lise koridorundaki kalorifer
ders öncesi ya da teneffüslerde, 3-5 kişilik öğrenci gruplarının, mütemadiyen buluşma noktası.
bu öğrenci grupları, çoğunluğu kız öğrencilerden oluşmakla birlikte, lise bitiminde en çok özlenenler arasındadır.
bu öğrenci grupları, çoğunluğu kız öğrencilerden oluşmakla birlikte, lise bitiminde en çok özlenenler arasındadır.
devamını gör...
türkiye'den hindistan'a tıbbi yardım desteği
"ayranı yok içmeye tahtırevanla gider sıçmaya" dedikleri durum bu olsa gerek.
yeni tip corona virüs (covid-19) salgınından etkilenen ülkelerden hindistan'ın başkenti yeni delhi'ye tıbbi yardım malzemesi taşıyan askeri uçaklar, ankara'dan havalandı.
cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın talimatı üzerine, türk kızılay ve sağlık bakanlığınca hazırlanan 9 milyon 181 bin 789 lira değerinde 630 oksijen tüpü, 5 oksijen jeneratörü, 50 solunum cihazı ve 50 bin kutu tablet ilaç, etimesgut askeri havaalanı'nda türk silahlı kuvvetlerine (tsk) ait iki a 400m tipi nakliye uçağına yüklendi.
yeni delhi'ye hareket eden uçaktaki kolilerin üzerinde, türkçe, hintçe ve ingilizce mevlana'nın, "ümitsizliğin ardında nice ümitler var. karanlığın ardında nice güneşler var." sözü ile "türkiye'den hindistan halkına sevgilerle." ifadesine yer verildi.
buradan
yeni tip corona virüs (covid-19) salgınından etkilenen ülkelerden hindistan'ın başkenti yeni delhi'ye tıbbi yardım malzemesi taşıyan askeri uçaklar, ankara'dan havalandı.
cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın talimatı üzerine, türk kızılay ve sağlık bakanlığınca hazırlanan 9 milyon 181 bin 789 lira değerinde 630 oksijen tüpü, 5 oksijen jeneratörü, 50 solunum cihazı ve 50 bin kutu tablet ilaç, etimesgut askeri havaalanı'nda türk silahlı kuvvetlerine (tsk) ait iki a 400m tipi nakliye uçağına yüklendi.
yeni delhi'ye hareket eden uçaktaki kolilerin üzerinde, türkçe, hintçe ve ingilizce mevlana'nın, "ümitsizliğin ardında nice ümitler var. karanlığın ardında nice güneşler var." sözü ile "türkiye'den hindistan halkına sevgilerle." ifadesine yer verildi.
buradan
devamını gör...
mezuniyetine katılmayan kişi
ben mezun olmam gereken yılın tam 4 artı yılının ardından mezun olmuş bir insan olarak her sene yürüdüm. cübbemi satın aldım, her sene pankartımı açtım her sene yürüdüm. törenlerde asla kep atmadım çünki eğitim ömür boyu sürer*. görkemli bir mezuniyet töreniniz oluyorsa kaçırmayınız derim.
devamını gör...
mavi yakalı vs beyaz yakalı
mavi yakalı beden işçileri demek, beyaz yakalı ofis çalışanları demek, metal yaka robotlar, yakasızlar da ev hanımları demek.
istihdam tanımına getirilen yeni kavramlar bunlar.
istihdam tanımına getirilen yeni kavramlar bunlar.
devamını gör...
çaylak
başa gelen çekilir. sözlüğe ilk gelenlerden birisi olarak. biraz boşladıktan sonra tekrar geldiğimde çaylak olduğumu gördüm.
biraz zorlarsanız, bir günde yazar olabilirsiniz. kasmayın.
t: yazar olmadan önceki son adım.
biraz zorlarsanız, bir günde yazar olabilirsiniz. kasmayın.
t: yazar olmadan önceki son adım.
devamını gör...
ölmeye verilen isimler
imamın kayığına binmek.
devamını gör...
lüzumsuz
lüzumsuz ise söndür, lüzumsuz ise kapat.
türkiye'de lüzumsuz insan bolluğu var, keşke onları da kapatabilseydik.
türkiye'de lüzumsuz insan bolluğu var, keşke onları da kapatabilseydik.
devamını gör...
davulda temel pedal kullanım teknikleri
davulda pedal 2 işe yarar. birincisi hi-hat açıp kapamaya, ikincisi bass davulu kontrol etmeye. burada bass davul olayına değineceğiz.
çift pedal {twin ya da double cross}*, gerek caz olsun gerek metal, tüm müzik dallarında güzel sonuçlar verebilen bir tekniktir. şimdi biraz ayrıntılara inelim. öncelikle vücut pozisyonunu.
davul koltuklarında arkalık olmadığı için arkamıza yaslanarak bacaklarımıza kuvvet bindirmeyi unutmamız gerekir. pedal kullanımında maksimum bacak kuvveti için oturuş pozisyonumuz, bacaklarımız ile vücudumuzun 95-100 derece civarı bir açıda sabit olmasını gerektirmektedir. pedallara basarken kesinlikle ayak tabanının tamamı pedala temas etmemeli, zaten mantık olarak pedalın ortasında tek bir noktaya baskı uygulayarak sağlam ses çıkarabiliriz, yani pedala ayaklarımızın parmak ucu ile basmamız gerekir (aslında tam olarak ayak parmağı eklemlerimizin başladığı yerde çıkıntı yapıyor ya ayak, orası. ama her seferinde bunu yazamayacağım, ben parmak ucu diyeyim, siz anlayın), topukların havada olması önemli. diz açısı ise yine bahsedilen açı civarında olacak şekilde ayarlanmalı.
kullanımına geçersek, yukarıda anlattığım şekilde davulun başına oturduktan sonra parmak uçları ile pedallara yerleşmek gerekmektedir, daha açık bir şekilde anlatmam gerekirse, parmak uçlarınızı yere koyun ve sabit bir metronomda parmak uçlarınızı kaldırmadan topuklarınızı sırayla yere vurun. aşağı yukarı buna benzemesi gerek. başlangıçta stabiliteyi sağlamak için kesinlikle metronom gerekecektir ama, metronom sizin dostunuzdur. kardeşinizdir. ancak zamanla bu gereksinimi atacaksınız. kesinlikle çabuk hızlanmamak, hatta mümkünse 50 bpm'den başlamak hayati öneme sahip.
her davul tekniğinde olduğu gibi, pedallarda da istemeden hızlanmak en sık karşılaşılan hatalardan biridir.
burada bir başka önemli olan şey de çalarken ayakların tamamını yerden kaldırıp indirerek yapmaya çalışmamaktır.. zira bu şekilde tek şarkıyı bile bitirmek imkansızdır, 1 dakikanın sonunda baldırlara kramp girer. altın kural parmak uçlarının hep pedal üzerinde kalması. teknik sadece baskıyı arttırıp azaltma esasına, stabilize olmaya ve düzgün kas kontrolüne dayanıyor yani.
buraya kadar anladık.
peki pedala bastığım zaman, basılı mı tutacağım? (bury) yani bir sonraki beat'e kadar tokmak, deriye yapışık mı kalacak? yoksa ayağımı vuruş sonrası gevşetip tokmağı salacak mıyım? (come off)
güzel soru.
bunda doğru ya da yanlış bir cevap yok. tamamen müzik stilinize göre, kendinizin karar vereceği bir nokta.
ben çalarken bury tercih ediyorum. kısa sustainli, keskin, tok beatler verebilmemi sağlıyor. ayrıca istemeden ghost note yaratma riskinizi de ortadan kaldırıyor. ancak seçim sizin.
bundan bir sonraki teknik ise kaydırma tekniği. (slide) üst üste seri 2 beat çıkarmanızı {tak.....tatak.....tak....tatak şeklinde} sağlıyor. ancak bunu davul başında anlatmak daha kolay olacağından aşağıya bir video bırakıyorum. daha iyi anlaşılacaktır.
iyi davullar efendim.
çift pedal {twin ya da double cross}*, gerek caz olsun gerek metal, tüm müzik dallarında güzel sonuçlar verebilen bir tekniktir. şimdi biraz ayrıntılara inelim. öncelikle vücut pozisyonunu.
davul koltuklarında arkalık olmadığı için arkamıza yaslanarak bacaklarımıza kuvvet bindirmeyi unutmamız gerekir. pedal kullanımında maksimum bacak kuvveti için oturuş pozisyonumuz, bacaklarımız ile vücudumuzun 95-100 derece civarı bir açıda sabit olmasını gerektirmektedir. pedallara basarken kesinlikle ayak tabanının tamamı pedala temas etmemeli, zaten mantık olarak pedalın ortasında tek bir noktaya baskı uygulayarak sağlam ses çıkarabiliriz, yani pedala ayaklarımızın parmak ucu ile basmamız gerekir (aslında tam olarak ayak parmağı eklemlerimizin başladığı yerde çıkıntı yapıyor ya ayak, orası. ama her seferinde bunu yazamayacağım, ben parmak ucu diyeyim, siz anlayın), topukların havada olması önemli. diz açısı ise yine bahsedilen açı civarında olacak şekilde ayarlanmalı.
kullanımına geçersek, yukarıda anlattığım şekilde davulun başına oturduktan sonra parmak uçları ile pedallara yerleşmek gerekmektedir, daha açık bir şekilde anlatmam gerekirse, parmak uçlarınızı yere koyun ve sabit bir metronomda parmak uçlarınızı kaldırmadan topuklarınızı sırayla yere vurun. aşağı yukarı buna benzemesi gerek. başlangıçta stabiliteyi sağlamak için kesinlikle metronom gerekecektir ama, metronom sizin dostunuzdur. kardeşinizdir. ancak zamanla bu gereksinimi atacaksınız. kesinlikle çabuk hızlanmamak, hatta mümkünse 50 bpm'den başlamak hayati öneme sahip.
her davul tekniğinde olduğu gibi, pedallarda da istemeden hızlanmak en sık karşılaşılan hatalardan biridir.
burada bir başka önemli olan şey de çalarken ayakların tamamını yerden kaldırıp indirerek yapmaya çalışmamaktır.. zira bu şekilde tek şarkıyı bile bitirmek imkansızdır, 1 dakikanın sonunda baldırlara kramp girer. altın kural parmak uçlarının hep pedal üzerinde kalması. teknik sadece baskıyı arttırıp azaltma esasına, stabilize olmaya ve düzgün kas kontrolüne dayanıyor yani.
buraya kadar anladık.
peki pedala bastığım zaman, basılı mı tutacağım? (bury) yani bir sonraki beat'e kadar tokmak, deriye yapışık mı kalacak? yoksa ayağımı vuruş sonrası gevşetip tokmağı salacak mıyım? (come off)
güzel soru.
bunda doğru ya da yanlış bir cevap yok. tamamen müzik stilinize göre, kendinizin karar vereceği bir nokta.
ben çalarken bury tercih ediyorum. kısa sustainli, keskin, tok beatler verebilmemi sağlıyor. ayrıca istemeden ghost note yaratma riskinizi de ortadan kaldırıyor. ancak seçim sizin.
bundan bir sonraki teknik ise kaydırma tekniği. (slide) üst üste seri 2 beat çıkarmanızı {tak.....tatak.....tak....tatak şeklinde} sağlıyor. ancak bunu davul başında anlatmak daha kolay olacağından aşağıya bir video bırakıyorum. daha iyi anlaşılacaktır.
iyi davullar efendim.
devamını gör...
yalan dünya
en sevdiğim dizilerden biridir hala ara ara açıp izlerim,en iyi sahneleri eklemek istiyorum.
*rızanın entel fobisi
*gülistan'ın türküleri
*zombi sahneleri
*nurhayat'ın düğün sonrası yaktığı ağıtlar
*tufan hoca'nın neredeyse bütün sahneleri
*zerrin'in konsomasyon sahneleri
*bünyamin'in roman olduğunu öğrendiği ve ney çaldığı sahne
*rızanın entel fobisi
*gülistan'ın türküleri
*zombi sahneleri
*nurhayat'ın düğün sonrası yaktığı ağıtlar
*tufan hoca'nın neredeyse bütün sahneleri
*zerrin'in konsomasyon sahneleri
*bünyamin'in roman olduğunu öğrendiği ve ney çaldığı sahne
devamını gör...
çalıntı tanım girmek
google' çalmak eylemini, başkasının malını gizlice almak olarak tanımlamış. hırsız kelimesini, çalan kimse olarak tanımlamış.
toplumda var olan hırsızlık anlayışıda ne yazık ki böyledir.... birinin kıymetli bir eşyasını gizlice alınca suç işlemiş oluyorsunuz.
fikir hırsızlığı çocukluk yıllarımızda maruz kaldığımız suistimaldir. cezası yoktur, ilk bizim aklımıza gelen fikri, arkadaşlarımızla paylaşmışızdır ama illa bir kurnaz arkadaşımız çıkmış ve sahiplenmiştir o fikri.... yetişkinlik örnekleri için zeki demirkubuz - nuri bilge ceylan veya daha aşina olduğumuz tesla - edison mücadelesi*.
sığ bir toplumun, cahil çocukları olarak eğitim ille de eğitim havacıva zorlamasıyla neredeyse hepimiz üniversitelere gidiyoruz.
yavrum size okulunuzda hiç mi öğretmediler intihal büyük bir suçtur, bu net bir hırsızlıktır! e tabi bugün, boğaziçi üniversitesinin atanmış rektörü bile çalıntı tez sahibi, sizlerden çok büyük etik değer kaygıları beklememek lazım....
bize üniversitede, ilk dönem alıntı nasıl yapılır eğitimini sindirdiler.
her dersin başında atılan mailler ve ilk oryantasyon derslerinde hocalar şu cümle ile başlardı; intihal yaparsanız direkt n.a durumuna düşersiniz. bu öyle pislik bir durumdur ki, direkt sene tekrarı, kimse gözünüzün yaşına bakmaz.
bu ısrarlı tekrarlara rağmen çok fazla insan intihalden sene tekrarladı. bir arkadaşımız, turn-it-in uygulamasını türkiye'ye getirmiş olan hocanın dersinden intihal sebebiyle kaldı. bu arkadaşımız, bir sene boyunca her ortamın mezesi olmuştu. bu duruma gülmek eğlenceliydi fakat burada büyük bir yanlış vardı, insanlar hala daha cezaya rağmen uğraşıyorlar, kopyalıyorlar yani çalıyorlardı. zamanla bazı şeylerin eğitim ile çözülmeyeceğini anladım.
cahil bir toplumun, şekilci ve sığ gençleri ile yuvarlanıp gidiyoruz. daha çok beğeni, daha çok övgü, daha çok konuşulma arzusu bütün doğruların yok sayılmasına tercih ediliyor.
bilgi tanımları girmekten imtina etmemin en büyük sebebidir, yanlışa veya intihal durumuna düşme korkusu.
bir şairin dizelerini, bir sosyal bilimcinin cümlelerini, bilgiye hızla ulaşabildiğimiz çağda, kopyalayıp benimmiş gibi paylaşamazsınız arkadaşlar. belki sözlükte bir ceza almayacaksınız fakat ileride, iş hayatında mutlaka zorluklarını yaşarsınız.
mesela ben televizyonda en çok profesör doktor ersan şen ve cübbeli'yi dinlemeyi seviyorum.
ersan hoca, anlattığı her durumu, anayasa'nın maddeleri ile ve hatta fırkalarının numaralarını referans vererek konuşur.
cübbeli bey ise anlattığı her kıssadan bir ayeti direkt yapıştırır.
fikirlerine katılırım veya katılmam, konuşurken dahi referans veren adama saygı duyarım.
toplumda var olan hırsızlık anlayışıda ne yazık ki böyledir.... birinin kıymetli bir eşyasını gizlice alınca suç işlemiş oluyorsunuz.
fikir hırsızlığı çocukluk yıllarımızda maruz kaldığımız suistimaldir. cezası yoktur, ilk bizim aklımıza gelen fikri, arkadaşlarımızla paylaşmışızdır ama illa bir kurnaz arkadaşımız çıkmış ve sahiplenmiştir o fikri.... yetişkinlik örnekleri için zeki demirkubuz - nuri bilge ceylan veya daha aşina olduğumuz tesla - edison mücadelesi*.
sığ bir toplumun, cahil çocukları olarak eğitim ille de eğitim havacıva zorlamasıyla neredeyse hepimiz üniversitelere gidiyoruz.
yavrum size okulunuzda hiç mi öğretmediler intihal büyük bir suçtur, bu net bir hırsızlıktır! e tabi bugün, boğaziçi üniversitesinin atanmış rektörü bile çalıntı tez sahibi, sizlerden çok büyük etik değer kaygıları beklememek lazım....
bize üniversitede, ilk dönem alıntı nasıl yapılır eğitimini sindirdiler.
her dersin başında atılan mailler ve ilk oryantasyon derslerinde hocalar şu cümle ile başlardı; intihal yaparsanız direkt n.a durumuna düşersiniz. bu öyle pislik bir durumdur ki, direkt sene tekrarı, kimse gözünüzün yaşına bakmaz.
bu ısrarlı tekrarlara rağmen çok fazla insan intihalden sene tekrarladı. bir arkadaşımız, turn-it-in uygulamasını türkiye'ye getirmiş olan hocanın dersinden intihal sebebiyle kaldı. bu arkadaşımız, bir sene boyunca her ortamın mezesi olmuştu. bu duruma gülmek eğlenceliydi fakat burada büyük bir yanlış vardı, insanlar hala daha cezaya rağmen uğraşıyorlar, kopyalıyorlar yani çalıyorlardı. zamanla bazı şeylerin eğitim ile çözülmeyeceğini anladım.
cahil bir toplumun, şekilci ve sığ gençleri ile yuvarlanıp gidiyoruz. daha çok beğeni, daha çok övgü, daha çok konuşulma arzusu bütün doğruların yok sayılmasına tercih ediliyor.
bilgi tanımları girmekten imtina etmemin en büyük sebebidir, yanlışa veya intihal durumuna düşme korkusu.
bir şairin dizelerini, bir sosyal bilimcinin cümlelerini, bilgiye hızla ulaşabildiğimiz çağda, kopyalayıp benimmiş gibi paylaşamazsınız arkadaşlar. belki sözlükte bir ceza almayacaksınız fakat ileride, iş hayatında mutlaka zorluklarını yaşarsınız.
mesela ben televizyonda en çok profesör doktor ersan şen ve cübbeli'yi dinlemeyi seviyorum.
ersan hoca, anlattığı her durumu, anayasa'nın maddeleri ile ve hatta fırkalarının numaralarını referans vererek konuşur.
cübbeli bey ise anlattığı her kıssadan bir ayeti direkt yapıştırır.
fikirlerine katılırım veya katılmam, konuşurken dahi referans veren adama saygı duyarım.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yazım yanlışına tepkisi
yazım yanlışı olduğunu bile bile, hiçbir düzeltme gereksinimi duymadan yanlışı sürdürmek türkçeye ayıp etmek gibi geliyor bana.
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
sarı saçlı, mavi gözlü, türk’ün çıkardığı son kahraman. asker olmasının yanı sıra önemli bir entelektüel, tarihçi, bilim adamı... saymakla bitmez ama soyadı onu en iyi tanımlayan.
devamını gör...
misafirin sinir eden davranışları
ev sahibinin kızını hizmetçi gibi görmesidir. kendi hiçbir şeye yardım etmez ama hizmet bekler.
devamını gör...
olumsuz nickaltı tanımı nedeniyle sözlüğü terk etmek
ergen işi. bana yazıldığında beğenip geçiyorum. onlarla mı uğraşacağım?
devamını gör...
sülün osman
insanlar saf ise sülün osman'ın suçu ne?
(sülün osman vatandaşa boğaz köprüsünü satan adam)
(sülün osman vatandaşa boğaz köprüsünü satan adam)
devamını gör...