yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
gail modeli
meme kanseri risk değerlendirmesi için yapılmış bir modeldir.
bu değerlendirmede bulunan kriterler;
yaş
menarş(ilk adet) yaşı
ilk doğum yaşı
biyopsi sayısı
1. derece akrabada kanser öyküsü
atipik hiperplazi öyküsü'dür.bu kriterlere göre meme kanseri riski değerlendirilerek,duruma göre tedbir alınmaktadır.
bu değerlendirmede bulunan kriterler;
yaş
menarş(ilk adet) yaşı
ilk doğum yaşı
biyopsi sayısı
1. derece akrabada kanser öyküsü
atipik hiperplazi öyküsü'dür.bu kriterlere göre meme kanseri riski değerlendirilerek,duruma göre tedbir alınmaktadır.
devamını gör...
fransa acından ölüyor diyen türk gurbetçi
kendine muhabir'in sokak röportajında yönelttiği "cumhurbaşkanın döviz bozdurun açıklmasına sizin görüşünüz nedir" sorusunu yanıtlayan fransa'da yaşayan türk gurbetçi bulunduğu trajikomik açıklamalar.
fransa'da yaşadığını belirtip hele "fransa acından ölüyor" beyanında bulunması beni benden aldı.
bir de olaya sonradan perinçek edasıyla müdahil olan dayı "sen abdülhamit'i savundun"u anımsattı.
güzel ülkemden tırmarhanelik kesitler.
buradan
(bkz: ula tırrek)
fransa'da yaşadığını belirtip hele "fransa acından ölüyor" beyanında bulunması beni benden aldı.
bir de olaya sonradan perinçek edasıyla müdahil olan dayı "sen abdülhamit'i savundun"u anımsattı.
güzel ülkemden tırmarhanelik kesitler.
buradan
(bkz: ula tırrek)
devamını gör...
türkiye'deki en yararlı site
e devlet.
resmi kurum işlerini halledebildiğin başka bir site varsa o da olur.
resmi kurum işlerini halledebildiğin başka bir site varsa o da olur.
devamını gör...
elif eylül
yürek yemiş avukat.
çakır: kafana sıkarım.
elif: sıkmazsan adam değilsin.
tabi çakır silahı dayayınca geri vites yaptı. çakır lan bu blöf yer mi?
çakır: kafana sıkarım.
elif: sıkmazsan adam değilsin.
tabi çakır silahı dayayınca geri vites yaptı. çakır lan bu blöf yer mi?
devamını gör...
zengin güzelliği
zengin erkeklerin güzel kadınlarla evlenmesi ile ilişkilidir. sonraki kuşaklar da güzel doğar doğal olarak.
devamını gör...
karakter oluşumunda internetin önemi
etkisi çok büyük olan önemdir.
iyi ya da kötü tartışması yapmak yerine birkaç örnek vermek istiyorum, tabii ki istisnalar var.
hepsi öznel fikirlerim, bir kanıt sunmak ya da tez yazmak gibi bi gayem yok, umarım fazla ciddiye alınmaz.
sanırım ebeveynlik kavramının değeri azaldı, bir çocuğa teker teker değerleri öğretmek yerine kendi başına öğrenmesi için çabalıyor artık aileler, bizim küçükken aile toplantılarında yapıp dayak yiyeceğimiz* bir hareketi şimdinin çocukları rahatlıkla yapıyor.
üstelik üzerine alkış alıp, bütün ailenin profillerinde paylaşılıyor, çocuk hareketinin yanlış olduğunu idrak edemiyor bile.
ebeveynler çok rahatlaşmaya, çocuklar çok garip davranmaya başladı.
internet sayesinde bir şeyin fanatiği, geek'i olmak çok basitleşti. insanlar okumadığı kitap, bilmediği yazar hakkında bile hiç zorlanmadan konuşabiliyor. hatta birbirleriyle tartışıyorlar bile, ''x'i okuyan da ne bileyim...''
fanatiklerde de gereksiz bi özgüven patlaması var, en ''elit'' çevrede bile lakayt, saygısızca konuşan tipler azınsanmayacak kadar çok. müzik ekipmanı forumunda bile ''bu marka dışını almayın, aptallar!'' gibi konuşanlar var.
sürekli olarak inanç tartışmasına maruz kalıyoruz, bu bizi daha mı esnek yoksa daha mı muhafazakar yapıyor, pek bi fikrim yok.
en komik, en eğlenceli konularda bile birbirimize tahammülümüz yok, espri yapana ''esprin kötü!'' demek için fırsat kolluyoruz, e tamam da adamın mizahi personası o belki, neden abartıyoruz?
zamanla eklerim bir şeyler, dursun başlığım başımın ucunda, daha kahvaltımı bile etmedim yahu!
iyi ya da kötü tartışması yapmak yerine birkaç örnek vermek istiyorum, tabii ki istisnalar var.
hepsi öznel fikirlerim, bir kanıt sunmak ya da tez yazmak gibi bi gayem yok, umarım fazla ciddiye alınmaz.
sanırım ebeveynlik kavramının değeri azaldı, bir çocuğa teker teker değerleri öğretmek yerine kendi başına öğrenmesi için çabalıyor artık aileler, bizim küçükken aile toplantılarında yapıp dayak yiyeceğimiz* bir hareketi şimdinin çocukları rahatlıkla yapıyor.
üstelik üzerine alkış alıp, bütün ailenin profillerinde paylaşılıyor, çocuk hareketinin yanlış olduğunu idrak edemiyor bile.
ebeveynler çok rahatlaşmaya, çocuklar çok garip davranmaya başladı.
internet sayesinde bir şeyin fanatiği, geek'i olmak çok basitleşti. insanlar okumadığı kitap, bilmediği yazar hakkında bile hiç zorlanmadan konuşabiliyor. hatta birbirleriyle tartışıyorlar bile, ''x'i okuyan da ne bileyim...''
fanatiklerde de gereksiz bi özgüven patlaması var, en ''elit'' çevrede bile lakayt, saygısızca konuşan tipler azınsanmayacak kadar çok. müzik ekipmanı forumunda bile ''bu marka dışını almayın, aptallar!'' gibi konuşanlar var.
sürekli olarak inanç tartışmasına maruz kalıyoruz, bu bizi daha mı esnek yoksa daha mı muhafazakar yapıyor, pek bi fikrim yok.
en komik, en eğlenceli konularda bile birbirimize tahammülümüz yok, espri yapana ''esprin kötü!'' demek için fırsat kolluyoruz, e tamam da adamın mizahi personası o belki, neden abartıyoruz?
zamanla eklerim bir şeyler, dursun başlığım başımın ucunda, daha kahvaltımı bile etmedim yahu!
devamını gör...
retroaktif kıskançlık
sevgilinin geçmişi hakkında kıskançlık duymak. bakınız sibel alaş ne güzel demiş,
"gel, sormam kimler öpmüş dudaklarını
gel, bir dokunuş unutturur günahlarını"
şarkı için çilekli link
"gel, sormam kimler öpmüş dudaklarını
gel, bir dokunuş unutturur günahlarını"
şarkı için çilekli link
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
...
sus, kimseler duymasın.
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni, dişlerinde elma kokusu.
bir daha hangi ana doğurur bizi?
(bkz: ahmed arif-suskun)
sus, kimseler duymasın.
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni, dişlerinde elma kokusu.
bir daha hangi ana doğurur bizi?
(bkz: ahmed arif-suskun)
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
geliyormuşum, pencerelerde yaz ve bileklerimde bayat bir intihar.
oysa ölünecek bir şey yokmuş, gidince sen, yaşanacak bir şey olmadığı kadar..
oysa ölünecek bir şey yokmuş, gidince sen, yaşanacak bir şey olmadığı kadar..
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın gittiği gün yapılacaklar
muhtemelen sokakta yaşanacak muhtemel arbedeler ve çatışmalar sebebiyle evde kalacak, bir rakı açacak, bir gözüm televizyonda bir gözüm telefonda sadece düşüneceğimdir.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
sanki hiçbir şey gitmiyor yolunda,
çıkardım maskemi o da kolumda,
yapmak istemem şükürsüzlük amma,
güzel şeyler olsun artık, tak etti canıma.
çıkardım maskemi o da kolumda,
yapmak istemem şükürsüzlük amma,
güzel şeyler olsun artık, tak etti canıma.
devamını gör...
tezer özlü sözleri
şunu öğrenmelisin;sen hiçbir işe yaramaz değilsin. seni senden çalan toplumdur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
saçma sapan bir şarkı dinliyorum ve bu saatte modumu aşırı yükseltti. şu an keyifli hissediyorum. tüm sözlük ahalisine keyifli geceler dilerim.*
devamını gör...
üniversiteyi kendi şehrinde ve evinde okumanın keyfi
4 yıllık lise, hazırlık okumuş gibi; geri kalan üniversite hayatı da lisenin kalan yılları gibi geçer. çok isterdim arkadaşlarımla maceralar yaşayayım fekat olmadı.
devamını gör...
sağcı yobaz vs solcu yobaz
evlerden ocaklardan duyanlardan ırak.
görüldüğü yerde ölü taklidi yapılmalıdır.
yobaz insan görüşü ne olursa olsun sorun teşkil eder.
görüldüğü yerde ölü taklidi yapılmalıdır.
yobaz insan görüşü ne olursa olsun sorun teşkil eder.
devamını gör...
normal sözlük yazarlık rütbeleri
bende ninja yazıyor. gördüğüm kadarıyla şuan kimsede yok. anlamını merak ettim açıkçası.
devamını gör...
bir başkadır
izlerken şu düşünce geldi ne kadar doğru bilemeyeceğim.
bunu çeken ancak bu ülkeyi her detayıyla, her insanıyla, kötüsüyle iyisiyle çok seven ve katkıda bulunmak isteyen bir insan olmalı. zaten bir başkadır dizinin adı. belki bir başkadır benim memleketim şarkısından. belki de albert camus nün yabancı’ sındaki dünyayı insanları bir başkasını anlamamaktan. ümitle bitirdiği için müteşekkirim bu arada. biraz aydınlandı ışıklar son bölümde. belki de gerçek dünya böyle değil ama ümitlenmeye hakkımız var evet yönetmen bey.
özet olarak sevmeyi bilmiyoruz mesajını çıkardım ben bu diziden. sinan seviyor ama höt höt yaptığı iyi şeyleri bile dile getiremediği için karısını (anlaşılmadığını sandığı için) deliliğe sürüklüyor. bir kadın bir başka kadını örtüsünden dolayı sevmiyor. yalnız erkek kadınları sadece seks için kullanıyor kadın dünyasını bilmiyor, kadın sevmesini bilmiyor. annesine bile faydası yok annesini sevmeyi bilmiyor. gülbin bunları en net gören karakter ama o da sorun yaşamış, atılmış dışlanmış, bir başkası olarak görülmüş. birbirimizi sevmeyi bilmememiz hep başkası olarak görmemizden. hep şu denir; insan tanımadığından, yabancı her şeyden korkar. sadece insan değil aslında kendini korumak isteyen her canlı. reflekstir yabancıya, başkasına karşı temkinli davranmamız. bu olgu her devlet, her yönetici tarafından kullanılır. türkiye’nin durumunda da tamamem siyasetin elinde kullandığı değişmez politikadır. yıllardır cılkını çıkardığı ama bizim hala uyanmadığımız bir olgudur. günümüzde de hala işe yaramaktadır.
bunu çeken ancak bu ülkeyi her detayıyla, her insanıyla, kötüsüyle iyisiyle çok seven ve katkıda bulunmak isteyen bir insan olmalı. zaten bir başkadır dizinin adı. belki bir başkadır benim memleketim şarkısından. belki de albert camus nün yabancı’ sındaki dünyayı insanları bir başkasını anlamamaktan. ümitle bitirdiği için müteşekkirim bu arada. biraz aydınlandı ışıklar son bölümde. belki de gerçek dünya böyle değil ama ümitlenmeye hakkımız var evet yönetmen bey.
özet olarak sevmeyi bilmiyoruz mesajını çıkardım ben bu diziden. sinan seviyor ama höt höt yaptığı iyi şeyleri bile dile getiremediği için karısını (anlaşılmadığını sandığı için) deliliğe sürüklüyor. bir kadın bir başka kadını örtüsünden dolayı sevmiyor. yalnız erkek kadınları sadece seks için kullanıyor kadın dünyasını bilmiyor, kadın sevmesini bilmiyor. annesine bile faydası yok annesini sevmeyi bilmiyor. gülbin bunları en net gören karakter ama o da sorun yaşamış, atılmış dışlanmış, bir başkası olarak görülmüş. birbirimizi sevmeyi bilmememiz hep başkası olarak görmemizden. hep şu denir; insan tanımadığından, yabancı her şeyden korkar. sadece insan değil aslında kendini korumak isteyen her canlı. reflekstir yabancıya, başkasına karşı temkinli davranmamız. bu olgu her devlet, her yönetici tarafından kullanılır. türkiye’nin durumunda da tamamem siyasetin elinde kullandığı değişmez politikadır. yıllardır cılkını çıkardığı ama bizim hala uyanmadığımız bir olgudur. günümüzde de hala işe yaramaktadır.
devamını gör...


