kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öfkemiz sarsın her yanı, #bozkurtlar yürüye yürüye..." 3mayıs coşkusu bütün yurdu sarsın türkçü türkiye !
devamını gör...

farzet... *

yarım kalmış bir kitap gibi ben bir yandayım
sulanmayan bir çiçek gibi sen bir yandasın
yerinden olmuş yaprak gibiyiz düşüyoruz
baştan yaşarım sorsan ama sen hiç olmamışız farzet

farzet hiç tanışmadık buluşmadık
hiç dönmedin o köşeden
farzet hiç yanaşmadık koklaşmadık
hiç içmedik o şişeden

farzet o fallar tutmadı
yıldızlar barışmadı
hiç yorulmadık öpüşmekten
senle bir rüya gördük
herkesin gözü önünde
kimse bilmez ne oldu sahiden


bize hiçbir şey olmaz sanıyorduk oldu işte...
devamını gör...

(bkz: ah ulan)

konu neydi radyo yayınından sonra tutkuyla takip ettiğim yayın bitti mi şimdi? ara verdik demeyin, yemem. ara verilen ilişkiler bitmeye mahkumdu, her bakarız diye cevaplanan sorular kadar. bitmesin isterim ama elden de bir şey gelmiyor. yolunuz daim olsun, karşılaşırız elbet bir dönemeçte yeniden.

neyse gelmişken bir şarkı bırakayım cenku balıma *

devamını gör...

çok sancılar çektim, 40 olmama 6 ay kaldı, umarım köylü yazarın dediği gibi kırkımdan sonra doğarım.
devamını gör...

(bkz: the killing) sigaraya özendiren dizidir. o kadar çok sigara içerler ki dizi de insanı sigaraya bile başlatabilir. polisiye seven insanlara tavsiyemdir.
devamını gör...

kendisini merak ettiğim başlıktır. (bkz: buralar eskiden hep tarlaydı)
devamını gör...

eğer bu bir 'versus' ise, 'okunmak için yazmak' her türlü alır.

açıkçası okunmak için yazıyorum,
bilinmek istiyorum.

sözlükle tanışana kadar hiçbir şey yazmıyordum mesela.

zaten sözlüğün sistemi de bu bilinir olma meselesi üzerine kurulu.

peki bu kötü bir şey mi? hayır.

neden bilinmek istemeyeyim ki?

sonuçta beğenilmekten ziyade bilinmek istiyorum.

hem şu meşhur kutsi hadisi bilirsiniz,
allah gizli bir hazine olduğunu ve bilinmek istediğini söylüyor.
hadis sahih midir değil midir bilemem ama bir şey anlatıyor olmalı.
devamını gör...

italya aldı yürüdü. isviçre,fransa,litvanya, belçika ilk beşim.bakalım ne olucak sonuç.
isviçre de birinci olabilir.

edit: vee italya birinci, haketti. sıralama fransa,isviçre,izlanda,ukrayna.
ilk 3 doğru tahmin. ukrayna tarikat gibiydi.* belçika'ya halk oylamasında 3 puan verilmesi neydi yani farkedilmeyeceğini düşündüm ama bu kadar da değildi.litvanya sarı papatyalarıma da ayrı üzüldüm.* onlarda 4.lük yerini izlanda'ya verdi.
ilk 5 ilk defa çok içime sindi diyebilirim.kendimi eurovision spikeri bülent özveren gibi hissettim.*
devamını gör...

battaniyeden başka çok az nesnenin sunabileceği bir şefkat türüdür.

battaniye ile ona sahip olan kişi arasında çok derin bir bağ vardır. üzerinize çektiğiniz anda battaniyenin verdiği huzuru ve yalnız olmadığınız yanılsamasını hemen hissedersiniz. başka örtülere benzemez battaniye; kendine has bir dokunuşu, kendine has bir sıcaklığı, kendine has bir şefkati vardır.

yorgan ya da pike aynı duyguları yaratma konusunda başarılı olamazlar. onlar da kullanım şekli itibari ile aynı olsalar da battaniyenin gücü karşısında acze düşerler.

yorgan tek bir amaç uğruna kullanılır: soğuktan korumak. fazlasıyla müdahaleci, ısrarcı ve hatta -neden dürüst olmayalım ki- fazlasıyla kibirlidir. kendisiyle ilişki kurmanıza izin vermez. kış ayları bittiği anda yaz uykusuna yatar ve bir dahaki kışa kadar da ortalıkta görünmez. mesafeli olması da cabasıdır yani. elinizi kolunuzu bağlar çoğu zaman. üzerinize bir heyula gibi çöker, birçok karabasanın da müsebbibidir yorgan. yeri yurdu bellidir. yatakta bekler sizi ve siz ona gidersiniz, o asla size gelmez. kaprisli bir sevgili gibidir.

pike ise çok zavallıdır. herhangi bir anda üzerinize alabilir ve üzerinizde örtülü olduğunu anında unutabilirsiniz. ne sıcak tutmaya yarar ne de size aradığınız şefkati sunar. o sadece bir örtüdür. varlığı yokluğu birdir. zaten uzun süre zaman geçirmek de istemezsiniz onunla. işiniz biter ve bir köşeye atarsınız.

battaniye ise bambaşkadır. omzunuzun üzerinde sarkıtıp onunla tüm evi dolaşabilirsiniz. asla “gelmem” demez size. sabahları serinliği kesmek için ona sarılıp kahvaltı bile yapabilirsiniz. çok kalenderdir. gece güzel bir film izlemek istediğinizde ya da izlemekte olduğunuz dizinin yeni bölümü başlayıp da sanırım her dizide aynı adamın söylediği “ previously on…” sözünü duyunca şöyle yakanıza doğru çekiştirip battaniyeye sarılabilirsiniz. sabah kalkmanız gereken zamandan erken kalkıp televizyon karşısında biraz daha kestirmek istediğinizde yorgan sizinle gelmez ama battaniye sizi bekliyor olur. ve sabah sabah saçmasapan haberlere bakarken battaniyenin koruması altında olduğunuzu bilirsiniz. artık sizin için yıkılan binalar, şarampole uçan servis araçları, krize neden olan füze anlaşmaları ve doların yükselişi alelade haberler olarak akıp gider ekrandan.

depresyon anlarında ise yorgana sığınmak çok zor bir o kadar da mantıksızdır. çünkü bu ölümcül bir depresyona dönüşebilir. yorgan sizi dış dünyadan tamamen soyutlayıp depresyonunuzu şiddetlendirebilir ama battaniyeye sarılıp depresyonla savaşırsanız her an depresyondan çıkacakmış hissine kapılırsınız, tıpkı battaniyeyi üzerinizden sıyırıp atar gibi.

linus battaniyesini hiç bırakmaz mesela. durmadan elindedir. linus’ın battaniyesini tartışacak değilim ama benim sorum şu: linus yorganla bunu yapabilir miydi? yalnızlık hissini yorganla giderebilir miydi? ya da evsizleri düşünün. her amerikan filminde gördüğümüz evsizlerin en değerli eşyası her zaman bir battaniye olur. çünkü battaniye şefkat açığını kapatabilecek nadir eşyalardan biridir.

çocukluk hatıralarımızın da baş köşesinde battaniye şefkati vardır. bir ucundan annenizin bir ucundan babanızın tutup sizi içinde salladığı battaniyeyi hatırlamıyor olabilirsiniz ama o sersemletici sallantı ve battaniyenin kokusu ara ara yokluyordur mutlaka sizi.

battaniye şefkati zahmetsizce elde edip kolay kolay vazgeçemeyeceğimiz bir şefkattir. siz siz olun battaniyenize gözünüz gibi bakın, ayağınızı da dilediğiniz gibi uzatın, battaniye bunu dert etmez.
devamını gör...

mahalleden bir abimiz rakı masasındayken "5 çocuğuyla da gelse kabulum" demişti ama
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mevcut hükümet ile bu tür adımlar atılınca içimde sürekli özelleştirip satılacakmış korkusu oluşuyor. hayırlısı.
devamını gör...

itiraf edelim geceleri sözlük daha güzel oluyor, daha huzurlu sanki. ve gündüzcüler bunu hiç bilemeyecek *. o zaman size bir resim bırakayım sevgili gececi yazarlar, evet bu sizin için.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yıldızlar bize evimizin yolunu gösterecek..
iyi geceler diliyorum her birinize.

t:gece çevrim içi olan yazarlardır.
devamını gör...

çat kapı gelmesi,özellikle yemek saatinde.
küp şekeri görünce "toz şeker yok mu" demesi.
sağı solu süzmesi.
yatılı olmamasına rağmen kalkmak bilmemesi.
hamsi yiyip leş kokan kıyafetle oturması.
ter kokması.
devamını gör...

ömrümün dört yazı fethiye ovacık’ta ailemle birlikte işletmecilik yaparak geçti. küçük kafe restoran ve içinden badem ağacı geçen( ağacı kesmeyip düşünen yüce ruhlu köylüye ve mimara selam olsun) altı odalı bir pansiyon.uzun süre kapı gıcırtısı sandığımız sesin kaynağı işte bu payamda(bademde) yaşayan ağaçkakan ailesiydi.

işler hafiflediğinde, o yıllarda hırsızlık diye bir şey olmadığından buzdolabına asma kilidi takar etrafı gezmeye çıkardık.bütün anahtarlar omuz atsan açılacak mutfak kapısının hemen yanında bir kâse içinde dururdu.
çocukluğumda aile büyüklerinin yaşadığı eski rum evlerinde bu kadar bile kilit yoktu: mevsim yazsa kapı da açıktı, içeri girmek için seslenmeniz yeterliydi.
bu evlerin benzerleri bizden çok uzakta fethiye’de vardı işte: kayaköy. bıkmadan defalarca gittiğimiz,parça parça gezdiğimiz terkedilmiş rum köyü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yaşlı amca ve teyzenin bir gözlemecisi vardı gittiğimiz.kimi zaman atla hisarönü’nden gelen turist kafilesi uğrardı buraya. yaşlı aile ile oturup söyleşir ağaçların hışırtısıyla köyün o kimsesiz halini duyumsardık bir yandan.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

babam mübadil bir aileden geliyor, bu yüzden zorunlu göç her zaman hassas olduğum bir konu oldu.yalnızca dinine bakarak bir anlaşmayla yurtlarını bırakmaya zorlanan insanlar içimi burkar: kıyının her iki tarafı için de.

etrafa baktığınızda yamaca sıralanmış çoğu harap olmuş ( gerek depremler gerek hazine bulma amacıyla kazı yapanlar yüzünden) taş binalar, büyüklü küçüklü kilise ve okullar görürsünüz.bazılarında oda bölümleri belirgindir, ocakları vardır.kiliselerinin içi fresklerle süslü,bahçesi de mozaikle döşelidir.
mübadele öncesi köyün adı levissiymiş. likya uygarlığının karmylassos yerleşimine dayalı bulguların m.ö. 400’lere kadar köyde yerleşimin var olduğunu gösteriyor.değişimle gelen türkler ne yamaçta çiftçilik yapmak ne de rum evlerini de sahiplenmek istemiş.içinde oturulmayan,bakılmayan 1957’de de büyük bir depremle (7,3 ) darbe alan bu evler, hazine bulmak için kırıp döken soyguncuların da elinde iyice yaşanmaz hale gelmiş.
tarihi yerleri gezerken içimi kaplayan garip bir hüzün şimdi bu satırları yazarken de gelip buluyor beni.bir gün dönebilmek umuduyla ufak tefek eşyasını anca alabildiği evine son kez nasıl bakmıştır o insanlar? bir gemiye doluşmuş bilinmeze yolculuk edenler geride neler bırakmıştı? tek bildiğim bizimkilerin gemisinin adı: gülcemal. ne hayatlar taşıdı gülcemal karşı kıyıya?
gülcemal
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çok önceleri gezmiş olduğum kayaköy hakkında yazı yazmak istedim.şöyle bir bilgilerimi tazelemek amacıyla baktığımda hakkındaki bilgiyi çok organize bir şekilde sunan bu site içlerinde en beğendiğim:
işi ehline bırakayım
gülcemal hakkında çok çok bilgi
devamını gör...

osmanlı zamanında pazarlarda seyyar ciğercilik yapan kişilere verilen isim. ciğerleri bir sırığa takıp meydanlarda dolaşırlarmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

askerliğini g-3 piyade tüfeği ile yapanlar ve 200 metre atışı yaptırılmış olanlar mutlaka hatırlar, atış yapılmadan önce doğru nişan nasıl alınır ilgili komutan tarafından atış yapacak olan askerlere anlatılır.
gözden,gez'in merkezinden, arpacığın üst silme tepesinden, hedefin alt kenar orta noktasına alınan nişana doğru nişan denir.
devamını gör...

aramıza çok ama çok yeni katılan, kafa sözlük yazarı olma yolunda ilerleyen çaylak.
madem sözlüğü sevmiş ve geç saat olmasına rağmen hâlâ burada olduğundan mahlasını "gece bekçisi" yapmayı düşünmüş, bir hoş geldini çok görmeyelim.

hoş geldin mementomori, umarım sözlükte olduğun zamanlarda ölümü unutup hoş vakit geçirirsin*. keyifli sözlükler.

edit: gartic. io etkinliğinin pirzola canavarı olarak yoluna devam etmekte*.
#683948 etkinlik videosu açılışını kendisi yapıyor. aynı zamanda sözlük dergisi'nde ''mahallenin sadık amcası''nın da yazarı.
devamını gör...

bir tercihtir. mesela ben, hobi olarak sözlüklere kaydolup çaylak olarak tanım giriyorum. aslında varmışsın gibi ama bir yandan da yokmuşsun gibi...
devamını gör...

çocukken çilek yerken aldığınız hazla şimdi yerken aldığınız haz aynı mı? maalesef libido, ilişki sıklığı yaşla azalıyor. insanın bedenini tanımasından dolayı kadınlar için orgazm olmak, erkekler için boşalmayı kontrol etmek kolaylaştığı için kalite artabilir ama gençlikte yaşanan kesinlikle daha zevkli. evlenme yaşı da arttı malum. ben 30-40 yaşında evlenmemiş kişilerin bakir/bakire olduğunu öğrenince kaçırdıkları şeyler için üzülüyorum açıkçası. keşke sevişmek tabu olmasa. herkes gerçekten sevdiği insanla bu yakınlığı paylaşabilse. keşke bu yakınlık bir tarafın diğerini kullanması gibi görülmese. keşke bakışmanın, sohbet etmenin, el ele tutuşmanın devamında gelişen doğal bir paylaşım gibi görülse. keşke sevişen kirlenmiş sayılmasa. keşke bekaret "evlilik" akdinde ekonomik özgürlüğü olmayan tarafın ortaya koyduğu bedel olmasa. ama sevişmek gibi güzel bir eylemin erkek tarafından karşı tarafı domine etmek, cezalandırmak gibi görüldüğü bir dünyada, s*kmek diye bir küfürün olduğu bir ülkede bekaret önemli olacaktır. çünkü başkası tarafından *ilmiş bir kadın istemezler. ben bu kişilerin sevişebildiğinden de şüpheliyim. yaptıkları olsa olsa bir kadının bedenini kullanarak mastürbasyon yapmak.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim