hocam, camiye dolar bağışlasam, dolar arttıkça sevabım da artar mı, mevcut dolar hareketliliği merakı sorusu gibi sorular.
devamını gör...


“özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin…
özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen…
özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin…
özlem, gidip görmek istemen
ama gidememen, görememen;
gene de istemen…"


oruç aruoba
devamını gör...

(bkz: çocuğun hamuruna aile şekil verir)
devamını gör...

burada yazdığımız tanımlar bizi kimden ve neyden kurtarıyor acaba? hahahah canım ister dc de yazarım canım ister burada yazarım ve iki platformda hayatıma yön verip beni bir şeylerden, birilerinden kurtarmaz. abartmayalım lütfen. tamam sevdiğimiz bir platformdayız ama araba kazası yapsam kafa sözlük ekibi tarafından almayacağım o ilk yardımı, dolayısı ile umursansak dahi ambulansın ne kadar hızlı yetiştiğine bağlıyız.
ayrıca mesaj ifşalamak, bir küfürleşme söz konusu değilse yasak. bunu kabul edelim, birbirinizle olan sıradan konuşmaları ss alıp burada paylaşırsanız silinir haliyle.
he şunu da belirteyim kimse seri oy vermek ile görevli değildir. ben görevimi yaptım gibi cümleleri saçma ve uygunsuz buluyorum. içinizden gelmiyorsa oylamayın kardeşlerim ne bu görev hissiyatı ya?

neyse canım, sıkıldım. birazda dc’deki sağlık kulubune bakayım.
devamını gör...

yeni keşfettiğim, keşfettiğim için sevindiğim yazar. aynı zamanda moderatörmüş.
güzel konulara şaplak atıyor, meramını güzelce anlatıyor.
devamını gör...

"tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış." kendi kendinizi sürekli kurup (benim de bazen yaptığım gibi) -olmaz ki canım, -ayıp ya hu, gibi takılır kalırsınız. tabi gönül kıran kişiye bir çıtlatmak gerek. -şu yaptığına kırıldım, gibi. eğer bir özür gelirse büyütmeye gerek yok. ama hiç oralı olmuyorsa o kişiyi bellekten silin.
devamını gör...

bu yanaklar bana fazla.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

antikora bağlanmış bir enzimin aktivitesiyle antijen-antikor ilişkisini ölçen indirekt test.
devamını gör...

tabiki de kaktüs ve sukulentler.
hem bakımı kolay hem de dört mevsim yemyeşiller.
balkonda yer kalmadığından onlar için azar da yesem sürekli dikenlerini de batırsalar severim kerataları.
devamını gör...

fayda getiren istisnai durumlar olmakla birlikte genelde yarardan çok zarar getirdiğini düşündüğüm şey. niyet iyi olabilir fakat dün dünde kalmıştır, dünün doğruları çoğunlukla ne bugün ne de yarın işe yaramaz. bu yüzden dünün doğrularında ısrar faydadan ziyade zarar getirir.

bir belgeselde günümüze kadar varlığını sürdüren kabilenin teki konu alınmış ve beni baya etkilemişti. kabilenin günümüze kadar pek fazla değişikliğe uğramamasının sebebi dışarıyla olan iletişiminin sıfıra yakın olmasıydı. hatta bu yüzden yerinde saymanın vermiş olduğu bıkkınlık kabileyi uyuşturucu tüketimine teşvik etmiş. kabilenin dışarıyla etkileşiminin zayıf olmasının sebebi ormanlık alanda olmaları ve ormanın çok sık ağaçlarla bezeli olması. araştırmacılar nasıl buldu onları, gerçekten hatırlamıyorum. belki de dünyada adım atılmamış dediğimiz yerlerden birine daldılar da buldular o kabileyi. yaşadıkları yeri, biraz edebi ve havalı bir betimleme ile anlatmak gerekirse duvarları mavi yeşil bir hapishane diyebiliriz.

kabileden yarı kopuk bir kişi vardı. uyuşturucu içmiyor ve kabileyi ziyaret eden araştırmacılara yakın davranıyordu. en mutsuzu oydu. köyün delisiydi işte o arkadaş. hemen tanıdım. bir de o duvarları mavi yeşil hapishaneden kendini dışarıya atabilmiş bir kadın vardı. çocuğu için kaçmıştı oradan. hasta çocuğuna çare bulmak için. bu iki istisna benim için umut vaat edici örneklerle olmakla birlikte annelik içgüdüsünün ne kadar da güçlü olduğuna dair güzel bir örnek.

şöyle ki, bu kabile, yaşadıkları hayattan haliyle pek memnun değil. hep aynı şeyler var. hiç memnun değillerdi be. ben de bu sebepten dolayı uyuşturucuya başladıklarını fark ettim. hadi bir yere kadar dayanırsın dayanmasına ama belli bir noktadan sonra olmaz o iş. sonunda halüsinasyonlara muhtaç olur uyuşturucu içersin işte. buraya kadar her şey normal olmasa da, normal gibi ama normal olmayan ve geçmişten gelen doğrular konusunda olan ısrarın küçük çocuklara yansıtılması sonucunda 5 6 yaşlarından itibaren çocukların uyuşturucuya başlatılması pek normal gelmedi bana.

aklınca koca koca insanların çocukların iyiliğini düşünerek onlara yapmış olduğu saçma sapan bir dayatma bu. kendin sıkılmışsın ve kaybetmişsin. hapishaneden çıkamıyorsun ve (burada art niyet aramıyorum) çocuklarına henüz senin yaşadığın problemlerle karşı karşıya kalmadan önce aklınca iyilik yapıp, problemle başa çıkma yöntemini empoze ediyorsun. sayın kabile şefi olmuyor ama ya. sonra neden bunca zaman o kabile oradan çıkamamış. hadi bir deli içti gitti onu. sen ne diye bebelere veriyorsun ki kendi doğrularını. hem yaş olarak hem de zaman olarak ortada bir problem var. sen ayık kafayla çıkamamışsın, senden sonrakiler nasıl çıksın, çocuk yaşta bağımlı olduktan sonra.

art niyet yok ama zararın çok kabile reisi hebele kardeş. ayık arkadaşınız iletişime açıktı ve paçayı kurtarabilirdi. çocuğu hasta olan anne destan yazdı gitti. ya siz? kendi yargılarınızın esiri olup sizden sonrakilere ön yargılar verdiniz ve yerinizde saydınız. belki suç sizde de değil, sizin iyiliğinizi düşüneyim derken kötülüğe neden olan ana babanızın. aynı şekilde suç onlarda da değil, atalarında.

devamını gör...

ne ağlamıştım ölümünden sonra, yıllar yıllar sonra da. ölümünü içime hiçbir zaman sindiremediğim şarkıcı, rockcı, müzisyen ama en önemlisi yüreği güzel pırıl pırıl bi insan.

içinin temizliği yüzüne vuranlardandı. insanın baktıkça bakası gelirdi. gülen gözleri, başka bi karizması vardı..
sesine, müzik yeteneğine zaten diyecek bi şey yok benim nezdimde. mükemmel bi ses, yorumladığı her şarkı bambaşka bi havaya bürünüp yeniden doğuyo âdeta.

yaptığı iyilikler, dernekler için verdiği konserler, yardımlar zaten biliniyodu yaşarken. ama öldükten sonra bilinmeyen bir sürü nice güzellikleri, iyilikleri de çıktı ortaya. yüreği tertemiz, içi sıcacık neşeli bi insan. dokunduğu her şeyi güzelleştirebilen biriydi, çok belli. kelimeler bile yetersiz bendeki hissettirdiklerini, izlenimlerimi tarif etmek için. koca bi kayıp bu dünya için.

şu dünyada bizzat tanımadığım hâlde en sevdiğim, ölümü en çok koyan insan. hep öyle kalıcak.
beni bu dünyada karşılıksız iyiliğin varlığına inandıran insan, her şeyin anahtarının sevgi olduğuna inanan insan ; sevgin bu dünyada eminim ki ebedî kalıcak.

bir röportajı
devamını gör...

sürekli millet hüzünlü ve mutsuz olduğumu anlamasın diye yaptığım eylem. bir nevi (bkz: poker face)
devamını gör...

“şiir, edebiyat dünyasının hükümdarıdır.
gerisi hikâye ve romandır.”


halihazırda içerisinde kitap toplantıları yaptığımız, kendi öykü, deneme, araştırma ve inceleme yazılarımızı paylaştığımız, hikâye yarışması düzenlediğimiz ve en önemlisi birlikte keyifli vakit geçirdiğimiz normal sözlük kitap edebiyat kulübü'nün bünyesinde artık yeni, tatlı mı tatlı bir kulübümüz var, ''normal sözlük şiir kulübü''.

şiir incelemeleri ve dinletileri yapacağımız; birkaç şair tanıyıp alıntılarla şiire doyacağımız kanala hepiniz hoş geldiniz!


*kulüple ilgili fikirlerinize,önerilerinize ve eklemek istediğiniz her şeye açığız.
netice itibariyle şiir de hepimiz için kulüp de hepimiz için!
devamını gör...

osmanlı duraklama döneminin en elim olaylarından biridir. 1656 yılında tahtta padişah 4.mehmet oturmaktadır ve henüz 14 yaşında bir delikanlıdır. osmanlı imparatorluğu girit adasının fethi için epey asker kaybetmiş, ekonomisi de önemli bir ölçüde zayıflamıştır.

1656 yılında kapıkulu ocakları son ulufelerini düşük ayarlı gümüş akçe ile alınca, belli başlı bazı paşaların da kışkırtması ile ayaklanırlar. bu işte parmağı olduğunu düşündükleri kişilerin kellelerini isterler. 2 mart 1656 günü başlayan ayaklanmanın haberi saraya ulaşır.

nihayet 4 mart 1656 günü padişah asiler ile görüşmeye karar verir ve ayak divanına çıkmayı kabul eder. maiyeti ile birlikte soğukçeşme'deki alay köşküne gelir.

zorbalar burada padişaha şikayetlerini sıralamaya başlarlar. giritte venedikliler ile yağma konusunda yaşadıkları anlaşmazlıklardan, askere düşük ayarlı akçe ile ulufe verilmesinden, aynı zamanda ulufelerin gününde ödenmemesinden ve bundan ötürü kusurlu saydıkları tüm devlet adamlarını sıralayıp hepsinin teslim edilmesini isterler.

padişahın yanında bulunan ve henüz yeni sadrazam tayin edilmiş olan rikâb kaymakamı zurnazen mustafa paşa bu kişilerin mallarının müsadere edilip kendilerinin sürülmelerini teklif ettiyse de herhangi bir faydası olmadı. âsilerin, “seni dahi isteriz” demeleri üzerine ortalığa bir sessizlik hâkim oldu ve neticede padişahın hatt-ı şerifiyle önce dârüssaâde ağası behram ağa, kapı ağası bosnalı çalık ahmed ağa ve ibrâhim ağa bostancıbaşı vasıtasıyla öldürüldü ve cesetleri saraydan çıkarılarak asilere teslim edildi.

tüm bunlarla birlikte 30 kadar saray içinden ve dışından devlet adamı kapıkulu askerleri tarafından bulundukları yerde öldürüldüler. bunların cesetleri âsiler tarafından sultanahmet meydanı’ndaki çınar ağaçlarına asıldı. bundan dolayı bu olaya osmanlı tarihinde “çınar vak‘ası” adı verildi.

aynı zamanda bu manzara, meyveleri insan şeklinde bir ağaca benzetildiğinden tarihimizde “vak‘a-i vakvakıyye” adıyla da meşhur oldu.

bu isyanın sonunda zorbaların ısrarı ile devletin çeşitli kademelerinde önemli değişiklikler yapıldı ve isyan sona erdi.
devamını gör...

bu durum aileiçi, iş hayatı yada diğer sosyal ortamlardaki ilişkilerinde normal bir tepki hâline gelmişse, ofke kontrol bozukluğu olan insandır. farkına varıp çözüm bulmadığı taktirde özellikle yakın çevresi ile olan ilişkileri yıkıma uğrar.
devamını gör...

okuduğunuzu anlayın lütfen.
"hayvanları çok sevdiğim için hayvan çiftliği kitabını aldım"
devamını gör...

ege'de küçük bir kasabada yunan radyosunu dinliyormuş gibi hissettiren yayın. dikkatli dinlerseniz kıyıya vuran dalgaların sesini de duyabilirsiniz.
devamını gör...

şair attilâ ilhan'ın yayınlanan üçüncü şiir kitabının ismi (ilk ikisi duvar ve sisler bulvarı). şair bu kitap için şöyle diyor:

"sisler bulvarı yayımlandı, çok da ilgi gördü, gel gör ki o gün bugün içimde ukde olan bir değişiklikle: şengil (salim şengil-yayıncı), gönderdiğim müsveddeyi fazla kalın bulmuş, şiirlerden bazılarını ikinci bir şiir kitabı için ayırmıştı. kısacası, sonradan yağmur kaçağı adıyla yayımlanan şiir kitabı, gerçekte benim ilk derlediğim sisler bulvarı'nın içinden bölünmüş bir parçaydı. başkalarını bilmem ama, benim için hep öyle kaldı."

aynı isimli bir de şiir vardır kitapta: yağmur kaçağı. şair, bu eseri ile ilgili de şöyle demiştir:

"yağmur kaçağı da, pia gibi, üçüncü şahsın şiiri gibi, böyle bir sevmek gibi bir kerede yazdığım şiirlerdendir. ünü büyük. 50 ve 60 yılları boyunca, kim bilir kaç delikanlı, kaç genç kıza bu şiiri okumuş, ya da yazmıştır? şimdi toplum hayatının yüksek kademelerinde seyreden bazı kişiler, özel söyleşilerimizde, diğer bazıları gibi bu şiiri de ezberden okumuşlar, ilk gençlik yıllarında sevdalarını bununla ifade ettiklerini söylemişlerdir..."

yağmurluysa hava ve yanımdaysa sevdiğim*, bu şiiri mırıldanmam kaçınılmazdır:

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem, beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek, yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa, eylülse, ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam, yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek, yoksa beni
devamını gör...

allah büyük harfle başlasın seçeneğini aktif hale getiren benjo demiştir ki: "arz talep üzerine getirilmiş bir seçenektir"

bak beyim sana iki çift lafım var. ya her kesimin hassasiyetlerini göz önünde bulunduracaksınız.

ya da böyle abuk işlere girişmeyeceksiniz.

eey benjo, sen kimsin ya!?
devamını gör...

son derece normal bir olaydır hatta türkiye’de daha normal bir olaydır.
insanların bir otomobile sahip olması bu şartlarda o kadar büyük zor bir olay ki insanlar alınca fotoğraf çekiniyorlar bu gayet normaldir.
bunun gösterişle falan alakası yoktur.
haa illa gösteriş diyorsanız bütün hayatımız gösteriş üzerine kurulu zaten.
insanız bu böyle maalesef.
iphone ile aynı özelliklere sahip bir telefon daha olsa yine iphone alırım çünkü gösteriş meraklısıyım kullanmazsam eksik hissederim.
hepimiz böyleyiz.
arabasıyla fotoğraf çekilen insanlar son derece normal insanlardır.
kazasız belasız binerler umarım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim