ucemak
devamını gör...
öğretmenim melis ağlıyor tuvalete gidebilir miyiz
asla böyle biri olamadım. hep tek tabancaydım. ne mutlu yaverleri olanlara...
devamını gör...
emo
genellikle hayat felsefeleri mutsuzluk üzerine kurulu olan, bunalım takılan, hiç kimsenin onları anlamadıklarını düşünen, çocukluğunu mutsuz bir aile yapısında* geçirdiğini, çocukluktan beri hiç bir ailevi problemlerin çözümlenmediğini gören, sürekli ihmal edilmesi, bunları çevresinde dike getiremediği için, toplumdan kendini dışlamış, toplum tarafından fark edilmek ve farklı olduğunu göstermek amacıyla, saçlarını farkı şekillendirmek kıyafet ve makyaj seçimlerinde kasvetli ve koyu renkleri tercih eden ergenler olarak tanımlayabiliriz.
devamını gör...
bir kadını kırmadan ona şişman olduğunu söylemek
gerek olmayan durumdur.
cinsiyet fark etmeksizin, eğer söz konusu kişinin kilosu ile ilgili herhangi bir problemi yoksa zaten söylemeniz bir şeyi değiştirmeyecektir ancak; kilosu ile problem yaşayan ve bunu dert eden biri zaten bu durumdan kurtulmak için bir şeyler yapıyor veya yapmak istiyordur.
dolayısıyla, zaten bilinen bir durumu gereksiz yere dile getirerek insanların motivasyonunu kırmanın anlamı yok.
cinsiyet fark etmeksizin, eğer söz konusu kişinin kilosu ile ilgili herhangi bir problemi yoksa zaten söylemeniz bir şeyi değiştirmeyecektir ancak; kilosu ile problem yaşayan ve bunu dert eden biri zaten bu durumdan kurtulmak için bir şeyler yapıyor veya yapmak istiyordur.
dolayısıyla, zaten bilinen bir durumu gereksiz yere dile getirerek insanların motivasyonunu kırmanın anlamı yok.
devamını gör...
3 ocak 2021 anonymous'un hükümet yetkililerin tc nosunu sızdırması
mesele numara değil ki,
mesele, birilerinin istediği zaman, istediği durumda, istediği her türlü bilgi belgeye ulaşabilme ve bunlar üzerinde istediği şekilde değişiklik yapabilme gücüne sahip olabildiğini gösterme meselesi.
mesele, birilerinin istediği zaman, istediği durumda, istediği her türlü bilgi belgeye ulaşabilme ve bunlar üzerinde istediği şekilde değişiklik yapabilme gücüne sahip olabildiğini gösterme meselesi.
devamını gör...
yolu yarılayan adam
tanımlarını çok beğendiğim ve takibe aldığım yazar arkadaşımızdır kendileri.
sağ olsunlar artılarını da hiç esirgemezler.
sağ olsunlar artılarını da hiç esirgemezler.
devamını gör...
evladını kuran kursuna göndermeyen insan
gerçek bir müslüman çocuğuna islamı kendisi öğretir, tc'nin memurlarına, tarikatçı cemaatlere göndermez. aile çocuğu eğitir ve çocuk büyüyünce ister müslüman olur ister olmaz, o artık onun sorunu.
devamını gör...
eşine 12 lira bırakarak canına kıyan genç
siyasilerin umurunda olmayacak, çaresizlik yüzünden hayatına kıymış gençtir. insanlar bile bile çaresiz bırakılmak isteniyor, verecekleri bir paket makarnaya muhtaç milyonlar olsun isteniyor. bu durumu umursayan insanlar ne yazık ki yine aynı ya da benzer durumda olan insanlar. ve kimsenin bir şeyleri değiştirecek gücü yok.
bu kişinin kendisine tek kızdığım nokta 3 çocuk sahibi olması. bu da aslında kişinin değil toplumun sorunu. çok fazla yerde insanlar evlenip çocuk yapmayan kişilere eksik gözüyle bakıyor. biraz kalıpların dışına çıkmak istemeyenler de bunun üstüne düşünmüyor, kendilerine ne öğretildiyse onu yapıyorlar. sonuç olarak da fakir daha fazla fakire sebep oluyor, çaresizlik daha fazla kişiye bulaşıyor.
ülke olarak siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal o kadar çok sorunumuz var ki. nereden, nasıl başlayacağız, neyi nasıl çözeceğiz bilmiyorum. gittikçe dibe batıyoruz. ve ne yazık ki bu genç, çaresizlikten dolayı canına kıyan tek genç olmayacak.
bu kişinin kendisine tek kızdığım nokta 3 çocuk sahibi olması. bu da aslında kişinin değil toplumun sorunu. çok fazla yerde insanlar evlenip çocuk yapmayan kişilere eksik gözüyle bakıyor. biraz kalıpların dışına çıkmak istemeyenler de bunun üstüne düşünmüyor, kendilerine ne öğretildiyse onu yapıyorlar. sonuç olarak da fakir daha fazla fakire sebep oluyor, çaresizlik daha fazla kişiye bulaşıyor.
ülke olarak siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal o kadar çok sorunumuz var ki. nereden, nasıl başlayacağız, neyi nasıl çözeceğiz bilmiyorum. gittikçe dibe batıyoruz. ve ne yazık ki bu genç, çaresizlikten dolayı canına kıyan tek genç olmayacak.
devamını gör...
konjenital kalp hastalıkları
4 grupta incelenir bunlar şöyle isimlendirilir:
- pulmoner kan akımını artıran defektler
- pulmoner kan akımını azaltan defektler
- daralma defektleri
- karışık defektler
- pulmoner kan akımını artıran defektler
- pulmoner kan akımını azaltan defektler
- daralma defektleri
- karışık defektler
devamını gör...
uzi
wack mc dir. mahallede abilerinden duyduğu sözleri şarkılarına ekleyip keko gibi takılmayı çok sever.
ayrıca rap müzik dışında her türlü olayla gündem olur.
ayrıca rap müzik dışında her türlü olayla gündem olur.
devamını gör...
bir idam mahkumunun son günü
üst edit: normal sözlük kitap edebiyat kulübü ile toplantımızı gerçekleştirdiğimiz ikinci kitap.
victor hugo'nun o meşhur 'sefil' kelimesini ilk kullandığı romanı olduğu söylenmektedir. romantizm akımı'nın çok önemli eserlerinden biridir. romantizm akımından da kısaca bahsedecek olursam, duygu ve düşüncelerin akımıdır. fransız ihtilaliyle gündem bulan hürriyet ve eşitlik kavramları edebiyata da yansımış, bir idam mahkumunun son günü'nde eşitlik, insan hakları, adalet gibi konulara değinilerek ses bulmuştur.
kitap, adına biraz zıt olarak bir idam mahkumunun son gününe giden son 6 haftayı anlatıyor. anlatım o kadar güçlü ki, insan sanki o kişi kendisiymiş gibi ya da o anlara tanıklık ediyormuş gibi hissediyor. sanki o kişinin gölgesi gibisiniz, her olaya, mahkumun her düşüncesine ve hareketine şahit oluyor gibi...
idamın zevkle karşılandığı bir dönemde müthiş bir eleştiri kitabı. halk bu kitabı okumaya hazır olmadığından en başta victor hugo kendi ismiyle yayınlamıyor. zaten kitapta idam cezalarını zevkle izleyen halka değinilmesi sebepsiz değil. çünkü eserin yazıldığı dönemin insanı da tam olarak öyle.
victor hugo'nun haddim olmayarak müthiş zeki biri olduğunu söyleyebilirim. mahkumun isminin, mesleğinin ve en önemlisi suçunun ne olduğunu bilmememiz bunun en büyük kanıtı. victor hugo şunun mesajını veriyor: suçluyu ortadan kaldırmak yerine suçu ortadan kaldırın. suçluyu ortadan kaldırmak suçu ortadan kaldırmıyor.
edebi açıdan tek kelimeyle muazzam. romantizm akımının müthiş bir temsili. fakat elbette victor hugo'yu kitleleri ikna etmeye çalıştığı için eleştirenler de var. öyleyse bugünkü toplantıda canım dostum ve başkanım aziz varvara alekseyevna tarafından yapılan tespiti hemen bırakayım ''victor hugo da olsan insanları memnun edemezsin!''
kitabın en sevdiğim yanını toplantıda da bahsetmiştim fakat burada da bahsedip tanımımı sonlandırayım:
bizler bir hata yaptığımızda kendimizi haklı çıkaracak sebepler bulmaya veya dış etmenleri suçlamaya çalışırız. fakat bir başkasının hatasında o kişiyi sorumlu tutarız. buna sosyal psikolojide self-serving bias yani kendine hizmet eden ön yargı diyoruz. kitabın sevdiğim yönü, hatası için kendisini sorumlu tuttuğumuz kişinin duygu ve düşüncelerine bu denli gerçekçi tanıklık edebilmemizdi. işte bu yüzden edebi açıdan fikrimce mükemmel bir eser diyebilirim.
ve son olarak* kafa sözlük kitap edebiyat kulübü'ne kitap hakkında farklı yönlerden de bakmamı sağladıkları, bilgi dolu yorumları ve aslında insanın ruh halini olumsuz etkileyebilecek bir kitabı bu kadar neşeyle tartışmamızı sağladıkları için teşekkürü borç bilirim.
victor hugo'nun o meşhur 'sefil' kelimesini ilk kullandığı romanı olduğu söylenmektedir. romantizm akımı'nın çok önemli eserlerinden biridir. romantizm akımından da kısaca bahsedecek olursam, duygu ve düşüncelerin akımıdır. fransız ihtilaliyle gündem bulan hürriyet ve eşitlik kavramları edebiyata da yansımış, bir idam mahkumunun son günü'nde eşitlik, insan hakları, adalet gibi konulara değinilerek ses bulmuştur.
kitap, adına biraz zıt olarak bir idam mahkumunun son gününe giden son 6 haftayı anlatıyor. anlatım o kadar güçlü ki, insan sanki o kişi kendisiymiş gibi ya da o anlara tanıklık ediyormuş gibi hissediyor. sanki o kişinin gölgesi gibisiniz, her olaya, mahkumun her düşüncesine ve hareketine şahit oluyor gibi...
idamın zevkle karşılandığı bir dönemde müthiş bir eleştiri kitabı. halk bu kitabı okumaya hazır olmadığından en başta victor hugo kendi ismiyle yayınlamıyor. zaten kitapta idam cezalarını zevkle izleyen halka değinilmesi sebepsiz değil. çünkü eserin yazıldığı dönemin insanı da tam olarak öyle.
victor hugo'nun haddim olmayarak müthiş zeki biri olduğunu söyleyebilirim. mahkumun isminin, mesleğinin ve en önemlisi suçunun ne olduğunu bilmememiz bunun en büyük kanıtı. victor hugo şunun mesajını veriyor: suçluyu ortadan kaldırmak yerine suçu ortadan kaldırın. suçluyu ortadan kaldırmak suçu ortadan kaldırmıyor.
edebi açıdan tek kelimeyle muazzam. romantizm akımının müthiş bir temsili. fakat elbette victor hugo'yu kitleleri ikna etmeye çalıştığı için eleştirenler de var. öyleyse bugünkü toplantıda canım dostum ve başkanım aziz varvara alekseyevna tarafından yapılan tespiti hemen bırakayım ''victor hugo da olsan insanları memnun edemezsin!''
kitabın en sevdiğim yanını toplantıda da bahsetmiştim fakat burada da bahsedip tanımımı sonlandırayım:
bizler bir hata yaptığımızda kendimizi haklı çıkaracak sebepler bulmaya veya dış etmenleri suçlamaya çalışırız. fakat bir başkasının hatasında o kişiyi sorumlu tutarız. buna sosyal psikolojide self-serving bias yani kendine hizmet eden ön yargı diyoruz. kitabın sevdiğim yönü, hatası için kendisini sorumlu tuttuğumuz kişinin duygu ve düşüncelerine bu denli gerçekçi tanıklık edebilmemizdi. işte bu yüzden edebi açıdan fikrimce mükemmel bir eser diyebilirim.
ve son olarak* kafa sözlük kitap edebiyat kulübü'ne kitap hakkında farklı yönlerden de bakmamı sağladıkları, bilgi dolu yorumları ve aslında insanın ruh halini olumsuz etkileyebilecek bir kitabı bu kadar neşeyle tartışmamızı sağladıkları için teşekkürü borç bilirim.
devamını gör...
hamile kediye saldıran kadın
üst kat komşumuz önceki sene hamile bir kediye parke taşı atıp belini kırdı. veterinere götürdük ama ne kediyi ne de yavrularıi kurtaramadık. tek suçu apartman bahçesinden geçmekti.
surekli dilinde allah, devamlı evinde kabe canlı yayını açık, mukabeleler onun evinde okunan hacı teyze...
ona neden böyle bir şeyi yaptığını sorduğumda; kendi şivesi ile "ikrah ediyrum o gaybanadan, eldi eyi oldi. ııığğ napacasun geberdi" dedi.
surekli dilinde allah, devamlı evinde kabe canlı yayını açık, mukabeleler onun evinde okunan hacı teyze...
ona neden böyle bir şeyi yaptığını sorduğumda; kendi şivesi ile "ikrah ediyrum o gaybanadan, eldi eyi oldi. ııığğ napacasun geberdi" dedi.
devamını gör...
dikkat şahan çıkabilir
atv'nin yandaş olmadığı, şahan gökbakar'ın kaliteli mizah yaptığı zamanlardaki program.
küçük oscar benim için sekkiz demesiyle bir uktedir.
küçük oscar benim için sekkiz demesiyle bir uktedir.
devamını gör...
sözlükten uçurulan yazarlarda da kurucu yazması
(bkz: ctrl+a)
devamını gör...
hiçlik
tdk tarafından anlamına bakıldığında bir şeyin var olmayışı, yokluktur.
aklıma neyzen tevfik'in şu anısı geldi:
sadrazam talat paşa, bir gün neyzen tevfik'e devlet dairelerinden birinde katiplik önerir. neyzen tevfik:
- katip olacağım da ne olacak, diye sorar.
teşekkür beklerken böyle bir soru ile karşılaşınca şaşıran talat paşa, memurluk katlarını alttan üste sıralar:
- önce şu, sonra bu...
neyzen'in hala hoşnut olmadığını sezince de, şöyle sürdürür:
- daha sonra vekil, nazır, kim bilir belki de sadrazam...
neyzen'in yanıtı yine bir soru olur:
- ya sonra?
talat paşa bir an duraksar, sonrası padişahlıktır çünkü. ister istemez:
- hiç! der.
bu yanıt karşısında güler ve şöyle der neyzen tevfik:
- ben bugün de "hiç"im! sonu hiç olduktan sonra, onca zahmete ne gerek var?
aklıma neyzen tevfik'in şu anısı geldi:
sadrazam talat paşa, bir gün neyzen tevfik'e devlet dairelerinden birinde katiplik önerir. neyzen tevfik:
- katip olacağım da ne olacak, diye sorar.
teşekkür beklerken böyle bir soru ile karşılaşınca şaşıran talat paşa, memurluk katlarını alttan üste sıralar:
- önce şu, sonra bu...
neyzen'in hala hoşnut olmadığını sezince de, şöyle sürdürür:
- daha sonra vekil, nazır, kim bilir belki de sadrazam...
neyzen'in yanıtı yine bir soru olur:
- ya sonra?
talat paşa bir an duraksar, sonrası padişahlıktır çünkü. ister istemez:
- hiç! der.
bu yanıt karşısında güler ve şöyle der neyzen tevfik:
- ben bugün de "hiç"im! sonu hiç olduktan sonra, onca zahmete ne gerek var?
devamını gör...
sürekli lambaları açık olan ev
muhtemelen bizim komşunun evidir o. hırsız girecek korkusu sanırım hiç kapattıklarını görmedim.
devamını gör...
maskeye alışmak
inat ettim alışmayacam.
basıyor beni.
basıyor beni.
devamını gör...
annesini telefonuna annem diye kaydeden kadın
annesine bağlı değil bağımlı olan kızdır. akıl sağlığı açısından uzak durulması tavsiye edilir.
edit: başlık annemmm diye kaydeden kızdı. moderatörler nedense düzeltmiş. halbuki özellikle öyle yazmıştım. sondaki 3 tane mmm bağımlılık ifade ediyor diye.
edit: başlık annemmm diye kaydeden kızdı. moderatörler nedense düzeltmiş. halbuki özellikle öyle yazmıştım. sondaki 3 tane mmm bağımlılık ifade ediyor diye.
devamını gör...
hiç kazıklı maria izlememiş insan
kazıklı maria'nın ne olduğunu sözlükten öğrenenler olarak bir örgüt kuralım diyorum. *
devamını gör...