göz kuruluğu
gözlerde yanma, batma gibi hislerle, kızarıklıkla kendini belli eden rahatsızlık. ekranlara uzun süre bakmak göz kuruluğuna neden olabilir. yani o mesaj gelmeyecek gözün düştü git yat.
devamını gör...
erkek tanımı beğenirken yaşanan kısa gerginlik
bende var bu durum, erkek olmama rağmen bile var.
2-3 entry beğeniyorum, önce bir mesaj, ufak tefek sorular, erkek olduğumu anladıklarında muhabbet bitiyor.
10-20 saniye dahi olsa boşa vakit geçirmek istemiyorum, yine beğeniyorum da, 2-3 saniyelik bir gerginlik olmuyor değil.
2-3 entry beğeniyorum, önce bir mesaj, ufak tefek sorular, erkek olduğumu anladıklarında muhabbet bitiyor.
10-20 saniye dahi olsa boşa vakit geçirmek istemiyorum, yine beğeniyorum da, 2-3 saniyelik bir gerginlik olmuyor değil.
devamını gör...
normal sözlük'teki en havalı nick
benim mahlasım değildir.
devamını gör...
yeni peygamber gelse inanır mıydınız sorunsalı
büyük bir sorunsaldır, çünkü isa sonuncudur hristiyanlara göre, yine de arabistanda islam doğmuştur. hatta kudüs islamındır demektedir şimdi, oysa kudüs hristiyanların kutsal bölgesidir.
devamını gör...
lippiy
"işte yeşil sahalarda görmek istediğimiz hareketler " dedirten tanımlara sahip kaliteli yazar.
nickaltını biraz yavan gördüm, cık cık cık.
nickaltını biraz yavan gördüm, cık cık cık.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
eğer hayatınızda varlığına şükür dediğiniz bir insan varsa sadece bugün değil her gün mutlu olursunuz benim gibi.
ne güzeldir varlığına şükredebilmek bile.
ne güzeldir varlığına şükredebilmek bile.
devamını gör...
lgbt
zamanında psikolojik şiddet uyguladığım topluluktur.
üniversitenin ilk yılında 6 ay yurtta kalmıştım. 4 kişi kaldığımız odada bir adet gey vardı. ismi berktuğ (gerçek ismi bir peygamer, birde halife isminden oluşuyor. berktuğ kendine taktığı bir isimdi o yüzden bu ismi kullanacağım). kendisi o zamanlar benim gibi ekşi sözlük yazarıydı. benim gibi buraya geldiyse veya gelecekse bu başlığa gireceğini biliyorum. kendisine özür niyetiyle bunları anlatıyorum. umarım bir gün okursun.
küçük bir şehirden hafif çomar versiyonum ile metropole giriş yaptım ve üniversitenin ilk yılında kendimi yurtta buldum. yurt odasına son giren ben olmuştum. ilk üç kişi bir hafta önceden gelmiş. girdiğim ilk saat arkadaşlardan biri ''iyi bari sen normal birine benziyorsun'' dedi. o zaman anlamamıştım ne olduğunu. daha sonra durumun farkına vardım.
berktuğ'nun gey olduğunu bir hafta içinde anladım. zaten saklamıyordu. çok açık feminen davranışları vardı. konuşmasını geç yürümesi bile bir kadını andırıyor. ilk haftalar bir gözü açık uyudum ''bana mı bakıyor'' ''bir şey mi düşünüyor'' diye kafamda deli sorular. zamanın biraz ilerlemesiyle odadaki diğer iki elemanla çok sıkı arkadaş olduk. durumu birbirimize açtık. herkes aynı düşünüyor. içlerinden 'süper zeka' olan kardeşimizin aklına bir fikir geldi. bence berktuğ'u korkutalım gerçekten gey mi yoksa numaram mı yapıyor anlarız dedi.(bak bak kafalara bak pırıl pırıl maşallah zeka akıyor) tamam dedik nasıl yapacağız. bana bırakın dedi.
oda karanlık berktuğ yemeğe gitmiş, süper zeki arkadaşım karanlıkta kapının arkasında bekliyor. elinde bir deodorant diğer elinde çakmak. berktuğ odaya giriyor. süper zeki elaman berktuğ'a doğru mini bir alev yaklaştırıyor. berktuğ çığlık atıyor. o çığlıktan sonra bizim küçük beynimizde taşlar ufaktan oturuyor. kısaca anlatmak gerekirse bir erkeğin atamayacağı derecede tiz bir çığlık.
beynimiz daha gelişimini tamamlayamadığı için çocuğa baskı yapmaya devam ediyoruz. bu seferde konu banyoda (ortak) bırakılan tüy dökücü kremler vs. bizden uzak tut görmeyelim muhabbeti yapıyoruz. tamam diyor berktuğ dolabına koyuyor.
her gün odaya bir yurt dolusu adam toplayıp sabahlara kadar kağıt oynayıp hiç konuya ilgisi olmayan berktuğ'un varlığına saygı göstermiyoruz.
aynı yemek masasına oturmayı tercih etmiyoruz. (kendimden nefret ettim şuan) denk gelirse çok ses etmiyoruz.
bizim süper zeki arkadaş ile büyük bir kavga ediyorlar. konuda berktuğ'un sabah banyoda çok vakit geçirmesi. küfürler havada uçuşuyor. en son benim arkadaş. ''sana küfür etmiyorum gerçek neyse onu söylüyorum'' diyor. ben hiç karışmıyorum olaya ama yıllardır arkadaşımın ettiği son sözü aklımdan çıkaramıyorum. berktuğ çok mutsuz tabi ki.
o selam vermedikçe vermiyoruz. konuşmadıkça konuşmuyoruz. (lan sana ne *mk sana ne sana ne! gider istediğini yapar sana giren çıkan ne ? ben onu anlamıyorum. 10 metrekarede odada 4 kişi yaşıyorsun zaten sen kimsin de kime tavır yapıyorsun. hayır niye niye ? gerçekten geçmişime gitsem ilk yapacağım iş kendimi tokatlamak)
böyle onlarca olay sayabilirim. halbuki iyi bir insandı lan. akşam meyve soyardı bize çocuk, karşılık beklemezdi. ben kız arkadaşımla buluşacağım zaman ''nefret o gömlek sana hiç olmamış beyaz olan daha iyi onu giy'' gibi ürpertici yorumları olsa da niyeti iyiydi. zaten erkek arkadaşı vardı. ben kısa sürede yurttan apar topar ayrıldığım için kendisiyle vedalaşamadım. keşke o vedayı yapsaydım. yıllardır unutamıyorum.
berktuğ senden özür dilerim. senin kiminle ne yaptığın beni ilgilendirmez. istersen git ağaçla seviş saygı duyarım. o zaman çomarmışım bunu şimdi dönüp bakınca anlıyorum. günah çıkarmak için yazmıyorum bu yazıyı gerçekten pişman olduğum için yazıyorum. elimden gelen tek şey senden özür dilemek. her tavrım için, her ön yargım için, her sözüm için, her sana haksızlık ettiğim an için özür dilerim.
üniversitenin ilk yılında 6 ay yurtta kalmıştım. 4 kişi kaldığımız odada bir adet gey vardı. ismi berktuğ (gerçek ismi bir peygamer, birde halife isminden oluşuyor. berktuğ kendine taktığı bir isimdi o yüzden bu ismi kullanacağım). kendisi o zamanlar benim gibi ekşi sözlük yazarıydı. benim gibi buraya geldiyse veya gelecekse bu başlığa gireceğini biliyorum. kendisine özür niyetiyle bunları anlatıyorum. umarım bir gün okursun.
küçük bir şehirden hafif çomar versiyonum ile metropole giriş yaptım ve üniversitenin ilk yılında kendimi yurtta buldum. yurt odasına son giren ben olmuştum. ilk üç kişi bir hafta önceden gelmiş. girdiğim ilk saat arkadaşlardan biri ''iyi bari sen normal birine benziyorsun'' dedi. o zaman anlamamıştım ne olduğunu. daha sonra durumun farkına vardım.
berktuğ'nun gey olduğunu bir hafta içinde anladım. zaten saklamıyordu. çok açık feminen davranışları vardı. konuşmasını geç yürümesi bile bir kadını andırıyor. ilk haftalar bir gözü açık uyudum ''bana mı bakıyor'' ''bir şey mi düşünüyor'' diye kafamda deli sorular. zamanın biraz ilerlemesiyle odadaki diğer iki elemanla çok sıkı arkadaş olduk. durumu birbirimize açtık. herkes aynı düşünüyor. içlerinden 'süper zeka' olan kardeşimizin aklına bir fikir geldi. bence berktuğ'u korkutalım gerçekten gey mi yoksa numaram mı yapıyor anlarız dedi.(bak bak kafalara bak pırıl pırıl maşallah zeka akıyor) tamam dedik nasıl yapacağız. bana bırakın dedi.
oda karanlık berktuğ yemeğe gitmiş, süper zeki arkadaşım karanlıkta kapının arkasında bekliyor. elinde bir deodorant diğer elinde çakmak. berktuğ odaya giriyor. süper zeki elaman berktuğ'a doğru mini bir alev yaklaştırıyor. berktuğ çığlık atıyor. o çığlıktan sonra bizim küçük beynimizde taşlar ufaktan oturuyor. kısaca anlatmak gerekirse bir erkeğin atamayacağı derecede tiz bir çığlık.
beynimiz daha gelişimini tamamlayamadığı için çocuğa baskı yapmaya devam ediyoruz. bu seferde konu banyoda (ortak) bırakılan tüy dökücü kremler vs. bizden uzak tut görmeyelim muhabbeti yapıyoruz. tamam diyor berktuğ dolabına koyuyor.
her gün odaya bir yurt dolusu adam toplayıp sabahlara kadar kağıt oynayıp hiç konuya ilgisi olmayan berktuğ'un varlığına saygı göstermiyoruz.
aynı yemek masasına oturmayı tercih etmiyoruz. (kendimden nefret ettim şuan) denk gelirse çok ses etmiyoruz.
bizim süper zeki arkadaş ile büyük bir kavga ediyorlar. konuda berktuğ'un sabah banyoda çok vakit geçirmesi. küfürler havada uçuşuyor. en son benim arkadaş. ''sana küfür etmiyorum gerçek neyse onu söylüyorum'' diyor. ben hiç karışmıyorum olaya ama yıllardır arkadaşımın ettiği son sözü aklımdan çıkaramıyorum. berktuğ çok mutsuz tabi ki.
o selam vermedikçe vermiyoruz. konuşmadıkça konuşmuyoruz. (lan sana ne *mk sana ne sana ne! gider istediğini yapar sana giren çıkan ne ? ben onu anlamıyorum. 10 metrekarede odada 4 kişi yaşıyorsun zaten sen kimsin de kime tavır yapıyorsun. hayır niye niye ? gerçekten geçmişime gitsem ilk yapacağım iş kendimi tokatlamak)
böyle onlarca olay sayabilirim. halbuki iyi bir insandı lan. akşam meyve soyardı bize çocuk, karşılık beklemezdi. ben kız arkadaşımla buluşacağım zaman ''nefret o gömlek sana hiç olmamış beyaz olan daha iyi onu giy'' gibi ürpertici yorumları olsa da niyeti iyiydi. zaten erkek arkadaşı vardı. ben kısa sürede yurttan apar topar ayrıldığım için kendisiyle vedalaşamadım. keşke o vedayı yapsaydım. yıllardır unutamıyorum.
berktuğ senden özür dilerim. senin kiminle ne yaptığın beni ilgilendirmez. istersen git ağaçla seviş saygı duyarım. o zaman çomarmışım bunu şimdi dönüp bakınca anlıyorum. günah çıkarmak için yazmıyorum bu yazıyı gerçekten pişman olduğum için yazıyorum. elimden gelen tek şey senden özür dilemek. her tavrım için, her ön yargım için, her sözüm için, her sana haksızlık ettiğim an için özür dilerim.
devamını gör...
vücudun gösterdiği tuhaf tepkiler
çok sinirlenince midem bulanıyor.
devamını gör...
yazarların akşam uyku saati
yazar kişilerinin uyku saatini sorgulama şeysi.
son günlerde çok değişkenlik gösteren durum. bu ara 3 4 gibi uyku 6, 7 gibi uyanma.
sormayın pek dertliyiz. uyumayarak protesto ediyoruz hayatı. tavşan dağa küsmüş dağ parti parti geziyor.
son günlerde çok değişkenlik gösteren durum. bu ara 3 4 gibi uyku 6, 7 gibi uyanma.
sormayın pek dertliyiz. uyumayarak protesto ediyoruz hayatı. tavşan dağa küsmüş dağ parti parti geziyor.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
"seni seviyorum, çünkü..."
"hiçbir şey söyleme, insan sevdiği için sever. aşk'ın hiçbir gerekçesi yoktur."
simyacı, paulo coelho
"hiçbir şey söyleme, insan sevdiği için sever. aşk'ın hiçbir gerekçesi yoktur."
simyacı, paulo coelho
devamını gör...
gurbetçilerin almanya'yı beğenmemesi
tatile memleketine gelir, hiç geriye gitmek istemediğini söyler. madem öyle dönsene, dersiniz. döneceğim zaten,bıktım anam der. alısamadım ,yok anam, bu sene gidiyorum son kez, döneceğim, der.
dönmez. ertesi sene yine mızmızlık yapar. yahu dersiniz, nereyi istiyorsan orada yaşasana! evet der ,döneceğim zaten. sonra yine gider. yine gelir; yeminle bu son ,der. aaa! ''sana gitme demeyeceğim lavinia''' dersiniz...
dönmez. ertesi sene yine mızmızlık yapar. yahu dersiniz, nereyi istiyorsan orada yaşasana! evet der ,döneceğim zaten. sonra yine gider. yine gelir; yeminle bu son ,der. aaa! ''sana gitme demeyeceğim lavinia''' dersiniz...
devamını gör...
piyango
sözlük anlamı; bir düzenleme kuruluşu tarafından basılan pek çok numara ya da simgenin satışa sunulmasından sonra, herhangi bir kura usulü ile çekimlenip, kazanlarının belirleneceği bir şans oyunu olarak nitelendirilebilir.
italyanca kökenli bir sözcükmüş. italyancada bianco; beyaz anlamına geliyormuş ve bir desteden beyaz kağıdın çekilmesiyle başlamış hikayesi.
mecazlı kullanımları da yaygın olarak duyulagelir. (örnek: kahretsin, piyango gene bana vurdu, artık kim bilir kaç saat, bu lanet dosyaları ayıkla, dur!)
pek çok insana -gereksiz- umut vaat eden bir oyun olması nedeniyle, özellikle türkiye gibi ülkelerde, belirli günlerde büyük önem arz eden bir şans oyunu olan piyangoya benim babam da büyük umutlar bağlar, her yılbaşı çekilişinden önce, onluk seriler halinde satın alır ve günlerce, eğer çıkarsa yapacaklarının hayallerini anlatırdı.
sırf bu nedenle bile geleneksel olarak satın almaya devam ettiğimiz 'milli piyango' bileti satın almayı bu yıl itibariyle sonlandırmış bulunmaktayız.
bu yıl çoğu -bağımlı- kimse de, benim gibi düşünüp satın almayacak piyango bileti falan. bakalım, bizim bu seneki yeni yıl hayallerimizden biri de, bizdeki piyango idaresini satın alanların batacağını hayal etmek falan olsun. umarım bu yıl, herkesin başına kendi talih kuşunun konacağı bir yıl olur. hepimizin beklentisi başka bir 2020 yaşamamak. ya da sadece şöyle diyelim yeter; gelen yıl gideni aratmasın. başka ihsan istemezük.
italyanca kökenli bir sözcükmüş. italyancada bianco; beyaz anlamına geliyormuş ve bir desteden beyaz kağıdın çekilmesiyle başlamış hikayesi.
mecazlı kullanımları da yaygın olarak duyulagelir. (örnek: kahretsin, piyango gene bana vurdu, artık kim bilir kaç saat, bu lanet dosyaları ayıkla, dur!)
pek çok insana -gereksiz- umut vaat eden bir oyun olması nedeniyle, özellikle türkiye gibi ülkelerde, belirli günlerde büyük önem arz eden bir şans oyunu olan piyangoya benim babam da büyük umutlar bağlar, her yılbaşı çekilişinden önce, onluk seriler halinde satın alır ve günlerce, eğer çıkarsa yapacaklarının hayallerini anlatırdı.
sırf bu nedenle bile geleneksel olarak satın almaya devam ettiğimiz 'milli piyango' bileti satın almayı bu yıl itibariyle sonlandırmış bulunmaktayız.
bu yıl çoğu -bağımlı- kimse de, benim gibi düşünüp satın almayacak piyango bileti falan. bakalım, bizim bu seneki yeni yıl hayallerimizden biri de, bizdeki piyango idaresini satın alanların batacağını hayal etmek falan olsun. umarım bu yıl, herkesin başına kendi talih kuşunun konacağı bir yıl olur. hepimizin beklentisi başka bir 2020 yaşamamak. ya da sadece şöyle diyelim yeter; gelen yıl gideni aratmasın. başka ihsan istemezük.
devamını gör...
her ortamda sakinliğini korumak
devamını gör...
türk vergi sistemi
üniversitedeki otlakçı arkadaş gibidir.
-aaa kanka cips mi aldın?
- kanka ya bende kalmamış sen versen bu sefer?
-kanka en iyisi arkadaşım sensin biliyorsun dimi?
-kanka benim ceket kirli de seninkini alabilir miyim?
-aaa kanka cips mi aldın?
- kanka ya bende kalmamış sen versen bu sefer?
-kanka en iyisi arkadaşım sensin biliyorsun dimi?
-kanka benim ceket kirli de seninkini alabilir miyim?
devamını gör...
evde en çok küfredilen eşyalar
ayak serçe parmağının vurulduğu sehpa.
(bkz: ayak serçe parmağını bir yere vurmak)
(bkz: ayak serçe parmağını bir yere vurmak)
devamını gör...
z kuşağı sözlükten uçurulsun kampanyası
devamını gör...
kadınlar camiye giremez
kuran kitabında yazmayan bir görüştür. abbasi ve emevilerden gelen dini yozlaşmanın ve kadının rolünün geriye atılması için yapılan bir eylemdir.
devamını gör...
sözlükteki kimseyle samimi olmamak
isterseniz bu sözlükte muhteşem insanlar tanıyabilirsiniz.
yoldaş olabilirsiniz, histeş olabilirsiniz.
hepsi mümkün.
ama aksi de mümkün, tercih meselesi. kapatırsınız kapılarınızı kimseyle samimi olmazsınız.
fonksiyonun tanım kümesine ne yazarsanız değer kümesinde de ona göre bir şey çıkıyor.
seç beğen al!
yoldaş olabilirsiniz, histeş olabilirsiniz.
hepsi mümkün.
ama aksi de mümkün, tercih meselesi. kapatırsınız kapılarınızı kimseyle samimi olmazsınız.
fonksiyonun tanım kümesine ne yazarsanız değer kümesinde de ona göre bir şey çıkıyor.
seç beğen al!
devamını gör...