kanserli karısını boğup intihar eden yaşlı asker
zor bir durumdur. '' ben olsam şöyle yaparım, yaptıkları kesinlikle doğru değil'' gibi cümleler kullanmak hiç uygun değildir. onların neler yaşadığını, ne acılar çektiğini bilemiyoruz. bize, allah kalanlara sabır versin; ayrıca ölenlere ise günahlarını affetsin demek düşer.
devamını gör...
back to the future
favori serilerimden olup, aynı zamanda sıkıntıya birebir olan filmlerden biri. film bilim-kurgu, komedi ve macera kategorisinde yer almakta. filmin ana konusu ise: bir gencin 1985 yılından, 1955 yılına yaptığı yolculuk sonucu yaşadığı olayları konu almaktadır. fazla spoiler vermeye gerek yok herhalde. 'eski filmleri sevmiyorum' diyorsanız, sizi birazcık sıkabilir. şans verip izlerseniz de pişman olmazsınız.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin
her ne kadar yönetimi, yönetimin kendisini birçok sebepten dolayı sevmesem de kendisi çok zeki, profesyonel.
bu kadar isyan ateşinde kanzuk'un ne yapacağını az çok kestirebilirdik, benjamin yoldaş bizi şaşırttı.
bilgi sekmesi çok hoş olmuş, evet.
sorunların çözülmeye başladığını görmek çok güzel, evet.
devamınında gelmesi gerekiyor mu?
evet.
cevabını iddiaları inkar ederek, tartışarak değil de sekme açarak ifade etmesi çok hoş, sağolsun.
iko'nun da ellerine sağlık.
bu kadar isyan ateşinde kanzuk'un ne yapacağını az çok kestirebilirdik, benjamin yoldaş bizi şaşırttı.
bilgi sekmesi çok hoş olmuş, evet.
sorunların çözülmeye başladığını görmek çok güzel, evet.
devamınında gelmesi gerekiyor mu?
evet.
cevabını iddiaları inkar ederek, tartışarak değil de sekme açarak ifade etmesi çok hoş, sağolsun.
iko'nun da ellerine sağlık.
devamını gör...
yalnız yaşamak
evlenmeden önce mutlaka her gencin deneyimlemesi gereken eylem. ( gerçi bu şartlarda evlenir misiniz, orası da size kalmış ) artı ve eksi kıyaslaması tamamen kişilerin kendileri üzerinden yapılacağı için doğal olarak bu konuda sadece kendi fikirlerimizi beyan edebiliriz. zira bu durumun tamamen iyi veya kötü bir duruma dönüşmesi kişinin karakteriyle alakalı. yaklaşık 10 yıldır yalnız yaşayan biri olarak kendi bakış açımdan değerlendirmek isterim.
+
* erken yaşta gerçekleştiği takdirde sorumluluk, ev geçindirme bilincini daha iyi anlarsınız.
* hafif yaratıcılığınız varsa mutfakta güzel vakit geçirebilirsiniz.
* sosyal biriyseniz arkadaşlarınızla harika vakit geçirirsiniz.
* yeni hobiler edinebilir, kendinize daha fazla vakit ayırabilirsiniz.
* alkol aldıktan sonra ''ulan şimdi bizimkilerin karşısına bu halde nasıl çıkacağım'' endişesi olmaz.
çok fazla yazabilirim ancak benim için en önemli olanları kısaca bu şekilde belirtmek istedim.
-
* bir müddet sonra yalnızlığa alışırsınız. kapı zilinin çalması bile sizi rahatsız eder. anneniz sizi ziyarete geldiğinde bile kendinizi kendi evinizde yabancı gibi hissedersiniz, rahat edemezsiniz.
* moraliniz bozuk olduğunda ev üzerinize gelir. bu gibi durumlarda o an kendinizi bir yerlere atıp sosyalleşmezseniz bok gibi bir psikolojiyle gözleriniz tavana takılmış bir şekilde saatlerce uykuyu beklersiniz.
* temizlik hastası bir anne tarafından büyütüldüğüm için düzenli olmak benim için kaçınılmazdı. en büyük problem olan ev temizliği konusunda hiç sıkıntı çekmedim. ancak dağınık ve depresif bir yapınız varsa ( bazı arkadaşlarımdan biliyorum ) eviniz potansiyel bir çöp evdir ve işin kötüsü tembelliğe alıştıktan sonra bunu düzeltmek çok ama çok zordur. beraberinde çeşitli hastalıklar da cabası.
çok uzatmadan bu şekilde bitirelim. merak eden olursa sorularınız için deneyimli bir yalnız yaşayan olarak bir tık uzağınızdayım.
teşekkürler.
+
* erken yaşta gerçekleştiği takdirde sorumluluk, ev geçindirme bilincini daha iyi anlarsınız.
* hafif yaratıcılığınız varsa mutfakta güzel vakit geçirebilirsiniz.
* sosyal biriyseniz arkadaşlarınızla harika vakit geçirirsiniz.
* yeni hobiler edinebilir, kendinize daha fazla vakit ayırabilirsiniz.
* alkol aldıktan sonra ''ulan şimdi bizimkilerin karşısına bu halde nasıl çıkacağım'' endişesi olmaz.
çok fazla yazabilirim ancak benim için en önemli olanları kısaca bu şekilde belirtmek istedim.
-
* bir müddet sonra yalnızlığa alışırsınız. kapı zilinin çalması bile sizi rahatsız eder. anneniz sizi ziyarete geldiğinde bile kendinizi kendi evinizde yabancı gibi hissedersiniz, rahat edemezsiniz.
* moraliniz bozuk olduğunda ev üzerinize gelir. bu gibi durumlarda o an kendinizi bir yerlere atıp sosyalleşmezseniz bok gibi bir psikolojiyle gözleriniz tavana takılmış bir şekilde saatlerce uykuyu beklersiniz.
* temizlik hastası bir anne tarafından büyütüldüğüm için düzenli olmak benim için kaçınılmazdı. en büyük problem olan ev temizliği konusunda hiç sıkıntı çekmedim. ancak dağınık ve depresif bir yapınız varsa ( bazı arkadaşlarımdan biliyorum ) eviniz potansiyel bir çöp evdir ve işin kötüsü tembelliğe alıştıktan sonra bunu düzeltmek çok ama çok zordur. beraberinde çeşitli hastalıklar da cabası.
çok uzatmadan bu şekilde bitirelim. merak eden olursa sorularınız için deneyimli bir yalnız yaşayan olarak bir tık uzağınızdayım.
teşekkürler.
devamını gör...
özgün başlıkların sevilmeme nedeni
galiba akla bir şey getirmediği için gözden kaçıyor.
devamını gör...
resmi nikahsız yaşamak
bana göre çok mantıklı olan olaydır. aynı evde yaşamaya başladıktan sonra kavga edip ayrılacaksan, evlendikten sonra olması daha kötü değil midir? bir nevi prova yani, ben ne bileyim belki adam akşam eve gelince çoraplarını çıkartıp avizeye asıyor?
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının mal varlıkları
kendim. biraz malim ben, evet.
devamını gör...
süpernova
çok büyük kütleli yıldızların gerçekleştirdiği patlama.
yıldızların hepsi farklı kütlelerle hayatlarına başlarlar. bu tür konularda güneş kütlesi birim kütle olarak kabul edilir. süpernova gerçekleştiren yıldızlar, hayatlarına en az 8 güneş kütlesi kadar büyük kütlelerle başlarlar. çekirdeklerinde enerji üretemez hale geldiklerinde de, üst katmanlarını tamamen uzaya fırlatacak şekilde patlarlar ama bu esnada yıldızın çekirdeği çöker. patlayan atmosfer katmanları uzaya saçılırken, geriye, yine kütleye bağlı olarak bir nötron yıldızı ya da kara delik kalır. ortaya da şöyle bir manzara çıkar.
süpernovaların farklı bir türü daha var, üzerinde durulması gereken. bunda da süreç şu şekilde işliyor: çift yıldız sistemi dediğimiz yıldız sistemleri var uzayda. bu sistemlerde 2 tane yıldız var ve bunlardan bir tanesi genellikle beyaz cüce. diğer yıldız ise henüz yaşamı sona ermemiş bir yıldız; mesela bir kırmızı dev olabilir. bu 2 yıldız birbirlerine o kadar yakın olabilir ki, beyaz cücenin kütle çekim etkisi, diğerinin atmosferindeki maddeyi kendine çekebilir. böylece beyaz cücenin üzerine sürekli olarak diğer yıldızdan madde akışı gerçekleşir. kütlesi gittikçe artan beyaz cüce, belirli bir noktadan sonra daha fazla maddeyi taşıyamaz ve patlar. taşıyamadığı madde miktarının olduğu sınır chandrasekhar limiti olarak da anılır. işte bu olay da bir tür süpernovadır.
yıldızların hepsi farklı kütlelerle hayatlarına başlarlar. bu tür konularda güneş kütlesi birim kütle olarak kabul edilir. süpernova gerçekleştiren yıldızlar, hayatlarına en az 8 güneş kütlesi kadar büyük kütlelerle başlarlar. çekirdeklerinde enerji üretemez hale geldiklerinde de, üst katmanlarını tamamen uzaya fırlatacak şekilde patlarlar ama bu esnada yıldızın çekirdeği çöker. patlayan atmosfer katmanları uzaya saçılırken, geriye, yine kütleye bağlı olarak bir nötron yıldızı ya da kara delik kalır. ortaya da şöyle bir manzara çıkar.
süpernovaların farklı bir türü daha var, üzerinde durulması gereken. bunda da süreç şu şekilde işliyor: çift yıldız sistemi dediğimiz yıldız sistemleri var uzayda. bu sistemlerde 2 tane yıldız var ve bunlardan bir tanesi genellikle beyaz cüce. diğer yıldız ise henüz yaşamı sona ermemiş bir yıldız; mesela bir kırmızı dev olabilir. bu 2 yıldız birbirlerine o kadar yakın olabilir ki, beyaz cücenin kütle çekim etkisi, diğerinin atmosferindeki maddeyi kendine çekebilir. böylece beyaz cücenin üzerine sürekli olarak diğer yıldızdan madde akışı gerçekleşir. kütlesi gittikçe artan beyaz cüce, belirli bir noktadan sonra daha fazla maddeyi taşıyamaz ve patlar. taşıyamadığı madde miktarının olduğu sınır chandrasekhar limiti olarak da anılır. işte bu olay da bir tür süpernovadır.
devamını gör...
igdaş'tan faturalara taksit kampanyası
istanbul gaz dağıtım sanayi ve ticaret a.ş. faturalarını ödeyemeyen vatandaşlar için taksit kampanyası başlattı.
gecikmiş fatura borçları ilave ücret, komisyon olmaksızın 10 taksit ile 4 arasında ödenebilecek.
kampanya koşulları ;" kampanyadan, son ödeme tarihi 25 aralık 2020 ve öncesine ait, daha önce yapılandırma konusu olmamış, en az iki gecikmiş faturaya sahip abonelerle, son ödeme tarihi, 1 kasım 2020 öncesi olan ve bir adet ödenmemiş faturası bulunan tüm aboneler yararlanabilecek. 31 mart 2021 tarihine kadar başvurulabilecek."
igdaş genel müdürü dr. mithat bülent özmen :“kampanya ile evsel ya da ticari tüketim yapan tüm abonelerimizin doğalgaz ihtiyacını kesintisiz sağlayabilmesini; abonelerimizin varsa birikmiş borç yükünü rahatlıkla ödeyebilmelerini hedefliyoruz” sözleriyle vatandaşları bu kampanyadan yararlanmaya davet etti.
kaynak
gecikmiş fatura borçları ilave ücret, komisyon olmaksızın 10 taksit ile 4 arasında ödenebilecek.
kampanya koşulları ;" kampanyadan, son ödeme tarihi 25 aralık 2020 ve öncesine ait, daha önce yapılandırma konusu olmamış, en az iki gecikmiş faturaya sahip abonelerle, son ödeme tarihi, 1 kasım 2020 öncesi olan ve bir adet ödenmemiş faturası bulunan tüm aboneler yararlanabilecek. 31 mart 2021 tarihine kadar başvurulabilecek."
igdaş genel müdürü dr. mithat bülent özmen :“kampanya ile evsel ya da ticari tüketim yapan tüm abonelerimizin doğalgaz ihtiyacını kesintisiz sağlayabilmesini; abonelerimizin varsa birikmiş borç yükünü rahatlıkla ödeyebilmelerini hedefliyoruz” sözleriyle vatandaşları bu kampanyadan yararlanmaya davet etti.
kaynak
devamını gör...
olmak istenen cansız varlık
heykel. güzel bir heykel olmak isterdim.
devamını gör...
anksiyete atağına iyi gelen şeyler
anksiyete ile başetmede gösterilen bazı davranışlar vardır. bunlar:
1) içe dönem (withdrawal) : anksiyete yaratan olayların psikolojik olarak tehdit olarak algılanmaması.
2dışa vurma (acting out) : anksiyetenin dışa vurularak yani,agresif davranışlarla boşaltımı.
3bedene yansıtma : anksiyetenin bedendeki bir bölgeye yansıtılarak fizyolojik olarak ifade edilmesidir.
4)kaçınma : anksiyete yüklü yaşantılardan kaçınma yoluyla kontrolünün sağlanması.
5)problem çözme :anksiyetenin yarattığı durumlarla ya da olaylarla ilgili sorunların çözümünde uygun davranışları öğrenmektir.problem çözme bireyin gelişimini ve gerçekci kararlarını alması için anksiyeteden yararlanmasını sağlar. geçirilen yaşantıdan anlam çıkarma ya da uygun davranış ve becerileri öğrenme yoluyla bireyin kendini aynı sorunları yaşamaktan kurtarır.böylece, ilk dört maddede ki davranışların bireyin gelişimi ve olgunlaşması için uygun olmadığı halde, problem çözme davranışının bireyi geliştiren etkili bir davranıştır.
1) içe dönem (withdrawal) : anksiyete yaratan olayların psikolojik olarak tehdit olarak algılanmaması.
2dışa vurma (acting out) : anksiyetenin dışa vurularak yani,agresif davranışlarla boşaltımı.
3bedene yansıtma : anksiyetenin bedendeki bir bölgeye yansıtılarak fizyolojik olarak ifade edilmesidir.
4)kaçınma : anksiyete yüklü yaşantılardan kaçınma yoluyla kontrolünün sağlanması.
5)problem çözme :anksiyetenin yarattığı durumlarla ya da olaylarla ilgili sorunların çözümünde uygun davranışları öğrenmektir.problem çözme bireyin gelişimini ve gerçekci kararlarını alması için anksiyeteden yararlanmasını sağlar. geçirilen yaşantıdan anlam çıkarma ya da uygun davranış ve becerileri öğrenme yoluyla bireyin kendini aynı sorunları yaşamaktan kurtarır.böylece, ilk dört maddede ki davranışların bireyin gelişimi ve olgunlaşması için uygun olmadığı halde, problem çözme davranışının bireyi geliştiren etkili bir davranıştır.
devamını gör...
ali erbaş'ın bayram hutbesini kılıçla okuması
ulan cidden bu şovları kim akıl veriyor bunlara çok merak ediyorum. ulan o kadar bütçen var gökten ışık hüzmesi nur falan indir bari şov görsün müminler!
devamını gör...
foucault sarkacı
fransız fizikçi leon foucault, 1851 yılında dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü kanıtlayabilmek için imparator 3. napolyon'dan izin almış ve paris'in en yüksek kubbeli yapısı pantheon'un tepesinden çelik tele bağlı demir bir top sarkıtmış. topun yerde bıraktığı izleri gözlemleyerek dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü kanıtlamıştır. bunun bir örneğini ege üniversitesi gözlemevinde görüp inceleme fırsatım olmuştu. gerçekten dönemi düşündüğümüzde etkileyici bir deney.
devamını gör...
tamam shud vakası
tamam shud vakası uzun süredir çözülemeyen bir cinayet vakası, her şey avustralya’da somerton sahili’nde bulunan bir cesetle başladı.
avustralya’nın somerton sahili’nde bulunduğu için adı somerton adamı gizemi olarak anılan vaka bugün bile araştırmacıların ve meraklı insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. avustralya, adelaide‘ın somerton sahilinde, iyi giyimli, ceketinin yakasında yarısı içilmiş bir sigara izmariti olan bir ceset bulunuyor. daha da ilginci cebinden, üzerinde sonlandırıldı, tamamlandı anlamına gelen “tamam shud” yazılı bir not çıkıyor.
günler süren araştırmalara, olay anında ve sonrasında bulunan şaşırtıcı ipuçlarına rağmen yetkililer vakanın çözümüne yaklaşamıyorlar bile. bugün, üzerinden 72 yıl geçmiş olmasına rağmen somerton adamı gizemini korumaya devam ediyor. işte somerton adamı ve tamam shud vakası hakkında her şey.
30 kasım 1948 tarihinde saat 19.00’da john bain lyons ve eşi avustralya, adelaide’ın somerton sahilinde dolaşarak eşsiz manzarasının keyfini çıkarıyordu. çift, engelli çocuklar yurdunun hemen karşısındaki dalgakırana yaslanmış halde oturan bir adam fark etti. adam ayaklarını uzatmış ve birini diğerinin üzerine atmıştı.
adam tertemiz giyinmişti, üzerinde takım elbisesi ve cilalı ayakkabıları vardı, bu kıyafetler sıcak bir yaz akşamı ve sahil için hiç de uygun görünmüyordu. çift yaklaşık 2 metre mesafeden adama seslendi, adam sağ kolunu ağzının hizasına kadar kaldırdı sonra kolu tekrar yere düştü. lyons çifti adamın sarhoş olduğu ve sigarasını yakmaya çalıştığını zannetti, geceyi mahvetmemek adına bu sarhoş adamdan uzaklaşmanın iyi bir fikir olduğuna karar verip oradan uzaklaştılar.
sahilde bulunduğu fotoğraf
aradan 30 dakika geçtikten sonra bir başka çift de dalgakırana yaslanmış halde oturan adamı gördü. sol kolu açılmış ve yere düşmüş ve yüzü tamamen sivrisineklerle kaplanmış haldeydi. çift adamın çok derin bir uykuda olduğu kanısına vardı. hatta kendi aralarında, yüzüne konan bu kadar çok sivrisinekten rahatsız olmadığına göre ölümüne uyuyor diye şakalaştılar.
ertesi sabah, 1 aralık 1948, saat 6.50 civarında sahilde ata binen bir grup insan adamın etrafını sarmıştı. önceki gün adamı fark etmiş olan john lyon, sabah yüzmesinden çıkmıştı ki eşiyle birlikte sarhoş adama rastladıkları yerde toplanan kalabalığı gördü. lyon kalabalığa yaklaştığında bir anda, dün gördükleri adamın artık ölü olduğunu fark etti.
resim 2
somerton adamı adı verilen cesedin ilk incelemesinde kesin ölüm sebebi belirlenemedi. sinekkaydı tıraş olmuş adamın vücudunda bıçak veya kurşun yarası ya da herhangi bir bere yoktu, olay yerinde hiç kana da rastlanmamıştı. ölümünün sessiz ve huzur içinde gerçekleştiği kanısı hakim oldu.
üç saat sonra, ceset adelaide kraliyet hastanesi’ne sevk edildi. dr. john barkley bennet ölüm zamanının sabah 02.00 civarı olduğunu tahmin etti. ardından cesedi patolog john matthew dwyer inceledi, o noktada ölüm katılığı gerçekleşmişti. patolog kulak arkalarındaki ve boynundaki morlukların çok derin olduklarını fark etti ve ölümün ardından bedenin yerinden oynatılmadığını belirledi. adamın kıyafetleri çok temizdi. içinde boxer short ve atlet, üzerinde beyaz bir gömlek, kırmızı bir kravat, açık kahve pantolon, kahverengi süveter ve kahverengi kruvaze bir kaban vardı. ayakkabıları cilalıydı. doktorlar ceplerinde henley beach yönüne bir tren bileti, north glenelg yönüne bir otobüs bileti, metal bir tarak, bir paket sakız, bir paket sigara, bir mendil ve bir paket kibrit buldular.
ancak adamın kıyafetlerinin iç kısmındaki tüm etiketler kesilmişti. pantolon ceplerinin biri bilinmeyen tipte turuncu bir iplikle tamir edilmişti.
bavul
çoğu kişi, kıyafetlerinden ve ceplerinden çıkan eşyalardan dolayı adamın amerikalı olduğunu düşündü. ilginç bir şekilde, somerton adamının üzerinden cüzdan çıkmadı, göğüs cebinde ise dedektif thomas cleland tarafından üzerinde “tamam shud” yazan katlanmış bir kağıt parçası bulundu. farsçada bu ifade bitti, tamamlandı anlamına geliyordu. kelimeler gösterişli bir el yazısıyla yazılmıştı ve bu kağıt parçasının, 12. yüzyıl şairlerinden ömer hayyam’ın “rubaiyat” isimli kitabının yeni zelanda baskısından yırtılmış olduğu bulundu.
adamın vücuduyla alakalı olarak dwyer, göz bebeklerinin küçük ve sıra dışı, dış hatlarının dengesiz ve boyutlarının neredeyse aynı olduğunu not etti. göz bebeklerinin bu derece küçülmesine belli ilaçlar sebep olmuş olabilirdi. sakinleştirici bir ilaç (barbitürat) buna sebep olabilirdi, ancak kesin bir bulgu yoktu. adamın midesinde kan olduğu belirlendi. dwyer, midedeki kanın sebebinin tahriş edici bir zehirden kaynaklanabileceğini söyledi ve midede herhangi bir yiyecek maddesi görmediğini ekledi.
adam orta yaşlarda, muhtemelen 40’larındaydı ve atletik bacaklara sahipti. ayakkabılar ayağını sıkmış olabileceği için ayak baş parmakları garip şekilde ezilmişti. bazıları bu ezikler sebebiyle adamın balet olabileceğini dahi düşündü.
adli tıpçı thomas cleland, digitalis ve strofantin isimli vücutta hızla çözülen ve ardından iz bırakmayan iki tür zehir kullanılmış olabileceğini öne sürdü. somerton adamına bu iki zehirden biri verilmiş ve otopsi yapılmadan önce bu zehirlerin izleri silinmiş olabilirdi.
adamın cesedi
ancak kan ve idrar tahlilleri geldiğinde her şey normal görünüyordu. sonuç olarak kalp krizi geçirdiği, somerton adamının bu yüzden öldüğü hükmüne varıldı. ancak kalp krizini tetikleyen şey büyük ihtimalle, adama isteği dışında habersiz olarak veya zorla verilmiş olan zehirdi .ardından parmak izi incelemesi yapıldı, ancak ne fbı’ın ne de scotland yard’ın veri tabanında herhangi bir eşleşme bulunamadı.
tamam shud ifadesinin ardındaki gizem
bölgedeki yerel tren istasyonunda bulunan terk edilmiş bir binadan bir telefon geldi. ertesi gün, polis adelaide tren istasyonunda kahverengi bir valizin bulunduğunu haber aldı. valizde, somerton adamının kıyafetlerinde tamir için kullanılan ipin aynısı vardı. ip son derece nadir bulunan ve avustralya’da üretilmeyen bir ip olduğu için teşhisi kolay olmuştu. dahası valizde bulunan kıyafetler tam da somerton adamının bedenindeydi ve valizdeki atlet, çamaşırhane torbası ve kravatın üzerinde “t. keane” veya “t. kean” yazısı vardı. ancak bütün bunlar da kimlik tespiti için yetersiz ipuçlarıydı.
tamam shud
bazıları valiz içerisinde bulunan kıyafetlerin kadın kıyafetleri olduğunu ileri sürdü. ancak valizde kıyafetlerin yanı sıra bir fırça, bir bıçak, tornavida, kalemler ve bir makas da bulundu. nihayetinde tüm dünya somerton adamından ve yarattığı gizemden haberdar olmuştu. birkaç ay sonra dedektiflerin ofisine bir adam geldi, elinde bulunması zor olan rubaiyat kitabının bir baskısını tutuyordu ve onun da son sayfasındaki “tamam shud” yazısı yırtılıp alınmıştı. adam, önceki yılın aralık ayında, kayın biraderi ile yola çıktıklarını ve aracı somerton plajı yakınlarında bir yere park ettiklerini söyledi.
valiz
araca geri döndüklerinde aracın zemininde değişik bir kitap olduğunu fark ettiler. her ikisi de kitabın birbirlerine ait olduğunu düşündü ve alıp torpido gözüne koydular. ancak, somerton adamı ile ilgili haberler ortalıkta dolaşmaya başlayınca kitabı incelemeye karar veren ikili, kitabın haberlerde geçen kitapla aynı olduğunu ve son sayfasının yırtılmış olduğunu hemen fark ettiler.
kitabı dedektif lionel leane inceledi ve listelenmemiş iki telefon numarası ve alan kodları olduğunu gördü. ilk telefon numarasından bir şey çıkmadı, ancak ikinci telefon numarası onları somerton plajı bölgesinde yaşayan ve jestyn olarak bilinen genç hemşireye yönlendirdi. jestyn’in ismi halka açıklanmadı, kendisiyle görüşmeye gidildiğinde somerton adamını tanımadığını söyledi. ancak somerton adamının yüz maskesini gördüğünde neredeyse bayılacaktı.
jestyn polisle konuşma konusunda isteksizdi, ancak alfred boxall isimli bir adama kitabın bir kopyasını hediye ettiğini söyledi. polis bu ipucunu takip edince alfred boxall’ın hayatta olduğunu, jestyn’in kendisine hediye ettiği kitabın da hala kendisinde olduğunu keşfetti.
hemşire jestyn ve oğlu
mor ışık altında kitapta ilginç kodlar olduğu görüldü. hiçbir anlam ifade etmeyen harfler 5 sıra halinde yan yana yazılmış, ikinci sıradaki harflerin üstü çizilmişti. ilk üç sıra, alttaki iki sıradan üzerine çift çizgi çekilmiş bir “x” işareti ile ayrılmıştı. istihbaratta çalışan şifre kırıcılar bu harflerin ne anlama geldiğini çözemedi, bunun üzerine belki amatör şifre kırıcılar bir şeyler bulur umuduyla bu satırlar gazetelerde paylaşıldı:
w [veya belki m] rgoababdwtbımpanetp
mlıabo aıaıqc
ıttmtsamstgab
gizemli kelimeler
polis somerton adamının 14 haziran 1949 tarihinde gömülmesine karar verdi. 1958 yılında adli tıp nihai raporunu açıkladı, sonuç kısmında şunlar yazıyordu: “cesedin kime ait olduğu bilinmiyor… nasıl öldüğü veya ölüm sebebi bilinmiyor.”
teoriler
son yıllarda, somerton adamı gizemi ve tamam shud ifadesi yeniden gündem oldu ve insanlar olay hakkında yeniden teoriler üretmeye başladı.
ilk popüler teori jestyn tarafından reddedilmesinin ardından somerton adamının intihar ettiği yönündeydi. ayrıca jestyn’in, tıpkı somerton adamına benzeyen, bu yüzden somerton adamından olduğu iddia edilen bir çocuğu da vardı. araştırmacılar, somerton adamının ailesi olmayan bir hayatı istemediğini bu yüzden canına kıydığını düşündüler.
somerton adamının vücudunda kavga veya cinayet olduğu izlenimi veren herhangi bir yara bere izi olmaması sebebiyle bu teorinin daha akla yatkın olduğu görüşündeydiler. ayrıca, tamam shud notunun jestyn ile bağlantısı da vardı. son olarak, vücudunda hiç zehir bulunmaması da somerton adamının kendi kendini zehirlemiş olabileceğinin bir göstergesiydi.
daha çarpıcı ikinci teori ise somerton adamının çok fazla şey bilen bir casus olduğuydu. ölüm şekli çok sıra dışıydı ve doktorların ifadesine göre kullanılan zehirler çok bilinen zehirler değildi. zehir son derece ölümcül ve bilinmeyen bir zehirdi, öyle ki verilen kişiyi anında öldürüyor, ancak birkaç saat içinde geride hiç iz bırakmayacak şekilde kayboluyordu, bu sebeple de yapılan testlerde ortaya çıkmıyordu. böyle bir zehri temin edebilmiş olması onun çevresinin çok geniş olduğuna işaret ediyordu.
resim
dahası, somerton adamının hikayesi tüm dünyada yankı bulmuşken kimse onu teşhis etmeye gelmemişti. ayrıca karmaşık harflerden oluşan şifreler ve anlam verilemeyen tamam shud ifadesi somerton adamının bir casus olduğu veya birileri tarafından öldürülmek istendiği teorilerini destekliyordu.
vaka hakkında hala ipuçları ortaya çıkıyor. avustralyalı emekli polis memuru gerry feltus, kendi yürüttüğü araştırmalar neticesinde 1959 yılında bir görgü tanığının, somerton adamını başka birinin omzunda taşıyarak plaja getirdiğini ve dalgakırana yaslayıp oturtarak gittiğini gördüğünü söylediğini ortaya çıkarmıştır. görgü tanığının somerton adamının oturtulduğunu söylediği yer tam da bulunduğu yerdir.
yeri
jestyn’in kızı da araştırmaya dair detayları toplamıştır. kendisi somerton adamının dedesi olduğuna ve annesiyle onun bir sovyet casusluk ağına dahil olduklarına inanmaktadır. jestyn’in kızı somerton adamının mezardan çıkarılıp yeniden incelenmesi talebinde de bulunmuştur. o zamana kadar konuşulacak her şey spekülasyondan öte geçmeyecektir. anlaşılan o ki bu dosya asla kapanmayacak, bir başka deyişle “tamam shud” olmayacaktır.
avustralya’nın somerton sahili’nde bulunduğu için adı somerton adamı gizemi olarak anılan vaka bugün bile araştırmacıların ve meraklı insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. avustralya, adelaide‘ın somerton sahilinde, iyi giyimli, ceketinin yakasında yarısı içilmiş bir sigara izmariti olan bir ceset bulunuyor. daha da ilginci cebinden, üzerinde sonlandırıldı, tamamlandı anlamına gelen “tamam shud” yazılı bir not çıkıyor.
günler süren araştırmalara, olay anında ve sonrasında bulunan şaşırtıcı ipuçlarına rağmen yetkililer vakanın çözümüne yaklaşamıyorlar bile. bugün, üzerinden 72 yıl geçmiş olmasına rağmen somerton adamı gizemini korumaya devam ediyor. işte somerton adamı ve tamam shud vakası hakkında her şey.
30 kasım 1948 tarihinde saat 19.00’da john bain lyons ve eşi avustralya, adelaide’ın somerton sahilinde dolaşarak eşsiz manzarasının keyfini çıkarıyordu. çift, engelli çocuklar yurdunun hemen karşısındaki dalgakırana yaslanmış halde oturan bir adam fark etti. adam ayaklarını uzatmış ve birini diğerinin üzerine atmıştı.
adam tertemiz giyinmişti, üzerinde takım elbisesi ve cilalı ayakkabıları vardı, bu kıyafetler sıcak bir yaz akşamı ve sahil için hiç de uygun görünmüyordu. çift yaklaşık 2 metre mesafeden adama seslendi, adam sağ kolunu ağzının hizasına kadar kaldırdı sonra kolu tekrar yere düştü. lyons çifti adamın sarhoş olduğu ve sigarasını yakmaya çalıştığını zannetti, geceyi mahvetmemek adına bu sarhoş adamdan uzaklaşmanın iyi bir fikir olduğuna karar verip oradan uzaklaştılar.
sahilde bulunduğu fotoğraf
aradan 30 dakika geçtikten sonra bir başka çift de dalgakırana yaslanmış halde oturan adamı gördü. sol kolu açılmış ve yere düşmüş ve yüzü tamamen sivrisineklerle kaplanmış haldeydi. çift adamın çok derin bir uykuda olduğu kanısına vardı. hatta kendi aralarında, yüzüne konan bu kadar çok sivrisinekten rahatsız olmadığına göre ölümüne uyuyor diye şakalaştılar.
ertesi sabah, 1 aralık 1948, saat 6.50 civarında sahilde ata binen bir grup insan adamın etrafını sarmıştı. önceki gün adamı fark etmiş olan john lyon, sabah yüzmesinden çıkmıştı ki eşiyle birlikte sarhoş adama rastladıkları yerde toplanan kalabalığı gördü. lyon kalabalığa yaklaştığında bir anda, dün gördükleri adamın artık ölü olduğunu fark etti.
resim 2
somerton adamı adı verilen cesedin ilk incelemesinde kesin ölüm sebebi belirlenemedi. sinekkaydı tıraş olmuş adamın vücudunda bıçak veya kurşun yarası ya da herhangi bir bere yoktu, olay yerinde hiç kana da rastlanmamıştı. ölümünün sessiz ve huzur içinde gerçekleştiği kanısı hakim oldu.
üç saat sonra, ceset adelaide kraliyet hastanesi’ne sevk edildi. dr. john barkley bennet ölüm zamanının sabah 02.00 civarı olduğunu tahmin etti. ardından cesedi patolog john matthew dwyer inceledi, o noktada ölüm katılığı gerçekleşmişti. patolog kulak arkalarındaki ve boynundaki morlukların çok derin olduklarını fark etti ve ölümün ardından bedenin yerinden oynatılmadığını belirledi. adamın kıyafetleri çok temizdi. içinde boxer short ve atlet, üzerinde beyaz bir gömlek, kırmızı bir kravat, açık kahve pantolon, kahverengi süveter ve kahverengi kruvaze bir kaban vardı. ayakkabıları cilalıydı. doktorlar ceplerinde henley beach yönüne bir tren bileti, north glenelg yönüne bir otobüs bileti, metal bir tarak, bir paket sakız, bir paket sigara, bir mendil ve bir paket kibrit buldular.
ancak adamın kıyafetlerinin iç kısmındaki tüm etiketler kesilmişti. pantolon ceplerinin biri bilinmeyen tipte turuncu bir iplikle tamir edilmişti.
bavul
çoğu kişi, kıyafetlerinden ve ceplerinden çıkan eşyalardan dolayı adamın amerikalı olduğunu düşündü. ilginç bir şekilde, somerton adamının üzerinden cüzdan çıkmadı, göğüs cebinde ise dedektif thomas cleland tarafından üzerinde “tamam shud” yazan katlanmış bir kağıt parçası bulundu. farsçada bu ifade bitti, tamamlandı anlamına geliyordu. kelimeler gösterişli bir el yazısıyla yazılmıştı ve bu kağıt parçasının, 12. yüzyıl şairlerinden ömer hayyam’ın “rubaiyat” isimli kitabının yeni zelanda baskısından yırtılmış olduğu bulundu.
adamın vücuduyla alakalı olarak dwyer, göz bebeklerinin küçük ve sıra dışı, dış hatlarının dengesiz ve boyutlarının neredeyse aynı olduğunu not etti. göz bebeklerinin bu derece küçülmesine belli ilaçlar sebep olmuş olabilirdi. sakinleştirici bir ilaç (barbitürat) buna sebep olabilirdi, ancak kesin bir bulgu yoktu. adamın midesinde kan olduğu belirlendi. dwyer, midedeki kanın sebebinin tahriş edici bir zehirden kaynaklanabileceğini söyledi ve midede herhangi bir yiyecek maddesi görmediğini ekledi.
adam orta yaşlarda, muhtemelen 40’larındaydı ve atletik bacaklara sahipti. ayakkabılar ayağını sıkmış olabileceği için ayak baş parmakları garip şekilde ezilmişti. bazıları bu ezikler sebebiyle adamın balet olabileceğini dahi düşündü.
adli tıpçı thomas cleland, digitalis ve strofantin isimli vücutta hızla çözülen ve ardından iz bırakmayan iki tür zehir kullanılmış olabileceğini öne sürdü. somerton adamına bu iki zehirden biri verilmiş ve otopsi yapılmadan önce bu zehirlerin izleri silinmiş olabilirdi.
adamın cesedi
ancak kan ve idrar tahlilleri geldiğinde her şey normal görünüyordu. sonuç olarak kalp krizi geçirdiği, somerton adamının bu yüzden öldüğü hükmüne varıldı. ancak kalp krizini tetikleyen şey büyük ihtimalle, adama isteği dışında habersiz olarak veya zorla verilmiş olan zehirdi .ardından parmak izi incelemesi yapıldı, ancak ne fbı’ın ne de scotland yard’ın veri tabanında herhangi bir eşleşme bulunamadı.
tamam shud ifadesinin ardındaki gizem
bölgedeki yerel tren istasyonunda bulunan terk edilmiş bir binadan bir telefon geldi. ertesi gün, polis adelaide tren istasyonunda kahverengi bir valizin bulunduğunu haber aldı. valizde, somerton adamının kıyafetlerinde tamir için kullanılan ipin aynısı vardı. ip son derece nadir bulunan ve avustralya’da üretilmeyen bir ip olduğu için teşhisi kolay olmuştu. dahası valizde bulunan kıyafetler tam da somerton adamının bedenindeydi ve valizdeki atlet, çamaşırhane torbası ve kravatın üzerinde “t. keane” veya “t. kean” yazısı vardı. ancak bütün bunlar da kimlik tespiti için yetersiz ipuçlarıydı.
tamam shud
bazıları valiz içerisinde bulunan kıyafetlerin kadın kıyafetleri olduğunu ileri sürdü. ancak valizde kıyafetlerin yanı sıra bir fırça, bir bıçak, tornavida, kalemler ve bir makas da bulundu. nihayetinde tüm dünya somerton adamından ve yarattığı gizemden haberdar olmuştu. birkaç ay sonra dedektiflerin ofisine bir adam geldi, elinde bulunması zor olan rubaiyat kitabının bir baskısını tutuyordu ve onun da son sayfasındaki “tamam shud” yazısı yırtılıp alınmıştı. adam, önceki yılın aralık ayında, kayın biraderi ile yola çıktıklarını ve aracı somerton plajı yakınlarında bir yere park ettiklerini söyledi.
valiz
araca geri döndüklerinde aracın zemininde değişik bir kitap olduğunu fark ettiler. her ikisi de kitabın birbirlerine ait olduğunu düşündü ve alıp torpido gözüne koydular. ancak, somerton adamı ile ilgili haberler ortalıkta dolaşmaya başlayınca kitabı incelemeye karar veren ikili, kitabın haberlerde geçen kitapla aynı olduğunu ve son sayfasının yırtılmış olduğunu hemen fark ettiler.
kitabı dedektif lionel leane inceledi ve listelenmemiş iki telefon numarası ve alan kodları olduğunu gördü. ilk telefon numarasından bir şey çıkmadı, ancak ikinci telefon numarası onları somerton plajı bölgesinde yaşayan ve jestyn olarak bilinen genç hemşireye yönlendirdi. jestyn’in ismi halka açıklanmadı, kendisiyle görüşmeye gidildiğinde somerton adamını tanımadığını söyledi. ancak somerton adamının yüz maskesini gördüğünde neredeyse bayılacaktı.
jestyn polisle konuşma konusunda isteksizdi, ancak alfred boxall isimli bir adama kitabın bir kopyasını hediye ettiğini söyledi. polis bu ipucunu takip edince alfred boxall’ın hayatta olduğunu, jestyn’in kendisine hediye ettiği kitabın da hala kendisinde olduğunu keşfetti.
hemşire jestyn ve oğlu
mor ışık altında kitapta ilginç kodlar olduğu görüldü. hiçbir anlam ifade etmeyen harfler 5 sıra halinde yan yana yazılmış, ikinci sıradaki harflerin üstü çizilmişti. ilk üç sıra, alttaki iki sıradan üzerine çift çizgi çekilmiş bir “x” işareti ile ayrılmıştı. istihbaratta çalışan şifre kırıcılar bu harflerin ne anlama geldiğini çözemedi, bunun üzerine belki amatör şifre kırıcılar bir şeyler bulur umuduyla bu satırlar gazetelerde paylaşıldı:
w [veya belki m] rgoababdwtbımpanetp
mlıabo aıaıqc
ıttmtsamstgab
gizemli kelimeler
polis somerton adamının 14 haziran 1949 tarihinde gömülmesine karar verdi. 1958 yılında adli tıp nihai raporunu açıkladı, sonuç kısmında şunlar yazıyordu: “cesedin kime ait olduğu bilinmiyor… nasıl öldüğü veya ölüm sebebi bilinmiyor.”
teoriler
son yıllarda, somerton adamı gizemi ve tamam shud ifadesi yeniden gündem oldu ve insanlar olay hakkında yeniden teoriler üretmeye başladı.
ilk popüler teori jestyn tarafından reddedilmesinin ardından somerton adamının intihar ettiği yönündeydi. ayrıca jestyn’in, tıpkı somerton adamına benzeyen, bu yüzden somerton adamından olduğu iddia edilen bir çocuğu da vardı. araştırmacılar, somerton adamının ailesi olmayan bir hayatı istemediğini bu yüzden canına kıydığını düşündüler.
somerton adamının vücudunda kavga veya cinayet olduğu izlenimi veren herhangi bir yara bere izi olmaması sebebiyle bu teorinin daha akla yatkın olduğu görüşündeydiler. ayrıca, tamam shud notunun jestyn ile bağlantısı da vardı. son olarak, vücudunda hiç zehir bulunmaması da somerton adamının kendi kendini zehirlemiş olabileceğinin bir göstergesiydi.
daha çarpıcı ikinci teori ise somerton adamının çok fazla şey bilen bir casus olduğuydu. ölüm şekli çok sıra dışıydı ve doktorların ifadesine göre kullanılan zehirler çok bilinen zehirler değildi. zehir son derece ölümcül ve bilinmeyen bir zehirdi, öyle ki verilen kişiyi anında öldürüyor, ancak birkaç saat içinde geride hiç iz bırakmayacak şekilde kayboluyordu, bu sebeple de yapılan testlerde ortaya çıkmıyordu. böyle bir zehri temin edebilmiş olması onun çevresinin çok geniş olduğuna işaret ediyordu.
resim
dahası, somerton adamının hikayesi tüm dünyada yankı bulmuşken kimse onu teşhis etmeye gelmemişti. ayrıca karmaşık harflerden oluşan şifreler ve anlam verilemeyen tamam shud ifadesi somerton adamının bir casus olduğu veya birileri tarafından öldürülmek istendiği teorilerini destekliyordu.
vaka hakkında hala ipuçları ortaya çıkıyor. avustralyalı emekli polis memuru gerry feltus, kendi yürüttüğü araştırmalar neticesinde 1959 yılında bir görgü tanığının, somerton adamını başka birinin omzunda taşıyarak plaja getirdiğini ve dalgakırana yaslayıp oturtarak gittiğini gördüğünü söylediğini ortaya çıkarmıştır. görgü tanığının somerton adamının oturtulduğunu söylediği yer tam da bulunduğu yerdir.
yeri
jestyn’in kızı da araştırmaya dair detayları toplamıştır. kendisi somerton adamının dedesi olduğuna ve annesiyle onun bir sovyet casusluk ağına dahil olduklarına inanmaktadır. jestyn’in kızı somerton adamının mezardan çıkarılıp yeniden incelenmesi talebinde de bulunmuştur. o zamana kadar konuşulacak her şey spekülasyondan öte geçmeyecektir. anlaşılan o ki bu dosya asla kapanmayacak, bir başka deyişle “tamam shud” olmayacaktır.
devamını gör...
the kooks
müzik dünyasının iyi müzik yapan "güzel adamları" diyorum ben bu elemanlara. ındie gruplar arasında tek geçerim. şarkılardaki teenage ruhu mu çeken beni bilmiyorum ama adamların eğlenceli bir ezgisi var özellile junk of my heart'ta. dinlemeye başladığınızda 2 şarkısını indirip bırakamıyorsunuz. illet yakanızı bırakmıyor, al sana yüzlerce şarkısıyla bir kooks klasörü. ayrıca daha yeni yeni dinlemeye başlayanlar için gap itinayla önerilir.
devamını gör...
jean paul sartre
"birini sevmeye başlamak, başlı başına bir iştir. güçlü, cömert ve biraz kör olmak zorundasındır. hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki, bir uçurumun kıyısına gelir ve atlayarak karşıya geçmek durumunda kalırsın; işte o an düşünmeye kalkarsan aşamazsın o uçurumu."
-jean paul sartre, bulantı
-jean paul sartre, bulantı
devamını gör...
bir günün 36 saat olması gerekliliği
günde 5 saat uyumama rağmen anlamsız bir zaman yetmezliği içerisinde olduğumu fark etmem sonucunda ulaştığım tespittir.
buna rağmen buraya ayırdığım zamana şaşmıyor değilim. şimdi podcast'i, radyosu, dergisi, ksp derken bunu iliklerime kadar hissedeceğime de eminim.
saatleri ayarlama enstitüsü'nde ki nuri efendi mi el atar yoksa direkt türkiye uzay ajansımı çözer bilemiyorum ancak bir ayar verilmesi şart durumdur.
buna rağmen buraya ayırdığım zamana şaşmıyor değilim. şimdi podcast'i, radyosu, dergisi, ksp derken bunu iliklerime kadar hissedeceğime de eminim.
saatleri ayarlama enstitüsü'nde ki nuri efendi mi el atar yoksa direkt türkiye uzay ajansımı çözer bilemiyorum ancak bir ayar verilmesi şart durumdur.
devamını gör...


