en ilginç hastaneye gitme nedeniniz
kızım orta parmağını sulugun ağız kısmına sokup cikaramayinca ambulans ile hastaneye gitmiştik. ambulans diyaloğumuz efsanedir, baba biliyor musun şu yaşıma geldim ilk defa ambulansa biniyorum (6 yas) ben de babacım (38 yas)
devamını gör...
ertan v israfil
klipleri kadar şarkılarıyla da tepki toplamalarını beklediğim müzisyen ikilidir.
birkaç kez kliplerine rastlayıp “ olmaz öyle şey” diye düşündüğüm ikilinin ciddi olduğunu, ciddi ciddi müzik yapıp ünlü olmayı planladıklarını anlayınca bütün şarkılarını dinleyip bütün kliplerini izledim.
önce şarkılarından bahsedelim. şarkılar kesinlikle 80ler 90lar ayarında ama iyi anlamda değil. ne müziklerinde bir orijinallik var ne de sözlerde. ilkokulda ödev olarak yazılmış şiirlere benzeyen sözlerin üzerine bir müzik uydurulmuş gibi.
klipler ise daha beter. bir tanesinde piyano başında acılar içinde şarkı söyleyen ikili bir diğerinde hababam sınıfı simülasyonu yüklemesi yapıyor. diğer kliplerin çoğunda ise yan yana oturup ekrana bakarak şarkı söylüyorlar.

asıl meslekler turizmcilik olan ikili teknelerde canlı müzik yaparken sudaki işkenceyi amfibik bir hale çevirme konusunda anlaşarak tüm ülkeye açılmaya karar veriyorlar.
grup üyelerinden ihsan ertan kaya yıllardır canlı müzik yapan bir müzisyen ancak olaya pek vakıf görünmüyor. ama ertan ile ilgili asıl sorun kliplerde şarkı hareketli de olsa yüzünde sürekli kıl dönmesi acısı yaşayan birinin ifadesinin bulunması.

diğer üye olan israfil üstündağ ise bir ara televizyon haberlerine babası ile katılıp aşık atışması yapmış bir müzisyen. o da sürekli huşu içinde şarkı söylediği için hareketli bir parça dahi olsa insanın bir ufak açası geliyor.

bu tanımı okuduktan sonra birkaç şarkı canınız çeker diye hiçbir masraftan kaçınmıyorum.
deneyelim
hep çeyrek var bize
dibine dibine
birkaç kez kliplerine rastlayıp “ olmaz öyle şey” diye düşündüğüm ikilinin ciddi olduğunu, ciddi ciddi müzik yapıp ünlü olmayı planladıklarını anlayınca bütün şarkılarını dinleyip bütün kliplerini izledim.
önce şarkılarından bahsedelim. şarkılar kesinlikle 80ler 90lar ayarında ama iyi anlamda değil. ne müziklerinde bir orijinallik var ne de sözlerde. ilkokulda ödev olarak yazılmış şiirlere benzeyen sözlerin üzerine bir müzik uydurulmuş gibi.
klipler ise daha beter. bir tanesinde piyano başında acılar içinde şarkı söyleyen ikili bir diğerinde hababam sınıfı simülasyonu yüklemesi yapıyor. diğer kliplerin çoğunda ise yan yana oturup ekrana bakarak şarkı söylüyorlar.

asıl meslekler turizmcilik olan ikili teknelerde canlı müzik yaparken sudaki işkenceyi amfibik bir hale çevirme konusunda anlaşarak tüm ülkeye açılmaya karar veriyorlar.
grup üyelerinden ihsan ertan kaya yıllardır canlı müzik yapan bir müzisyen ancak olaya pek vakıf görünmüyor. ama ertan ile ilgili asıl sorun kliplerde şarkı hareketli de olsa yüzünde sürekli kıl dönmesi acısı yaşayan birinin ifadesinin bulunması.

diğer üye olan israfil üstündağ ise bir ara televizyon haberlerine babası ile katılıp aşık atışması yapmış bir müzisyen. o da sürekli huşu içinde şarkı söylediği için hareketli bir parça dahi olsa insanın bir ufak açası geliyor.

bu tanımı okuduktan sonra birkaç şarkı canınız çeker diye hiçbir masraftan kaçınmıyorum.
deneyelim
hep çeyrek var bize
dibine dibine
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
merhabalar canım portakallar,
bu akşam yapacağımız 90lar gecesinin duyurusu ve gecenin yıldızları afişini paylaşıp kaçıyorum müsaadenizle.
bu akşam saat 21.00'da sözlük radyosundayız, 90lar dinlemek isteyen herkesi bekliyoruz ve karşınızda 90lar gecesi yıldızları;

ps: tam anlamıyla 90ların ruhunu yansıtan bu güpgüzel afiş için canım cenk'in arka bahçesine çok fazla teşekkür. *
bu akşam yapacağımız 90lar gecesinin duyurusu ve gecenin yıldızları afişini paylaşıp kaçıyorum müsaadenizle.
bu akşam saat 21.00'da sözlük radyosundayız, 90lar dinlemek isteyen herkesi bekliyoruz ve karşınızda 90lar gecesi yıldızları;

ps: tam anlamıyla 90ların ruhunu yansıtan bu güpgüzel afiş için canım cenk'in arka bahçesine çok fazla teşekkür. *
devamını gör...
yazarların yazar engelleme kriterleri
genel anlamda kimseyi engellememe taraftarıyım. sonuçta farklı görüş ve kişilikte bir dolu insan var. yazarlar, okur, geçerim. eleştiriye de açığım. hatamı, kusurumu söyleyene teşekkür eder, düzeltirim. her şeyi kimse bilemez ya, bu bahaneyle öğrenmişde olurum ama bazen bu eleştiriler rahatsızlık verme durumuna geliyor. klavye bu bazen önizlemiyorsun veya harf hatası veya kelimeyi yanlış yazmış oluyorsun. uyarıyorlar, düzeltiyorsun. bir süre sonra bu alışkanlık haline gelip, her yazdığın tek harf hatasında hemen mesaja yönelip, bir de bunu alayvari yaptıklarında sıkılmaya, gerilmeye başlıyorsun. bu tarz yıkıcı eleştiri yapanları engelliyorum. bir de kaynak isteyenler var. benim zaten tanımlarım belli tavrım, davranışım belli. sevdiğim içerikler belli. kaynak göstereceğim exstra bir şey yazmıyorum zaten ama şiir paylaşıyorum, üstte veya altta yazarını belirtiyorum. “ bunun yazarı o değil? o olduğuna dair kaynak göster?” her yerde yazarı o şair görünüyor bende öyle biliyorum, değilse ve bunu sen iddia ediyorsan o olmadığını bana sen ispatlayacaksın sen kaynak göstereceksin. başka zaman alıntı paylaşıyorsun, sözün kime ait olduğunu yazıyorsun. “ hangi kitap, kaçıncı sayfa?” tamam diyorsun, söylüyorsun,” bu geçerli değil, doğru kaynak değil. onların yazdığı gerçek değil.” ya iyi de adam kitap yazmış, elbette araştırmıştır kimin yazdığını, söylediğini. ayrıca verilen her bilgi doğru diye körü körüne inanalım diye bir şey yok ki. herkes yanlış bilebilir o zaman ne yaparız, şüphe duyuyorsak gider kendimiz araştırır, doğrusunu bulur, ona inanırız. arkadaşlar burada herkes kendince bir şeyler paylaşıyor. eleştiri ile bir insanı bunaltmayı birbirine karıştırmamak lazım. kimseye nezaketsizlik yapmam ama keyif almak için girdiğim mecrada, gereksiz yere boğulduğumu hissettiren herkesi engellerim. sonuç bu artık.
devamını gör...
türkiye'de vasfı olmayanların bile ünlü olması
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
kayıt atmak isteyip de şarkı bulamayanlara ben önereyim:
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
okula gitmek için hazırlanıp, dışarı çıkmak. asansörlerin bozuk olması dolayısıyla beş katı inip kapıdan çıkarken terlikle çıktığını fark etmek, o beş katı geri çıkmanın gözünde büyüyüp devleşmesi, okula terlikle gitsem ne olur ki sorgulamaları, en nihayetinde mecburen o beş katı küfrede küfrede geri çıkmak, ayakkabı giymek ve geri inmek, moral bozukluğu, kapanış.
devamını gör...
teşvikiye
bu semtin ünlü camisinde ray-ban marka güneş gözlüğü sponsorluğunda cenaze kaldırılır. vefat edenin siyah beyaz vesikalık fotokopisi sol yakalara tutuşturulur. hermes marka eşarp ve koleston 8 ya da koleston 9 denilen sosyete sarısı da bunlara eşlik eder.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
basmâne'de gaziler caddesine
küçük bir yağmur götürdüm
siz böyle akşamüstü görmediniz.
attila ilhan.
küçük bir yağmur götürdüm
siz böyle akşamüstü görmediniz.
attila ilhan.
devamını gör...
hiç bitmeyecek sanılan şeyler
sabır ve iyi niyet. sınandıkça ve suistimal edildikçe ikisi de tükeniyor. tükendiği zaman da, bu duruma neden olan herkesi bir kalemde silerken bir an bile tereddüt etmiyorsunuz.
devamını gör...
geceye psikolojik bir tespit bırak
fikren ayaktayım, ruhen yatakta ama psikolojik olarak neredeyim bende bilmiyorum
devamını gör...
le vent nous portera
enfes bir noir désir şarkısı.
"pendant que la marée monte,
et que chacun refait ses comptes,
j'emmène au creux de mon ombre,
des poussières de toi.
le vent les portera.
tout disparaîtra mais,
le vent nous portera."
"pendant que la marée monte,
et que chacun refait ses comptes,
j'emmène au creux de mon ombre,
des poussières de toi.
le vent les portera.
tout disparaîtra mais,
le vent nous portera."
devamını gör...
yazarların engellediği yazarlar
beni de engellemeden yazayım (bkz: bize ne ulan kerkenez)
devamını gör...
terliklerimle gelsem sana
yoldaki toz, toprak, pislik ayaklarına yapışacak. eve almayın böyle insanları. insan gibi ayakkabını giy gel kime şov yapıyorsun yahu.
devamını gör...
bir insandan soğumanıza neden olacak şeyler
eskisi gibi olmadığını, değiştiğini bilme hissiyatı bile ondan soğumanıza sebep olabilir. ve ne yazık ki kimse bıraktığınız gibi kalmıyor...
devamını gör...
orhan veli kanık
melih cevdet anday ve oktay rifat'la birlikte garip akımının kurucularındandır. şiirde ölçü uyak vb. şeyleri gereksiz görür garip adlı eserinde garip akımının ilkelerini belirlemiştir. türk edebiyatının en önemli şairlerindendir yaptıklarıyla dönemindeki şairler tarafından oldukça fazla eleştirilmiştir.
ilk çıkardığı derginin adı yapraktır. genç yaşta hayata veda etmiştir. ölümden sonra anısına son yaprak adlı dergi çıkarılmıştır. garip,vazgeçemediğim en ünlü eserlerindendir. anlatamıyorum adlı şiiri de lise kitaplarının olmazsa olmazlarındandır.
ilk çıkardığı derginin adı yapraktır. genç yaşta hayata veda etmiştir. ölümden sonra anısına son yaprak adlı dergi çıkarılmıştır. garip,vazgeçemediğim en ünlü eserlerindendir. anlatamıyorum adlı şiiri de lise kitaplarının olmazsa olmazlarındandır.
devamını gör...
samimi olunmayan kişinin 1000 tl borç istemesi
normal.. samimi olsaydık bilirdi bin telem olmadığını.. teşekkürler
devamını gör...
prag baharı
yakın tarihte, 5 ocak 1968’den itibaren şimdiki çekya, o dönemki çekoslovakya’nın politik olarak liberalleşmeye çalıştığı bir dönem olarak bilinen “prag baharı”; alman işgaline karşı savaşmış, 20'li yaşlarında olan ve sosyalist parti içinde hızla yükselen, nihayetinde bir komünist parti içerisindeki en üst makam olan genel sekreterlik koltuğuna oturan ve dolayısıyla çekoslovakya sosyalist cumhuriyetinin başına geçen alexander dubçek’in iktidara gelmesiyle başlayan, sovyetler birliği ve varşova paktı üyelerinin 20-21 ağustos’ta bu ülkeyi işgal etmesiyle sona eren dönemdir.
simge olarak kabul edilen 1968 yılında; iktidarı alan dubçek; 68 kuşağından ve üniversite olaylarından da etkilenmiş biri olarak bir dizi reform ve serbestliği çekoslovakya'da kanunlaştırdı, genel sosyalist idarelerin eğilimlerinin tam aksine bir hareket başlatmış oldu. sovyet rusya bu durumdan son derece rahatsızdı. çekoslovakya'nın diğer doğu avrupalı sosyalist liderler ile imzaladığı protokoller sosyalizm'e bir revizyon getirme şeklinde yorumlanmıştı.
rus diktatör joseph stalin’in 1953 yılında ölmesinin peşi sıra; sıkı bir denetim altında tutulan sovyet devletleri az da olsa bir rahatlama dönemine girmişti. 1967 yılına gelindiğinde çekoslovakya’da rejim aleyhine sesler yükselirken özgürlük talepleri artmış, "daha fazla ışık istiyoruz" sloganları yükselişe geçmişti.
1968 yılında çekoslovakya komünist partisi lideri antonin novotny, parti yönetimini alexander dubçek’e kaptırmanın önünde duramamıştı. dubçek, nisan ayından itibaren basın ve ifade özgürlüğü, mevcut halinden daha demokratik bir düzen ve yeni bir ekonomik model için liberalleşme reformlarının ilk adımlarını atmaya başladı. bu politik adımların hedefi federal bir anayasa yazılmasını sağlamak ve çekoslovakya sosyalist cumhuriyeti'nin eşit iki ulusa bölünmesi için tasarlanmıştı.
prag baharı’nda neler oldu ?
alexander dubçek’in uygulamaya çalıştığı “insani yüzü ağır basan sosyalizm” anlayışı, ülkede ifade özgürlüğünü geliştirirken, televizyonlarda özgür siyasi tartışmalara daha fazla yer verilmeye başlanmasını sağlamıştı.
bu arada oldukça durgun vaziyette olan ekonomide de önemli adımlar atılmaya başlanmıştı. devletin üretimde uyguladığı emrivaki politikasının yerine, çiftçilere bağımsız bir şekilde sahipleri olduğu tarlalarını kullanma ve çiftçi kooperatifleri kurma hakkı tanınmıştı.
işgal
ülkedeki reform ve hareketlerden haberdar olan demir perde ülkeleri, sovyet rusya'nın başını çektiği bir kampanya sonrasında çekoslovakya'yı işgal edebilecek bir karma ordu oluşturdu. esasında demir perde ülkeleri arnavutluk, bulgaristan, çekoslovakya, macaristan, polonya, romanya olsa da rusya'nın desteğiyle bir demir perde ülkesi olan çekoslovakya'daki hareketlenmeler tehlike olabileceği düşüncesiyle adeta yılanın başı küçükken ezilir denerek işgali başlattı. prag işgal edildi, küçük şehir çatışmaları yaşandı ve sonrasında bu karma ordu prag'ı kontrol altına aldı.
dubçek tutuklandı ve moskova’ya götürüldü. daha sonra halkın başlattığı direniş ve ısrarlar sayesinde serbest bırakılarak çekoslovakya'ya geri dönmesine izin verildi. dubcek prag'a döndükten sonra durumu bir hayli zayıflamıştı ve akabinde yardımcıları görevinden uzaklaştırıldı. kendisi de nisan 1969'da parti birinci sekreterliğinden alınarak federal meclis başkanlığına getirildi. ocak 1970'te türkiye'ye büyükelçi olarak tayin edildi. aynı yıl partiden ihraç edilerek prag'a geri çağrıldı, sonrasında ise ev hapsine alındı.
işgalin bilançosu
çekoslovakya ordusuna, işgale karşı koymama emri verilirken dubçek, tamamen insancıl tavrından vazgeçmemiş ve halkına güç kullanmama çağrısı yapmıştı. işgal sırasında 6000 civarında tank ve net sayısı bilinmese de 200.000 - 600.000 arasında değişen karma ordu askeri çekoslovakya'ya girdi.
ufak şehir ve sokak çatışmalar sırasında 72 çekoslovakya vatandaşı hayatını kaybetti ve yüzlercesi de yaralandı. işgalin sonucu olarak yaklaşık 300.000 civarında insan ülkesini terk ederek diğer batı avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.
devamını gör...
cenk raporu radyo yayını
se - a - se - a - se - la - m - lar.
pazartesinin şahı pazartesinin padişahı adana kral fm 95.3...
pardon o başka bir şeydi. eee. şey, kaçıranlar ve bu ekibi yeniden bir arada görmek isteyenler için, sözlük radyosu boyband'imizi bir kez daha toplamaya karar verdik. bu akşam saat 22:00'da sevgili 0330'la bir sahil kasabasında yaşamanın huzuru ve sevgili nadir beyefendi ile, gebze'nin gizli kalmış sanat atolyeleri üzerine konuşacağız. eksi 18 dostlarımız uyuduktan sonra iseee, ee konular dallanıp budaklanacak.*
happiness'ı bekliyoruz.***

~~
iletişim kanallarımız:
- sözlük radyosu:
blog.normalsozluk.com/
- instagram :
instagram.com/sozlukradyosu
- twitter :
twitter.com/RadyoSozluk
pazartesinin şahı pazartesinin padişahı adana kral fm 95.3...
pardon o başka bir şeydi. eee. şey, kaçıranlar ve bu ekibi yeniden bir arada görmek isteyenler için, sözlük radyosu boyband'imizi bir kez daha toplamaya karar verdik. bu akşam saat 22:00'da sevgili 0330'la bir sahil kasabasında yaşamanın huzuru ve sevgili nadir beyefendi ile, gebze'nin gizli kalmış sanat atolyeleri üzerine konuşacağız. eksi 18 dostlarımız uyuduktan sonra iseee, ee konular dallanıp budaklanacak.*
happiness'ı bekliyoruz.***

~~
iletişim kanallarımız:
- sözlük radyosu:
blog.normalsozluk.com/
- instagram :
instagram.com/sozlukradyosu
- twitter :
twitter.com/RadyoSozluk
devamını gör...