sözlükte güzel kız olmaması
neeee? sözlükte nasıl güzel kız olmaz ağbi? bunu neden daha önce söylemediniz? buraya güzel kız var diye geldim ben. 2 aydır sözlükte yaşıyorum ve bu sabah öğreniyorum ki sözlükte güzel kız yokmuş. ne diyeyim ki ben şimdi. allah hepinizin belasını versin gidiyom ben.
devamını gör...
hazall
birkaç gün önce simay tuğçe aşko babay diyerek kafa iznine çıkmış, daha fazla dayanamayıp bugün tüm haşmetiyle tekrar online listesinde parıl parıl parlamaya başlamış biricik canımın içi moderatörümüz. az daha gelmeseydi onun da arkasından tülay geri dön diye ağlamaya başlayacaktım. ozamannnnn, hoş geldin melek sefalar getirdin*
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
hayali gönlümde yadigar kalan
hayali gönlümde yadigar kalan
bir yanım deryada çalkanır şimdi
onbeş yoldaş ile boğulup ölen
bir yanım deryada çalkanır şimdi
oy oy oy oy
onbeş yoldaş ile boğulup ölen
bir yanım deryada çalkanır şimdi
nazım ile zindanda gün be gün biri
nazım ile zindanda gün be gün biri
söyletir dilsizi ağlatır körü
sağ yanım çürüyor sol yanım diri
bir yanım deryada çalkanır şimdi
devamını gör...
nesrin sipahi
sesine doyum olmaz. endülüs'te raks ve kalbe dolan o ilk bakış'ı dinlemeden geçmeyin.
endülüs'te raks'ın hikayesi de nesrin sipahi'nin ağzından şöyledir: "eski taksim belediye gazinosu'nda zeki müren'in alt kadrosunda çalışmaya başladım. karşısında iş yapan bir rakibi vardı. o yüzden kendisiyle aynı parayı verdirtip, alt kadrosuna aldırmıştı beni. birlikte çalışmaya başladığımız gün, kulise bir liste astı. o listedeki 45 şarkıyı okumamı istemedi. yasaklanınca, ne yapacağımı şaşırdım. çünkü geriye bir şey kalmamıştı. bunun üzerine ben de çıkıp endülüs'te raks'ı söyledim. onun söyleyemediği bir şarkıyı seçmiştim, çok kızmıştı."
endülüs'te raks'ın hikayesi de nesrin sipahi'nin ağzından şöyledir: "eski taksim belediye gazinosu'nda zeki müren'in alt kadrosunda çalışmaya başladım. karşısında iş yapan bir rakibi vardı. o yüzden kendisiyle aynı parayı verdirtip, alt kadrosuna aldırmıştı beni. birlikte çalışmaya başladığımız gün, kulise bir liste astı. o listedeki 45 şarkıyı okumamı istemedi. yasaklanınca, ne yapacağımı şaşırdım. çünkü geriye bir şey kalmamıştı. bunun üzerine ben de çıkıp endülüs'te raks'ı söyledim. onun söyleyemediği bir şarkıyı seçmiştim, çok kızmıştı."
devamını gör...
sabahlamak
düşünmeyi bastırmak için bir süredir başarmayı umduğum fakat başaramadığım şey. normalde düşüncelerimi bastırmak için ya uyurum ya da uykum varken uykusuz kalırım. geri kalan zamansa epey savaş alanı. fakat uykusuz kalmanın şeytanlarıma etkisi pek de olumlu olmuyor artık. sanırım ruhum epey yoruldu.
devamını gör...
the lord of the rings dizisinin rezil fragmanı
"evil cannot create anything new, they can only corrupt and ruin what good forces have made."
çok manidar.
çok manidar.
devamını gör...
editör
yazılı bir içeriği, verdiği mesajı bozmadan düzelten kişidir. sıklıkla tashih yani düzelti yapan kişiyle karıştırılır. tashih veya düzelti yapan kişi; bir metnin yazım kurallarına uygun olup olmadığını; sözcükler arasında çift boşluk bırakılıp bırakılmadığını; karıştırılabilen sözcüklerin yanlış yazımlarının metinde mevcut olup olmadığını denetler. mesela mevhum yerine mefhum yazılmış mı buna bakar.
günümüzde bunu word gibi programlara eklenen ‘dil denetimi’ özelliğiyle de kısmen yapabiliyoruz. bir güzel çiziveriyor virgülden sonra boşluk bırakmadığın yerleri. harf hatası yaptıysan onun da altına tırtıklı bir çizgi yerleştirip sokuyor gözüne insanın bu programlar.
yok ben bunu insana yaptıracağım dediğimizde bu yapılan şey düzeltidir. düzelti aşamasında kırk fırın ekmek yemiş olması gerekir ki editörlük aşamasına geçebilsin kişi. elbette kendi yazdıkları da kişinin bu ilk basamağa uygun olup olmadığı konusunda en değerli kanıttır. bir düzelti emekçisi arayışındaki yayınevi, başvurudaki niyet mektubunda aptal saptal virgüller gördüğünde o başvuruyu kahve fincanına altlık yapar. bari değerlendireyim de kağıda yazık olmasın diye.
peki ama editör neme nem bir şeydir o halde? metnin daha çok anlam ve üslubuna kafa yorar dersek çok da yanılmış olmayız. anlam yönünden şunları denetler ve öneriler getirir; metin içerisinde aynı kavram için aynı sözcüğün istikrarlı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı; minicik bir anlam nüansında başka bir sözcüğün başarılı bir şekilde seçilip seçilmediği; zıt anlamlı sözcüklerin yerli yerince kullanılıp kullanılmadığı vb.
üslup yönünden de metnin hedeflenen okur kitlesine başarılı bir şekilde hitap edip etmediğiyle ilgilenir. örnek olarak kadın hakları üzerine yazılmış bir metinde bayan sözcüğünü kullanmışsanız; acımadan çiziverir o cümlenizi editör. ya da çocuklar için yazdığınız bir hikâyede “gölden taşı almak için domalmıştı” yazmanız halinde saçı başı yolarak abv yorumunu ekler bir güzel. akademik bir makalede edilgen çatıyla yazdığınız cümlelerin üstünü çatır çatır çiziverir. aynı makalede “ayrıyeten” gibi akla zarar bir sözcüğü gördüğünde bir daha sittin sene size editörlük yapmamaya yemin edebilir.
sözcük enflasyonu yaptığınız cümlelerin bir editörün hışmından kaçması mümkün değildir. 180 sözcükle allayıp pulladığınız ama pek az şey anlatan o tuhaf cümleyi, anlamını tam olarak koruyarak 50 sözcüğe indiriverir. yayın politikasında asgarî sözcük şartı olan bir derginin editörüyse hele bir de! yemez sizin laf cambazlıklarınızı.
tashih/düzelti ile editörlük arasındaki farkı bilmeyen kişiye bilgisayar programı üzerinde yazım denetimi yaparak bir güzel editörlük ücreti de alabilir kimi zaman. böyle de çakaldır yerine göre.
günümüzde bunu word gibi programlara eklenen ‘dil denetimi’ özelliğiyle de kısmen yapabiliyoruz. bir güzel çiziveriyor virgülden sonra boşluk bırakmadığın yerleri. harf hatası yaptıysan onun da altına tırtıklı bir çizgi yerleştirip sokuyor gözüne insanın bu programlar.
yok ben bunu insana yaptıracağım dediğimizde bu yapılan şey düzeltidir. düzelti aşamasında kırk fırın ekmek yemiş olması gerekir ki editörlük aşamasına geçebilsin kişi. elbette kendi yazdıkları da kişinin bu ilk basamağa uygun olup olmadığı konusunda en değerli kanıttır. bir düzelti emekçisi arayışındaki yayınevi, başvurudaki niyet mektubunda aptal saptal virgüller gördüğünde o başvuruyu kahve fincanına altlık yapar. bari değerlendireyim de kağıda yazık olmasın diye.
peki ama editör neme nem bir şeydir o halde? metnin daha çok anlam ve üslubuna kafa yorar dersek çok da yanılmış olmayız. anlam yönünden şunları denetler ve öneriler getirir; metin içerisinde aynı kavram için aynı sözcüğün istikrarlı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı; minicik bir anlam nüansında başka bir sözcüğün başarılı bir şekilde seçilip seçilmediği; zıt anlamlı sözcüklerin yerli yerince kullanılıp kullanılmadığı vb.
üslup yönünden de metnin hedeflenen okur kitlesine başarılı bir şekilde hitap edip etmediğiyle ilgilenir. örnek olarak kadın hakları üzerine yazılmış bir metinde bayan sözcüğünü kullanmışsanız; acımadan çiziverir o cümlenizi editör. ya da çocuklar için yazdığınız bir hikâyede “gölden taşı almak için domalmıştı” yazmanız halinde saçı başı yolarak abv yorumunu ekler bir güzel. akademik bir makalede edilgen çatıyla yazdığınız cümlelerin üstünü çatır çatır çiziverir. aynı makalede “ayrıyeten” gibi akla zarar bir sözcüğü gördüğünde bir daha sittin sene size editörlük yapmamaya yemin edebilir.
sözcük enflasyonu yaptığınız cümlelerin bir editörün hışmından kaçması mümkün değildir. 180 sözcükle allayıp pulladığınız ama pek az şey anlatan o tuhaf cümleyi, anlamını tam olarak koruyarak 50 sözcüğe indiriverir. yayın politikasında asgarî sözcük şartı olan bir derginin editörüyse hele bir de! yemez sizin laf cambazlıklarınızı.
tashih/düzelti ile editörlük arasındaki farkı bilmeyen kişiye bilgisayar programı üzerinde yazım denetimi yaparak bir güzel editörlük ücreti de alabilir kimi zaman. böyle de çakaldır yerine göre.
devamını gör...
açık ve net konuşan insan
düşündüğü şeyleri evirip çevirmeden direkt insanın yüzüne söyleyen insandır. her ne kadar insanlar böyle olan kişileri takdir ettiklerini söyleseler de, kendilerine bu şekilde konuşulunca hoşlarına gitmez. bu nedenle açık ve net konuşan insanların pek arkadaşı yoktur ama olan arkadaşları ile sağlam ilişkileri vardır. sadece benim gözlemlerim bunlar.
devamını gör...
sözlüğün giderek küfürlü bir ortama dönüşmesi
bence sözlük mağazasına acilen küfür edebilme özelliği gelmeli. 5.000 karma fiyat biç mesela isteyen bassın karmayı etsin küfrünü olmuyor böyle. nasıl fikir bence güzel.
devamını gör...
sevilen şarkının en vurucu sözleri
şu an o akşam aklımda
ama çok zaman önceydi
yaralarımız ağır değildi
yine de bağışladım ben hep seni
hem seni hem de kendimi
o kadar yoktun ki...
ama çok zaman önceydi
yaralarımız ağır değildi
yine de bağışladım ben hep seni
hem seni hem de kendimi
o kadar yoktun ki...
devamını gör...
zahid
zühd sahibi olanlara verilen isim. kısacası; haramdan korkan, kaçan ve yaklaşmayan, bununla da kalmayıp helal olan şeylere de şüphe ile yaklaşan kişilerdir zahidler.
* peygamber efendimizin karpuz yemesiyle alakalı hiç bir rivayet olmadığından dolayı, karpuzun tadını bilmeyen ve ağzına koymayan zahidler vardır tarihte. hayret edilesidir.
* peygamber efendimizin karpuz yemesiyle alakalı hiç bir rivayet olmadığından dolayı, karpuzun tadını bilmeyen ve ağzına koymayan zahidler vardır tarihte. hayret edilesidir.
devamını gör...
kişisel ileti özelliğini alıp nokta koyan yazar
verdim parasını istediğimi yazarım istersem nokta koyarım diyen yazardır. helal olsun.
hatta belki sizin cümleyi kurduğunuz yerde noktayı ben koyarım demek istiyordur.
hatta belki sizin cümleyi kurduğunuz yerde noktayı ben koyarım demek istiyordur.
devamını gör...
loki
loki laufeyjarson veya loki, iskandinav mitolojisinde kötülüğün ve kurnazlığın tanrısıdır. bazı tasvirlerde boynuzlu olduğu belirtilir. bir dev olan laufey ve farbauti’nin oğlu olan loki, savaş sonrası henüz bir bebekken ortada kalmıştır. odin'in insaflı zamanına gelmiş ve orada bırakılmamasını düşünmesi üzerine asgard'a götürüp thor ile birlikte kardeş olarak büyütmüştür.
loki, dünyanın sonunu -ragnarok- etkileyecek üç tane çocuğa sahiptir. bunlar; ragnarok sırasında thor tarafından öldürülecek fakat zehri sayesinde thor'u öldürecek olan jörmungandr, odin'in gelecekte kendi ölümünü gördüğü ve bunun üzerine cüce demirciler olan brokk ve eitri'nin gleipnir isimli zinciri tarafından zapt edilen ve ragnarok zamanı geldiğinde zincirini koparacak ve ragnarok'u başlatıp savaş esnasında odin'i yutarak öldürecek fakat kendisi de odin'in oğullarından birisi olan vidar tarafından öldürülecek olan kurt fenrir ve son olarak ise vücudunun bir yarısı ölü olan, ölüler ülkesi'nin kraliçesi hel'dir.
kurnaz, hazırcevap ve atılgan olan loki, thor'u kollayan fakat bir yandan da kendisiyle dalga geçen birisi olarak kitaplarda karşımıza çıkar. heimdall'ın baş düşmanı olan loki, dünyanın sonunu getirecek olan savaşta tanrılara karşı savaşacak olan ordunun komutanlarından birisi olacaktır.
loki, dünyanın sonunu -ragnarok- etkileyecek üç tane çocuğa sahiptir. bunlar; ragnarok sırasında thor tarafından öldürülecek fakat zehri sayesinde thor'u öldürecek olan jörmungandr, odin'in gelecekte kendi ölümünü gördüğü ve bunun üzerine cüce demirciler olan brokk ve eitri'nin gleipnir isimli zinciri tarafından zapt edilen ve ragnarok zamanı geldiğinde zincirini koparacak ve ragnarok'u başlatıp savaş esnasında odin'i yutarak öldürecek fakat kendisi de odin'in oğullarından birisi olan vidar tarafından öldürülecek olan kurt fenrir ve son olarak ise vücudunun bir yarısı ölü olan, ölüler ülkesi'nin kraliçesi hel'dir.
kurnaz, hazırcevap ve atılgan olan loki, thor'u kollayan fakat bir yandan da kendisiyle dalga geçen birisi olarak kitaplarda karşımıza çıkar. heimdall'ın baş düşmanı olan loki, dünyanın sonunu getirecek olan savaşta tanrılara karşı savaşacak olan ordunun komutanlarından birisi olacaktır.
devamını gör...
gök gürültüsü
küçükken tanrı'nın öksürmesi zannettiğim doğa olayıdır.
devamını gör...
yazarların hayatlarını devam ettirme motivasyonları
"güzel günler göreceğiiiz çocuklaaar
motorları maviliklere süreeceğiz... "
motorları maviliklere süreceğim güzel günler hatrına yaşıyorum. elbet bir gün gelecek o günler inanıyorum.
motorları maviliklere süreeceğiz... "
motorları maviliklere süreceğim güzel günler hatrına yaşıyorum. elbet bir gün gelecek o günler inanıyorum.
devamını gör...
hanımeli
bizim oralarda yılan uyutan da denilir bu güzel bitkiye. az balından yemedik , kokusu zaten ölüyü diriltir.
-bizim orayı soracak olursanız aşağı new orleans*
-bizim orayı soracak olursanız aşağı new orleans*
devamını gör...