzında sicilya'nın procurator'u olan lucilius'a seslenir. ahlaki prensiplere göre yaşamanın prensiplerinin seneca tarafından yalın bir dille çizildiği bu mektuplar aynı zamanda irade terbiyesi yolunda ilerlemek, yaşamdan aldığı keyfi artırmak ve verimliliğini güçlendirmek isteyen kişiler için bir rehber niteliği taşımaktadır. zamanın, doğa tarafından insana hediye edilen yegane şey olduğunu ancak bu şeyin dahi kaygan, kaçıp giden bir olguya tekabül ettiğinin altını çizen seneca, geçmişin üzüntülerinden ve geleceğin kaygılarından azade olmak gerekliliğini tane tane anlatır.

iyi yaşamanın, iyiliklerin en yücesi olarak erdemliliğin tanımlandığı bu eserde seneca, lucilius aracılığı ile doğal olarak okurla konuşur ve kendisinin zayıf yönlerini ortaya koymaktan da çekinmez. genel olarak kibirden uzak, sade bir şekilde yazılmış bu mektuplar birçok insana rehberlik edebilecek tavsiyeleri içermektedir.

seneca'nın bu eserinin fevkalade bir türkçe çevirisi, türkan uzel hocamız tarafından yapılmış ve jaguar yayınları tarafından basılmıştır.

seneca ise, ahlak mektupları'nda sık sık öğütlediği gibi; ölümü sık sık tefekkür etmiş, yaşama kendisini belki de bu şekilde bağlamış ve imparatorun direktifi gereği usulca intihar ederek yaşam sahnesinden çekilmiştir. ölümünü başkalarının eline bırakmaması, yalvarmaması ve üzerine düşeni yapmasıyla seneca, felsefesini davranışlarına yansıtarak; hocaları epikuros ve sokrates'i utandırmamıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim