sanat kulübü fotoğraf yarışması
yedinci fotoğraf yarışmamız sonuçlandı!
oylama sonucunda yarışmayı kazanan jupiter oldu, tebrikler!

yeni yarışmamız da bugün itibariyle başladı, en güzel şehir fotoğraflarınızı 29 ağustos pazar'a kadar bekliyoruz.
yarışmamız discord üzerinden yapılıyor ve tüm kulüplerin üyelerine açık. discord linki
herkese bol şans!
oylama sonucunda yarışmayı kazanan jupiter oldu, tebrikler!

yeni yarışmamız da bugün itibariyle başladı, en güzel şehir fotoğraflarınızı 29 ağustos pazar'a kadar bekliyoruz.
yarışmamız discord üzerinden yapılıyor ve tüm kulüplerin üyelerine açık. discord linki
herkese bol şans!
devamını gör...
saadet partisi kadın kolu başkanlığına erkek atanması
vatandaşı olmasan aslında eğlenceli ülke.
devamını gör...
biz çocukken
biz çocukken yurtdışına çıkma hayalleri, babamızın emekli maaşı ile nasıl geçineceği vb. düşünceler mevcut değildi. biz çocukken memlekette doktor, mühendis, avukat olup hayat arkadaşımızla neleri paylaşabiliriz diye düşünürdük. bu kadar birbirimizi tüketip geceleri kafamızı yastığa rahat koymazdık. dedikleri gibi sanki biz büyüdük ve kirlendi dünya.
edit: radyoda okudukları zaman farkettim, aynı alıntıyı yapmışız başka bir yazar arkadaş ile dikkatsizliğimin kusuruna bakmayın lütfen.
edit: radyoda okudukları zaman farkettim, aynı alıntıyı yapmışız başka bir yazar arkadaş ile dikkatsizliğimin kusuruna bakmayın lütfen.
devamını gör...
r yapmak
geri vites
devamını gör...
terk ettikten sonra geri dönen sevgili
gittim gezdim birkaç alternatifi denedim sende karar kıldım demektir. memnuniyetsizce bir mağazada biz biraz daha bakalım deyip diğer mağazaları dolaşıp en uygun fiyatların ve kalitenin o beğenmediğin mağazada olduğunu idrak etmeye benzer, sırıtan bir suratla dönersin o mağazaya. yerlerde yuvarlanın, gidin bir iki ay mazhar osman'da falan yatın gerekirse ama yine de dönen sevgiliyi affetmeyin. önce kendinize sonra sizi büyüten aileye saygısızlık olur bu inanın.
devamını gör...
erkek kadın ayrımı yapmayan insan
olması gereken insandır. sonuçta fiziksel farklar dışında bir fark yok.
devamını gör...
kadınların tartışmalarda mantıklı argümanlar sunmaması
cinsiyetçi, aşağılayıcı, ötekileştirici başlık açanların neden böyle olması.
devamını gör...
kendine iyi bak sözünün sinir bozucu olması
bu bir vicdan rahatlatmaktır. oysa herkes kendine iyi bakacaktır.
devamını gör...
iki kişinin aynı anda birbirini sevmesi
(bkz: suphanallah bu da nesi)
devamını gör...
denemeler
başlarken sıkılabilirim gibi bir önyargıyla yaklaştığım ama daha sonra yüzümde tebessümle okuduğum kitap. nerde olursan ol, kaçıncı yüzyılda yaşarsan yaşa demek ki bazı düşünceler her insanda ortak oluyormuş dedim bittiğinde.
kitaplar ve insanlar kısmından: " o kadar ki, bence en orta malı, en çok bilinen, en gösterişsiz şeyleri kendi ışıklı yanlarından görebilirsek, onlardan doğanın en büyük mucizeleri, örneklerin en zenginleri çıkarılabilir, özellikle insan eylemleri konusunda."
kitaplar ve insanlar kısmından: " o kadar ki, bence en orta malı, en çok bilinen, en gösterişsiz şeyleri kendi ışıklı yanlarından görebilirsek, onlardan doğanın en büyük mucizeleri, örneklerin en zenginleri çıkarılabilir, özellikle insan eylemleri konusunda."
devamını gör...
islam'ı bilmeyen yazarların islam'ı kötüleyici başlıklar açması
(bkz: ali imran 118)
"ey müminler, kendinizden başkasını sırdaş ve dost edinmeyiniz. olanca güçleri ile size zarar dokundurmaya, dirliğinizi bozmaya çalışırlar, karşılaştığınız her sıkıntı onları sevindirir. gerçi kinleri ağızlarından taşmıştır ama kalplerinde saklı tuttukları kin daha büyüktür. eğer düşünecek olursanız size ayetlerimizi açık açık anlattık."
"ey müminler, kendinizden başkasını sırdaş ve dost edinmeyiniz. olanca güçleri ile size zarar dokundurmaya, dirliğinizi bozmaya çalışırlar, karşılaştığınız her sıkıntı onları sevindirir. gerçi kinleri ağızlarından taşmıştır ama kalplerinde saklı tuttukları kin daha büyüktür. eğer düşünecek olursanız size ayetlerimizi açık açık anlattık."
devamını gör...
kitap alıntıları
“bir insanin hayatı boyunca kendisini kandırdığı şeyi aldığınız anda mutluluğunu da bitirirsiniz.”
mahcubiyet ve haysiyet / dag solstad
mahcubiyet ve haysiyet / dag solstad
devamını gör...
köylülük belirtileri
koca koca oyalı, capcanlı renkli tülbent sevdam.
her renginden olan bir koleksiyonum var.
kullanmadan duramam onları.
her renginden olan bir koleksiyonum var.
kullanmadan duramam onları.
devamını gör...
elalem ne der korkusuyla hayallerinden vazgeçen insan
açıkçası bu yaşıma kadar elalem bana çok şey dedi. üniversitede kazandığım bölümü eleştirip dalga geçtiler, daha sonrasıda bölümümü beğenmeyenler o bölümü başka bir amaç için bırakmaya kalktığımda benden daha çok sever oldular, yapamazsın edemezsin dediler, yaptıktan sonra bu sefer hayata çok geç kaldın yazık dediler, yetmedi işe giremezsin dediler, kpss çok zor sen ilk bulduğun işe gir dediler, dediler de dediler.
sonuç derece, güzel bir iş, hayatta aldığım her karardan duyduğum gurur ve bir şeyleri başarmanın verdiği mutluluk.
kısaca çok yanlış yapan insandır hayallerinden başkası için vazgeçen.
sonuç derece, güzel bir iş, hayatta aldığım her karardan duyduğum gurur ve bir şeyleri başarmanın verdiği mutluluk.
kısaca çok yanlış yapan insandır hayallerinden başkası için vazgeçen.
devamını gör...
bane
batman'in en büyük düşmanlarından olan kas yığını bir abimizdir. santa prisca isimli bir hayali karayip adasından gelmekte olan bane'nin gerçek ismi ise bilinmez. ama kendisinin latino olduğu kesindir.
konuşurken araya birkaç ispanyolca sıkıştırır, meksikalı karteller gibi büyük bir çeteye sahiptir ve acımasızdır. işlerini şiddetle çözmeyi sever ve genel olarak tek vasfı vurup dağıtmak olarak görülür. ama bane sadece basit bir kas yığınından fazlası olduğunu ziyadesiyle kanıtlar...
zaten oldukça güçlü olmasının yanı sıra, aynı zamanda kendisinin ürettiği titan formülünü kullanır. titan formülü onun hali hazırda var olan gücünü beşe ona katlar ve kendini adeta kırılmaz hale getirir. "bane'nin kırılır hale getirdiği şey nedir?" derseniz, cevap batman'dır.

kendisi batman vol.1 issue #497'de batman'ın belini kırar, ve batman'i birkaç sayı daha sürecek bir sakatlığa maruz bırakır. kendi imkanları ve zekasıyla batman'in kimliğini zaten öğrenmiştir, ama onun bu zayıflığını öyle ulu orta ucuz bir şekilde kullanmaz. batman'i adeta oyuna getirir. bane abimiz fair play'i sever, kozlarını batman'a karşı kullanmaz. bu da onu azılı bir suçlu, ama oldukça gururlu ve takdire şayan bir suçlu yapar.
tam olarak dark knight'da gördüğünüz bane değildir belki, ama yine de oldukça ilginç bir karakterdir ve favori batman villain'larımdandır. bane'i sevin...
konuşurken araya birkaç ispanyolca sıkıştırır, meksikalı karteller gibi büyük bir çeteye sahiptir ve acımasızdır. işlerini şiddetle çözmeyi sever ve genel olarak tek vasfı vurup dağıtmak olarak görülür. ama bane sadece basit bir kas yığınından fazlası olduğunu ziyadesiyle kanıtlar...
zaten oldukça güçlü olmasının yanı sıra, aynı zamanda kendisinin ürettiği titan formülünü kullanır. titan formülü onun hali hazırda var olan gücünü beşe ona katlar ve kendini adeta kırılmaz hale getirir. "bane'nin kırılır hale getirdiği şey nedir?" derseniz, cevap batman'dır.

kendisi batman vol.1 issue #497'de batman'ın belini kırar, ve batman'i birkaç sayı daha sürecek bir sakatlığa maruz bırakır. kendi imkanları ve zekasıyla batman'in kimliğini zaten öğrenmiştir, ama onun bu zayıflığını öyle ulu orta ucuz bir şekilde kullanmaz. batman'i adeta oyuna getirir. bane abimiz fair play'i sever, kozlarını batman'a karşı kullanmaz. bu da onu azılı bir suçlu, ama oldukça gururlu ve takdire şayan bir suçlu yapar.
tam olarak dark knight'da gördüğünüz bane değildir belki, ama yine de oldukça ilginç bir karakterdir ve favori batman villain'larımdandır. bane'i sevin...
devamını gör...
aşık olmak
her insanda farklı hissiyat uyandıran tanımsız olay
devamını gör...
biz ne tür yaratıklarız
bir noam chomsky kitabıdır.
noam chomsky’yi bir yazar ve düşünür olarak çok severim ama herkes bilir ki eğer bir konu ders için, okul için işleniyorsa; bir kitap aynı amaçla okunuyorsa insan için işkenceye dönüşebilir. noam chomsky de benim için öyledir.
üniversite yılları boyunca bir lanet gibi üzerimde dolaşan noam chomsky daha sonra da peşimi bırakmadı çünkü şu anda öğretmen adaylarına öabt dersleri veriyorum ve bilen bilir bu derslerden biri de methodology dersidir ve bu derste chomsky adı sürekli geçer. yetmezmiş gibi verdiğim linguistics derslerinde de hazretten bahsetmek zorunda kalıyorum.
demek ki bu da yeterli gelmiyor ki bu mazoşist bir isteğe evirildi. ben de gidip bu kitabı okudum. kitapta dil nedir? sorusunu üzerinden yazılmış uzun bir fikir yazısı sizi bekliyor.
hemen söylemeliyim ki dilbilim terminolojisine uzaksanız ya da bu konu ilginizi çekmiyorsa hiç niyetlenmeyin okumaya. onun dışında oldukça etkileyici bir kitap olduğunu söyleyebilirim. insan olarak ne tür yaratıklar olduğumuzu dil üzerinden açıklayan ya da açıklamaya çalışan hacimsiz ama çok büyük bir kitap.
noam chomsky’yi bir yazar ve düşünür olarak çok severim ama herkes bilir ki eğer bir konu ders için, okul için işleniyorsa; bir kitap aynı amaçla okunuyorsa insan için işkenceye dönüşebilir. noam chomsky de benim için öyledir.
üniversite yılları boyunca bir lanet gibi üzerimde dolaşan noam chomsky daha sonra da peşimi bırakmadı çünkü şu anda öğretmen adaylarına öabt dersleri veriyorum ve bilen bilir bu derslerden biri de methodology dersidir ve bu derste chomsky adı sürekli geçer. yetmezmiş gibi verdiğim linguistics derslerinde de hazretten bahsetmek zorunda kalıyorum.
demek ki bu da yeterli gelmiyor ki bu mazoşist bir isteğe evirildi. ben de gidip bu kitabı okudum. kitapta dil nedir? sorusunu üzerinden yazılmış uzun bir fikir yazısı sizi bekliyor.
hemen söylemeliyim ki dilbilim terminolojisine uzaksanız ya da bu konu ilginizi çekmiyorsa hiç niyetlenmeyin okumaya. onun dışında oldukça etkileyici bir kitap olduğunu söyleyebilirim. insan olarak ne tür yaratıklar olduğumuzu dil üzerinden açıklayan ya da açıklamaya çalışan hacimsiz ama çok büyük bir kitap.
devamını gör...
eşyasız ev tutayım derken yanlışlıkla minimalizmi benimsemek
üst edit: çok stresliyim ve hayatımdaki bazı şeylere gülmezsem diğer sorunlarıma odaklanamam. yazmamın tek amacı buydu.
ilk defa böyle bir başlık açıyorum çok heyecanlıyım.
kıymetli arkadaşlar! yok bu başlangıç olmadı..
ey ahali!
ben x şehrinden y şehrine taşınacağım. taşınmam ve orada yaşamaya başlamam için 4 gün gibi komik bir sürem var ve param yok. zaten iş için taşınıyorum, param olsa niye taşınayım? param olması için bile param olması gerekiyor. neyse benim ailemin de parası yok. yardım isteyecekmişim gibi ilerliyor farkındayım ama konuyu bağlayacağım ahahsh
kısıtlı bir bütçe ve zaman sebebiyle en mantıklı evi bulmaya çalıştım. havasına, suyuna, taşına, toprağına kurban olduğumun şehrinde eşyalı ev yok. varsa da yok hükmünde yani o derece yok. bu yüzden mütevazi bir arayış içine girip 3+1 ev buldum. ne yapacaksam? şöyle bir sorun var ki; kira, depozito, emlakçı vs derken epey masrafım oldu. ya gerçekten yardım isteyecekmişim gibi ilerliyor hâlâ ahahshddjd
ee haliyle eşya almak için bütçem kısıtlandı. ne kadar kısıtlandı? örneğin 4 haneli değil. neyse ki 2 haneli de değil. henüz. biz de kara kara düşündük ve bir karar aldık. neden, dedik, neden evdeki eşyalarımı oraya götürmeyeyim? tabii bu sırada akrabalar peş peşe arayıp "gelin hanımın teyzesinden bir adet ikinci el fırın!"* moduna girdi. tamam, böyle böyle en azından hayatta kalmam için gerekenler bir araya geldi.
sonra eksik olan her eşyayı başka alternatiflerle çözmeye başladık. örneğin; benim koltuk takımım hatta koltuğum hatta sandalyem yok. ama annem bana şark köşesi yapma vaadinde bulunuyor. nemrut'un kızı eşliğinde çiğ köfte partisi yapmam için çiğ köfte tepsisi bile koydu, şaka gibi.
bu yola çıkarken hiç böyle ummamıştım. her memur gibi 1+1 evimde köşe takımıma oturup kahve bardağı ile story atacağım yaşta hayat beni sıra gecesi düzenlemeye itiyor. "minimalizm bunun neresinde yagami? başlıkta minimalizm geçiyor diye gelmiştik" derseniz zaten bir miktar gergin olduğum için asabileşebilirim. ben ortaya bir tespit koydum. ayrıca ha minimalizm ha şark köşesi! ortada su şişesi.
ilk defa böyle bir başlık açıyorum çok heyecanlıyım.
kıymetli arkadaşlar! yok bu başlangıç olmadı..
ey ahali!
ben x şehrinden y şehrine taşınacağım. taşınmam ve orada yaşamaya başlamam için 4 gün gibi komik bir sürem var ve param yok. zaten iş için taşınıyorum, param olsa niye taşınayım? param olması için bile param olması gerekiyor. neyse benim ailemin de parası yok. yardım isteyecekmişim gibi ilerliyor farkındayım ama konuyu bağlayacağım ahahsh
kısıtlı bir bütçe ve zaman sebebiyle en mantıklı evi bulmaya çalıştım. havasına, suyuna, taşına, toprağına kurban olduğumun şehrinde eşyalı ev yok. varsa da yok hükmünde yani o derece yok. bu yüzden mütevazi bir arayış içine girip 3+1 ev buldum. ne yapacaksam? şöyle bir sorun var ki; kira, depozito, emlakçı vs derken epey masrafım oldu. ya gerçekten yardım isteyecekmişim gibi ilerliyor hâlâ ahahshddjd
ee haliyle eşya almak için bütçem kısıtlandı. ne kadar kısıtlandı? örneğin 4 haneli değil. neyse ki 2 haneli de değil. henüz. biz de kara kara düşündük ve bir karar aldık. neden, dedik, neden evdeki eşyalarımı oraya götürmeyeyim? tabii bu sırada akrabalar peş peşe arayıp "gelin hanımın teyzesinden bir adet ikinci el fırın!"* moduna girdi. tamam, böyle böyle en azından hayatta kalmam için gerekenler bir araya geldi.
sonra eksik olan her eşyayı başka alternatiflerle çözmeye başladık. örneğin; benim koltuk takımım hatta koltuğum hatta sandalyem yok. ama annem bana şark köşesi yapma vaadinde bulunuyor. nemrut'un kızı eşliğinde çiğ köfte partisi yapmam için çiğ köfte tepsisi bile koydu, şaka gibi.
bu yola çıkarken hiç böyle ummamıştım. her memur gibi 1+1 evimde köşe takımıma oturup kahve bardağı ile story atacağım yaşta hayat beni sıra gecesi düzenlemeye itiyor. "minimalizm bunun neresinde yagami? başlıkta minimalizm geçiyor diye gelmiştik" derseniz zaten bir miktar gergin olduğum için asabileşebilirim. ben ortaya bir tespit koydum. ayrıca ha minimalizm ha şark köşesi! ortada su şişesi.
devamını gör...
güneş enerjisi
güneş, dünyanın yaşam kaynağıdır. bitkilerin tamamına yakını (mantarlar vb. hariç) güneş sayasinde büyür gelişir güneşten aldıkları ışığı ve enerjiyi fotosentez'de kullanır.
fotovoltaik enerjiyi ilk kez becquerel keşfetmiş kısa bir süre sonra 1893 yılında charles fritts selenyum plakalarını ince bir altın filmle kaplayarak ilk güneş panelini yapmıştır. aradan geçen 70-80 yıl içerisinde güneş enerjisinden daha fazla faydalanma konusunda yürütülen çalışmalar ile 1970 lerde çevresel olarak temiz bir birincil enerji kaynağı olarak kendini kabul ettirmiştir.
güneş enerjisi 1970 lerden bugüne kadar yapılan teknolojik araştırmalar gelişmeler ile fiyat performans olarak maliyet açısından daha ulaşılabilir ve mümkün hale gelmiştir.
güneş enerjisini sadece elektrik üretimi olarak düşünmemek gerekir. özellikle ege ve akdeniz bölgesinde konutlarda güneş enerjili su ısıtma sistemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. evlerde güneş enerjisi ile kombine edilmiş ısıtma sitemleri de yakın gelecekte yaygınlaşacaktır.
elektrik üretimde tarafında takip ettiğim yollarda gördüğüm bir konuya da değinmeden geçmek istemiyorum. devlet teşvikleri ile artan güneş enerjisi santralleri günden güne artmakta fakat gördüğüm bazı santrallerin tarım arazilerine kurulması düşündürücüdür. aslen ekilip dikilmeye müsait olmayan verimsiz topraklar ve alanlarda kurulması gereklidir.
sanayi bölgerindeki muhtelif üretim yapan fabrikalarında çatılarına kurdukları paneller ile elektrik maliyetlerinde önemli bir azalma kaydetdikleri bilinmektedir.
son söz olarak enerji üretmek kaynağı güneş ve rüzgar bile olsa bir maliyettir. ucuz enerji ( free energy) diye bir şey yoktur. hepsinde bir yatırım ve işletme maliyeti vardır.
"en ucuz enerji tasarruf edilen enerjidir."
fotovoltaik enerjiyi ilk kez becquerel keşfetmiş kısa bir süre sonra 1893 yılında charles fritts selenyum plakalarını ince bir altın filmle kaplayarak ilk güneş panelini yapmıştır. aradan geçen 70-80 yıl içerisinde güneş enerjisinden daha fazla faydalanma konusunda yürütülen çalışmalar ile 1970 lerde çevresel olarak temiz bir birincil enerji kaynağı olarak kendini kabul ettirmiştir.
güneş enerjisi 1970 lerden bugüne kadar yapılan teknolojik araştırmalar gelişmeler ile fiyat performans olarak maliyet açısından daha ulaşılabilir ve mümkün hale gelmiştir.
güneş enerjisini sadece elektrik üretimi olarak düşünmemek gerekir. özellikle ege ve akdeniz bölgesinde konutlarda güneş enerjili su ısıtma sistemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. evlerde güneş enerjisi ile kombine edilmiş ısıtma sitemleri de yakın gelecekte yaygınlaşacaktır.
elektrik üretimde tarafında takip ettiğim yollarda gördüğüm bir konuya da değinmeden geçmek istemiyorum. devlet teşvikleri ile artan güneş enerjisi santralleri günden güne artmakta fakat gördüğüm bazı santrallerin tarım arazilerine kurulması düşündürücüdür. aslen ekilip dikilmeye müsait olmayan verimsiz topraklar ve alanlarda kurulması gereklidir.
sanayi bölgerindeki muhtelif üretim yapan fabrikalarında çatılarına kurdukları paneller ile elektrik maliyetlerinde önemli bir azalma kaydetdikleri bilinmektedir.
son söz olarak enerji üretmek kaynağı güneş ve rüzgar bile olsa bir maliyettir. ucuz enerji ( free energy) diye bir şey yoktur. hepsinde bir yatırım ve işletme maliyeti vardır.
"en ucuz enerji tasarruf edilen enerjidir."
devamını gör...
said nursi
risale-i nur denilen zırvalığı allah'tan vahiy alarak yazdığını iddia eden şizofren ruh hastası. kuran'da kendisinden bahsedildiğini de iddia eder. sözler köşkü, hayalhanem, mesken, çınaraltı, nygma gibi youtube kanallarının şeyhidir.
devamını gör...