yazarı matt haig olan kitaptır. hayatımızda yapılan tercihler ve sonrasında tercihlerimizin olası sonuçları üzerine bir romandır. hepimizin mutlaka hayatında keşkeleri vardır; değerlendiremediğimiz önünüze çıkan fırsatlar, bir gelecek vaadedip vazgeçtiğimiz ilişkiler, gerçekleştiremediğimiz hayallerimiz. kitap hayatı dibe vurmuş, bir çok fırsatı elinin tersiyle itmiş nora seed’in öyküsünü anlatmaktadır.

nora seed, zeki ama asosyal bir çocuk olarak okulda zamanını kütüphanede geçirmektedir. kendisi yüzme şampiyonu olmuş ama bu alanda kariyerinden vazgeçmiştir. hayali buzul bilimci olmaktı. kendisinin müziğe karşı yeteneği de olup, ağabeyiyle kurduğu grupta başarı elde etmiş ve büyük bir teklif almıştır. ama nora bu teklifi de reddetmiştir. ona aşık bir adam vardır ama düğüne kısa zaman kala onu terketmiştir. şimdi kedisiyle yaşamaktadır ve kedisi bir gün evden kaçar ve öldüğümü öğrenir. üstüne plakçıda çalıştığı işten de kovulur ve kalan tek geliri olan piyano dersindeki tek öğrencisi de kursu bırakır. dibe vurmak… nora seed hayatındaki pişmanlıklar ve keşkelerle dibe vurmuştur. intihar etmeye karar verir. ancak ölmek yerine kendini küçükken zaman geçirmeyi çok sevdiği kütüphanede bulur. raflar tonlarca kitapla doludur: nora’nın olası yaşamları ve keşkeleriyle. ona bir şans verilir ve keşkelerini yaşamasına izin verilir. kitap nora’nın farklı hayatlarındaki yolculuklarını anlatmaktadır.
kitabın mesajı aslında, hayatının iplerini elinde tuttuğun ve her zaman hayatını değiştirip düzene sokabileceğin.

alıntı:
‘olmak istediğim her şeyi olmam,yaşamak istediğim bütün haytları yaşamam mümkün değil.istediğim bütün yetenekleri geliştirmem de mümkün değil. istememin nedeni ne peki? hayatında olası bütün zihinsel ve fiziksel deneyimlerin her bir rengini,tonunu ve her çeşidini yaşamak istiyorum’.
devamını gör...

bugünün karikatürü sevgili whisper için gelsin. uzun zamandır buraya bir karikatür bırakmamıştım, canım whisper "bana beni anlatan bir karikatür bırak, ben de istiyorum." dedi.
evet whisper deyince aklıma arap şükrü geliyor. nedenini sen açıklarsın artık whis, iş benden çıktı.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"sıkılıyorum sabri bunalıyorum."özellikle bu aralar çok gelmeye başladı.
devamını gör...

baslıgı gorunce yıne kazanamadıgımıza uzulmusumdur.
devamını gör...

yeşilçam filmlerinin dna testidir.
bakıyor aynı leke onda da var. ahah bu benim çocuğum!
devamını gör...

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

un bar aux folies bergère - edouard manet

anlam veremediğim bir şekilde beni içine çeken tablolardandır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

parmaklarımı yormayayım, direk olarak ecevit'ten dinleyelim.



ayrıca diplomatik dil nedir? nasıl kullanılır?
sorularının cevabı da bizatihi bu demeçte yer almaktadır.

umarım bazılarına ders olur.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ovada nargile..
devamını gör...

venüs projesinin mimarı, 101 yaşında aramızdan göçüp gitmiş fütürist. çok değerli fikirleri var, bence kesinlikle dinlenilmeli.

hepsinde türkçe altyazı seçeneği mevcuttur:

depresyon ve özsaygı
bolluk, dini simgeler ve bilimin dürüstlüğü
koyvermek, meditasyon, fantazi
kaynak bazlı ekonomi
insanlaşmak

alakalı:
(bkz: zeitgeist: the movie)
devamını gör...

chambord şatosu ya da chambord sarayı , (fransızca: château de chambord) loire bölgesinin en büyük şatosudur. blois şehrinin 15 kilometre doğusunda bulunmaktadır. 16. yüzyılın 2. yarısında kral ı. françois’ın av köşkü olarak inşa ettirdiği saray loire saraylarının en görkemlisidir. (saray ı. françois’nın en masraflı projesi olmuştur. mimari açıdan abartılı sayılabilecek saray hiçbir fransız hükümdarının sürekli kalabildiği bir saray olamamıştır. ı. françois sarayda sadece 72 gün kalabilmiş ve sarayın tamamlanmasına şahit olamamıştır.)

chambord sarayı’nın mimari bilinmemektedir. leonardo da vinci ya da domenico cortona’nun planını çizdiğine dair tahminler de henüz kesinlik kazanamamıştır. sarayın inşaatına 1519’da başlanmış, 1539 yılında finansal sorunlardan dolayı ara verilmiştir. inşaat çalışmaları çok uğraştırıcı ve masraflı olmuştur. saray 5 metre uzunluğundaki tahta kazıkların üzerinde, bataklık bir alanda inşa edilmiştir. sarayın temel çalışmalarında 1800 işçi çalışmıştır. duvarların örülmesi 15 yıl sürmüştür. saray 156 metre uzunluğunda, 56 metre yüksekliğindedir. sarayın 6 yüksek kulesi, 426 odası, 365 zarif bacası ve 77 adet merdiveni mevcuttur. inşaatı toplam 25 yıl sürmüş, eklemeleri ve düzeltmeleri ile bu süre daha da uzundur.

sarayın mimari konsepti bir yandan ortaçağ kalelerinin mimari özelliklerini içinde barındırırken (merkezinde, duvarlarla çevrili olan, dört adet köşe kuleleri ve iki kanadı bulunan bir donjon bulunmaktadır), diğer yandan italyan rönesansı sanatının yaratıcı mimarisinin en güzel örneklerini (localar, teraslar) içine almıştır. bu anlamda saray rönesans sanatının ve kendinden önceki yüzyılların mimari özelliklerinin en güzel sentezlerinden biridir.

bu formda neredeyse benzersiz olan olağanüstü zenginlikteki çatısı sarayın en dikkat çekici özelliğidir. saray kare şeklindedir. karenin her köşesinde koni biçiminde kuleler yükselmektedir. bu kulelerin arasında sayısız bacalar ve çatının orta kısmında ise bir ışık kulesi bulunmaktadır. çatı teras şeklinde düzenlenmiştir.

yapının merkezinde, donjon ortasında üst üste iki sarmal olarak inşa edilen bir çiftli merdiven bulunmaktadır. merdiven öyle inşa edilmiştir ki, bir sarmaldan yukarı çıkan kişiler, diğer merdiveni kullanan kişilerle hiçbir şekilde karşılaşmamaktadırlar. merdivenleri, o dönem kral ı. françois’nın hizmetinde olan ve mezarı loire vadisi’ndeki bir diğer kraliyet şatosu amboise’da bulunan leonardo da vinci'nin tasarladığı tahmin edilmektedir.

merdivenin çevresinde dört adet koridor yer alır. her koridorun sağ ve sol taraflarında bir kişinin kalabileceği apartmanlar bulunmaktadır. her katta toplam 8 adet apartman mevcuttur.

versay sarayı'nın aksine chambord sarayı sürekli olarak mobilyalı değildi. av ya da kutlama yapılacağı zaman kraliyet depolarından mobilyalar saraya götürülürdü.

şair gustave flaubert 19. yüzyılda sarayın odalarını dolaşırken, onun tuhaf kaderi üzerine derin düşüncelere dalmış; “sanki kimse ona sahip olmasın, elinde tutmasın diye her şey yapılmış. sanki hiç kullanılmamış gibi, ihtiyaç duyulandan çok daha büyük gibi gözüküyor her şey. ziyaretçilerin duvarlarına bir kez dahi ismini yazmadığı terk edilmiş bir otel gibi” ifadesini kullanmıştır.

chambord sarayı loire ırmağı’nın yan kolu olan cosson ırmağı’nın kanalaştırılmış halinin kenarındadır. park 32 kilometre uzunluğunda bir duvarla çevrilidir. parkın 6 kapısı vardır. av alanı 5.433 hektar büyüklüğündedir. bu paris’in yüz ölçümüne denk gelmektedir. günümüzde, park, avrupa'nın etrafı çevrilmiş en büyük parkı unvanını elinde bulundurmaktadır. link
devamını gör...

gelme vallahi ağzına tükürürüm beni bi yalnız bırakın ya. kırıp döküp gidiyorsunuz sadece, sevmiyorsunuz.
devamını gör...

en sonunda birinize oklavayla saldırıp size ne diyeceğim başlıktır. siz kadınların nasıl erkekler istediğiyle değil de nasıl yaşamak istediğiyle ilgilenseydiniz ; onlarca kadın göz göre göre öldürülmez evlilik hayali kurardı.
düzenleme : yazar bireysel algılamasın. bu tarz başlıklar açanların hepsine bu taş. internet güzel icat. sen burdan bir şey yazıyorsun, kaç kişiye birden dokunuyor ucu.
düzenleme 2 : başlığı açan arkadaş mühendismiş. kahkahayı patlattım şuan. #63268 bu tanımda bahsettiğim olay bu işte. tamam en çok seni istiyoruz *
devamını gör...

nerden baksan ahmakça bir davranış. bu da yeni moda oldu ne alakası varsa artık.
devamını gör...

(bkz: çabuk çorba) başlığında bilgi verilen çorba türünün diğer adıdır.
devamını gör...

benim düşüncem şudur ki,her kadının içinde az da olsa sapyoseksüellik vardır ( bunun farkında olmasalar bile)
türkiye'de bu tam olarak böyle olmasa da* zeka her şeyi kazandırır.
devamını gör...

hayallerde yaşıyor bazıları…

niye bulunduğunuz ortamı uludağ sözlük gibi yapmaya çalışıyorsunuz ki? ulan oradan kaçıp geldik buraya, burayı da oraya benzetmeyin. ayrıca pavlov’un göbeği olduktan sonra o iş yaş, fazla heveslenmeyin derim.
devamını gör...

seçim dönemi akla dahi gelmeyecek olaydır. aynı onursuzluklarına/gurursuzluklarına devam edeceklerdir. gidip medyaya demeç versinler devlet desteğini esirgemiyor diye.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim