1938'de faşist lider benito mussolini italyada mickey mouse dışında tüm amerikan karikatürlerini yasaklamıştır.
devamını gör...

yüksek gerilim direğinin altından geçmek.
birkaç kere altından geçmiştim de direklerden gelen o ses ismi gibi gerilim efekti oluşturuyor. korkutmuyor da değil hani. mazaallah tam geçerken " teli kopup üzerime düşerse, 10 bin voltluk akıma kapılıp küllerim etrafa saçılırsa" diye tedirgin olurum.
devamını gör...

kendi beyi vardir.
devamını gör...

küçükken korkusuzduk , büyüyünce her şeyden korkar olduk. bu hayallerimize bile sirayet etti , artık kabullenmişlik var.
devamını gör...

mustafa sandal'ın 1996 çıkışlı albümü.
ismi kalıcı olmuş, 90'lar popun sembolü haline gelmiştir.
devamını gör...

''genç olmak'' diyerek yanıtlayacağım karşılaştırma.
elimde olsa sonsuza kadar genç olmak isterdim.

devamını gör...

hakkında türlü dedikodular olsa da cok ama çok sevdiğim bir yazardır sabahattin ali. cok guzel seven bunu kitaplarında cok guzel anlatan bir adamdır. bir komploya kurban giderek öldürülüşünün yıl dönümünde en sevdiğim alıntılardan birini paylaşmak istiyorum;

"şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.' dedi. 'bu eksiklik sana değil, bana ait... bende inanmak noksanmış...  beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın. 

seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... 

seni istiyorum... içimde müthiş bir arzu var... 

bir iyi olsam!'
devamını gör...

"senin kocanın evi yok!"
müge anlı
devamını gör...

faydasız bir hayat erken bir ölümdür.

johann wolfgang von goethe
devamını gör...

sağlıksız ve yetersiz beslenme yasağı.

küba anayasası bölüm 2 madde 77
devamını gör...

seçilmiş yalnızlık, kişiyi olgunlaştırır, kendisini tanıma, dinleme, salt kendine ait olma isteği de diyebiliriz.
benim tercih edeceğim bir durumdur amma ve lakin beni yalnız bırakmıyorlar.*
içine düşülmüş yalnızlık ise kişiyi yer bitirir, yalnız bırakılmış/ kalmış insanlara yalnızlık güzellemesi yapmak onlarda küfür etme ya da ağzınızın ortasına bir tane çarpma isteği uyandırır.*
çünkü bunun nasıl berbat ve insanı kahreden bir duygu olduğunu sadece onlar bilirler. oğuz atay'a kulak verelim:
"ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. insanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. (dostlarının değerini bilmek için.) işte tek başıma yıkılmış durumdayım."

diliyorum kimse yalnızlığın boğucu kederiyle uğraşmak zorunda kalmaz.
devamını gör...

gerçekten başıma gelen duruma konu olan cümle. şöyle:

metin2 adlı oyunu bilenler bilir. suralar, açık ara güçlü karakterlerdi ilk zamanlar.

oyuna başlayışım, benden neredeyse 20 yaş küçük kuzenim yüzünden oldu. biz ailece bilgisayar oyunlarını, yaşımız kaç olursa olsun severiz. o dönemler diablo'ya sarmıştım ben de. küçük kuzen da bize geldikçe beni oyun oynarken görürdü. bir gün gelip "metin2 diye bir oyun var. sen seversin, beraber oynayalım mı?" dedi. bir süre itiraz ettiysem de sonunda girdim, başladım.

gel zaman git zaman tanıştığım insanlar oldu oyunda. arada mesaj atar, hal hatır sorarlardı falan. bir gün kendi oyun karakteri, statüleri ve skilleri yanlış dağıtılmış bir savaşçı olduğu için sürekli dayak yiyen kuzenim "senin sura ile vs atabilir miyim?" dedi. olur diyerek verdim. az sonra bilgisayarın yanına geldim ki, bu birine hararetle bir şeyler yazıyor. "ne oldu?" dedim. başladı söylenmeye, küfürler falan etmeye. bir baktım ki benim suradan adama sektiriyor... sayıp sövdüğü adam da, normalde benimle arada bir yazışan, bana abla diyen, saygıda da kusur etmeyen biri. hemen kaldırdım bunu pc'nin başından, geçtim çocuğa mesaj attım ve klasik "kuzenim yazdı" durumu gerçekleşti. ikna edene kadar da epey uğraştım.

yani demem o ki, her ne kadar birçok kişi kendini kurtarmak için yalan söylemek maksadıyla kullansa da bu cümleyi, siz yine de önce savunmasını dinleyin derim. bazen o cümle gerçek oluyor çünkü.
devamını gör...

şah ismail'in mahlasıdır.
devamını gör...

bağlanmaktan, esaret altında tutulmaktan cinsel haz duyan kişilerdir rope bunny'ler. bdsm'de eşleştikleri kişilere ise rigger denir. rope bunny'ler sadece cinsel gelişim için değil sanatsal bir eğilimle de bağlanmak isteyebilirler.
devamını gör...

umut ;
her seferinde sürünmeye ve düşmeye , tekrardan umut edip bir daha sürünmeye yol açan şey...tekrar, tekrar öldürmeyip süründüren en büyük şey umut etmek.
devamını gör...

''yegenim mezun olunca ilk bizi tedavi eden de mi ? hahahahaha''
''bir kaç haftadır içim sıkılıyor sence nedendir ?''
''sizin psikologlardan farkınız ne ?''
devamını gör...

bir şehir tabelası. ahmet hamdi tanpınar’ın “beş şehir kitabında bahsettiği şehirlerden birinin girişinde mesela. soğuğu, sertliği, yoksulluğu ve garibanlikla mücadelesiyle ülkenin beyaz elbiseli karayazili kızı erzurum’un şehir tabelası. . bütün heyulayi içinde toplamış dersaadet istanbul’un. rönesansın başkenti, ortaçağdan modern çağa zamanı taşıyan sanat şehri floransa’nin. unutulmuş yıkık, viran bir şehrin veya. ama mutlaka ilk kez gelene sıcak, umut dolu bir karşılama sunan, verecekleri ve alacakları olan bir şehrin tabelası olmak isterdim.
devamını gör...

ara ara benim de yaptığım eylemdir.

büyük carrefoursa gezmek kadar keyifli değildir ama.
devamını gör...

(bkz: ing bank): i-ne-ge bank, bu kadar. ineg bank, ing bank, inig bank... neler duydu bu kulaklar...
devamını gör...

damat düşsün onda sıkıntı yokta damadın içlediği* paralar kadar taş düşerse sıkıntı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim