kim phuc
napalm bombası 800 ila 1200 derece arası korkunç bir sıcaklık üretiyormuş. hemen ölenler biraz şanslı sayılıyor, çünkü ölmeyenler ağır yanıklar ile uğraşıyor, bu kız gene onlara göre hafif kurtarmış.
a.b.d ordusu vietkong gerillalarını bombalıyoruz diyerek köyleri, ormanları... napalm'la yakıp yıktılar. savaşta kaç vietnam'lı, laos'lu, yada kamboçya'lı öldürüldüğü bilinmiyor.
a.b.d ordusu vietkong gerillalarını bombalıyoruz diyerek köyleri, ormanları... napalm'la yakıp yıktılar. savaşta kaç vietnam'lı, laos'lu, yada kamboçya'lı öldürüldüğü bilinmiyor.
devamını gör...
sözlükçülerin kahvaltıları
devamını gör...
geceye bir söz bırak
“bence modern zamandaki en acı durum, karşındaki insanın seni bir alternatif olarak görmesidir. seni diğer insanlardan farklı görmeyip, hızlıca tüketip başka alternatiflere yönelmesidir. fast food tüketir gibi insan tüketmeleridir. insan gerçekten ziyandadır.”
aamir khan
aamir khan
devamını gör...
aşağılık kompleksi
alfred adler der ki: her insanda aşağılık kompleksi vardır. kimisinde daha belirgin görülür kimisinde geri planda kalmıştır. sorsak kimse buna sahip değildir ancak her insanda eser miktarda bulunur. nevrotikler ise bunu başka davranışlarla üstünlük duygusuna dönüştürmeye çalışır.
devamını gör...
kendini beğenmiş
kendini bir şey sanan insanları ifade etmek için kullanılan itham sözcüğü.
bazen özgüvenli insanlarda kendini beğenmiş olarak algılanabiliyor veya insanlarla dialoğunu belli bir sınırda tutmak isteyenler kezâ yine öyle. kendimi beğenmiş olduğumu düşünen çok insan, sonradan yakın arkadaşım oldu veya kendini beğenmiş dediğim insanlarla çok güzel paylaşımlarım oldu. kendini beğenmiş diye yaftalamadan önce o insanı biraz tanımakta fayda var.
bazen özgüvenli insanlarda kendini beğenmiş olarak algılanabiliyor veya insanlarla dialoğunu belli bir sınırda tutmak isteyenler kezâ yine öyle. kendimi beğenmiş olduğumu düşünen çok insan, sonradan yakın arkadaşım oldu veya kendini beğenmiş dediğim insanlarla çok güzel paylaşımlarım oldu. kendini beğenmiş diye yaftalamadan önce o insanı biraz tanımakta fayda var.
devamını gör...
sevgi izi
müge anlı'nın hayata geçirdiği bir projedir. temelde alzheimer, mental retardasyon, down sendromu, otizm gibi ifade edici dil becerilerini olumsuz etkileyen hastalık yada durumlardan muzdarip olan kişilerin bulunmasını kolaylaştırmak için kişilere verilen özel bir numaranın dövme olarak vücutlarına işlenmesidir. bu şekilde kaybolma tehlikesi yaşayan kimselerin ailelerine en kısa sürede ulaşması hedeflenmektedir. sağlıklı kabul edilen kişilerde kendilerine sevgi izi yaptırtabilmektedirler. kişisel tecrübelerimden yola çıkarak şimdiye kadar kayıp olan birçok öğrencim sevgi izi sayesinde kısa sürede ailesine ulaştırıldı.
daha detaylı bilgi almak için burayı ziyaret edebilir ,proje destek olabilir yada kendi sevgi izinizi yaptırabileceğiniz lokasyonlara ulaşabilirsiniz.
kayıp olduğunu fark ettiğiniz yaşlı ve engelli bireylerin özellikle bileklerini kontrol edip kayıp ihbarı yapmak için polisi aradığınızda sevgi izi numarasını da aynı anda bildirerek ekiplerin aileye en kısa sürede ulaşmasına yardımcı olabilirsiniz.
daha detaylı bilgi almak için burayı ziyaret edebilir ,proje destek olabilir yada kendi sevgi izinizi yaptırabileceğiniz lokasyonlara ulaşabilirsiniz.
kayıp olduğunu fark ettiğiniz yaşlı ve engelli bireylerin özellikle bileklerini kontrol edip kayıp ihbarı yapmak için polisi aradığınızda sevgi izi numarasını da aynı anda bildirerek ekiplerin aileye en kısa sürede ulaşmasına yardımcı olabilirsiniz.
devamını gör...
muharrem ince'nin yüzde elli artı bir oy alacağını söylemesi
ülkede fikir ayrılığı yok bölünme var. ülke o kadar bilinçsiz bir parçalanmaya gitti ki artık kimsenin yüzde elliye ulaşabileceğini sanmıyorum. millet yönetimde değil maalesef yönetime alet edilmiş durumda.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat
5 yaşındaki yeğenimle evcilik oynarken birden, '' güneş gibisin biliyor musun, sana sarılınca çok ısınıyorum.. '' demişti. bunun üstüne çıkan daha olmadı hayatımda.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
nev-i şahsına münhasır çünkü o. bişeylerden bahsederken yapacaklarını belli eden, herkese ve herşeye karşı zırhını bürünen. kanayan yerini dağlamayı seçen, kırılan parmağını kesen o. aslında çok sevilmiş ama kimse onu istediği gibi sevmemiş. kimse düşünce üflememiş gibi. kırılan yerlerinden tekrardan binlerce kez kırmışlar gibi. kalkmasın ayağa der gibi. herkes bir, o tek gibi.
devamını gör...
merak edilen yazlık sarayın mimari görüntüleri
görüyorum doktor, görüyorum! yetim hakkı, fakir fukara rızkı, işçi emeği, çalınan alın terini görüyorum. sokaktaki hayvanın, kurdun kuşun, gelecek nesillerin umudunu görüyorum.
kapat gözlerimi doktor.
kapat gözlerimi doktor.
devamını gör...
ağaç adam hastalığı
dünyaca bilinen adı epidermodysplasia verruciformis olan, kabuk benzeri büyümelere sahip olan son derece nadir bir cilt hastalığıdır. kalıtsal bir genetik bağışıklık bozukluğudur.
devamını gör...
fatih terim
ne kadar büyük bir isim ki fatih terim, rakip takımın taraftarlarını dahi bu başlığın altına toplayabiliyor. ya ağlamayın be kardeşim hoca daha 3 yıl takımın başında daha ço yargı dağıtacak. gitse ne sevinirdiniz değil mi? ama öyle bişey yok hoca takımın başında ve siz yine her zamanki looserlar olarak kalmaya devam edeceksiniz. bunada alışsanız iyi edersiniz çünkü bu sizin makus talihiniz.
devamını gör...
regl kanına hükmetmek
bir yolunun olması gereken hede. isteyen rahatlamak için 1 litreye kadar kan akıtabilsin, istemeyen hiç akıtamasın. düşünün. süper güç gibi bişi. milyarder olabiliriz. sözlük mafyasını diriltecek fonu da elde etmiş oluruz böylelikle. efsane raconlar var bizde.
devamını gör...
bayern münih
almanya'nın münih şehrinin efsane futbol takımıdır.
lewandowski efsanesi bu takımda oynamaktadır.
lewandowski efsanesi bu takımda oynamaktadır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çocukluk fotoğrafları
hakkınızda yavaş yavaş, yaş, meslek fotoğraf, vs. her türlü bilgi toplanıyor, bilmem farkında mısınız?
devamını gör...
bazen
bazen daha fazladır her şey
bi’ eşikten atlar insan
yüzüne bakmak istemez yaşamın
o kadar azalmıştır anlam
o zaman hemen git radyoyu aç
bi’ şarkı tut
ya da bi’ kitap oku mutlaka
iyi geliyor.
bi’ eşikten atlar insan
yüzüne bakmak istemez yaşamın
o kadar azalmıştır anlam
o zaman hemen git radyoyu aç
bi’ şarkı tut
ya da bi’ kitap oku mutlaka
iyi geliyor.
devamını gör...
nötron yıldızı
oluşum aşamasındaki kütlesi 8-10 güneş kütlesinden 20 güneş kütlesine kadar olan yıldızların merkezî bölgelerindeki yakıtları bittiğinde çekrideklerinin çökmesi ve üst katmanlarının süpernova ile uzaya savrulmasından geriye kalan cisim. 20 güneş kütlesinden büyük yıldızlar ise "ölünce" kara deliklere dönüşürler. yani nötron yıldızları da, kara delikler de aslında sadece birer yıldız ölüsüdür.
pulsar, magnetar gibi farklı isimle anılan cisimler aslında birer nötron yıldızıdır.
kara delikleri doğrudan göremediğimiz için, evrende doğrudan gözlenebilen en yoğun cisimler nötron yıldızlarıdır. ne kadar yoğun? orta büyüklükte bir şehir kadarlık bir hacim içerisine 2 tane güneş kütlesi sığdırdığınızı düşünün. bu yıldızların iç kesimlerinden 1 çay kaşığı madde almayı başarabilseydiniz, bu madde dünyada milyarlarca ton ağırlığında olurdu.
***
buraya ek bilgi koyuyorum. uzun yazı okumak istemeyenler bir sonraki bölümden devam edebilir.
yıldızların içinde sistem basitçe şöyle işler: kütle çekim etkisi nedeniyle yıldızı oluşturan madde sürekli olarak yıldızın merkezine (yani çekirdeğine) doğru çekilir. bu madde hareketine konveksiyon deriz. çekirdekte basınç ve sıcaklık son derece yüksek olduğundan nükleer füzyon başlar. yıldızın öncelikli "yakıtı" hidrojendir. füzyon yoluyla çekirdekte bulunan hidrojen bittiğinde helyum, o da bittiğinde sırayla başka elementler...
yıldız hayatına ilk başladığında hidrojenden ürettiği enerjiyi, dış yüzeyinden uzaya yaymakta olduğundan hidrostatik denge ve termal denge içindedir. enerji üretimi için kullanılan ilk materyal olan hidrojeni tükenen yıldızın dengesi bozulur. denge bozulunca yıldız "debelenmeye" başlar, yani dengeyi tekrar bulmak için bir genişleyip bir daraldığı evrelere geçiş yapar. örneğin kırmızı dev böyle bir evredir. yıldız eğer çok küçük ya da orta kütleliyse, yakıt üretecek yeni elementi olan helyumu, karbon ve oksijene uzun süre boyunca dönüştüremez ve patlayarak bir beyaz cüceye dönüşür.
eğer yıldızın kütlesi ilk tanımda bahsi geçen aralıktaysa, yıldız sırayla her elementi (karbon, neon, oksijen, silikon ve demir) tükettiğinde benzer evrelerden geçer ve son element türünü de (yani demiri) bitirdiğinde, iç katmanları ile atmosferi arasında ortaya çıkan dengesiz durumlar ve şok dalgası hücumu nedeniyle yıldızın çekirdeği içeriye doğru çöker. zira artık üretilen enerjiden kaynaklı, dışarıya doğru olan bir basınç yoktur ve kütle çekimi galip gelmiştir. atmosfer katmanları ise büyük bir süratle patlayarak uzaya dağılır.
sonuçta ortada demir gibi ağır bir elementin sıkıştığı küçücük, yoğun ve ağır bir hacimdeki çekirdek kalmıştır.
atmosfer neden uzaya saçıldı? çünkü aslında o da çekirdekle birlikte içeriye doğru süratle (ışık hızının %25'i kadar bir süratle) çöküyordu. ancak iç kısımdaki son derece yoğun çekirdeğin üzerinden geriye "sekti" ve şok dalgaları da bu nedenle ortaya çıkarak yıldızın atmosferini dağıttı.
***
nötron yıldızı ismi nereden geliyor?
elimizde yıldızdan geriye kalan yoğun bir çekirdek var. bu çekirdekteki atomlar normal şartlarda belirli bir düzene sahipti. merkezlerinde proton ve nötronlar, dış katmanlarında da elektronlar vardı. fakat yıldızın çekirdeği kendi üzerine doğru çökerken, basınç aşırı derecede arttı. öyle arttı ki, demir atomlarının proton ve elektronlarını birbiriyle kaynaştırıp nötron oluşumunu sağlayacak bir seviyeye geldi. böylece atomda zaten var olan nötronlara, bu birleşmeler sonucu ortaya çıkan nötronlar da eklendi. şimdi elimizde yoğun olarak nötronlardan oluşmuş bir çekirdek var. yaklaşık 25 kilometrelik bir çapa sahip hacim içerisinde sıkışmış, milyarlarca dünya kütlesi kadar nötronla dolu...
güneş yüzeyinin sıcaklığı 6000 dereceye yakınken, nötron yıldızının sıcaklığı 1 milyon derece civarındadır. nötron yıldızları tıpkı gezegenler gibi atmosfer, kabuk ve çekirdek katmanlarından oluşur. kabuğun dış kısmı normal demir atomlarından oluşurken içeriye doğru inildikçe bu yapı değişir ve nükleer makarna dediğimiz yapıya dönüşür. bu yapının evrendeki en sert ve dayanıklı yapı olduğu tahmin edilmektedir. çekirdek kısmında ise gerçekten neler olup bittiğini tam olarak bilemiyoruz. burada bir kuark - gluon plazması olabilir.
lafı yeterince uzattım. daha çok şey yazılır çizilir bu konuda ama benden bu kadar olsun.
edit: 1-2 imla düzeltmesi
pulsar, magnetar gibi farklı isimle anılan cisimler aslında birer nötron yıldızıdır.
kara delikleri doğrudan göremediğimiz için, evrende doğrudan gözlenebilen en yoğun cisimler nötron yıldızlarıdır. ne kadar yoğun? orta büyüklükte bir şehir kadarlık bir hacim içerisine 2 tane güneş kütlesi sığdırdığınızı düşünün. bu yıldızların iç kesimlerinden 1 çay kaşığı madde almayı başarabilseydiniz, bu madde dünyada milyarlarca ton ağırlığında olurdu.
***
buraya ek bilgi koyuyorum. uzun yazı okumak istemeyenler bir sonraki bölümden devam edebilir.
yıldızların içinde sistem basitçe şöyle işler: kütle çekim etkisi nedeniyle yıldızı oluşturan madde sürekli olarak yıldızın merkezine (yani çekirdeğine) doğru çekilir. bu madde hareketine konveksiyon deriz. çekirdekte basınç ve sıcaklık son derece yüksek olduğundan nükleer füzyon başlar. yıldızın öncelikli "yakıtı" hidrojendir. füzyon yoluyla çekirdekte bulunan hidrojen bittiğinde helyum, o da bittiğinde sırayla başka elementler...
yıldız hayatına ilk başladığında hidrojenden ürettiği enerjiyi, dış yüzeyinden uzaya yaymakta olduğundan hidrostatik denge ve termal denge içindedir. enerji üretimi için kullanılan ilk materyal olan hidrojeni tükenen yıldızın dengesi bozulur. denge bozulunca yıldız "debelenmeye" başlar, yani dengeyi tekrar bulmak için bir genişleyip bir daraldığı evrelere geçiş yapar. örneğin kırmızı dev böyle bir evredir. yıldız eğer çok küçük ya da orta kütleliyse, yakıt üretecek yeni elementi olan helyumu, karbon ve oksijene uzun süre boyunca dönüştüremez ve patlayarak bir beyaz cüceye dönüşür.
eğer yıldızın kütlesi ilk tanımda bahsi geçen aralıktaysa, yıldız sırayla her elementi (karbon, neon, oksijen, silikon ve demir) tükettiğinde benzer evrelerden geçer ve son element türünü de (yani demiri) bitirdiğinde, iç katmanları ile atmosferi arasında ortaya çıkan dengesiz durumlar ve şok dalgası hücumu nedeniyle yıldızın çekirdeği içeriye doğru çöker. zira artık üretilen enerjiden kaynaklı, dışarıya doğru olan bir basınç yoktur ve kütle çekimi galip gelmiştir. atmosfer katmanları ise büyük bir süratle patlayarak uzaya dağılır.
sonuçta ortada demir gibi ağır bir elementin sıkıştığı küçücük, yoğun ve ağır bir hacimdeki çekirdek kalmıştır.
atmosfer neden uzaya saçıldı? çünkü aslında o da çekirdekle birlikte içeriye doğru süratle (ışık hızının %25'i kadar bir süratle) çöküyordu. ancak iç kısımdaki son derece yoğun çekirdeğin üzerinden geriye "sekti" ve şok dalgaları da bu nedenle ortaya çıkarak yıldızın atmosferini dağıttı.
***
nötron yıldızı ismi nereden geliyor?
elimizde yıldızdan geriye kalan yoğun bir çekirdek var. bu çekirdekteki atomlar normal şartlarda belirli bir düzene sahipti. merkezlerinde proton ve nötronlar, dış katmanlarında da elektronlar vardı. fakat yıldızın çekirdeği kendi üzerine doğru çökerken, basınç aşırı derecede arttı. öyle arttı ki, demir atomlarının proton ve elektronlarını birbiriyle kaynaştırıp nötron oluşumunu sağlayacak bir seviyeye geldi. böylece atomda zaten var olan nötronlara, bu birleşmeler sonucu ortaya çıkan nötronlar da eklendi. şimdi elimizde yoğun olarak nötronlardan oluşmuş bir çekirdek var. yaklaşık 25 kilometrelik bir çapa sahip hacim içerisinde sıkışmış, milyarlarca dünya kütlesi kadar nötronla dolu...
güneş yüzeyinin sıcaklığı 6000 dereceye yakınken, nötron yıldızının sıcaklığı 1 milyon derece civarındadır. nötron yıldızları tıpkı gezegenler gibi atmosfer, kabuk ve çekirdek katmanlarından oluşur. kabuğun dış kısmı normal demir atomlarından oluşurken içeriye doğru inildikçe bu yapı değişir ve nükleer makarna dediğimiz yapıya dönüşür. bu yapının evrendeki en sert ve dayanıklı yapı olduğu tahmin edilmektedir. çekirdek kısmında ise gerçekten neler olup bittiğini tam olarak bilemiyoruz. burada bir kuark - gluon plazması olabilir.
lafı yeterince uzattım. daha çok şey yazılır çizilir bu konuda ama benden bu kadar olsun.
edit: 1-2 imla düzeltmesi
devamını gör...
bir kadına edilebilecek en güzel iltifat
-sesinin bir alımı var, sanırsın dünyanın en güzel atı dünyanın en güzel çayırlarında nazlı nazlı salınıyor.....
+bunu yazsana bir yere.
ricası emirdir...
edit : lan olm, kadın iyi ki "at gibi kadın mıyım lan ben?" diye çemkirmedi, hiç uyarmıyorsunuz da ahahha
+bunu yazsana bir yere.
ricası emirdir...
edit : lan olm, kadın iyi ki "at gibi kadın mıyım lan ben?" diye çemkirmedi, hiç uyarmıyorsunuz da ahahha
devamını gör...
unutulmayan anlar
benim için çok önemli ve değerli bi anımı yazmak yerine komik bir anımı anlatmak istiyorum sizlere.
birkaç yıl önce kıyma makinesi almıştı babam eve ve getirdiği zaman çalıştığından emin olmak için denemek istedik biz de. biraz fazla küçük parçalara ve bıçaklara sahipti. kafamız karıştı, beceremedik bi türlü. kullanma kılavuzunu hem türkçe hem ingilizce olarak okudum, her şeyi denedik ama yapamamıştık asla olmuyordu parçalar doğru yerlerine yerleştiremiyorduk. e o kadar çabalayıp uğraştıktan sonra olmayınca da ister istemez gerilmiştik hepimiz. en son aldığımız mağazaya götürmeye karar verdik. bi alışveriş merkezindeki mutfak eşyaları satan bi mağazadan almıştık o yüzden gittik oraya ama hepimiz çok sinirliydik ve sürekli birbirimize kızıyorduk. tam alışveriş merkezinin kapısından girdikten sonra babam “kıyma makinesini” çantaları kontrol etmek için girişte bant şeklinde bulunan x-ray cihazına soktu birden ve sığmadığı için makine orada takıldı tabii. ordaki görevli de biz de neye uğradığımızı şaşırdık birden çünkü boyu daha uzun olan yani insanların geçtiği cihazdan geçse sorun olmayacaktı ama babam sinirli olduğu için fark etmeden o küçük bantın üzerine koydu cihazı ve sıkıştı makine. görevlinin de yardımıyla çıkardık zorla da olsa ama hala çantaların bile zor sığdığı o küçücük bantın üzerine kocaman makineyi sokmasını hatırladıkça gülüyoruz ve gerçekten unutamıyoruz.
birkaç yıl önce kıyma makinesi almıştı babam eve ve getirdiği zaman çalıştığından emin olmak için denemek istedik biz de. biraz fazla küçük parçalara ve bıçaklara sahipti. kafamız karıştı, beceremedik bi türlü. kullanma kılavuzunu hem türkçe hem ingilizce olarak okudum, her şeyi denedik ama yapamamıştık asla olmuyordu parçalar doğru yerlerine yerleştiremiyorduk. e o kadar çabalayıp uğraştıktan sonra olmayınca da ister istemez gerilmiştik hepimiz. en son aldığımız mağazaya götürmeye karar verdik. bi alışveriş merkezindeki mutfak eşyaları satan bi mağazadan almıştık o yüzden gittik oraya ama hepimiz çok sinirliydik ve sürekli birbirimize kızıyorduk. tam alışveriş merkezinin kapısından girdikten sonra babam “kıyma makinesini” çantaları kontrol etmek için girişte bant şeklinde bulunan x-ray cihazına soktu birden ve sığmadığı için makine orada takıldı tabii. ordaki görevli de biz de neye uğradığımızı şaşırdık birden çünkü boyu daha uzun olan yani insanların geçtiği cihazdan geçse sorun olmayacaktı ama babam sinirli olduğu için fark etmeden o küçük bantın üzerine koydu cihazı ve sıkıştı makine. görevlinin de yardımıyla çıkardık zorla da olsa ama hala çantaların bile zor sığdığı o küçücük bantın üzerine kocaman makineyi sokmasını hatırladıkça gülüyoruz ve gerçekten unutamıyoruz.
devamını gör...