''mutluluk, pantolona işemek gibidir. ıslaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin." -sigmund freud- / psikanaliz üzerine
devamını gör...

rayonizm, ışıncılık ya da rayizm 20. yüzyılın ilk yarısında, 1911-14 yılları arasında rusya'da gelişen bir sanat akımıydı. ışık ışınlarından türetilen doğrusal çizgiler ile yapılan bu soyut sanat mihayil larionov ve nataliya gonçarova tarafından, edebiyatta fütürizm'in kurucusu filippo tommaso marinetti'yi moskova'daki bir turnesinde dinledikten sonra geliştirilmişti.

gonçarova 1909 yılında rayonist denebilecek eserler yapmaya zaten başlamıştı fakat 1912'de gonçarova ve larionov rayonist manifesto'yu yazdı ve 1913'te yayımladılar. bu avangard (yenilikçi) sanat anlayışının ismi yansıtılan zıt renkli ışık ışınlarının dinamik kullanımından gelmektedir. bu, kesişen ve yansıyan ışınların tabloda yer aldığı akım kısa süreli olsa da rus soyut resminin gelişmesinde önemli bir adım olmuştur.

rayonizm, ışığın manzara veya şehir manzaraları üzerindeki etkisine dayanıyordu. 1954 yılında sanatçı michel larionov, kendi eseri olan noktyurn (nocturne) (tr: gece) hakkında ''bu resim odessa'daki alacakaranlıktan esinlenmiştir. evlerin merdivenleri, iç ve dış cephelerinin birleştirilmesi sorunudur ve koyu renklerin gövdesinin yarı açık tonlar üzerindeki baskısını temsil eder. bu resmin sorunu, bu tonları belirli bir düzende düzenlemektir. yarı ışık ışınlarının karanlık ışınlarla çatışmasıdır.'' yorumunda bulunmuştu.

çeşitli nesneler üzerinden yansıyan ışınların birbirleri ile çatıştığı bu sanat akımında nesneler sadece yansıyan ışınların başlangıç noktaları konumundaydı. değer yaratacak olan şey ışığın kendisiydi. 1895'te alman fizikçi wilhelm conrad röntgen bir maddeyi kartona koyduğunda bile parladığını gördü. ışığın katı maddenin içinden geçerek parlamaya devam etmesi bazı kimseler için ışığın, nesneden daha öncelikli olması fikrine ilham oldu. yani rayonistlerin fikirlerinde, gerçek dediğimiz şeyler ışığın ikincilleriydi. bu yüzden gerçek dediğimizi resmetmeyi değersiz gördüler.

bunu larionov'un "rayizm, nesnelerin dış hatlarıyla, hatta biçimsel renkleriyle bile değil, her şeyin birliğini oluşturan ışınların bitmek bilmeyen ve yoğun dramasıyla ortaya çıkan uzayın resmidir." sözü ile de anlayabiliyoruz. sadece geleceğe bakmayı değil, geçmişin yükünden kurtulmayı da kapsıyordu yazdıkları manifestonun konusu. sanatın zaman kavramı ile incelenemeyeceğini söylüyor, bireyselliği de reddediyorlardı. batı kültürüne net bir karşıtlık belirttikleri halde geliştirdikleri akımın kübizm, fütürizm ve orfizm gibi batı stillerinin bir sentezi olduğunu da kabul etmişlerdi.

kaynakça ve daha fazlası: tate.org.uk, theartstory.org, britannica.com, ideelart.com, vikipedi
devamını gör...

bir tahmindir.
umarım öyle bir şey olmaz.
gerçi site ayakta kaldığı sürece buralarda 10 kişi de olsa yazmaya devam edeceğim en azından ben kendi adıma böyle düşünüyorum.
yazar arkadaşların gereksiz numune yazarları tespit edip prim vermemesiyle daha güzel bir sözlük ortamı mutlaka oluşacaktır.
ayrıca bazı avam yazarların ortadan kaybolduğunu görüyorum ve bu hoşuma gidiyor demek ki o tip yazarlar defolup gidiyorlar veya gönderiliyorlar.
umarım değerli yazar arkadaşın bu tahmini gerçekleşmez.
devamını gör...

hoca tamam canın sıkıldı, kafadan bir şeyler uydurayım dedin , bari neden böyle olduğunu/olacağını da söyleseydin.

yahu hiç cübbeli ahmet hocayı da mı dinlemedin. bak o da saçmalıyor ara ara ama gerekçeli saçmalıyor, uyduruk da olsa bir dayanak sunuyor söylediklerine.

tanım: bir sözde şeyhin saçma sapan açıklamaları.
devamını gör...

zorunda değiliz ama mutlu olmak kadar iyi hissettirmiyor başka duygular burası çok net. bir kere yoğun mutsuzluğu gördüğünüz zaman mutlu olma zorunluluğunu hissetmeye başlıyorsunuz.
devamını gör...

bana göre;

-bardak var mı?

t:yazarların yaratıcılıklarını ve tecrübelerini aktarabileceği bir anket başlığı.
devamını gör...

latincede tam gölge anlamında kullanılan terim.

astronomide, bir cismin arkasında oluşan gölgenin, ışık kaynağından hiç ışık almadığı bölgeler için kullanılır.

aşağıda, bir güneş tutulması sırasında ay ile yer arasında kalan tam gölgeli kısmın temsili resmini görüyorsunuz:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, timeanddate. com'dan alıntıdır.)
devamını gör...

ramazanda yemek sırasında açlıktan bayılan kızlar...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üroporfirinojen dekarboksilaz eksikliği sonucu oluşan, en sık görülen porfiria hastalığıdır.
ışığa hassasiyet vardır.
hastalarda üroporfirin düzeyleri yüksektir.
devamını gör...

neyin kafası olduğunu anlamadığım söylemdir.

ayrıca ne osmanlısı ne tokadı fanatikler mutlu oluyorlar mı böyle tabirlerle.

vaayy osmanlı tokadını biden'ın suratına indirmişiz mi diyorlar çok ilginç.
devamını gör...

ne olursa olsun adil davranması. mesela söz konusu ben olsam bile ya da bir annesi haksız olduğumuzda tarafımızı tutmaması. bir de merhamet. bir kaplumbağayı ezmemek için de olsa direksiyonu gerektiğinde hayatı tehlike yüksek olmadıkça kırabilmeli. yağmurda ıslanmış bir kediyi kabanının cebine iliştirip eve getirebilmeli...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


tarihin değil de felsefenin arka odası bulunan programların birinde, pelin batu statüsünde olmak isterdim. yapacağım ilk iş ise; gelen kelli felli, filozofumsu konuklara rock dinletilerinde bulunmak olurdu.
programın ikinci gününde ise görüntüm muhtelemen ekranlara şu şekilde yansıyacak,
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
magazin programlarında 'felsefenin odasında uyuya kalan kız' olarak bahsedilecektim. ben pelin batumsu bir ünlülük hayal ettim. tabii onun gibi tatlı tatlı uyuklamak gerekli.
devamını gör...


bir yolunun olması gereken hede. isteyen rahatlamak için 1 litreye kadar kan akıtabilsin, istemeyen hiç akıtamasın. düşünün. süper güç gibi bişi. milyarder olabiliriz. sözlük mafyasını diriltecek fonu da elde etmiş oluruz böylelikle. efsane raconlar var bizde.
devamını gör...

sanki bir zaman aralığında asılı kalmış çocukluğumu hâlen orada arkadaşlarıyla oyun oynarken, kavga ederken, sevinirken, ağlarken bir sinema filmi şeridinde seyretmeye benzer garip duygular hissettirir. bir yandan gözyaşlarım süzülürken bir yandan da gülmüşlüğüm vardır. orayı terk etmeye adımlarım bir türlü elvermez. gidiversem, o temiz yürekli çocukluğumu bir daha hiç göremeyecekmişim gibi gelir.
devamını gör...

etimolojik olarak arapça aχşab sözcüğünden alıntı olan kelimedir. arapça sözcük arapça χşb kökünden gelen χaşab خشب "ağaç" sözcüğünün çoğuludur. bu sözcük arapça χaşaba خشب "(metal veya başka maddeyi) rendeledi, kabataslak yaptı" fiili ile eş kökenlidir.

birçok büyük fayda sunan ahşap, yüzyıllardır güçlü, dayanıklı ve uzun ömürlü binalar ve yapılar inşa etmek için kullanılmıştır.

buradaki kaynağa göre ahşap, tüm yapı malzemeleri arasında en sürdürülebilir olanıdır. ağaçlara zaman verdiğimiz sürece doğal olarak büyürler, bu da bu kaynağı oluşturmak için enerji veya başka hammadde girdisine gerek olmadığı anlamına gelir. ahşap tedariği, onları sorumlu bir şekilde ve ormanların sağlıklı olmasına izin verecek bir oranda hasat etmemizi sağlarsak potansiyel olarak hiç bitmeyebilir.
devamını gör...

ukte sahibi: psikoloğunuz.

içimden geldi veyahut henüz yeniyseniz 8. ay hediyesi vsvs minvalinde alınabilir şeylerdendir. tabi sevgilinin zevkine de hitap etmesi gerekir. bunu göz önünde bulundurarak kitap seçiniz.
devamını gör...

bağlanma, başka bir kişiyle duygusal bir bağ oluşmasıdır. ingiliz psikolog john bowlby, bağlanmayı "insanlar arasında kalıcı bir psikolojik bağlılık" olarak tanımlamıştır. bowlby, çocukların bakıcılarıyla (caregiver) kurduğu ilk bağların yaşam boyunca devam ettiğini ve etkisini sürdürdüğünü öne atmıştır. hatta öyle ki, yetişkinlikte başka insanlarla kurulan ilişkinin niteliği bile bu kişinin küçükken anneyle (veya herhangi bir ebeveynle) kurduğu bağlanma ilişkisi sayesinde belirlendiği düşüncesi savunulmuştur.

bu kuramın araştırılmasında çocuklar ve hayvanlar üzerine deneyler yapılmıştır. hatta john bowlby'nin çalışmalarından haberdar olmayan harry harlow, rhesus maymunları üzerinde sahte anne deneyi gerçekleştirmiştir. anneden yoksun büyüyen yavruların daha agresif ve korku dolu olduklarını fark edip maymunların yumuşaklık ve sıcaklıktan dolayı bebek bezlerine düşkün olduğunu gözlemlemiştir. yavru maymunların karnı doyurulsa da anne şefkatine, ilgisine ve sıcaklığına ihtiyaç duydukları ve anneyi sadece besin için aramadıkları sonucu çıkarılmıştır.

bağlanma tarzları çok önemlidir. annesine ''güvenli'' bağlanan 1 yaşındaki çocuk etrafta bağımsızca dolaşabilirken, anneye ''kaygılı'' bağlanan bir çocuğun anne etrafındayken bile huzursuz olduğu ve hep bir kaygı taşıdığı gözlemlenmiştir. hatta annesine tekme atma ve vurma davranışları da sergilemiştir. annesine ''kaçıngan'' bağlanan çocuk ise anne yokken ağlamaz, anne gelince kaçınır ve anneye öfkeli görünmektedir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim