kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

uzun zamandır okumak istediğim, birkaç gün önce de çok sevdiğim biri sayesinde okuma fırsatı bulduğum harper lee'nin dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun samimi üslubuyla anlattığı şaheseri.


scout, abisi, babası ve doğduğundan bu yana evlerinde kalan calpurnia isimli hizmetlileriyle birlikte yaşamaktadır. başlarda tek derdi öcü radley ismi konulan ve de yaşadıkları yerde korkutucu rivayetlerle nam salmış olan komşuları ile uğraşmaktır ancak mahkemenin babasına verdiği bir dava sonucu monoton günlerine heyecan eklenir. dava; siyahi bir adamla alakalı ağır suçlamalar barındıran bir davadır. tom robbinson'ın beyaz bir kıza tecavüz ettiği yönündeki iddialarla uğraşmaktadır atticus.


harper lee halen dahi insanlar üzerindeki etkisini yitirmemiş olan ırkçılığı muhteşem şekilde anlatmasıyla birlikte okuyucuları başka konularda da etkiledi bana kalırsa. kimsenin bahsetmediği bir diyalog vardı mesela, jem ve dill arasında geçiyor;


"galiba ben büyüyünce soytarı olacağım." dedi dill. jem'le ikimiz yürümeyi bıraktık.
"evet, efendim, bir soytarı," dedi. "dünyada başka insanlar için yapabileceğim hiçbir şey yok, gülmekten başka, işte ben de bu yüzden bir sirke katılıp gülmekten öleceğim."

"ters söylüyorsun, dill," dedi jem. "soytarılar kederlidir, insanlar onlara gülerler."

"e, ben de yeni bir tip soytarı olacağım. sirkin ortasında durup insanlara güleceğim."


burada insanların ne kadar gülünç durumda olduğunu sekiz yaşındaki bir çocuktan öğrendik. bilemiyorum, belki de abartıyorumdur ancak altını çizdiğim sayılı diyalogtan biriydi.
bir de jem'in scout'a "kız gibi davranma!" demesi çok zoruma gidiyordu. bir yerde artık dayanamadım ve "o zaten bir kız şapşal!" dedim sinirle. konuyla alakası yok, evet ama yazarın kitaba neden böyle bir ifade yerleştirdiğini merak etmedim desem yalan olur.

velhasıl kelam tavsiye ettiğim, edeceğim, edilmesini ısrarla savunduğum bir romandı. okuyun, okutturun.

birkaç alıntı;
-"bir adamın rengi ne olursa olsun, kendisine adil davranılması gereken tek yer mahkeme salonudur."

-"insanlar kendilerinden daha çok şey bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar. sinirlenirler. doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir, onlar öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın, ya çeneni kapar ya da onlar gibi konuşursun."

-"gerçek cesaretin ne olduğunu görmeni istiyordum, gerçek cesaretin eli tüfekli bir adamla ilgisi olmadığını. daha başlamadan yenildiğini bile bile başlamak ve her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar devam etmek olduğunu."
devamını gör...

“ve okuyorum yıllardır bütün yalnızlıkları okuyorum da
kuş olsun, insan olsun
yalnızlık, sevmesini bilmeyenlerin icadı işte.”

- edip cansever
devamını gör...

alkol tüketenleri eleştirmeyi marifet sanmak!
devamını gör...

hiç tanımadığımız ya da kendimizden yaşça büyük birine hitap ederken ikinci çoğul şahıs zamiri olan “siz” ile hitap etmek, yine hiç tanımadığımız birine bir şey soracakken “affedersiniz” ile başlayıp “çok teşekkür ederim” ile sonlandırmak.
devamını gör...

eşim ınstagram hesabından tik tok videoları izlemeye başladı. bayaaa da egleniyor gibi bir hali var. benim için kimi zaman barış manço kimi zaman üstün dökmen kimi zaman m.ali birand olan adam yavaş yavaş nihat doğan' a dönüşmeye başladı. inşallah geçici bir hevestir. sanırım onu kaybediyorum.*
devamını gör...

teşekkür ediyorum kardeşim, emeğine sağlık..

not: bu başlıktan haberdar olmamı sağlayan minik yazara da teşekkürler.
devamını gör...

kendini sevdirmek isteyen ilgi delisi bir kedim var sağ olsun o uyandırdı.
devamını gör...

babam polis olmasına rağmen devlet memuru derdim.

babam; polis olduğumu söyleme bir de onlarla uğraşmayalım demişti. ne demek istediğini çok sonra anladım.
devamını gör...

tam olarak şu hissi yaşatan durum. buyrun:
devamını gör...

sıkça yaptığım eylem.

pandemi öncesine kadar koala gibi arkadaşlarıma sarılır oda yetmez aile halkına sarılır dururdum. bazen yoldaki bir ağaca bazen de köpeğe falan durduk yerde sarıldığım da olurdu. mahrum kaldık efendim sımsıkı sarilmaya.
şimdi ise ne zaman birine sarılacak olsam " bana yaklaşma" diyen fahrettin koca tipli insanlarla doldu taştı çevrem.

üzüyor bu durum beni. sarılacak dal bulamayan koalalarin nesli tükenmesin kampanyası falan yapmayı düşünüyorum. ömür gedik ablam nolur duy sesimi, çık bir yerlerden. destek ol whis'ine.

koalalara sarılmayan eller kırılsın!
devamını gör...

neredeyse her gün yediğimiz bazı yiyeceklerin mikroskop altındaki görüntüleri;
şeker kristali
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
muz
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tuz kristali
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
brokoli
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kahve
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
buğday
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çilek
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
karabiber
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çikolata
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yolun bittiği yerde neyin beklediğini bilmeden
yürüyebilir mi insan korkusuzca
aklının ufkuna kadar uzatabilir mi düşüncelerini
önyargıların bastırdığı idrakini özgürleştirerek
duyurabilir mi ötelenmişlerin, kimsesizleştirilmişlerin
masum ve bir o kadar keskin çığlığını
haykırabilir mi ciğerleri patlayacakçasına
geri getirebilir mi kirlenmemiş çocukluğunu
hayal kırıklıkları dört bir yanda hafıza enkazından
acabalarla dolu bu duygu durumundan
sıyrılabilir mi, sığınabilir mi güvenli bir limana
devamını gör...

eğer kafamda alacağım şey belli değilse çikolata almak için girmişimdir.kasaya bir avuç dolusu çikolatayla giderim.
devamını gör...

uzun süredir küfür yerine iyi kötü bir şeyler okuyup yazmak, büyükşehirden yaylalara kaçıp oksijen solumak gibi.
devamını gör...

telvesi ile ikram ediklen tek kahve türüdür.

1 fincan sade türk kahvesi- 7 kcal
1 fincan orta türk kahvesi - 21 kcal
1 fincan şekerli türk kahvesi - 42 kcal
1 fincan sütlü türk kahvesi - 71 kcal
devamını gör...


kule, boyu eninin en az iki katı olan, herhangi bir yapı malzemesinden yapılmış yapıdır. ilk ortaya çıkış nedenleri düşmanları önceden görüp, korunmak olan kuleler zamanla; alçakta bulunan yerler su dağıtımı, sanat eseri, yerleşim, gözetleme, turistik amaçlar ile de kullanılmıştır. demiş vikipedi amca kuleler için. tabii çeşitleri vardır. savunma kuleleri, hava kontrol kuleleri gibi.


dünya üzerinde yüzlerce kule vardır. ülkemizde çok yakın bir zamanda hizmete açılan çamlıca kulesi de bir radyo kulesidir aynı zamanda burada çeşitli yemek organizasyonlarının vs. da yapılabileceği söyleniyor tabii ki bizim gibi düşük bütçeye sahip, ay sonunu zar zor getiren insanlar için değil bu organizasyonlar, daha yüksek bütçeye sahip iş insanları, para babaları vs. düzenleyebilir ancak.

dünyanın en uzun kulesi olması beklenen cidde kulesinin ise inşaatı hala devam etmekte. planlamaya göre cidde kulesi tamamlandığında, 1 kilometrelik uzunluğuyla dünyanın en uzun kulesi olacak. bu kulenin, insanların barınması amacıyla kullanılacağı biliniyor. zaten kendisi bir ''gökdelen'' projesi.

şu anda dünyanın en uzun kulesi-gökdeleni ise 4 ocak 2010 tarihinde inşası tamamlanan burj khalifa (burc halife) kulesidir. bu kule-gökdelen ise 828 metrelik uzunluğa sahiptir ve 160 katı kullanılabilir durumdadır.

şu anda dünyanın en yüksek ikinci kulesi ise şubat 2012'de inşaatı tamamlanan tokyo skytree kulesi. aslında bu dünyanın en yüksek kulesi ve dünyanın en uzun ikinci yapıtı olarak geçiyor ama bu durum burj khalifa'yı kule olarak kabul edip etmemeye bağlı olarak değişebiliyor.

günümüzde avrupa'nın en yüksek kulesi ise rusya'nın moskova şehrinde bulunan ostankino kulesi. bu kule aynı zamanda 1967-1976 yılları arasında dünyanın en yüksek yapısı unvanını elinde bulundurmuş.

orta doğu olarak tanımlanan bölgenin en yüksek kulesi ise iran'ın tahran şehrinde bulunan milad kulesi.

afrika'nın en yüksek kulesi ise güney afrika'nın johannesburg şehrinde bulunan hillbrow kulesi.



kaynak: vikipedi.
devamını gör...

"sevmek için güzele mi bakmalı, çirkin bir tende güzel bir ruh kalbi bağlayamaz mı?" diyordu victor hugo. haklıydı.neden hepimiz güzel olalım ki zaten? neden hepimiz aynı olalım? işin güzelliği de farklılığımızda değil mi zaten?
devamını gör...

bir dehanın başrolde olduğu gerilim filmlerin de ''kuzuların sessizliği''nden öncesi ve ''kuzuların sessizliği''nden sonrası vardır.
o andan itibaren söz konusu ''deha bir katil'' ise akıllarda hemen ''anthony hopkins'' beliriyor.
türkçe ismi cinayet gecesi olan 2007 yapımı olan bu filmde, aklımızdaki karşımızda beliriyor. başrollerini anthony hopkins, ryan gosling'in paylaştıkları bu filmin yönetmenliğini gregory hoblit yapmış.
filmi daha önce seyretmiştim, o zamanda hoşuma gitmişti, bir daha izlediğimde de hoşlandım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
spoi takıntısı olanlar bana bir iyilik yapıp bundan sonrasını okumasınlar lütfen...


karısının kendisini bir polisle aldattığını öğrenen mühendis ted, karısını öldürür. polis kapıya dayandığında da ''evet ben karımı öldürdüm'' der. mahkemeye sevk edilir. avukat hakkını kullanmak istemez. o ana kadar ki amacı parayı vurmak ve büyük bir şirkete kapağı atmak olan genç savcı beachum, istediğini elde etmesine bir hafta kala, tamamen tesadüfen bu olayı devralır.
aslında devralırken mühendise de acır. çünkü o yaşlıdır, avukat tutmamıştır, cinayeti işlediğini itiraf etmiştir.
oldukça lakayt bir şekilde davayı alır ama mühendis kendisini ilk celsede permeperişan eder. bu yenilgiyi kabullenmeyen savcı beachum
olaya daha fazla asılacaktır.
peki başarılı olacak mı?
mühendis ted, makinaların , insanların, yumurtaların zayıflıklarını bulma konusunda uzmandır. kazanma oranı yüksek savcının egosunun en büyük zayıflığı olduğunu düşünecek.
filmde mühendis ted'in çocukluğuna dair anlattığı yumurta hikayesiyle filmin adının fracture olmasının nedenini daha iyi anlayacağız.
bence çok güzel bir film. tavsiye ederim.


filmin müzükleri aklımda kalmamış... o yüzden bir şey diyemeyeceğim..
devamını gör...

ilginç olay.


26 mart 2021 tarihinde yayınlanan bölümde senaryo gereği avukat, polis memurları tarafından ters kelepçelenerek emniyet merkezine götürüldü. ardından polis memurunun avukata tokat atması ve “oğlum tutsanıza şunu”, “bir adamı zapt edemiyorsunuz” tarzında ifadeler, türkiye’deki avukatların tepkisini topladı ve adana barosu’ndan sinop barosu’na kadar toplamda 61 baro, rtük’e şikayette bulundu.

hazırlanan şikayetnamede şu ifadeler yer aldı; “ilk olarak belirtilmesi gereken şudur ki; avukatlık mesleği, 1136 sayılı avukatlık kanunu ve sair mevzuat uyarınca kamu hizmetidir. ülkemizde yargı mekanizması 3 sacayağından oluşmaktadır. bunlar iddia, savunma ve hüküm olmakla birlikte savunma mekanizmasını ifa eden kişiler kamu görevlisi sıfatına haiz avukatlardır.

ne yazık ki toplumumuzda sık sık avukatların müvekkillerinin haklarını savunan bir vekil olduğu göz ardı edilmekte ve ilgilendikleri davalarla özdeş tutulmaktadır. bu sebeple senaryo gereği dahi olsa bir kamu görevlisinin yine bir başka kamu görevlisi tarafından hakarete uğraması, darp edilmesi ve sokak ortasında herkesin görebileceği bir biçimde aşağılanarak ters kelepçe ile zorla polis aracına bindirilmesi toplum vicdanını derinden yaralamıştır.

hangi sebeple olursa olsun avukat olduğunu beyan etmiş bir kimseye bu tarz bir muamele yapılabilmesi kabul edilebilir değildir. üstelik dizide polis rolünü üstlenen kişi, vatandaşlara karşı yerinde olarak ‘iyi polis’ olarak lanse edilmekte, sanki onun yaptığı tüm fiiller de doğruymuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır. hal böyle olunca hukuka aykırılığın boyutu daha da artmaktadır.”


kaynak:

www.webtekno.com/arka-sokak...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim