sabaha, "neden sürekli geceye bir şeyler bırakıyoruz sorunsalı " olarak editlenecek başlık.
gelelim sorunun cevabına; geceyi gündüz, gündüzü geceye çevirdiğim için bırakmam gereken şeyler geceye denk geliyor, bana gelişi bu.*
(bkz: kafa sözlük'ün gececi yazarları)
devamını gör...

yeni doğum yapmış bir annenin doğumdan sonraki ilk 5 gün salgıladığı süttür. diğer adı ağız sütüdür.antikor, hormon ve besin değeri açısından yenidoğanlar için bir hazine değerindedir. yeni doğmuş bir bebeğin alması gereken ilk besin bu süttür. daha sarımsı ve yoğun bir yapısı olaması sebebiyle bazı yörelerde bozulmuş süt olarak düşünülüp atılmaktadır fakat bu çok yanlıştır çünkü bunu içen bebekler birçok hastalıktan korunur ve bağışıklığını oluşturmaya başlar.
devamını gör...

günlük harici içimi hunharca dökebileceğim cennet bahçesindeyim. içimde güzel şeyler yeşertiyo burası. açan ve yöneten, yazıp güzelleştiren herkese teşekkürler.
devamını gör...

yaklaşık 8 saatte yapılabilen bir işi abartmanın anlamı nedir ? abartacak bir durum değil.
devamını gör...

hayallerimi kıran kurucudur.
sana nick altı girmiştim ve bir bildirim geldi bir yazar sizi takip etmeye başladı.
dedim ki işte o. yazdıklarımı severek okuyor. bir mutlu oldum bir mutlu.
bugün takipçilerimi gördüm. aralarında yokmuşsun. benim de duygularım var yoldaş.
utanmıyor musun beni takip etmemeye ?
aynaya bakabiliyor musun hala ?
bu sana son nick altım. kırılan kalbimin göz yaşlarıyla beraber çiçekleri sulamaya gideceğim.
sen de kös kös oturup sözlüğü denetle. ilişkimiz artık bitti.
biliyorum sorun bende değil,
sende....
edit: tamam affettim seni tatlı çocuk.
devamını gör...

şu küçükken öğretilen algıdan çıkılması lazım, herkese , her şeye saygı duyulmaz. yoksa saygının da kıymeti olmaz. bir insanı, bireysel özgürlük sınırları ihlal edilmediği sürece, sevmiyorsanız, saygı duymak zorunda da değilsiniz.
devamını gör...

planlı bir şekilde hareket edebilmek. "evdeyim, nasıl olsa hallederim" düşüncesiyle en basit işler bile karmaşıklaşıyor ve ertelene ertelene dağ gibi büyüyorlar.
devamını gör...

(bkz: bhutan)
himalayalar'da daha çıkılamayan bazı zirveler var. çünkü belli bir yüksekliğin üstüne çıkmak, zirve yapmayı denemek, dağlara duyulan saygıdan dolayı burada yasak.
devamını gör...

joker le arkadaş olmak isterdim
ve sihirli annem avni ile de.
devamını gör...

klasik bir tabirle yıldızlar da doğar, büyür ve ölürler. ölümleri süpernova olarak isimlendirlir.
ayrıca "hepimiz yıldız tozuyuz" (bkz: carl edward sagan)
devamını gör...

nihal tek nefeste sönüverecek bir çiçek. peki ya bihter?

beni beni bihterini.
devamını gör...

böyle şeylerden inanılmaz derecede korkmama rağmen neden tüm tanımları okumaya çalıştığımı anlamadığım başlık. anlaşılan bu gece uyku yok bana, neler yaşamışsınız öyle.*
devamını gör...

ıster mutlu olsunlar ister üzüntüden kahrolsunlar sokakta her gün karşılaştığımız kişilerden farkları kalmadığı için umrumda olmayan durum.
devamını gör...


dudak ve/veya damak yarığı embriyolojik dönemde çeşitli nedenlerden dolayı bebeğin yüz bölgesindeki yapıların birleşme kusuru nedeniyle ortaya çıkan bir anomalidir. anne karnındaki yaşamda, fetüsün dudak yapısını oluşturan hücrelerin birleşmesinin 4. haftada başlaması gerekir. 12. haftanın sonunda, fetüsün damak ve dudak dokularının birleşmesi tamamlanmış olur. birleşmenin tam olarak sağlanamaması durumunda fetüste oral yarıklar meydana gelir. bazı hastalarda sadece yarık dudak veya yarık damak olmakla birlikte, bazılarında ise hem dudak hem de damak yarığı bir arada bulunabilmektedir.

son zamanlarda yapılan araştırmalarda buna sebep olan genler ortaya çıkmıştır ama en önemli nedeni annenin hamilelik sürecinde folikasit desteği almamasıdır. bazı kulaktan dolma bilgilere inanan anneler folikasitin çocuklarını hiperaktif ve aşırı yaramaz yapacağını düşünüp, ilaçlarını kullanmamaktadır. buna bağlı hastalığın görülme sıklığı da artmaktadır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sırbistan da subotica denilen bir yerdeyim,güzel de bir kaç dostluk kurmuşum,oradaki askeri yetkililerden birinin kızı ile de samimiyim ama dostluk sınırlarımızı muhafaza ediyoruz.
evimde onları ağırladığım bir yemek sonrası bu askeri yetkilinin kızı bulaşıklara yardım etmek için kalmak istedi,gerek vardı yoktu derken kaldı.
eğer bir eğlenceye gitmeyeceklerse erken yatılan bir yer ve erken kalkılan ama daha sonra gördüm ki bu benim tanıştıklarıma özel bir durum bildiğin tembeller.
türkiye ile aramızda 1.5-2 saat gibi bir zaman aralığı var türkiye de saat 24:00 ise orada 22:00 gibi.
bu saatlerde ben bulaşıkları durulayıp makineye dizerken nina da (generalin kızı) kahve içiyordu,koca fincan da türk kahvesi,burda sabah sabah böyle içiyorlar genelde.
kardeşim mesaj attı,abi senin pehlivan uyumuyor amcam bana masal anlatsın deyip duruyor,müsaitsen görüntülü arayabilir misin?

tebessüm ettim bir kaç dakika sonra aradım ve konuşmaya başladım,tabii ben konuşuyorum karşımdan böğürtü geliyor çığlık geliyor lan yer elması niye uyumadın sen diyorum?
kargayla tavşanı anlat bana dedi
oturdum salonda başladım anlatmaya,çok yaramaz bir karga varmış birde kar gibi beyaz bir tavşan...

tabii ben dalmışım tosuna masala kızı nerdeyse unuttum tosunun da göz kapakları gitti gidiyor ama direniyor velet uyumamak için belli ki özlemiş beni.

özür dilemek için yan tarafa dönerken ıslak bir çift göz ile karşılaştım “lütfen bir şey deme” dedi ve gelip başını dizime koydu “babam bana hiç masal anlatmadı,sen anlatırmısın? ama kendi dilinde anlat lütfen ben anlarım,hem masallar hep güzel biter di mi?” dedi.

kül kedisini anlatmaya başladım,bir yandan saçlarını okşuyor bir yandan masal anlatıyordum çok geçmeden o da uyudu.
kucağıma alıp yatağa yatırıp üzerine battaniyeyi örtüp salona döndüm.

bir kahve de kendime alıp sessizliğin sesini dinlemeye ve düşünmeye başladım kim bilir o da nelere katlandı diye.


hepimiz yaralıyız,kimimizin ki derinlerde çok ama çok,kimisi ise belki bir el uzatsak tutacak kadar.

mesnevi de okuduğum bir cümle geliyor aklıma,insanı her şeyden soyduğun zaman sadece duygular kalır diye.

gerçekten öyle.
insanlığın ortak dili duygulardır.
devamını gör...

doğan avcıoğlu'nun beş ciltlik serisidir. diğer türk tarihi kitaplarından farklı olarak türklerin tarihini sınıfsal perspektifte anlatmaya çalışmaktadır. bu yönüyle de seriyi bir hayli ilginç kılmaktadır. bu serinin devamı niteliğinde osmanlı'nın düzeni ve türkiye'nin düzeni kitapları da vardır. bu yedi kitabı okuduktan sonra bugün yaşadığımız meselelerin hepsine derinlemesine hakim olabilirsiniz.

--! spoiler !--


birinci kitapta; ulusal tarih anlayışları: atatürkçü tarih, turancı tarih, toplumcu tarih. anadolu'nun türkleşmesi ve türk ulusu'nun meydana gelmesi. orta asya türklerinin ekonomik, kültürel, dinsel ve toplumsal yaşamları. asya ve avrupa hunları.


ikinci kitapta; göktürkler, uygurlar, rusya ve avrupa türkleri (bulgar, avar, hazar, macar, peçenek, oğuz ve kuman) ve "göçebe feodalizmi" inceleniyor. doğu avrupa yahudiliğinin türk kökenli olup olmadığı tartışılıyor.


üçüncü kitapta; türklerin tarihi, x. yüzyıldan sonra islam tarihi çerçevesinde yer alır. üçüncü kitap, türklerin tarihi ile bağlantılı olarak islam tarihini inceler. islam toplumunda devlet, sınıflar ve sınıf mücadeleleri, islam açısından feodalizm, kapitalizm, sosyalizm ve asyagil toplum tartışmaları ele alınır. bu çerçeve içinde ilk türk-islam devletlerinin meydana çıkışı anlatılır.



dördüncü kitapta; türklerden önce anadolu'ya islamiyetin girişi, ermeni sorunu, selçuklu devleti ve toplumsal düzeni, sünni-şii çatışmasının kökenleri, doğu ve batı ilişkileri açısından haçlı seferleri ve orta asya'da türk uluslarının meydana geliş süreçleri incelenir.



beşinci kitapta; türkiye selçuklu devleti, anadolu'nun türkleşmesi ve islamlaşması, bektaşilik, kızılbaşlık, ahilik, feodal düzenin kuruluşu, doğu anadolu'nun geri kalış nedenleri ve kürt sorunu gibi konular işlenir


--! spoiler !--
devamını gör...

ingiltere kralı iii. edward'ın (aynı zamanda fransa'da bir bölge olan akitanya lordu olduğu için), fransa kralı iv. charles'ın ölümünden sonra yerine geçmek isterken, onu kabul etmeyen fransız baronlarının vi. philippe'i geçirmelerini istemesinden dolayı çıkan ve 116 yıl süren savaştır.

ingiltere'ye bağımlı bir ticari sisteme sahip olduğu için fransa baronlarının işgüzarlık ettiğini düşünen edward, allah ne verdiyse tepelerine çullanmıştır.
fransa şaraptı üzümdü derken önce bir sarsılmış ve noluyor lan demesi 70 yıla yakın sürmüştür.

ilk başlarda ingilizler atak oynayarak fransa kalelerine gözü kara ilerlemiş, fakat enerjisini dengeli kullanamadığı için savaşı sonlandıramamıştır.
fransa, klasik anadolu takımı mantığıyla oyunu geride kabul etmiş, arada bulduğu boşluklarda ani ataklar yapmış ve kaybettiği toprakları geri almıştır.

savaşın sonlarına doğru ortaya çıkan en ilginç karakter olan jeanne d'arc (milla jokovich oynamıştı filminde) fransa ordusunda fazladan motivasyon etkisi yaratmış ve orleans'u da almasını sağlamıştır.
daha sonra burgonyalı kansızlar tarafından ingilizlere teslim edilen jeanne d'arc 1431'de diri diri yakılmıştır.

1453 yılında bizler istanbul'un fethiyle meşgulken, ingiltere'nin fransa'da neredeyse hiç toprağı kalmamışken yüzyıl savaşları 116. yılında sona ermiştir.
dünyada savaşmadan duramadıkları pek bir zaman dilimi olmayan ingilizler, komşularına bulaşamadıkları için kendi iç taht kavgalarına girişmiş ve güller savaşı diye adlandırılan iç savaş başlamıştır.

öte yandan ingilizler savaştan sonra da fransa tahtında hak iddiasına devam ettiler. fransa kralları da eşek değiller ya, red ettiler. arada onca savaşmışlık var sonuçta.
devamını gör...

"toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. 'ne zaman' demişti, 'birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!''"

muhteşem gatsby
devamını gör...

ağlamama sebep olan bir kitaptı özellikle meryem'in kendini feda etmesi beni çok derinden etkiledi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim