bir kadının uğruna bir ömür harcamak
babamdir. hatta ölürken baska sehirde olan aile mezarligina bile gomulmeyi reddetmis, annemin yasadigi yere yakin bir mezarlikta gomulmeyi vasyet etmistir.
devamını gör...
yazarların en köylü özelliği
sandalyede bir dizimi karnıma çekerek oturuyorum
devamını gör...
kekeme
bu entry'de 4 yaşımdan 10-12 yaşına kadar yaşamış olduğum olduğum kekemelik sürecimden, yaşadığım zorluklardan ve kişisel başarımdan bahsedeceğim, çayınızı kahvenizi ve kekinizi eksik etmeyin, iyi okumalar.
tanım ile başlayalım, nedir bu kekemelik?
kelimelerin, seslerin ya da harflerin ağızdan kesikli olarak çıkması, konuşurken duraksamak, konuşamamaktır, toplumumuzun yaklaşık %10 ila %12'si bu rahatsızlıktan muzdariptir, bu sebeple bilmekte fayda var, değil mi?
kekemelik, konuşma bozukluğu, ikiye ayrılır.
a) doğuştan, fizyolojik sebeplerle kekeme olanlar.
b) psikolojik bir travma sebebiyle kekeme olanlar.
ben b sınıfında yer alan eski bir kekemeyim, kendisiyle uzun süren bir savaşımız oldu, ne mutlu ki yendim. :)
öncelikle, insanı diğer hayvanlardan ayıran en büyük iki özellik düşünmek ve bağımsız iletişimdir, kekeme olan bireylerde bu iki yetiden biri eksik olduğu için çok ciddi sorunlar ile başbaşa kaldıklarını belirtmekte fayda var, kekeme olan bireyler aynı zamanda özgüven eksikliği, asosyallik, obezite gibi sorunlar ile yüzleşmek zorunda kalabiliyorlar.
ben kekeme olduğumu dört yaşında öğrendim, ailem ve etrafımdaki insanlar söylediler, çocuk olduğumuz için ne olduğunu anlayamadık tabii, ancak sonradan işin rengi değişti. bir insan için en basit zevkler benim için ızdıraptı; bakkaldan bir şeyler almak, kıyafet alışverişi yapmak, okulda türkçe dersinde öğretmenin oku dediği yeri okuyamamak, arkadaş edinmek, dertlerini paylaşmak ve daha nicesi.
her şeyde olduğu gibi kötü bir olay tek başına gelmedi, başta özgüvenimi kaybettim, ardından insanlara olan güvenimi ve sevgimi, okula yeni başlayan ve insanların parmakla gösterip "bak, o konuşamıyor, ne kadar kötü değil mi?" dediği insan oldum, insanlar tarafından acınmak da berbat, haliyle.
sekiz yaşıma doğru kaybettiğim mutluluğu yemekte aramaya başladım ve kendi yaşımdan yedi-sekiz yaş büyük(genç giyim) kıyafetleri giymeye başladım, cüssemin büyümesi ve irileşmem ile öfkem birleşti ve sinirli biri olup çıktım, bu süreçte de özellikle kavga ettiğim kişi sayısı arttı, öfkemi kontrol edememeye başladım.
on yaşıma geldiğimde bir şeylerin değişmesi gerektiğine karar verdim ve öfkemi bir kenara koydum, öğretmenin oku dediği yerlerde okuyamadığımda okumak için daha çok çalıştım, asla pes etmedim, bu süreç iki yıl sürdü ve sonunda yendim.
keşke birkaç paragrafa sığan bir süreç küçük bir çocuk için de aynı kısa zamanda olsaydı, bu süreç beni yaşıma göre olgun davranmaya itti, bu sebeple erken büyüdüm denilebilir.
velhâsıl, kekemelik ciddi yönetim isteyen bir süreçtir, özellikle küçük yaşlarda bu dertten muzdarip olan kişiler beni anlayacaktır.
buraya benim bu süreçte en çok rahatsız olduğum davranışları da not düşmek istiyorum.
1) kekeme birisinin lafını asla tamamlamayın, birakın o tamamlasın, müdahale etmeyin.
2) o da normal bir insan, sadece ciddi bir sorunla baş başa, ona yanında olduğunuzu hissettirin ve iyi davranmaya özen gösterin.
3) kekeme olması hakkında o istemedikçe konuşmayın, kekeme olan bireyler kekemelikten bahsedildiğinde stres yaptıkları için daha çok kekelemeye başlarlar.
4) sevin dostlar, sevdiğinizi gösterin.
5) bilinçli bir aile bireyi olun ve çocuğunuzu hacı-hoca gibi kişiler yerine öncelikli olarak modern tıbbı tercih edin, konuşma terapistine götürün.
6) çocuğunuza asla şiddet uygulamayın, bu muhtemelen benim kekememe neden olan travma sebebimdi, lütfen yapmayın.
7) çocuğunuzun ya da arkadaşınızın kekemelik gibi bir sorunu varsa onun yanında olun, aksi durumda benim gibi tek başına yenmek zorunda olabilir, yenerken duygularından büyük bir parçayı kaybedebilir.
buradan sonrası kekeme olan arkadaşlar için:
arkadaşlar, asla pes etmeyin, geçmekte olduğunuz yolları henüz kumdan kale yapmam gereken bir süreçte geçirdim ve çok iyi anlıyorum, kaç yaşınızda ve her kim olursanız olun başarabileceğinize inanıyorum, ben yolun sonuna ulaştım ve kurtuldum, mesaj kutum her zaman açık, aklınıza takılan bir konu olursa ya da konuşmak isterseniz lütfen beni rahatsız edin.
sevgilerimle, güzel kalın.
tanım ile başlayalım, nedir bu kekemelik?
kelimelerin, seslerin ya da harflerin ağızdan kesikli olarak çıkması, konuşurken duraksamak, konuşamamaktır, toplumumuzun yaklaşık %10 ila %12'si bu rahatsızlıktan muzdariptir, bu sebeple bilmekte fayda var, değil mi?
kekemelik, konuşma bozukluğu, ikiye ayrılır.
a) doğuştan, fizyolojik sebeplerle kekeme olanlar.
b) psikolojik bir travma sebebiyle kekeme olanlar.
ben b sınıfında yer alan eski bir kekemeyim, kendisiyle uzun süren bir savaşımız oldu, ne mutlu ki yendim. :)
öncelikle, insanı diğer hayvanlardan ayıran en büyük iki özellik düşünmek ve bağımsız iletişimdir, kekeme olan bireylerde bu iki yetiden biri eksik olduğu için çok ciddi sorunlar ile başbaşa kaldıklarını belirtmekte fayda var, kekeme olan bireyler aynı zamanda özgüven eksikliği, asosyallik, obezite gibi sorunlar ile yüzleşmek zorunda kalabiliyorlar.
ben kekeme olduğumu dört yaşında öğrendim, ailem ve etrafımdaki insanlar söylediler, çocuk olduğumuz için ne olduğunu anlayamadık tabii, ancak sonradan işin rengi değişti. bir insan için en basit zevkler benim için ızdıraptı; bakkaldan bir şeyler almak, kıyafet alışverişi yapmak, okulda türkçe dersinde öğretmenin oku dediği yeri okuyamamak, arkadaş edinmek, dertlerini paylaşmak ve daha nicesi.
her şeyde olduğu gibi kötü bir olay tek başına gelmedi, başta özgüvenimi kaybettim, ardından insanlara olan güvenimi ve sevgimi, okula yeni başlayan ve insanların parmakla gösterip "bak, o konuşamıyor, ne kadar kötü değil mi?" dediği insan oldum, insanlar tarafından acınmak da berbat, haliyle.
sekiz yaşıma doğru kaybettiğim mutluluğu yemekte aramaya başladım ve kendi yaşımdan yedi-sekiz yaş büyük(genç giyim) kıyafetleri giymeye başladım, cüssemin büyümesi ve irileşmem ile öfkem birleşti ve sinirli biri olup çıktım, bu süreçte de özellikle kavga ettiğim kişi sayısı arttı, öfkemi kontrol edememeye başladım.
on yaşıma geldiğimde bir şeylerin değişmesi gerektiğine karar verdim ve öfkemi bir kenara koydum, öğretmenin oku dediği yerlerde okuyamadığımda okumak için daha çok çalıştım, asla pes etmedim, bu süreç iki yıl sürdü ve sonunda yendim.
keşke birkaç paragrafa sığan bir süreç küçük bir çocuk için de aynı kısa zamanda olsaydı, bu süreç beni yaşıma göre olgun davranmaya itti, bu sebeple erken büyüdüm denilebilir.
velhâsıl, kekemelik ciddi yönetim isteyen bir süreçtir, özellikle küçük yaşlarda bu dertten muzdarip olan kişiler beni anlayacaktır.
buraya benim bu süreçte en çok rahatsız olduğum davranışları da not düşmek istiyorum.
1) kekeme birisinin lafını asla tamamlamayın, birakın o tamamlasın, müdahale etmeyin.
2) o da normal bir insan, sadece ciddi bir sorunla baş başa, ona yanında olduğunuzu hissettirin ve iyi davranmaya özen gösterin.
3) kekeme olması hakkında o istemedikçe konuşmayın, kekeme olan bireyler kekemelikten bahsedildiğinde stres yaptıkları için daha çok kekelemeye başlarlar.
4) sevin dostlar, sevdiğinizi gösterin.
5) bilinçli bir aile bireyi olun ve çocuğunuzu hacı-hoca gibi kişiler yerine öncelikli olarak modern tıbbı tercih edin, konuşma terapistine götürün.
6) çocuğunuza asla şiddet uygulamayın, bu muhtemelen benim kekememe neden olan travma sebebimdi, lütfen yapmayın.
7) çocuğunuzun ya da arkadaşınızın kekemelik gibi bir sorunu varsa onun yanında olun, aksi durumda benim gibi tek başına yenmek zorunda olabilir, yenerken duygularından büyük bir parçayı kaybedebilir.
buradan sonrası kekeme olan arkadaşlar için:
arkadaşlar, asla pes etmeyin, geçmekte olduğunuz yolları henüz kumdan kale yapmam gereken bir süreçte geçirdim ve çok iyi anlıyorum, kaç yaşınızda ve her kim olursanız olun başarabileceğinize inanıyorum, ben yolun sonuna ulaştım ve kurtuldum, mesaj kutum her zaman açık, aklınıza takılan bir konu olursa ya da konuşmak isterseniz lütfen beni rahatsız edin.
sevgilerimle, güzel kalın.
devamını gör...
converse ayakkabı giyilen korkunç dönem
güzel bir dönemdi. şu an ne kadar giyilmese de hâlen hatıra olarak saklıdır.
devamını gör...
hal hatır sormadan konuya giren insan
gereksiz vakit kaybetmek istemeyen, cevabının önemli olmadığı nasılsınlardan, aslında iyi olunmayan iyiyimlerden sıkılmış insandır. aferindir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
yav valla nazım hikmet süreya gibi şairim ben ya?
çıktık konya meram yoluna
gidek dedik en yakın oturağa
kuralım güzel bir oturak alemi
bakalım içmemize soframıza
zalım yengeniz beni yoldan aldı
eve götürüp giydirip köçek yaptı
sabah nasıl oldu bilemedim oy
o gün bugün tövbe ettim harama
şimdi o uyudu ben geziyorum
ama hafiften de bi tırsıyorum
sabah olup da bunu okuyanda
içinden cadı çıkacak biliyorum
bana bi şiyir yaz bu gece dedi
elimden geleni yazarım dedim
iyi de ben ne anlarım şiyirden
içimi döktüm anca gidiyorum
bitmedi gitti yav bu işkence de
kaç mısra olsun demişti bana
aha valla bitiyor bu son 2 satır
ona armağan edip kaçıyorum
çıktık konya meram yoluna
gidek dedik en yakın oturağa
kuralım güzel bir oturak alemi
bakalım içmemize soframıza
zalım yengeniz beni yoldan aldı
eve götürüp giydirip köçek yaptı
sabah nasıl oldu bilemedim oy
o gün bugün tövbe ettim harama
şimdi o uyudu ben geziyorum
ama hafiften de bi tırsıyorum
sabah olup da bunu okuyanda
içinden cadı çıkacak biliyorum
bana bi şiyir yaz bu gece dedi
elimden geleni yazarım dedim
iyi de ben ne anlarım şiyirden
içimi döktüm anca gidiyorum
bitmedi gitti yav bu işkence de
kaç mısra olsun demişti bana
aha valla bitiyor bu son 2 satır
ona armağan edip kaçıyorum
devamını gör...
birini unutmanın en iyi yolu
o sizi çok yakın bir dost olarak görürken siz ona farkında olmadan büsbütün aşık olduysanız ve o da bunun farkındaysa, onunla konuşmaya devam etmek değildir benim gibi... canı bu kadar yanarken niye yapar bir insan kendine bunu bilmiyorum. ya idrak yollarım tıkalı, ya ömrümde en değer verdiğim insan o , ya vazgeçemiyorum ya da allah belamı verdi....
devamını gör...
ruhumuzun hala analog olması
dijital dünya her tarafımızı kuşattı. ne kadar çok teknoloji ile iç içeyiz öyle değil mi? buna rağmen maziden ansızın zihnimize düşen bir an, dalgın dalgın geçtiğimiz bir sokak, gördüğümüz bir hayal bizi romantik bir halin içerisine çekiyor. itiraf edelim, ruhumuz hâlâ analog. ve hatta ihtiyacımız olmasa bir saniye teknolojiyi yanımızda tutmayız. ihtiyacımız var. ama ruhumuz analog. durup durup dalmalarımıza, içinden çıkılmaz sorunlarımıza, sarmalanmayan ruh yaralarımıza derman olmaya teknolojinin gücü yetmeyecek. çok boş avuntu.
devamını gör...
hamsi artsın diye yunus avı önerenler
hamsi yiyor diye karadenizlileri de avlayalım o zaman dedirtir.
devamını gör...
normal sözlük
genel yazar kitlesi gündemden kaçabilmek için burada olduğundan dolayı, yadırganan ve dahi kınanan hedeleri olan sözlük..
30 yaş üstü insanların bir çoğu günlük hayatlarının büyük bi kısmında gündemle yeterince meşgul oluyolar ve günlük dozlarını sosyal hayatlarında alıyolar zaten. kalanları da ya ilgilenmiyo ya da konuşmaya değer bulmuyo. insanların öncelikleri de değişmeye başladı artık zaten.
gündeme yönelik daha fazla içerik görmek isteyen yazarların motivasyonunu da ilginç buluyorum. ekonomiyle alakalı abartısız ve çok net olarak hiçbi bok bilmiyoruz, siyasetle alakalı bilmiyoruz, tam takır konteynır gibiyiz ama her şey hakkında konuşma hakkını saklı tuttuğumuz gibi başkalarına da bu hakkı bahşediyoruz. yahu ben bilmiyorum siyaset, anlamıyorum da.. siyaset ve ekonomiden azade bi gündem yok bu ülkede ve ben bunları konuşmayınca bu sözlük boka mı dönüyo otomatikman. milleti bilmediği konularda konuşmaya teşvik edene kadar siz cahil olduğunuz konularda sessiz kalmayı kendinize telkin edin. fotoğraf atan adam en azından haddini biliyo..
30 yaş üstü insanların bir çoğu günlük hayatlarının büyük bi kısmında gündemle yeterince meşgul oluyolar ve günlük dozlarını sosyal hayatlarında alıyolar zaten. kalanları da ya ilgilenmiyo ya da konuşmaya değer bulmuyo. insanların öncelikleri de değişmeye başladı artık zaten.
gündeme yönelik daha fazla içerik görmek isteyen yazarların motivasyonunu da ilginç buluyorum. ekonomiyle alakalı abartısız ve çok net olarak hiçbi bok bilmiyoruz, siyasetle alakalı bilmiyoruz, tam takır konteynır gibiyiz ama her şey hakkında konuşma hakkını saklı tuttuğumuz gibi başkalarına da bu hakkı bahşediyoruz. yahu ben bilmiyorum siyaset, anlamıyorum da.. siyaset ve ekonomiden azade bi gündem yok bu ülkede ve ben bunları konuşmayınca bu sözlük boka mı dönüyo otomatikman. milleti bilmediği konularda konuşmaya teşvik edene kadar siz cahil olduğunuz konularda sessiz kalmayı kendinize telkin edin. fotoğraf atan adam en azından haddini biliyo..
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
auschwitz kütüphanecisi - antonio g. ıturbe
devamını gör...
yazarların engellediği ilk yazar
biri gözüme batıyor. kullanıcı adıyla olsun, attığı iğneleyici ve yerici mesajlarıyla olsun. ilk olabilir gibi zorlarsa.
devamını gör...
turgut uyar
'halbuki korkacak hicbir sey yoktu ortalikta
hersey naylondandi o kadar'
hersey naylondandi o kadar'
devamını gör...
arthur schopenhauer
georg willhelm friedrich hegel'e ayrı bir nefreti vardır. kendisiyle aynı dönemde çalışmış bir akademisyendir ve birçok öğrenci hegel'in derslerine girmeyi tercih edermiş. kadınları aşağılamasının sebebinin ise annesi ile ilişkisinden kaynaklandığını düşünmekteyim. ilişkinin ne kadar sağlıksız olduğunu göstermek için annesinin schopenhauer'e yazdığı mektuptan bir pasaj paylaşmak isterim.
--- alıntı ---
çekilmez ve kasvetli bir insansın; kendini beğenmişliğin bütün iyi niteliklerini gölgeliyor ve başka insanlarda kusur bulma eğilimini önleyememen de, bu nitelikleri işe yaramaz şeyler haline getiriyor.
--- alıntı ---
buna ek olarak babasının intihar etmesi sonucu annesi de "serbest aşk hayatı" yaşamak istemiştir. ayrıca annesi schopenhauer'i bir kere de merdivenden aşağı yuvarlamıştır. en başta söylediğim gibi bütün bunların schopenhauer'in kadınlara olan duygularının bu yönde gelişmesine yol açtığını düşünmekteyim.
kaynak: felsefe yazıları, selahattin hilav, yapı kredi yayınları
--- alıntı ---
çekilmez ve kasvetli bir insansın; kendini beğenmişliğin bütün iyi niteliklerini gölgeliyor ve başka insanlarda kusur bulma eğilimini önleyememen de, bu nitelikleri işe yaramaz şeyler haline getiriyor.
--- alıntı ---
buna ek olarak babasının intihar etmesi sonucu annesi de "serbest aşk hayatı" yaşamak istemiştir. ayrıca annesi schopenhauer'i bir kere de merdivenden aşağı yuvarlamıştır. en başta söylediğim gibi bütün bunların schopenhauer'in kadınlara olan duygularının bu yönde gelişmesine yol açtığını düşünmekteyim.
kaynak: felsefe yazıları, selahattin hilav, yapı kredi yayınları
devamını gör...