türk solu
ciddi anlamda fırsat verilmemiş bir harekettir. belki fırsat verilse idi, ülke daha yaşanılabilir bir hal alırdı.
türk solundan kastımız; her durumda ve koşulda halkını savunan, mazlumun yanında zalimin karşısında duran, gerektiğinde filistin de savaşa giden, gerektiğinde 6.filoya saldıran genç düşüncedir. diğer sol görünümlü "solcuklar" (bazı ülkelerin arka bahçesi olmuş, bazı ülkelerin tetikçisi olmuş solcu) tanımın muhatabı değildir.
türk solundan kastımız; her durumda ve koşulda halkını savunan, mazlumun yanında zalimin karşısında duran, gerektiğinde filistin de savaşa giden, gerektiğinde 6.filoya saldıran genç düşüncedir. diğer sol görünümlü "solcuklar" (bazı ülkelerin arka bahçesi olmuş, bazı ülkelerin tetikçisi olmuş solcu) tanımın muhatabı değildir.
devamını gör...
oreo
negro'nun yanında bile duramayacak olan balon bir büskividir.
devamını gör...
şarkılarla geçtim aranızdan radyo yayını
yine çarşamba, yine sözlük radyosu, yine yayınlar... diyeceğim ama maalesef bu hafta brothers düğüm salonu radyo yayını yoktu**.
amaaa öğrendik ki, imperactusve denacesbu hafta neşet ertaş yayını yapacaklarmış*. dinlemedeyiz efenim.
anılara gelirsek de...
sanırım 7-8 yaşlarımdaydım. yaşadığım yerde bi festival yapılıyordu ve şansa bak ki neşet ertaş o festivalde konser verecekti... ailecek gittik dinlemeye. sanırım o yaşıma gördüğüm en kalabalık ortam o gündü. iğne atsam yere düşmez, garanti havaya kaçardı "bu ne kılıbılık*". dediler ki, üstad geç çıkacak. biz de sahneyi çok uzaktan gören bi tepe bulduk ve oraya oturduk. bütün konser boyunca, o kadaaaar insanın olduğu yerde çıt çıkmadan insanlar neşet ertaş'ı dinliyorlardı desem yalan olmaz. çok dikkatimi çekmişti bu konu.
ayrıca şöyle de bi durum var. neşet ertaş sahneye çok geç çıkmıştı ve benim yaşım dolayı olsa gerek pek bi uykum gelmişti. ama inatla uyumamıştım. küçüktüm ama biliyordum, neşet ertaş çok önemli ve değerli biriydi. benim elime de bu şans bi daha gelmezdi, ileride çok pişman olurdum. neşet ertaş sahneden inene kadar gözlerimi ovuştura ovuştura dinledim hep. ayrıca o günden aklımda kalan çok net bir şey var; sayın ertaş'ın cahildim dünyanın rengine kandım derken ki hali... o yüzden müsaadenizle bu şarkıyı kendime istiyorum.
dinleyicilere iyi dinlemeler; yayıncılara iyi sohbetler.
sayın yazar denaces'e not:
tesadüfe bakın! 3 yıldır neredeyse her ay şehir değiştiriyorum ve geçtiğim şehirler arasında hep kırşehir de oluyor. tam da sizin dediğiniz gibi, kırşehir'den geçerken özellikle neşet ertaş dinlerim. hatta otogarda yolcu inip-binerken de özellikle inip bi kendime bi sayın ertaş adına nefes almayı kendimce ritüel haline getirmişimdir.
amaaa öğrendik ki, imperactusve denacesbu hafta neşet ertaş yayını yapacaklarmış*. dinlemedeyiz efenim.
anılara gelirsek de...
sanırım 7-8 yaşlarımdaydım. yaşadığım yerde bi festival yapılıyordu ve şansa bak ki neşet ertaş o festivalde konser verecekti... ailecek gittik dinlemeye. sanırım o yaşıma gördüğüm en kalabalık ortam o gündü. iğne atsam yere düşmez, garanti havaya kaçardı "bu ne kılıbılık*". dediler ki, üstad geç çıkacak. biz de sahneyi çok uzaktan gören bi tepe bulduk ve oraya oturduk. bütün konser boyunca, o kadaaaar insanın olduğu yerde çıt çıkmadan insanlar neşet ertaş'ı dinliyorlardı desem yalan olmaz. çok dikkatimi çekmişti bu konu.
ayrıca şöyle de bi durum var. neşet ertaş sahneye çok geç çıkmıştı ve benim yaşım dolayı olsa gerek pek bi uykum gelmişti. ama inatla uyumamıştım. küçüktüm ama biliyordum, neşet ertaş çok önemli ve değerli biriydi. benim elime de bu şans bi daha gelmezdi, ileride çok pişman olurdum. neşet ertaş sahneden inene kadar gözlerimi ovuştura ovuştura dinledim hep. ayrıca o günden aklımda kalan çok net bir şey var; sayın ertaş'ın cahildim dünyanın rengine kandım derken ki hali... o yüzden müsaadenizle bu şarkıyı kendime istiyorum.
dinleyicilere iyi dinlemeler; yayıncılara iyi sohbetler.
sayın yazar denaces'e not:
tesadüfe bakın! 3 yıldır neredeyse her ay şehir değiştiriyorum ve geçtiğim şehirler arasında hep kırşehir de oluyor. tam da sizin dediğiniz gibi, kırşehir'den geçerken özellikle neşet ertaş dinlerim. hatta otogarda yolcu inip-binerken de özellikle inip bi kendime bi sayın ertaş adına nefes almayı kendimce ritüel haline getirmişimdir.
devamını gör...
tasarım
zihinde canlandırılan, taslağı hayalen fikirde üretilen biçim demektir.
bir eserin, yapının veya teknik bir ürünün ilk taslağını, biçimini kafada oluşturma işi ve bu yolla düşünülmüş biçimdir.
kıyafet, takı, ev dekorasyonu olarak benim de ilgili olduğum durum. yükseleni balık olan biri olarak es geçilemeyecek bir özellik bu zaten. kendimi övmek gibi olmasın sonsuz hayal gücüm mevcuttur. (nasıl övmeyeyim ben şimdi canım kendimi ama.) çocukluğumda bebeklerime kıyafet dikmeyle başladı bu hobi. ebeveynlere naçizane tavsiyem çocuklara minik minik iğne, makas tutmayı öğretin. hem metal-motor hem hayal gücü gelişimi açısından pek çok yararı olacaktır. grup içi etkinliklere alışma ve takım çalışması ön hazırlık olarak düşünebiliriz bir yerde. beraber yapılacak en güzel etkinliklerden biri olacaktır kanaatindeyim.
bir eserin, yapının veya teknik bir ürünün ilk taslağını, biçimini kafada oluşturma işi ve bu yolla düşünülmüş biçimdir.
kıyafet, takı, ev dekorasyonu olarak benim de ilgili olduğum durum. yükseleni balık olan biri olarak es geçilemeyecek bir özellik bu zaten. kendimi övmek gibi olmasın sonsuz hayal gücüm mevcuttur. (nasıl övmeyeyim ben şimdi canım kendimi ama.) çocukluğumda bebeklerime kıyafet dikmeyle başladı bu hobi. ebeveynlere naçizane tavsiyem çocuklara minik minik iğne, makas tutmayı öğretin. hem metal-motor hem hayal gücü gelişimi açısından pek çok yararı olacaktır. grup içi etkinliklere alışma ve takım çalışması ön hazırlık olarak düşünebiliriz bir yerde. beraber yapılacak en güzel etkinliklerden biri olacaktır kanaatindeyim.
devamını gör...
kot şort
kot şort alınmaz, eğer bi pantolon artık paçalardan kullanılmaz hale geldiyse terzide istenilen boyda kestirilip şort yapılır efenim. kısa olması tercihimiz çünkü yazın o sıcağında pantolon vs dayanılmaz oluyo. sonra bütün yaz totodan çıkmaz *
devamını gör...
sözlük yazarlarının konuştuğu kişi sayısı
belli bir sayı yok, kiminle bir konu hakkında konuşmak istiyorsam veya bir tanım beni o kişiye götürdüyse hoş naif ufak sohbetler yapıyorum. sevdiğim yazarlarla da belli aralıklarla hal hatır sormaca vs. bu kadar.
devamını gör...
dissosiyatif füg
dissosiyatif amnezidekinden daha yoğun bellek kayıpları bulunmaktadır. kişi bir anda yaşadığı hayatı bırakıp başka bir kimlik benimser. bu yeni kimlik üstlenme çok ayrıntılı olabilir. yeni bir isim, yeni bir iş, yeni bir evin yanı sıra yeni kişisel özellikler de edinilebilir; ancak kişi genel olarak geçmişini hatırlayamamasını sorgulamaz. genelde füg süreleri kısadır. çoğu zaman sosyal temas azdır ya da hiç yoktur.
devamını gör...
buzdolabındaki yenmeyen pasta
bana bir anlam ifade etmemiş başlık. hiç bir pasta benim yaşadığım alanda yenmeden bırakılamaz. hiç bekletmem, kahvaltıda bile yerim.
devamını gör...
fahişelik neden ahlaksızlıktır sorunsalı
fahişelik mi ahlaksızlıktır yoksa bunu o kadına mecbur bıraktırmak mı ahlaksızlıktır bence bunu tartışmalı.
devamını gör...
öğretmenlerin yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması
tatilleri, hafta sonları olmasa bütün gün çalıştırılsa maaş falan da alamasa rahatlayacaksınız. öğretmenlik gibi özen gerektiren mesleklerin şartları nasıl daha iyi hale getirilebilir diye düşüneceğimize bu kafayla devam edelim bakalım.
not: 3 ay değil o 3 olsa duramazsınız.
not: 3 ay değil o 3 olsa duramazsınız.
devamını gör...
birinin şiddete yatkın olduğunu anlama yöntemleri
öyle kontrolsüzlügü, küfürler etmek ve taviz verince ne yaptığına bakmak yeterli olacaktır
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
italya venedik
buradan
buradan
devamını gör...
vahşetin çağrısı
orijinal adı the call of the wild olan jack london romanı.
evinden kaçırılıp satılan köpeğin yaşadığı zorlukları, doğaya alışma sürecini, insanlar tarafından itilip kakılmasını, boyun eğmekle eğmemek arasında kalmasını mükemmel bir dille anlatmış jack london.
buck'ın yaşamak zorunda olduğu şeyler ise içimi parçaladı.
sopa kimdeyse kanun onun elindedir.
evinden kaçırılıp satılan köpeğin yaşadığı zorlukları, doğaya alışma sürecini, insanlar tarafından itilip kakılmasını, boyun eğmekle eğmemek arasında kalmasını mükemmel bir dille anlatmış jack london.
buck'ın yaşamak zorunda olduğu şeyler ise içimi parçaladı.
sopa kimdeyse kanun onun elindedir.
devamını gör...
windows 10'da bilgisayar hızlandırma yolları
1. hdd'yi ssd ile değiştirin.
2. ram'ı bilgisayarın desteklediği ölçüde yükseltin.
3. fanı temizleyip termal macunu yenileyin.
2. ram'ı bilgisayarın desteklediği ölçüde yükseltin.
3. fanı temizleyip termal macunu yenileyin.
devamını gör...
swot analizi
swot öncelikle ingilizce;
strengths (güçlü yönler),
weaknesses (zayıf yönler),
oppurtunities (fırsatlar),
threats (tehditler) kelimelerinin baş harflerinden geliyor.
ne demek; kendinizin veya şirketinizin güçlü ve zayıf yönlerinizi bir yere not ederek bunlar bana ne fırsatlar sunar veya ne tehdit oluşturur onu analiz etmenizi sağlıyor. peki bu size veya şirketinize ne sağlar? hem kişisel olarak iyi bir kariyere sahip olunabilir hem de işletme olarak başarı sağlanabilir.
peki neye dikkat edeceğiz ? futbol gibi düşünelim hücüma giderken defansı ihmal etmeyeceğiz. dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayacağız.
nasıl yapacağız? bir kağıda isim-şehir oynar gibi s-w-o-t başlıklı dört sütun yapacağız, altına unsurları yazacağız ama dürüst olacağız tabii, zayıf olduğumuz şeyi tutupta güçlü olduğumuz yere yazmayacağız. swot analizinde kelimeyi oluşturan her bir unsur, kendi alanında sorgulanmalıdır. yani tek tek güçlü ve zayıf yanlarınızı belirlemeli, buna göre ayrı ayrı kendi bölümlerinde fırsatlarla tehditleri değerlendirmelisiniz. unsurlara ait soruları ele alırken dürüst olmanız ve objektif bir yaklaşım sergilemeniz ise en önemli noktadır. her bir noktanın ayrı ayrı değerlendirilmesi için kendinize sorabileceğiniz sorular geliştireceğiz.
işe yarar mı bilmem. yakın zamanda uzaktan eğitimini aldık, kulağa hoş geliyordu ama uygulaması nasıl bilemiyorum.
strengths (güçlü yönler),
weaknesses (zayıf yönler),
oppurtunities (fırsatlar),
threats (tehditler) kelimelerinin baş harflerinden geliyor.
ne demek; kendinizin veya şirketinizin güçlü ve zayıf yönlerinizi bir yere not ederek bunlar bana ne fırsatlar sunar veya ne tehdit oluşturur onu analiz etmenizi sağlıyor. peki bu size veya şirketinize ne sağlar? hem kişisel olarak iyi bir kariyere sahip olunabilir hem de işletme olarak başarı sağlanabilir.
peki neye dikkat edeceğiz ? futbol gibi düşünelim hücüma giderken defansı ihmal etmeyeceğiz. dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayacağız.
nasıl yapacağız? bir kağıda isim-şehir oynar gibi s-w-o-t başlıklı dört sütun yapacağız, altına unsurları yazacağız ama dürüst olacağız tabii, zayıf olduğumuz şeyi tutupta güçlü olduğumuz yere yazmayacağız. swot analizinde kelimeyi oluşturan her bir unsur, kendi alanında sorgulanmalıdır. yani tek tek güçlü ve zayıf yanlarınızı belirlemeli, buna göre ayrı ayrı kendi bölümlerinde fırsatlarla tehditleri değerlendirmelisiniz. unsurlara ait soruları ele alırken dürüst olmanız ve objektif bir yaklaşım sergilemeniz ise en önemli noktadır. her bir noktanın ayrı ayrı değerlendirilmesi için kendinize sorabileceğiniz sorular geliştireceğiz.
işe yarar mı bilmem. yakın zamanda uzaktan eğitimini aldık, kulağa hoş geliyordu ama uygulaması nasıl bilemiyorum.
devamını gör...
yazılım öğren
22 yıllık yazılımcıyım, belirli bir yazılımı öğrenmek isterseniz ya kod ezberlemeniz gerekir yada algoritmayı kurmanız gerekir, bu sayede sadece coder olursunuz ve bir yazılım mimarının / mühendisinin altında çalışırsınız, kod ezberlemek öldürür, zaten github dan bulursun kodları, yazılım dilinin mantığını ve nasıl öğrenilmesi gerektiğini öğrenirsen gerçek yazılımcı olursun ve yeni çıkan bir yazılımı öğrenmen 1 haftanı alır, oradan web, mobil, masaüstü, dağıtık uygulama allah ne verdiyse yardırır gidersin, tüm bu dediklerim veritabanı, web service, api ve tüm connection stringler içinde geçerlidir, mantığı öğren kodu boşver..
devamını gör...
demosthenes
demosthenes, m.ö. 384 yılında atina'da doğmuş ünlü politikacı ve hatiptir. küçük yaşta babasını kaybeden ve konuşma güçlüğü bulunan demosthenes, yaşadığı zorluklardan dolayı içine kapanık ve utangaç biri olmuş. kekeme olan demosthenes, o dönemde atina' da bulunan hatiplere çok özeniyor ve tıpkı onlar gibi kitlelere hitap etmeyi, nutuklar yazmayı istiyordu. fakat ne zaman bunu yapmaya çalışsa kekemeliğinden dolayı insanların alaylarına ve eleştirilerine maruz kalıyordu. her şeye rağmen hedeflerinden vazgeçmeyen demosthenes, ağzına çakıl taşları doldurup konuşma egzersizleri yapıyor ve fırtınalı havalarda denize karşı bağırarak şarkılar söylüyordu. işte bu çabalarıyla kekemeliğini yenen demosthenes artık en iyi hatip olmayı başarmıştı. atina da halka hitap ediyor ve nutuklar yazıyordu. ayrıca avukatlık ve politakıcılık da yapmış. ve alay edilen o çocuk şimdi hayranlıkla dinleniyordu.
cicero onun için, tüm hatipler arasında tek başına duruyor demiştir.
“en kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır.” demosthenes (mö 384-322)
cicero onun için, tüm hatipler arasında tek başına duruyor demiştir.
“en kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır.” demosthenes (mö 384-322)
devamını gör...
cumhurbaşkanı erdoğan'ın halktan helallik istemesi
ülkenin başına gelmiş, geçmiş cumhurbaşkanı, başbakan, bakan gibi büyük yönetici konumundaki siyasiler mutlak surette zülfiyare dokunmuş, halkın kötü duasını almışlardır. çoğunluğu yönetip de herkesten helallik almakla iş bitmez ki. hakkını helal etmeyecek olanlar edenlerden fazla görünüyor. bunları toplasanız arşa kadar çıkar. özellikle bu iktidar, diğerlerine nazaran fazla dönemde iktidarda kaldığı için de bunun sayısı daha da artar.
devamını gör...
yeni biriyle tanışmak
artık çok korktuğum ve çekindiğim bir şeydir. yordular beni sözlük. güvenmek hiç görmeyen birisine gökkuşağını anlatmak kadar zor geliyor... (bkz: herkes gider mi)
devamını gör...