magoa
çok uzun süre üzüldüğümüz şeylerin yüzümüzde bıraktığı kalıcı izlere denir.
portekizce bir kelime olmasına rağmen son zamanlarda konuşma dilinde sıkça kullanılmaktadır.
magoa kelimesini şebnem ferah daha iyi anlatır.
"gözlerimin etrafındaki çizgiler
artık belli oluyor
bütün o çizgiler son bir yılda oldu
sana bana bize ağlarken
ben leyla olmuşum kimin umrunda
mecnun çoktan gitmişken
bu ne garip bir yangındı böyle
sen söndün ben yanarken
peki ben neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim
belki de ben sana hala aşığım
işte tam burada karşındayım
ya şimdi tut elimden
ya da bir daha söz etme özlemekten
çok çok çok karışığım zaten
oof
ruhum iki ucun arasında
gezinip duruyor
bugün zaman akmasın dursun
ben içinden geçeceğim
ama neden neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim
belki de ben sana hala aşığım".
tolstoy ne güzel söylemiş...“şikayet ettiğiniz yaşam belki de bir başkasının hayalidir”.
hiçbir şey üzülmeye değmez. üzüldünüz mü neşeli şarkılar söyleyip dans edin...çok da tınn.
“gördüm ki üzüntülerimin yarısı açıkça bir karara vardığım zaman kendiliğinden yok olup gitmektedir, diğer yarısı da vardığım karar üzerinde harekete geçtiğim zaman kaybolmaktadır" -dale carnegie.
portekizce bir kelime olmasına rağmen son zamanlarda konuşma dilinde sıkça kullanılmaktadır.
magoa kelimesini şebnem ferah daha iyi anlatır.
"gözlerimin etrafındaki çizgiler
artık belli oluyor
bütün o çizgiler son bir yılda oldu
sana bana bize ağlarken
ben leyla olmuşum kimin umrunda
mecnun çoktan gitmişken
bu ne garip bir yangındı böyle
sen söndün ben yanarken
peki ben neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim
belki de ben sana hala aşığım
işte tam burada karşındayım
ya şimdi tut elimden
ya da bir daha söz etme özlemekten
çok çok çok karışığım zaten
oof
ruhum iki ucun arasında
gezinip duruyor
bugün zaman akmasın dursun
ben içinden geçeceğim
ama neden neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim
belki de ben sana hala aşığım".
tolstoy ne güzel söylemiş...“şikayet ettiğiniz yaşam belki de bir başkasının hayalidir”.
hiçbir şey üzülmeye değmez. üzüldünüz mü neşeli şarkılar söyleyip dans edin...çok da tınn.
“gördüm ki üzüntülerimin yarısı açıkça bir karara vardığım zaman kendiliğinden yok olup gitmektedir, diğer yarısı da vardığım karar üzerinde harekete geçtiğim zaman kaybolmaktadır" -dale carnegie.
devamını gör...
kahvaltıda yaş pasta yemek
en sevdiğim kahvaltıdır, bazen sabah yemek için bile pasta alırım, çayla birlikte çok güzel olur, genelde diyete başlamadan önceki gün finali pastayla yaparım, diyeti bozarkende pastayla bozarım, çikolatalısı favorimdir, için bayılana kadar yersin, sonra tuzlu bir şeyler yemek istersin, sonra yine tatlı, öyle gider :)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çizimleri
devamını gör...
evi yansa sadece kedisi öldü diye üzülecek kız
eşyalara değer biçmeyen insandır. kedisi arkadaşı, evladı olmuştur.
devamını gör...
hissettiğin yaş sorunsalı
benim ki her halimden belli oluyor diye düşünmekteyim. banane büyümeyeceeem banane.
devamını gör...
kimsenin kitap okumayı sevmek zorunda olmaması
kesinlikle değil. ama düşünmeden konuşuyorlar. yoruyorlar. ağlatıyorlar. sığırlar.
devamını gör...
kurtlarladans
profilini ilk keşfettiğimde yarım saat kadar çıkamadığım, peş peşe okuyup, işe geçe kalacak kadar müptela etkisi bırakan yazardır. içeriklerinde hayat esintileri, sanat, akıcı yazıları, bilgi birikimi, özenle seçilmiş geniş kelime haznesi ile sözlükte gördüğün en kaliteli profile sahip yazarlardan biridir.
ince detayların hastası biri olarak çok güzel nüanslarla karşılaşacaksınız. içeriklerde bolca görsel vardır, hikaye anlatır gibi bir üslubu vardır. son olarak, bilerek mi yaptı bilmem ama tanımları sıraladığınızda sayfa başına 1-2 tane youtube müzik linki bırakmış, entryler içerisine, müziğini açta öyle oku entry'lerimi dercesine.
ince detayların hastası biri olarak çok güzel nüanslarla karşılaşacaksınız. içeriklerde bolca görsel vardır, hikaye anlatır gibi bir üslubu vardır. son olarak, bilerek mi yaptı bilmem ama tanımları sıraladığınızda sayfa başına 1-2 tane youtube müzik linki bırakmış, entryler içerisine, müziğini açta öyle oku entry'lerimi dercesine.
devamını gör...
ölmesi gereken türk gelenekleri
salon vitrini.
devamını gör...
14 ocak 2021 istanbul kar yağışı ihtimali
14 ocak günü itibariyle oldukça kuvvetli bir sistem istanbul'a geliyor. herhangi bir aksilik olmazsa 20 ocak tarihine kadar devam edecek bir sistem ve ortalama 20-30 cm kar bırakacak. kart fırtınası ve dekler ile hem görsel şov olacak hemde su sıkıntısına iyi gelecektir. o tarihlerde işe gidecek arkadaşlar önemlerinizi alın. evden çalışanlar da keyfini çıkarsın:)
not: son 15 yılın en etkili sistemi olma ihtimali var.
not: son 15 yılın en etkili sistemi olma ihtimali var.
devamını gör...
başkan apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini diyen kürt faşisti
hdp genel başkanı selahattin demirtaş'ın pkk terör örgütü lideri abdullah öcalan'a saygı ve minnet duygularını ifade ettiği faşizan cümledir.
devamını gör...
#ülkemdemülteciistemiyorum
empati kurun diyen değerli yazarlarımıza, öncelikle kendi ülkelerindeki vatandaşlarla "empati" kurmalarını tavsiye etmek istediğim başlık.
yüzlerce defa söyledim ve dilimde tüy bitti ama yine söylüyorum: bu ülkenin yeterince katili, sapığı, hırsızı varken bir de ithal ediyoruz yetmiyormuş gibi. o yüzden işe sokakta tek başına yürümek istediği zaman bile 4656565 kere düşünmek zorunda kalan kadınlarla empati kurarak başlayabilirsiniz mesela... sonra, 3000 liralık işte 500 liraya çalışan sığınmacılar ve kendine köle aradığı için bu ülkenin milyonlarca vatandaşı dururken sığınmacılara iş verenler yüzünden işsiz kalan vatandaşlarla, gençlerle empati kurun mesela... ya da bir eve 50 kişi doluşan sığınmacılar yüzünden fırlayan ev kiraları nedeniyle ne yapacağını şaşıran milyonlarca kiracı ile empati kurabilirsiniz mesela... mesela yani... mesela diyorum çünkü bu tatlı su hümanistlerinde empati kurma yeteneği olsa burunlarının dibindeki saçmalığı göremeyecek kadar kör olmazlardı zaten. kaldı ki daha bu, söz konusu güruhun içindeki şeriat meraklısı ve terörist popülasyonundan bahsetmedim bile. hayır, üç alırsın beş alırsın ama milyonlarca sığınmacıyı öylece alıyorsan amacın ülkedeki çoban açığını kapatmak falan değildir orası kesin.
bir de, ulan hadi bu ülkenin halkı umrunuzda değil bari gidip ülkelerinden buraya gelen o kadın sığınmacıların başına neler geldiğini araştırın hiç değilse. fuhuş sektörü için "kaynak" olarak görülüyor bu kadınlar bildiğiniz. işin içinde bizzat kendi ailelerindeki erkekler de var ayrıca. üstelik sayıca milyonlarca ve kayıtsız oldukları için başlarına gelenleri engelleyebilmeyi bırakın duymuyoruz bile. anca lütfedip ilgili stk raporlarını okursanız falan ama meslek elemanları bile okumaya tenezzül etmiyor o raporları (içeriden bildiriyorum).
bakın, bu ülkenin halkı patlama noktasına gelmiş durumda artık. zaten iç sorunlar canına yetiyor insanların. otobüs durağında saat soran insanlar bile hiçbir soru sormamama veya konuşma girişiminde bulunmamama rağmen oturup iki saat boyunca ülkedeki durumun ne kadar kötü olduğundan, yönetimin bir an önce değişmesi gerektiğinden bahsediyor içini dökercesine... boğazlarına kadar gelmiş insanların artık; dolmuşlar. her bindiğim belediye otobüsünde aynı memleket muhabbeti var alüminyum. ve güvenlikli sitelerinde oturan tuzu kuru birkaç burjuva hümanistinin dışında ülkenin çoğunluğu ne kadar büyük bir risk altında olduğumuzun farkında.
salağa anlatır gibi anlatmak gerekirse, ülke herkes için bir cehenneme dönmek üzere. buna ramak kaldı. bilmem anlatabiliyor muyum? (gerekli açıklamalar bile yapıldı aslına bakarsanız. anlayana tabii. hani taliban'la yakın bir islamiyet anlayışımız olduğu falan... ülke afganistan'a dönmek üzere. daha ne kadar açık anlatılabilir bilmiyorum.)
(bkz: tehlikenin farkında mısınız?)
yüzlerce defa söyledim ve dilimde tüy bitti ama yine söylüyorum: bu ülkenin yeterince katili, sapığı, hırsızı varken bir de ithal ediyoruz yetmiyormuş gibi. o yüzden işe sokakta tek başına yürümek istediği zaman bile 4656565 kere düşünmek zorunda kalan kadınlarla empati kurarak başlayabilirsiniz mesela... sonra, 3000 liralık işte 500 liraya çalışan sığınmacılar ve kendine köle aradığı için bu ülkenin milyonlarca vatandaşı dururken sığınmacılara iş verenler yüzünden işsiz kalan vatandaşlarla, gençlerle empati kurun mesela... ya da bir eve 50 kişi doluşan sığınmacılar yüzünden fırlayan ev kiraları nedeniyle ne yapacağını şaşıran milyonlarca kiracı ile empati kurabilirsiniz mesela... mesela yani... mesela diyorum çünkü bu tatlı su hümanistlerinde empati kurma yeteneği olsa burunlarının dibindeki saçmalığı göremeyecek kadar kör olmazlardı zaten. kaldı ki daha bu, söz konusu güruhun içindeki şeriat meraklısı ve terörist popülasyonundan bahsetmedim bile. hayır, üç alırsın beş alırsın ama milyonlarca sığınmacıyı öylece alıyorsan amacın ülkedeki çoban açığını kapatmak falan değildir orası kesin.
bir de, ulan hadi bu ülkenin halkı umrunuzda değil bari gidip ülkelerinden buraya gelen o kadın sığınmacıların başına neler geldiğini araştırın hiç değilse. fuhuş sektörü için "kaynak" olarak görülüyor bu kadınlar bildiğiniz. işin içinde bizzat kendi ailelerindeki erkekler de var ayrıca. üstelik sayıca milyonlarca ve kayıtsız oldukları için başlarına gelenleri engelleyebilmeyi bırakın duymuyoruz bile. anca lütfedip ilgili stk raporlarını okursanız falan ama meslek elemanları bile okumaya tenezzül etmiyor o raporları (içeriden bildiriyorum).
bakın, bu ülkenin halkı patlama noktasına gelmiş durumda artık. zaten iç sorunlar canına yetiyor insanların. otobüs durağında saat soran insanlar bile hiçbir soru sormamama veya konuşma girişiminde bulunmamama rağmen oturup iki saat boyunca ülkedeki durumun ne kadar kötü olduğundan, yönetimin bir an önce değişmesi gerektiğinden bahsediyor içini dökercesine... boğazlarına kadar gelmiş insanların artık; dolmuşlar. her bindiğim belediye otobüsünde aynı memleket muhabbeti var alüminyum. ve güvenlikli sitelerinde oturan tuzu kuru birkaç burjuva hümanistinin dışında ülkenin çoğunluğu ne kadar büyük bir risk altında olduğumuzun farkında.
salağa anlatır gibi anlatmak gerekirse, ülke herkes için bir cehenneme dönmek üzere. buna ramak kaldı. bilmem anlatabiliyor muyum? (gerekli açıklamalar bile yapıldı aslına bakarsanız. anlayana tabii. hani taliban'la yakın bir islamiyet anlayışımız olduğu falan... ülke afganistan'a dönmek üzere. daha ne kadar açık anlatılabilir bilmiyorum.)
(bkz: tehlikenin farkında mısınız?)
devamını gör...
telli telli
şarkı sanıldığı gibi yeni türkü tarafından bestelenmemiştir. 1979 yılında haris aleksiou tarafından ilk kez seslendirilen manos loizos'a ait beste, 1983 yılında murathan mungan'ın sözleriyle bildiğimiz haline kavuşmuştur. şarkı, "akdeniz akdeniz" adlı albümün a1 parçasıdır. aynı albümün b yüzündeki ilk parça da yine bir manos loizos bestesi olan "maskeli balo"dur.
kaynak
kaynak
devamını gör...
ekşi sözlük
hala girip bakan var mı demekten kendimi alamadığım iktidarsız platform.
devamını gör...
geceye z kuşağının bilmediği bir bilgi bırak
z kuşağının o kadar da aptal olmaması.
devamını gör...
an itibarıyla işsiz kalmam
çok üzücü.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en sevdiği meyve
muz.
devamını gör...
insanlarla arasına mesafe koyan kişi
bir de bunların:” ben insanlarla arama mesafe koyuyorum. benim duvarlarım var.” diyen ama uçan kuşa selam çakanları var, onları da şuracığa iliştirivereyim.
devamını gör...
geceye bir türkü sözü bırak
pervaneler gibi aşk ateşinde,
kerem yanar, aslı küle çevrilir..
aşık esrari
kerem yanar, aslı küle çevrilir..
aşık esrari
devamını gör...
her tür müziği dinleyen kişi
aryasından arabeskine hoşuma gidiyorsa dinlerim.
tanım:ben
tanım:ben
devamını gör...
larmina
yağmurlu bir gecede şehrin sokaklarına çıkıp onunla birlikte bağıra bağıra bu şarkıyı söylemek istiyorum, zira benim bet sesim onun güzel sesi sayesinde tolere edilebilir ancak. hep yazsın, hep söylesin, çok da mutlu olsun.
devamını gör...
