iş arkadaşına kokuyorsun dediği için bıçaklanan afgan genç
parasite filminde babanın çileden çıktığı o sahneyi aklıma getirdi nedense.
kimi toplum insanları için hakkaten büyük hakaret demek ki.
kimi toplum insanları için hakkaten büyük hakaret demek ki.
devamını gör...
ahmed arif'in dizeleri
"nemsin be?
sevgili, dost, yâr, arkadaş...
hepsi.
en çok da en ilk de leylâsın bana.
bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın.
uçan kuşum, akan suyumsun.
seni anlatabilmek seni.
ben cehennem çarklarından kurtuldum,
üşüyorum kapama gözlerini..."
sevgili, dost, yâr, arkadaş...
hepsi.
en çok da en ilk de leylâsın bana.
bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın.
uçan kuşum, akan suyumsun.
seni anlatabilmek seni.
ben cehennem çarklarından kurtuldum,
üşüyorum kapama gözlerini..."
devamını gör...
marikaki
esasında yazar tanımları kavramına çok çok uzak olmama hiç aldırış etmeden hakkında yazmak istediğim, zira yazmazsam çatlayacağımı düşündüğüm, sözlük radyosunu eşi benzeri olmayan bir ziyafetle donattığı ilk dakikada, 21 mart 2021 saat 22:32'de yoldaş'a "ne yaparsınız, nasıl edersiniz bilemiyorum ama yayıncınızın yıllarca buralarda bizimle kalması için elinizden geleni yapın" mesajını atmama yol açan, ışığıyla sadece ege'yi değil, sofrasından müzik geçen herkesi aydınlatan, aydınlatmaya devam etmesini dilediğim yazar, yayıncı.
devamını gör...
bir insanı tanımak
tüm ilişkilerde güven vericidir.
bakışından ne hissettiğini, aslında o cümleyi neden kurduğunu, neye güldüğünü, neye sinirlendiğini bilmek tanıdık bir evde, herşey yerli yerindeymiş gibi hissettiriyor bana.
bakışından ne hissettiğini, aslında o cümleyi neden kurduğunu, neye güldüğünü, neye sinirlendiğini bilmek tanıdık bir evde, herşey yerli yerindeymiş gibi hissettiriyor bana.
devamını gör...
mafya
mafya dizilerin medarı iftiharı miroğlu dizisine öyle kaptırmıştık kendimizi tuvalete bile pardesü ile girer olmuştuk, miroğlu yasaları hayatımızda öyle yer edimiştiki. kurala uyan yaşar uymayana uyku haram sloganı atardık. bir havalar, bir özgüven parke taşları pardesü ruzgarımızdan yerinden oynar o yüzden kenara basarken cırcık diye dize kadar su fışkırırdı.
bigün böyle mahallede millete ızdırap olmamız yetmez gibi evde de aynı havaya girince.
abim ile babamın gazabına uğramam ile o gün bugün mafya sözü duyunca 3-5 dk hissizleşir sessizleşir atmosfer dışına çıkar gelirim.
yok böyle bir dayak atma şekli hayatım da o hafta yok eksik yani, en işe giderken usta bana para verip git kauçuk al diyip manava gidip bi çuval kavun almıştım usta da kavunu kafama geçirince, hayatım artık şirinler, haidi, tom&jary ile sınırlı kalmıştı.
tanım: mafya, mafyacılık kötüdür gençler heves etmeyin.
bigün böyle mahallede millete ızdırap olmamız yetmez gibi evde de aynı havaya girince.
abim ile babamın gazabına uğramam ile o gün bugün mafya sözü duyunca 3-5 dk hissizleşir sessizleşir atmosfer dışına çıkar gelirim.
yok böyle bir dayak atma şekli hayatım da o hafta yok eksik yani, en işe giderken usta bana para verip git kauçuk al diyip manava gidip bi çuval kavun almıştım usta da kavunu kafama geçirince, hayatım artık şirinler, haidi, tom&jary ile sınırlı kalmıştı.
tanım: mafya, mafyacılık kötüdür gençler heves etmeyin.
devamını gör...
kadın ya da erkek adı altında oluşturulan başlıklar
hali hazırda ne amaçla açıldığını,
neyi amaçladığını,
ınsanları türlerine şekillerine göre ayırt etmenin tam olarak neden gerekli olduğunu anlamlandıramadım ancak çok sayıda oluşumuna şahit olduğumuz başlık türüdür.
neyi amaçladığını,
ınsanları türlerine şekillerine göre ayırt etmenin tam olarak neden gerekli olduğunu anlamlandıramadım ancak çok sayıda oluşumuna şahit olduğumuz başlık türüdür.
devamını gör...
ömür hanımla güz konuşmaları
1983 yılında şükrü erbaş tarafından kaleme alınan her bir cümlesini ezberlemek istediğim güz gibi bir şiir.
öyle çarpıcı cümleler var ki içinde bazen umut bazen de hüzünle doldurur içinizi. daha çok hepimizin hissedip de anlamlandıramadıklarımızı birinin tek kalemde önümüze sermesiyle her cümlesinde kendimizden bir parça bulmanın hazzını yaşatır.
insan anlaşılmak ister, yaşadıklarının hissettiklerinin başkaları tarafından yaşanıp yaşanmadığını , hissedilip hissedilmediğini merak eder. bu şiiri okurken ise 'evet bak o da hissediyor, yalnız değilim' der.
--- alıntı ---
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının
eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek
ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal-
gınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin
perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya-
kınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir
ömür hanım?
--- alıntı ------ alıntı ---
kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim.
içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş
ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim
olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına,
ben geçtim...yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir
saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde,
ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. beni cam kı-
rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü
ve dağınıklığı ile... yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
--- alıntı ---
tamamını dinlemek isterseniz güzel bir fon müziğiyle buradan dinleyebilirsiniz.
öyle çarpıcı cümleler var ki içinde bazen umut bazen de hüzünle doldurur içinizi. daha çok hepimizin hissedip de anlamlandıramadıklarımızı birinin tek kalemde önümüze sermesiyle her cümlesinde kendimizden bir parça bulmanın hazzını yaşatır.
insan anlaşılmak ister, yaşadıklarının hissettiklerinin başkaları tarafından yaşanıp yaşanmadığını , hissedilip hissedilmediğini merak eder. bu şiiri okurken ise 'evet bak o da hissediyor, yalnız değilim' der.
--- alıntı ---
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının
eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek
ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal-
gınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin
perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya-
kınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir
ömür hanım?
--- alıntı ------ alıntı ---
kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim.
içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş
ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim
olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına,
ben geçtim...yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir
saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde,
ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. beni cam kı-
rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü
ve dağınıklığı ile... yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
--- alıntı ---
tamamını dinlemek isterseniz güzel bir fon müziğiyle buradan dinleyebilirsiniz.
devamını gör...
köylerdeki komik lakaplar
bizdeki köy lakapları oldukça komik. mesela birinin lakabı şetto yani büyümesine rağmen altına eden kişi. ya da çeluçar yani 44 anlamına geliyor. burada onun tahtaları eksik anlamına getirilmiş. aslında bu lakaplar komik değil daha çok küçük düşürücü ama artık asıl isimleri bile unutulan insanlar. hep bu isimle çağırıldıkları için.
devamını gör...
komilik yaptığı para ile aldığı bilgisayarı annesi işsiz kalınca iade etmek zorunda kalan kişi
yeni türkiyeden insan manzaraları. umarım mutludur malum yönetim.
devamını gör...
yolpalas cinayeti
halide edip adıvar'ın, metin erksan tarafından sinemaya da uyarlanan romanının ismi.
devamını gör...
normal sözlük beğeni şeması
uzun yazmış kesin haklıdır beğenisi.
devamını gör...
gereksiz abartılan şeyler
askerlik anıları.
%95'i yalan abartı.
%95'i yalan abartı.
devamını gör...
nick drake
t: 1974 yılında, henüz 26 yaşındayken intihar eden britanyalı şarkıcı-söz yazarı-besteci.
kendine has bir stili var. böyle insanların başına gelen klasik senaryo: hayattayken fark edilmeyip öldükten sonra değere binmek. tarzı daha çok folk rock öğeleri barındırıyor.
yaklaşık 7-8 yıl önce denk gelmiştim. o gün bugündür sakinleştirici özelliğinden faydalanırım. ilk olarak been smoking too long parçasını dinlemiştim, tam dinlerken bir yandan da kimdir bu diye bakıyordum, bir baktım intihar etmiş. daha bir anlamlı oldu sözler:
well i wake up in the morning
look at my clock
its way past noon time
now im late for work.
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
well i go to find me some breakfast
but i aint got no food
take me a shower
but the water dont feel no good.
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
i've got opium in my chimney
no other life to choose
nightmare made of hash dreams.
got the devil in my shoes
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
well when i'm smoking
put my worries on a shelf
dont think about nothin
try not to see myself.
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
...
kendine has bir stili var. böyle insanların başına gelen klasik senaryo: hayattayken fark edilmeyip öldükten sonra değere binmek. tarzı daha çok folk rock öğeleri barındırıyor.
yaklaşık 7-8 yıl önce denk gelmiştim. o gün bugündür sakinleştirici özelliğinden faydalanırım. ilk olarak been smoking too long parçasını dinlemiştim, tam dinlerken bir yandan da kimdir bu diye bakıyordum, bir baktım intihar etmiş. daha bir anlamlı oldu sözler:
well i wake up in the morning
look at my clock
its way past noon time
now im late for work.
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
well i go to find me some breakfast
but i aint got no food
take me a shower
but the water dont feel no good.
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
i've got opium in my chimney
no other life to choose
nightmare made of hash dreams.
got the devil in my shoes
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
well when i'm smoking
put my worries on a shelf
dont think about nothin
try not to see myself.
tell me, tell me
what have i done wrong?
aint nothing go right with me
must be i've been smoking too long.
...
devamını gör...
para mutluluğu satın almaz
bir yerden duymuştum "para mutluluğu satın almaz ama kuzey ışıklarını izleyebilmemize olanak sağlar".
devamını gör...
cenaze sahiplerinin merasime katılanlara ikramda bulunması
"cenazeme gelen herkesi doyur kızım. onlar benim son misafirlerim. cenazem benim son sofram ve soframdan bir kişiyi bile aç kaldırma"
annemin vasiyetiydi. ama annemin öldüğü gün ne elimi cebime attım, ne de mutfağa girdim. çünkü sağolsun sevenleri dört bir koldan girişti, yardım etti. bana birşey yaptırmadılar. ama etmeselerdi de içim kan ağlaya ağlaya da olsa bunu yapacaktım.
cenazeye gelip pilavın üstüne karabiber isteyen, ya da eve giderken evdeki çocuklarına da yemek isteyen terbiyesizler başka bir konu. ama benim için taziye evinde yemek vermek demek, yakınlarının ölen kişinin son misafirlerini ağırlaması demek.
annemin vasiyetiydi. ama annemin öldüğü gün ne elimi cebime attım, ne de mutfağa girdim. çünkü sağolsun sevenleri dört bir koldan girişti, yardım etti. bana birşey yaptırmadılar. ama etmeselerdi de içim kan ağlaya ağlaya da olsa bunu yapacaktım.
cenazeye gelip pilavın üstüne karabiber isteyen, ya da eve giderken evdeki çocuklarına da yemek isteyen terbiyesizler başka bir konu. ama benim için taziye evinde yemek vermek demek, yakınlarının ölen kişinin son misafirlerini ağırlaması demek.
devamını gör...
j.r.r. tolkien
1966 senesinde bir dostuna yazdığı mektupta, efsanevi bilim kurgu serisi dune hakkında kısa da olsa bir yorumda bulunmuş yazar. tabi o zamanlar sadece ilk kitabın olduğunu en baştan belirtmek lazım. kendisi, mektubunda dune'dan söz ederken açıkça sevmediğini belirtmiş fakat, henüz ayrı kulvarlar olarak nitelendirilmeyen fantazi ve bilimkurgunun, konu edildiği eserleri yazan bir başka yazarı da aşırı şekilde eleştirmekten geri durmuştur. bunu mektubundaki şu cümlelerden anlıyoruz;
thank you for sending me a copy of dune. i received one last year from lanier and so already know something about the book. it is impossible for an author still writing to be fair to another author working along the same lines. at least i find it so. in fact i dislike dune with some intensity, and in that unfortunate case it is much the best and fairest to another author to keep silent and refuse to comment. would you like me to return the book as i already have one, or to hand it on?
neden beğenmediğine gelecek olursak; tamamen kişisel zevklerden ötürü olması ve iki yazarın dünyaya bakış açısı öne çıkan iki sebeptir bana göre. şimdi ikinci nedeni doğru kabul ederek olayı biraz daha açalım.
-ilk olarak tolkien yazdığı eserler göz önüne alınırsa, çocuk kitapları yazan birisi. dolayısıyla kullandığı dil ve anlatım da buna göre şekillenmiş. olayların masalsılığı, karakterlerin keskin denecek kadar bariz kişilikleri, kullanılan dillerin türetimi vs. buna karşılık herbert ise, bir carl gustav jung hayranı olmasından da mütevellit romanlarında genel olarak, analitik psikoloji, kuşkucu gerçeklik ve nihilizm'den bolca yaralanarak, gerçeğe yakın bir kurgusal evren yaratma yoluna gitmiştir.
-tolkien romanlarında iyiliği, iyi bir birey olmayı, dürüst amaçları yüceltme yoluna giden bir yazardır. herbert ise romanlarında gri karakterler ve bolca kötü düşünceler bulundurmayı sever. her ne kadar içten içe bir iyilik kavramı işlense de, karakterlerin genel durumu kötüye yakındır. hatta bir nevi 'iyi niyet barındıran kötü kişiler' dersek yanılmış olmayız. bunu romanında geçen şu sözlerden de anlayabiliriz;
''insanoğlunu altın yol'umdan yürütmeye karar verdiğimde, onlara hiç unutamayacakları bir ders vermeye yemin ettim. insanların sözleriyle inkar etseler de davranışlarıyla sergiledikleri derin bir davranış kalıbı var. güvenlik, huzur ve barış istediklerini söylüyorlar. ama bunu söylerken bile kargaşanın ve şiddetin tohumlarını atıyorlar.'' ki bu paragraf, romanlarını genel hatlarla tanımlar.
-tolkien ve herbert romanlarında geçmişe dair birçok gönderme ve öge barındırmasına rağmen, tolkien bunu fantazi ve iyiliğin geçmişle, bir nevi çocuklukla ilgisi olduğu için yaparken, herbert ise geçmişi geleceğe giden bir unsur olarak görür ve olayları geleceğin karanlık ve karamsar dünyasına taşır.
-bugün eseri bazı bilmeyen kesimlerce bir savaş alegorisi olarak görülen tolkien'in, aslında alegori sevmediği bilinirken, herbert ise eserlerinde bu yola çokça başvurmuştur. tolkien için bir karakter ne ise o'dur. altında, kıyısında, yöresinde başka anlam aramak gerekli değildir. herbert için ise karakterler genellikle bir durumu veya düşünceyi temsil ederler. hatta karakterlerinden biri başlı başına bir mesih alegorisi iken, genel kurgu ise her ne kadar yazıldığı zaman böyle bir durum yoksa da günümüzde 'orta doğu ilişkileri ve petrol' konusuna açık bir gönderme olarak yorumlanmakta.
-tolkien eserlerinde gerekirse yeni bir dil oluşturma yoluna giderken, herbert ise olan dili değiştirme ve geliştirme politikası izlemiştir.
tüm bu nedenler tamamen bir varsayım olmakla beraber, tolkien sadece kitaptan hoşlanmamış da olabilir. sonuçta herkesin zevki farklı.
thank you for sending me a copy of dune. i received one last year from lanier and so already know something about the book. it is impossible for an author still writing to be fair to another author working along the same lines. at least i find it so. in fact i dislike dune with some intensity, and in that unfortunate case it is much the best and fairest to another author to keep silent and refuse to comment. would you like me to return the book as i already have one, or to hand it on?
neden beğenmediğine gelecek olursak; tamamen kişisel zevklerden ötürü olması ve iki yazarın dünyaya bakış açısı öne çıkan iki sebeptir bana göre. şimdi ikinci nedeni doğru kabul ederek olayı biraz daha açalım.
-ilk olarak tolkien yazdığı eserler göz önüne alınırsa, çocuk kitapları yazan birisi. dolayısıyla kullandığı dil ve anlatım da buna göre şekillenmiş. olayların masalsılığı, karakterlerin keskin denecek kadar bariz kişilikleri, kullanılan dillerin türetimi vs. buna karşılık herbert ise, bir carl gustav jung hayranı olmasından da mütevellit romanlarında genel olarak, analitik psikoloji, kuşkucu gerçeklik ve nihilizm'den bolca yaralanarak, gerçeğe yakın bir kurgusal evren yaratma yoluna gitmiştir.
-tolkien romanlarında iyiliği, iyi bir birey olmayı, dürüst amaçları yüceltme yoluna giden bir yazardır. herbert ise romanlarında gri karakterler ve bolca kötü düşünceler bulundurmayı sever. her ne kadar içten içe bir iyilik kavramı işlense de, karakterlerin genel durumu kötüye yakındır. hatta bir nevi 'iyi niyet barındıran kötü kişiler' dersek yanılmış olmayız. bunu romanında geçen şu sözlerden de anlayabiliriz;
''insanoğlunu altın yol'umdan yürütmeye karar verdiğimde, onlara hiç unutamayacakları bir ders vermeye yemin ettim. insanların sözleriyle inkar etseler de davranışlarıyla sergiledikleri derin bir davranış kalıbı var. güvenlik, huzur ve barış istediklerini söylüyorlar. ama bunu söylerken bile kargaşanın ve şiddetin tohumlarını atıyorlar.'' ki bu paragraf, romanlarını genel hatlarla tanımlar.
-tolkien ve herbert romanlarında geçmişe dair birçok gönderme ve öge barındırmasına rağmen, tolkien bunu fantazi ve iyiliğin geçmişle, bir nevi çocuklukla ilgisi olduğu için yaparken, herbert ise geçmişi geleceğe giden bir unsur olarak görür ve olayları geleceğin karanlık ve karamsar dünyasına taşır.
-bugün eseri bazı bilmeyen kesimlerce bir savaş alegorisi olarak görülen tolkien'in, aslında alegori sevmediği bilinirken, herbert ise eserlerinde bu yola çokça başvurmuştur. tolkien için bir karakter ne ise o'dur. altında, kıyısında, yöresinde başka anlam aramak gerekli değildir. herbert için ise karakterler genellikle bir durumu veya düşünceyi temsil ederler. hatta karakterlerinden biri başlı başına bir mesih alegorisi iken, genel kurgu ise her ne kadar yazıldığı zaman böyle bir durum yoksa da günümüzde 'orta doğu ilişkileri ve petrol' konusuna açık bir gönderme olarak yorumlanmakta.
-tolkien eserlerinde gerekirse yeni bir dil oluşturma yoluna giderken, herbert ise olan dili değiştirme ve geliştirme politikası izlemiştir.
tüm bu nedenler tamamen bir varsayım olmakla beraber, tolkien sadece kitaptan hoşlanmamış da olabilir. sonuçta herkesin zevki farklı.
devamını gör...
hoş geldin paketi
sabırla bekleyenlerdenim.
(bkz: okuyunca gülümseten başlıklar)
(bkz: okuyunca gülümseten başlıklar)
devamını gör...
beverly hills 90210
orijinal adı beverly hills 90210
olan, 1990 ile 2000 yılları arasında yayımlanan ve tüm dünyada büyük ilgi gören gençlik dizisi. dizi sırasıyla interstar, kanal d, show tv ve cine 5'te gösterildi ve başrol oyuncuları o yillarda gençlerin idolleri olmuşlardı.
dizinin yakışıklı oyuncusu luke pery 2019 yılında 52 yaşında iken inme geçirip ölmüştür.
olan, 1990 ile 2000 yılları arasında yayımlanan ve tüm dünyada büyük ilgi gören gençlik dizisi. dizi sırasıyla interstar, kanal d, show tv ve cine 5'te gösterildi ve başrol oyuncuları o yillarda gençlerin idolleri olmuşlardı.
dizinin yakışıklı oyuncusu luke pery 2019 yılında 52 yaşında iken inme geçirip ölmüştür.

devamını gör...
narsist anne
ben de böyle bir anneye sahibim.
insan, bedeninden koptuğu varlık tarafından da sevilmeyince 'sevilemem ben' duygusu ile kimsenin sevgisini inandırıcı bulmuyor.
bütün hayatı boyunca 'ben buna layık mıyım?' düşüncesine kapılıyor.
oysa sevilmeye layık olmayan kişi, bize bunu hissettiren başkası değil.
insan, bedeninden koptuğu varlık tarafından da sevilmeyince 'sevilemem ben' duygusu ile kimsenin sevgisini inandırıcı bulmuyor.
bütün hayatı boyunca 'ben buna layık mıyım?' düşüncesine kapılıyor.
oysa sevilmeye layık olmayan kişi, bize bunu hissettiren başkası değil.
devamını gör...