blacklist
her alanda kullanılması muhtemel yasak listesidir. bir engelleyicidir. açıkça belirtilenler dışında tüm öğelere izin veren temel bir erişim kontrol mekanizmasıdır. bu listedeki öğelere erişim reddedilir ya da bu listedeki öğeler listenin aktif olduğu alanda kullanılması yasaklanmıştır.
devamını gör...
saç döken üniversite bölümleri
insanın istemeden okuduğu tüm bölümler.
aile baskısıyla ev idaresi bile okusanız, bunalımdan saçınız dökülür. meslek seçimi önemlidir.
ben turizm okurken bunaldığım kadar uzay bilimlerinde bunalmadım çünkü ilki biraz zorunluluktan ve şartlar gereği olmuşken ikincisi kendi isteğimle olmuştu.
aile baskısıyla ev idaresi bile okusanız, bunalımdan saçınız dökülür. meslek seçimi önemlidir.
ben turizm okurken bunaldığım kadar uzay bilimlerinde bunalmadım çünkü ilki biraz zorunluluktan ve şartlar gereği olmuşken ikincisi kendi isteğimle olmuştu.
devamını gör...
lozan antlaşması
1919 tarihinden itibaren iyice şımaran ve 1920 sevr antlaşması ile kendisine bırakılan izmir ve civarı ile yetinmeyip istanbul'dan da kendisine pay isteyen yunanistan'a dur deyip, geri püskürten gazi mustafa kemal paşa önderliğindeki kurtuluş savaşı oldu. bu zafer de lozan 'da kağıda döküldü.
devamını gör...
en tatlı kahvaltı
bir ay orucun üzerine, ramazan bayramı sabahı yapılan, envai çeşit kahvaltılık ile yapılan, özlenen sabah çayına doyulan kahvaltıdır.
ps:kahvaltıyı özlemişim.
ps:kahvaltıyı özlemişim.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
(bkz: sevda kuşun kanadında)
devamını gör...
sözlük radyosu
radyonun işleyişine ters midir bilmem ama interaktif bir şekilde bizim de yorumlarımızı anlık görebileceğiniz bir platformdan sesimiz duyulsun isteriz. radyo programının kilitlenme veya tıkanma durumu da olmaz diye düşündüğümdür.
devamını gör...
kudüs'e asker gönderelim
bence şu sağa sola asker gönderelim diyen bütün malları toplayalım, gerekli teçhizatı bunlara verelim, nereye istiyorlarsa oraya gönderelim. elalemin çoluğunu çocuğunu oraya buraya gönderelim demek kolay tabi. yiyorsa çıkıp kendin gideceksin. bu sağcı filistin sevdalısı arkadaşların terörist olarak gördüğü deniz gezmiş gidip filistin'de israil'e karşı aslanlar gibi savaşmıştı. sizde terörist dediğiniz adamın onda biri kadar yürek yok.
devamını gör...
evlenilecek kızlar için eğlenilecek kızları üzmek
eğlenmeyeceğin insanla evlenirsen mutsuz olursun. kadını, erkeği fark etmez.
devamını gör...
fotoelektrik olay
öncelikle basit tanım ile başlamak gerekirse fotoelektrik olay ışığın (genellikle metal yoksa her atomda olabilir) metal bir yüzeyden elektron kopartması olayı.
ışık çarpıyor (bkz: güneş panelleri) elektron kopuyor ve elektrik oluşuyor. bu sadece düz mantık anlatımı.
einsten'ı herkes bilir. ve nobel ödülü sahibi olduğunu da. fakat herkes ''özel görelilik'' teoremiyle nobel sahibi olduğunu sanar. halbuki ''fotoelektrik etki'' ile nobel almıştır.
gelin biraz derinine inelim fotoelektrik olayının. her ışık (bundan sonra foton diye anılacak) bir frekansa dolasıyla enerjiye sahiptir. fotonlar bu enerjilerini bize renk olarak gösterirler.(biz öyle algılarız) aslında kızılötesi/mor ötesi vb tabirler buradan gelir. belli frekansın ötesi.
insan gözünün görebildiği renk skalasında kırmızı en düşük, mor en yüksek frekansa sahip renklerdir. ve bu fotonlar düştükleri yüzeylerdeki (basitçe anlatım) elektronlara çarparlar. bu elektron freni boşalmış fakat hızını hiç azaltmamış kamyon gibi atomun en dış ( örnek için geçerli. yoksa en dışı pas geçip iç katmandaki bir elektrona da denk gelebilir.) katmanındaki elektrona çarpar. momentum gereği bir saçılma (compton) oluşur. eğer fotonun enerjisi , elektronu çeken atom çekirdeğinin yani bağlanma enerjisinden büyük ise elektron bulunduğu katmandan fırlar. burada mühim olan şunun bilinmesidir. bir fotonun enerjisi ( frekansı ) ne kadar yüksek olursa olsun sadece bir elektron koparabilir. yani 1-1. peki nasıl daha fazla elektron koparabiliriz bu yüzeyden? şöyle ki efendim ; foton enerjisini arttırarak. ee hani bir elektron sadece bir foton ile kopuyordu? hemen izah edelim. aslında başta anlattıklarımız doğru fakat bu sistemler karşılıklı iki metal levha olduğu için fotonların düştüğü levhadan kopan elektronların karşı levhaya ulaşması gerekmekte. newton fiziğine göre hareket ancak enerjiyle mümkün. peki elektron bu enerjiyi nereden alacak. fotondan. foton çarpınca karşıya gitmeye mecali olmayan fotonlarımıza daha fazla enerji lazım. bu enerjiyi kırmızı ışık yerine daha yüksek enerjili mor ışığı tercih ederek sağlayabiliriz.
burada bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum. yukarıdaki yazarlarımızdan birisi zahmet edip konuyu açıklamışlar. ellerine sağlık. fakat fotoelektrik olay sadece ''mor'' ışık için geçerli bir olay değildir. gelin formüllere bakalım
e(foton)=e(bağlanma)+e(elektron)(ev'elektrovolt) ''e=enerji''
formülde görüldüğü üzere fotonun enerjisi eşitmiş neye? elektronun kopma enerjisi +koptuktan sonra kazandığı enerjiye. burada sabit bir metal için yani sabit bir atom için e(bağlanma) değişmezdir. atıyorum x atomu için bu enerji 6 iken y atomu için bu enerji 4 olabilir. yani sayın yazarımızın dediği kırmızı renk fotonunun sökemediği elektronu mor söker değil. kırmızı renk fotonu başka ve daha düşük bağlanma enerjili bir atomun elektronunu sökebilir. yani kısaca her metalin elektronunu sökmek için belirli bir eşik değer var. her dalga boyunun (frekansın tersi)(1/frekans) bir enerjisi var. gücü yeterse söküyor yetmezse sökemiyor.
gelelim fotonun enerjisi (frekansı) artarsa ne oluyor? gene bir elektron söküyor. fakat artan enerjiyi elektrona kazandırıyor. yani hız kazandırıyor. karşılıklı duran levhalardan birinden kopan elektron diğer levhaya ulaşacak enerjiyi buluyor ve hoooop diğer levhaya çarpıyor. ne mi oluyor? elektrik akımı oluşmuş oluyor. güneş panellerindeki olay ise tamamen bundan ibaret.(tabi basitçe)
son olarak bu olayda fotonun dalga olarak değil tanecik olarak görüyoruz. eğer dalga özelliğinden faydalanarak bu etkiyi gerçekleştirseydi ; bir fotonun onlarca belkide yüzlere elektron kopartması gerekecekti. bunu şöyle düşünebiliriz. bir pompalı tüfekten çıkan saçmaların karşısındaki birçok hedefe isabet etmesi yerine. aynı silahın tek bir domdom kurşunu atması gibi. bir kurşun=bir hedef.
toparlayacak olursak: foton gelir elektrona çarpar , gücü yetiyorsa kopartır kopan elektron uçaaaar gider :)
kullanıldığı alanlar: sensörlü her şey! otomatik kapı ,fotoselli lambalar, güneş panelleri vb
minik bir örnek

bu yazı kendini güncelleyecektir.
edit1:
enerjinin küçük enerji paketleriyle yayılmasını (bkz: kuanta) ilk kez planck ortaya atmış. 1905 yılında einstein fotoelektrik olaylarını açıklarken planck'in kuanta fikrini kullanmış ve nobel ödülünü bu çalışmayla almış. yalnız einstein'ın fotoelektrik açıklamasına ilk karşı çıkanlardan biri planck imiş. böyle de ironik bir adam.
ışık çarpıyor (bkz: güneş panelleri) elektron kopuyor ve elektrik oluşuyor. bu sadece düz mantık anlatımı.
einsten'ı herkes bilir. ve nobel ödülü sahibi olduğunu da. fakat herkes ''özel görelilik'' teoremiyle nobel sahibi olduğunu sanar. halbuki ''fotoelektrik etki'' ile nobel almıştır.
gelin biraz derinine inelim fotoelektrik olayının. her ışık (bundan sonra foton diye anılacak) bir frekansa dolasıyla enerjiye sahiptir. fotonlar bu enerjilerini bize renk olarak gösterirler.(biz öyle algılarız) aslında kızılötesi/mor ötesi vb tabirler buradan gelir. belli frekansın ötesi.
insan gözünün görebildiği renk skalasında kırmızı en düşük, mor en yüksek frekansa sahip renklerdir. ve bu fotonlar düştükleri yüzeylerdeki (basitçe anlatım) elektronlara çarparlar. bu elektron freni boşalmış fakat hızını hiç azaltmamış kamyon gibi atomun en dış ( örnek için geçerli. yoksa en dışı pas geçip iç katmandaki bir elektrona da denk gelebilir.) katmanındaki elektrona çarpar. momentum gereği bir saçılma (compton) oluşur. eğer fotonun enerjisi , elektronu çeken atom çekirdeğinin yani bağlanma enerjisinden büyük ise elektron bulunduğu katmandan fırlar. burada mühim olan şunun bilinmesidir. bir fotonun enerjisi ( frekansı ) ne kadar yüksek olursa olsun sadece bir elektron koparabilir. yani 1-1. peki nasıl daha fazla elektron koparabiliriz bu yüzeyden? şöyle ki efendim ; foton enerjisini arttırarak. ee hani bir elektron sadece bir foton ile kopuyordu? hemen izah edelim. aslında başta anlattıklarımız doğru fakat bu sistemler karşılıklı iki metal levha olduğu için fotonların düştüğü levhadan kopan elektronların karşı levhaya ulaşması gerekmekte. newton fiziğine göre hareket ancak enerjiyle mümkün. peki elektron bu enerjiyi nereden alacak. fotondan. foton çarpınca karşıya gitmeye mecali olmayan fotonlarımıza daha fazla enerji lazım. bu enerjiyi kırmızı ışık yerine daha yüksek enerjili mor ışığı tercih ederek sağlayabiliriz.
burada bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum. yukarıdaki yazarlarımızdan birisi zahmet edip konuyu açıklamışlar. ellerine sağlık. fakat fotoelektrik olay sadece ''mor'' ışık için geçerli bir olay değildir. gelin formüllere bakalım
e(foton)=e(bağlanma)+e(elektron)(ev'elektrovolt) ''e=enerji''
formülde görüldüğü üzere fotonun enerjisi eşitmiş neye? elektronun kopma enerjisi +koptuktan sonra kazandığı enerjiye. burada sabit bir metal için yani sabit bir atom için e(bağlanma) değişmezdir. atıyorum x atomu için bu enerji 6 iken y atomu için bu enerji 4 olabilir. yani sayın yazarımızın dediği kırmızı renk fotonunun sökemediği elektronu mor söker değil. kırmızı renk fotonu başka ve daha düşük bağlanma enerjili bir atomun elektronunu sökebilir. yani kısaca her metalin elektronunu sökmek için belirli bir eşik değer var. her dalga boyunun (frekansın tersi)(1/frekans) bir enerjisi var. gücü yeterse söküyor yetmezse sökemiyor.
gelelim fotonun enerjisi (frekansı) artarsa ne oluyor? gene bir elektron söküyor. fakat artan enerjiyi elektrona kazandırıyor. yani hız kazandırıyor. karşılıklı duran levhalardan birinden kopan elektron diğer levhaya ulaşacak enerjiyi buluyor ve hoooop diğer levhaya çarpıyor. ne mi oluyor? elektrik akımı oluşmuş oluyor. güneş panellerindeki olay ise tamamen bundan ibaret.(tabi basitçe)
son olarak bu olayda fotonun dalga olarak değil tanecik olarak görüyoruz. eğer dalga özelliğinden faydalanarak bu etkiyi gerçekleştirseydi ; bir fotonun onlarca belkide yüzlere elektron kopartması gerekecekti. bunu şöyle düşünebiliriz. bir pompalı tüfekten çıkan saçmaların karşısındaki birçok hedefe isabet etmesi yerine. aynı silahın tek bir domdom kurşunu atması gibi. bir kurşun=bir hedef.
toparlayacak olursak: foton gelir elektrona çarpar , gücü yetiyorsa kopartır kopan elektron uçaaaar gider :)
kullanıldığı alanlar: sensörlü her şey! otomatik kapı ,fotoselli lambalar, güneş panelleri vb
minik bir örnek

bu yazı kendini güncelleyecektir.
edit1:
enerjinin küçük enerji paketleriyle yayılmasını (bkz: kuanta) ilk kez planck ortaya atmış. 1905 yılında einstein fotoelektrik olaylarını açıklarken planck'in kuanta fikrini kullanmış ve nobel ödülünü bu çalışmayla almış. yalnız einstein'ın fotoelektrik açıklamasına ilk karşı çıkanlardan biri planck imiş. böyle de ironik bir adam.
devamını gör...
şükret diyen adama küfür etmek
böyle içten küfürlere hasret kaldık.
devamını gör...
gem
bilgi için yazar arkadaşıma teşekkür ettiğim başlıktır. ayrıca (bkz: başlık nick uyumu)nu anımsatmıştır.
(bkz: gemi azıya almak) deyimi de bu kelimeden gelmektedir.
(bkz: gemi azıya almak) deyimi de bu kelimeden gelmektedir.
devamını gör...
ahmak misafir ev sahibini ağırlar
misafirin yardım olayını abartıp adeta ev sahibi gibi sorumluluk üstlenmesi üzerine söylenen bir sözdür.
sanırım tüm türk kadınlarının içinde bir 'yardım etmeye mecbur hissetme' durumu oluyor yetiştiriliş biçiminden dolayı. yardım etmek güzeldir, bence misafirlikte de biraz olsun gereklidir ama kendini yorup çok fazla iş üstlenmek mantıksızdır.
çok yormayın kendinizi sevgili hemcinslerim, oturun dinlenin biraz. *
sanırım tüm türk kadınlarının içinde bir 'yardım etmeye mecbur hissetme' durumu oluyor yetiştiriliş biçiminden dolayı. yardım etmek güzeldir, bence misafirlikte de biraz olsun gereklidir ama kendini yorup çok fazla iş üstlenmek mantıksızdır.
çok yormayın kendinizi sevgili hemcinslerim, oturun dinlenin biraz. *
devamını gör...
devrimci küfürleri
(bkz: sermaye çocuğu)
devamını gör...
hayati
nikiforenko cant'miss...
nikiforenko...
what a great gol for nikiforenko!
magnificent performance!
sergey nikiforenko is man of the match.
nikiforenko...
what a great gol for nikiforenko!
magnificent performance!
sergey nikiforenko is man of the match.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
"yorulduysan, ara verebilirsin.
istemiyorsan, serbest bırakabilirsin.
içine sinmediyse, vazgeçebilirsin.
olmadıysa, yeniden deneyebilirsin."
istemiyorsan, serbest bırakabilirsin.
içine sinmediyse, vazgeçebilirsin.
olmadıysa, yeniden deneyebilirsin."
devamını gör...
saçma şarkı sözleri
sebebini senle gece gezenlere aç bir sor .
devamını gör...
kuyruklu yıldız
güneş sistemi içerisinde dolanan, güneş'e oldukça uzak yörüngeye sahip olduğundan buz tutmuş olan, çekirdek ve kuyruk bölgelerinden oluşan gök cismi. adı öyle anılsa da yıldız değildir.
kuyruklu yıldızlar, toz ve iyon kuyruk olmak üzere çift kuyruklu, bir çekirdeğe sahip olan, buz ve toz karışımı cisimlerdir. normal şartlarda buz tutmuş olan bu yapı, güneş'in yakınına geldikçe ısınmaya ve çözülmeye başlar. bu çözünme neticesinde, cisim parçalanmaya başlar ve arkasında bir kuyruk oluşur.
cisim güneş'e biraz daha yaklaştığında, bileşimindeki su ve gazlar da çözünmeye başlar. cismin esas gövdesi olan ve nüve olarak da bilinen çekirdek kısmının etrafını sararlar. çekirdek etrafındaki bulutsu bu yapıya koma denir.
***
cismin toz kuyruğu, bizim gördüğümüz kuyruktur. toz kuyruk on milyonlarca kilometre uzunluğundadır.

iyon kuyruk ise gözle göremediğimiz, gözlem araçlarıyla varlığını görebildiğimiz kısımdır. bunun uzunluğu birkaç yüz milyon kilometreyi bulur.
***
cisim güneş yakınından çok fazla geçmişse, kuyruk oluşturacak fazla malzeme bulundurmayabilir. bunlar çok uzun dönemli cisimler olduğundan, gördüğünüz bir kuyruklu yıldızı ömrünüz boyunca bir daha görmeyebilirsiniz. ancak halley gibi daha kısa dönemli olanlarına da rastlanır.
kuyruklu yıldızlar, toz ve iyon kuyruk olmak üzere çift kuyruklu, bir çekirdeğe sahip olan, buz ve toz karışımı cisimlerdir. normal şartlarda buz tutmuş olan bu yapı, güneş'in yakınına geldikçe ısınmaya ve çözülmeye başlar. bu çözünme neticesinde, cisim parçalanmaya başlar ve arkasında bir kuyruk oluşur.
cisim güneş'e biraz daha yaklaştığında, bileşimindeki su ve gazlar da çözünmeye başlar. cismin esas gövdesi olan ve nüve olarak da bilinen çekirdek kısmının etrafını sararlar. çekirdek etrafındaki bulutsu bu yapıya koma denir.
***
cismin toz kuyruğu, bizim gördüğümüz kuyruktur. toz kuyruk on milyonlarca kilometre uzunluğundadır.

iyon kuyruk ise gözle göremediğimiz, gözlem araçlarıyla varlığını görebildiğimiz kısımdır. bunun uzunluğu birkaç yüz milyon kilometreyi bulur.
***
cisim güneş yakınından çok fazla geçmişse, kuyruk oluşturacak fazla malzeme bulundurmayabilir. bunlar çok uzun dönemli cisimler olduğundan, gördüğünüz bir kuyruklu yıldızı ömrünüz boyunca bir daha görmeyebilirsiniz. ancak halley gibi daha kısa dönemli olanlarına da rastlanır.
devamını gör...