faust
goethe tarafından kaleme alınan klasikler arasında özgünlüğüyle yer edinmiş eserdir. goethe bu romanı genç yaştayken yazmış, daha sonra yaşlılığında yeniden ele alarak son şeklini vermiştir. aslında tiyatro teksi olması itibariyle pek çok defa sahnelenmiş ve beyaz perdeye de uyarlanmıştır. goethe'nin ruh halinden ve hayatından izler taşıyan eser, şeytan ile pazarlık eden doktor faust'un öyküsüdür. şeytanla pazarlık konusu daha önce başka eserlerde de konu edinilmiştir. felsefi derinliği itibariyle de ayrı bir yeri vardır bu eserin edebiyat dünyasında. eserde mitolojik ve metafizik unsurlar romantizmin bir yansıması niteliğindedir. şiirsel bir anlatımı vardır goethe'nin eserde, kitabın kahramanlarının karşılıklı konuşmalarında meleklerden oluşan koronun söyledikleri sözlerde bu etki görülmektedir. mefistonun diyalogları şeytanın insanı yoldan çıkartmak için kurduğu tuzakların yansımasıdır faust'un evreninde.
devamını gör...
çaylaklar ile ilgili başlıklardan gına gelmesi
ben de böyle bi başlık açmak üzereyken benim gibi bu durumdan rahatsız olanları görmüş oldum. çaylak başlıkları komik değil, bilgilendirici değil. o zaman, zaman kaybından başka bir şey değil. başkalarının yerine utanmak zorunda kalıyorum başlıkları görünce. bence suyunu çıkarmadan bir dur demek lazım.
devamını gör...
normal sözlük hatıra ormanı
her fırsatta ağaç dikerim. hatıra ormanı olacaksa gidip bizzat dikerim,yardım da ederim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ruh halleri
hava güzel olsa böyle olmam. kandır kendini derdin havalar değil. hafif bir çatışma var ruh halimde akşama doğru uzlaşacağımızı düşünüyorum. hem en çok kavga ettiğim hem de çok iyi anlaştığım kendimle sıradan bir gün...
devamını gör...
yapınca herkes sana bakıyormuş gibi hissettiren eylem
yanlış yöne doğru yürüdüğünü fark ettiğinde geri dönmeye çalışmak.
devamını gör...
eski bir majeste
kıymetli dostlar, sevgili yoldaşlar,
kendi nickaltıma küçücük de olsa bir veda mesajıyla uzaklaşıcam buralardan. hiç de sevmem oysa ki vedaları ama bazen olması gereken bu oluyor, sanırım vakti geldi ayrılığın.
ilk 1000 yazardan biri olmanın gururunu taşırken sözlükten ayrı kalmak beni üzse de bunu yapmak zorundayım. çok güzel arkadaşlar edindim, çok güzel zamanlar geçirdim, çok keyf aldım ben “kafa sözlük”ten.
ilk yazarlık deneyimimin olduğu benim için özel olan bu platformdan istemeyerek de olsa gidiyorum.
sözlüğe dair bir şikayetim yok. biz herşeyiyle kocaman bir aileyiz burada. herşey dozunda ve kararında olduğu sürece, işler hakaret ve nefret boyutuna olmadıktan sonra herşeyden, her farklı görüşten yazarlarımızın olması bence renk katar.
zaten aynı şeyler sıkıcı değil midir? her gün aynı işi yapmak, hep aynı yemeği yemek vs. kısaca tekdüzelik sıkmaz mı zaten? monotonluk değil midir yoran? o yüzden farklılık lazım. farklılık olsun ki anlamı olsun. kendimizi geliştirebilelim. her açıdan bakmayı öğrenebilelim. ve daha keyifli olmaz mı farklılıkların olması. hepimiz aynı insanlar olsaydık sıkıntıdan patlardık bence.
en başta da kısacık bir veda mesajı yazacam demiştim ama yine uzattım sanırım*
yazdığım tanımlara istinaden bana gerek beğenileriyle gerek de mesajlarıyla destek veren, güzel düşüncelerini ileten tüm yazar arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum efenim.
güzel dostluklar, arkadaşlıklar edindim. hepinize ayrıca bir kez daha teşekkür ediyorum.
ve ayrıca yoldaş benjamin franklin sana da ayrıca çok teşekkür ediyorum. bu platformu oluşturarak böyle kıymetli insanları tanımamı sağladığın için.
bazen hüzünlü bazen mutlu ama hep umutluyduk.
sizleri çok özlücem. kavuşmak mı belki, daha ölmedik*
umutla kalın, sevgiyle kalın, hoş kalın, hoşça kalın.
kendi nickaltıma küçücük de olsa bir veda mesajıyla uzaklaşıcam buralardan. hiç de sevmem oysa ki vedaları ama bazen olması gereken bu oluyor, sanırım vakti geldi ayrılığın.
ilk 1000 yazardan biri olmanın gururunu taşırken sözlükten ayrı kalmak beni üzse de bunu yapmak zorundayım. çok güzel arkadaşlar edindim, çok güzel zamanlar geçirdim, çok keyf aldım ben “kafa sözlük”ten.
ilk yazarlık deneyimimin olduğu benim için özel olan bu platformdan istemeyerek de olsa gidiyorum.
sözlüğe dair bir şikayetim yok. biz herşeyiyle kocaman bir aileyiz burada. herşey dozunda ve kararında olduğu sürece, işler hakaret ve nefret boyutuna olmadıktan sonra herşeyden, her farklı görüşten yazarlarımızın olması bence renk katar.
zaten aynı şeyler sıkıcı değil midir? her gün aynı işi yapmak, hep aynı yemeği yemek vs. kısaca tekdüzelik sıkmaz mı zaten? monotonluk değil midir yoran? o yüzden farklılık lazım. farklılık olsun ki anlamı olsun. kendimizi geliştirebilelim. her açıdan bakmayı öğrenebilelim. ve daha keyifli olmaz mı farklılıkların olması. hepimiz aynı insanlar olsaydık sıkıntıdan patlardık bence.
en başta da kısacık bir veda mesajı yazacam demiştim ama yine uzattım sanırım*
yazdığım tanımlara istinaden bana gerek beğenileriyle gerek de mesajlarıyla destek veren, güzel düşüncelerini ileten tüm yazar arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum efenim.
güzel dostluklar, arkadaşlıklar edindim. hepinize ayrıca bir kez daha teşekkür ediyorum.
ve ayrıca yoldaş benjamin franklin sana da ayrıca çok teşekkür ediyorum. bu platformu oluşturarak böyle kıymetli insanları tanımamı sağladığın için.
bazen hüzünlü bazen mutlu ama hep umutluyduk.
sizleri çok özlücem. kavuşmak mı belki, daha ölmedik*
umutla kalın, sevgiyle kalın, hoş kalın, hoşça kalın.
devamını gör...
tam kapanma
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
ya çocuk kalmalı insan,
ya da çocuk olmalı hep içinde!
başka türlü yürünmüyor omuzlardaki yüklerle,
ve deniz yıldızları;
minicik avuçlarında denize kavuşturmaya çalıştıkları,
o güzel deniz yıldızları,
onlar da her zaman çıkmıyor o çocukların yollarına...
ya da çocuk olmalı hep içinde!
başka türlü yürünmüyor omuzlardaki yüklerle,
ve deniz yıldızları;
minicik avuçlarında denize kavuşturmaya çalıştıkları,
o güzel deniz yıldızları,
onlar da her zaman çıkmıyor o çocukların yollarına...
devamını gör...
kısa boylu kadınların daha güzel olması
yüreği iyi olsun. fiziksel özellikler gelip geçici. şunu bir anlasa insanlar her şey daha güzel olacak.
devamını gör...
bilim insanlarının şarkıcılar kadar değer görmemesi
insanları eğlendirmedikleri için olabilir mi?..
• sadece ülkemizde değil, dünyanın bütün ülkelerinde bu durum böyle. bence öyle de olmalı zaten.
• şayet bilim insanına değer verilse, herkes bir şekilde bilimle uğraşıyor, bilimin yongası üç kuruşa düşmüş demektir. bi'zahmet insanoğlu, sanatçılarla ilgilenmeye devam etsin. bilim de, anlayanına kalsın...
• hem değer görülen yerde, yönlendirme çok olur malum (!), bırakın sanatçıları yönlendirsinler, bilim insanlarını değil.
• bir de işin şu kısmı var ki -işte asıl kıyamet orada kopuyor- : hiçbir bilim insanı, magazin malzemesi olmaya henüz hazır değil, hiçbir zaman da olmasın... bırakalım magazin sanatçılara ve halka kalsın....
• sadece ülkemizde değil, dünyanın bütün ülkelerinde bu durum böyle. bence öyle de olmalı zaten.
• şayet bilim insanına değer verilse, herkes bir şekilde bilimle uğraşıyor, bilimin yongası üç kuruşa düşmüş demektir. bi'zahmet insanoğlu, sanatçılarla ilgilenmeye devam etsin. bilim de, anlayanına kalsın...
• hem değer görülen yerde, yönlendirme çok olur malum (!), bırakın sanatçıları yönlendirsinler, bilim insanlarını değil.
• bir de işin şu kısmı var ki -işte asıl kıyamet orada kopuyor- : hiçbir bilim insanı, magazin malzemesi olmaya henüz hazır değil, hiçbir zaman da olmasın... bırakalım magazin sanatçılara ve halka kalsın....
devamını gör...
depresyon belirtileri
genel bir durgunluk ve daha az konuşmak bazı belirtileridir.
devamını gör...
seks işçiliği
seks işçileri yüzyıllar boyu toplum sağlığının korunması gerekçesiyle ve ahlaki nedenlerle dışlanmışlar, ayrımcılığa uğramış ve baskı altında tutulmuşlardır. fuhuş, toplumsal cinsiyet ve gelir eşitsizliğinin yaygın olarak yaşandığı toplumlarda genellikle kadınların maruz kaldığı bir cinsel şiddet biçimidir. seks işçileri çoğu kez kendi onayları dışında ve zor kullanılarak fuhuş yapmak zorunda bırakılırlar ve genellikle ekonomik bir sömürü bu şiddet biçimine eşlik eder. geleneksel tek eşli aile yapısına oluşturduğu tehdit ve din referanslı cinsel ahlak normlarına karşıtlığı nedeniyle fuhuş, toplum tarafından onaylanmaz. aynı zamanda erkeklerin egemen olduğu üretim ilişkilerine ve artı değer oluşturma sürecindeki egemenliklerine, kadınların lehine bir alternatif sunması bağlamında da fuhuş, geleneksel değerlerle çatışma durumundadır. ancak fuhuş, tarihin bilinen her safhasında kendisine karşı olan güçlere rağmen toplumdaki aile dışı çok eşli yaşamın bir öğesi olarak varlığını sürdürmüştür.
gelir eşitsizliğinin sürdüğü, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamadığı toplumlarda fuhşun ortadan kalkması mümkün görülmemektedir. uzun erimde bir cinsel şiddet biçimi olan fuhşun sonlandırılması istenen bir sonuç olarak algılansa bile, bu sonuca fahişelerin yaşamlarını zorlaştırmadan, onların diğer insanların yararlandığı insan hakları ilkelerinden yararlanmalarının sağlanması yoluyla yapılması doğru olacaktır. bu bağlamda öncelikle dünya sağlık örgütü’nün de tavsiye ettiği biçimi ile fuhşun bir iş kolu olarak tanımlanması ve fahişelerin, seks işçileri olarak bu alanda diğer insanların yararlandığı çalışma ve diğer insan haklarından yararlanmalarının özel bir önemi bulunmaktadır. bu anlamda seks işçileri olarak adlandırılacak fahişelerin kendi onayları dahilinde çalışıp çalışmamaya karar vermeleri, şiddete ve sömürüye uğramamalarının sağlanması, hem insan hakları bağlamında bir ilerlemeye tekabül edecek hem de toplumsal bir güç elde eden seks işçilerinin kendi yaşamları konusunda denetim olanağı elde etmelerini sağlayacaktır.
cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılımında seks işçilerinin rolünün azaltılması için seks işçilerine yönelik düzenlemelerin ve çalışmaların yapılmasına mutlaka gereksinim vardır. ne var ki bu düzenleme ve çalışmaları belirleyen politikaların kısıtlayıcı, fuhşu ortadan kaldırmak yerine fuhuş yapanları yok etmeye yönelik, ayrımcılığa ve dışlamaya izin verir biçimde olması bir toplumda cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde hiçbir yarar sağlamadığı gibi çoğu zaman ters bir etki de yaratabilmektedir. fuhşun ortadan kaldırılması amacıyla seks işçilerinin çalışma koşullarını kısıtlayan politikalar, onların sağlıksız koşullarda çalışmaları ile sonuçlanmakta, daha fazla şiddete ve sömürüye maruz kalmalarına neden olmakta, fuhşun yer altına girmesi ile birlikte sağlık yönünden seks işçileri daha az denetlenebilir ve ulaşılamaz hale gelmektedir. içinde bulundukları kötü koşullar nedeniyle seks işçileri, müşterileri ile güvenli cinsel ilişki konusunda pazarlık edemez duruma gelmekte ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılımı kolaylaşmaktadır.
ülkemizde genelevlerde çalışan yaklaşık 3 bin “genel kadın”, gizli fuhuş kapsamında yaklaşık 15 bin “gizli fuhuş kapsamında genel kadın” ve yine yaklaşık olarak 80 bin yasadışı olarak çalışan seks işçisi bulunmaktadır. toplam sayıları 100 bine yaklaşan seks işçilerinin çok az bir bölümü yani sadece yüzde 3’lük bir bölümü yasal olarak genelevlerde çalışabilmektedir. sayıları 56 olan ülke çapındaki genelevlerde çoğu kez isteseler de seks işçilerine çalışma olanağı sağlanmamaktadır. yasadışı fuhşu önlemekle görevli kurumların başında emniyet genel müdürlüğü (içişleri bakanlığı) gelmektedir ve emniyet güçlerinin fuhuş konusundaki önemli görevlerinden bir tanesi gizli olarak fuhuş yapan kadınları, onları çalıştıranları ve aracılık edenleri veya fuhşa zorlayanları yakalamak, adliyeye sevk etmek ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda zorunlu muayenelerini yaptırmaktır. genelevler dışında fuhuş yapmak yasadışı olduğundan güvenlik güçleri gizli fuhşu önlemek amacıyla pek çok kadın hakkında takibat yapmakta, sokakta ve yasadışı olarak çalıştırılan evlere baskınlar düzenlemektedir.
diğer yönden seks işçiliğine karşı toplumda varolan ahlaki değerler sonucu gelişen ayrımcı ve dışlayıcı uygulamalar ülkemizde seks işçilerinin izole edilmiş bir yaşam sürdürmesine; şiddete ve sömürüye açık olmalarına neden olmaktadır. bir yandan gizli fuhşu önlemeye yönelik kolluk uygulamaları diğer yandan toplumsal baskılar seks işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını zorlaştırmakta ve bu zorluklar sonucunda sağlık, seks işçilerinin gündeminde en son sıralarda yer almaktadır.
fuhuş konusunda ülkemizde yaşanan diğer önemli sorunların başında çocukların fuhuş sektöründe çalıştırılması ve giderek artan biçimde yabancı seks işçilerinin fuhuş sektöründe yer almaya başlamaları gelmektedir. yabancı seks işçilerinin bir bölümünün kölelik koşullarında çalıştırılması, bir insan hakları ihlali olan insan ticareti suçunu gündeme getirmektedir.
yukarıda sayılan gerekçeler nedeniyle::
seks işçiliği, karar verme yetisi olan yetişkinler arasında para veya mal karşılığı herhangi bir zor kullanma olmadan gerçekleştirilen cinsel hizmet alışverişi olarak tanımlanabilir. sokak fahişeliği, eskort hizmetleri, telefon arkadaşlığı hizmetleri, pornografi, erotik dans ve erotik masaj hizmetleri seks işçiliği kapsamında değerlendirilmelidir.
seks işçileri diğer insanların ve çalışanların sahip olduğu haklarla aynı haklara sahip olmalıdır.
seks işçilerinin haklarının korunması hıv/aıds’in önlenmesi ve zararlarının azaltılmasında özel öneme sahiptir. bu haklarının korunması için seks işçilerinin yasal zeminlerde çalışması esastır.
seks işçilerinin sağlıklarının ve iyilik hallerinin geliştirilmesi için sağlık ve sosyal destek hizmetlerine ulaşmalarını kısıtlayan engeller ortadan kaldırılmalıdır.
karar verme yetisi olan yetişkinler arasındaki seks işçiliği temelindeki tüm ilişkiler yasal olarak düzenlenmelidir. bu bağlamda ülkemizde gizli fuhuş kapsamında değerlendirilen ve insan hakları korumasından yoksun ve güvensiz koşullarda çalışmak zorunda bırakılan seks işçilerinin durumlarının iyileşmesi yönünde düzenlemeler yapılmalıdır.
seks işliğini düzenleyen yasaların ve politikaların hazırlanmasında seks işçilerinin ve seks işçiliğine yönelik çalışmalar yapan stk’ların etkin katılımı sağlanmalıdır.
seks işçilerine güvenli cinsel ilişki, cybe ve hıv/aıds’den korunma, madde kullanımının önlenmesi konularında bilgi veren, tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen programlar yaygınlaştırılmalıdır. seks işçilerine yönelik cybe ve hıv/aıds tanı ve tedavi hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve ulaşılabilir olmalıdır.
gelir eşitsizliğinin sürdüğü, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamadığı toplumlarda fuhşun ortadan kalkması mümkün görülmemektedir. uzun erimde bir cinsel şiddet biçimi olan fuhşun sonlandırılması istenen bir sonuç olarak algılansa bile, bu sonuca fahişelerin yaşamlarını zorlaştırmadan, onların diğer insanların yararlandığı insan hakları ilkelerinden yararlanmalarının sağlanması yoluyla yapılması doğru olacaktır. bu bağlamda öncelikle dünya sağlık örgütü’nün de tavsiye ettiği biçimi ile fuhşun bir iş kolu olarak tanımlanması ve fahişelerin, seks işçileri olarak bu alanda diğer insanların yararlandığı çalışma ve diğer insan haklarından yararlanmalarının özel bir önemi bulunmaktadır. bu anlamda seks işçileri olarak adlandırılacak fahişelerin kendi onayları dahilinde çalışıp çalışmamaya karar vermeleri, şiddete ve sömürüye uğramamalarının sağlanması, hem insan hakları bağlamında bir ilerlemeye tekabül edecek hem de toplumsal bir güç elde eden seks işçilerinin kendi yaşamları konusunda denetim olanağı elde etmelerini sağlayacaktır.
cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılımında seks işçilerinin rolünün azaltılması için seks işçilerine yönelik düzenlemelerin ve çalışmaların yapılmasına mutlaka gereksinim vardır. ne var ki bu düzenleme ve çalışmaları belirleyen politikaların kısıtlayıcı, fuhşu ortadan kaldırmak yerine fuhuş yapanları yok etmeye yönelik, ayrımcılığa ve dışlamaya izin verir biçimde olması bir toplumda cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde hiçbir yarar sağlamadığı gibi çoğu zaman ters bir etki de yaratabilmektedir. fuhşun ortadan kaldırılması amacıyla seks işçilerinin çalışma koşullarını kısıtlayan politikalar, onların sağlıksız koşullarda çalışmaları ile sonuçlanmakta, daha fazla şiddete ve sömürüye maruz kalmalarına neden olmakta, fuhşun yer altına girmesi ile birlikte sağlık yönünden seks işçileri daha az denetlenebilir ve ulaşılamaz hale gelmektedir. içinde bulundukları kötü koşullar nedeniyle seks işçileri, müşterileri ile güvenli cinsel ilişki konusunda pazarlık edemez duruma gelmekte ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılımı kolaylaşmaktadır.
ülkemizde genelevlerde çalışan yaklaşık 3 bin “genel kadın”, gizli fuhuş kapsamında yaklaşık 15 bin “gizli fuhuş kapsamında genel kadın” ve yine yaklaşık olarak 80 bin yasadışı olarak çalışan seks işçisi bulunmaktadır. toplam sayıları 100 bine yaklaşan seks işçilerinin çok az bir bölümü yani sadece yüzde 3’lük bir bölümü yasal olarak genelevlerde çalışabilmektedir. sayıları 56 olan ülke çapındaki genelevlerde çoğu kez isteseler de seks işçilerine çalışma olanağı sağlanmamaktadır. yasadışı fuhşu önlemekle görevli kurumların başında emniyet genel müdürlüğü (içişleri bakanlığı) gelmektedir ve emniyet güçlerinin fuhuş konusundaki önemli görevlerinden bir tanesi gizli olarak fuhuş yapan kadınları, onları çalıştıranları ve aracılık edenleri veya fuhşa zorlayanları yakalamak, adliyeye sevk etmek ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda zorunlu muayenelerini yaptırmaktır. genelevler dışında fuhuş yapmak yasadışı olduğundan güvenlik güçleri gizli fuhşu önlemek amacıyla pek çok kadın hakkında takibat yapmakta, sokakta ve yasadışı olarak çalıştırılan evlere baskınlar düzenlemektedir.
diğer yönden seks işçiliğine karşı toplumda varolan ahlaki değerler sonucu gelişen ayrımcı ve dışlayıcı uygulamalar ülkemizde seks işçilerinin izole edilmiş bir yaşam sürdürmesine; şiddete ve sömürüye açık olmalarına neden olmaktadır. bir yandan gizli fuhşu önlemeye yönelik kolluk uygulamaları diğer yandan toplumsal baskılar seks işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını zorlaştırmakta ve bu zorluklar sonucunda sağlık, seks işçilerinin gündeminde en son sıralarda yer almaktadır.
fuhuş konusunda ülkemizde yaşanan diğer önemli sorunların başında çocukların fuhuş sektöründe çalıştırılması ve giderek artan biçimde yabancı seks işçilerinin fuhuş sektöründe yer almaya başlamaları gelmektedir. yabancı seks işçilerinin bir bölümünün kölelik koşullarında çalıştırılması, bir insan hakları ihlali olan insan ticareti suçunu gündeme getirmektedir.
yukarıda sayılan gerekçeler nedeniyle::
seks işçiliği, karar verme yetisi olan yetişkinler arasında para veya mal karşılığı herhangi bir zor kullanma olmadan gerçekleştirilen cinsel hizmet alışverişi olarak tanımlanabilir. sokak fahişeliği, eskort hizmetleri, telefon arkadaşlığı hizmetleri, pornografi, erotik dans ve erotik masaj hizmetleri seks işçiliği kapsamında değerlendirilmelidir.
seks işçileri diğer insanların ve çalışanların sahip olduğu haklarla aynı haklara sahip olmalıdır.
seks işçilerinin haklarının korunması hıv/aıds’in önlenmesi ve zararlarının azaltılmasında özel öneme sahiptir. bu haklarının korunması için seks işçilerinin yasal zeminlerde çalışması esastır.
seks işçilerinin sağlıklarının ve iyilik hallerinin geliştirilmesi için sağlık ve sosyal destek hizmetlerine ulaşmalarını kısıtlayan engeller ortadan kaldırılmalıdır.
karar verme yetisi olan yetişkinler arasındaki seks işçiliği temelindeki tüm ilişkiler yasal olarak düzenlenmelidir. bu bağlamda ülkemizde gizli fuhuş kapsamında değerlendirilen ve insan hakları korumasından yoksun ve güvensiz koşullarda çalışmak zorunda bırakılan seks işçilerinin durumlarının iyileşmesi yönünde düzenlemeler yapılmalıdır.
seks işliğini düzenleyen yasaların ve politikaların hazırlanmasında seks işçilerinin ve seks işçiliğine yönelik çalışmalar yapan stk’ların etkin katılımı sağlanmalıdır.
seks işçilerine güvenli cinsel ilişki, cybe ve hıv/aıds’den korunma, madde kullanımının önlenmesi konularında bilgi veren, tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen programlar yaygınlaştırılmalıdır. seks işçilerine yönelik cybe ve hıv/aıds tanı ve tedavi hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve ulaşılabilir olmalıdır.
devamını gör...
fotoğraf çekmeyi bilmeyen insan
fotoğraf çeken güzel çektiği için değil gören güzel gördüğü için güzeldir. bu yüzden fotoğraf çekmeyi bilmeyen insan diye bir şey yoktur. fotoğrafı güzel görmeyi bilmeyen insan vardır. size dünyanın en güzel fotoğrafı gibi gözüken bir fotoğraf kimisine hiç bir anlam ifade etmiyor olabilir. f değeri, pozlama, perspektif vesaire bunlar sadece birer faktördür. eğer bakan güzel görmeyi bilmiyorsa en iyi fotoğrafı yakalamak için gösterdiğiniz bütün çaba beyhudedir.
devamını gör...
aşk bir baharat olsaydı ne olurdu sorunsalı
tarçın olurdu. tatlı gibi kokuyor ama aslında acıdır. hiç aşık olmamış kişiler ağızlarına bir kaşık tarçın atarak deneyim kazanabilir.
devamını gör...
çirkin erkeklerdeki öz güven
özgüven ile tip arasında bir bağlantı kurabilmek için odada dönüp duruyorum ama cık olmuyor.
devamını gör...
dizilerdeki muhteşem ikililer
örnek verecek olursam barney ve ted karakteridir.
devamını gör...
deniz benim değil kürdistan’ın kızıdır
normal olmayan bir beyandır.
çok yazık umarım acıyla söylenmiş sözlerdir.
çok yazık umarım acıyla söylenmiş sözlerdir.
devamını gör...
yazarların sempati duyduğu kötü karakter
çok üzülerek söylüyorum ama hannibal lecter. bir seri katile sempati duyduğum için dilerseniz deri eldivenli üstü çıplak halleriniz ile beni kabataş meydanında zincirler ile dövebilirsiniz. daha sonra röportaj yapılır, bundan müthiş bir mağduriyet kasarım ve eşim yeni bir ihale aracılığı ile..
neyse siyasi bir eleştiri yapmak istemiyorum. çünkü böyle bir konu başlığında bunu neden yapayım?
hannibal serisini izlememiş olanlar varsa hâlâ, yazıklar olsun diyorum. izlemediyseniz okumayı burada bırakabilirsiniz. hatta izlemediyseniz lütfen beni engelleyin. bu durum beni çok gaza getirdi çünkü. kişisel algıladım ki son derece saçma. konunun kendisine gelemedim konuşmaktan. yemin ediyorum bomboş bir tipim.
serinin tamamını izleyen bilir ki kitabı var yine, hannibal müthiş travmalara sahip bir çocuk. anne ve babasının ölümünü, soğuğu, açlığı, savaşı ve en sonunda kardeşinin ölümünü görmüştür. hatta kardeşini yediler, bilirsiniz. katil olarak doğmamış, zorla katil haline getirilmiştir. güney kore sineması bu konuyu müthiş inceler. amerikalı sadece şöyle bir koklatır, ölümün kendisini gösterir. yasık.
bunun yanında disiplinli, zeki, harika zevklere sahip ve adam centilmen. sevdiği kadının kolunu kesmemek için kendi elinden vazgeçecek kadar duygu yüklü bir manyaktır. daha önemlisi karakteri canlandıran oyuncu asperger sendromludur, o soğuk, karanlık ve mimiksiz yüzü iliklerine kadar korkutur insanı.
ve saygı takıntısı vardır ki oradan benziyoruz birbirimize. seviyorum, elimde değil.
vurun banaaa!! zincirlerle!
neyse siyasi bir eleştiri yapmak istemiyorum. çünkü böyle bir konu başlığında bunu neden yapayım?
hannibal serisini izlememiş olanlar varsa hâlâ, yazıklar olsun diyorum. izlemediyseniz okumayı burada bırakabilirsiniz. hatta izlemediyseniz lütfen beni engelleyin. bu durum beni çok gaza getirdi çünkü. kişisel algıladım ki son derece saçma. konunun kendisine gelemedim konuşmaktan. yemin ediyorum bomboş bir tipim.
serinin tamamını izleyen bilir ki kitabı var yine, hannibal müthiş travmalara sahip bir çocuk. anne ve babasının ölümünü, soğuğu, açlığı, savaşı ve en sonunda kardeşinin ölümünü görmüştür. hatta kardeşini yediler, bilirsiniz. katil olarak doğmamış, zorla katil haline getirilmiştir. güney kore sineması bu konuyu müthiş inceler. amerikalı sadece şöyle bir koklatır, ölümün kendisini gösterir. yasık.
bunun yanında disiplinli, zeki, harika zevklere sahip ve adam centilmen. sevdiği kadının kolunu kesmemek için kendi elinden vazgeçecek kadar duygu yüklü bir manyaktır. daha önemlisi karakteri canlandıran oyuncu asperger sendromludur, o soğuk, karanlık ve mimiksiz yüzü iliklerine kadar korkutur insanı.
ve saygı takıntısı vardır ki oradan benziyoruz birbirimize. seviyorum, elimde değil.
vurun banaaa!! zincirlerle!
devamını gör...