iletişimde sağlıklı olmadığını düşündüğüm bir metot.
özellikle sosyal medya ya da sözlük gibi ortamlarda sıkça kullanılıyor. oysa kişi rahatsız olduğu bir şeyi gönderme yaparak, mesaj vermeye çalışarak anlatacağına kendini doğrudan anlatmayı tercih etse daha sağlıklı ve sorunsuz bir iletişim kurmuş olur kanımca. hem böylelikle mesaj vermek istediği kişiye mesaj vermeye çalışırken biz de mesajı anlayacağız diye kafa yormayız değil mi?*
devamını gör...

akp'li nurettin canikli'nin 20 maddeyle verdiği yanıt.
en evvela belirtmek gerekiyor ki, bu cevap 128 milyar doların artık olması gerektiği yerde olmadığının itirafı, kanıtı.

bakın soru çok açık: 128 milyar dolar nereye gitti, kime gitti, vurgunu kim vurdu, milyarları kim götürdü, listeyi niye gizliyorsunuz, bu dövizi kime sattınız, kime sağladınız bu avantajları?

el cevap özetle: - 36 milyar doları ile altın ithal edilmiştir ve bu altınlar cumhuriyet altını, bilezik ve benzeri yatırım aracı olarak türk halkının evindedir.
- 75 milyar doları türkiye’deki bankalarda gerçek ve tüzel kişilerin hesaplarında durmaktadır.
vb. laf kalabalığı

yukarıdaki soruya yukarıdaki yanıtı vermek ya türkçede ya da olayın algılanmasında sorun olduğu göstergesidir.

özetin özeti:
soru: 128 milyar dolar nereye gitti, kime gitti, vurgunu kim vurdu, milyarları kim götürdü?
yanıt: türkiye’deki bankalarda gerçek ve tüzel kişilerin hesaplarında.

başka sözüm yok.

detay .
devamını gör...

fakir gibi yaşamak diye bir şey yoktur. fakirler, hayati ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bir standartta yaşarlar. onların yaşam kalitesi sosyal devlet ilkesiyle koruma altına alınmıştır.

bunun dışında her şey lükstür ve vergilendirilir. örneğin ekmekte vergi %1'dir ki bu semboliktir. türkiye cumhuriyeti sosyal bir devlettir ancak sosyal düzenlemeler çok değişmez. sosyal refahla ilgili bir kanun çıkacaksa bu genellikle toplumsal baskıyla olur. örneğin covid-19 yardım paketi, diğer devletlerin kendi vatandaşına helikopter para dağıttığını gören türk halkının twitter üzerinden kampanya başlatmasıyla çıkan bir düzenlemedir.

yani almanya'da zengin ile fakiri arasında sosyal olarak denklik vardır. her ikisi standart kalitede bir hayat yaşar. ancak alman zengin ile alman fakir arasındaki sosyal fark tatil planlamasında, otomotivde, lüks çanta ve giyimde, emlak-konutta ortaya çıkmaktadır.

bir alman için çok pahalı bir arabaya binmek zenginlik göstergesi değil aptallık göstergesidir. çünkü pahalı arabaların vergisi çok olur, daha fazla yakıt tüketirler ve saire. oysa araba nedir? bir taşıttır. görevi nedir? seni bir yerden uzak bir yere taşımaktır.
alman için araba budur işte. bir zenginlik göstergesi olarak görülmez.

ama türkiye'de tam tersidir. zenginlik demek çok para harcamaktır. oysa çok para harcarsan zengin olamazsın ki. denklem yanlış.

liseyi bitirseniz çok güzel olacak aslında.
devamını gör...

fotoğraf makinesi.
devamını gör...

gün gibi ortada olan durum. açılan başlıklar, başlıklara girilen tanımlar, oylanan tanımlar vs hepsinin sonucu ortada olan gerçek.
maalesef türkiye yelpazesinin çok uzağında, tek bir dünya ve siyasi görüşünün gölgesinde, kendisi çalıp kendisi söyleyen oluşum olması günün sonunda kimseye birşey kazandırmaz.
devamını gör...

gelmemeli. bazı başlıklar istiyor küfür ama buranın farkı, şu ortamın samimiyeti küfürsüz olmasından kaynaklanıyor bence. ilk başlarda garipsedim de artık ekşide küfür görünce şaşırıyorum resmen. hem yaşı küçük yazarlar var. küfürsüz kendini ifade etmek de bir başarı.
devamını gör...

bir james joyce kitabıdır.

ölüm kaçınılmazdır ama bir son değildir. öbür dünyadan bahsetmiyorum, onun varlığı benim için şüpheli. benim söylemek istediğim öldüğünü düşündüğümüz insanların aramızda olduğu.

zihnimiz kıyamet sonrası bir toplanma alanı gibi iğne atsan yere düşmeyecek bir halde. birbirini tanıyan ya da tanımayan insanların bir omuz mesafesinde dizildiği bir panayır yeri gibi. herkes huzursuzca ve sabırsızca sırasını bekliyor. sıralarının geleceği anı onlara belli edecek olan işaret bize onları hatırlatacak olan bir duygu ya da duyu kırıntısı.

o işaret gelip zihnimiz ve hafızamız bir hareket döngüsüne girdiğinde ölülerimiz de yavaş yavaş canlanmaya, can almaya başlar ve oldukları yerden, gitmelerinin üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun o ilk günkü heyecanla çıkmak için doğru anı kollarlar.

hayatımızın tarihinin bir yerinde ölüp bizi yalnız bırakan herkes bir şekilde geri döner. ya bir koku bize hatırlatır onları ya da bir melodi ama ölüler mutlaka hatırlanır. çünkü gerçekten ölmek unutulmaktır. james joyce hacimsiz ama kocaman bir öykü yazmış bizim için.

okuyalım ve ölülerimizle hasret giderelim.
devamını gör...

öyle bir çekicilik olsa bende olurdu. bende yok. kimse de olamaz arkadaşım o zaman. birinde varsa hizip çıkartırım. karşı devrimci olurum engels canımı alsın.
devamını gör...

çok çalışkan ve iyi bir dinleyici olan değerli kafa sözlük moderatörü. ne zama yazsak hazır kıta'dır kendisi. kitaplara olan ilgisini öğrendiğimde kendisine olan dikkatim iki kat arttı.
devamını gör...

sağlık . yerinde olmazsa tadı olmaz dünyanın...
devamını gör...

istemsizce insanda el çırpma isteği uyandıran şarkıdır. çok güzeldir.
devamını gör...

olmaz demeyin. böyle bir şey var.

inanmayanlar olmuş. o zaman biraz ayrıntısını anlatayım. o sıralar 20'li yaşlardaydım. sanırım 22 olmalı. henüz dindar takılan bir tiptim. cumalarımı hiç aksatmazdım filan. cami içerisinde ön saflardan bir yere oturdum. benim ardımdan gelen cübbeli sarıklı bir adam hemen önümdeki safa oturdu. adam biraz kirli bir tipti zaten. neyse zaman geçti, ilk sünneti kıldık, hutbe filan derken. adamın hastalıktan gözlerinin yaşardığını gördüm. elini yüzüne gözüne sürüp halılara da tutuyordu. iğrenç bir manzaraydı açıkçası. hemen götüm götüm bir saf geriye kaydım bir şekilde, kalabalık cami içerisinde. sonra farz için kalktık. neyse bu herife gözüm takılıyor sürekli. sonra, o kadar ki secdede bile gözüm gidiyor pisliğe. işte neyse bu herifin akan göz yaşları ile birlikte secde ettiği noktaya baya baya burnunu sildiğini gördüm. inanılmaz bir andı ben için hayatım boyunca aklımdan çıkmıyor pislik herif, neyse işte böyle.
devamını gör...

verdiği bilgiler ve açtığı ufuklar ile sözlüğün hakkını veren iyi yazarlardan biridir. sözlüğü ileriye taşıyacak bir çok yazarı kaybetmişken varlığının daim olmasını dilerim.
devamını gör...

hititlerde kraliçe olarak görev yapan hükümdarın eşine verilen sıfattır.

hititlerde kadının yönetimde söz sahibi olduğunun kesin kanıtıdır.

kralın olmadığı zamanlarda (bkz: pankuş meclisi)ne başkanlık eder, dini toplantılar ve bayramlar düzenlerdi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükte yaptığını düşündüğüm çok insan var. ip adreslerinden tespit edilip uçurulmaları lazım bence.

not: uygulaması çok basit, login oldukları an servera kaydedilen ip adreslerine bakıyoruz. ip adresleri aynı olup farklı hesap isimlerine sahip hesapları uçuruyoruz.
devamını gör...

bu ben oluyorum galiba. ama günlük tutmak demek o gün neler yaptığını yazmak demek değildir. hislerini yazdığın, içini döktüğün bir şeydir günlük. ot gibi yaşıyorum belki ama içimde depremler oluyor.
devamını gör...

bir de bize derler tinerci diye*
gel gör ki arkadaş galonla çekiyor zaar*
devamını gör...

yorgun gecelerin ardından, hep aynı yere döndüren bir ankaralı müzik grubu.
devamını gör...

kafa dijital dergide ki röportajım sayesinde tanıştığım, mesafeli, saygılı, iş yükümlülüklerini yerine getirmek için üstün çaba sarfeden, kafa iznine çıkmasıylada üzmüş kıymetli eski modumuz. giden gidene ne oluyor? yapmayın böyle ama...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim