göktürk alfabesini değiştirip, türk milleti'ne arap alfabesini dayatanlar da aynı zihniyet, dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz diye ciyaklayanlar da aynı zihniyet. bu kadar yüzsüzlük tarihte görülmemiştir. dedelerimizin mezar taşını okuyamıyorsak sizin arap sevdanız yüzündendir. göktürk alfabesi kaldırıldığı gün, türk milleti tarihinden, geçmişinden, atalarından koparılmıştır. türk milleti 600 yıldan ibaret değildir. zaten o 600 yıllık dönemin de türklükle pek bir ilgisi yoktur. iyi ki atatürk geldi de geçmişimizi öğrendik ve özümüze döndük. atatürk olmasaydı türk milleti tarihten komple silinmişti. bugün binlerce kilometre uzaktaki türkleri zor da olsa anlayabiliyorsak bu atatürk'ün sayesindedir. bu gerici zihniyete kalsa ortadoğu bataklığından çıkamazdık.
devamını gör...

kadın doktor kadın öğretmen kadın ebe istiyorsun ama dingil. anasının karnında mı öğrenecek de olacak bunlar? ne kadar kadın düşmanı yobaz varsa hepsi kadınlara muhtaç olarak ölsünler
devamını gör...

fakir gibi yaşamak diye bir şey yoktur. fakirler, hayati ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bir standartta yaşarlar. onların yaşam kalitesi sosyal devlet ilkesiyle koruma altına alınmıştır.

bunun dışında her şey lükstür ve vergilendirilir. örneğin ekmekte vergi %1'dir ki bu semboliktir. türkiye cumhuriyeti sosyal bir devlettir ancak sosyal düzenlemeler çok değişmez. sosyal refahla ilgili bir kanun çıkacaksa bu genellikle toplumsal baskıyla olur. örneğin covid-19 yardım paketi, diğer devletlerin kendi vatandaşına helikopter para dağıttığını gören türk halkının twitter üzerinden kampanya başlatmasıyla çıkan bir düzenlemedir.

yani almanya'da zengin ile fakiri arasında sosyal olarak denklik vardır. her ikisi standart kalitede bir hayat yaşar. ancak alman zengin ile alman fakir arasındaki sosyal fark tatil planlamasında, otomotivde, lüks çanta ve giyimde, emlak-konutta ortaya çıkmaktadır.

bir alman için çok pahalı bir arabaya binmek zenginlik göstergesi değil aptallık göstergesidir. çünkü pahalı arabaların vergisi çok olur, daha fazla yakıt tüketirler ve saire. oysa araba nedir? bir taşıttır. görevi nedir? seni bir yerden uzak bir yere taşımaktır.
alman için araba budur işte. bir zenginlik göstergesi olarak görülmez.

ama türkiye'de tam tersidir. zenginlik demek çok para harcamaktır. oysa çok para harcarsan zengin olamazsın ki. denklem yanlış.

liseyi bitirseniz çok güzel olacak aslında.
devamını gör...

onur ayındayız vee bu yüzden nefret kusmak isteyen insanlara sadece acıyorum keza ölüm gibi bir gerçek varken yalnızca nefret ediyolar. yazık.

happy pride month*.
devamını gör...

çok uzun yıllar sonra ilk kez kontrolümü kaybettim,bedenim ara ara kontrolümden çıktı.
içgüdüsel olarak eğitimlerim devreye girdi kendi bedenimde üç kişi gibiydim.
çocukluğunu bildiğim koruduğum kolladığım eşek şakaları yaptığım yapmasına müsaade ettiğim tek insanı ani bir kalp krizi sonucu kaybettim...
çok ölüm gördüm ailemden dostlarımdan arkadaşlarımdan ve dahi düşmanlarımdan herkesin o gününde yanında olmaya gayret ettim tüm işlemleri soğukkanlı bir şekilde hep ben hallederdim.
ilk defa sevdiğim birinin kefenlenmiş yüzünü açamadım onu son yolculuğunda yıkayamadım öylece çöküp bir duvar dibine sigara içip durdum...
duyup gelen herkesin acısını göğsümde bastırdım gömleğim ıslandı gözyaşlarından haykırışlardan...
koca adam 1.90 lık boyu 95 kilosu olan koca adamı bir tüy gibi kucaklayıp tek başıma toprağa indirdim kefeninin bağlarını çözüp ellerimi sürerek dualar okuyarak yumuşattım yatacağı toprağını...herkesi toparlayıp götürmek yine bana düştü dağılmış bana...
günler geçti üzerinden durup durup gözlerim yaşarıyor,gece çığlıklar ile uyanıyorum uyuduğum bir iki saatte...
sevdiğim kadın çevremde pervane birşeyler yapmak istiyor acımı dindirmek için,avucunu öpüyorum usulca rahat olsun diye...
geceleri banyoda havluyu ısırıp ağlıyorum ben bu ölümü hazm edemiyorum...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

azıcık bir el uzansa bambaşka bir hayatı olabilecek çocuklar, insanlar var.

ama işte o el uzanmıyor çoğu zaman. çünkü köstebek gibi yaşıyoruz, herkes kendi dehlizini kazıyor.
devamını gör...

günaydın sözlük.
sizi özledim len. ama akşam erkenden uykum geliyor yazıklar olsun. saat 21.30'da iyi geceler sözlük başlığında görüşmek üzere.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

evde 20 liraya malzeme alıp 10 günlük tost masrafını çıkarabilirken şirket kantininde 10 küsür lirayı bir tost için harcamak kesinlikle daha mantıklı çünkü *. siz onlara fakir varoş deyin ama onun adı hesaplılık ve ay sonunu düşünmek.
devamını gör...

evliya çelebi’nin yanlış söyleyip “seyahat” diyerek ömrü boyunca gezmesine vesile olmuş kelime.
devamını gör...

bülent somay tarafından derlenen ve metis yayınlarından çıkan bir kitaptır.

bu zamana kadar savaş karşıtı olan, militarizm karşıtı olan onlarca kitap okumuş olmalısınız. hepsinden insanların emir komutaya karşı beslediği arızalı saygı, savaşma tutkusunun gürültüsünü arttırdığı bir savaşperverlik, sadece bireylerin değil toplumların da kollektif bir cinnet yaşamaları ve ölümün kol gezmesi bütün keskinliği ile anlatılmıştır.

peki o zaman bu kitabın farkı ne? hemen anlatayım efendim. bu kitap savaş karşıtı bilimkurgu öykülerinden oluşuyor.

yani savaş robotlar, uzaylılar ve olağandışı olaylar üzerinden eleştirilen öykülerle anlatılıyor bize. hem de ne anlatılmak. düşünsenize savaşın bütün şairleri yok ettiği bir dünyanın hikayesini dinlemek sizin içinizde ne tür isyanlar doğurabilir.

kitap sekiz farklı yazarın sekiz öyküsünden oluşmakta. ilk öykü olan aldatmaca oyununun sahibi filme de çekilen androidler elektrikli koyun düşler mi? ve total recall kitaplarının da yazarı olan philip k. dick. kaybolma numarası olan ikinci öykünün yazarı ise benim için yazarları yazarı sayılan ve kaplan! kaplan! ve yıkıma giden adam kitaplarının yazarı alfred bester. altıncı öykü olan devle dövüşen bilgisayarın öyküsü adlı hikayeyi yazan ise bilimkurgu deyince akla ilk gelen yazarlardan biri olan stanislaw lem.

asıl sürpriz ise son öykü olan krrçiysk adlı öykünün yazarı. türk bilimkurgu öykücülüğünün yüz akı müfit özdeş. ki kendisi son tiryaki isimli muhteşem öykü kitabının da yazarıdır.
devamını gör...

8 bölümü bir günde bitirmiş biri olarak kafamda oturmayan yerleri olmasına rağmen diğer yorum yapan yazar arkadaşıma katılıyorum. istanbul görüntüleri gerçekten çok güzel.

--! spoiler !--

otopsi, cinayetler vs zor baktığım sahneler oldu, tarikatlar, tasavvuf, mevlevi dergahları vb işlenen konular ve verilen bilgilerden bir süre sonra kafa yanabiliyor biraz ama genel olarak iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum.
ekşi'de oyunculuklar ile ilgili olumsuz yorum yapanlar da çok olmuş ama kenan imirzalıoğlu'nun oynadığı kemal zaten donuk bir adam, pek konuşmuyor, hislerini çok nadir belli ediyor. ahmet mümtaz taylan için hele bu konu tartışmaya kapalı.

--! spoiler !--
devamını gör...

başlığı açan yazarı çok iyi anlıyorum çünkü ben de bu tarz bir ilkokul öğretmenine denk geldim. küfürsüz sözlük olması sebebiyle sıfat bulamadığım bu öğretmen yüzünden belki de öğretmenliğin kutsanmasını saçma buluyorum.

hele öğretmenler gününde kadına bilezik alıyorduk. inanılmaz! siz hiç bir doktora hayat kurtardı diye çeyrek taktınız mı? mühendis mesela. ne güzel ev yaptın diye kolye aldınız mı? zaten işini zevkle yapan öğretmenler bu tarz maddi hediyeleri kabul etmiyor bile. öyleleri de var o yüzden genelleme yapmak istemiyorum.

durduk yere aklıma geldi sinirlendim gene.
devamını gör...

her bir yazarımız bir çaylağı sahiplenerek onu format ve yazar yapma konusunda yardımcı olabilir yoldaş ve ortadoğu-balkanların en ünlü yazılımcısı olduğu söylenen (bkz: iko) bir şeyler yapabilir. yapmayadabilir.

(bkz: ironi)
edit: arkadaşlar boşuna duyar kasmanıza gerek yok, bende ciddi anlamda açmadım zaten. ha gerçekten açacak olsaydım sahipleniyor şeklinde açmazdım. az şakadan anlayın.
devamını gör...

ev işi yapıyorum. malum hayat müşterek.

bebek bezi de degiştiyorum. çok eğlenceli bir etkinlik tavsiye ederim.

sakal bıyık hala yerinde. hele bizim ufaklığın bir babacım deyişi var yeme de yanında yat.

çocuk anneciğim demediğine göre yırttık sanırım.

erkek adamım diye göğsümü gere gere dolaşayım bari.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
günaydın.
devamını gör...

"olabilir" tek bir kelime ama ayni zamanda saglam bir kabullenis...
devamını gör...

--- alıntı ---

istanbul'daki osmanlı bankası merkez şubesinin 26 ağustos 1896 günü bir grup ermeni devrimci federasyonu üyesi ermeni tarafından ele geçirilmesi eylemidir.

eylemin amacı avrupa ülkelerinin ve özellikle rusya'nın dikkatini çekerek osmanlı devleti'ne karşı müdahale etmelerine yol açmaktı. eylemi planlayan pastırmacıyan karekin efendi uluslararası finans dünyasında önemli bir rol oynayan osmanlı bankası'nın bu amaca hizmet edecek en uygun yer olduğunu düşünmüştü. 26 ağustos 1896 günü saat 13:00'de papken siuni'nin liderliği altında 26 ermeni el bombası, dinamit ve tabancalarla birlikte osmanlı bankası'na girdiler. güvenlik güçleriyle çatışmaya giren ermeni işgalcilerden papken siuni dahil 9'u hemen öldü. bunun üzerine eylemin planlamacısı olan karekin pastırmacıyan (karo) işgalcilerin başına geçti.

işgal istanbul'da ermeniler ve müslümanlar arasında çatışmalara yol açtı. bankanın müdürü olan sir edgar vincent işgalin başlangıcında banka binasından kaçarak rus elçiliğinden işgalcilerle arabuluculuk yapmasını istedi. rus elçiliğinden gönderilen ermeni asıllı tercüman maksimov işgalciler ve yıldız sarayı arasında bir anlaşma sağladı. bu anlaşmaya göre işgale son vermeleri karşılığında işgalcilere ülkeyi serbestçe terketmeleri güvencesi verildi. işgalciler sir edgar vincent'in yatıyla rıhtımdan ayrıldılar. oradan fransız messagerie maritime vapuruna binen işgalciler hiçbir zarar görmeden marsilya'ya ulaştılar.

pastırmacıyan karekin efendi daha sonra 1908 yılında tekrar istanbul'a geri dönerek 1908-1912 osmanlı meclis-i mebusanı'nda erzurum'u temsil etmiş, 1915 yılında van isyanına katılmış, 1918 yılında ise ermenistan'ın abd elçiliğini yapmıştır.

--- alıntı --- buradan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim