sözlükçülerin en büyük başarısı
yaşamak.
devamını gör...
sözlük yazarlarının evdeki konumu
evin direği.
devamını gör...
ysgo
sözlüğün radyosunda çalmalık şarkı çıkartan yazardır.
şarkı sözünde de dediği gibi ben de arada başladığım yere dönebiliyorum. reklam yapmam için yazarımızın karma puanının bir kısmını hesabıma havale etmiş olabilirim ama her şey sanat ve sanatçımız için. duyuun ey kafa sözlük halkı cem adrian'dan sonra sözlüğümüz de bir sanatçımız daha var.
şarkı sözünde de dediği gibi ben de arada başladığım yere dönebiliyorum. reklam yapmam için yazarımızın karma puanının bir kısmını hesabıma havale etmiş olabilirim ama her şey sanat ve sanatçımız için. duyuun ey kafa sözlük halkı cem adrian'dan sonra sözlüğümüz de bir sanatçımız daha var.
devamını gör...
1 temmuz 1999 doğmuş olmam
22 yıl önce başıma gelen üzücü hadise.
devamını gör...
c++
şu anda öğrenmeye çalıştığım programlama dilidir. ilk programlama dilimdir aynı zamanda, kendisiyle başlamak çok iyi bir karar mı bilmiyorum ama aldığım derste öğretildiği için biraz mecburi olarak seçmiş bulunuyorum.
öğrenenleri için önermek istediğim bir youtube kanalı var. direkt olarak derslerinin oynatma listesi burada. videolar ingilizce ancak çok zor değiller bence, öyle çok iyi derecede bilmenize gerek yok. basitçe, temel olarak anlatıyor. o yüzden öğreniyorsanız muhakkak bir bakın derim.
öğrenenleri için önermek istediğim bir youtube kanalı var. direkt olarak derslerinin oynatma listesi burada. videolar ingilizce ancak çok zor değiller bence, öyle çok iyi derecede bilmenize gerek yok. basitçe, temel olarak anlatıyor. o yüzden öğreniyorsanız muhakkak bir bakın derim.
devamını gör...
misirlou
bir şarkının evrimini geriye doğru takip edeceğimiz başlıktır.
şöyle ki ; bir alttaki 2005 çıkışlı şarkıyı bilmeyeniniz yoktur sanırım. ancak devamı için de aynısını söyleyebilecek kimler var?
the black eyed peas - pump ıt - 2005
--------------------------------------------------------------
üstteki şarkının aşağıdaki haliyle pulp fiction (film) filmi ile hafızalara kazındığını da söylemeden geçmemeli.
--------------------------------------------------------------
filmdeki parçanın, dick dale & the del tones tarafından "misirlou" adıyla 1963 senesinde çıkartıldığını da ek bilgi olarak verelim.
--------------------------------------------------------------
ancak üstteki parçayı andıran bir parçası var sanat güneşimizin. 1969 çıkışlı olduğunu dikkate alırsak alttaki parçanın üsttekinden alındığını söyleyebilir miyiz?
zeki müren - yaralı gönül - 1969
--------------------------------------------------------------
ve cevap hayır. zeki müren yaralı gönül parçasının ilham kaynağı dick dale değil.
ikisinin de ilham kaynağı mısırlı ibrahim efendinin "izmirin kızları" isimli şarkısı. o da aşağıda.
miserlou-girls of smyrna
--------------------------------------------------------------
** bonus **
** playlist **
www.youtube.com/playlist?li...
şöyle ki ; bir alttaki 2005 çıkışlı şarkıyı bilmeyeniniz yoktur sanırım. ancak devamı için de aynısını söyleyebilecek kimler var?
the black eyed peas - pump ıt - 2005
--------------------------------------------------------------
üstteki şarkının aşağıdaki haliyle pulp fiction (film) filmi ile hafızalara kazındığını da söylemeden geçmemeli.
--------------------------------------------------------------
filmdeki parçanın, dick dale & the del tones tarafından "misirlou" adıyla 1963 senesinde çıkartıldığını da ek bilgi olarak verelim.
--------------------------------------------------------------
ancak üstteki parçayı andıran bir parçası var sanat güneşimizin. 1969 çıkışlı olduğunu dikkate alırsak alttaki parçanın üsttekinden alındığını söyleyebilir miyiz?
zeki müren - yaralı gönül - 1969
--------------------------------------------------------------
ve cevap hayır. zeki müren yaralı gönül parçasının ilham kaynağı dick dale değil.
ikisinin de ilham kaynağı mısırlı ibrahim efendinin "izmirin kızları" isimli şarkısı. o da aşağıda.
miserlou-girls of smyrna
--------------------------------------------------------------
** bonus **
** playlist **
www.youtube.com/playlist?li...
devamını gör...
rte'nin hayvan sevgisi
80 milyon milyar kuzu güdüyor adam.
sevgiden midir bilinmez....
sevgi olmadan 20 yıl sürmezdi.
uzun soluklu evlilikler, üçüncü yılında aşkın bitmesine rağmen sevgi temeli ile devam edermiş.
bu evliliğin ilk üç yılı için yeter ki onursuz olmasın aşk şarkısını dinledik yetmez ama evetçilerden*...
sonrası için yaşandı bitti saygısızca diyebiliriz.... başlıkla bağlantıyı yine mi kopardım,tüh.
ne diyorduk hayvan sevgisi , en azından hayvanlarının yüzde ellisini çok sevdiği inkar edilemez.
her yerde olduğu gibi hayvanlara gösterilen sevgide de ayrımcılık mevcut, neyse hem biz evrime inanan hayvanlar değil miyiz?
sevgiden midir bilinmez....
sevgi olmadan 20 yıl sürmezdi.
uzun soluklu evlilikler, üçüncü yılında aşkın bitmesine rağmen sevgi temeli ile devam edermiş.
bu evliliğin ilk üç yılı için yeter ki onursuz olmasın aşk şarkısını dinledik yetmez ama evetçilerden*...
sonrası için yaşandı bitti saygısızca diyebiliriz.... başlıkla bağlantıyı yine mi kopardım,tüh.
ne diyorduk hayvan sevgisi , en azından hayvanlarının yüzde ellisini çok sevdiği inkar edilemez.
her yerde olduğu gibi hayvanlara gösterilen sevgide de ayrımcılık mevcut, neyse hem biz evrime inanan hayvanlar değil miyiz?
devamını gör...
ısı kalkanı
uzay görevleri dönüşünde kullanılan araç.
uluslararası uzay istasyonu, dönem dönem astronot değiştirir. astronotlar dünyaya gelirken kullandıkları dönüş modülü, atmosfere ses hızının 25 katı kadar büyük bir hızla girer. bu hız, modülün aşırı derecede ısınmasına neden olur. eğer modül ısıya dayanıksız olursa, malzemeler tamamen erir ve içindekiler de feci şekilde hayata veda eder.
yukarıdaki durumun gerçekleşmemesi, ısı kalkanı kullanılmasına bağlıdır. bu kalkan, 1951'de, nasa henüz nasa olmadan önce tasarlanmıştır. küt bir biçimde yapılmasının, atmosferdeki ısıyı dağıtmak konusunda çok daha başarılı olduğu keşfedilmiştir. küt bir ısı kalkanı, şok dalgasını kendi önüne katıp ileriye doğru sürükler. böylece atmosferde aşırı şekilde ısınmış olan gazlar, doğrudan modülle temas edemeden etrafa dağılırlar. eğer kalkanın ucu, savaş uçaklarının uç kısmı gibi sivri olsaydı, bu durumda uç kısım erir ve modülü koruyamazdı.
***
ısı kalkanları uzaydan dönüşte kullanılırken uzaya çıkarken kullanılmaz. bunun nedeni giderken sahip olunan hızın dönüşte sahip olunandan düşük olmasıdır. bu durum aşırı ısınma riskini ortadan kaldırır. zaten belirli bir noktadan itibaren atmosfer yoğunluğu iyice düşeceğinden, roketi fazla ısıtacak bir ortam söz konusu değildir.

görselin kaynağı
uluslararası uzay istasyonu, dönem dönem astronot değiştirir. astronotlar dünyaya gelirken kullandıkları dönüş modülü, atmosfere ses hızının 25 katı kadar büyük bir hızla girer. bu hız, modülün aşırı derecede ısınmasına neden olur. eğer modül ısıya dayanıksız olursa, malzemeler tamamen erir ve içindekiler de feci şekilde hayata veda eder.
yukarıdaki durumun gerçekleşmemesi, ısı kalkanı kullanılmasına bağlıdır. bu kalkan, 1951'de, nasa henüz nasa olmadan önce tasarlanmıştır. küt bir biçimde yapılmasının, atmosferdeki ısıyı dağıtmak konusunda çok daha başarılı olduğu keşfedilmiştir. küt bir ısı kalkanı, şok dalgasını kendi önüne katıp ileriye doğru sürükler. böylece atmosferde aşırı şekilde ısınmış olan gazlar, doğrudan modülle temas edemeden etrafa dağılırlar. eğer kalkanın ucu, savaş uçaklarının uç kısmı gibi sivri olsaydı, bu durumda uç kısım erir ve modülü koruyamazdı.
***
ısı kalkanları uzaydan dönüşte kullanılırken uzaya çıkarken kullanılmaz. bunun nedeni giderken sahip olunan hızın dönüşte sahip olunandan düşük olmasıdır. bu durum aşırı ısınma riskini ortadan kaldırır. zaten belirli bir noktadan itibaren atmosfer yoğunluğu iyice düşeceğinden, roketi fazla ısıtacak bir ortam söz konusu değildir.

görselin kaynağı
devamını gör...
şimdi değil ise ne zaman düşüncesi
ertelemeye değecek kadar uzun bir ömrümüz yok. her an terk-i diyar edebiliriz. uğruna ter döktüğümüz günleri hiç göremeden hem de. en güzel denilen yaşlara varamadan mesela. işte bu yüzden her türlü şeye koşturmaya çalışıyorum. şimdiden sonrası yok çünkü. hiç gelmeyecek. son bu saniye. yapabildiklerim kadarı kâr kalacak yanıma. sonrası yok. neye güvenip erteleyeceğim? söylesenize bana da şimdi değilse ne zaman?
devamını gör...
kayseri pastırması
kayseri'nin zengin mutfak kültüründe akla ilk gelen yiyeceklerden olan pastırma, her sene tonlarca üretilerek yurdun her noktasına kamyonlar ve kargolar ile gönderiliyor. şehrin önemli gelir kaynaklarından olan pastırmayı diğer illerdeki muadili pastırmalardan ayıran en önemli özelliği, iklim, baharat, usta yeteneği ve kesim usulü.
pastırmanın yapıldığı aylar ekim, kasım, aralık civarıdır. bu aylarda pastırmacı dükkanlarının camekanları kırmızı çemenli pastırma ve sucuklarla süslenir. türkiye'nin dört bir yanından gelen satıcılar, pastırma arayışına düşer, pazarlık yapılır.
pastırma, yapıldığı etin bulunduğu bölüme göre farklı isimler alır. kuşgönü, sırt, kenar mehle, kanlıbez, arkabas, tütünlük, kürek, kapa, döş, şekerpare ...
kayseri pastırması, yıllardan beri karpuzatan mahallesi isimli mevkide kurutulur, imalathaneleri burada bulunur. etin kuruması için rüzgar çok önemlidir. çünkü, rüzgar fermantasyon yaparak etin kurumasına yardımcı olur. bir pastırmanın yapılması kış aylarında 1 ay, yaz döneminde ise 10 günde gerçekleşir. ama yapımı için en uygun dönem ekim sonu ve kasım başlarıdır. bulunduğu mevki, erciyes 'ten gelen rüzgarı en iyi alan yerdir. dağdan gelen esinti pastırmanın ilacı ve lezzetidir.
pastırmanın yapıldığı aylar ekim, kasım, aralık civarıdır. bu aylarda pastırmacı dükkanlarının camekanları kırmızı çemenli pastırma ve sucuklarla süslenir. türkiye'nin dört bir yanından gelen satıcılar, pastırma arayışına düşer, pazarlık yapılır.
pastırma, yapıldığı etin bulunduğu bölüme göre farklı isimler alır. kuşgönü, sırt, kenar mehle, kanlıbez, arkabas, tütünlük, kürek, kapa, döş, şekerpare ...
kayseri pastırması, yıllardan beri karpuzatan mahallesi isimli mevkide kurutulur, imalathaneleri burada bulunur. etin kuruması için rüzgar çok önemlidir. çünkü, rüzgar fermantasyon yaparak etin kurumasına yardımcı olur. bir pastırmanın yapılması kış aylarında 1 ay, yaz döneminde ise 10 günde gerçekleşir. ama yapımı için en uygun dönem ekim sonu ve kasım başlarıdır. bulunduğu mevki, erciyes 'ten gelen rüzgarı en iyi alan yerdir. dağdan gelen esinti pastırmanın ilacı ve lezzetidir.
devamını gör...
eksi butonunun gelmesi ile yaşanabilecekler
sözlüğün sözlük olmaktan çıkmasıyla sonuçlanacak olaylar bütünü.
- siyasi görüşü nedeniyle zıt gidilen yazarların, alakasız konulardaki yazdıklarına, yazarına gıcık olduğundan eksi vermeler,
- eksi karma kasmak uğruna sabah akşam saçmalamalar, eksi alacağını bildiği yorumları yazmalar, başlıkları açmalar ve zaman zaman aynı başlığı özellikle hortlatmalar,
- uzun yazı yazanları, yazının içeriği çok iyi olsa bile eksilemeler
vesaire...
ne sanıyorsunuz ki? bu seçeneği herkesin amaca uygun kullanacağını mı? getirmeyin şu seçeneği, kaçırmayın şuranın huzurunu diyoruz ama yok... bugün sayılı trollerden, olmadık başlıklardan şikayetçi olanlar, eksi geldiğinde daha beter şikayetçi olacak, emin olun.
ha bu arada, sırf "bu tanıma kimse eksi vermemiş. ben vereyim bari" diye "nazar değmesin" diye eksileyeni bile duydum. yerinizde olsam bu seçeneği bir kez daha ama bu kez çok iyi düşünürdüm.
not: bana kalsa artıyı da kaldırırım.
- siyasi görüşü nedeniyle zıt gidilen yazarların, alakasız konulardaki yazdıklarına, yazarına gıcık olduğundan eksi vermeler,
- eksi karma kasmak uğruna sabah akşam saçmalamalar, eksi alacağını bildiği yorumları yazmalar, başlıkları açmalar ve zaman zaman aynı başlığı özellikle hortlatmalar,
- uzun yazı yazanları, yazının içeriği çok iyi olsa bile eksilemeler
vesaire...
ne sanıyorsunuz ki? bu seçeneği herkesin amaca uygun kullanacağını mı? getirmeyin şu seçeneği, kaçırmayın şuranın huzurunu diyoruz ama yok... bugün sayılı trollerden, olmadık başlıklardan şikayetçi olanlar, eksi geldiğinde daha beter şikayetçi olacak, emin olun.
ha bu arada, sırf "bu tanıma kimse eksi vermemiş. ben vereyim bari" diye "nazar değmesin" diye eksileyeni bile duydum. yerinizde olsam bu seçeneği bir kez daha ama bu kez çok iyi düşünürdüm.
not: bana kalsa artıyı da kaldırırım.
devamını gör...
ankara'nın bağları
boş zamanlarınızda ispanyol ve norveç sinemasıyla ilgilenseniz de, en sevdiğiniz müzik klasik müzik ve caz olsa da, operaya gitmeyi sevseniz de, rus edebiyatına büyük hayranlık duyup, şaraptan iyi anlasanız da, düğününüzde veya nişanınızda çevrenizdeki insanların teşvikiyle oynayacağınız şarkıdır.. kaçış yoktur, kabullenmelisiniz..
(zed leppelin, 17 temmuz, 16.22)
(bkz: based on a true story)
(zed leppelin, 17 temmuz, 16.22)
(bkz: based on a true story)
devamını gör...
mesajı kelime kelime gönderen arkadaş
buyrun benim. herkes saydırmış ama o kadar da kötü değil aksine eğlenceli bence.* kendimi öyle daha rahat ve kolay ifade edebildiğimi düşünüyorum.*
devamını gör...
29 nisan 17 mayıs arası tam kapanma
yani tam işlerimi ayarlamıştık düzenimize göre, yeni bir karar daha çıktı. tiksindim ya.
devamını gör...
sakıncalı piyade
uğur mumcu'nun 12 mart muhtırası dönemine ilişkin içeriğe sahip kitabı.
patnos'da çok şey kazandım. orada, "halk" dediğimiz soyut kavramın ne olduğunu canlı örneklerle anladım. siirtli maşallah çavuşu, trabzonlu osman çavuşu, denizlili havancı niyazi'yi, kırklarelili recep'i, mersinli mithat'ı, ankaralı dinçay'ı tanıdım. her biri, birer insanlık simgesi gibi çevremizde, bizlere, "hoca nasrettin gibi ağlayan, bayburtlu zihni gibi gülen", halkın en taze güllerini sundular. yüreklerimize duygu pınarlarından şelâleler akıttılar. erlik işleminden sonraki aşamalar, işleri büsbütün arap saçına döndürdü. şimdi ne er sayılıyorum ne de yedek subay...
uğur mumcu, sakıncalı piyade
ilk baskısı 1977 yılında yapılan kitap 116 sayfa.
ellerin dert görmesin uğur mumcu! sakıncalı piyade’yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık. kendi yazdıklarıma gülemem. ama senin yazdıklarını gülerek okudum. ‘acı acı gülmek’ deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm.
aziz nesin
ayrıca bu tamlama, türk dili kurumu'na göre "kendisine pek güvenilmeyen, huzursuzluk çıkarabilecek kimse." anlamında kullanılıyor.
patnos'da çok şey kazandım. orada, "halk" dediğimiz soyut kavramın ne olduğunu canlı örneklerle anladım. siirtli maşallah çavuşu, trabzonlu osman çavuşu, denizlili havancı niyazi'yi, kırklarelili recep'i, mersinli mithat'ı, ankaralı dinçay'ı tanıdım. her biri, birer insanlık simgesi gibi çevremizde, bizlere, "hoca nasrettin gibi ağlayan, bayburtlu zihni gibi gülen", halkın en taze güllerini sundular. yüreklerimize duygu pınarlarından şelâleler akıttılar. erlik işleminden sonraki aşamalar, işleri büsbütün arap saçına döndürdü. şimdi ne er sayılıyorum ne de yedek subay...
uğur mumcu, sakıncalı piyade
ilk baskısı 1977 yılında yapılan kitap 116 sayfa.
ellerin dert görmesin uğur mumcu! sakıncalı piyade’yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık. kendi yazdıklarıma gülemem. ama senin yazdıklarını gülerek okudum. ‘acı acı gülmek’ deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm.
aziz nesin
ayrıca bu tamlama, türk dili kurumu'na göre "kendisine pek güvenilmeyen, huzursuzluk çıkarabilecek kimse." anlamında kullanılıyor.
devamını gör...