sevilen arkadaşa yöneltilen hâl hatır cümlesi. ha tabi nefret ettiğinize de söyleyebilirsiniz.
devamını gör...

karakomik filmler serisi, hak ettiği değeri görememiş ancak sinemanın kaçınılmaz adaleti ile hak ettiği değeri görecek bir film serisidir. iki film, toplam 4 bölümden oluşur. cem yılmaz'ın üstte yazar arkadaşımızın söylediği gibi deneysel olarak türkiye'de bir ilk ile standart film anlayışından çıkarak ürettiği güzel bir eser olan filmde karakter tahlilleri ve gözlemler çok çok iyi seviyede yapılmıştır. cem yılmaz, komedide türkiye tarihinin zirvesinde bir isimdir. buna rağmen yeni bir şeyler denemeye çalışması ve "röntgen filmi çeksem 1 milyon izleniyor" dememesi çok önemli bir şey benim kanaatimce. çünkü bunu yapan "komedyenler" var, senelerdir tutmuş bir şeyi ciğerci peşkiri gibi önümüze getirerek hasılat rekoru kırmak da mümkün. filme gelirsek, ilk filmde 2 arada ve kaçamak adlı iki bölüm var. 2 arada, metafor kullanarak çok şey anlatan güzel bir film. kaçamak ise yine göndermelerle eğlendirebilen ama çerezlik bir film. ikinci filmde de iki bölüm var. ilki deli, ikincisi emanet. deli, çok iyi düşünülmüş ve sonu da mükemmel bağlanmış duygusal bir film. emanet de karakter analizi dikkatlice yapılmış ve televizyon dünyasını eleştiren ancak sonunu beğenmediğim bir film. umarım bu serinin 3. kısmı da gelir. anıra anıra güleceğiniz veyahut sizi derin düşüncelere sürükleyecek uzun metrajlı filmler değiller ama sinemamız için değerli bir deneyimdir diyebiliriz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


çin aslanı (chow chow )
devamını gör...

zorundayım, almazsam ölecekmişim öyle dediler.
devamını gör...

at yarışlarında, virajı döndükten sonra girilen, virajsız olan son kısımdır.
bir olayın son aşamasına gelme durumudur.
devamını gör...

yaratıcı ve çılgın fikirlere sahip yazarımız. kafa sözlük’e renk vermekte.
her seferinde de ön yargılı ve suçlayıcı olmasını çılgın oluşuna verip kızmayacağım. *

hiperaktif, deli dolu ve yazma enerjisiyle dolup taşan biri olduğu aşikar. çılgın fikirlerinin devamını sözlük ahalisi olarak bekliyoruz. *
devamını gör...



can alıcı gelmiş can almaya,
benim can vermeye dermanım mı var?

-karacaoğlan

devamını gör...

hayatım olan bir defter. o deftere her baktığımda onları hangi hislerle yaźıp çizdiğimi hatırlıyorum ve bu kendimi daha da motive etmeme sebep oluyor. ne yaşarsan yaşa geçmiş geri gelmiyor. ama gelecek senin ellerinde
devamını gör...

yönetmenin yapımcı baskısına maruz kalmadan, kendi yarattığı bütçeyle çektiği filmleri kapsayan sinemadır.

bağımsız sinema, soğanlı lahmacun yiyen sonradan görme yapımcıların maddi kaygılar güderek; bu rolde şu oynasın, bu sahne şöyle olsun, bu müzik yerine şu olsun, bu sahne fazla politik... gibi isteklerinin önüne geçer. anlatısını ortaya çıkarmak için büyük stüdyolara da gerek duymaz. sinemanın amatör ruhla yapılanıdır, özüdür.
ünlü yönetmenlerin ilk çektikleri filmler, genelde bağımsız bir şekilde çekilmiştir.
nuri bilge ceylan; kasaba, mayıs sıkıntısı.
quentin tarantino; reservoir dogs.
devamını gör...

maalesef benimdir. küçükken her günlük tutma girişimimde o kağıdı ne kadar bir yerlere tıkıştırsam saklasam da, annemin eninde sonunda ben uyurken günlüğü bulup okuması ve akabinde ertesi gün okuduğunu belli etmesi sonucu günlük tutmaktan aşırı soğudum. yazmaya/çizmeye, şiire, edebiyata, kitaplara oldukça meraklı ve bol bol kitap okuyan bir çocuktum. dolayısıyla günlük yazmak da oldukça hoşuma giden bir aktiviteydi ancak hal böyle olunca birkaç denemeden sonra soğudum ve yazmayı bıraktım. eğer ki bunu okuyan anne babalar varsa lütfen çocuğunuzun günlüklerini okumayın, okuduysanız da bari belli etmeyin. insanın oldukça şevkini kıran bir durum ne yazık ki.
devamını gör...

(bkz: natalia oreiro) ispanyolca biliyor olsam kahve içerken vahşi güzel dizisi hakkında sohbet de etmek isterdim kendisiyle.
devamını gör...

bir erkek olarak hayali bile kötü geliyor.
şantiye şefimiz, 3. çocuğunun (diğer ikisi de erkek) cinsiyetini (erkek) öğrendiği gün telefonda konuşurken şöyle demişti;
-lan buda erkekmiş, ev hayvanat bahçesine döndü alümünyum... (çok üzgündü)
devamını gör...

hayattan zevk alan,yaşama sevincini kaybetmemiş, mutlu insandır.

ayrıca bu insanlar yaydıkları enerji ile çevrelerine de olumlu etki yaparlar.

keşke herkes böyle olsa. ortalık mutsuz, hayattan bezmiş, suratı yerlerde gezen, enerji emici ruhsuz insanlardan temizlenmiş olurdu.

*
devamını gör...

boğazında düğümlenen hıçkırık olayım, unutma beni unutama beni diye söze giren esmeray ablamızın şarkısını ve unutma beni çiçeğini hatırlatan yazar. çiçek bilgilerini buraya bırakıyorum;
tr.m.wikipedia.org/wiki/Unu...
dipnot: her kime söylüyorsan bırak unutsun seni ve sende onu, ki geleceğine tertemiz bir başlangıç yapabil.
devamını gör...

çünkü hitap şekli de sınıfsaldır, evet.
devamını gör...

dante alighieri 'nin türkçe 'ye 'ilahi komedya' adıyla çevrilmiş eseri..

dante 'nin kendi deyimiyle, hayat yolunun ortasındayken yani 35 yaşındayken (-ki cahit sıtkı 'ya ilham kaynağı olmuştur bu durum) cennete-cehenneme ve arafa yaptığı seyahati adına kanto denilen mısralar bütünüyle anlattığı kitap.

ansiklopedik tanımı bir kenara bırakırsak, okumak için salim bir kafa, bolca boş vakit gerektiren bu eser; 3 ayrı bölümden oluşmaktadır. cehennem kısmı, hem okuması daha kolay, hem de daha sürükleyici bir bölüm olmakla beraber, cennet kısmı sabırsız okuyucular için sıkıcı olabilir. modern cehennem-cennet inancına, filmlere, kitaplara ilham kaynağı olmasından tutun, popüler kültüre de oldukça malzeme vermiş bu eser, can yücel dahil birçok kişi tarafından defalarca türkçe 'ye çevrilmiştir. şahsen ben rekin teksoy 'un çevirisini çok beğenmiştim.

unutmadan, eserin adından mizahi bir eser olduğunu düşünmeyin, zira o dönemde yazılan eserler, ya tragedya ya da komedya oluyor, hemen hepsi karamsar olayları anlatıyordu. eğer eserin sonunda kahramanımız ölmezse, o zaman komedya deniyordu, falan filan işte.. okuyun, okutun.
devamını gör...

“kitap okumuyorum, eksikliğini de hissetmiyorum.”
devamını gör...

devamını gör...

bu başlıklar yüzünden bir yazarın birden fazla entrysini oyladigimda kendimi art niyetli zannediyorum.
devamını gör...

üzülebileceğimiz.
biz gülüyoruz, bir şeyler yokmuş gibi davranıyoruz diye asla üzülüyoruz lay lay lom yaşıyoruz sanıyorlar. o yüzden ben üzgünüm dediğimiz zaman sen üzülmezsin aman tavrında oluyorlar. biz güya düşünceliyiz ya ; şu kırılmasın, bu üzülmesin diye düşündüğümüz şeyler bizi ağlatıyor, uyutmuyor bazen gecelerce ve kimse farkında bile olmuyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim