gereksiz bir davranıştır. vaktinizi böyle boş şeylere harcamak yerine yazarların tanımlarını oylayın demek istiyorum . hem napacaksınız yazarların karakterini .
devamını gör...

aslına bakarsak ölüm de masum erdal. ölümde de azımsanamayacak kadar nahiflik mevcut. bizim için gaddar ve zalim gözükmesinin tek sebebi de sadece yakınlarımızın ölümünü duyumsamamız. olması gerektiği şekilde ölen bir zalimin ardından kitleler tarafından bir oh çekilse ve bu ölüm nahif karşılansa de, zalimin zulmüyle kendine bağladıkları aynı ölümü gaddar karşılayabilir.
fakat emin olmamak ile birlikte ; ne gaddar ve zalim karşılanan ölüm, ne nahif bir umursamazlıkla karşılanan ölüm, ölen için bir anlam teşkil etmeyecektir.
asıl olan ölenin sizin nazarınızda anlamlandırılan varlığıdır. bu sadece bir karakter ya da sadece bir aşk değil, ölenle bütün deneyimlerinizin tümüdür.
ve bir ölen varsa, sarılın. çünkü siz de ölen için, ölen biri kadar ölüsünüz.

erdal baksır production "yas" ile sundu.
(bkz: canımıznezamanisterse)
hissedebiliyorken sarılın, hayatta kalın.
devamını gör...

gözleridir, şaşırdım kimse dememiş. çok güzel gözleri vardır.
sırtıdır, yumşacıktır.
yavrusu da çok tatlıştır, koynuma alıp uyumak isterim.
devamını gör...

hayalini kuramadığınız hiçbir işe lütfen kalkışmayınız. önce hayalini kurup ardından neler yapmanız gerektiğini planlayınız ve play. *
devamını gör...

açtığı kitap başlıklarına denk gelmek benim için iyi oluyor. şöyle ki; başlıkları disiplinli bir şekilde açıyor ve bu tarz konularda benim gibi tembelliğin kitabını yazmış birine, tabiri caizse hatırlatma yapmış oluyor. başlığı gördüğüm an yazıveriyorum. misal, o başlığa denk gelmesem ya da o başlığı görmesem, o konuya dair yazmak, kuvvetle muhtemel aklıma gelmez. * ayrıca bana göre akış da, tekrar tekrar gündeme gelen ''abidik gubidik twist'' tarzı içerikten kurtulmanıza da vesile oluyor. sayısı yavaş yavaş azalan yazarlardan bir tanesi. umarım şevki kırılmaz. kırılırsa, ben o kadar çok başlık açmam peşinen söyleyeyim. görünce yazıyorum. iki yazar birden kaybedersiniz ona göre * daim olsun...
devamını gör...

sırt çantasını çıkartmayıp 2 kişilik yer kaplayanlar bunların başında gelir.
bir de kapıya dayanıp kulağında kulaklıkla yüksek ses müzik dinleyen bir tayfa var. o ne zaman izin verirse o zaman inebiliyorsun otobüsten.
devamını gör...

.
devamını gör...

*
emoji gözüküyor mu bilmiyorum genelde şu el işaretiyle başlarlar ve devam eder.
devamını gör...

"kaz otu" olarak da bilinen gülgiller familyasına ait yabani bir bitki çeşidi. bildiğimiz parklardaki çayırlık alanlarda sık görülen bir bitki aynı zamanda. yaprakları ve kökleri kurutularak kullanılıyor ve vücuda direnç verdiği ayrıca mideye iyi geldiği biliniyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

--- alıntı ---
1930'lu yıllarda amerika'da büyükbabası ve büyükannesiyle birlikte yaşayan, 5 yaşındaki kızılderili küçük ağaç lakaplı çocuğun, doğayla iç içe ve barış içinde yaşamasını konu alan forest carter romanıdır.
--- alıntı ---

küçük ağaç anne ve babasını kaybettikten sonra büyükbaba ve büyükannesiyle yaşamaya başlar. bildiğimiz pedagojik yöntemlerle değil de, kızılderililerin şahıslarına münhasır adetleri doğrultusunda büyütür onu büyükbabası. sevgi, merhamet, duyarlılık gibi duyguları öğrenerek büyüdüğü için de duygusal zekası iyi gelişir küçük ağacın.

kitabın konusu bana ağaç yaşken eğilir sözünü hatırlatıyor. türk kültüründeki motiflerle kızılderililerin motifleri arasındaki benzerlik nedeniyle zaten bu kitabı doğal ve kendine yakın buluyor insan. kitabı okudukça küçük ağaç ile birlikte büyüyor, kendinden bir şeyler bulabiliyorsun ve hatta onun gibi yetiştirilmiş olsaydım keşke diye geçiriyorsun içinden.

doğanın kendi örnekleri üzerinden mesajlar veren bir romandır:

--- alıntı ---
...yalnızca arı, kullanabileceğinden daha fazlasını depolar. bu yüzden ayı tarafından soyulur…. paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. ellerindekini kaptırırlar. bu konuda savaşlar olur... uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar. bir bayrağın onlara bunu yapma hakkını verdiğini söylerler...
--- alıntı ---
devamını gör...

eğlence başlasın deyip çoban yıldızı çalmak... kral hareket.
devamını gör...

aralık '20
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şu sıralar solo albüm hazırlığında olan yazarımız.*
arada kaybolur, gider gelir çok içlenir. içlendiği zamanlarda şarkı yazar, şarkı söyler solo albüm çalışmaları ünlü olmak için değil içindekileri dökmek içindir.

sözlükte üslubunu en beğendiğim yazarlardandır. sesi çıkmayınca acaba hangi efkarlı müzik çukuruna düştü diye bakarım. çıkartamayız da içinden, rahat bırakın u'len diye bağırır.
bir söz ile veda eder, bir söz ile geri gelir. hiçbir yere ait değildir. bir şarkının ve şiirin arasına usulca girer, canı isteyince de çıkar gider. özgür insan dedik ya işte. öyle işte.

#1723148 sana da söyleyeceklerim var derviş efendi. sana çıkaramadık diye soloyu her yerde salıyorsun üzerime koroyu. kısmet bu arkadaşmış ne yapalım?? yakında çıkar albümünün kokusu.

200 yıllık bir yolda,
gidiyoruz gündüz gece
takıldık bir dervişin peşine
denk getirdi bizi bir vişneye.
bilmiyoruz ne haldeyiz, gidiyoruz topuk topuk...*
devamını gör...

bugün sigara almaya çalışırken küfür yedim. acım henüz taze. şöyleki; sigaramatikin yanına park ettim. arabadan indiğim saniye ayakta zor duran zapzayıf bir kadın beni fark ediyor. dağa tırmanmalık çantası var yerde. bir eğiliyor, bir kalkıyor. bir şeyler arıyor çantasında. bulamadı, beni süzdü sonrasında bana sigara almamda yardımcı olur musun dedi. tamam dedim kartı tutuyorum, parayı sokun makineye diyorum, beceremiyor. bir daha denedik ve makine benim karttan ödemeyi gerçekleştirdi. aşağı düşen sigarayı aldı bana verdi tekrar deneyelim dedi.
zamanım yok, gitmem gerek dedim çünkü agresifleşiyordu sigaraya ulaşamadıkça. ya dur gitme, derdim bedava sigara almak değil, kartım evde kalmış, sen yine kartınla al, öde ben sana para vereyim diyor ve hayır, zamanım yok gerçekten dememle birlikte ben arabaya oturana kadar saydırıyor da saydırıyor. hem de hiç yaratıcı değil. anneli klişeler gönderiyor ağzı dolu dolu arkamdan. o da yetmiyor ve o meşhur şarküteri ürünü olmakla suçluyor beni.
eve yetişene kadar neler çektim bir ben biliyorum. o neydi ya? *
hiç bir şekilde cevap vermediğim kadın bana hiç hak etmediğim halde neler söyledi. ayıp sana.
devamını gör...

okuyun abicim her fırsatta okuyun. kitap okumanın vakti olmaz.
devamını gör...

hayatını yaşa diyorlar ya
duvarlarla konuşarak mı hep
hep karanlığa esir olarak mı
yoksa ilelebet sensizlik mi
sen yok hayatım yok sen yok ben yok
devamını gör...

solda dikkatiniz çeken, daha girip okumadan yüzünüze bir tebessüm yerleştiren; seni şakacı artısını vermek için girdiğinizde ise genelde muz cumhuriyetinde yaşadığınızı hatırlatan bir haberle karşılaştığınız başlık.
devamını gör...

bir zamanların almanya'sı diyebileceğimiz weimar cumhuriyeti'nde yaşanan hiperenflasyon sonucu paranın çocuk oyuncağı haline geldiği günlerden bir kare...

kasım 1918'de almanya'da cumhuriyet ilan edildi. bir yandan birinci dünya savaşı'nın etkileri, bir yandan
versay antlaşması'na karşı olan tavır, bir yandan da siyon liderlerinin protokolleri adlı yahudi karşıtı yayının etkileri yeterince karışık bir ortam yaratmıştı ülkede. elbette ekonominin de pek parlak durumda olduğu söylenemezdi.

fransa ve ingiltere "borçlarınızı ödeyin" diye bastırdıkça alman hükümeti de sürekli para basmaya başlamıştı. bunun neticesinde kısa süre içerisinde her şeyin fiyatı sürekli olarak birkaç kat katlanıyordu. bir noktadan sonra çocuklar lego yerine para desteleriyle oynamaya, yakacak olarak para kullanılmaya, hatta maliyeti düşük olsun diye kâğıdın tek tarafına para basılmaya başlandı.

durumun geldiği noktada 1 amerikan doları 4,2 trilyon alman mark'ına eşitti. 1923 yılı itibarıyla aylık enflasyon % 29.500'ü bulmuştu. fiyatlar 4 günden daha kısa sürede 2'ye katlanıyordu. işçiler günde 3 kez ödeme alıyordu. dükkân sahipleri tedarik edecek mal bulamıyordu. bu tarihte "rentenmark" denen yeni bir kur piyasaya çıktı ve mark'tan 12 sıfır atıldı. bu durum para biriminin daha istikrarlı hale gelmesini sağladı ve yavaş yavaş bir toparlanma sürecine girildi.

işte adolf hitler'e ortamı hazırlayan da ne yazık ki bu şartlardı. sonrası ile hepimizce malum...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı
devamını gör...

naiplik devri* ve edward devri* arasında ki dönemdir.

büyük britanya sanayi devriminin yükselişi ve britanya imparatorluğu'nun zirvesi olarak kabul edilen, kraliçe victoria*nın hüküm sürdüğü 1837 ile 1901 yılları arasında ki dönemdir.

sanayi devrimiyle birlikte gündeme gelen emek sömürüsü ve işçi hakları, örgün eğitim kurumları, köleliğin kaldırılması gibi önemli tarihsel dönüşümler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
devamını gör...

sihirbazlık işlerinde kullanılan "sihirli" sözcük grubu. okus pokus olarak kullanıldığı da bilinir.

kelimelerin ne anlama geldiği hatta bir anlama gelip gelmediği konusunda çeşitli görüşler var. ancak benim en çok ilgimi çeken iddia şöyle:

bu kelimeler, ekmek ve şarap ayini sırasında kullanılan ve hz. isa'nın meşhur son akşam yemeğinde havarilerine paylaştırdığı ekmeğe ilişkin olarak söylediği "bu benim bedenim." * cümlesinin latincesi olan hoc est corpus meum * kelimelerinin bozulmuş şekli olabilirmiş. belki de ekmeğin mucizevi bir şekilde isa'nın bedenine dönüşeceğine inanıldığı için, bu kelimeler sihirli kabul edilmiş ve zaman içerisinde amaçtan uzaklaşarak böyle bir versiyona dönüşmüş olabilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim