hall of fame
danny o'donoghue, mark sheehan ve glen power'dan oluşan irlandalı rock müzik grubu the script'in 2012 tarihli #3 adlı albümünde yer alan ve grubun en bilinen şarkısıdır. burada kendilerine müzisyen will.i.am eşlik etmektedir. parçanın adı ise 'şöhret koridoru/geçidi' veya 'onur listesi' gibi bir anlama denk geliyor.
şarkının amacı genel olarak motivasyon vermek. 'bunu sen de yapabilirsin,her şeyi başarabilirsin,bir gün kupa dolabında ve onur listesinde adın; şöhret koridorunda portren yer alabilir', şeklinde*.
nightcore versiyonu daha enerjik olduğu için motivasyon bakımından daha etkili fikrimce;
şarkının amacı genel olarak motivasyon vermek. 'bunu sen de yapabilirsin,her şeyi başarabilirsin,bir gün kupa dolabında ve onur listesinde adın; şöhret koridorunda portren yer alabilir', şeklinde*.
nightcore versiyonu daha enerjik olduğu için motivasyon bakımından daha etkili fikrimce;
devamını gör...
memleketinin meşhur yemeği
gece gece acıktıran başlık.
şehrimde ünlü olan ama ülke genelinde az bilinenlerden; bakla yemeği, enginar dolması, kabak çiçeği dolması, şevketi bostan.
şehrimde ünlü olan ama ülke genelinde az bilinenlerden; bakla yemeği, enginar dolması, kabak çiçeği dolması, şevketi bostan.
devamını gör...
yazarların unutamadığı sözler
hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan onları yendin demektir. - george orwell
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
on ay kadar önce yeni bir eve taşındık. ilk taşındığımız sıralarda bulaşık makinesini boşaltırken tencerenin birini yanlış yere koymuşum. o gün bu gün kızım* bana ona göre davranıyor.
b: kızım hadi bakalım uyku saati. bu gece ben yatırıcam seni.
k: olmaz. annem uyursun.
b: neden?
k: çünkü sen tencereleri yanlış yere koyuyorsun.
xxxxxxx
b: kızım hadi parka gidelim.
k: olmaz annemle gidicem ben. sen tencereleri yanlış yere koyuyon.
xxxxxxx
geçenlerde bir arkadaşımızla konuşurken duydum.
x teyze: biliyo musun babam tencereleri hep yanlış yere koyuyor.
*
b: kızım hadi bakalım uyku saati. bu gece ben yatırıcam seni.
k: olmaz. annem uyursun.
b: neden?
k: çünkü sen tencereleri yanlış yere koyuyorsun.
xxxxxxx
b: kızım hadi parka gidelim.
k: olmaz annemle gidicem ben. sen tencereleri yanlış yere koyuyon.
xxxxxxx
geçenlerde bir arkadaşımızla konuşurken duydum.
x teyze: biliyo musun babam tencereleri hep yanlış yere koyuyor.
*
devamını gör...
giden sevgilinin yaptığı en büyük kötülük
en zor anınızda terk etmesidir.
devamını gör...
olduramadım
insanın canı sıkılınca açıp dinleyesi geldiği özkan uğur şarksıdır.
devamını gör...
yazarların cehennem tasviri
“cehennem, insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir.”
devamını gör...
1 ağustos 2021 ateşin çocukları’nın açıklamaları
canı gönülden tamamen doldurma olduğunu, gerçeklik payının oldukça düşük olduğunu ve halkın gazını almak için ortaya çıkarılmış boş bir açıklamadan fazlası olamayacağını dile getirmek isterim. çöktürme hareketi ne ayrıca? kebap ismi gibi.
her zamanki suçu hayali düşmana aktarma politikasından ötesi değil gibi duruyor. hadi hep beraber detaylı inceleyelim.
1-) metina'da yaşanan olaylar tsk'nin değil, pkk'nin provokasyonlarının bir sonucu. tepkiselliğini böyle gösterip, sonra karşılığında orduyu suçlayacak kadar aptal değil bu insanlar.
2-) gâre denilen yer, gara. yine aynı pençe-kartal 2 operasyonunda mağarada on üç tane sivili pkk adlı terör örgütü üyeleri infaz etti. oradaki insanları umursasalar, yine bu olay için de böyle bir suçlama yapmazlardı. ırak'ın kuzey bölgesinde kürdistan bölgesel yönetimi var. bunu gerçekten sorun edip türk askerini orada işgalci olarak gördüğü için olay çıkaran birileri, öncelikle geçim kaynaklarından biri olan uyuşturucu ticareti ağının kesilmesi ve 100 kilo civarı eroini kaptırmalarına kızardı. hadi neyse.
toplumun ne olup bittiğini bilmediği bölgeleri kaleme alınarak yazılmış bir yazı ama, tebrik ederim. başarılı olabilirmiş.
3-) silopi'de nerede ağaç kesiliyor? haftaya geleyim bana da gösterin. en son orada doğal çeşitliliği artırmak adına çalışmalar yapılıyordu. cudi'de pkk kampları yok mu? var. ama orman katli, ağaç kesilmesi şu bu? ne oluyoruz gençler? hadi bu yaşanıyor diyelim, kürdistan bölgesel yönetiminden konu buraya nasıl geldi? insanların hassas olduğu konuları peş peşine başlıklar halinde yazsaydınız keşke öykülemeyle uğraşmayıp.
4-) şehitleriniz dediğiniz kısım zeytin dalı harekatı sırasında yine kendi yönetimlerinde olan bölgede keşfedilmiş olan cesetlerse, onlar infaz edildi ve kimlikleri açıklanmadı. aralarında türk askeri de olabilir. bu konuda bu kadar kesin konuşabiliyorsanız, infazdan da haberiniz vardır demektir. kendiniz çalıp kendiniz mi oynuyorsunuz? hadi öyle yapıyorsunuz diyelim, bunu neden medyaya bildiresiniz? nereden baksanız falsolu ifade.
5-) polis ve asker ailelerinin doğuda gün yüzü gördüğü görülmedi ki. bunu neden ek olarak belirtme ihtiyacı duyuldu? çünkü birileri milli duygulara oy-nu-yor.
6-) gelelim bir diğer ifadeye. basının yalancı ve sahtekar olduğunu düşünmek için terör sempatizanı olmaya gerek yok. bugün türkiye'deki her muhalif böyle düşünüyor zaten. bu bağlamda saçma bir ayrım var ortada. ilk okuduğumda olabilir, normaldir demiştim ama "asker selamı veren futbolcular" ifadesiyle ne yapıyorsunuz? "bizim çocuklar"ın başarısızlığını mı aradan çıkarıyorsunuz? yarın hazır olda duran topçumuzun yanındayız diye hashtag açtırmak mı amacınız? hiç sanmıyorum. bu da saçma.
hemen devamındaysa konu akp-mhp ve erdoğan nefretine geliyor, onun peşinden gidenlere karşı bir nefretten bahsediliyor. bu ülkede iyi parti gibi muhalif ve terör düşmanı, hdp ve kürt düşünceleri ile zıtlaşmış partiler de söz konusu. neden sadece cumhur ittifakı? arkadaşlar, saf olmayalım. algı bu, algı.
7-) yüz yıllardır unutmadık diyorlar ve pkk'ye bağlı bir fraksiyon olarak karşımıza çıkıyor. pkk'nin aktif operasyonlarının gerçekleşmesi ise 1976, hadi 1978 olsun. yani elli yıllık bile geçmişi olmayan bir terör örgütü söz konusu. kürtlere yapılan zulüm ve yüz yıllar? meh. hangi yüz yıllar? ülkede ayrımcı siyaset izlenene kadar yoktu böyle şeyler. o da şaibeli haliyle en baba 80-85 yıl. olayları vermeyeceğim, az çok tarih merakı olan anlamıştır.
8-) burada daha önce birçok arkadaşımızın dile getirdiği üzere hdp binasına yapılan saldırı ucuz bir kışkırtma temelliydi. deniz poyraz'ın ölümü hakkında bahçeli dışında pek konuşan da olmadı zaten. hop, 6. madde. her yerdelermiş bir de, tsk içerisinde de gizlenmişler, sokaklarda da gizlenmişler. paranoid şizofreni tedavisi görmesi gerektiğini düşünüyorum bazı insanların.
mealiyle diyor ki "devlet herkesi vatan haini ilan edebilir çünkü herkesin vatan haini olma ihtimali var. akp ve mhp destekçileri vatan haini değildir çünkü onlara biz de düşmanız. o yüzden terörist olmadığından emin olduğunuz cumhur ittifakı'na basın geçin."
9-) meal demişken, hemen alt maddede ebu cehil'den daha cahil gibi bir ifade geçiyor, orada bana bir gülme geldi. şu ifadeyi siyasal islamcılar dışında kullanan var mı bu ülkede? kaldı mı?
10-) şöyle bir toparlayacak olursak, size metnin filtrelenmiş halini yazayım.
"ormanlarınızı biz pkk'ye bağlı bir fraksiyon olan ateşin çocukları yaktık. yakmaya da devam edeceğiz. çünkü föşik tc sınırlarımızı işgal ediyor, akp-mhp ittifakından tiksiniyoruz ama diğerleriyle pek de bir derdimiz yok çünkü onlar da bizden, onlar da vatan haini ve terörist. askerlerinizi de, futbolcularınızı da, sanatçılarınızı da, siyasetçilerinizi de rahat bırakmayacağız çünkü onlar bizim halkımızı hep ezdiler, bizim topraklarımız olan kürdistan sınırlarına girip zulmettiler.
biz de geri zekalı olduğumuz için milli mücadele ruhunu ateşleyecek türden böyle aptal bir yazı yazıp niyetimizi en baştan belli ediyoruz ki gönül rahatlığıyla yeni bir gündem yaratalım, nefret ettiğimiz hükümet ve hatrı sayılır yöneticiler de bundan nemalanıp kamera karşısına çıkacak yüz bulabilsinler."
geçiniz. yazılanın onda biri bile gerçekse diye söyleyeyim yine de. geldikleri gibi giderler.
her zamanki suçu hayali düşmana aktarma politikasından ötesi değil gibi duruyor. hadi hep beraber detaylı inceleyelim.
1-) metina'da yaşanan olaylar tsk'nin değil, pkk'nin provokasyonlarının bir sonucu. tepkiselliğini böyle gösterip, sonra karşılığında orduyu suçlayacak kadar aptal değil bu insanlar.
2-) gâre denilen yer, gara. yine aynı pençe-kartal 2 operasyonunda mağarada on üç tane sivili pkk adlı terör örgütü üyeleri infaz etti. oradaki insanları umursasalar, yine bu olay için de böyle bir suçlama yapmazlardı. ırak'ın kuzey bölgesinde kürdistan bölgesel yönetimi var. bunu gerçekten sorun edip türk askerini orada işgalci olarak gördüğü için olay çıkaran birileri, öncelikle geçim kaynaklarından biri olan uyuşturucu ticareti ağının kesilmesi ve 100 kilo civarı eroini kaptırmalarına kızardı. hadi neyse.
toplumun ne olup bittiğini bilmediği bölgeleri kaleme alınarak yazılmış bir yazı ama, tebrik ederim. başarılı olabilirmiş.
3-) silopi'de nerede ağaç kesiliyor? haftaya geleyim bana da gösterin. en son orada doğal çeşitliliği artırmak adına çalışmalar yapılıyordu. cudi'de pkk kampları yok mu? var. ama orman katli, ağaç kesilmesi şu bu? ne oluyoruz gençler? hadi bu yaşanıyor diyelim, kürdistan bölgesel yönetiminden konu buraya nasıl geldi? insanların hassas olduğu konuları peş peşine başlıklar halinde yazsaydınız keşke öykülemeyle uğraşmayıp.
4-) şehitleriniz dediğiniz kısım zeytin dalı harekatı sırasında yine kendi yönetimlerinde olan bölgede keşfedilmiş olan cesetlerse, onlar infaz edildi ve kimlikleri açıklanmadı. aralarında türk askeri de olabilir. bu konuda bu kadar kesin konuşabiliyorsanız, infazdan da haberiniz vardır demektir. kendiniz çalıp kendiniz mi oynuyorsunuz? hadi öyle yapıyorsunuz diyelim, bunu neden medyaya bildiresiniz? nereden baksanız falsolu ifade.
5-) polis ve asker ailelerinin doğuda gün yüzü gördüğü görülmedi ki. bunu neden ek olarak belirtme ihtiyacı duyuldu? çünkü birileri milli duygulara oy-nu-yor.
6-) gelelim bir diğer ifadeye. basının yalancı ve sahtekar olduğunu düşünmek için terör sempatizanı olmaya gerek yok. bugün türkiye'deki her muhalif böyle düşünüyor zaten. bu bağlamda saçma bir ayrım var ortada. ilk okuduğumda olabilir, normaldir demiştim ama "asker selamı veren futbolcular" ifadesiyle ne yapıyorsunuz? "bizim çocuklar"ın başarısızlığını mı aradan çıkarıyorsunuz? yarın hazır olda duran topçumuzun yanındayız diye hashtag açtırmak mı amacınız? hiç sanmıyorum. bu da saçma.
hemen devamındaysa konu akp-mhp ve erdoğan nefretine geliyor, onun peşinden gidenlere karşı bir nefretten bahsediliyor. bu ülkede iyi parti gibi muhalif ve terör düşmanı, hdp ve kürt düşünceleri ile zıtlaşmış partiler de söz konusu. neden sadece cumhur ittifakı? arkadaşlar, saf olmayalım. algı bu, algı.
7-) yüz yıllardır unutmadık diyorlar ve pkk'ye bağlı bir fraksiyon olarak karşımıza çıkıyor. pkk'nin aktif operasyonlarının gerçekleşmesi ise 1976, hadi 1978 olsun. yani elli yıllık bile geçmişi olmayan bir terör örgütü söz konusu. kürtlere yapılan zulüm ve yüz yıllar? meh. hangi yüz yıllar? ülkede ayrımcı siyaset izlenene kadar yoktu böyle şeyler. o da şaibeli haliyle en baba 80-85 yıl. olayları vermeyeceğim, az çok tarih merakı olan anlamıştır.
8-) burada daha önce birçok arkadaşımızın dile getirdiği üzere hdp binasına yapılan saldırı ucuz bir kışkırtma temelliydi. deniz poyraz'ın ölümü hakkında bahçeli dışında pek konuşan da olmadı zaten. hop, 6. madde. her yerdelermiş bir de, tsk içerisinde de gizlenmişler, sokaklarda da gizlenmişler. paranoid şizofreni tedavisi görmesi gerektiğini düşünüyorum bazı insanların.
mealiyle diyor ki "devlet herkesi vatan haini ilan edebilir çünkü herkesin vatan haini olma ihtimali var. akp ve mhp destekçileri vatan haini değildir çünkü onlara biz de düşmanız. o yüzden terörist olmadığından emin olduğunuz cumhur ittifakı'na basın geçin."
9-) meal demişken, hemen alt maddede ebu cehil'den daha cahil gibi bir ifade geçiyor, orada bana bir gülme geldi. şu ifadeyi siyasal islamcılar dışında kullanan var mı bu ülkede? kaldı mı?
10-) şöyle bir toparlayacak olursak, size metnin filtrelenmiş halini yazayım.
"ormanlarınızı biz pkk'ye bağlı bir fraksiyon olan ateşin çocukları yaktık. yakmaya da devam edeceğiz. çünkü föşik tc sınırlarımızı işgal ediyor, akp-mhp ittifakından tiksiniyoruz ama diğerleriyle pek de bir derdimiz yok çünkü onlar da bizden, onlar da vatan haini ve terörist. askerlerinizi de, futbolcularınızı da, sanatçılarınızı da, siyasetçilerinizi de rahat bırakmayacağız çünkü onlar bizim halkımızı hep ezdiler, bizim topraklarımız olan kürdistan sınırlarına girip zulmettiler.
biz de geri zekalı olduğumuz için milli mücadele ruhunu ateşleyecek türden böyle aptal bir yazı yazıp niyetimizi en baştan belli ediyoruz ki gönül rahatlığıyla yeni bir gündem yaratalım, nefret ettiğimiz hükümet ve hatrı sayılır yöneticiler de bundan nemalanıp kamera karşısına çıkacak yüz bulabilsinler."
geçiniz. yazılanın onda biri bile gerçekse diye söyleyeyim yine de. geldikleri gibi giderler.
devamını gör...
medeni insanın özellikleri
kişi hak ve özgürlüklerine ve her canlının yaşam hakkına saygı duyan, çevre bilinci gelişmiş insan medeni insandır.
devamını gör...
en havalı bulduğunuz üniversite ismi
devamını gör...
çinli bilim insanlarının ses dalgalarıyla yağmur yağdırması
yapar bunlar, hiç şaşırmam.
bütün dünyayı salgına mahkûm ettiler, ilk önce tanı kiti, sonra ilaç, şimdide aşı'sini satıyorlar.
ben bunlardan korkuyor um valla.
bütün dünyayı salgına mahkûm ettiler, ilk önce tanı kiti, sonra ilaç, şimdide aşı'sini satıyorlar.
ben bunlardan korkuyor um valla.
devamını gör...
ortamlarda full ses video izleyenler
azalarak bitmesini istediğim topluluk. kulaklık tak be kardeşim. yeter artık.
devamını gör...
ot gibi yaşıyorsun kızım ot
kendime sıklıkla söylediğim cümle. biraz oblomovluk, biraz korkaklık ve çokça güvensizlikten kaynaklanan bir hayat içerisinde ot gibi yaşıyorum. bir yandan uzun yolculuklar planlarken bir yandan günün birinde "kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım." demekten korkuyorum. korkuyorum sözlük. kendi hayatım içinde kendi hayatıma yabancı kalmaktan, günün birinde öylesine bir insan olarak ölüp gitmekten ve dünya üzerinde beni tanıyan son insan da öldükten sonra unutulmaktan, bu ömrün sevip sevilemeden geçmesinden korkuyorum. tüm bu olasılıkların içerisinde kendim için en doğru olasılığı bulmaya çalışırken bu hayatın geçici olduğunu unutmaktan korkuyorum. ve bu satırları buraya kendim için bırakıyorum.
"söz ver kendine
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin"
ot gibi yaşama kızım, ot gibi yaşamayalım. bu başlığın altına siz de ot gibi yaşamama kararlarınızı bırakın ve hepimiz hayata bir yerinden başlayalım.
"söz ver kendine
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin"
ot gibi yaşama kızım, ot gibi yaşamayalım. bu başlığın altına siz de ot gibi yaşamama kararlarınızı bırakın ve hepimiz hayata bir yerinden başlayalım.
devamını gör...
elinde sopayla başlık açan yazar
kendine has bir düşünceyle ilgili bir başlık açıp, altında aksi bir yorum görünce o yazarın kafasına vurmak isteyen yazardır.
başlık onaylanmak için açılmaz gardaşım, fikrini ortaya atarsın gerekirse takdir edilir gerekirse linç edilirsin. bu işin raconu budur.
başlık onaylanmak için açılmaz gardaşım, fikrini ortaya atarsın gerekirse takdir edilir gerekirse linç edilirsin. bu işin raconu budur.
devamını gör...
pudingi ekmekle yemek
allah kimseyi pudingi ekmekle yicek kadar aç bırakmasın...
devamını gör...
paths of glory
1957 yapımı savaş karşıtı filmler arasında özel bir yeri olan filmdir. önce filmi, tanım sonunda türkiye’ de bu film gösterildiği zaman kopan fırtınayı anlatacağım.
filmin çekildiği dönemde abd nin halet-i ruhiyesi şöyledir:
1950’li yıllarda abd de amerikan karşıtı faaliyetleri izleme komitesi (house committee on un-american activities) vardır. senatör joseph mccarthy ile anılan bu komite özellikle toplumda çok tanınan sanatçıları kamuya açık oturumlarda sorgulamakta, komünist olup olmadıklarını araştırmakta, adeta bir engizisyon mahkemesi gibi faaliyet göstermektedir.
komiteyle işbirliği yapmayanlar kara listeye alındıkları için mesleklerini yapamamakta hatta abd yi terk etmeye zorlanılmaktadır. devir artık herkesin birbirini jurnallemeye başladığı devirdir.
kirk douglas aktif olarak siyasetle ilgilenmese bile bu siyasal atmosfer içinde uygulanan baskılara direnir. bu dönemde artık yapımını da üstlenmeye başladığı filmlerde kapitalist bakış açısını, alttan alta dozajını arttırarak abd’yi de eleştirmeye başlar.
bizde zafer yolları adıyla bilinen paths of glory filminde bunu iyice doruğa çıkartır. bu filmin yönetmeni ünlü stanley kubrick' tir.buraya spoiler koyacağız çünkü önemli, spoilerın sonunda türkiye' de ki olayda anlatılıyor.
--! spoiler !--
1957 yılında çekilen film tamda bu mc carthy’ci, komünizm karşıtı histerinin etkisindeki ortamda çekilmiştir. filmde, hem oyuncu hem de gizli yapımcı olan kirk douglas yönetmen kubrick tarafından filmin “hollywood tarzı mutlu son” ile bitirilmesine müsaade etmemiştir.
kubrick’in önerisine göre idam mangası karşısındaki üç asker komutanların son anda karar değiştirmesiyle kurtulacaktır. douglas buna itiraz ederek filmin orijinal, gerçekçi ve ünlü sahnesi ile bitmesini sağlar.
savaş karşıtı bu film avrupa'da birçok ülkede yasaklanmış ve yıllarca gösterime girmemiştir. uygulanan bu sansürlerin etkisiyle film eleştirmenler tarafından yönetmenin en önemli eserlerinden birisi olarak değerlendirilse de önemli hiçbir ödül alamamıştır.
gelelim türkiye' ye :
film türkiye'de ilk kez 1977 yılında trt’ de gösterilmiş, filmde kirk douglas' ın canlandırdığı albay dax’ın saldırıyı milliyetçilik yaparak savunan general mireau’ya söylediği "milliyetçilik alçakların son sığınağıdır" sözü nedeniyle dublajını yapan personel dahil olmak üzere filmin yayına hazırlanmasında görev alan tüm personel hakkında savcılık soruşturması açılmıştır. ancak buna rağmen filmin gösterimi engellenememiştir.
--! spoiler !--
filmin çekildiği dönemde abd nin halet-i ruhiyesi şöyledir:
1950’li yıllarda abd de amerikan karşıtı faaliyetleri izleme komitesi (house committee on un-american activities) vardır. senatör joseph mccarthy ile anılan bu komite özellikle toplumda çok tanınan sanatçıları kamuya açık oturumlarda sorgulamakta, komünist olup olmadıklarını araştırmakta, adeta bir engizisyon mahkemesi gibi faaliyet göstermektedir.
komiteyle işbirliği yapmayanlar kara listeye alındıkları için mesleklerini yapamamakta hatta abd yi terk etmeye zorlanılmaktadır. devir artık herkesin birbirini jurnallemeye başladığı devirdir.
kirk douglas aktif olarak siyasetle ilgilenmese bile bu siyasal atmosfer içinde uygulanan baskılara direnir. bu dönemde artık yapımını da üstlenmeye başladığı filmlerde kapitalist bakış açısını, alttan alta dozajını arttırarak abd’yi de eleştirmeye başlar.
bizde zafer yolları adıyla bilinen paths of glory filminde bunu iyice doruğa çıkartır. bu filmin yönetmeni ünlü stanley kubrick' tir.buraya spoiler koyacağız çünkü önemli, spoilerın sonunda türkiye' de ki olayda anlatılıyor.
--! spoiler !--
1957 yılında çekilen film tamda bu mc carthy’ci, komünizm karşıtı histerinin etkisindeki ortamda çekilmiştir. filmde, hem oyuncu hem de gizli yapımcı olan kirk douglas yönetmen kubrick tarafından filmin “hollywood tarzı mutlu son” ile bitirilmesine müsaade etmemiştir.
kubrick’in önerisine göre idam mangası karşısındaki üç asker komutanların son anda karar değiştirmesiyle kurtulacaktır. douglas buna itiraz ederek filmin orijinal, gerçekçi ve ünlü sahnesi ile bitmesini sağlar.
savaş karşıtı bu film avrupa'da birçok ülkede yasaklanmış ve yıllarca gösterime girmemiştir. uygulanan bu sansürlerin etkisiyle film eleştirmenler tarafından yönetmenin en önemli eserlerinden birisi olarak değerlendirilse de önemli hiçbir ödül alamamıştır.
gelelim türkiye' ye :
film türkiye'de ilk kez 1977 yılında trt’ de gösterilmiş, filmde kirk douglas' ın canlandırdığı albay dax’ın saldırıyı milliyetçilik yaparak savunan general mireau’ya söylediği "milliyetçilik alçakların son sığınağıdır" sözü nedeniyle dublajını yapan personel dahil olmak üzere filmin yayına hazırlanmasında görev alan tüm personel hakkında savcılık soruşturması açılmıştır. ancak buna rağmen filmin gösterimi engellenememiştir.
--! spoiler !--
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...


