ders çalışma isteği
benim öğrencilik yıllarımda internet yok gibiydi, youtube yoktu falan. şimdiki erişim ağı o zamanda olsaydı gerçekten büyük bir zevkle ders çalışırdım. bir kitap bulacağım diye saatlerce akmar pasajı gezerdim. çoğu zaman bulamaz gider ikinci el, içi yazılmış kitaplarla idare ederdim.
her bilgi elinizin altında gençler. internet koca bir kaynak. açın interneti, iyice sömürün, bütün gerekli bilgiyi bulacaksınız kesinlikle.
havalar da serin gidiyor. açın camları, püfür püfür essin, aralıklarla çalışın. önemli olan ne kadar çalıştığınız değil, ne kadar kavrayabildiğinizdir.
hepinizi pırıl pırıl gençlersiniz. gönlünüzü ferah tutun, başaracaksınız. bozmayın moralinizi lütfen.
her bilgi elinizin altında gençler. internet koca bir kaynak. açın interneti, iyice sömürün, bütün gerekli bilgiyi bulacaksınız kesinlikle.
havalar da serin gidiyor. açın camları, püfür püfür essin, aralıklarla çalışın. önemli olan ne kadar çalıştığınız değil, ne kadar kavrayabildiğinizdir.
hepinizi pırıl pırıl gençlersiniz. gönlünüzü ferah tutun, başaracaksınız. bozmayın moralinizi lütfen.
devamını gör...
ruhu feyk
yeni bir yazar
ve ilk nick altı. *
aramıza hoş geldin yazarım.
bir tane tanımında utangacım diye yazmışın, burda kimse gözüne gözüne bakmaz müsterih ol, çok da açılma ama rica edecem. *
takipteyim.
keyifli sözlükler.
ve ilk nick altı. *
aramıza hoş geldin yazarım.
bir tane tanımında utangacım diye yazmışın, burda kimse gözüne gözüne bakmaz müsterih ol, çok da açılma ama rica edecem. *
takipteyim.
keyifli sözlükler.
devamını gör...
sözlükçülerin bugünkü yorgunluk sebebi
yarın endeskopiye giriyorum. umarım ülser çıkmaz diye düşünmekten yoruldum.
devamını gör...
if sokak
ankara’da bulunan, yer bulması imkansız olan ve hasretle eski günlerdeki gibi gitmeyi beklediğim bir mekan.
devamını gör...
hz. muhammed
sadece diri diri toprağa gömülen kız çocuklarını bu durumdan kurtarması bile benim kendisine hayranlık ve saygı duymam için yeterde artar bile.
devamını gör...
paradoks
(bkz: tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan sorunsalı)
kısacası döngü, karma
kısacası döngü, karma
devamını gör...
sorunsal diye başlık açan yazar
devamını gör...
harf devrimi
genç türkiye cumhuriyeti'nde 1 kasım 1928'de gerçekleşen türk alfabesinin kabulü* ve ardından başlatılan okuma yazma seferberliğine verilen isim. atatürk devrimlerinin herhalde en önemlilerinden biridir. buna göre, türkçe'nin fonetiğine kesinlikle uymayan osmanlı alfabesinin* yerini özellikle kolay öğrenilebilecek bir çeşit latin alfabesi modifikasyonu* almıştır.
esasında alfabenin değiştirilmesi gerektiği meselesi çok daha önceden beri gündemdeydi. 19. yüzyılın osmanlı'sının çıkarabildiği yüksek zümre, osmanlı elitleri; halihazırda alfabe reformu üzerine kafa yoruyorlardı. fakat mevzubahis alfabe reformu; araya giren savaşlar, 19. yüzyılın sonlarının osmanlı'ya getirdiği siyasi hareketlilik ve özellikle dini çevrelerin alfabe değişikliğini bir "islami köklerden kopma" olarak değerlendirmesi sebepleriyle osmanlı zamanında gerçekleştirilememişti.
peki neden bir alfabe değişikliği yapılmak zorundaydı?
dedenizin mezar taşını okuyamayın diy... yok yok, tam aksine, insanlar okuyabilsin diye. kullanılan alfabe halkın diliyle o kadar alakasız ve öğrenmesi de o kadar zordu ki, zaten okuma yazmanın bu denli önemsenmediği bir toplumda kimsenin bu meşgalelerle uğraşmamasına sebep oluyordu. böylece devamlı süregelen bir cehalet kısır döngüsü yaratıyor, insanlar "okumak yerine karın doyuran şeylerle" ilgileniyorlardı.
1923'te cumhuriyet'in ilanı ile birlikte yapılan rejim değişikliği ve memleketin rotasını batıya çevirmesiyle birlikte devrim yolundaki gerekli zemin sağlanmış oldu. birbiri ardına yapılan modernist ve başarılı devrimler; zaten osmanlı zamanından beri alfabe ve dil reformlarını destekleyen yeni cumhuriyet elitlerinin yanında, kamuoyunun da desteğinin alınmasını sağladı. böylece devrimin önündeki en büyük olası sorun da çözülmüş oldu. artık yüzyıllarca bu toprakları tutsak etmiş cehalet esareti sonlandırılacak, türk toplumu da bilginin engin hazinesine muvaffak olabilecekti.
öncelikle bir dil komisyonu kuruldu. yalnızca türkiye'den de değil, bütün türk dünyasından dil bilimcilerin ve edebiyatçıların fikirleri alındı. çalışmalar tamamlandı, yeni türk alfabesi kararlaştırıldı. işbu giride ve zamanının devrimcileri tarafından ısrarla "latin alfabesi" yerine "türk alfabesi" ifadesinin kullanılması boşuna değildir. zira süreç ciddi bir modifikasyonu beraberinde getirmiştir. türkçe'nin ifadesine ve yazımına uygun olmayan harfler (örneğin q, w, x) dahil edilmemiş, gerekli durumlar için yeni harfler (ğ, ı, ş, büyük i) bizzat türetilmiş ya da hazırdaki özel harfler (ç, ö, ü) kullanılmıştır.
dil bilimcilerin aylar ve hatta yıllarla zaman biçtikleri devrime atatürk tarafından 3 ay zaman verilir. her ne yapılacaksa 3 ay içinde yapılmalı, bu denli kökten bir değişimin sebep olacağı sarsıntı olabildiğince çabuk atlatılmalıdır. nitekim öyle de olacaktır. önce kanunun çıkarılmasından hemen bir ay sonra, 1 aralık 1928'de her türlü gazete, dergi, ilan, afiş ve benzerinin yeni harflerle basılması emri verilir. 1 ocak 1929'dan itibaren ise kitaplar da bu emre dahil edilir. ayrıca bütün resmi dairelerin ve diğer kurum ve kuruluşların yapacakları bütün yazışmaları yeni alfabeyle yapmaları zorunlu tutulur.
hızlıca bir eğitim öğretim seferberliği başlatılır. atatürk memleketin her bir köşesini gezerek insanlara yeni alfabeyi tanıtır. zaten başöğretmen unvanını da faraziden değil, bizzat halkın öğretmeni olduğu için alacaktır.

o meşhur fotoğraf. atatürk diyar diyar gezip insanlara alfabeyi bizzat kendisi öğretiyor.
seferberlik atatürk'le de kalmayacak, açılan okuma yazma kursları ve hatta akşam okulları aracılığıyla cumhuriyetin idealist öğretmenleri tarafından devam ettirilecektir. bu sayede cumhuriyet kurulduğunda %5'leri bulmayan okuma yazma oranı, devrimin 10. yıl dönümünde %25'lere kadar gelmiş olacak ve o tarihten sonra da sürekli olarak, muhteşem bir ivmeyle artacaktır.
bugün hala daha birtakım çevrelerin eleştirisi altındaki harf devrimi; işte böylesine bir sürecin ürünü olarak, bir nebze de olsa eğitimli bir toplum olmamızın en büyük nedenidir. bugün harf devrimi'nin ve bizzat bizim alfabemizin, türk alfabesinin başarısı sayesinde okuyup yazabilen* insanlar, varsın durmaksızın yersinler onu. çünkü onun başarısı, cumhuriyetin çıkardığı ve birtakım insanlara rağmen çıkarmakta olduğu harikulade nesillerde saklıdır.
esasında alfabenin değiştirilmesi gerektiği meselesi çok daha önceden beri gündemdeydi. 19. yüzyılın osmanlı'sının çıkarabildiği yüksek zümre, osmanlı elitleri; halihazırda alfabe reformu üzerine kafa yoruyorlardı. fakat mevzubahis alfabe reformu; araya giren savaşlar, 19. yüzyılın sonlarının osmanlı'ya getirdiği siyasi hareketlilik ve özellikle dini çevrelerin alfabe değişikliğini bir "islami köklerden kopma" olarak değerlendirmesi sebepleriyle osmanlı zamanında gerçekleştirilememişti.
peki neden bir alfabe değişikliği yapılmak zorundaydı?
dedenizin mezar taşını okuyamayın diy... yok yok, tam aksine, insanlar okuyabilsin diye. kullanılan alfabe halkın diliyle o kadar alakasız ve öğrenmesi de o kadar zordu ki, zaten okuma yazmanın bu denli önemsenmediği bir toplumda kimsenin bu meşgalelerle uğraşmamasına sebep oluyordu. böylece devamlı süregelen bir cehalet kısır döngüsü yaratıyor, insanlar "okumak yerine karın doyuran şeylerle" ilgileniyorlardı.
1923'te cumhuriyet'in ilanı ile birlikte yapılan rejim değişikliği ve memleketin rotasını batıya çevirmesiyle birlikte devrim yolundaki gerekli zemin sağlanmış oldu. birbiri ardına yapılan modernist ve başarılı devrimler; zaten osmanlı zamanından beri alfabe ve dil reformlarını destekleyen yeni cumhuriyet elitlerinin yanında, kamuoyunun da desteğinin alınmasını sağladı. böylece devrimin önündeki en büyük olası sorun da çözülmüş oldu. artık yüzyıllarca bu toprakları tutsak etmiş cehalet esareti sonlandırılacak, türk toplumu da bilginin engin hazinesine muvaffak olabilecekti.
öncelikle bir dil komisyonu kuruldu. yalnızca türkiye'den de değil, bütün türk dünyasından dil bilimcilerin ve edebiyatçıların fikirleri alındı. çalışmalar tamamlandı, yeni türk alfabesi kararlaştırıldı. işbu giride ve zamanının devrimcileri tarafından ısrarla "latin alfabesi" yerine "türk alfabesi" ifadesinin kullanılması boşuna değildir. zira süreç ciddi bir modifikasyonu beraberinde getirmiştir. türkçe'nin ifadesine ve yazımına uygun olmayan harfler (örneğin q, w, x) dahil edilmemiş, gerekli durumlar için yeni harfler (ğ, ı, ş, büyük i) bizzat türetilmiş ya da hazırdaki özel harfler (ç, ö, ü) kullanılmıştır.
dil bilimcilerin aylar ve hatta yıllarla zaman biçtikleri devrime atatürk tarafından 3 ay zaman verilir. her ne yapılacaksa 3 ay içinde yapılmalı, bu denli kökten bir değişimin sebep olacağı sarsıntı olabildiğince çabuk atlatılmalıdır. nitekim öyle de olacaktır. önce kanunun çıkarılmasından hemen bir ay sonra, 1 aralık 1928'de her türlü gazete, dergi, ilan, afiş ve benzerinin yeni harflerle basılması emri verilir. 1 ocak 1929'dan itibaren ise kitaplar da bu emre dahil edilir. ayrıca bütün resmi dairelerin ve diğer kurum ve kuruluşların yapacakları bütün yazışmaları yeni alfabeyle yapmaları zorunlu tutulur.
hızlıca bir eğitim öğretim seferberliği başlatılır. atatürk memleketin her bir köşesini gezerek insanlara yeni alfabeyi tanıtır. zaten başöğretmen unvanını da faraziden değil, bizzat halkın öğretmeni olduğu için alacaktır.

o meşhur fotoğraf. atatürk diyar diyar gezip insanlara alfabeyi bizzat kendisi öğretiyor.
seferberlik atatürk'le de kalmayacak, açılan okuma yazma kursları ve hatta akşam okulları aracılığıyla cumhuriyetin idealist öğretmenleri tarafından devam ettirilecektir. bu sayede cumhuriyet kurulduğunda %5'leri bulmayan okuma yazma oranı, devrimin 10. yıl dönümünde %25'lere kadar gelmiş olacak ve o tarihten sonra da sürekli olarak, muhteşem bir ivmeyle artacaktır.
bugün hala daha birtakım çevrelerin eleştirisi altındaki harf devrimi; işte böylesine bir sürecin ürünü olarak, bir nebze de olsa eğitimli bir toplum olmamızın en büyük nedenidir. bugün harf devrimi'nin ve bizzat bizim alfabemizin, türk alfabesinin başarısı sayesinde okuyup yazabilen* insanlar, varsın durmaksızın yersinler onu. çünkü onun başarısı, cumhuriyetin çıkardığı ve birtakım insanlara rağmen çıkarmakta olduğu harikulade nesillerde saklıdır.
devamını gör...
pisi pisine ölen şairler
nedim
furûğ ferruhzâd
furûğ ferruhzâd
devamını gör...
lisenin son cuması
''içimde lise son cumasının ince kederi var'' diyerek başlamak istediğim son cumadır. okul aile birliğinin geleneksel olan davul zurnayı okula getirtmesi , baklava alması kısaca sizi davullu zurnalı ağzınızda şerbetle gönderiyoruz deme şekilleri. son kez sınıfa çıkarsın, o sınıf numarasının yazılı olduğu tabelaya uzun uzun bakarsın. baştan aklına gelir hepsi. dokuzuncu sınıftaki şapşal çocuksu halleriniz, onuncu sınıfta hafiften büyüdüğünüzü hissedişiniz, on birinci sınıfta artık okulun büyüklerinden olup ufaktan üniversite sınavı kaygısıyla yüklenmeye başlayışınız gelir aklınıza. ve en son artık on iki olmuşsunuzdur. o dört sene ne anılarla , ne sınav haftalarıyla , ne nefretlerle, çilelerle ama bir o kadar da sevinçle ,kahkahayla,heyecanla geçmiştir. bilen bilir hiçbir dostluk lisede kazanılan dostluklar kadar sağlam olmaz. eğer abuk subuk bir okulda okumadıysanız lise yılları eşsiz bir özlem ve hisle kalır zihninizde. hep kalır o, lise son cumasının ince kederi içinizde.
devamını gör...
çevrim dışı
online listesindeki durumum bölümüne eklenen yeni seçenektir. seçmeniz halinde online listesinde görünmez olup profilinizdeki son görülme tarihi de çevirim dışı modundan çıkana dek güncellenmeyecektir. çevirim dışı olsanız da çevirim içi yazarlar sayacına katkı sağlayacak ve en altta (bkz: ismini vermek istemeyen yazar) bölümünde bir istatistikten ibaret olacaksınız.
devamını gör...
asgari ücretle yapılacaklar listesi
twitter’da bir sayfa. ağır eleştiri ve komik bir sayfaya benziyor.
twitter.com/asgariyap/statu...
twiti ve yapılan yorumlar beni benden almıştır.
twitter.com/asgariyap/statu...
twiti ve yapılan yorumlar beni benden almıştır.
devamını gör...
ispanyol sineması
izlemekten keyif aldığım sinema. özgün içerikleri ile ön plana çıkıyorlar son zamanda.
bizim sektöre de örnek olması dileğiyle.
bizim sektöre de örnek olması dileğiyle.
devamını gör...
normal sözlük gartic.io etkinlikleri
saatler 22.00'a gelmek üzere, oynuyor muyuz bu gece *
devamını gör...
22 aralık 2016 ışid'in 2 askerimizi şehit etmesi
fethi şahin ve sefter taş adlı 2 askerimizin şehit düştüğü olay. 9 ekim 2017 tarihinde garnizon komutanı ve kaymakam tarafından taş ailesine yapılan ziyarette sefter taş'ın "şehit olduğu" aileye açıklandı.
devamını gör...
ellerimde çiçekler
harika sözlere sahip unutulmayacak beste.
devamını gör...
vahdettin
1922 yılında bizzat tbmm tarafından vatan haini ilan edilirken bir gün neredeyse kahraman ilan edileceği düzmece bir tarih yazılacağını kendisinin bile tahmin etmediği osmanlı padişahı.
1861 yılında sultan abdülmecit'in 30 çocuğunun 23üncüsü olarak dünyaya gelmiştir.
vahdettin,çocukluğunda ve gençliğinde saray entrikalarına ve cinayetlerine şahit olmuştur. amcası abdulaziz'in öldürülmesi, ağabeyleri v.murat ve ıı. abdülhamit'in tahttan indirilmeleri onu derinden etkileşmiştir.
bu sebeple içine kapanık bir karakterdir. duygusaldır,yakınlarına karşı cömerttir.
iyi bir bestecidir. çokça sigara içtiği, zaman zaman içki içtiği bilinir. yobazlık derecesinde olmamak kaydıyla dindardır.
çocukluğundan itibaren sıklıkla hastalanmıştır. romatizmasından dolayı fazla yürümemektedir.
geçirdiği rahatsızlıklardan dolayı ciddi bir eğitim alamamıştır ama konuşması düzgündür.
bir almanya gezisinde kendisine eşlik eden ulu önder mustafa kemal atatürk, vahdettin'in düşüncelerini çok düzgün bir şekilde ifade ettiğini belirtmiştir.
58 yaşında tahta çıktığında pek istekli değildir. "ben bu makam için hazırlanmadım." demiştir.
gelelim asıl meseleye...
vahdettin,mondros mütarekelerini yürütme görevine bahriye nazırı rauf bey'in getirilmesini sadrazam ahmet izzet paşanın ısrarları ile zoraki kabul ederken,
rauf bey'i huzuruna davet ederek ona şu şartı koşmuştur:
"hilafetin, saltanatın ve osmanlı hanedanlığının hukukunun korunması"
yani önce vatan değil. önce ben...
bir hükümdarla,onun kullarını idare etmek,demokratik rejimle yönetilen özgür bir yurttaşlar topluluğunu idare etmekten çok daha kolaydır.
bu sebeple emperyalistler vahdettini desteklemiştir.
vahdettin ingilizlere yaranmak için meclis-i mebusanı dağıtmış, damat ferit'i sadrazamlığa getirmiştir.aralıklarla tam 5 kez hükümet kurma görevi vermiştir bu kişiye.
damat ferit paşa tarihimizin cahil siyasetçilerinden biridir. en cahili demeyelim yine de.
onun kim olduğunu 20 sene kadar sonra tarih yazacaktır.
vahdettin ve damat ferit, ingilizlerle kürtleri mustafa kemal aleyhine kışkırtma planları yapmışlardır.
erzurum ve sivas kongrelerini dağıtmak için bizzat emir vermişlerdir.
10 nisan 1920'de istanbul müftüsü dürrizade abdullah'a atatürk ve arkadaşlarını "dinsiz,zındık" ilan eden fetvayı yayınlatmışlardır.
bu fetvayı anadoludan hint müslümalarına kadar ingiliz uçakları dağıtmıştır.
11 mayıs 1920 de atatürk ve 9 arkadaşı hakkında idam cezası verilirken milli hareket aleyhinde de bir bildiri yayınlanmıştır.
milli kuvvetlerin telgraflarının çekilmesi yasaklanmıştır.
işgali protesto eden istanbul mitingleri yasaklanmıştır.
genelge yayınlayıp "izmirde çete teşkil edenleri dağıtmak için gerekirse askeri kuvvete müracaat edeceğiz" denmiştir.
5 ağustos 1920'de damat ferit,vahdettin'in emriyle harbiye nazırı ve polis müdürüyle toplantı yaparak atatürk'ü ortadan kaldırmak için neler yapılabileceğini görüşmüştür.
9 ağustos 1920'de atatürk'ün rütbe ve nişanları padişah fermanı ile elinden alınmıştır.
kuvayı milliyeyi ortadan kaldırmak için nasihat ve tahkik heyetleri kurulmuştur. akil adamlar yani :)
kahramanlar, yurdu işgalden kurtarmaya çabalarken bir yandan da vahdettin ve damat feritin çalışmaları ile çıkarılan 10dan fazla ayaklanmayla meşgul olmuşlardır.
damat ferit paşa, 9 mart 1919'da ingiliz yüksek komiseri yardımcısı richard webb'i ziyarette "padişahımızla benim ümitlerimiz tanrıya ve ingiliz yönetimine dayanır" demiştir.
webb, ingiliz dış işleri bakanlığına gönderdiği bir mektupta yazmaya utandığım şeyler anlattıktan sonra şu ifadeleri kullanmıştır:
"halife elimizin altında olduğu sürece islam dünyası üzerinde ek bir denetim aracına sahibiz. bildiğiniz gibi padişah bizi buraya yerleştirmeyi diliyor."
vahdettinin en yakın ikinci adamı da sait molladır. kendisi ingiliz muhipleri cemiyetinin kurucularındandır. bir de gazetesi var. "yeni istanbul" ne kadar tanıdık :)
sevr anlaşması bizzat vahdettinin emriyle imzalanmıştır.
vahdettin atatürk'e hem istanbuldayken hem de kaçtıktan sonra defalarca kez hakaret etmiştir.
bu mesele üzerine çok daha uzun ve ayrıntılı yazılabilir.
ahkam kesmeden önce tarih bilmek metodoloji bilmek gerek.
son olarak bir bilgi verelim.
18 nisan 1920'de vahdettin, ingilizlerin maddi yardımı ile kuvvayı inzibatiye ordusunu kurmuştur.
paşa yaptığı ahmet anzavur, bu paralı kuvvetlerle kuvayi milliye ordularına üst üste iki saldırı düzenlemiştir.
bu ihanet ordusu ali fuat paşa'nın ankara'dan gönderdiği 20. kolordu birlikleri ile takviye edilen çerkez ethem komutasındaki kuva-yi seyyare karşısında yenilgiye uğramıştır e adapazarı'na çekilmek zorunda kalmıştır.
20. kolordu birlikleri 23 mayıs'ta bir karşı saldırı düzenleyerek adapazarı ve sapanca'yı kuva-yi inzibatiye'nin elinden almıştır.
14 haziran'da yeni bir saldırı düzenleyen kuva-yi inzibatiye yine yenilgiye uğramıştır.
sultan vahdettinin su katılmamış bir vatan haini olması için daha ne gerekli acaba?
1861 yılında sultan abdülmecit'in 30 çocuğunun 23üncüsü olarak dünyaya gelmiştir.
vahdettin,çocukluğunda ve gençliğinde saray entrikalarına ve cinayetlerine şahit olmuştur. amcası abdulaziz'in öldürülmesi, ağabeyleri v.murat ve ıı. abdülhamit'in tahttan indirilmeleri onu derinden etkileşmiştir.
bu sebeple içine kapanık bir karakterdir. duygusaldır,yakınlarına karşı cömerttir.
iyi bir bestecidir. çokça sigara içtiği, zaman zaman içki içtiği bilinir. yobazlık derecesinde olmamak kaydıyla dindardır.
çocukluğundan itibaren sıklıkla hastalanmıştır. romatizmasından dolayı fazla yürümemektedir.
geçirdiği rahatsızlıklardan dolayı ciddi bir eğitim alamamıştır ama konuşması düzgündür.
bir almanya gezisinde kendisine eşlik eden ulu önder mustafa kemal atatürk, vahdettin'in düşüncelerini çok düzgün bir şekilde ifade ettiğini belirtmiştir.
58 yaşında tahta çıktığında pek istekli değildir. "ben bu makam için hazırlanmadım." demiştir.
gelelim asıl meseleye...
vahdettin,mondros mütarekelerini yürütme görevine bahriye nazırı rauf bey'in getirilmesini sadrazam ahmet izzet paşanın ısrarları ile zoraki kabul ederken,
rauf bey'i huzuruna davet ederek ona şu şartı koşmuştur:
"hilafetin, saltanatın ve osmanlı hanedanlığının hukukunun korunması"
yani önce vatan değil. önce ben...
bir hükümdarla,onun kullarını idare etmek,demokratik rejimle yönetilen özgür bir yurttaşlar topluluğunu idare etmekten çok daha kolaydır.
bu sebeple emperyalistler vahdettini desteklemiştir.
vahdettin ingilizlere yaranmak için meclis-i mebusanı dağıtmış, damat ferit'i sadrazamlığa getirmiştir.aralıklarla tam 5 kez hükümet kurma görevi vermiştir bu kişiye.
damat ferit paşa tarihimizin cahil siyasetçilerinden biridir. en cahili demeyelim yine de.
onun kim olduğunu 20 sene kadar sonra tarih yazacaktır.
vahdettin ve damat ferit, ingilizlerle kürtleri mustafa kemal aleyhine kışkırtma planları yapmışlardır.
erzurum ve sivas kongrelerini dağıtmak için bizzat emir vermişlerdir.
10 nisan 1920'de istanbul müftüsü dürrizade abdullah'a atatürk ve arkadaşlarını "dinsiz,zındık" ilan eden fetvayı yayınlatmışlardır.
bu fetvayı anadoludan hint müslümalarına kadar ingiliz uçakları dağıtmıştır.
11 mayıs 1920 de atatürk ve 9 arkadaşı hakkında idam cezası verilirken milli hareket aleyhinde de bir bildiri yayınlanmıştır.
milli kuvvetlerin telgraflarının çekilmesi yasaklanmıştır.
işgali protesto eden istanbul mitingleri yasaklanmıştır.
genelge yayınlayıp "izmirde çete teşkil edenleri dağıtmak için gerekirse askeri kuvvete müracaat edeceğiz" denmiştir.
5 ağustos 1920'de damat ferit,vahdettin'in emriyle harbiye nazırı ve polis müdürüyle toplantı yaparak atatürk'ü ortadan kaldırmak için neler yapılabileceğini görüşmüştür.
9 ağustos 1920'de atatürk'ün rütbe ve nişanları padişah fermanı ile elinden alınmıştır.
kuvayı milliyeyi ortadan kaldırmak için nasihat ve tahkik heyetleri kurulmuştur. akil adamlar yani :)
kahramanlar, yurdu işgalden kurtarmaya çabalarken bir yandan da vahdettin ve damat feritin çalışmaları ile çıkarılan 10dan fazla ayaklanmayla meşgul olmuşlardır.
damat ferit paşa, 9 mart 1919'da ingiliz yüksek komiseri yardımcısı richard webb'i ziyarette "padişahımızla benim ümitlerimiz tanrıya ve ingiliz yönetimine dayanır" demiştir.
webb, ingiliz dış işleri bakanlığına gönderdiği bir mektupta yazmaya utandığım şeyler anlattıktan sonra şu ifadeleri kullanmıştır:
"halife elimizin altında olduğu sürece islam dünyası üzerinde ek bir denetim aracına sahibiz. bildiğiniz gibi padişah bizi buraya yerleştirmeyi diliyor."
vahdettinin en yakın ikinci adamı da sait molladır. kendisi ingiliz muhipleri cemiyetinin kurucularındandır. bir de gazetesi var. "yeni istanbul" ne kadar tanıdık :)
sevr anlaşması bizzat vahdettinin emriyle imzalanmıştır.
vahdettin atatürk'e hem istanbuldayken hem de kaçtıktan sonra defalarca kez hakaret etmiştir.
bu mesele üzerine çok daha uzun ve ayrıntılı yazılabilir.
ahkam kesmeden önce tarih bilmek metodoloji bilmek gerek.
son olarak bir bilgi verelim.
18 nisan 1920'de vahdettin, ingilizlerin maddi yardımı ile kuvvayı inzibatiye ordusunu kurmuştur.
paşa yaptığı ahmet anzavur, bu paralı kuvvetlerle kuvayi milliye ordularına üst üste iki saldırı düzenlemiştir.
bu ihanet ordusu ali fuat paşa'nın ankara'dan gönderdiği 20. kolordu birlikleri ile takviye edilen çerkez ethem komutasındaki kuva-yi seyyare karşısında yenilgiye uğramıştır e adapazarı'na çekilmek zorunda kalmıştır.
20. kolordu birlikleri 23 mayıs'ta bir karşı saldırı düzenleyerek adapazarı ve sapanca'yı kuva-yi inzibatiye'nin elinden almıştır.
14 haziran'da yeni bir saldırı düzenleyen kuva-yi inzibatiye yine yenilgiye uğramıştır.
sultan vahdettinin su katılmamış bir vatan haini olması için daha ne gerekli acaba?
devamını gör...
normal sözlük hukukçu yazarlar veri tabanı
sözlük hukukçuları siyah ama simli siyah cübbeleriyle fantastik öykülere konu olmuş, silahları cümleleri olan, manipülasyon yeteneği süper gücüne sahip kahramanlardır. gündüz mü gece mi görünürler o bile belli olmaz. sadece uslu bir çocuk olmazsanız size bulaşırlar. ve sizi pişman ederler. korkutucudurlar. ifadesizdir suratları. bazen sırıtırlar. en çok da o zaman korkuturlar.
bir iddiaya göre 3 kere butlan derseniz rüyanıza geliyorlarmış. ya da karabasanınıza. bilemiyorum. söylemeye cesaret edemedim ki hiç.
bir iddiaya göre 3 kere butlan derseniz rüyanıza geliyorlarmış. ya da karabasanınıza. bilemiyorum. söylemeye cesaret edemedim ki hiç.
devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
--- alıntı ---
türkiye’de kadınların yüzde 70’i başörtülü. eğer bir üniversitenin kadın hocaları içinde başörtülü olanların oranı buna yakın değilse o üniversiteyi bırakın “özgürlükçü, demokrat, çoğulcu”olmayı, temsil konusunda bile apartheid düzeyindedir bazı üniversitelerde hala tek başörtülü hoca yok. bu hangi düzey?!"
--- alıntı ---
saçma sapan bir açıklama. iyice ali babanın çiftliğine çevirdiniz ülkeyi. hak, hukuk, adalet, liyakat vs. unuttuğunuz kelimeler tabii. ne yapılsın yani bahsettiğiniz gibi başörtülü diye insanlar hoca mı yapılsın? gözünüzde çoğulcu, demokrat gözükmek için daha ne istersiniz? seçme kriterlerine eklenir yakında başörtüsü kullanıyor musunuz? diye.
allah akıl, fikir, vicdan nasip etsin cümlemize inşallah.
türkiye’de kadınların yüzde 70’i başörtülü. eğer bir üniversitenin kadın hocaları içinde başörtülü olanların oranı buna yakın değilse o üniversiteyi bırakın “özgürlükçü, demokrat, çoğulcu”olmayı, temsil konusunda bile apartheid düzeyindedir bazı üniversitelerde hala tek başörtülü hoca yok. bu hangi düzey?!"
--- alıntı ---
saçma sapan bir açıklama. iyice ali babanın çiftliğine çevirdiniz ülkeyi. hak, hukuk, adalet, liyakat vs. unuttuğunuz kelimeler tabii. ne yapılsın yani bahsettiğiniz gibi başörtülü diye insanlar hoca mı yapılsın? gözünüzde çoğulcu, demokrat gözükmek için daha ne istersiniz? seçme kriterlerine eklenir yakında başörtüsü kullanıyor musunuz? diye.
allah akıl, fikir, vicdan nasip etsin cümlemize inşallah.
devamını gör...