yazarların duydukları enfes cümleler
"insanı yaratmak mı tanrının büyük hatasıydı;
tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatasıydı ?"
~friedrich nietzsche
tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatasıydı ?"
~friedrich nietzsche
devamını gör...
özünde iyi bir insan
özünde nasıl biri olduğu ile ilgilenmiyorum. bana karşı nasıl biri olduğu ile ilgileniyorum.
devamını gör...
rigor mortis
ölümden sonra; vücuttaki biokimyasalların değişimine bağlı olarak, kollar, bacaklar ve tüm uzuvların katılaşmasına verilen ad.
ölüm anından 4 saat sonra görülür. adli tıp, görsel verilerin durumuna göre ölüm saatini belirler.
ölüm sertliği
ölüm anından 4 saat sonra görülür. adli tıp, görsel verilerin durumuna göre ölüm saatini belirler.
ölüm sertliği
devamını gör...
iskandinav ülkelerinde 6 ay gündüz 6 ay gece olması
iklimimiz güzel ,haritada güzel yerdeyiz evet.peki imkanımız nasıl? iskandinav antalya'yı biliyor biz dibimizdeki yere yeri geliyor gidemiyoruz.bu da bir tercih size kalmış. kimi ne olursa olsun buralar güzel yer der,diğeri götür beni buralardan karanlık falan sökmez bana der. şimdi ne diyeyim ben ..gece moduna geçtim karanlıktan yazıyorum hissetmek için.bu kadar da empatik bir insanım biraz da alışmak adına.alın beni buradan ya..
devamını gör...
eleştiride üslubun önemi
o kadar önemli bir noktadır ki fikriniz önemsenecekken aksine uçmanızı sağlar.
devamını gör...
yeni başlayanlar için yalnızlık
tonla yalnızlık şeyleri okudum. bir güzellemeler, bir övmeler. tam ikna olacagım ikna olacak yerlerim ağrıyor. * arkadaş yalnızlığa gelemem ben. kardeş olur, kedi olur, ya da bir kuş olsun dokunmam, sarılmam, konuşmam gerek. arkadaş kaybında bile dağılıyorum.*
insanî bir ihtiyaç. hiç de öyle 'aman şöyle böyle' diyemem.
bu olay züğürt tesellisinden ötesi değil. kim istemez biriyle gülmeyi, bir şeyler paylaşmayı? kendimizi kandırmayalım, yalnızsak bal gibi de mutsuzsuz. konuşamasam da, içimde acımı yaşasam da, kardeşlerimin evde varlıkları bile lütuf bana...
insanî bir ihtiyaç. hiç de öyle 'aman şöyle böyle' diyemem.
bu olay züğürt tesellisinden ötesi değil. kim istemez biriyle gülmeyi, bir şeyler paylaşmayı? kendimizi kandırmayalım, yalnızsak bal gibi de mutsuzsuz. konuşamasam da, içimde acımı yaşasam da, kardeşlerimin evde varlıkları bile lütuf bana...
devamını gör...
islam dininin etkisini kaybetmesi
islamın neye ve kime göre etki kaybettiği sorulsa.. cevap yok.
islamın sana bana, makam ve mevkiye ihtiyacı yok. kral ya da aristokrat elitlerin islama girmesi, islamı yücelten veya şereflendiren şey olamaz.
aksine, islama giren izzet kazanır.
kuran'a göre (bkz: insanların çoğu) zaten islamın dışında.
islamın sana bana, makam ve mevkiye ihtiyacı yok. kral ya da aristokrat elitlerin islama girmesi, islamı yücelten veya şereflendiren şey olamaz.
aksine, islama giren izzet kazanır.
kuran'a göre (bkz: insanların çoğu) zaten islamın dışında.
devamını gör...
emekli olup köye yerleşmek isteyen insan
benim ama hayatı boyunca cihangir ya da nişantaşında yaşayıp, bir kez olsun saldırgan sokak köpeği görmediği halde, köpekler sokaklarındır korkuyorsanız dışarı çıkmayın diyen pembe popolu arkadaşlar gibi yerleşmek istemiyorum. onlar bahçe kazıyıp organik sebze yiyeceğini falan sanıyor. 3 gün sonra köylülerin ne kadar acımasız olduğunu görüp ağlıyorlar.
daha girişte hem köylülere, hem şehirlilere hem de sokak köpeklerine sallamayı başardım. biraz sakinleşelim. şiir yazıyorum. okurken derin bir nefes alıp her şeye tekrar başlıyoruz.
avcumda unutulmuş binlerce gölge
yeraltında öldürülmeyi bekledim
günışığı vururken gözüme
ölmeyecektim
katilim yoktu,
katilim çok
babamların köyü yok. hepsi elinden hiçbir iş gelmeyen, anca para kazanmayı bilen, kavga çıkaran erkek görünce kaçan istanbul çocukları. babam hiç köy görmemiş, kibarliktan çıldırıyor. tokat atılınca ihihi yaaaaa biraz daha sert vur falan diyor. kusura bakmasın ama öyle. bir gün durup dururken biri beni itekledi, döndü o kişiden özür diledi. 19 yaşında arkadaşların köyüne gittim meraktan. karadeniz'i karış karış gezdik. gece vardık, sabah kalktık, gezmeye gidelim dediler, 10 cm topukluyu giydim çıktım köy yoluna. beni görenler orada istanbullular maldır düşüncesini kaptı. akşam geldim, bir domuzu köpeklere parçalattıkları görüntüleri kahkahalar eşliğinde izlediklerini görünce ağlama krizine girdim, oradan ben başka bir düşünceyi kaptım. burada söylemeyeyim.
biz oradan buralara gezerken gördüklerimi bir gün kitap haline getirmeyi düşünüyorum. kafama sıkıp intihar süsü vermesinler diye ölmeden 1 hafta önce yayınlayacağım.
sonra ben köyü istanbul ve yakını şehirler ile sınırlı bıraktım. çanakkale ile birkaç kez münasebetimiz oldu, bayılırım. ıstanbul köylerine yine bayılırım ama yerlilerine çok bulaşmam. bi yakınım yaşıyor istanbul'da köyde, kızcağız bir gün taksiyle eve gelmiş, taksici ile adı cıkmış. çamaşır astım bir gün kapısından geçen ipe, gelen geçen adımı beceriksize çıkardı. milletin canı sıkılıyor. kahvenin önünden 2 kez geçince kendini onlara göstermek için bunu yaptığını düşünüyorlar. köyler böyledir. köylerde yaşayıp böyle olmadığını iddia edenlere ya he diyorum.
haliyle ben zevkime uygun döşenmiş müstakil villa, birkaç italyan yardımcı, bahçemin içinde gezinen at ve midilliler ile sınırlı bir köy yaşamı çok istiyorum. böyle 10 metrelik duvarlar yaptırırım ki korkup gelmesinler. çok önemli bu kısım.
bu yazdıklarım sizlere şımarıklık gibi mi geliyor?
şuraya taş bırakıyorum, dilerseniz fırlatabilirsiniz. ama yüzüme gelmesin, yüzümle para kazanıyorum.
editiminişi: sokaklar köpeklerindir o. belki de köpekler sokaklarındır. disleksi çünkü.
daha girişte hem köylülere, hem şehirlilere hem de sokak köpeklerine sallamayı başardım. biraz sakinleşelim. şiir yazıyorum. okurken derin bir nefes alıp her şeye tekrar başlıyoruz.
avcumda unutulmuş binlerce gölge
yeraltında öldürülmeyi bekledim
günışığı vururken gözüme
ölmeyecektim
katilim yoktu,
katilim çok
babamların köyü yok. hepsi elinden hiçbir iş gelmeyen, anca para kazanmayı bilen, kavga çıkaran erkek görünce kaçan istanbul çocukları. babam hiç köy görmemiş, kibarliktan çıldırıyor. tokat atılınca ihihi yaaaaa biraz daha sert vur falan diyor. kusura bakmasın ama öyle. bir gün durup dururken biri beni itekledi, döndü o kişiden özür diledi. 19 yaşında arkadaşların köyüne gittim meraktan. karadeniz'i karış karış gezdik. gece vardık, sabah kalktık, gezmeye gidelim dediler, 10 cm topukluyu giydim çıktım köy yoluna. beni görenler orada istanbullular maldır düşüncesini kaptı. akşam geldim, bir domuzu köpeklere parçalattıkları görüntüleri kahkahalar eşliğinde izlediklerini görünce ağlama krizine girdim, oradan ben başka bir düşünceyi kaptım. burada söylemeyeyim.
biz oradan buralara gezerken gördüklerimi bir gün kitap haline getirmeyi düşünüyorum. kafama sıkıp intihar süsü vermesinler diye ölmeden 1 hafta önce yayınlayacağım.
sonra ben köyü istanbul ve yakını şehirler ile sınırlı bıraktım. çanakkale ile birkaç kez münasebetimiz oldu, bayılırım. ıstanbul köylerine yine bayılırım ama yerlilerine çok bulaşmam. bi yakınım yaşıyor istanbul'da köyde, kızcağız bir gün taksiyle eve gelmiş, taksici ile adı cıkmış. çamaşır astım bir gün kapısından geçen ipe, gelen geçen adımı beceriksize çıkardı. milletin canı sıkılıyor. kahvenin önünden 2 kez geçince kendini onlara göstermek için bunu yaptığını düşünüyorlar. köyler böyledir. köylerde yaşayıp böyle olmadığını iddia edenlere ya he diyorum.
haliyle ben zevkime uygun döşenmiş müstakil villa, birkaç italyan yardımcı, bahçemin içinde gezinen at ve midilliler ile sınırlı bir köy yaşamı çok istiyorum. böyle 10 metrelik duvarlar yaptırırım ki korkup gelmesinler. çok önemli bu kısım.
bu yazdıklarım sizlere şımarıklık gibi mi geliyor?
şuraya taş bırakıyorum, dilerseniz fırlatabilirsiniz. ama yüzüme gelmesin, yüzümle para kazanıyorum.
editiminişi: sokaklar köpeklerindir o. belki de köpekler sokaklarındır. disleksi çünkü.
devamını gör...
yazarların kötü olduklarında aradıkları ilk kişi
kimse. ketumluktan acı çekerek ölüyorum.
devamını gör...
makyaj
sevmediğim için heralde, yaz kış hafif bronz olunca hiç gerek olmuyor, sadece kaş rotüşu ve rimel kullanıyorum çoğunlukla,
bence ifadeyi de değiştiriyor, makyajdan sonraki kişi başka biri olduğu için, yalan söylemek gibi geliyor bana.
bence ifadeyi de değiştiriyor, makyajdan sonraki kişi başka biri olduğu için, yalan söylemek gibi geliyor bana.
devamını gör...
yazarların duydukları enfes cümleler
iyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır.
victor hugo
victor hugo
devamını gör...
normal sözlük akşamcıları
evet bu akşam da buradayız aldık üj bej bir şeyler. içen herkeslere afiyet olsun. bu cuma akşamı yarın döne döne uyumayı kutluyoruz. bir delinin meyhanesi programıyla çok yakında sözlük radyosundayız. kaybedenler kulübünden sonra en iddialı proje.(bkz: lol)
devamını gör...
derdini kimseyle paylaşmayan insan
herkese dert açılmaz zaten. yaranızı herkese açmayın. içinize atın çoğu zaman.. en iyisi budur.
devamını gör...
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
konfor alanı falan anlamam ben de öyle bir lanse edilmiş ki bu durum sanki konfor alanından çıkan insan john wick oluyor. con vik mi ooldun çhennnnn annovvvvvv yovruma...
devamını gör...
fatma şahin'in rte'yi başöğretmen ilan etmesi
utanmasalar recep tayyip erdoğan'ı ata ilan edicekler.
devamını gör...
cehenneme gidildiğinde yapılacak ilk aktivite
yanık kremi sürmek. lütfen gerçekçi olalım.
devamını gör...
normal sözlük’te tanıdık birilerine rastlamak
kafa dengi bulabilsem de, bol bol sohbet etsem.
ama yaşımdan dolayı zor gözüküyor.
ama yaşımdan dolayı zor gözüküyor.
devamını gör...



