sözlükten erkek ayarlamaya çalışacaklara tavsiyeler
şimdi madde madde açıklıyorum.
* öncelikle cinsel sexli başlıklara yazıyoruz. buna düşmeyen erkek yok.
* seri artılıyoruz kızlar. takip ediyoruz ama asla mesaj atmıyoruz. işin heyecanı burada gjfjgj.
* mesaj atınca da tüm hünerlerimizi sergiliyoruz. tabiki nude ve sexting dışında.
* eninde sonunda o numara gelecek size. siz rahat olun. sonuna kadar oyun ve inkar. arada başka erkek yazarlar da araya kaynayabilir. amaan o bizim ganimetimiz olsun.
* geceleri konuşuyoruz kızlar. gündüzleri işimiz olmasın. anaç davranıyoruz. çok kibarız, çok güzeliz, çok her şeyiz.
* çok çok ilgi gösterip bir anda kesmeyi unutmuyoruz. sıkılmış da olabiliriz ama siz yine de dediğimi yapın.
* gizemli takılın.
hayırlı olsun. nur topu gibi aşığınız oldu.
başka türlü istiyorsanız da dm'e send nude diyoruz ve ev boş diye de eklemeyi unutmuyoruz fjfjgj.
* öncelikle cinsel sexli başlıklara yazıyoruz. buna düşmeyen erkek yok.
* seri artılıyoruz kızlar. takip ediyoruz ama asla mesaj atmıyoruz. işin heyecanı burada gjfjgj.
* mesaj atınca da tüm hünerlerimizi sergiliyoruz. tabiki nude ve sexting dışında.
* eninde sonunda o numara gelecek size. siz rahat olun. sonuna kadar oyun ve inkar. arada başka erkek yazarlar da araya kaynayabilir. amaan o bizim ganimetimiz olsun.
* geceleri konuşuyoruz kızlar. gündüzleri işimiz olmasın. anaç davranıyoruz. çok kibarız, çok güzeliz, çok her şeyiz.
* çok çok ilgi gösterip bir anda kesmeyi unutmuyoruz. sıkılmış da olabiliriz ama siz yine de dediğimi yapın.
* gizemli takılın.
hayırlı olsun. nur topu gibi aşığınız oldu.
başka türlü istiyorsanız da dm'e send nude diyoruz ve ev boş diye de eklemeyi unutmuyoruz fjfjgj.
devamını gör...
her şeyin farkında olup hiçbir şey yapmamak
"karda donmak üzeresin uyumak tatlı geliyor ama sen öldüğünün farkında değilsin." ıssız adam, 2012
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
bir dönem kuzey ülkelerinde eceliyle ölen insanların tırnaklarının kesilme geleneği var imiş. sahi, nedeni ne olabilir? bu gelenek nereye dayanıyor olabilir? evet, kesinlikle doğru! iskandinav mitolojisi...
ragnarök, bildiğimiz üzere iskandinav mitolojisinde tanrıların ölümüne neden olan, birçok şeyin ölmesine ve yeniden doğuşuna sebebiyet verecek olan o büyük kıyamet. bu kıyamette ne olacak? önceleri her yerde büyük depremler meydana gelecek, çok uzun sürecek bir kış ile hayat yavaş yavaş donacak, bu sebebiyetten insanlar bugünün türkiyesinde olduğu gibi inanılmaz biçimde gergin olacak, stresten kafayı yiyecek hale bürünüp birbirlerini öldürmeye başlayacaklar.
işte bu depremler ve kaos ortamında loki'nin çocuklarından biri olan kurt fenrir, bağlandığı zincirlerinden kurtulacak, diğer çocuğu olan yılan jormungand karaya doğru yaklaşacak. ateş devlerinin babası olan surtr ise muspelheim, yani ateş devleri diyarından dünyaya inecek...
ama asıl nokta tam olarak burası... bildiğimiz üzere loki, balder'in ölümüne neden olmuştu ya, daha sonraları diğer tanrılar onu uzaklaştırmak ve cezalandırmak amacıyla kendi çocuklarının bağırsakları ve zincirler ile bağlamışlardı ya... loki reis o zaman diliminde asgaard'tan intikam almak, onu oraya bağlamış olan o büyük tanrı ve tanrıçaları yok etmek amacıyla o da savaş alanına gelecek ama nasıl ve kimlerle?
işte tırnakların kesilme kısmı tamamen buraya bağlanıyor. bildiğimiz üzere loki'nin hel veyahut hela ismiyle anılan bir kızı var; ölüler diyarının kraliçesi. hel ve loki, ölüler diyarındaki ölüler ordusuyla birlikte, naglfar ismindeki gemiyle karaya yaklaşacak.
bu naglfar , tuhaf bi gemi, ölülerin tırnakları ile yapılmış... bu sebebiyettendir ki, ölen insanların tırnaklarının kesilmesiyle, naglfar'ın yapılmasının engelleneceğini veyahut yapılma süresinin yavaşlayacağını düşünürmüş insanlar
ragnarök, bildiğimiz üzere iskandinav mitolojisinde tanrıların ölümüne neden olan, birçok şeyin ölmesine ve yeniden doğuşuna sebebiyet verecek olan o büyük kıyamet. bu kıyamette ne olacak? önceleri her yerde büyük depremler meydana gelecek, çok uzun sürecek bir kış ile hayat yavaş yavaş donacak, bu sebebiyetten insanlar bugünün türkiyesinde olduğu gibi inanılmaz biçimde gergin olacak, stresten kafayı yiyecek hale bürünüp birbirlerini öldürmeye başlayacaklar.
işte bu depremler ve kaos ortamında loki'nin çocuklarından biri olan kurt fenrir, bağlandığı zincirlerinden kurtulacak, diğer çocuğu olan yılan jormungand karaya doğru yaklaşacak. ateş devlerinin babası olan surtr ise muspelheim, yani ateş devleri diyarından dünyaya inecek...
ama asıl nokta tam olarak burası... bildiğimiz üzere loki, balder'in ölümüne neden olmuştu ya, daha sonraları diğer tanrılar onu uzaklaştırmak ve cezalandırmak amacıyla kendi çocuklarının bağırsakları ve zincirler ile bağlamışlardı ya... loki reis o zaman diliminde asgaard'tan intikam almak, onu oraya bağlamış olan o büyük tanrı ve tanrıçaları yok etmek amacıyla o da savaş alanına gelecek ama nasıl ve kimlerle?
işte tırnakların kesilme kısmı tamamen buraya bağlanıyor. bildiğimiz üzere loki'nin hel veyahut hela ismiyle anılan bir kızı var; ölüler diyarının kraliçesi. hel ve loki, ölüler diyarındaki ölüler ordusuyla birlikte, naglfar ismindeki gemiyle karaya yaklaşacak.
bu naglfar , tuhaf bi gemi, ölülerin tırnakları ile yapılmış... bu sebebiyettendir ki, ölen insanların tırnaklarının kesilmesiyle, naglfar'ın yapılmasının engelleneceğini veyahut yapılma süresinin yavaşlayacağını düşünürmüş insanlar
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
sen ne şahanesin be adam..
radiohead - lotus flower
radiohead - lotus flower
devamını gör...
tuz gölü'ndeki toplu flamingo ölümü
sulama yapmak için bütün sular kesilince yavrularıyla birlikte ölen sayısız flamingolar... ortaya korku filmi gibi bir şey çıkmış.
mobile.twitter.com/ALAKIRIN...
mobile.twitter.com/ALAKIRIN...
devamını gör...
eylem yapmanın hiçbir işe yaramaması
öyle tabi sebat edelim, susalım. köklü devrim kendiliğinden gelir nasıl olsa. dünya tarihi "selamun aleyküm ben geldim." diyen köklü devrimlerle dolu.
mantıklı bulduğum önerme.
mantıklı bulduğum önerme.
devamını gör...
kadir mısıroğlu
gece gece sinkafli cümleler kurmama sebep olan başlık. hortlayasica deli kadir, huzur bulma hiçbir zaman.
devamını gör...
ürkünç susie ve sorunlu çocuklar için 13 trajik öykü
bir anglus oblong kitabıdır.
eskiden çocukların masallarla arası çok iyiydi. şimdi de öyle mi bilmiyorum. ama masalların çocuklara verdiği mesajların önemli olduğuna inanıyorum. la fontaine hikayelerini mesela oldum olası sevemedim. çocukken de sevmezdim, hala da sevmem. bütün kahramanlarında bir uyanıklık, kurnazlık, sahtekarlık. karganın zaafından faydalanıp rızkını çalan tilkiden, tilkiye düz tabakta çorba ikram edip intikam alan leyleğe kadar her kahramanda kötücül duygular baskın.
masalların daha yapıcı, çocukları daha iyi bir insan olmaya teşvik eden mesajlar vermesinden yanayım ben.
ancak bu kitap öyle bir kitap değil. burada anlatılan masallar annelerin çocuklara asla anlatamayacağı türden. debbiler tarafından zorbalığa uğrayan helga’nın intikamından, aptal bir vampire dönüşen betsy’nin hikayesine kadar her öyküde hayatın gerçek yüzünü gösteren ve okuyanın yüzüne tokat gibi çarpan masallar bunlar. annesine benzememek için uğraşan rosie’nin hikayesi ise benim favorilerimden.
angus oblong bu masallarda pedagojik bir uygunluk, ahlaki mesajlar ya da mutlu sonlar vaat etmiyor. gerçeğin keskin yüzünün teninizde dolşaması için elinden geleni yapıyor sadece.
eskiden çocukların masallarla arası çok iyiydi. şimdi de öyle mi bilmiyorum. ama masalların çocuklara verdiği mesajların önemli olduğuna inanıyorum. la fontaine hikayelerini mesela oldum olası sevemedim. çocukken de sevmezdim, hala da sevmem. bütün kahramanlarında bir uyanıklık, kurnazlık, sahtekarlık. karganın zaafından faydalanıp rızkını çalan tilkiden, tilkiye düz tabakta çorba ikram edip intikam alan leyleğe kadar her kahramanda kötücül duygular baskın.
masalların daha yapıcı, çocukları daha iyi bir insan olmaya teşvik eden mesajlar vermesinden yanayım ben.
ancak bu kitap öyle bir kitap değil. burada anlatılan masallar annelerin çocuklara asla anlatamayacağı türden. debbiler tarafından zorbalığa uğrayan helga’nın intikamından, aptal bir vampire dönüşen betsy’nin hikayesine kadar her öyküde hayatın gerçek yüzünü gösteren ve okuyanın yüzüne tokat gibi çarpan masallar bunlar. annesine benzememek için uğraşan rosie’nin hikayesi ise benim favorilerimden.
angus oblong bu masallarda pedagojik bir uygunluk, ahlaki mesajlar ya da mutlu sonlar vaat etmiyor. gerçeğin keskin yüzünün teninizde dolşaması için elinden geleni yapıyor sadece.
devamını gör...
para için gelen ramazan davulcusuna para vermeme yöntemleri
babannemin yıllarca kullandığı taktiklerden biri "rahmetli kocam evde yok o yüzden para veremeyeceğim evladım" yalanı üzerine kısa bi sessizliğin ardından davulcuya jetonun düşmesi, babannemin haline üzülerek "canın sağolsun teyzem" demesi ve para vermekten yırtan babannemin "yedi enayi" diye sevinip kapiyi kapatıp içeri güle oynaya gitmesidir.
yıllarca bu numarayla davulcuya para vermez.
yıllarca bu numarayla davulcuya para vermez.
devamını gör...
christiane vera felscherinow
1962 almanya hamburg doğumlu aktrist ve müzisyen. aynı zamanda eski bir eroin bağımlısı. 12 yaşında esrara 13 yaşında eroine başlamış ve çok zor sancılı bir çocukluk dönemi geçirmiş. o kadar çalkantılı bir hayatı vardı ki bir filme ve bir romana konu oldu. şimdilerde oğlu ile birlikte sakin bir hayat sürüyor.
devamını gör...
pozitif psikoloji
martin seligman tarafından ortaya atılan pozitif psikoloji, bireylerin olumsuz , sorunlu ve eksik yönlerinden çok olumlu özelliklerine, güçlü yanlarına ve erdemlerine odaklanan bir yaklaşımdır. pozitif psikoloji insanın doğasındaki ve geçmişindeki bir takım yanlış noktaları düzeltmektense insan doğasının olumlu özelliklerinin vurgulanması gerektiğini savunmuş, insanın içindeki potansiyelin keşfine vurgu yapmıştır.
kişisel gelişim kitapları bu kuramın ilkelerine dayanarak hazırlanmaktadır.
kişisel gelişim kitapları bu kuramın ilkelerine dayanarak hazırlanmaktadır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hobileri
hobi denilince;
kitap okumak,
bisiklete binmek,
yürüyüş yapmak vs vs
dediğimiz yılların hayalini kurmak.
dönemsel değişendir bende. gitar çalıp şarkı mırıldanmak, resim çiziktirmek, takı ve kıyafet tasarımı ve dikimi, bir zamanlar dalış sporu.. her şeyden az az severim. yükselenim balık olma hasabiyle hayalgücü isteyen her etkinliğin içine dahil olurum. balık demişken tarot, katina, kahve falı sallamaya bayılır hobi olarak insanların doğum haritasına dadanırım. doğum gününüzü sorarsam ölü taklidi yapınız.
kitap okumak,
bisiklete binmek,
yürüyüş yapmak vs vs
dediğimiz yılların hayalini kurmak.
dönemsel değişendir bende. gitar çalıp şarkı mırıldanmak, resim çiziktirmek, takı ve kıyafet tasarımı ve dikimi, bir zamanlar dalış sporu.. her şeyden az az severim. yükselenim balık olma hasabiyle hayalgücü isteyen her etkinliğin içine dahil olurum. balık demişken tarot, katina, kahve falı sallamaya bayılır hobi olarak insanların doğum haritasına dadanırım. doğum gününüzü sorarsam ölü taklidi yapınız.
devamını gör...
burun
gogol’un kısa öyküsü. ıvan yakovleviç sabah taze ekmek kokan mutfağa girer. o gün canı kahve içmek istemez, kahve tiryakisi eşinin canına minnettir. yanına soğan alır,ekmeği böler ve bir burun görür. burnu hemen tanır; müşterisi , kendini binbaşı olarak tanınan kovalev’indir. karısı kendisine kızar ve onu hemen yoketmesini söyler. zavallı ivan , gece içkiyi kaçırmış ne olduğunu hatırlamamaktadır. ivan ,burnu köprüden nehre aşağı atmaya çalışırken polise yakalanır.
kovalev ise 9.sınıf memur, yükselmesi zor. ‘burnu’ havada, özgüvensiz ve çevresindeki önemli kişilerle kendini kabul ettirme derdinde. sabah uyanır ve burnu yoktur. kan da yoktur; burun öylece çekip gitmiştir. önce polise ,ordan kayıp burnu için ilan vermeye giderken ,o koşuşturma içinde yaşadıklarını anlatır.
o dönemin rusya’sında önemli görevlere torpille, rüşvetle gelen , vasıfsız kişileri eleştirmektedir aslında. o koşturmaca içinde sokakta ‘burnuyla’karşılaşır. yüksek rütbeli üniforma giymiş burnuyla. burnu kendisine yüz vermemiş, tanımamazlıktan gelmiştir. yazar burada , o kadar vasıfsız insan önemli yerlere geldi ki, bunun kim olduğu önemli değil, bir burun bile olsa. burnun onu önemsememesi de , kovalev’in alt ünvanda olması ve burnun geldiği makama haketmeyerek gelmesinden dolayı oluşan kibrinden kaynaklıdır. aynı zamanda memurlar arası ‘kast ‘sistemi de söz konusudur. kovalev burnun sahtekar olduğunu ve o makamı hak etmediğini anlatmaya çalışır ama dinleyen olmaz.
kovalev aslında burnunu kaubetmesinden çok ,burunsuz nasıl memuriyet yapacağının( tek övünç kaynağı budur) ve o çok övündüğü arkadaş çevresinin onunla görüşmeyeceği derdindedir. ‘burunsuz’ nasıl memur olacaktır ki?
yazar öyküyü de yine hicivle bitirir. içinde bulundurduğu ince dokunduruşları anlayabilen için benzersiz, anlayamayan için absürd sayılabilicek bir öyküdür.
kovalev ise 9.sınıf memur, yükselmesi zor. ‘burnu’ havada, özgüvensiz ve çevresindeki önemli kişilerle kendini kabul ettirme derdinde. sabah uyanır ve burnu yoktur. kan da yoktur; burun öylece çekip gitmiştir. önce polise ,ordan kayıp burnu için ilan vermeye giderken ,o koşuşturma içinde yaşadıklarını anlatır.
o dönemin rusya’sında önemli görevlere torpille, rüşvetle gelen , vasıfsız kişileri eleştirmektedir aslında. o koşturmaca içinde sokakta ‘burnuyla’karşılaşır. yüksek rütbeli üniforma giymiş burnuyla. burnu kendisine yüz vermemiş, tanımamazlıktan gelmiştir. yazar burada , o kadar vasıfsız insan önemli yerlere geldi ki, bunun kim olduğu önemli değil, bir burun bile olsa. burnun onu önemsememesi de , kovalev’in alt ünvanda olması ve burnun geldiği makama haketmeyerek gelmesinden dolayı oluşan kibrinden kaynaklıdır. aynı zamanda memurlar arası ‘kast ‘sistemi de söz konusudur. kovalev burnun sahtekar olduğunu ve o makamı hak etmediğini anlatmaya çalışır ama dinleyen olmaz.
kovalev aslında burnunu kaubetmesinden çok ,burunsuz nasıl memuriyet yapacağının( tek övünç kaynağı budur) ve o çok övündüğü arkadaş çevresinin onunla görüşmeyeceği derdindedir. ‘burunsuz’ nasıl memur olacaktır ki?
yazar öyküyü de yine hicivle bitirir. içinde bulundurduğu ince dokunduruşları anlayabilen için benzersiz, anlayamayan için absürd sayılabilicek bir öyküdür.
devamını gör...
apartman boşluğu programının yayından kaldırılması
sonuna kadar destek verdiğim bir karar. haksızlığa uğrayan bunu dile getirmelidir.
daha şimdiden birileri kollanır, birileri ötekileştirilirse, kusura bakmayın ama gidişatın iyi olduğunu söylemek abesle iştigalden öteye geçmez.
umarım bundan sonra bu tip durumlar yaşanmaz ve iyi insanların kalbi kırılmaz.
daha şimdiden birileri kollanır, birileri ötekileştirilirse, kusura bakmayın ama gidişatın iyi olduğunu söylemek abesle iştigalden öteye geçmez.
umarım bundan sonra bu tip durumlar yaşanmaz ve iyi insanların kalbi kırılmaz.
devamını gör...
sizi neden işe alalım sorusu
para lazım.
devamını gör...
normal sözlük'te sürekli islam'ı kötüleyen başlık ve tanımlara müsaade etmek
bir durum.
biraz uzun yazacağım. umarım okuyan ve üzerinde düşünen birileri olur.
ben başlığı açan arkadaş adına da, genel olarak burada "yobaz", "ışid'ci zihniyet" denilen kişiler adına da yahut başka herhangi bir müslüman adına da konuşmayacağım. söyleyeceklerim tamamen kendi adıma söylemek istediklerim.
kimseyi ilgilendirmese de elhamdülillah müslümanım ve bunu söyleme amacım biraz olsun farklı açıdan bakmanızı sağlayabilmek. bunu belirtmişken şunu da eklemek istiyorum; inançsız olanların yahut başka bir dine inanan insanların hakkında da aynı saygısızlıkların yapılmasına kesinlikle karşıyım.
***
birkaç yorumda haklı olarak "saygı çerçevesinde" istenilen her şeyin yazılabileceği söylenmiş. ancak ben bazı başlıklarda kesinlikle bu konulara saygı çerçevesinde yaklaşılmadığını görüyorum. yine aynı şekilde "siz de karşı argüman sunun" demişsiniz çok doğru olarak ama bazen öyle şeyler yazılıyor, öyle hakaretler ediliyor ki, tartışmak bile mümkün olmuyor bazı insanlarla. kaldı ki karşı argüman dediğiniz şey, bir argümana karşılık sunulur. hakarete, karşı argüman sunulamaz.
siz inançsız arkadaşlardan -çoğunuz belki bunu okumayacak ya da umursamayacak ama- benim bir ricam var: bir inanca sahip olan tüm insanları, her şeye at gözlüğüyle bakan, bilimden ilimden uzak olan, beyinsiz hatta can almaya meraklı vahşiler olarak görmekten vazgeçmeniz.
etrafınızdaki insanları düşünün; annelerinizi, babalarınızı, çok sevdiğiniz arkadaşlarınızı... bunların içerisinde hiç inançlı insan yok mu? yoksa lafım yok ama varsa içlerinde hiç iyi insan yok mu diye sorarım bu kez. "arkadaşlarınız"ı da dahil ettiğime ve insan arkadaşını kendisi seçtiğine göre, mutlaka vardır. o halde neden tüm inananları kötülüyorsunuz? lütfen yapmayın bunu. zira kendi halinde inanan, kimseyi kırmamak için elinden geleni yapan, bilimle uğraşan (enrty'lerime bakabilirsiniz genelde hangi konular hakkında yazdığımı bilmiyorsanız) ve bu ülkede din adına olduğu söylenip de insanlara zarar verecek şekilde yapılan her şeye, aynen sizin gibi karşı olan insanları incitiyorsunuz bunu yaptığınızda.
***
gelelim bizim tarafa... benimle dindaş olan birçok arkadaşın tartışma şeklini son derece yanlış buluyorum. bakın öncelikle şunu söyleyeyim: bir müslüman düzgün konuşur, ağzından kötü söz çıkmaz. siz kalkıp insanlara küfrederek, hakaret ederek onlara bir şey anlatmaya çalışırsanız, haklı olarak kimse sizi dinlemez. ayrıca burada nadiren de olsa din hakkında düzgünce yazılıp "neden bu böyle?" diye sorulan sorular var ateist yazarlar tarafından. bunların karşılığında, ufacık bir araştırma ile bile ulaşılabilecek cevaplar dururken, kalkıp bunu soran kişiye laf sokuşturmaya çalışmak, islâm adına hiçbir faydası olmayan bir iş. üstelik mantık dahilinde cevaplamadığınız tüm sorular yine yeni yeniden karşınıza çıkıyor.
eğer ki insanlar dinden, dindarlardan nefret etmesin istiyorsanız, öncelikle insanlarla güzel konuşun. sonra boş beleş ve basmakalıp laflar yerine düzgün karşı kanıtlar ya da argümanlarla gelin lütfen. siz dine daha büyük zararlar veriyorsunuz, insanların ondan kaçmasına neden olarak. unutmayın ki peygamberimizin yaşadığı dönemde insanların müslüman olmasının öncelikli nedeni, bu dinde kimsenin aşağılanmadığını, adaletin en öncelikli konu olduğunu görmeleri ve onları dine davet eden kişilerin düzgün ve ahlaklı hareketleriydi. cihat dediğiniz şey ille de fetihle olmaz. dini sevdirmek, yaymak, insanları ona inandırmak gibi bir amacınız varsa, onu insanların nefret edeceği bir şey haline getirmeyin.
sabredip okuyan herkese teşekkür ederim. entry girme işime geri dönüyorum. siz de lütfen kavga etmeyin, ayırmam *
biraz uzun yazacağım. umarım okuyan ve üzerinde düşünen birileri olur.
ben başlığı açan arkadaş adına da, genel olarak burada "yobaz", "ışid'ci zihniyet" denilen kişiler adına da yahut başka herhangi bir müslüman adına da konuşmayacağım. söyleyeceklerim tamamen kendi adıma söylemek istediklerim.
kimseyi ilgilendirmese de elhamdülillah müslümanım ve bunu söyleme amacım biraz olsun farklı açıdan bakmanızı sağlayabilmek. bunu belirtmişken şunu da eklemek istiyorum; inançsız olanların yahut başka bir dine inanan insanların hakkında da aynı saygısızlıkların yapılmasına kesinlikle karşıyım.
***
birkaç yorumda haklı olarak "saygı çerçevesinde" istenilen her şeyin yazılabileceği söylenmiş. ancak ben bazı başlıklarda kesinlikle bu konulara saygı çerçevesinde yaklaşılmadığını görüyorum. yine aynı şekilde "siz de karşı argüman sunun" demişsiniz çok doğru olarak ama bazen öyle şeyler yazılıyor, öyle hakaretler ediliyor ki, tartışmak bile mümkün olmuyor bazı insanlarla. kaldı ki karşı argüman dediğiniz şey, bir argümana karşılık sunulur. hakarete, karşı argüman sunulamaz.
siz inançsız arkadaşlardan -çoğunuz belki bunu okumayacak ya da umursamayacak ama- benim bir ricam var: bir inanca sahip olan tüm insanları, her şeye at gözlüğüyle bakan, bilimden ilimden uzak olan, beyinsiz hatta can almaya meraklı vahşiler olarak görmekten vazgeçmeniz.
etrafınızdaki insanları düşünün; annelerinizi, babalarınızı, çok sevdiğiniz arkadaşlarınızı... bunların içerisinde hiç inançlı insan yok mu? yoksa lafım yok ama varsa içlerinde hiç iyi insan yok mu diye sorarım bu kez. "arkadaşlarınız"ı da dahil ettiğime ve insan arkadaşını kendisi seçtiğine göre, mutlaka vardır. o halde neden tüm inananları kötülüyorsunuz? lütfen yapmayın bunu. zira kendi halinde inanan, kimseyi kırmamak için elinden geleni yapan, bilimle uğraşan (enrty'lerime bakabilirsiniz genelde hangi konular hakkında yazdığımı bilmiyorsanız) ve bu ülkede din adına olduğu söylenip de insanlara zarar verecek şekilde yapılan her şeye, aynen sizin gibi karşı olan insanları incitiyorsunuz bunu yaptığınızda.
***
gelelim bizim tarafa... benimle dindaş olan birçok arkadaşın tartışma şeklini son derece yanlış buluyorum. bakın öncelikle şunu söyleyeyim: bir müslüman düzgün konuşur, ağzından kötü söz çıkmaz. siz kalkıp insanlara küfrederek, hakaret ederek onlara bir şey anlatmaya çalışırsanız, haklı olarak kimse sizi dinlemez. ayrıca burada nadiren de olsa din hakkında düzgünce yazılıp "neden bu böyle?" diye sorulan sorular var ateist yazarlar tarafından. bunların karşılığında, ufacık bir araştırma ile bile ulaşılabilecek cevaplar dururken, kalkıp bunu soran kişiye laf sokuşturmaya çalışmak, islâm adına hiçbir faydası olmayan bir iş. üstelik mantık dahilinde cevaplamadığınız tüm sorular yine yeni yeniden karşınıza çıkıyor.
eğer ki insanlar dinden, dindarlardan nefret etmesin istiyorsanız, öncelikle insanlarla güzel konuşun. sonra boş beleş ve basmakalıp laflar yerine düzgün karşı kanıtlar ya da argümanlarla gelin lütfen. siz dine daha büyük zararlar veriyorsunuz, insanların ondan kaçmasına neden olarak. unutmayın ki peygamberimizin yaşadığı dönemde insanların müslüman olmasının öncelikli nedeni, bu dinde kimsenin aşağılanmadığını, adaletin en öncelikli konu olduğunu görmeleri ve onları dine davet eden kişilerin düzgün ve ahlaklı hareketleriydi. cihat dediğiniz şey ille de fetihle olmaz. dini sevdirmek, yaymak, insanları ona inandırmak gibi bir amacınız varsa, onu insanların nefret edeceği bir şey haline getirmeyin.
sabredip okuyan herkese teşekkür ederim. entry girme işime geri dönüyorum. siz de lütfen kavga etmeyin, ayırmam *
devamını gör...
devlet memurları bu ülkenin kanayan yarası kamburu kanseridir
bu ülkedeki kanayan yarada, kanserli olan tek hücrede malum yönetimdir ve onlara oy veren mabadların da kıl olmaya dünden razı olan zihniyettir.
öyle bir gün öğretmenleri bir gün memurları göz önüne getirerek bu gerçeği kimse değiştiremez.
en güzel mevkilerde makamlarda malum beyefendinin hısım akrabaları var, bunları gözünüz görmüyor da memura öğretmene gelince mi aslan kesiliyorsunuz?
öyle bir gün öğretmenleri bir gün memurları göz önüne getirerek bu gerçeği kimse değiştiremez.
en güzel mevkilerde makamlarda malum beyefendinin hısım akrabaları var, bunları gözünüz görmüyor da memura öğretmene gelince mi aslan kesiliyorsunuz?
devamını gör...
birkan sokullu
ses tonu fazla etkileyici olan oyuncu ve aynı zamanda mankendir. ilk rolü melekler korusun dizisinde levent karakteridir. aynı zamanda aslı enver ile 2012 yılında evlenip, 2015 yılında "şiddetli geçimsizlik" sebebiyle boşanmışlardır. küçük sırlar (demir),kurt seyit ve şura (petro),hayat şarkısı (kerim) dizilerinde oynamıştır. günümüzde ise masumlar apartmanı dizisinde han karakterini canlandırıyor. han'ın rahatsızlığı dispozofobidir.
dispozofobi, kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik olarak da geçiyor. bu hastalık; değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna denir.
dispozofobi, kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik olarak da geçiyor. bu hastalık; değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna denir.
devamını gör...

