asker olamamış olan polis, jandarmadan;
polis olamamış zabıta, polisten;
zabıta olamamış bekçi, zabıtadan dolayı kompleks sahibi ülkede. hazımsızlık kaynaklı agresyon seviyeleri bununla korelasyon içinde. bunlar iyi günler denmiş, ben de tekrar edeyim. ülkede hiç sorunumuz yokmuş gibi yeni bir taneyle daha karşı karşıyayız artık millet; bekçi terörü. hayrını görelim.
devamını gör...

kelime olarak ön deyiş anlamındadır. mukaddimenin kardeşidir.

antik yunan tiyatrosunda tragedyaların başında monolog olarak veya koro tarafından okunan tek soluklu bilgilendirme yazılarıdır.
yıkıma yakın bir noktada başlatılan öykünün, eylem ve zaman birliği çerçevesinde sonuçlanmasını sağlamak adına, sahnelenecek olayların öncesindeki zaman hakkında bilgi veren açılış bölümüdür.

çağdaş tiyatroda ise, oyunun anlamı ve amacı üzerine bilgiler veren giriş bölümüdür.

romeo ve juliet'in modern prolog metni;
hikayemizin geçtiği güzel verona şehrinde, iki aile arasında uzun süredir devam eden bir nefret yeni bir şiddete dönüşüyor ve vatandaşlar, vatandaşlarının kanıyla ellerini lekeliyor. bu düşman ailelerin iki şanssız çocuğu sevgili olur ve intihar eder. talihsiz ölümleri, ebeveynlerinin kan davasına son verir. önümüzdeki iki saat boyunca, çocukların ölümlerinden başka hiçbir şeyin durduramayacağı mahkum aşklarının ve ebeveynlerinin öfkesinin hikayesini izleyeceğiz.
devamını gör...

arkadaş bu ne zulümdür. bazaları kaldır. bir sene boyunca pandemiden dolayı giyilmemiş kazakları yığ, bir sene boyunca giyilmeyecek yazlık kıyafetleri çıkar. iki tişört, iki şort ya da ne bileyim ne giyiyorsanız işte, minimum kıyafet olsun artık!
devamını gör...

/ bu sabah uyandım
güneş daha doğmamış
dert başım dağ başım
huzur nedir duymamış
/

diyen bi şarkı, adı lacivert. bu sabah da payıma düşen bu, insanın uyandığında dilinde bir şarkı olması şart sanki, üstelik hastayım,hiç çekilmiyor.
sokak, mahalle, basmane, izmir çok sakin şu an, en azından benim için öyle, dibi düşmüş gibi gözüken bir gökyüzü, hele bi doğayım ananızı ağlatacağım sıcaklıktan diyen bir güneş, 2 ve 4 ayaklı muhtelif sokak canlıları, herkesin üstünde tuhaf bir gençlik ve lacivert.

güzel ama, anlaşılmaz / dingin bir güzellik, sanki az sonra toplanıp tüm sokak olarak kahvaltıya oturacağız gibi yüz gülmeleri, asırlardır birbirine aşina hareketler, kim kimdir bilmeler ve lacivert.

senden az öte bir yer burası, bilmem sene ayrı kaldığın doğum yerinin az ötesi, bilmem kaç senedir ayrı kaldığım senin iç sesin gibi bir şarkı, lacivert..

neyse, sen dinleyedur ben bir ilaç alayım, ateşim olmasa da saçmalıyorum zaten, abartmaya gerek yok. seni özledim.

/ lacivert hala koyusunda
kızıl hafiften dalgalanır
gönlüm ah çekiyor yine sorma
senin yüzünden sancılanır
/

devamını gör...

yapılan deneysel çalışmalarla kişiliğin kalıtım ve çevrenin ortak ürünü olduğu ancak çevreden daha fazla etkilendiği ortaya konulmuştur.
tek yumurta ikizlerinden biri sosyoekonomik düzeyi yüksek bir ailede, diğeri ise sosyoekonomik düzeyi düşük bir ailede büyütüyor. yapılan testler sonucunda ortalama başarı düzeyleri oldukça farklı çıkıyor. yüksek sosyoekonomik düzeyde yetişen çocuk diğerinden daha başarılı çıkıyor. aynı kalıtsal yapıyla dünyaya gelen bu ikizlerin arasındaki fark çevrenin daha etkili olduğunu ortaya koyuyor.
devamını gör...

küçükken soğuk kış geceleri gözümü kapayıp yorganın elimde saç teli kadar incelmesini hissederdim. sonra yavaş yavaş elimde tuttuğum yorgan parçası sanki kollarımla kaplayamayacağım kadar büyük bir ağaca dönüşürdü. nesnenin varoluşunun bozulduğu ya da başkalaştığı bu anlar beni huzursuz ederdi. küçük olduğum için bunları asla anlamlandıramazdım. benzer duyguları organlarım için de yaşamıştım. elim bazen benim elim gibi gelmezdi bana, bacağımın varlığını düşünür hareketlerini saçma bulurdum. bunlar belli bir amaç için vardı evet, sorun bu değildi.

yıllar sonra bu kitabı ilk okuduğumda hissettiğim duyguların ne olduğunu anlamama yardımcı olan bu adama şükran duydum. çok sevdim kendisini. sartre'nin kahramanı varlığının neden var olduğunu bilmiyor. bir gün aniden varoluşmakta olduğunu farkedince bulantıları başlıyor. ölmek istiyor ama ölüsünün varlığının bile öldüğü halde varolmaya devam edeceği için bunun da bir yardımı dokunmuyor kendisine. bu bulantıyla yaşamak onun kaderi. bazı insanlar böyledir işte. çok değerli bir kitap. üstünde saatlerce konuşulabilecek benim ennn sevdiğim kitaplardan. var ol sartre!
devamını gör...

gündoğarken-ankara'dan abim geldi.
devamını gör...

kızıl kıvırcık olarak cevap verdiğim başlıktır.

not: arkadaşlar siz sözlüğe nasıl çatır çutur saç göstereceğiz diye fotoğrafınızı koyuyorsunuz? sözlüğün tek ketum, ruh hastası ben miyim? ben aylardır konuştuğum insanlara adımı bile söylemiyorum. hatta nickimi en yakınlarım bile bilmiyor. siz nasıl çat diye fotoğrafınızı koyuyorsunuz ki?


edit1: arkadaşlar tabiri caizse bu entry niye bu kadar yürüdü? hiç anlamadım vallahi. duygularınıza tercüman olduğumu varsayıyorum şimdilik. *
devamını gör...

nerden baksan ahmakça bir davranış. bu da yeni moda oldu ne alakası varsa artık.
devamını gör...

fizik bilmeyenlerin ateist olarak kalacağı başlığında benzer iddiayı savunan yazara karşı cevap aynıdır.
fizik ve astronomi bilimlerinde uzmanlar arasında dine inanmayanların sayısının artması üzerine 60'larda abd hükümeti nasa başta olmak üzere resmen bilimle ilgili kurumlarda din propogandası yapmış ve dine inanan bilim adamlarını desteklemiştir. #605818">#605818
robert jastrow'un dinle ilişkisi hep biraz karışık olmuştur. bir zamanlar kendini agnostik olarak niteleyen jastrow bir anda dini bulmuş ve yaratılış teorisini savunmaya başlamıştır. verdiği son röportajda ise din ve bilim ayrılmaz gediğinden vazgeçip din ve bilim alanları farklıdır demiştir.
jastrow bilimsel anlamda yaratılış teorisini ispatlamı bir bilim adamı değildir. sadece kendi kişisel inancını bilimsel görüşüne yansıtmıştır ki bir bilim adamı için bu hatadır.
din adamları gerçeği bilim adamlarından önce gördüyse yüzyıllardır niye hala kendi bokumuzda çırpınıyoruz sorusunu akla getiren başlıktır. çocuklar gibi gördüm ama söylemem tribi mi yapmaktalar?
din inancın, bilimse aklın ve kanıtların izinde gider. yaratılış teorisi adı üstünde teoridir ve ispatlanmamıştır. kalkıp kendi içinde bile çelişkili amerikalı bir bilim adamı söyledi diye bu gerçeğin görülmesi, teorinin kanıtlanması anlamına gelmez.
buradan
think tankde verdiği cevaplar buradan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gel benimle çok çok uzaklara
hüzünlerini bir parça aşkla değiştir
gel benimle bilinmez duraklara
mevsimlerini bir dalga yaza dönüştür
...

sözlerine sahip olan harika şarkı.
devamını gör...

çünkü malum son bir aydır hepimiz yangınlar, salgınlar, seller, hükümetin saçmalıkları derken iyice depresif olduk. benim o insan lan. eğlenceli başlık açayım derken göbeğim çatlıyor. çünkü ortada çok da eğlenceli bir şey yok.
t: biraz rahatlaması gereken insandır.
devamını gör...

ağam eğlenir bizimle.
devamını gör...

ülke siyaseti
devamını gör...

hırs hata yaptırır. azim geliştirir. kendini sadece kendisiyle kıyaslamalı insan.
devamını gör...

tadına bakar.
devamını gör...

windows 7 desteği kesildiğinden ve 10 dayatıldığından beri kendisinden iyice nefret ettiğim işletim sistemi. istemiyorum arkadaş 10 kullanmak falan! ne diye insanları sürekli bir şeylere mecbur ediyorsunuz ki?

hayır yani parası olan zaten her şeyin en yenisini, iyisini alır. olmayana da dayatmanın bir faydası olmaz, alamıyorsa alamaz. ille tüm yeni programları ve oyunları buna uyumlu yaparak insanları sıkıntıya sokmak insanlık mı?
devamını gör...

yeni neslin sadece eski film ve dizilerde görebileceği, üzerinde tuş takımı yerine dönen bir kadran bulunan telefon modeli. telefon modeli derken cep telefonu gelmesin akıllarına, ev telefonudur kendisi.

1den 0a kadar (evet 1den başlar sırayla 9a kadar gider ama sıfır en sondadır) giden numaralar vardır ve 0ın sonunda numarayı sabitleyen bir yer vardır. girilecek her numara için o sabitlenen yere kadar kadran çevririr ve o rakam girilmiş olur.
şöyle bir şeydir;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vay kaşkol vay! siz de geçtiniz demek monarşist demokratların saffına. huni ile başlayan bir maceranın moderatörlükle nihayetlenmesi enteresan oldu. bundan 7 ay önce senpolitbaskıcıbizmutsuz'a da söylemiştik benzer şeyleri. o zamanlar benjamin, kızıl öfke kıvamındaydı. şimdi ise isaac'la beraber altınlarını sayıyor. cidden kaşkol neden yahu? nasıl geldiniz siz bu oyuna? bilesiniz ki, bundan sonra saflar bellidir;

siz bir taraf, biz bir taraf
siz nefsâni, biz ruhâni...
siz butlâni, biz hakkâni...
siz zulmâni, biz nurâni...

kaşkolunuza dikkat ediniz. gözümüz üzerinizde. ilk hatanızda ajans sizi hasretle bekliyor olacak! bu arada huninizi iade etmeyi unutmayınız. o huni kulübe zimmetliydi! * *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim