birçok şiiri, bilhassa mazlum çimen tarafından bestelenmiş, yitirdiğimiz değerli sanatçı.

mazlum çimen bestelerindeki kaval ve ezgi, şiirin derinliği ve şairin hazin sonu bilgisiyle birleşince ayrı bir yeis-üzüntü bırakır insanda.

zülfü livaneli'nin bestelediği yangın yeri adlı ataol behramoğlu şiiri de hem makûs olaya hem de şaire ithafendir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bende pek bir fark olmayan durum sizi bilemem tabi ki
devamını gör...

işte bu dediğim kulüp. hiç bir yere sığmayan biri olarak geldim. *
devamını gör...

diderot'un bir başka eseridir. çeviri adnan cemgil'e ait. iş bankası hasan âli yücel klasikler dizisi. diderot diyalog tarzını bu eserinde de kullanmıştır. iki ana karakter etrafında dönen karşılıklı konuşmalar metni oluşturmaktadır. diderot eseri için "roman değil" demiş ama kesinlikle romana yakın duran bir anlatı. belki en doğru tâbir anlatı olacaktır. her ne kadar modern bir tâbir olsa da... kaderci jacques ve efendisi arasında gerçekleşen felsefî sorgulamalar anlatıya yön veriyor. ama sadece felsefî sorgulamalardan ibâret değil. yer yer kahkahalar atıyorsunuz okurken, kimi zaman hüzünleniyorsunuz, bazen de oturup düşünüyorsunuz... kaderci jacques adı üstünde zaten. her şeyi kadere bağlayan ve her olaya kaderde varsa olur diyen birisi. ama kesinlikle aptal değil. hattâ bu kaderciliğin hâricinde oldukça zeki ve sıra dışı bir karakter. efendisi âdeta gönülden bağlı jacques'a. bazen bozuşuyorlar ama fazla sürmeden ikisi de birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını anlıyorlar. aslında kim kimin efendisi tam olarak belli değil. kaderci jacques efendisini parmağında oynatıyor çünkü. baştan sona kadar efendisi jacques'a anlat bakalım şu aşk hikâyelerini diyor. jacques her başladığında bir şekilde bölünüyor bu maceralar. genel olarak da anlatıcı müdahale ediyor anlatılan şeye. yazarın direkt müdahaleleri oluyor. okurlarla konuşuyor anlatıcı yazar. "biliyorum biliyorum merak ediyorsunuz ama durun bir şunu anlatayım önce" diyor. ve bir başka hikâyeye veya maceraya sürükleniyoruz. oradan bir başkasına... kaderci jacques gün görmüş birisi. macerası ve tecrübesi çok. zaman zaman don kişot'u andırıyor kitap. diderot'un büyük edebiyatçı kimliği burda da dikkat çekiyor. bir anlatı ustası olarak pek çok romancıya taş çıkartacak birisi diderot...
devamını gör...

sendikanın doğuşu, 14. yüzyılda avrupa'da lonca teşkilatının bozulmasına kadar gider. ama net bir tarih verelim, denirse sendikacılık, 1824 yılında ingiltere'de başladı diyebiliriz. bu durumun temel sebebi de ingiltere'de sanayinin feodal yapıdan erken kopması, aristokrasinin de burjuvazi yakınlarında konuşlanarak sanayi devrimi'ne zemin hazırlamasıdır.

tamam ingiltere'de sendika doğdu ama öyle işçilerin birbirlerine kenetlendiği bir ortam filan oluşmadı. ingiltere'deki isçilerin aristokrat işçileri oluşturup rahat rahat takılması neticesinde işçiler arasında da bir hiyerarşi oluştu. altta kalanın yine canı çıktı. mesela vasıfsız işçilerin örgütlenmesi için "yeni sendikacılık" oluşturulmaya çalışıldı fakat tam bir proleter sosyalist harekete dönüştürülemedi.

fransa'ya bakacak olursak orada sendikacılık, daha yavaş ve geç gelişse de doktriner ve dini görüşlerin sendikalaşmadaki etkisinden ötürü başta sendikacılıkta mücadeleci bir tutum izlendi. özellikle grev konusunda çok dişli davrandılar ve 1864 yılında yasal grev hakkını elde ettiler. ingiltere'de doğup ilerleyemeyen anarko sendikalizm de fransa'da gelişme imkanı buldu güya. sonra yok coğrafi koşullar yok papa xııı. leo'nun risalesi derken sınıf mücadelesi fikrinden de grevlerden de vazgeçildi. grev yerine toplu sözleşmeye gidilerek aman ağzımızın tadı kaçmasıncılığın tohumları atılmış oldu.

tanım: anası ne ki danası ne olsun işçi hareketi (!)
devamını gör...

"birdenbire
her şey birdenbire oldu.
birdenbire vurdu gün ışığı yere;
gökyüzü birdenbire oldu;
mavi birdenbire.
her şey birdenbire oldu;
birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
yemiş birdenbire oldu.

birdenbire,
birdenbire;
her şey birdenbire oldu.
kız birdenbire, oğlan birdenbire;
yollar, kırlar, kediler, insanlar...
aşk birdenbire oldu,
sevinç birdenbire."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gönlün var mı bende sarmaşık?
yol mu karmaşık, her neyse
alıştık belki, aşk bu sırnaşık
öldür dersin ölmez de.
(bkz: mabel matiz)
devamını gör...

sokakta hanımefendi , mutfakta aşçı ... *
devamını gör...

evin küçüğü olup koşturmaktan yeni buralara uğradım. tüm sözlüğün bayramını kutlarııım. büyüklerimin ellerinden öperim ve harçlık isterim korona falan dinleyemem yani. çikolataya da razı olabilirim belki. belki ama. küçük, minnoş diyordunuz ee hani? nerde benim pamuk şekerim, mendil arası harçlığım? nerdeee o eski bayramlar, aaah ah..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çevremdeki dostlarım beni hep güler yüzlü, sevecen sansalar da günlük hayatta tanımadığım insanlara karşı çok soğuk olabiliyorum. ayrıca o kadar güler yüzlü biri de hiç ama hiç değilim. olabildiğince karamsar ve umutsuz oluyorum genelde ama bu sadece kendimle başbaşa kaldığım zamanlara oluyor. yanımda sevdiğim biri varsa dünya yansa umrumda olmaz, o gülümseme yüzümden hiç eksik olmaz.
devamını gör...

an itibariyle, dostumun tavsiyesiyle fahrenheit 451 e başladım.
devamını gör...

genelde benden hep ama hep sonbahar temalı romantik tablo istedikleri için yakında seri üretime geçeceğim şöyle bir tablo yapıyorum:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yani hiç mi değişmez arkadaşım? biriniz de farklı bir şey isteyin be. turuncu, sarı, kırmızı..
işsiz olduğum için sanatımı satıyorum, evet.*
devamını gör...

her yaştan, her milletten insanın mikrofondan anama bacıma sövebildiği, üç dört gün önce oynamaya başladığım riot games oyunudur.

neyseki arkadaşım bana sesli sohbetin kapatılabildiğini söyledi. ben de artık "küfür edecekseniz chat'e yazın, sesli sohbet kapalı yazıyorum *

valorant, karakter bazlı bir "first person shooter" tipi bilgisayar oyunudur. oyunda bir takımda karakterden yalnızca bir tane bulunabilir. 5v5 oynanır. her karakterin kendine has yetenekleri vardır. bunlar düşmanın tespiti, görüşünü engelleme, kaçma, kör etme, patlatma, tuzaklama vs. gibi değişik varyasyonlarda türetilmiştir.

karakterlerin isimleri şunlardır: astra, breach, brimstone, cypher, jett, killjoy, omen, phoenix, raze, reyna, sage, skye, sova, (bkz: viper) ve yoru.

tabi benim en sevdiğim üçlü: sage, raze ve brimstone'dur.
devamını gör...

yorgunnnnlukkk.
off oldum, erkenden yatasım var.
devamını gör...

yeni yılda gülen gözler görebilmek adına yapabileceğimiz en güzel yardımı yapmayı düşünüyoruz. güzel çocukların yüzlerini güldürebileceksek ne mutlu bize.
devamını gör...

pek çoklarında travma yarattığı söylenmiş olsa da benim çok sevdiğim çizgi filmdir. özellikle malmoth'u hemera'dan daha çok severdim * hemera bana iyilik dozajı fazla abartılmış ve biraz yapay bir karakter gibi gelmiştir hep. malmoth delikanlı adamdır, özü sözü birdir hedefini saklamaz, gizlemez. kötüdür her haltı yiyeceğini bilirsiniz ama hemera'da hep bir sis perdesi vardır. bu kadından bir şey çıkacak diye beklersiniz. hem insanlar işin hep olumsuz taraflarına takılıyor. misal bu çizgi filmdeki sirk mevzusundan kimse bahsetmemiş. bence çizgi filmin en keyifli yanlarından birisi sirk ve sirk hayvanları. clementine'i de onlar ayakta tutuyor. hatta bir eleman vardı piresi türlü türlü soytarılıklar yapardı. o pire gibi bir pireniz olacak bir de helice gibi bir kedi. sırtınız yere gelmez. moral deposu mübarekler. clementine'in yolculukları da keyifliydi. yani malmoth üzerinden bu çizgi filmi kötüleyenleri esefle kınıyorum. * pek çok güzel yanı vardı. hemera'nın küresine ise hala sebebini bilmiyorum ama kıl kapıyorum. var o kadında bir şeyler ama çözemedim. asıl sıkıntılı karakterin o kadın olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem.
devamını gör...

oturdum hayırlısını bekliyorum.
devamını gör...

kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda birbirine sarılarak uyuyordur.
özdemir asaf.
devamını gör...

bol bol ağladım.* evime gitmek, oyuncaklarımla oynayıp çizgi film izlemek istedim ama kimse izin vermedi haklı olarak. ben de baya ağladım ve ilkokuldaki en yakın arkadaşlarımdan biriyle tanıştım o gün. birbirimizi gördüğümüzde nadiren de olsa konuşuyoruz hala. aslında güzel bi günmüş ama o zamanlar hiç de öyle gelmiyordu tabii *.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim