yeni bir insanla tanışmaya üşenmek
hayal kırıklığına uğramamak için yapılan davranıştır.
devamını gör...
çalışma masanızdaki en ilginç şey
mumsuz çalışamıyorum.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
çığlık atmak istiyorum. bunaldım daraldım.
devamını gör...
gaga bulut'un tahliye olması
bu şahıs düpe düz reşit olmayan çocukları istismar ediyordu.
yine bu tarz hareketlerde bulunmayacağını anlamıştır umarım bu bireyin.
yine bu tarz hareketlerde bulunmayacağını anlamıştır umarım bu bireyin.
devamını gör...
penisilamin
bakır zehirlenmesinde ve wilson hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçtır.
devamını gör...
yazarların yaşamak isteyeceği ülkeler
(bkz: almanya)
devamını gör...
sen hiç ateşböceği gördün mü
öncelikle konu için iki ayrı başlık açılmış. umarım mod’lar bunları birleştirirler.
tiyatrosunu izlemiş olanların, beğenmediği filmdir. galiba, zannumca, sanursam.
filme gelelim;
senaryosunu yılmaz erdoğan’ın yönetmenliğini andaç haznedaroğlu’nun üstendiği film; türkiye’nin 1950 sonrasından bugünlere uzanan bir kesitini aktarıyor.
dünyada değişimin en hızlı yaşandığı bir dönemi, bir sinema filmine aktarmak zordur. ancak bunu iyi yapabilen örnekler de çoktur. öncelikle filmin en büyük sorunu, bizim sözlüğün sorunu ile aynı olduğunu belirteyim. “akış“ ben boşuna sol frame’den şikayet etmiyorum.
filmin akışında bir sorun olduğunu düşünüyorum. açıkcası ben izlerken sıkıldım. bir diğer konu ise filmde müzik yok. yani bildiğin yok! bazı sahnelerde altta çalan fonlar hem alakasız hem başarısız. konu geçişleri kopuk, espiriler iyi satılamamış, dönemi anlatan dekor fazla abartılı. o kadar ki gerçekçilikten uzak, masala yakın.
beğenenler olmuştur. sonuçta sinema biraz da zevk meselesi.
bence yılmaz erdoğan kendi dönüşümünü anlatan bir film yapsa daha iyi olur. eminim çok güleriz. bu şahsiyetsiz herifi hiç sevmem. nedeni ise, ilk çıktığı dönemde sırtını ülkenin sol cenahına yaslamış, buradan aldığı destekle bir yerlere gelmiş ancak akp dönemi ile kafka’ya bile taş çıkartacak bir dönüşüm yaşamış, sanatçı muhalif kişiliğinden, paranın yeşiline doğru “eğilmiş” olmasıdır.
tiyatro oyunundan eksiltilen sahneler olduğu kadar, yeni eklenen durumlarda var. ancak bu tersine “dönüşmüş” herif, son yaptığı işlerde özellikle sol görüşlü karakterleri doğru yansıtmak yerine, karikatürize etmeyi seçmiştir. biri bu dangalaya 68 kuşağının ne olduğunu anlatmalı. bu insanlar hayatlarını verdiler ya! senin gibi akp’ye seks pozisyonu vermediler.
sağlam kişiliği olmayan, kıçı başı ayrı oynayan bu tipleri sevmiyorum. filmi izlediğim içinde kendimden özür diliyorum.
sizlere iyi seyirler.
tiyatrosunu izlemiş olanların, beğenmediği filmdir. galiba, zannumca, sanursam.
filme gelelim;
senaryosunu yılmaz erdoğan’ın yönetmenliğini andaç haznedaroğlu’nun üstendiği film; türkiye’nin 1950 sonrasından bugünlere uzanan bir kesitini aktarıyor.
dünyada değişimin en hızlı yaşandığı bir dönemi, bir sinema filmine aktarmak zordur. ancak bunu iyi yapabilen örnekler de çoktur. öncelikle filmin en büyük sorunu, bizim sözlüğün sorunu ile aynı olduğunu belirteyim. “akış“ ben boşuna sol frame’den şikayet etmiyorum.
filmin akışında bir sorun olduğunu düşünüyorum. açıkcası ben izlerken sıkıldım. bir diğer konu ise filmde müzik yok. yani bildiğin yok! bazı sahnelerde altta çalan fonlar hem alakasız hem başarısız. konu geçişleri kopuk, espiriler iyi satılamamış, dönemi anlatan dekor fazla abartılı. o kadar ki gerçekçilikten uzak, masala yakın.
beğenenler olmuştur. sonuçta sinema biraz da zevk meselesi.
bence yılmaz erdoğan kendi dönüşümünü anlatan bir film yapsa daha iyi olur. eminim çok güleriz. bu şahsiyetsiz herifi hiç sevmem. nedeni ise, ilk çıktığı dönemde sırtını ülkenin sol cenahına yaslamış, buradan aldığı destekle bir yerlere gelmiş ancak akp dönemi ile kafka’ya bile taş çıkartacak bir dönüşüm yaşamış, sanatçı muhalif kişiliğinden, paranın yeşiline doğru “eğilmiş” olmasıdır.
tiyatro oyunundan eksiltilen sahneler olduğu kadar, yeni eklenen durumlarda var. ancak bu tersine “dönüşmüş” herif, son yaptığı işlerde özellikle sol görüşlü karakterleri doğru yansıtmak yerine, karikatürize etmeyi seçmiştir. biri bu dangalaya 68 kuşağının ne olduğunu anlatmalı. bu insanlar hayatlarını verdiler ya! senin gibi akp’ye seks pozisyonu vermediler.
sağlam kişiliği olmayan, kıçı başı ayrı oynayan bu tipleri sevmiyorum. filmi izlediğim içinde kendimden özür diliyorum.
sizlere iyi seyirler.
devamını gör...
merhaba
madem daha önce kimse söylememiş, o halde merhaba.
devamını gör...
500 bin dolarlık tabloyu kafasına göre boyayan cahil çift
eserin bir parçası olarak fırça ve boyalar duruyor. pek zeki çiftimiz de katılımcı sanat sandık diyerek sergide tabloyu kafalarına göre boyuyorlar. sabah sabah gülmeme vesile olmuş durum. (bkz: sanatı sizden öğrenecek değiliz)
güney kore'de sanat galerisine gelen çift, abd'li grafiti sanatçısı jonone tarafından yapılan eserin önündeki boya ile fırçaların çalışmanın bir parçası olduğunu anlamayınca, tabloyu boyadı. 500 bin dolarlık eseri boyadıkları güvenlik kamerasından tespit edilen çift, boyaları katılımcı sanatın bir parçası sandıklarını söyledi.
güney kore'nin başkenti seul'daki, jonone tarafından 2016'da seyirciler önünde yapılan 240 cm'ye 700 cm boyutlarındaki tablo, sanatçının kullandığı boya ve fırçalarla sergileniyor.
ancak lotte world mall sanat galerisine gelen bir çift, boya ile fırçaların tablonun bir katılımcı sanat eseri olduğu için konduğunu sandı ve farklı renklerle boyadı.
tablodaki değişikliği fark eden görevliler, çifti güvenlik kameralarından tespit etti. gözaltına alınan çift, eseri yanlış anladıklarını söylemelerinin ardından serbest bırakıldı.
galerinin yöneticisi kang wook, bunun 'dürüst bir hata' olduğunu belirterek çifte dava açmayacaklarını söyledi. wook, "bunu katılımcı sanat sanarak bir hata yaptılar. şu anda sanatçıyla eseri restore edip etmeme konusunda görüşmeler yapıyoruz" dedi.
olayın ardından eserin etrafı çevrildi ve ziyaretçilerin tabloya dokunmaması için not eklendi.
buradan
güney kore'de sanat galerisine gelen çift, abd'li grafiti sanatçısı jonone tarafından yapılan eserin önündeki boya ile fırçaların çalışmanın bir parçası olduğunu anlamayınca, tabloyu boyadı. 500 bin dolarlık eseri boyadıkları güvenlik kamerasından tespit edilen çift, boyaları katılımcı sanatın bir parçası sandıklarını söyledi.
güney kore'nin başkenti seul'daki, jonone tarafından 2016'da seyirciler önünde yapılan 240 cm'ye 700 cm boyutlarındaki tablo, sanatçının kullandığı boya ve fırçalarla sergileniyor.
ancak lotte world mall sanat galerisine gelen bir çift, boya ile fırçaların tablonun bir katılımcı sanat eseri olduğu için konduğunu sandı ve farklı renklerle boyadı.
tablodaki değişikliği fark eden görevliler, çifti güvenlik kameralarından tespit etti. gözaltına alınan çift, eseri yanlış anladıklarını söylemelerinin ardından serbest bırakıldı.
galerinin yöneticisi kang wook, bunun 'dürüst bir hata' olduğunu belirterek çifte dava açmayacaklarını söyledi. wook, "bunu katılımcı sanat sanarak bir hata yaptılar. şu anda sanatçıyla eseri restore edip etmeme konusunda görüşmeler yapıyoruz" dedi.
olayın ardından eserin etrafı çevrildi ve ziyaretçilerin tabloya dokunmaması için not eklendi.
buradan
devamını gör...
lgbti birey
son yıllarda daha çok kabul edilmeleri gerekirken, şu sıralar daha bir ötekileştirilmeye çalışılan topluluk.
onlar arasında arkadaşlarım var ve bilinçli güzel insanlar.
umarım ülke olarak bir gün bizde bu bilince sahip oluruz.
onlar arasında arkadaşlarım var ve bilinçli güzel insanlar.
umarım ülke olarak bir gün bizde bu bilince sahip oluruz.
devamını gör...
david guetta
fransa doğumlu, 50 yaşını aşmış ama inanması zor olan dj.
kendi alanının sayılı isimlerindendir. özellikle 2010-2016 yılları arasında gerek albümleri gerek single çalışmaları baya geniş bir kitleye ulaşmıştır.
sia ile yaptıkları düetleri çok sevmiştim 2011 ya da 2012 senesindeydi emin değilim tam.
she wolf ft sia
titanium
bahsettiğim albüm
play hard klibiyle hala aklımda...
esketit ukdesidir.
kendi alanının sayılı isimlerindendir. özellikle 2010-2016 yılları arasında gerek albümleri gerek single çalışmaları baya geniş bir kitleye ulaşmıştır.
sia ile yaptıkları düetleri çok sevmiştim 2011 ya da 2012 senesindeydi emin değilim tam.
she wolf ft sia
titanium
bahsettiğim albüm
play hard klibiyle hala aklımda...
esketit ukdesidir.
devamını gör...
yazarların yaşadığı en utanç verici anı
13 yıl önce işten çıkmış eve geliyor yorgunluktan başım düşmüş ağzım açık otobüste uyuyorum. uyandım durakta alelacele indim insan uyuyup uyanınca neredeyim ben oluyor anlık derken otobüsten inip sanki düz yol gibi hızlıca yürürken tam karşımda duran otobüs durağına kafayla öyle bir girdim ki camları aşağı inecekti. çıkan ses gece vakti haliyle.kızılay in en kalabalık yerlerinden olduğu için tabi milletin aklı başından gitti. bakışlar ve fisildaşmalar eşliğinde yürümeye devam ettim.
esasen utanmadim ama niye yazdım bilmiyorum. yüzüm çok acımıştı gerçi.
esasen utanmadim ama niye yazdım bilmiyorum. yüzüm çok acımıştı gerçi.
devamını gör...
30 yaş üstü alkolik bekar erkek yazar tayfası
nedense kafa insan olurlar çoğunluğu.
devamını gör...
auralı migren
çeşitli asmr videolarıyla önünü aldığım, almaya çalıştığım migren türüdür.
üstüne güzel ve sakin bir de uyku çektim mi, hemen parasetamol salgılanır. çözümü biraz da uykuda olacaktır ki, illa ilaca gerek kalmaz.
her atakta değil ama.
kesinlikle değil. bazı ataklar, günler öncesinden sakin sakin ben geliyorum bak der... el sallar uzaktan ve geldiği gibi kavimler göçü misali, tarumar eder bütün bünyeyi... sonra bir bakmışsınız 4 ila 6 gün siz sizlikten çıkmışsınız... kusmak çaredir bunda örneğin. ağır ağır gelir ve ağrıyı tutar midenizden dökersiniz adeta.. sonra kafanız rahatlar ve yine güzel bir uyku çekersiniz.
uyandığınızda, sizi migrene götüren süreç her neyse, sonsuza kadar kafaya takmamak üzerine yeminler edilir.... bir süre, böyle sakin ve sakin devam edilir. ancak aurada konu bitmez. bu kez de, yeni bir konuyla, yeniden karşınızdadır. şansınız varsa kusmadan da rahatlayabilirsiniz bu kez.
şansınız varsa.
üstüne güzel ve sakin bir de uyku çektim mi, hemen parasetamol salgılanır. çözümü biraz da uykuda olacaktır ki, illa ilaca gerek kalmaz.
her atakta değil ama.
kesinlikle değil. bazı ataklar, günler öncesinden sakin sakin ben geliyorum bak der... el sallar uzaktan ve geldiği gibi kavimler göçü misali, tarumar eder bütün bünyeyi... sonra bir bakmışsınız 4 ila 6 gün siz sizlikten çıkmışsınız... kusmak çaredir bunda örneğin. ağır ağır gelir ve ağrıyı tutar midenizden dökersiniz adeta.. sonra kafanız rahatlar ve yine güzel bir uyku çekersiniz.
uyandığınızda, sizi migrene götüren süreç her neyse, sonsuza kadar kafaya takmamak üzerine yeminler edilir.... bir süre, böyle sakin ve sakin devam edilir. ancak aurada konu bitmez. bu kez de, yeni bir konuyla, yeniden karşınızdadır. şansınız varsa kusmadan da rahatlayabilirsiniz bu kez.
şansınız varsa.
devamını gör...
allah yoktur diyen ateistleri döven satanistler
allah'ın a'sı bende güççük. satanistleri bekliyorum.
devamını gör...
ağır kombine immün yetmezlik
ing. (kıs) severe combined immunodeficiency (scid)
türkçe literatürde de scid olarak kendine yer bulan bu klinik tabloya göre hastamız doğuştan b ve t lenfositlerini üretemez. lenfosit denilen hücreler sizin hayatınız boyunca bağışıklık hafızanızı tutan, aşı olduğunuzda tepki veren (bunlar olmazsa aşı tutmaz), hedefe yönelik reaksiyonun geliştiği bileşenlerdir. bağışıklık sistemini bir ordu gibi düşünürseniz t lenfositler jandarma komando ise, b lenfositler de topçudur. t lenfositler hava indirmeyse b lenfositler helikopterdir. t lenfositler göğüs göğse muharip kuvvetlerdir, ellerinde ne varsa kullanırlar. temel taktikleri yakaladığı düşmanla yakın temasa girerek yüzeyinde delik açmak olsa da sitokin (telsiz) kullanarak diğer birimleri de aktive edebilir. b lenfositler ise göğüs göğse muharebeye girmez. düşmanla mücadelede en çok kullandıkları yöntem uzaktan bombardımandır. hedefe güdümlü füze (antikor) kullanarak düşmanı işaretler, gözden kaçırılan düşman birimleri görünür kılar veya işlev görmelerini engeller.
çok militarize ettim olayı ama gerçekten immün sistem ile mevcut harp teknikleri birbirlerine benziyor. eğer siz ordunuzdan dağ komando birliklerini (t lenfositler) ve hava desteğini (b lenfositler) kaldırırsanız terörle mücadele (enfeksiyon) edemezsiniz. ordu yapılanmanız gereği bu birimleri hiç planlamadıysanız zaten durumunuz vahim, sürekli sınırlarınızdan içeri terörist dolacak (patojen. bakteri, virüs, mantar vs) demektir. bunu bir yere kadar engelleyebilirsiniz, mevcut ordunuz ve polis gücünüz elbet işlev görür halde fakat tıpkı orduda olduğu gibi immün sistemde de her bileşen diğerini etkiliyor. yapmanız gereken en iyi çözüm nasıl ki dağ komandoları yetiştirmek ve helikopter satın almak ise, scid tanısı konulan kişiye de kemik iliği nakli yapmak en temel ve basit çözümdür.
david vetter isimli meşhur bir çocuk varmış eskiden, bubble kid olarak ararsanız bulabilirsiniz muhtemelen. bağışıklığı çok kötü olduğu için çocuk balonun içinde yaşamış 12 yaşına kadar. kız kardeşinden kemik iliği nakli yapıldıktan 15 gün sonra ise burkitt lenfomasından hayatını kaybetmiş. otopsi sonucu kız kardeşin iliğinde dormant ebv olduğu bulunmuş, yani çocuğu bilmeden öldürmüşler. hayat hikayesini fotoğraflarla falan bulabilirseniz çok dokunaklı, sokaklarda astronot gibi dolaşan bir çocuk... hayır ağlamıyorum.
sizi de ağlatayım-1
sizi de ağlatayım-2
türkçe literatürde de scid olarak kendine yer bulan bu klinik tabloya göre hastamız doğuştan b ve t lenfositlerini üretemez. lenfosit denilen hücreler sizin hayatınız boyunca bağışıklık hafızanızı tutan, aşı olduğunuzda tepki veren (bunlar olmazsa aşı tutmaz), hedefe yönelik reaksiyonun geliştiği bileşenlerdir. bağışıklık sistemini bir ordu gibi düşünürseniz t lenfositler jandarma komando ise, b lenfositler de topçudur. t lenfositler hava indirmeyse b lenfositler helikopterdir. t lenfositler göğüs göğse muharip kuvvetlerdir, ellerinde ne varsa kullanırlar. temel taktikleri yakaladığı düşmanla yakın temasa girerek yüzeyinde delik açmak olsa da sitokin (telsiz) kullanarak diğer birimleri de aktive edebilir. b lenfositler ise göğüs göğse muharebeye girmez. düşmanla mücadelede en çok kullandıkları yöntem uzaktan bombardımandır. hedefe güdümlü füze (antikor) kullanarak düşmanı işaretler, gözden kaçırılan düşman birimleri görünür kılar veya işlev görmelerini engeller.
çok militarize ettim olayı ama gerçekten immün sistem ile mevcut harp teknikleri birbirlerine benziyor. eğer siz ordunuzdan dağ komando birliklerini (t lenfositler) ve hava desteğini (b lenfositler) kaldırırsanız terörle mücadele (enfeksiyon) edemezsiniz. ordu yapılanmanız gereği bu birimleri hiç planlamadıysanız zaten durumunuz vahim, sürekli sınırlarınızdan içeri terörist dolacak (patojen. bakteri, virüs, mantar vs) demektir. bunu bir yere kadar engelleyebilirsiniz, mevcut ordunuz ve polis gücünüz elbet işlev görür halde fakat tıpkı orduda olduğu gibi immün sistemde de her bileşen diğerini etkiliyor. yapmanız gereken en iyi çözüm nasıl ki dağ komandoları yetiştirmek ve helikopter satın almak ise, scid tanısı konulan kişiye de kemik iliği nakli yapmak en temel ve basit çözümdür.
david vetter isimli meşhur bir çocuk varmış eskiden, bubble kid olarak ararsanız bulabilirsiniz muhtemelen. bağışıklığı çok kötü olduğu için çocuk balonun içinde yaşamış 12 yaşına kadar. kız kardeşinden kemik iliği nakli yapıldıktan 15 gün sonra ise burkitt lenfomasından hayatını kaybetmiş. otopsi sonucu kız kardeşin iliğinde dormant ebv olduğu bulunmuş, yani çocuğu bilmeden öldürmüşler. hayat hikayesini fotoğraflarla falan bulabilirseniz çok dokunaklı, sokaklarda astronot gibi dolaşan bir çocuk... hayır ağlamıyorum.
sizi de ağlatayım-1
sizi de ağlatayım-2
devamını gör...
konya büyükşehir belediyesi'nin kadınlar günü için hazırladığı video
"kıymet, bir kadına yakışan en güzel mücevherdir" sözü çok hoşuma gitti.
emeği geçenlerin eline sağlık, güzel video.
emeği geçenlerin eline sağlık, güzel video.
devamını gör...
seviştikten sonra erkeğin göğüs kıllarını burmak
göğüs kolu ne demek oluyor tam olarak orayı anlamadım ben? demin sen sözlüğün içinden geçtiler diye ahkam kesmiyor muydun aslanım? bu nedir şimdi? iki yüzlülüğünüze hasta oldum ben de.
edit: başlık düzeltilmiş. iyi ayar verdiydik ama oldu mu bu şimdi ya? olmadı. evet.
edit: başlık düzeltilmiş. iyi ayar verdiydik ama oldu mu bu şimdi ya? olmadı. evet.
devamını gör...