ferhan şensoy
en son bir röportajını izlemiştim. ferhangi şeylerin dvd'si ne zaman çıkacak diye soranlara manyak mıyım niye çıkarayım, ölene kadar oynayacağım demişti. sözünü tuttu. ayrıca kitaplarından da bahsederken bugün ölsem 3 kitap çıkacak materyal var diyordu. demek ki kendi de farkındaydı ölümün yaklaştığının.
huzur içinde uyusun.
manası yok - duman
huzur içinde uyusun.
manası yok - duman
devamını gör...
friends
himym’dan iyi olduğu sanılan dizi değil, himym’dan çok daha iyi olan dizi.
devamını gör...
marakeş'te sesler
körleşme romanıyla bilinen nobel ödüllü elias canetti'nin kitabıdır. sel yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. kâmuran şipal çevirmiştir. oldukça yetkin bir çeviri, canetti'nin türkçe yazdığı gibi bir izlenime kapılıyorsunuz okurken. batılı bir entelektüel yazarın müslüman arap şehri marakeş'e(fas) olan yolculuğunun ürünü yazılardan oluşuyor. yer yer yazarın şaşkınlıklarını görüyorsunuz, merak duygusuyla etrafı keşfeden bir seyyahı andıran sorgulamalara şahit oluyorsunuz. deneme/anı demek daha doğru diye düşünüyorum. kitapta çok renkli tasvirler ve anlatılar var. müslüman doğu ülkelerinden âşina olduğumuz imgeler öne çıkıyor. dar sokaklar, develer, geniş pazarlar ve çarşılar, dilenciler vesaire. "körlerin yakarışı" başlıklı yazıda kendisini bir anda yüzlerce körün arasında bulduğunu anlatıyor. bu körlerin büyük çoğunluğu dilenci. canetti bütün dilencilerin allah adını verdiğini ifade eder; günde binlerce kez allah adını zikrederler. alışkanlık olmuş bir yakarış biçimidir bu. kafes arkasındaki kadından bahseder. akıl sağlığı yerinde olmayan denilen ve insanların normal karşıladığı bir kafes. peçeli kadınlar onunla hiç ilgilenmeden önünden geçip giderler. müslümanlar söz konusu olur da türbeler olmaz mı? paçavraları öpen insanlardan bahseder. evliyanın kutsallığının sindiği paçavralar. ne tuhaf inanç ama! çocuklar toplanır ve öperler paçavraları. öykü anlatıcılarını ve arzuhalcileri anlatır. sokaklardan bahseder. develerden bahseder. peçeli çarşaflı kadınlardan bahseder. nazara karşı korunmak için duvarlara çizilen resimleri anlatır. insanların samimiyetinden bahseder bazen. yahudi kökenli olan canetti yahudi mahallesine de gider. orayı gözlemler. bir eşeğin ızdırabını anlatır. bence oldukça objektif bir bakış açısı var. benim korkunç görgüsüzlükler diyeceğim şeyleri adam anlamaya ve yazıya dönüştürmeye çalışıyor. benim için kitabı okutan şey fas veya marakeş filan değil; canetti ve onun müthiş kalemi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının 100. tanımları
sözlükte çok yeni olmasam da genelde yazmak yerine okumayı tercih ettiğimden , her yazmak istediğimde uzun uzun ne yazacağımı düşünüp sonra da karar veremeyip silmemden kaynaklıyo sanırım böyle bi sürede bu kadar az tanım yazmam ama sözlük gerçekten bana bi sürü bilgi , vakit geçirtecek hatta bağımlılık yapacak bi eğlence ve en önemlisi güzel insanlar kazandırdı . buradaki 100.tanımımı girdiğim günü hatırlamak için bi şeyler yazmak ve takip eden , oylayan , bana ya da sözlüğe en ufak bi katkısı olan herkese kendi adıma gerçekten çok teşekkür etmek istiyorum bu bahaneyle . umarım burada daha nice tanımlar yazar ,güzel zamanlar geçiririz .
devamını gör...
sumak'ın aşağı bakamıyoruz karikatürü
dikkatli bakıldığında kişinin iq puanını aşağıya çeken bir başka görsel.
devamını gör...
küfretmeden hakaret etmek
hangi yüzüne konuşayım ?
incinmissin.
adımın seninle anılmasını istemiyorum.
anlatsam da anlamıcaksın.
bonus olarak nâzım hikmet ran :
ne ben sezarım,
ne de sen brütüssün..
ne ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
artık seninle biz,
düşman bile değiliz...
incinmissin.
adımın seninle anılmasını istemiyorum.
anlatsam da anlamıcaksın.
bonus olarak nâzım hikmet ran :
ne ben sezarım,
ne de sen brütüssün..
ne ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
artık seninle biz,
düşman bile değiliz...
devamını gör...
güne bir söz bırak
"sevgi özgürlüğün çocuğudur," der erich fromm ancak bir başkası da ekler: "sevgi, dünyanın her yerinde yasal olan bir cinayettir."
devamını gör...
burcuna göre sevgili seçme
aslan burcu kadar kanserr , ego manyağı bir burç yok. aslan olmasın ne olursa olsun. oğlak iyidir bence.
edit: burçlara inanan bir insan değilim aslında ama aslan burcu ne kadar tanıdığım varsa kanser ettiler.
edit: burçlara inanan bir insan değilim aslında ama aslan burcu ne kadar tanıdığım varsa kanser ettiler.
devamını gör...
kalbim kırıldı
başlığı gördüğüm anda beynimde çalmaya başlayan şarkı.
devamını gör...
kuşların yıkanan arabaya pislemesi
kuşların hayırlı olsun deme şeklidir.
devamını gör...
normal sözlük amatör şehir fotoğrafları sergisi
zorlu pandemi günlerinde sergiye gidemiyor olsak da hiç olmazsa yazarlarımızın çektiği fotoğraflara bakarak kendimizi dijital bir sergide hayal edebiliriz. sizler de çektiğiniz fotoğrafı paylaşmak isterseniz fotoğrafı nerede, ne zaman ve hangi cihazla çektiğinizi yazarak bu etkinliğe katılabilirsiniz.
yer: istanbul, beşiktaş, zorlu center avm
tarih: 4 ocak 2020
kamera: honor 10
yer: istanbul, beşiktaş, zorlu center avm
tarih: 4 ocak 2020
kamera: honor 10

devamını gör...
melancholia
bir lars von trier harikası film.
film, bilinç dışı (din, mistisizm) ve bilim arasındaki o amansız ama bir o kadar da birbirinden ayrı olmayan ilişkiyi konu alıyor. bunu çeşitli metaforlar kullanarak anlatıyor. aslında anlatmaya çalışmıyor da ben öyle anladım. bir sci-fi asla değil.
kimileri bu film için, von trier'in o depresif, çalkantılı ruh halinde bir gezintiyi anlatıyor derler. bu film, lars'ın kendisidir, derler. aynı zamanda burjuva toplumuna eleştiri de içerir.*
ben var yaa, saatlerce konuşabilirim bu film hakkında. puanım 10 üzerinden 9.
film, bilinç dışı (din, mistisizm) ve bilim arasındaki o amansız ama bir o kadar da birbirinden ayrı olmayan ilişkiyi konu alıyor. bunu çeşitli metaforlar kullanarak anlatıyor. aslında anlatmaya çalışmıyor da ben öyle anladım. bir sci-fi asla değil.
kimileri bu film için, von trier'in o depresif, çalkantılı ruh halinde bir gezintiyi anlatıyor derler. bu film, lars'ın kendisidir, derler. aynı zamanda burjuva toplumuna eleştiri de içerir.*
ben var yaa, saatlerce konuşabilirim bu film hakkında. puanım 10 üzerinden 9.
devamını gör...
iskandinav ülkelerinde 6 ay gündüz 6 ay gece olması
ayrıca 6 ay kış ve bir altı ay daha kış mevsimi ile ünlü bir coğrafyadır.
devamını gör...
kafamıza göre diye program yapalım ünlüleri konuk edelim sözlükten soru soralım
benjamin'in kredi çekmesine sebebiyet verecek mükemmel fikir.
devamını gör...
kızıl saç
açık tonlarda ahlaksızım... bakıra çalan bi ahlaksızlık bu, anlat deseniz anlatamam sözlük... öyle diyolla...
devamını gör...
catherine wheel
çok uzak olmayan zamanlara kadar kullanılmaya devam eden insan ırkının hayal gücünü en iğrenç şekilde nasıl kullanabileceğini gösteren bir işkence ile öldürme aletidir.

bu işkence aleti iskenderiyeli azize catherine’den alır ismini. bu aletle öldürülmesine hükmedilen azize işkence aletine dokunduğu an alet kırılır ve zavallı kadın kafası kesilerek idam edilir.
aslında alet öyle çok da teknolojik bir şey değildir. at arabalarında kullanılan tekerleklere benzer bir tekerleğin üzerine bağlanan suçlu çeşitli işkenceler ile öldürülür. bu işlem üç güne kadar sürebilir. tekerleğe bağlanan kişinin kemikleri kırılır çoğunlukla.
bu işlem aynı zamanda suçlu bulunan kişiyi onursuzlaştırmak için de yapılır. suçlu ölene kadar ve öldükten sonra tekerleğin üzerinde sergilenir. ölü bedeni ise kurda kuşa yem olur ya da çürümeye terk edilir. böylelikle de öldükten sonra ruhunun huzura ermesinin engellemediğine inanılır.

bu işkence aleti bana kafka’nın cezalılar kolonisi öyküsünde anlattığı işkence aletini hatırlatır hep. bu aletin nasıl bir şey olduğunu daha önce kafkaesk başlığında anlatmıştım. aynı işkence mantığı ile iki alet de suçlunun uzun süre acı çekmesi için tasarlanmıştır.
ama insanoğlu acılardan ders alacağına onları ticari metalara çevirmeyi sevdiği için daha sonraki zamanlarda havai fişekler için kullanılan bir düzeneğe de bu isim verilmiştir.
insanoğlu acımasızdır ve içinde barındırmadığı merhameti başkalarından beklemeye hakkı yoktur.

bu işkence aleti iskenderiyeli azize catherine’den alır ismini. bu aletle öldürülmesine hükmedilen azize işkence aletine dokunduğu an alet kırılır ve zavallı kadın kafası kesilerek idam edilir.
aslında alet öyle çok da teknolojik bir şey değildir. at arabalarında kullanılan tekerleklere benzer bir tekerleğin üzerine bağlanan suçlu çeşitli işkenceler ile öldürülür. bu işlem üç güne kadar sürebilir. tekerleğe bağlanan kişinin kemikleri kırılır çoğunlukla.
bu işlem aynı zamanda suçlu bulunan kişiyi onursuzlaştırmak için de yapılır. suçlu ölene kadar ve öldükten sonra tekerleğin üzerinde sergilenir. ölü bedeni ise kurda kuşa yem olur ya da çürümeye terk edilir. böylelikle de öldükten sonra ruhunun huzura ermesinin engellemediğine inanılır.

bu işkence aleti bana kafka’nın cezalılar kolonisi öyküsünde anlattığı işkence aletini hatırlatır hep. bu aletin nasıl bir şey olduğunu daha önce kafkaesk başlığında anlatmıştım. aynı işkence mantığı ile iki alet de suçlunun uzun süre acı çekmesi için tasarlanmıştır.
ama insanoğlu acılardan ders alacağına onları ticari metalara çevirmeyi sevdiği için daha sonraki zamanlarda havai fişekler için kullanılan bir düzeneğe de bu isim verilmiştir.
insanoğlu acımasızdır ve içinde barındırmadığı merhameti başkalarından beklemeye hakkı yoktur.
devamını gör...
anadolu efes şampiyon olunca suspus olan fb'li
ne kadar saçma sapan, cahilce bir başlık yahu. eğlen mutlu ol gurur duy. bunun yerine fb ye taraftarına laf sokma derdindeler. ben fenerbahçeliyim ve gurur duydum. bu geceki konseptim euroleague.
devamını gör...