lev nikolayeviç tolstoy'un bir çırpıda bitirebilecek, varoluşsal sancılar içerisinde kıvrananların okuması gereken kitabı.

••
kitap işinde başarılı bir hakim olan ivan ilyiç'in, adım adım ölüme giden, etrafındaki insanların ise bunu hiç umursamadığını düşünmesine sebebiyet vermiş yaşamını konu edinir. ivan, yakınım dediği insanların sağlıklı, dinç ve acısız ruh halini kıskanır. eşine, kızına, iş arkadaşlarına... herkese alev püskürmektedir. kimsenin teşhis koyamadığı hastalığı ilerledikçe daha fazla küsmeye başlar hayata. zamanla hastalığı değil, ruhsal olarak çektiği acı onu ölüme götürmeye başlar.
••

konusu genel itibariyle böyle. hızlıca bitiyor ve cümlelerden anlamı tek başınıza çıkarmak zorunda kalıyorsunuz. yazar mana çıkarmanız için sadece cümleleri sunuyor önünüze. eğer "anlamadan bitti" diyorsanız tekrar okumanızı tavsiye edeceğim. bana bakmayın, çevirisi iğrenç bir yayınevinden okudum kitabı. yabancı yazarın kitap çevirisinde "allah rahatlık versin" yazıyordu, düşünün artık. *

buna rağmen beğendim, birçok cümlenin altını çizdim. azıcık daha param olsun güzel bir yayınevinden alıp okuyacağım. *
altını çizdiğim birkaç cümleyi de bırakayım;

••
tepeye tırmandığımı zannederken aslında bayır aşağı koşmak,
tam böyleydi durum. insanların gözünde giderek yükselirken, aynı anda hayat da benden o kadar eksiliyor, ayaklarımın altında çekilip gidiyordu. madem öyle, ölmeye hazır ol.


yıllar ilerledikçe ağırlık omuzlarına daha çok biniyordu. meğer başarılı bir yolda yürüdüğünü sandığı hâlde başarısızlığa doğru dört nala koşuyormuş da haberi yokmuş.

gözlerine bir bak, içinde hayat kalmamış!
••
devamını gör...

birkaç öneri bırakmak gerekirse,

yabancı, albert camus

yanlışlık, albert camus

ceza sömürgesi, franz kafka
devamını gör...

- yediğimiz öğünler
devamını gör...

kendisiyle duygusal bağ kurmamı sağlar. mesela bugün bahçeme kaçak giren köpeğe mama ve su verirken, o minnet dolu bakışlarını hiç çekmedi gözümden. yemek yiyişini, su içişini, ardından ağacın altında gölgede yatmasını seyretmek aşırı haz verdi. o mutlu, ben mutlu.
devamını gör...

yüzeysel bi bakışta basit bi aristocu gibi gözükse de ilahiyat bahislerinde hristiyan felsefe tarihinde eline su dökebilecek adam yoktur. magnum opus'u* ''summa theologiae'dır ve türkçeye sadece bi kısmı kazandırıldı bu kitabın. ayrıca kendisi bir rahip olarak 'summa*' tekniğiyle bir önemli kitap daha yazmıştır.* aristo üzerine yorumları, polemik yazıları ve kutsal kitap yorumları olmak üzere pek çok eseri daha vardır.

aquino'lu thomas filozof olmaktan öte, her zaman bir teologdur. bir augustinus kadar olmasa da dini saiklerle felsefe yapar. yakın zamanda bunun aksini iddia eden pek çok aquinas yorumcusu olsa da pek şaşırtıcı değil artık. (herakletios'tan bile diyalektik materyalist çıkartmış bu insanoğlu) descartes ile birlikte modern felsefe, newton ile modern bilim, klasik ortaçağ anlayışını öcü olarak gördüğü için yıllar boyu hristiyan felsefesi angarya olarak görüldü. artık postmodernitenin etkisi midir nedir, başladılar ortaçağ araştırmalarına, bu sefer de bütün ortaçağ filozoflarına 'gavur' muamelesi yapıyolar. neyse... şunu da söylemeliyim, aquinas kanımca asla bi yunan-hristiyan sentezi yapmamış, aksine inanılmaz bi ferasetle, yaklaşan 'akıl' tehlikesini görmüş ve harika bi refleks göstermiştir.

vahiy ve aklı birbirinden ayırmıştır ve akıl için güzel bir sınır belirlemiştir. anselmus'un ünlü sözü 'credo ut intelligam*'ı tersine çevirmiştir. bu da aslında pratikle ilgili bi ters çevirmedir. aquinas her ne kadar inanç önceliğini savunsa da, pratikte bilgiyi ön plana çıkartmıştır. ontolojik bi evrim anlayışı vardır.* varlığın tanrı'ya yükselişidir bu..

kendine has kavramlar ve aristocu şablon aynen tematize edilmiştir. kimileri hristiyan aleminde felsefeyi ve bilimi bitirdi der, saldırır* kimisi de bilim ve felsefeyi dinsizleştirdi der saldırır* tabi neticede yorum, okurundur...


ayrıca kendisi ilginç bi biyografiye sahiptir. ortaçağ'ın tecessüm etmiş hali gibidir doctor angelicus. ölümü bile tuhaftır. papa'nın davetine icabet için paris'ten napoli'ye döndüğünde yolculuk esnasında bilinmeyen bir nedenden dolayı yere düşmüş ve kafasını çarpmış. bi süre sonra da vefat etmiş.
devamını gör...

bizim kültürümüze uygun değil diye eleştirilen dizilerin kapatılıp eleştirilip soluk almadan açılan tv programı. *

bu insanlar bu ülkede yaşıyor. biz bu insanlar gibi bir çok ruh hastasıyla temas kuruyoruz. bazen yanlarından geçiyoruz. işkence gören çocukların yüzüne gülümsüyoruz. yüzleri donuk pamuk gibi çocuklar. bundan 10 15 sene sonra anne babasından farklı olmayacak çocuklar. yüzüne tiksinerek bakacağımız çocuklar...
devamını gör...

(bkz: tribüne oynamak)
devamını gör...

(bkz: türk toplumu)
devamını gör...

çoraplarım. onlar olmadan yapamam. o kadar hızlı üşüyorum ki. beni kalkan gibi koruyorlar. uyurken bile çıkarmam. çok üşüyorum sonra.
devamını gör...

"seni bana getirdikçe güzel
götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
adımlarını öperim çocuk
öyle uzak durma ne olur."
(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...

ömür boyu bunun pişmanlığını yaşayacaktır ve bir gün aynı elalemin kendisinin hayallerini gerçekleştirdiğini görecektir. işte en büyük yıkım tam orada gerçekleşir.
devamını gör...

mahallenin çocuklarının koşu yarışını izliyorum. 10/10 aktivite. sanırım ben bir ayşe teyze oldum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sevdiğim filmlerden biridir. bence mutlaka izleyin. film, insanı duygudan duyguya sürüklüyor bence. filmde aklımda kalan bir sahne var: fikret kuşkan ve mevlüt demiryay filmde kadeh tokuşturuyorlar. fikret kuşkan kadehini tokuştururken ilk tokuşturmada ''can cana'', ardına ikinci tokuşturmasında ''cam cama'' diyor. çok hoşuma gitmişti.
devamını gör...

ben alüminyum kaplattım artık kırılmıyor!(bkz: sısısısı)
devamını gör...

o yazarlardan biri de benim.. begenilmeyi kim sevmez ki!?!
devamını gör...

umarım bu şekilde yeriştirilen çocuk kalmamıştır...
devamını gör...

ay yüzlü sevgili demiş hayyam rubayilerde.
devamını gör...

devamını gör...

yani kitaplarına göre gerektiğinde kadınlar dövülebiliyor. siz düşünün gerisini.
devamını gör...

yok ben sözlük çökmesin, insanlar kaçıp terk i diyar eylemesinler diye koymuyorum vallahi. yoksa niye itici olsun be ya..
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim