hakkımda saçma sapan detayları ve söylediklerimi hatırlaması.
şanslıyım ki böyle birine sahibim, ufak tefek detayları hatırlarken (tanıştığımız gün taktığım küpeyi, ilk buluşmamızda giydiğim tişörtü falan mesela) adımı unutacak neredeyse, ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyip itina ile seviyorum.
devamını gör...

katılmadığım başlıktır.

benim takip ettiğim kaliteli yazarların büyük çoğunluğu hala burda. ama tanımları akışta uzun süre kalamadığı için sadece meraklısı okuyor onları.

geceye bir at bırak türü başlıklara herkes yazdığı için o tür başlıklar uzun süre göz önünde iken bilgi içeren başlıklar kaybolup gidiyor.

sadece yazar değil okur da olmayı başarsak bence sorun kalmayacak.
devamını gör...

şiirleri ne kadar güzelse hayatı da tam zıttı o kadar acılı ve kederli olan trajik bir kaza ile hayata gözlerini yuman iranlı şair. bir dönem tuhaf dergisinde kendisiyle ilgili detaylı bir yazı mevcuttu.

şiirleri içerisinde yaralarım aşktandır, uçları yeşil saplı fıskiyeler çiçek açacak olan o iki genç el gibi harikulade ifadeler yer alır.

bir şiir sever olarak baskı altında iken şiire olan bağlılığı ve katkıları için kendisine şükranlarımı sunuyorum ve rahmetle anıyorum.
devamını gör...

toros dağlarının bir uzantısı olan sultan dağları yaklaşık 100 km. uzunluğunda sıradağlardır. en yüksek noktası 2610 m. rakımlı gelincikana tepesidir. iç anadolunun göller bölgesinde doğal sınır oluşturan sultan dağlarının kuzey yamacında akşehir ve eber gölleri, güney yamacında beyşehir ve eğirdir gölleri yer alır.

1116 yılında bizanslılarla selçuklular arasında oluşan bolybotum (bolvadin) savaşı'nda, büyük selçuklu devleti sultanı müizzeddin melikşah ordusunu güneydeki dağın yamacına, emir mengücek ise ordusunu kuzeydeki dağın yamacına yerleştirmiş, işte bu durum üzerine sultanın çekildiği dağa sultan dağı, emir mengücek'in çekildiği dağa da emir dağı adı verilmiştir.
devamını gör...

merhabalar sevgili portakallar,
umarım hepiniz iyisinizdir, hepiniz mutlusunuzdur, hepiniz huzurlusunuzdur ve hepsinden de önemlisi umarım hepiniz sağlıklısınızdır. *
giriş tanıdık geldi değil mi?
o zaman konuyu geliştirelim.
öncelikle sesimi çıkarmasam kimsenin fark etmeyeceğini düşünerek büyük hata etmişim. bugün gerek yayın başlığına yazılan tanımlar gerek mesaj kutuma düşen "neden hala konsept belli değil?" mesajları ile anladım bunu. ne güzel insanlarsınız, farkında mısınız, hı?
"ee hadi söylesene konsepti be kadın ne çok geliştirdin" desenize, dediniz dimi? tamam o zaman girdim geliştirdim sonuca bağlayayım ufaktan.
sevgili canım dünyadan uzak dinleyicileri, canım gecenin yıldızları ve canım herkes; bazı kişisel sebeplerden ötürü dünyadan uzak minik bir araya giriyor.
peki ne kadar minik bir ara?
bir aksilik olmazsa eğer ağustosta yeniden birlikte olup kaldığımız yerden yayınımıza devam ederiz diye planlanmaktayım. oluruz, yine gelirsiniz değil mi? lütfen gelin çünkü...
peki dünyadan uzak yeniden başlayana kadar perşembe akşamları ne dinleyeceğiz?
bugüne kadar en çok sevilen konseptler perşembe günleri sizinle olmaya devam edecek. aslına bakarsanız bir bakıma ara vermemiş gibi bile olabiliriz bu şartlar altında. *
işte böyle sevgili portakallar söyledim, rahatladım. bir dahaki "konsepti söylemeye geldim sevgili portakallar" tanımıma kadar sevgiyle kalın, mutlu kalın, huzurlu kalın ve en önemlisi sağlıkla kalın. sizleri çooooook seviyorum.*
devamını gör...

cem yılmazın en sevdiğim filmlerinden biridir. hem espriler hem kurgu olarak benim için mükemmel bir filmdir. ayrıca sonunda gösterdiği nunçaku hikayesini çekmediği her gün kendisine küfür ediyorum.

filmin yönetmenliğini ömer faruk sorak üstlenmiştir. senaryo koltuğunda ise cem yılmaz bulunuyor.
film 2009 yılı yapımı bir filmdir.
oyuncu kadrosunda cem yılmaz, ozan güven, demet evgar, zafer algöz gibi başarılı isimler bulunuyor.

filmin konusu 19. yüzyılda özel görev için abd başkanına hediye götüren iki kişiyi anlatır. aziz vefa ve lemi galibin başından geçen olayları izleriz.

film bence cem yılmaz’ın en iyi üç filminden birisi. bu filmde geçen olaylar ve mizahi öğeler bence türkiye’nin çok üzerinde. ne zaman açıp izlesem sıkılmayacağım harika göndermelerin olduğu başarılı bir komedi.
hem o dönemi çok iyi yansıtması hem o dönemin unsurlarını kullanması ve bunları kullanırken sık sık göndermeler yapılması bu filmi başka bir seviyeye taşıyor.
yer yer yapılan eleştiriler ve tespitler filmi izlediğim ilk andan beri beni acayip içine çekiyor. her izlediğimde başka bir detayı fark ediyorum.

filmin bir başka güzel kısmı ise kostümlerin ve dekorun usta işi olması. kusursuza yakın bir şekilde planlanmış bir film. yahşi batı denen dünya iyi gözlemlenmiş ve iyi yerine getirilmiş.

ayrıca bu film için zafer algöz’ün oyunculuğuna ayrı bir parantez açmak gerekiyor. inanılmaz bir performans inanılmaz bir oyunculuk. inanılmaz. filmi başka bir seviyeye çıkarıyor.

hala izlemeyen olduğunu düşünmüyorum ama izlemeyen varsa izlesin. dediğim gibi cem yılmaz’ın en iyi filmlerinden bir tanesi. en iyi üç filminden bir tanesi hatta.
devamını gör...

kara_melek nickli yazarımız daha iyi bilir tabi ama sırplar peh, peh müslümanları öldürdüklerini kendileri söylüyorlar.
sırp lider milosevic 1989'da, 1. kosova savaşının 600.cü yıldönümünde türklerden intikam alacağını söylüyor.
birleşmiş milletler askerleri koruma sözü vererek, silahlarını teslim aldıkları müslümanları sırplara teslim ediyor ve srebrenitsa'ya giren sırp komutanı türklerden intikam alma gününün geldiğini söylüyor. binlerce müslüman boşnağa işkence ediyor, tecavüz ediyor, öldürüyorlar.
devamını gör...

işte dinleyelim ve hislerimize tercüman olalım. yaptıklarımdan ve yapmakta olduklarımdan dolayı pişman değilim. senin de, benim kadar acı çektiğinden şüpheliyim. onu daha fazla görmeye tahammülüm kalmadı artık. senin de, benim kadar acı çektiğinden şüpheliyim. hadi çektiğimiz acılardan konuşalım ve acılarımızın içinde boğulalım. biri aşık olduğunda bunu açıklayabilir mi? tatlı kış güneşi, serin yaz esintisi... hem sevdim onu, hem de öldürdüm.
(bkz: mauvais sang)
devamını gör...

günlerdir sabah programında ve ana haberlerde denk geliyorum. gözyaşları ile izliyorum. bu başlığı açan oldu mu, açsam mı diye çok düşündüm ama gönlüm elvermemişti. bu sabah yine sabah programındaki yeni yayımlanan işkence videolarını görünce dayanamadım ki başlık varmış hemen altına yazmaya karar verdim.
aklım yine almıyor ya. her gün daha kötü ne olabilir dedikçe hep daha kötüsü ile karşılaşıyoruz. 88 yaşındaki bir nine’ye yapılan bu işkence akıl alır gibi değil. küçük gelinler, torunlar, oğlu ve diğer çocukları herkes şahit oluyor ama izlemekle veya foroğraf çekip, görüntülemekle yetiniyorlar. bu eziyeti yapanda bu eziyete susan da göz yumanda şeytandır, şeytandan da beterdir. böyle insan olamaz böyle insanlık olamaz.
tv programında diğer çocukları ağlıyor.” ah bilseydik, anamızı bırakır mıydık?” diye timsah gözyaşları döküyor. işlerine gelmiş nasılsa hali hazırda bakan var diyip, ilgilenmemişler şimdi de ah vah toh. insan annesinin bedenindeki morlukları, işkence izlerini nasıl görmez nasıl sormaz nasıl anlamaz, mümkün değil bu. günlerdir aklımdan bu görüntüler çıkmıyor benim. bir an önce döven gelinin, göz yuman torunu ve oğlunun, videoları çeken küçük gelinin tutklanması ve hakettikleri cezaları görmelerini diliyorum ki zaten bu kaçınılmaz son. diğer göz yuman, görmezden gelen evlat olacak şahsiyetlerde allah’larından bulurlar umarım.

buradan;
devamını gör...

daha önceden yakın arkadaş veya ailene karşı yapılması gereken pravo.
devamını gör...

“yüzünü aynalardan topluyorum,
aynaya bakacak yüzüm oluyor böylece”
devamını gör...

dinlemeyi çok sevdiğim duman parçası.

sendeyiz cevat.

tanım:
"kahpe dölün soyu
ele vermiş seni
nice yıllar boyu
kırmış kalbini"
dörtlüğü ile başlayan şarkı.
devamını gör...

#683948 çok güldüm ya.* geleceğin ressamlarını keşfedebileceğimiz bir oyundu gerçekten.* tekrarını bekliyorumm.
devamını gör...

yönetimin konuşulan iletişim çeken trollere müsama gösterdiğini düşünmeme sebep olan kişi. bu kadar düşmemişlerdir umarım. koca insanız enayi gibi hissediyorum bazen kendimi sözlük!
devamını gör...

her yere yaya yürümeye alışık olduğu için arabada biri "nasıl gidiyoruz?" diye sorduğunda tüm yolu unutan kişi de olabilir.
devamını gör...

kanalını ilk açtığı zamandan beri takip ediyorum. birçok youtube kanalına göre çok iyi işler çıkarttığı kesin. kimsenin konusmadığı ya da çekindiği konularda bile elinden geleni yaptığını düşünüyorum. izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum dostlar. buradan
devamını gör...

ben silmek yerine sözlüğe küsüp geri geliyorum, arkadaşlara da tavsiyem bir iki saat hayata küsüp hiçbir şey olmamış gibi sözlüğe geri gelmeniz.
t: gururlu, artı almak için tanım atan yazar tipi.
devamını gör...

çok güzelim.
devamını gör...

tabi renkler ve zevkler tartışılmaz.
fakat bence hem dinlenme olarak hem de eurovisiondaki başarısıyla (bkz: we could be the same)
manga; duman, pinhani, athena, ikiye on kala, kolpa, gece yolcuları, model, gripin, yüksek sadakat, mor ve ötesi, gripin, seksendört, ayna, moğollardan bir adım öndedir.

diğer gruplardan model duman ve mor ve ötesininde muazzam kaliteli şarkıları var.
fakat the best manga bence.
devamını gör...

son dönemde sözlükte, sosyal medyada, televizyonda sık sık karşımıza çıkan sözleşme. istanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz ancak çok azımız sözleşmeyi yakından inceleyip okudu. hukukçu olmanın bir gereği olarak siz sayın sözlükçülere, kadınlara, çocuklara, şiddet gören erkeklere yardımcı olması adına sözleşme ile ilgili kısa kısa bilgiler verip, kendimce önemli gördüğüm birkaç maddesini yorumlamak istiyorum. biraz uzun bir yazı olacak ama okumanızda fayda var. şiddet gören erkekler ne alaka demeyin. sözleşmenin giriş kısmında; “kadınların ve genç kızların erkeklerden daha fazla oranda toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskine maruz kaldıklarının ve erkeklerin de aile içi şiddetin mağdurları olabileceğinin bilincinde olarak” sözleşmenin hazırlandığı ifade edilmiştir.

her ne kadar istanbul sözleşmesi olarak dillendirilse de, metnin asıl ismi kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair avrupa konseyi sözleşmesi’dir. avrupa konseyi’nin 11 mayıs 2011 tarihli istanbul toplantısında imzaya açıldığı için istanbul sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. bu husus sözleşmenin 81 inci maddesinde; “istanbul’da, 2011 yılı mayıs ayının 11. günü, ingilizce ve fransızca olarak, her iki dildeki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere, tek nüsha halinde hazırlanan bu belge, avrupa konseyi arşivinde saklanacaktır. avrupa konseyi genel sekreteri bu belgenin onaylı kopyalarını avrupa konseyine üye her devlete, bu sözleşmenin hazırlanma sürecine katılmış üye olmayan devletlere, avrupa birliğine ve bu sözleşmeye katılmak üzere davet edilmiş bütün devletlere gönderecektir.” şeklinde ifade edilmiştir. ülkemiz 11 mayıs 2011 tarihinde bu sözleşmeyi imzalamış, 14 mart 2012 yılında onaylamış, 01 ağustos 2014 tarihinde ise yürürlüğe sokmuştur. sözleşme 81 maddeden müteşekkil olup 30 sayfadan ibarettir. merak edenler için söyleyelim; ülkemiz 1949 yılından beridir avrupa konseyine üye bir devlettir.

bu sözleşmenin, iç hukuk kuralları karşısındaki durumu nedir? herhangi bir yargılamada iç hukuk kurallarına mı yoksa sözleşmeye mi öncelik verilecektir? anayasamızın 90 ıncı maddesine göre; “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz. (ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." istanbul sözleşmesi temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir metin olduğundan anayasamıza göre kanundan önce uygulanma alanı bulur. yine anayasamıza göre; eğer meclis bir konuda kanun çıkarmışsa, cumhurbaşkanlığı artık o konuda kararname ile düzenleme yapamaz. bu amir hükümler uyarınca, kanundan bile güçlü olan bir metnin, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağı yönündeki yorumu, siz değerli romalılara bırakıyorum. sözleşmenin feshine gerekçe olarak sunulan eşcinsellik konusuna ben sözleşme kapsamında rastlamadım, ancak aşağıda dikkat çeken birkaç sözleşme maddesini belirtmekte fayda görüyorum.

devletin yükümlülükleri ve titizlikle yapması gereken inceleme ve araştırmalar başlıklı 5. madde;

“1-taraflar kadınlara karşı herhangi bir şiddet eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve devlet adına hareket eden diğer aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket etmelerini temin edeceklerdir.

2-taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen ve bu sözleşmenin kapsamı dahilindeki şiddet eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, ve bu eylemler nedeniyle tazminat verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin sarfedilmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.” bu maddeyi okurken benim aklıma direkt musa orhan, ümitcan uygun ve aydın’da 92 yaşında kadına tecavüz edip öldüren cani geldi. hatırlarsanız aydın’da yaşanan olayda failin elindeki dövmenin görünmesi nedeniyle müfettiş görevlendirilmişti. yani sorun kadına şiddet veya tecavüz değil, sorun bir siyasi parti ambleminin görülmesi.

genel yükümlülükler başlıklı 12 nci maddede; “taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus” gibi kavramların bu sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin edeceklerdir.” düzenlemesine yer verilmiştir. namusumu temizledim deyip indirim alanların memleketinde, böyle bir madde hayatta kalır mı sevgili sözlükçüler?

eğitim başlıklı 14 üncü maddede; “ taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır.” hükmüne yer verilmiştir. kindar ve dindar bir toplum yetiştirme amacıyla faaliyet gösteren imam hatiplerin, bu maddeyi kabul etmesi olacak şey midir?

tazminat başlıklı 30 uncu madde düzenlemesi; “hasarın fail, sigorta şirketi veya finansmanı devletçe sağlanan sağlık ve sosyal sigorta hükümlerince karşılanmaması halinde, ciddi bedensel yaralanma veya sağlık bozukluğuna uğrayanlara yeterli devlet tazminatı sağlanacaktır. bu durum, mağdurun emniyetine gereken dikkat sarfedilmesi koşuluyla, tarafların, söz konusu tazminatın, fail tarafından verilen tazminat kadar azaltılması talep etmesini ihtimal dışı bırakmaz.” kadınları hayatta tutalım yeter tazminat isteyen yok.

velayet altına alma, ziyaret hakları ve emniyet başlıklı 31 inci madde; “taraflar çocukların velayetinin ve ziyaret haklarının belirlenmesinde, bu sözleşme kapsamındaki şiddet olaylarının göz önüne alınmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” bu madde, eline geçen her fırsatta mustafa kemal atatürk’e hakaret eden fatih tezcan isimli şahsın da, çocuğumu göremiyorum diye yakındığı maddedir.

taciz amaçlı takip başlıklı 34 üncü madde; “taraflar başka bir şahsa yönelik olarak gerçekleştirilen ve bu şahsı, şahsın kendisini güvende hissetmesini önleyecek şekilde korkutacak, kasıtlı bir biçimde tekrarlanan tehditkar davranışların cezalandırılmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” daha bugün sözlükte takip edip pantolonunu indiren sapık başlığı açıldı. bu tür davranışlar maalesef iç hukukta cinsel taciz yerine, kişilerin huzur ve sükununu bozmak olarak adlandırılıyor.

ırza geçme de dahil olmak üzere cinsel şiddet eylemleri başlıklı 36 ncı madde:

“taraflar aşağıdaki kasten gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılmasını sağlamak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:

a) başka bir insanla, rızası olmaksızın, herhangi bir vücut parçasını veya cismi kullanarak, cinsel nitelikli bir vajinal, anal veya oral penetrasyon gerçekleştirmek;

b) bir insanla, rızası olmaksızın, cinsel nitelikli diğer eylemlere girişmek;

c) başka bir insanın, rızası olmaksızın, üçüncü bir insanla cinsel nitelikli eylemlere girmesine neden olmak.

rıza, mevcut koşullar bağlamında değerlendirilmek üzere, şahsın özgür iradesi sonucunda gönüllü olarak verilmelidir.

taraflar 1. fıkrada yer alan hükümlerin aynı zamanda iç hukukta kabul edilmiş olan, eski veya mevcut eşlere veya birlikte yaşayan bireylere karşı gerçekleştirilmiş eylemler için de geçerli olmasının temin edilmesi için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” islam fıkhında eşe karşı gerçekleştirilen bu rızasız ilişki, tecavüz olarak nitelendirilemez. aksine eşinin isteğini reddeden kadın, hoş görülmez.

soruşturmalar ve kanıtlar başlıklı 54 üncü madde; “taraflar herhangi bir hukuk veya ceza davasında mağdurun cinsel geçmişi ve davranışıyla ilgili var olan kanıtlara yalnızca davayla ilgili ve gerekliyse izin verilmesini temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer önlemleri alacaktır.” kadın mıdır kız mıdır bilmem diyenlerin ülkesinde ölü doğmuş bir madde daha.

toplumsal cinsiyete dayalı iltica talepleri başlıklı 60 ıncı madde; “taraflar kadına yönelik, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, mültecilerin statüsüne ilişkin 1951 sözleşmesi 1a(2) maddesi anlamında zulüm olarak ve tamamlayıcı/ ikincil korumayı gerektiren ciddi bir hasar biçimi olarak tanınabilmesini temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” bu madde benim aklıma işid üyesi barbarların tecavüzüne uğrayan ezidi kadınlarını getirdi.

yukarıda dikkat çektiğim sözleşme hükümlerini okursanız, bu hükümlerin bizim gibi barbar ortadoğu toplumlarında karşılık bulmayacağını çabucak göreceksiniz. mesele eşcinsellik meselesi değil, ki öyle olması da başlı başına bir facia olurdu. azgın bir azınlığın rahatça at koşturması için hukuk devletinin engelleri birer birer bertaraf ediliyor. her ne kadar sevmesem de hani şu soma faciasında tutuklu kalan tek bir kişi var; mağdur ailelerin avukatı, selçuk kozağaçlı. o adamın güzel bir lafı var; "hukuk diye helvadan put yapmışsınız, acıkınca yiyorsunuz."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim