çok güzel tanımları ve bol beğenisi olan yazar arkadaşımızdır.

takibe aldım kendilerini. saygılarımla.
devamını gör...

lütfen söylemeyiniz. duyulur falan artık cennet olmaz.
devamını gör...

faşist bir ideolojinin diğer adı olsa gerek. kafatası milliyetçiliği yerine kültür milliyetçiliğine önem verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
t: ayrımcı bir başlık.
devamını gör...

uzun yol kaptanlarının çılgın dalgalarıyla boğuştuğu ve geçilmesi en zor boğaz olarak nitelediği boğazdır.
devamını gör...

tüm annelerin günü kutlu olsun sözlükçüğüm. annesi hayatta olmayanlara da sabırlar diliyorum.
en azından senede bir günü, kendini özel hissetmek isteyen annelere çok görmeyin derim ben. her kadın eşit sartlarda değil bunu unutmayın. hiç bir şey yapmanıza gerek yok gidin sarılın annenize hala hayattaysa, azıcık mıncıklayın, iki şımartın..
her günü annenizle mutlu geçirmeniz dileğiyle.
devamını gör...

bir miko ukdesidir.

senaryosunu caner güler ve cüneyt inay'ın yazdığı, kemal uzun'un yönettiği, 2010 yılında gösterime giren yerli aksiyon/komedi filmidir.
demet evgar, ali atay, mete horozoğlu ve fırat tanış'ın oynadığı bu filmde tikli *, manik * ve dildo * lakaplı, çeşitli illegal işlerle haşır neşir olmuş ve son işlerinden ötürü de hapisle tanışıp bu işlere tövbe eden 3 çocukluk arkadaşının, ellerinde büyüdükleri dildo'nun babası efendi’nin * tedavisi için gerekli parayı bulmak adına tövbe sonrası yaptıkları ilk araba hırsızlıkları üzerine gelişen olaylar silsilesi anlatılmaktadır.
öncelikle belirtmek isterim ki, bu kadar sıradan bir konuyu cast seçimi ve seçilen oyuncuların üstün performansları ile gayet de izlenebilir bir hale getirmeleri açısından gerçekten çok başarılı bulduğum bir filmdir vay arkadaş. üçü de problemli çocukluk dönemleri geçirmiş üç arkadaşın birbirlerinden çok farklı kişilikleri beni çok güldürdü gerçekten…

tikli’nin içine kapanık ve garip tikli halleri,
dildo’nun isminden de anlaşılacağı üzre karşı cinsle olan münasebeti ve kendine güvenden kaynaklı egosu,
manik’in patlamaya her an hazır bir dinamiti içinde taşıyarak serseri mayın gibi oradan oraya dolaşması ve bu dolaşmanın içinde nil ile atışmaları gerçekten izletiyor kendisini…

film içerisinde yeterli miktarda küfür ve argo barındırmaktadır. bu küfür ve argo kullanımı da bana göre kurgudaki karakterlerin ağızlarına ve hayatlarına cuk oturmaktadır. hiç sırıtmıyor, olağan bir akışta kütür kütür gidiyor küfürler…

yani çok sıradan, içerisinde klişeler olan bir senaryosu var evet, ama ben gerçekten oyunculukları çok iyi buldum ve izlerken de büyük keyif aldım.

yani sansürsüzünü bulamadım internette, yine de çıtır çerez niyetine izleyebilirsiniz. güldüreceğini düşünüyorum…
devamını gör...

keyifle okuduğum entyler giren samimi yazar arkadaşımız.ömrü uzun,paylaşımları bol olsun.
devamını gör...

sömürüyü sahiplenme olarak da niteleyebilirsin, o zaman tam anlamıyla yerine oturur her şey.
amatör tiyatrocu bir kız “gerçeğin tiyatrosu”nda hayatının rolünü nasıl oynar? ünlü polisiye yazarı john le carre’nin akıl oyunlarına dayanan bir casusluk öyküsünü anlatan 1983 yılında yayımlanan bu kitap “kim terörist, kim özgürlük savaşçısı? hayatını, ailesini, geleceğini hiçe saymış bu insanlar ne için savaşıyor?” vb. sorulara bir cevap niteliğinde.
küçük trampetçi kız (the little drummer girl) konusu mossad-filistin ekseninde geçse de insan hayatını aşk başta olmak üzere çeşitli yönlerden sorgulayan psikolojik temaları yüksek bir kitap.
alexander skarsgård, michael shannon ve florence pugh gibi ünlü oyuncuların yer aldığı dizisi ise gayet kaliteli küçük trampetçi kız dizisi
filmi
kitabı okuduktan sonra kim suçlu kim masum diye uzun uzun düşünüyor insan. kitaptan bazı alıntılar...
bir aslanı yakalamak istiyorsan önce keçiyi bağlaman gerek.
şiddet şiddeti doğurdukça kan bitmez, iki taraf da kaybetmeye devam eder.
ölümün panzehiri aşktır, zevk değil.
devamını gör...

gereksiz merhametin kendine ihanet olduğudur.
devamını gör...

hayattayken söylemek gerekir. çünkü mezartaşları ses duymuyor.
devamını gör...

doğum gününü kutlamayan ve de kutlatmayan insandır...

var ya, ne desem az kalacak insandır. övsem nasıl överim onu bile bilmiyorum. ya siz ne güzel insanlarsınız...
bence de özel bir gün filan değil... yani çok özelse de ne biliyim on on beş kişiyle de kutlanmaz ki...
oturursun sevdiceğinle bir yılbaşı filmi açarsın pastanızı yersiniz oldu bitti..
mum üflemek, ay iyi ki doğdun abdurrahiiiiiiiim, seni çok seviyoruz vb tarzlarda yalandan incelikler yapmak hiç kabul edebileceğim şeyler olmadı.
ne alakası var yani?
devamını gör...

yıkık. duyar kasmak. yüreğinden öperim, emeğinden öperim. bu şey değil mi....
trol. trollemek.... daha gider bu liste.

birde sözlükte sıkça gördüğüm ve canımı sıkan bir durum var; sorunsal'ın anlamını kimse bilmiyor ve olur olmaz her yerde kullanıyor.
devamını gör...

zamanında okan bayülgen'in zaga programında, engin günaydın ve bülent polat tarafından oynanmış skeç.

devamını gör...

sözlük yazarlarının tecrübe ettiği, ilk etapta rasyonel bir açıklaması olmayan, haliyle doğaüstü olarak tanımladığımız olaylardır.

99 ya da 2000 senesinde, teyzemler ile birlikte yaz tatilimizi geçirmek için babam bir yazlık kiralamıştı. iki artı bir olan evde, bir odada teyzemle eniştem, bir oda da biz kalıyorduk. bizim kaldığımız odanın balkonu kapatılmış, odaya katılmış ve çocuklar için de bir ranza vardı. gece yattığım yerden annemin ve babamım uyuduğu yatağı ve odanın kapısını görebiliyordum.

sanırım ikinci geceydi, ilk olarak mutfaktan şakır şakır, tabakların veya bardakların birbirine çarpması gibi sesler geldi. biz kardeşimle ne olduğunu anlamadık ama büyükler ayaklanınca biz de onlarla beraber kalkıp içeri gittik. babamla eniştem eve hırsız falan girdiğini düşündü ama annem ile teyzem bunlar tabak sesi falan diye söylendi ise de o gece kimse oralı olmadı ve biz uyumaya devam ettik.

ertesi gece, ranzanın üst tarafında yatarken, babamın adımı seslendiğini duyarak gözlerimi açtım. haliyle yattıkları yatağa baktım babamı görmek için fakat babam ile annem uykudaydı. daha sonra kapının girişinden bana bakan bir adam gördüm. soluk bir rengi olmasına rağmen son derece fark edilirdi. o korku ile sadece anne diyebildiğimi hatırlıyorum. annem anında uyandı, daha bana bakmadan kapıda duran adamı o da gördü ve bağırması ile beraber tüm ev ayağa kalktı. tabi adamı başka ne gören var ne eden.

o geceyi nasıl geçirdiğimizi bilmiyorum ama ertesi gün evden ayrıldık.

bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...

bizi bu hale getirmek için bilinçli olarak yaptılar. cezalarını çekmeleri, insanlık adına bunun hesabını vermeleri gerek.
devamını gör...

harika sözlere sahip grup yorum'un en güzel şarkılarından biridir.



ne kadar da ufalmış bedenin
gözyaşıma sığdın sen
açlık mı yemiş ömrünü yavrum
al sütümü iç kızım
açlık mı yemiş ömrünü yavrum
al sütümü iç kızım

saçların beyazına mı
sakladın alevini
yoksa güneş sende mi batıyor?
batıyor geceleri
yoksa güneş sende mi batıyor?
batıyor geceleri

eriyen bedenimi düşünme
göğü giydim üstüme
yüzünü asma kederine anam
yiğitler bitmez bizde
yüzünü asma kederine anam
yiğitler bitmez bizde

bir ateş olup yaksa da gidişiniz
analar biter mi
ölüm toplasa da çiçekleri
çiçekte tohum biter mi?
ölüm toplasa da çiçekleri
çiçekte tohum biter mi?
devamını gör...

her sinirlenildiğinde değil ama öfke kaldırabileceğiniz sınırları aştığında gerçekleşebilir. sinir boşalmasıdır. bedeninizin bu öfkeden sizi en az zararla kurtarma çabasıdır. o yüzden kabullenmek ve rahatlayana kadar bol bol ağlamak gerekir.
devamını gör...

türk erkeklerinin %70'inde olduğunu düşündüğüm sendrom.
gel gör ki bizimkiler normal olanın bu olduğunu sanıyor. ilginç.
devamını gör...

değerli bir yunan filozof ve bilge.

idamı sırasında karısıyla arasında ibretlik bir konuşma geçmiştir.
"sokrates'in karısı, 'ah bu yargıçlar! seni haksız yere öldürüyorlar.' diye ağlarken sokrates, 'haklı olarak öldürselerdi daha mı iyi olurdu?' demiş."
devamını gör...

1994 yılında berlin’de kurulan ve albümleri aşırı şekilde satılan, endüstriyel metalin babası olan gruptur adeta. azizim rammstein bir markadır, rammstein metal dünyasının vazgeçilmezlerinden olandır, kendileri zaten dünyada en iyi 50 metal grubunun arasına girmiştir, kalitesi de tartışılmaz bence. hangi albümünden hangi şarkısından bahsedelim ki? bir sürü var her birini buraya yazmaya kalksam gılgamış destanı gibi entry girmiş olurum. yalnız benim için değerli gruplar arasında yer alır bunu da belirteyim. neyse.

favori rammstein albümlerim; sehnsucht, kein engel, wasserreise, mutter, herzeleid, liebe ist für alle da gibi gibi. bu albümleri çıkar çıkmaz yok satan albümlerdir ve metal dünyasında en çok beğenilen albümlerindendir aynı zamanda. konserlerinde hayranlarına görsel şölen yaşatan, hayranlarına coşku veren adamlardır bunlar. bazen konser videolarını izlerim, izledikçe de oturduğum yerde kudururum adeta öyle gaz veriyor bu amcalar insana.

grubun vokali olan till lindemann’a diyecek söz yok zira kendisinin on parmağında on marifet olan biridir. hem oyuncu hem söz yazarı hem de rammstein’ı zirveye çıkaran adamdır. bazen hakkında olumsuz iddialar ortaya atılsa da o hiçbir zaman sanatını yapmaktan vazgeçmemiş. ayrıca çok güçlü bir sesi de vardır, şarkıya girer girmez bile o şarkıyı üst seviyeye çıkarmasını da iyi bilir. sevgiler saygılar olsun kendisine ve tüm rammstein grubu üyelerine.

almanya’nın manyakları bunlar anasını satıyım. manyak gibi albüm yapıp manyak gibi performans sergiliyorlar. helal olsun be…
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim