sözlüğün ekşimeye başlaması
hayır anlamadığım müdahale edin diyoruz o da yok! işine gelmeyen gitsin egosundan kurtulsak mı sözlük ha ne dersin ?
devamını gör...
sallama çay
yıllardır demleme çayın yerini tutmadığı söylenen ama inatla tüketilen çaydır.
ulan bu kadar tüketiliyorsa satılıyorsa bir bildikleri vardır bir alıcısı vardır.
şimdi sallama çayı icat eden herife ayıp değil mi ne zaman sallama çay muhabbeti geçse abi demleme çayın yerini tutmuyor yaaaa muhabbeti dönüyor.
ulan bu kadar tüketiliyorsa satılıyorsa bir bildikleri vardır bir alıcısı vardır.
şimdi sallama çayı icat eden herife ayıp değil mi ne zaman sallama çay muhabbeti geçse abi demleme çayın yerini tutmuyor yaaaa muhabbeti dönüyor.
devamını gör...
binlerce iyi yazar varken zweig kafka ve sabahattin ali diye tutturmak
sadece kitap-kahve ikilisinin fotoğrafını çekmek için satışı artan kitaplar var bu ülkede.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
bayılıyorum bu ikiliye ve bu radyo yayınına!
sorulmayacak sorularmış bu haftaki konumuz. o halde bi olay da benden gelsin.
uzun süredir gelmediğim memlekete kısa süreliğine geldim ve pek sevgili anneciğimle merkeze indik. küçük bi yerde yaşadığımdan olsa gerek neredeyse her sokak başı tanıdık biriyle karşılaştık. ayak üstü, sosyal mesafeye uygun, tamamen yapmacık bi samimiyet üzerine kurulu 1 2 çift kelam edilip herkesin yoluna devam ettiği karşılaşmalar yaşandı. yine böyle bi karşılaşmada liseden arkadaşın biri bana dönerek bir soru sordu ve devamında bence harika bi sohbet gelişti. olduğu gibi aktarıyorum efenim:
+benim arkadaş, ayşe -isim uydurma-
- merdumkaptan
×merdum'un annesi
+eee merdum, sen ne zaman evleniyorsun, bulamadın mı birini? bizim liseden xxx geçen ay evlendi; yyy de nişanlandı. zzz'nin de çocuğu 2 yaşını doldurmuş diyollaaa. (aferin onlara, iyi halt ediyollaaaa diyemedim...)
-!&+€÷/ (kısık gözlerle, ne diyon bacım sen, bakışı atan merdum düşünün burada lütfen.)
+hayır bulamadıysan haber ver de biz bakalım birilerine, ondan soruyorum.
-annecim biz ayşe'yi davet etmemiş miydik?
× nereye merdum?
-e benim düğüne.
+ nasıl senin düğüne?
-aaa senin haberin yok mu? evlendim ben. annemler vermiyordu beni, kaçarım diye tehdit ettim. vermek zorunda kaldılar. apar topar evlendik. tüh sana davetiye vermeyi unutmuşuz. merak etme yakında boşanırım, bi sonraki düğünüme çağırırım seni.
+ aaa delinin zoruna bak. ne diyon kız sen?
× aman ayşe ne bakıyorsun sen ona. okuyor o daha. evlilik falan da yok. hadi sana iyi günleeeer.
ve devamında kahkaha atan kızının kolunu çekiştirme suretiyle götüren annem. hatırladıkça gülüyorum.
ama yani cidden size ne, kimin, kimle, nerde, ne zaman evleneceğinden! hayır bi de soruş şekline bakar mısınız; bulamadın mı? lan ben senin gibi kendime erkek mi arıyorum da bulayım. sanki bana bayrama kurbanlık alıyor, te alllaaam yaa. neyse sakinim.
ay çok konuştum ben yine. normalde hep cenk'in arka bahçesi ve robnaja'nın yayınlarına denk geliyordu valiz hazırlamam. bu sefer size denk geldi. buradan onlara da seslenmiş olayım, tülaaaay geriiii döööön, arada bari olsun yayın yapın yav, özledik sizi...
sorulmayacak sorularmış bu haftaki konumuz. o halde bi olay da benden gelsin.
uzun süredir gelmediğim memlekete kısa süreliğine geldim ve pek sevgili anneciğimle merkeze indik. küçük bi yerde yaşadığımdan olsa gerek neredeyse her sokak başı tanıdık biriyle karşılaştık. ayak üstü, sosyal mesafeye uygun, tamamen yapmacık bi samimiyet üzerine kurulu 1 2 çift kelam edilip herkesin yoluna devam ettiği karşılaşmalar yaşandı. yine böyle bi karşılaşmada liseden arkadaşın biri bana dönerek bir soru sordu ve devamında bence harika bi sohbet gelişti. olduğu gibi aktarıyorum efenim:
+benim arkadaş, ayşe -isim uydurma-
- merdumkaptan
×merdum'un annesi
+eee merdum, sen ne zaman evleniyorsun, bulamadın mı birini? bizim liseden xxx geçen ay evlendi; yyy de nişanlandı. zzz'nin de çocuğu 2 yaşını doldurmuş diyollaaa. (aferin onlara, iyi halt ediyollaaaa diyemedim...)
-!&+€÷/ (kısık gözlerle, ne diyon bacım sen, bakışı atan merdum düşünün burada lütfen.)
+hayır bulamadıysan haber ver de biz bakalım birilerine, ondan soruyorum.
-annecim biz ayşe'yi davet etmemiş miydik?
× nereye merdum?
-e benim düğüne.
+ nasıl senin düğüne?
-aaa senin haberin yok mu? evlendim ben. annemler vermiyordu beni, kaçarım diye tehdit ettim. vermek zorunda kaldılar. apar topar evlendik. tüh sana davetiye vermeyi unutmuşuz. merak etme yakında boşanırım, bi sonraki düğünüme çağırırım seni.
+ aaa delinin zoruna bak. ne diyon kız sen?
× aman ayşe ne bakıyorsun sen ona. okuyor o daha. evlilik falan da yok. hadi sana iyi günleeeer.
ve devamında kahkaha atan kızının kolunu çekiştirme suretiyle götüren annem. hatırladıkça gülüyorum.
ama yani cidden size ne, kimin, kimle, nerde, ne zaman evleneceğinden! hayır bi de soruş şekline bakar mısınız; bulamadın mı? lan ben senin gibi kendime erkek mi arıyorum da bulayım. sanki bana bayrama kurbanlık alıyor, te alllaaam yaa. neyse sakinim.
ay çok konuştum ben yine. normalde hep cenk'in arka bahçesi ve robnaja'nın yayınlarına denk geliyordu valiz hazırlamam. bu sefer size denk geldi. buradan onlara da seslenmiş olayım, tülaaaay geriiii döööön, arada bari olsun yayın yapın yav, özledik sizi...
devamını gör...
tırnova
1393'te, osmanlı'nın fethinin ardından, naldöken yörükleri, tanrıdağı yörükleri ve ofçabolu yörükleri yerleştirilmiştir.
1850'li yıllarda halkı çoğunluk olarak bulgarlar ve müslümanlar oluşturuyordu. ayrıca önceki yıllarda, yahudilere, ermenilere ve çingenelere ev sahipliği yapmaktaydı.
aynı zamanda tırnova ilk önce niğbolu sancağına, 1859/1860 yıllarında ise silistre, tuna vilayeti sancağına bağlı gözükmektedir.
1877 yılında ruslar tarafından ele geçirildikten sonra, halkın müslüman çoğunluğu göç etmiştir.
tırnova'dan göç eden müslümanlar önce bursa'nın karaorman ve kirmasti bölgelerine yerleşirler. fakat burada rahat edemeyince kayın ve meşe ağaçlarının yoğunlukta olduğu bir yere, tırnova isimli bir köy kurarlar.
günümüzde bulgaristan sınırları içerisinde önemli ve tarihi bir şehirdir.
1850'li yıllarda halkı çoğunluk olarak bulgarlar ve müslümanlar oluşturuyordu. ayrıca önceki yıllarda, yahudilere, ermenilere ve çingenelere ev sahipliği yapmaktaydı.
aynı zamanda tırnova ilk önce niğbolu sancağına, 1859/1860 yıllarında ise silistre, tuna vilayeti sancağına bağlı gözükmektedir.
1877 yılında ruslar tarafından ele geçirildikten sonra, halkın müslüman çoğunluğu göç etmiştir.
tırnova'dan göç eden müslümanlar önce bursa'nın karaorman ve kirmasti bölgelerine yerleşirler. fakat burada rahat edemeyince kayın ve meşe ağaçlarının yoğunlukta olduğu bir yere, tırnova isimli bir köy kurarlar.
günümüzde bulgaristan sınırları içerisinde önemli ve tarihi bir şehirdir.
devamını gör...
türkiye'yi gizlice avrupa birliğine sokmak
bir gece yarısı herkeşler uyurken elinden tutup gizlice gerçekleştirilebilir. fener değil de gaz lambası kullanılırsa daha bir romantik olur bence, hem garantilemiş oluruz.
devamını gör...
jack the ripper (yazar)
1 saattir tanımlarını takip ediyorum; noktasından virgülüne, kullanılan kelimeden kullanılmayacak kelimesine kadar kullandığı dile özenle dikkat ettiğini düşünüyorum. girdiği tanımlar ise ancak bir seri katil tarafından girilebilirdi diyerek hem severek okuyup hem ürktüğüm yazardır.
devamını gör...
muhteş ikiliyle kafa rock radyo yayını
ergenligim(iz)in basrolu, belki de simdiki dinledigim(iz)/begendigim(iz) muhtesem sarkilarla tanismam(iz)i saglamis olan biricik chazy chaz’e adanmis bir yayin olacaktir efenim.
canim partnerim kafadandeniz ile biraz ani yad etmeli bir program yapacagiz, +1 olmak isteyenler elime mum diksin.*
-alisilageldik yayin saatimizden 5 dk erken basliyoruz, yoklama yapacagim gec kalmayin!!!111!!!*
canim partnerim kafadandeniz ile biraz ani yad etmeli bir program yapacagiz, +1 olmak isteyenler elime mum diksin.*
-alisilageldik yayin saatimizden 5 dk erken basliyoruz, yoklama yapacagim gec kalmayin!!!111!!!*
devamını gör...
lgbt bireylerin aşırı alıngan olması
inanılmaz sinirlendiğim başlık. "çomar başlıkları" listeme ekledim bu başlığı.
bunun sebebini hala kavrayamamışsanız çok yazık. bu bireylerin büyürken ne travmalar atlattığını, kendini anlamaya çalışırken yaşadıkları acıları ve korkuları, çevrelerinden aldıkları tepkileri ve o tepkilerin özgüvenlerini nasıl zedelediğini idrak etmek bu kadar zor olmamalı.
lgbt bireyler bugün hala binlerce insan tarafından aşağılanıyor, yok sayılıyor. hatta ve hatta kimlikleri nedeniyle birçoğu okudukları mesleği bile icra edemiyor.
katlanamıyorsanız kendileri ile arkadaşlık kurmayın. yok alıngan, yok bilmem ne.
bunun sebebini hala kavrayamamışsanız çok yazık. bu bireylerin büyürken ne travmalar atlattığını, kendini anlamaya çalışırken yaşadıkları acıları ve korkuları, çevrelerinden aldıkları tepkileri ve o tepkilerin özgüvenlerini nasıl zedelediğini idrak etmek bu kadar zor olmamalı.
lgbt bireyler bugün hala binlerce insan tarafından aşağılanıyor, yok sayılıyor. hatta ve hatta kimlikleri nedeniyle birçoğu okudukları mesleği bile icra edemiyor.
katlanamıyorsanız kendileri ile arkadaşlık kurmayın. yok alıngan, yok bilmem ne.
devamını gör...
taş devri sözlük başlıkları
devamını gör...
yabancı kültürlerden sevilen atasözleri
t. bizim kültürümüzde de bulunan, sevdiğimiz atasözleri...a falta de pan, buenas son tortas
(bkz: ispanyolca)
türkçesi : ekmeğin olmadığı yerde kek güzeldir...
meali:
koyunun bulunmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler.
(bkz: ispanyolca)
türkçesi : ekmeğin olmadığı yerde kek güzeldir...
meali:
koyunun bulunmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler.
devamını gör...
yumurtanın kokuyor olması
kahvaltının iptal olduğunu müjdeleyen kokudur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
belirsizlik sinsi bir ilaç gibi sızdı içime
ya sonsuz mutluluklardan mutluluk getirecek bana
ya da beter mutsuzluklardan mutsuzluk seçecek benim için
eninde sonunda bitirecek beni, eminim.
bir bilsem aklından geçeni
tutsam elinden
götürsem uzaklara.
kimsenin bulamayacağı
gizli dünyalara
anlasan beni
anlasam seni
anlasak birbirimizi
gelip silmeli biri
bu aciz ruhumdan seni
ya öldürmeli ya diriltmeli
ya susmalı ya konuşmalı
ya başlamalı ya bitirmeli
ya gelmeli ya gitmeli
fısıldasan kalbime, ruhuma
varlığından sunsan iki damla.
sussak sonsuza kadar
eskisi gibi anlaşsak
sadece ruhlarımızla.
ya sonsuz mutluluklardan mutluluk getirecek bana
ya da beter mutsuzluklardan mutsuzluk seçecek benim için
eninde sonunda bitirecek beni, eminim.
bir bilsem aklından geçeni
tutsam elinden
götürsem uzaklara.
kimsenin bulamayacağı
gizli dünyalara
anlasan beni
anlasam seni
anlasak birbirimizi
gelip silmeli biri
bu aciz ruhumdan seni
ya öldürmeli ya diriltmeli
ya susmalı ya konuşmalı
ya başlamalı ya bitirmeli
ya gelmeli ya gitmeli
fısıldasan kalbime, ruhuma
varlığından sunsan iki damla.
sussak sonsuza kadar
eskisi gibi anlaşsak
sadece ruhlarımızla.
devamını gör...
gönül
eski türkçede ''göğüs'' anlamına gelen ''köŋül'' kelimesinden türeyen ve sevgi, arzu, kalp anlamlarına gelen; mecazi olarak da düşünüş, anma, hatır gibi mânâlara sahip çok fonksiyonlu bir kelimedir. gönül vermek, gönül koymak, gönül kırmak, gönül işleri, gönlü olmak, gönül aynası, gönüllü, gönülsüz, ayran gönüllü gibi birçok söz ve söz öbeklerine analık etmiştir. bana göre dilimizdeki en güzel kelimedir.
türkçemizdeki bilinen en eski kullanımı 735 tarihli orhun yazıtlarındadır: közde yaş kelser tıda köŋülde sıgıt kelser (gözden yaş gelse gönülden ağıt gelse)
türkçemizdeki bilinen en eski kullanımı 735 tarihli orhun yazıtlarındadır: közde yaş kelser tıda köŋülde sıgıt kelser (gözden yaş gelse gönülden ağıt gelse)
devamını gör...
pingu
ilk kez 1986 yılında yayımlanmış olunan isveç yapımı stop-motion çizgi film.
çizgi filmde kullanılan dile grammerlot deniyor. referans olarak "penguence"nin referans alındı söylendi. buna rağmen internette yaptığım kısa araştırmada insanlar günümüz dillerinden kelimeler de duyduklarını söylemişler. pingunun sürekli söylediği "noot! noot!" sesi ile ünlenmiştir.
ingilizce- brother, mother
türkçe- dikkat et, al*
fransızca- bonjour, monsieur
almanca- photographen
çizgi filmin orjinal serisi 4 sezon sürdü. 2003 yılında bbc'ye satılmasıyla bölüm yayımlanmaya devam etti. en son 2017 yılında japonlara
satıldı ve "pingu şehirde" adlı yapımla seri devam etti. toplamda 156 bölüm çekildi. orijinal seri avrupada birçok ödüle layık görüldü.
çizgi filmde ise günümüz çizgi filmlerinden farklı olarak çocukları topluma hazırlamak, insanlara saygılı olmak gibi konular işlenir. çizgi film 1990'lı yıllarda yapılmıştır. bu da bize o dönemde avrupadaki toplum yapısının nasıl olduğuyla ilgili fikirler veriyor. pingu'nun annesi ev hanımı babası ise postacıdır. çizgi filmin neredeyse %80'ninde pingu'nun annesi ev işleriyle, temizlik, yemek yapma gibi işlerle uğraşır. babası ise işten eve geldiğinde anneye yardım eder. çocuklar yaramazlık yapar. çocukların sürekli yaramazlık yapmasına rağmen anne ve baba çocuklara hiçbir şekilde kızmaz veya şiddet uygulamaz. bunun yerine onları da ev işlerine dahil etmeye çalışırlar.
pingu'nun bir adet de kız kardeşi vardır. üstte bahsettiğim şeylerin neredeyse hepsini beraber yaparlar. pingu bazen kız kardeşini kıskansa da genelde yaptıkları herşeyi beraber yaparlar ve birbirlerine sahip çıkarlar.
ayırca pingu'nun birçok arkadaşı ve bir adet kız arkadaşı vardır. ayırca çizgi filmdeki tek penguen olmayan karakter de pingunun en yakın arkadaşıdır. birçok bölümde beraber gezmeye giderler. kız arkadaşı çok fazla görünmese de pingunun ona ara ara hediye götürdüğünü görürüz. ayrıca pingu'nun bir adet dedesi ve teyzesi de vardır. dedesini ilk kez akordiyon çalmayı öğrendiği bölümde görürüz. teyzesini ise teyzesini ziyaret etmeye gittiği bölümde gördük.
bu atarlı ergen 35 yaşına bastı. kendisine sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum.
çizgi filmde kullanılan dile grammerlot deniyor. referans olarak "penguence"nin referans alındı söylendi. buna rağmen internette yaptığım kısa araştırmada insanlar günümüz dillerinden kelimeler de duyduklarını söylemişler. pingunun sürekli söylediği "noot! noot!" sesi ile ünlenmiştir.
ingilizce- brother, mother
türkçe- dikkat et, al*
fransızca- bonjour, monsieur
almanca- photographen
çizgi filmin orjinal serisi 4 sezon sürdü. 2003 yılında bbc'ye satılmasıyla bölüm yayımlanmaya devam etti. en son 2017 yılında japonlara
satıldı ve "pingu şehirde" adlı yapımla seri devam etti. toplamda 156 bölüm çekildi. orijinal seri avrupada birçok ödüle layık görüldü.
çizgi filmde ise günümüz çizgi filmlerinden farklı olarak çocukları topluma hazırlamak, insanlara saygılı olmak gibi konular işlenir. çizgi film 1990'lı yıllarda yapılmıştır. bu da bize o dönemde avrupadaki toplum yapısının nasıl olduğuyla ilgili fikirler veriyor. pingu'nun annesi ev hanımı babası ise postacıdır. çizgi filmin neredeyse %80'ninde pingu'nun annesi ev işleriyle, temizlik, yemek yapma gibi işlerle uğraşır. babası ise işten eve geldiğinde anneye yardım eder. çocuklar yaramazlık yapar. çocukların sürekli yaramazlık yapmasına rağmen anne ve baba çocuklara hiçbir şekilde kızmaz veya şiddet uygulamaz. bunun yerine onları da ev işlerine dahil etmeye çalışırlar.
pingu'nun bir adet de kız kardeşi vardır. üstte bahsettiğim şeylerin neredeyse hepsini beraber yaparlar. pingu bazen kız kardeşini kıskansa da genelde yaptıkları herşeyi beraber yaparlar ve birbirlerine sahip çıkarlar.
ayırca pingu'nun birçok arkadaşı ve bir adet kız arkadaşı vardır. ayırca çizgi filmdeki tek penguen olmayan karakter de pingunun en yakın arkadaşıdır. birçok bölümde beraber gezmeye giderler. kız arkadaşı çok fazla görünmese de pingunun ona ara ara hediye götürdüğünü görürüz. ayrıca pingu'nun bir adet dedesi ve teyzesi de vardır. dedesini ilk kez akordiyon çalmayı öğrendiği bölümde görürüz. teyzesini ise teyzesini ziyaret etmeye gittiği bölümde gördük.
bu atarlı ergen 35 yaşına bastı. kendisine sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum.
devamını gör...
sürekli fikir değiştiren insan
kötü gibi görülse de iyi bir şeydir. sonuçta insanlar geçmişten bu yana sadece bedenen değil zihinsel ve fikirsel olarakta evrimleşmişlerdir. dolayısıyla her insan düşünce dünyasını sürekli evrimleştirmeli , fikirlerini değiştirmelidir. hep aynı fikirlerde takılıp kalan insanlar tutucu insanlardır. ve topluma zarar verirler , yeniliğe açık olamazlar. düşünsel dünyayı tecrübeler çok geliştirir lakin sağlam ve tutarlı geliştirmek kitap okumaktan geçer.
devamını gör...
tarım bakanı'nın vekillere 499 liralık kravat göndermesi
tarım bakanı bekir pakdemirli'nin , tbmm'de doğum günü gelen erkek vekillere, 499 lira değerinde kravat gönderdiği ortaya çıktı.
meclisteki hanım vekiller için bu uygulamanın fular olarak gerçekleştiği veya gerçekleşeceği söyleniyor.
çiftçinin neredeyse her şeyini kaybedip, hacizlerle boğuştuğu bir dönemde, sayın bakanın bu uygulaması, kişi vicdanında gerçekten ciddi yara açacak bir durum. buradan
meclisteki hanım vekiller için bu uygulamanın fular olarak gerçekleştiği veya gerçekleşeceği söyleniyor.
çiftçinin neredeyse her şeyini kaybedip, hacizlerle boğuştuğu bir dönemde, sayın bakanın bu uygulaması, kişi vicdanında gerçekten ciddi yara açacak bir durum. buradan
devamını gör...
karambol (yazar)
bizi okurken tebessüm ettirecek dergiyle sorumlu olan değerli yazardır.
devamını gör...
yazarların otobüste yaşadığı en garip olaylar
sene 2004 , boğaziçi (15 temmuz şehitler) köprüsünün halatının koptuğu saatlerde otobüste mahsur kaldık yol kapatıldı güvenlik nedeniyle ve iett otobüsünde sigara içmiştik.
devamını gör...
