kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iletişim sevmeyen bir yazardır.
benim keçiyi de göremeyecek.
kendi bilir.
devamını gör...

trakyalilar vatanseverdir..
devamını gör...

bu tiplerin "çok yaşa" ile büyük problemleri var. "yarhekumullah"ı ilk defa duydum ama bahsedilen tipleri iyi biliyorum.
"çok yaşa" dediğimde "öyle deme bidibidi denir" diyene, ben direk "öl açık mert korkusuz" diyorum. tavsiyedir.
(bkz: küfürsüz sözlükte yazabilmek)
devamını gör...

mutluluk parayla mı oluyor. hani parayla saadet olmazdı, tektaş ta olmayıversin. gerçekten sevdiyse zaten kızın gözü bunu görmez.

hiç sevmedigim şeydir insanları aşağılamak, özellikle parası yok diye. herkes şanslı doğmuyor.
devamını gör...

+ kapatmak -> kapamak olmalı.

+ katil -> katil sözcüğünü kullanırken a harfini uzatırız ama katil zanlısı derken katilin a'sı kısa okunmalı.

+ ikame - ikamet -> a harflerinde inceltme filan yok, a'yı hafif uzatarak kaba saba ikame, ikamet deyip geçiyoruz.

+ geleceğim, gideceğim -> artık iyice oturdu ama yine de yazalım, eze eze kasmıyoruz. gelicem, gidicem. biddi.

+ terörist -> terorist diye okunmalı.

+ kent, kendi -> e harfi kapalı: (é)

+ kimyasal -> ilk a harfini uzatıyoruz. (kimya:sal)

+ spiker, miting -> ingilizcedeki gibi ilk i'leri uzata uzata (spi:ker, mi:ting)

+ sözcük içinde ğ harfinden sonra gelen ve sonrasında sessiz harf bulunan "ı" harfini "a" diye okuyoruz:
bağış -> bağaş
yağış -> yağaş
ağır -> ağar ... gibi.

+ belirtme durum eki almış sözcükler, türkçe ise sözcükte geçen a harfi uzatılmaz.
mesela yarın sözcüğü, yaaarın diye okunmaz, yarın der geçeriz.
fakat sözcük arapça ise belirtme eki aldığında sözcük içinde geçen a harfi (çift a varsa ikinci a) uzatılır:
zarar-ı -> zara:rı
ahlak-ı -> ahla:kı

+ cümle içinde iki sesli harf arasına gelen ğ harfi okunmaz geçilir:
adamcağız -> adamca:z (bu sözcük, iki üst maddede belirttiğimiz ğ harfinden sonra gelen ı harfinin "a" olarak okunması durumuna da örnek.)
devamını gör...

lokumu ve güzel tarihi evleriyle meşhurdur kendileri.
devamını gör...

yitirdiklerimiz.
devamını gör...

“ee ne yapacaksın kız olmasam” diye cevap verdiğim cümledir . hakikaten napabilirsin ki pardon? genelde tartışma esnasında kabadayı ,kendini bilmez insanların kızlara kullandığı cümle.
devamını gör...

kalemi gerçekten manasının çok çok ötesinde kuvvetli bir yazar.

efendim okurken farklı farklı duygulara sürüklüyor sizi sayın yazar. kah gülüyor kah hüzünleniyor kah anılarla harmanlanmış bir evde o yana bu yana savrulmuş gibi oluyorsunuz. *

zaten kendinizde sayfasını ziyaret edip okumaya daldığınızda bunların kuru iltifatlar olmadığını göreceksiniz. *

duygularınıza hakim olmayı unutmayın bakın benden uyarması. baktınız az hırpalandınız* bana gelin az goy goy yapıp boş cümlelerin içinden geçelim.

kıymetli topraklardasınız kıymet bilin.
sevgiler sayın yazar.
devamını gör...

bir alberto manguel kitabıdır.

daha önceki birçok tanımda adını andığım ve bundan sonra defalarca daha anacağım dünyanın en büyük okurlarından biri olan alberto manguel’in yazdığı bu muhteşem kitap insanda öğrenme araştırma isteği uyandırmakla kalmıyor, ayrıca okuru alıp öğrenmek istediği şeylerin tam yanına götürüyor.

bir fikir olarak kütüphanenin doğuşundan modern kütüphanelere uzanan muhteşem bir yolculuk vaadiyle başlayan kitap bu vaadi yerine getirmiş olmanın haklı gururuyla son buluyor.

bir kütüphanedeki kitapların nasıl dizilmesi gerektiğinden kütüphane mimarisinin nasıl olacağına, bir kütüphanenin sahibi hakkında neler anlatabileceğinden yok olan kütüphaneler için yakılan ağıtlara kadar her şey var kitapta.

nitelikli bir okur olduğunu iddia eden ya da böyle bir hevesi olan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. aynı zamanda eğer kendinize ait bir kütüphane sahibi olmak istiyorsanız da bu kitabı mutlaka ama mutlaka okuyun.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kendisine ait altmış bin kitaplık dev bir kütüphaneyi eski bir kilise satın alarak kuran büyük okur kullanılmayan eşyalar deposuna benzeyen kütüphanemi yeniden gözden geçirmeme neden olmuştur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ayrıca büyük okur alberto manguel bir insanın kütüphanesindeki kitapların dizilişinden o insan hakkında her şeyin öğrenilebileceğini de söyler. bu benim için korkutucu oldu biraz.
devamını gör...

t: aslında bir duvara, yola, cama, manzaraya vb. yerlere bakarken orayı değil de o anda düşündüğün şeylerin gözlerinin önüne gelmesidir.

mesela çok güzel bir manzarada sigarayı yakıp aklına o güzellikteki düşündüğün şeyin o manzaranın bile önüne geçebilmesi durumu olabiliyor bazen bende
devamını gör...

(bkz: o konu da ben de çok kırgınım)

en son bir yerli diziyi takip ettiğimde 14 yaşında olduğumdan beni ırgılamayan uzunluktur.
devamını gör...

biraz büyük düşünmek icap eder. neden tek bir kişiyle kendimizi kısıtlayıp kandıralım ki?

misal baloya teşrif edeceğim limuzini evernevergreen sürsün; dikkatli dikkatli kazasız belasız ulaşırız. mekana ulaşınca i am melting lannn melting karşılayıp elimden tutmak suretiyle bir prensesmişim gibi araçtan indirsin, salona kadar eşlik etsin. girişte yagami light ilk şampanyamı ikram etsin, ilk dansa black rose immortal eşlik etsin*, masama geçtiğimde şu ana kadar yanımda olan herkese ilave olarak ağzım yanmasın diye yemeğimi üfleyerek yememe yardımcı olacak severnoe siyanie, olur da müzikten sıkılırsam, kulaklarımızın pası silinsin diye şiirleriyle ortamı duygusallaştıracak karanliktakimum, kıskanç ve kem gözlerden beni koruması için bir eli daima omzumda olan meja*, tanışmak isteyenleri organize edip randevuları oluşturacak yarasa seneca, gece boyu giyeceğim takım ve smokinleri takip edecek arnella, gereksiz bir sarkıntılığa maruz kalırsak yahut muhabbet olmadık yerlere giderse diye sürekli nabız tutacak hassas türk aile yapısı; sınırsız eğlence, kahkaha, göz kırpmalar ve dans dans dans. ha, herkesle birebir ayrı ayrı dans etmeyi atlamayacağımı da balkanların en centilmen erkeği olarak not düşmek isterim. masadaki kimseyi yalnız hissettirecek değilim.

gece sonunda da herkese bol sarımsaklı işkembe.

tamam, oldu böyle, böyle olsun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

battaniye altında yazdığım başlık.
doğalgazı doğal kullanamadığımız, dikilen binalarda yalıtıma da önem verilmemesi elbet sebepler arasında ama benim için bu bir alışkanlık. tv battaniyesi dediğimiz ince ama tüylü renkli battaniyem, kitabım ve kahve fincanım vazgeçilmezimdir.

bunu da gerçek keyifçiler bilir.*
devamını gör...

türkiye'nin ilk kadın gökbilimcisi ve ilk kadın dekanıdır.

türkiye'nin ilk bilim kadınlarından olan gökdoğan, 1954-1956 ve 1978-1980 yılları arasında istanbul üniversitesi fen fakültesi dekanlığı yapmıştır. 1958 yılından itibaren 22 yıl astronomi kürsüsü başkanlığı yapmıştır. aynı zamanda istanbul üniversitesi fen fakültesi astronomi kürsüsü'nün ilk türk doçenti olma unvanını da taşır. fen fakültesi kayıtlarındaki bir numaralı doktora tezi nüzhet gökdoğan'a aittir.

nüzhet gökdoğan, tübitak ulusal gözlemevi'nin kuruluş aşamasında aktif rol almıştır. yaşamı boyunca 6 ders kitabı çevirip 3 ders kitabı da yazmıştır. akademik yaşamında 13 bilimsel makalesi yayınlanmıştır.

24 nisan 2003 tarihinde vefat etmiştir.
devamını gör...

olmasın mı hem
sensiz mi kalsın satırlarım
imgelerim çırpınmasın mı
düştüğüm en güzel ideada
ruhum törpülenmesin mi
bir meleğin kanatlarında
sığınmasın mı yüreğim
kavurucu güneşte sıcaklığına
devamını gör...

olması istenilen ama asla olamayan şey.
devamını gör...

ne demiş tarkan sezen aksu bestesinde;
başkası olma, kendin ol
böyle çok daha güzelsin
ya gel bana sahici sahici
ya da anca gidersin...
devamını gör...




çok hoşuma gidiyor. burda öğrendiğim bir şarkıcı. siz güzel yazar arkadaşlarımla paylaşmak istedim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim