eski sevgilinin yeni sevgilisi
bu gün kendi halimde instagramda takılırken karşıma çıkmıştır. başta kalp atışında hızlanma ve takiben "kimmiş bakalım" merakıyla stolk evresi başlıyor. kim olduğunu buldum ama ne geçti elime? neyse sonra kapattım ve "umarım ona da bana yaşattıklarını yaşatmazsın." dileğimle kafamda bitirdim konuyu.
devamını gör...
dondurma kabından sarma çıkması
sayın kaynamış süt'e katıldığım başlıktır.
dondurma tabii ki her zaman ve her yerde bulunabilen yiyecektir ama içine sevgi katılmış bir anne sarmasının yerini hangi dondurma tutabilir, değil mi?.
dondurma tabii ki her zaman ve her yerde bulunabilen yiyecektir ama içine sevgi katılmış bir anne sarmasının yerini hangi dondurma tutabilir, değil mi?.
devamını gör...
ömür hanımla güz konuşmaları
şükrü erbaş, vefat eden eşi hatice hanım'a ömür hanım diyerek hitap eder şiirlerinde. bu nedenledir ki pek çok şiirinde ömür vardır. tabii bu metin düz yazı türünde, şiir olarak isimlendirmek doğru olur mu bilmiyorum. eserlerinin derlendiği bir kitapta da metin, deneme eserleri arasında yer alıyordu. yoğun, etkileyici bir deneme. arada bir açar okurum kendi kendime, herkesin perde perde çekildiği bir akşamda.
--- alıntı ---
kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. istemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz...
--- alıntı ---
--- alıntı ---
kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. istemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz...
--- alıntı ---
devamını gör...
friends: the reunion
yeni bir bölüm gibi olmayacağını, sadece oyuncuların bir araya geldiğini duyduğum ve merakla beklediğim friends'in özel bölümü. minik bir doğum günü hediyesi olacak bana.
devamını gör...
anın fotoğrafı
anı yansıtmak.
bugün mora boyadık sahili...
biraz depresif miyiz ne?
nasıl olmasın ki değil mi?
bir de daha cehennem var diyorlar.
şimdi bu yaşadıklarımız imtihan ve bu imtihanı geçersek cennete mi gideceğiz?
hangi bozuk düzenin adaleti bu?
acı çektir, başına olmadık işler aç sonra bir de cehennemle tehdit et!
kimsenin inancına diyeceğim bir şey yok ama şu olaylarda bile 'vardır allahın bir bildiği belkide cezalarını burada çekiyorlar' demiyorlar mı çıldırıyorum. bugün gelmiş biri 'imtihan tüm yaşananlar ve günahların kefareti. yüce rabbim görüyor elbet bunların karşılığını alacağız diyor.' kulağına baktım hemen dedim herhalde kan falan sızdırıyor, beyni akıyor. yok vallahi bilinçli söylenmiş sözlerdi. yavrum ne günahı, ne cezası? hangi ineğin, hangi kuşun, hangi koyunun imtihanı bunlar?
hele ki' allah yardımcıları olsun' diyenler yok mu? nasıl vicdan rahatlığı ama. oluyor işte bak ne de güzel oluyor. allah yardım etsin biz köşede bekleyelim. böyle günlerde en azından o konular hakkında konuşulurken az ne dediğimize dikkat mi etsek he?
canım sıkkın, keyfim yok.
böyle mal mal yorumlar yüklendi bugün beynime, iyice şirazeden çıktım.
kimsenin dinine dediğim bir şey yok ama insanların acıları varkende az din kasmayın be gülüm. köşede durun sonra yine devam edersiniz.
saygılar...
bugün mora boyadık sahili...
biraz depresif miyiz ne?
nasıl olmasın ki değil mi?
bir de daha cehennem var diyorlar.
şimdi bu yaşadıklarımız imtihan ve bu imtihanı geçersek cennete mi gideceğiz?
hangi bozuk düzenin adaleti bu?
acı çektir, başına olmadık işler aç sonra bir de cehennemle tehdit et!
kimsenin inancına diyeceğim bir şey yok ama şu olaylarda bile 'vardır allahın bir bildiği belkide cezalarını burada çekiyorlar' demiyorlar mı çıldırıyorum. bugün gelmiş biri 'imtihan tüm yaşananlar ve günahların kefareti. yüce rabbim görüyor elbet bunların karşılığını alacağız diyor.' kulağına baktım hemen dedim herhalde kan falan sızdırıyor, beyni akıyor. yok vallahi bilinçli söylenmiş sözlerdi. yavrum ne günahı, ne cezası? hangi ineğin, hangi kuşun, hangi koyunun imtihanı bunlar?
hele ki' allah yardımcıları olsun' diyenler yok mu? nasıl vicdan rahatlığı ama. oluyor işte bak ne de güzel oluyor. allah yardım etsin biz köşede bekleyelim. böyle günlerde en azından o konular hakkında konuşulurken az ne dediğimize dikkat mi etsek he?
canım sıkkın, keyfim yok.
böyle mal mal yorumlar yüklendi bugün beynime, iyice şirazeden çıktım.
kimsenin dinine dediğim bir şey yok ama insanların acıları varkende az din kasmayın be gülüm. köşede durun sonra yine devam edersiniz.
saygılar...
devamını gör...
normal sözlük'e her girdiğinde artı oy bildirimi olması
eğer yakın zamanda yeni tanım girmemişseniz, rastgele olarak ilk sayfaya çıkan tanımlarınız dolayısıyla başınıza gelebilecek iş. bot kaynaklı değil. içiniz rahat olsun.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bir miktar kırgınım.
devamını gör...
nanoteknoloji
bilim ve teknolojinin, nanometre, yani metrenin milyarda biri boyutlarındaki çalışmalarda bir araya gelmesi.
bu boyutlardaki yapılara, doğada rastlanabilir. örneğin bir sineğin göz yapısı, nano boyutlarda bir biyolojik "doğal teknoloji"dir aslında. bu doğal yapılara ek olarak, bilim insanlarının, bir objeyi oluşturan atomların dizilimini değiştirmek suretiyle oluşturduğu nano yapılar da mevcut. bu çalışmalar tıp, gıda, temel bilimler, mühendislik gibi birçok alanda yer buluyor. ayrıca nanorobotlar da özellikle ameliyatlarda, titizlikle yapılması gereken ince işlerde gelecekte oldukça etkili olacak.
aslında bu teknoloji çok da yeni değil. fikir olarak temeli daha geriye gitse de, özellikle 1970'lerden bu yana gündemde ve üzerinde çalışılıyor. bilgisayar, cep telefonu gibi elektronik aletlerde -mesela transistörlerde- yararlanılıyor kendisinden. ancak tabi bu boyutlardaki malzemelerde kuantum mekaniğinin özellikleri devreye girdiğinden, çalışmalar özen gerektiriyor.
bu boyutlardaki yapılara, doğada rastlanabilir. örneğin bir sineğin göz yapısı, nano boyutlarda bir biyolojik "doğal teknoloji"dir aslında. bu doğal yapılara ek olarak, bilim insanlarının, bir objeyi oluşturan atomların dizilimini değiştirmek suretiyle oluşturduğu nano yapılar da mevcut. bu çalışmalar tıp, gıda, temel bilimler, mühendislik gibi birçok alanda yer buluyor. ayrıca nanorobotlar da özellikle ameliyatlarda, titizlikle yapılması gereken ince işlerde gelecekte oldukça etkili olacak.
aslında bu teknoloji çok da yeni değil. fikir olarak temeli daha geriye gitse de, özellikle 1970'lerden bu yana gündemde ve üzerinde çalışılıyor. bilgisayar, cep telefonu gibi elektronik aletlerde -mesela transistörlerde- yararlanılıyor kendisinden. ancak tabi bu boyutlardaki malzemelerde kuantum mekaniğinin özellikleri devreye girdiğinden, çalışmalar özen gerektiriyor.
devamını gör...
ankara'nın en güzel yanı
evimdir.
sıcacık, kutu gibi, sevdiğim yemekler, mandalina kolonyası, sevdiceğimin parfümü ve yumuşatıcı kokan sessiz sakin ve huzurlu evim.
sıcacık, kutu gibi, sevdiğim yemekler, mandalina kolonyası, sevdiceğimin parfümü ve yumuşatıcı kokan sessiz sakin ve huzurlu evim.
devamını gör...
eleştiride üslubun önemi
kötü üslup doğru sözün celladıdır.
devamını gör...
yazarların uyumama sebepleri
"hayatı kaçırıyorum" düşüncesi
devamını gör...
burhan altıntop replikleri
devamını gör...
oralet
o zamanlar, yani çok eskiden, yani çok da hatırlayamadığım zamanlarda ama yine de aklımda bir parça hatıra bulunan o dönemlerde dedemin sahip olduğu bir otobüs yazıhanesi vardı. süzer yazıhanesi kötü bir otobüs şirketinin yolcularına bilet kesen muhtar dedemin sürekli bulunduğu yer olmakla birlikte benim de yazları, elimde yaz helvası ile saçma salak dolaştığım bir rüya alemiydi. çocuk aklım - ki hala sahibim- kendisine o mekanı kendine göre çekip çevirir ve bambaşka bir yer haline gelirdi.
uzun uzun ve anlamsız bu girizgahtan sonra tanımımı yazabilirim. o zamanlardan kalma hatıraların tadı oralettir benim için. çünkü dedem kendine ne zaman çay söylese bana da oralet söylerdi ama ben hiçbir zaman oralet sevmedim.
t: sevdiğim anılarımın sevmediğim tadıdır.
uzun uzun ve anlamsız bu girizgahtan sonra tanımımı yazabilirim. o zamanlardan kalma hatıraların tadı oralettir benim için. çünkü dedem kendine ne zaman çay söylese bana da oralet söylerdi ama ben hiçbir zaman oralet sevmedim.
t: sevdiğim anılarımın sevmediğim tadıdır.
devamını gör...
yunan bayrağı
mustafa kemal paşa'nın izmir 'de köşke girerken üzerine basıp geçmesi için önüne serdikleri ve gazi paşa' nın bunu kabul etmeyerek bayrak, bir milletin şerefidir diyerek adeta düşmana ve tüm dünyaya ders verircesine sözleri sarf etmesine sebep olan bayraktır.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
canı istemiştir koymuştur, canı istemez koymaz. koyanın koymayandan yada koymayanın koyandan herhangi bir farkı olmadığını düşündüğümdür.
devamını gör...
sevilen yeşilçam filmleri
canım kardeşim’dir.
iliklerine kadar yoksulluğu,çaresizliği mükemmel işleyen filmdir.
müzikleri adamı bitiriyor özellikle
iliklerine kadar yoksulluğu,çaresizliği mükemmel işleyen filmdir.
müzikleri adamı bitiriyor özellikle
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
işte bu benim konum!
kibarca saf/sakar, kabaca bolca salaklığı mevcut bir insan olarak açılın da birkaç tanesini bırakayım, birlikte güleriz.
- çocukken masada su olduğunu düşündüğüm ancak içtikten sonra rakı olduğunu öğrendiğim sıvıyı içtikten sonra boğazımı tutarak "anneeeeeğ ben zehirlendim ölüyorum anneeeeeğ" diyerek tüm evde ağlayarak koşmuş ne olduğunu anlamayan ailemi de arkamdan koşturmuştum. ağız kokumdan olayı anlayan babamın bakışlarını gözünüzün önüne getirirken zorlanmazsınız diye düşünüyorum.*
-çok yakın bir zamanda yüz yıkama jelim ile dişimi fırçalamıştım. diş fırçama macun yerine yüz yıkama jeli sıkmış ağzıma alana kadar da fark etmemiştim. siz siz olun aloe veralı yüz yıkama jeli kullanmayın, tek sorun bu çünkü.*
veeeee en ölümcülü geliyor hazır mısınız? bunu çok yerde anlatmam çünkü neden herkese salak olduğumu ifşa edeyim!
-bir keresinde okula geç kalmış ve o telaşla farklı ayakkabılarla gitmiştim. "nasıl olabilir böyle bir salaklık?" diye sormayın aynı eşyanın farklı renklerinde aklı kalınca ikisini de alan bir deli yazıyor bu satırları. işte yine iki spor ayakkabı arasında kalıp ikisini de almış bulunduğum bu ayakkabıların teklerini giymek sureti ile okula gittim, napayım uykusuzluk fena. bunu pek tabi fark eden öğrencilerim "öğretmenim neden ayakkabılarını farklı giydin? " diye sorunca "bugün ayakkabıları farklı giyme günü" dedim. ertesi gün 2 öğrencim okula farklı ayakkabılar giyerek geldiler ve anneleri "hocam ikna edemedim, farklı ayakkabı giyme günü diye tutturdu oğlum yok öyle bir şey diyorum inanmıyor. öğretmenim de aynısını yaptı diyor, çocuk kimden öğreniyor böyle saçma şeyleri anlamıyorum. kusura bakmayın hocam bir konuşsanız da şu huyundan vazgeçse." dedi. "allah allah" dedim, "nereden öğrenmiş bu saçma şeyi tamam ben konuşurum siz merak etmeyin." ne deseydim? "öğretmenleri şapşal, siz bakmayın oluyor öyle şeyler" mi?
daha çok var ama şimdilik bu kadar salaklık yeter, bence tescilleyebiliriz ne dersiniz?
kibarca saf/sakar, kabaca bolca salaklığı mevcut bir insan olarak açılın da birkaç tanesini bırakayım, birlikte güleriz.
- çocukken masada su olduğunu düşündüğüm ancak içtikten sonra rakı olduğunu öğrendiğim sıvıyı içtikten sonra boğazımı tutarak "anneeeeeğ ben zehirlendim ölüyorum anneeeeeğ" diyerek tüm evde ağlayarak koşmuş ne olduğunu anlamayan ailemi de arkamdan koşturmuştum. ağız kokumdan olayı anlayan babamın bakışlarını gözünüzün önüne getirirken zorlanmazsınız diye düşünüyorum.*
-çok yakın bir zamanda yüz yıkama jelim ile dişimi fırçalamıştım. diş fırçama macun yerine yüz yıkama jeli sıkmış ağzıma alana kadar da fark etmemiştim. siz siz olun aloe veralı yüz yıkama jeli kullanmayın, tek sorun bu çünkü.*
veeeee en ölümcülü geliyor hazır mısınız? bunu çok yerde anlatmam çünkü neden herkese salak olduğumu ifşa edeyim!
-bir keresinde okula geç kalmış ve o telaşla farklı ayakkabılarla gitmiştim. "nasıl olabilir böyle bir salaklık?" diye sormayın aynı eşyanın farklı renklerinde aklı kalınca ikisini de alan bir deli yazıyor bu satırları. işte yine iki spor ayakkabı arasında kalıp ikisini de almış bulunduğum bu ayakkabıların teklerini giymek sureti ile okula gittim, napayım uykusuzluk fena. bunu pek tabi fark eden öğrencilerim "öğretmenim neden ayakkabılarını farklı giydin? " diye sorunca "bugün ayakkabıları farklı giyme günü" dedim. ertesi gün 2 öğrencim okula farklı ayakkabılar giyerek geldiler ve anneleri "hocam ikna edemedim, farklı ayakkabı giyme günü diye tutturdu oğlum yok öyle bir şey diyorum inanmıyor. öğretmenim de aynısını yaptı diyor, çocuk kimden öğreniyor böyle saçma şeyleri anlamıyorum. kusura bakmayın hocam bir konuşsanız da şu huyundan vazgeçse." dedi. "allah allah" dedim, "nereden öğrenmiş bu saçma şeyi tamam ben konuşurum siz merak etmeyin." ne deseydim? "öğretmenleri şapşal, siz bakmayın oluyor öyle şeyler" mi?
daha çok var ama şimdilik bu kadar salaklık yeter, bence tescilleyebiliriz ne dersiniz?
devamını gör...
senden nefret ediyor olabilirim
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor, yastayım hiç kimse bilmiyor!
devamını gör...
processus coracoideus
scapulada bulunan çıkıntılı yapıdır. bu ismi almasının sebebi ise bu yapının gagaya benzemesinden dolayıdır. coracoideus, gagaya benzeyen demektir. üzerinde 2 kasın başlangıcı vardır. biri musculus biceps brachii, diğeri ise musculus coracobrachialistir. üzerinde sonlanan tek kas ise musculus pectoralis minördür.
devamını gör...