yerli mobil scrabble uygulaması. karşınızdaki kişi hızlı oynarsa; gayet eğlenceli ve zaman geçirmenizi sağlayan bir uygulama. ancak rastgele eşleşmeler tamamen sıkıntı, 10.saniyede mesaj geliyor.

- slm. erkek misin ?
- evet
oyun sonlandırıldı.
devamını gör...

bir yer düşünün, benim için 20 yıl, aslında çok daha fazla bir süredir kitabevi olup asıl görevi buluşma noktası olmak olsun. işte orası dost kitabevi’dir.
devamını gör...

gazi mareşal'im hiç merak buyurmayınız. sizin evlatlarınız daima kadar izinizden yürüyecektir. ebedi istirahatinizde ışıklar ve huzur içinde uyuyunuz.
emanetinizi canımız pahasına koruyup gelecek nesillere aktaracağımıza and içerim!
devamını gör...

iflah olmaz bir ankaralı olduğumdan aşkım demek isterken ağzımdan çıkan şey aşgım'a dönüştüğünden yapmadığım şey.
karşımdaki fark etmese bile ben kendimden tiksiniyorum.
balım daha tatlı.
devamını gör...

ehliyetim olmadığı ve henüz 18 yaşımda olduğum için sadece ehliyet derslerinde araba kullandım ama gerçekten de bir terapi gibidir hele ki boş bir yolda sürüyorsanız keyif katlanır.
devamını gör...

paçalı don gibi pijamalarımla sokak sokak nöbetçi eczane arayan bendenizin üyesi olmadığı dernektir. bakkala da giderim yani, bananormal bunlar.
devamını gör...

haklı bulamadığım ve bana biraz abartı gelen başlık.

aylar önce x yazarı sözlükte takip etmek için takip et kısmına tıkladığımda takip edemediğimi farkettim. durumu morun binbir tonu, koduyorum öyleyse varım fakat yeri geldi mi kodu'm mu oturturum! diyen iko'ya mesaj attım. durumu izah ettim.
"bilgisayara vur düzelir ya da telefonu aç kapa kendine gelir" dedi. inanılmaz bir fikir bu dedim. denedim. düzeldi mi ? hayır.

sonra kendi çözüm yöntemlerimi denedim. sayfayı yeniledim. başka tarayıcılardan girip, takip etmeyi denedim. sonunda takip etmek istediğim yazarı takip ettim. bu başarıyı yine kendime pay biçmedim ve sözlüğün teknik sorumlusu iko'ya mesaj attım. "ıko sorun halloldu, teşekkürler " dedim. tabi ben yine iko'nun 2,3 kafadan ezberlediği kodlarla ne yapıp edip bu sorunu düzelttiğini düşündüm. pııtt bir yeni mesaj. "ben bir şey yapmadım ki whis" dedi. görüyorsunuz bu kadar da mütevazidir kendisi. ıko'yu yedirmeyiz.

(bkz: onlar konuşur iko belediyesi yapar)
devamını gör...

hiçlikte dans ederek oradan oraya savrulayım o zaman ben.*
devamını gör...

akdenizde olduğunu bu başlıktan öğrendiğim şehir. üstelik akdenizde yaşıyorum.
devamını gör...

ismi irem olanlar genelde çalışkan ve düzenli oluyor. tam tersiyle karşılaşmadım hiç.
devamını gör...

körlerin kanser olmamasının nedeni olan kimyasal. zira, bu kimyasal üçüncü göz de denilen epifiz bezi tarafından biz gece uyurken salgılanır.
devamını gör...

(bkz: bir bira hiç biradır)
devamını gör...

sonunda mutlu olmuşsundur umarım salak
devamını gör...

pozitif, neşeli, espirili insanlar. gerçekten onlara ihtiyacımız var.
devamını gör...

yavru nar
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kalbimi inceden sızlatan bir kişinin müziğini, konuşmalarını, iki satır arası nefes alıp verişini, yüksek perdeden kahkahalarını, görüşmeyeli neler yaptığını, neye sıkılıp ne için çaba sarf ettiğini, konuşurken arada söyleyeceğini unutup "ben ne diyordum" deyişini, çaldığı enstrümanı, her şeyden önemlisi o güzelim sesini dinliyorum, canlı yayında.

radyo, bildiğimiz istasyonlu olan, hala çok büyülü bir şey!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şu mutluluklarına bakın ne kadar saf temiz kalpleri var dünya keşke çocuklardan örnek alsa biraz.
devamını gör...

fransız antropolog, filozof, yazar. 10 eylül 1897 tarihinde doğdu.

insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.

ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.

"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.

iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.

bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.

lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.

michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
devamını gör...

eylül 2019'da katıldığım tur. hep aklımdaydı ancak (bkz: chernobyl) dizisini izledikten sonra kesin karar verdim. tabii çok çekincelerim vardı, sonuçta hala radyasyonlu bir bölge, sağlığa zarar verebilme olasılığı çok yüksek.

tüm bu tereddütlerime rağmen get your guide sitesinden 1 günlük grup turlardan satın aldım. 3 günlük olan turlar da var ancak kalmaya hiç gerek yok bence. turlar genelde 100 dolar civarında. tabii o zamanlar dolar 5,5 tl'ydi. sanki çok uzun zamandan bahsediyormuşum gibi oldu ama sadece 2 sene öncesi, neyse...

çernobil'e bireysel olarak gidermiyorsunuz çünkü o bölgeye girebilmek için izinler alınması gerekiyor ve sadece tur şirketleri alabiliyor o izinleri. bölgeye girerken de askerler, belgeleri ve pasaportları kontrol ediyorlar, sıkı bir denetim var.

kıyafetlerle ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar var hatta tur içeriklerinde de yazıyor; uzun kollu üst giyilmesi ve bacakların da tamamen kapalı olması gerekiyor. ayakkabı olarak da kapalı, kalın tabanlı sneakers ya da bot giymek gerekli. ayakkabıda kalın taban istenmesinin radyasyon dışında bir sebebi var; pripyat terk edilmiş bir bölge ve çok fazla cam kırığı ya da parçalar var. ayaklara batma olasılığı çok yüksek. ben, tur sonrasında ayakkabım da dahil tüm kıyafetlerimi çöpe attım. n'olur n'olmaz.

eğer isterseniz tur boyunca kullanabileceğiniz radyasyon seviyesini ölçen dosimeter kiralayabilirsiniz. radyasyon seviyesi, normalin üzerine çıktığında cihaz sürekli ötüyor. özellikle 4 no'lu reaktöre yani patlayan reaktöre yaklaştığımızda cihazlar deli gibi ötmeye başladı. bu kısım sinir bozucuydu cidden. bir de şöyle bir bilgi öğrendim; radyasyon belirli bölgelerde toplanabiliyor. yani durduğunuz yerde cihazı toprağa yaklaştırdığınızda 0.0020 iken, 2 adım atınca 0.00050 olabiliyor. (radyasyon ölçü birimi sievert) ya da bazı nesnelerde daha fazla olabiliyor. ama en çok topraklı bölgelerdeymiş.

tur kapsamında pripyat şehrini ziyaret ediyorsunuz. çok üzücü manzaralar var. yarım kalmış hayatlar ne demek anlayabiliyorsunuz şehirde. her şey terk edilmiş, yarım bırakılmış. kasvetli ve hüzünlü.
bir binaya ve eve girme şansımız oldu; neredeyse yıkılmış, dökülmüş bir odada tuşları kırık, çürümüş bir piyano vardı. en çok etkileyen manzaralardan biriydi.

turu alırken öğlen yemeği seçeneği olan turu almanızı tavsiye ederim. hala işleyen bir merkez var ve sanki orada çalışıyormuş da öğlen yemeği yiyormuşsunuz, sovyet zamanında yaşayan bir vatandaşmışsınız gibi garip bir his veriyor. sanırım ortamın, tabak, bardak ve çatalların 80'lerden kalmasından dolayı.

çok ilginç bir deneyimdi. tereddütlerim olsa da iyi ki katılmışım, gidip görmüşüm diyorum. (ve tabii iyi ki dolar 5 tl'yken gidebilmişim)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim