sorsanız hepsi zeki kadın sever. fakat gerçek şu ki yönetemeyeceği, yanında ezileceği kadını hiçbir erkek istemez. zeka, egonun altında eziliyor.
devamını gör...

1940'larda hitler'in nazi ordusu tarafından insanların hapsedilip öldürüldüğü (bkz: polonya)'da bulunan toplama kampı. 1.1 milyon insanın öldürüldüğü toplama kampında hayatta kalmayı başaranlar 27 ocak 1945'te sovyet birlikleri tarafından kurtarılmıştı.
devamını gör...

burada henüz yeniyim ama ekşi sözlük'te çaylakların insan yerine konulmadığı bir gerçektir. ne zaman yazar olacağınız, yazar olup olamayacağınız tamamen site yönetiminin o anki ruh hâline bağlıdır. yazarların kayda değer bir kısmı da bu yüzden gereksiz bir şekilde kendilerini üstün görürler. ekşi'de yazar olmama rağmen hesabı kapatıp buraya geçişim de artık metalaşmış olan o saçma ortamdan soğumamla ilgilidir.
devamını gör...

akın'ın enfes melodilere sahip harika şarkısı.
devamını gör...

bilgisayarlara, bu teknolojiyle çalışan sistemlere ve ağlara kasıtlı olarak yapılan yasa dışı müdahale.
devamını gör...

merdumkaptan (bkz: koş sevim koş)
devamını gör...

babamın bana ilkokul 4. sınıftayken aldığı oyuncak pandadır.bizimkilerin huyudur hep doğum günlerini unutmuş pozlarına girerler.o gün de yine öyle yapmışlardı.ama babam ortalıklarda görünmüyordu.sonra bir anda kapı çaldı ve babam koca pandanın arkasına kendini gizleyerek pandayı bana uzatıp iyi ki doğdun kızım demişti.özlenen anlar *
devamını gör...

matt groening tarafından yaratılan bir amerikan yetişkin fantezi animasyon durum komedisidir.
yapımcı daha önce fox broadcasting company için simpsonlar ve futurama'yı yapmıştır.
dizi netflix de 10'ar bölümden ve 3 sezondan oluşuyor.
ilk sezon diğer sezonlara oranla daha güzel. 2. sezon 10. bölümde olduğum için 3. sezon hakkında net bir şey diyemeyeceğim.


olaylar orta çağ krallığı dreamland’de geçiyor. bentwood prensi guysbert ile evlenmekten vazgeçen prenses bean kendisini farklı bir dünyanın içerisinde buluyor. düğün töreninden kaçan prenses kendi kaderini çizmek için sarayından çıkarak gerçek dünyaya adım atar. hayatta kim olduğunu çözmeye çalışan bean, elf arkadaşı elfo ve içindeki şeytan luci ile türlü maceralara atılır. fantastik yaratıklarla dolu bu dünyada canavarlar, cinler, mitolojik yaratıklar, iblisler, troller, morslar ve birçok budala insan yer alıyor.


size karakterlerden bahsedeyim biraz.
bean: %50 deliliğini, alkol ve uyuşturucu bağımlılığını annesinden alan, geri kalan %50'lik deliliğini, gücünü ve cesaretini de dreamland kralı babasından alan kızımızdır. istemsizce ve elinde olmadan sayısız kişiyi öldürmüştür. bu zamana kadar okuduğumuz ve izlediğimiz prenseslerden çok farklıdır. özgürlüğüne düşkün olup her seferinde herkese kafa tutmasından anlayabilirsiniz. ayık gezdiği anlar çok nadirdir. çorbayı viski sanacak kadar *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


elfo: iyilik abidesi, sevgi pıtırcığı,ah elfo üzümlü kekim... en sevdiğim karakterlerden biridir. yalan söyleyemez, kolay ikna edilebilir. şanssızdır, hayattaki tek gayesi sevdiği kızla gün batımını izleyebilmek.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

luci: lucifer morningstar'dan bahsetmiyorum kendinize gelin ditektıf yazarlar! hele ki sözlükteki lucifer'dan hiç bahsetmiyorum *
elinde domuz etiyle sarılmış sigarası, cehennemin stajyer ve kanatsız meleği luci'den bahsediyorum. tam bir laf cambazı, o bir kurtarıcı ve evet dizide herkes onu bir kedi sanıyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


king zog: dreamland kralı, bean'in babası, kertenkele oona ve cadı dagmar'ın evinin direği. değişik bir kral. sadece yemek yemek dışında iyi bir dövüşcü. eş seçiminden oluşan haremi bir kertenkele, bir cadı ve direktten dönülmüş yarı insan yarı ayı .

dizide çok fazla mesajlara yer verilmiş. sanılanın aksine her şeyin masallarda anlatıldığı gibi olmadığını,ırkçılığa, cinsiyetçi ayrıştırıcılığa, iyiliğe ve kötülüğe, tanrıya ve birçok konuya göndermeler yapılmış. eğer illuminati takıntınız ve paranoyaklığınız yoksa disenchantment izlemenizi tavsiye ederim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kas kaybı olmadan kilo kaybedilmesini sağlar. diyetin mantığı proteini artırırken karbonhidratı azaltmak üzerine kurulmuştur. amaç tamamen yağ yakmaktır, kasları korumaktır. bu diyette su tüketimi de son derece önemli yer tutmaktadır proteinlerin vücutta hızlı yayılımını sağlamak amaçlı günde en az 8 bardak içilmesi şartı vardır. protein ağırlıklı olduğu için böbrek yükü de artmaktadır. bu diyet sonrasında böbrek taşları, ketozis gibi durumlarda görülebilmektedir. böbrek hastalarının hem su hem de protein kaynaklı yapamacağı diyetlerdendir.
devamını gör...

umudunu kaybetme.. bu sefer olacak..
devamını gör...

amerikalı yazar kurt vonnegut tarafından 1961 yılında yazılmış olan eser. dilimize gece ana olarak kazandırılmıştır. daha girişte vonnegut ne gibi davrandığımıza dikkat etmemiz gerektiğinden söz eder çünkü bir süre sonra o şeye dönüşmek kaçınılmazdır. bir maske uzun süre bir yüzde kalırsa onu oradan kazıyarak çıkarmak gerekir çünkü. kitaptaki kurmaca anıların sahibi, bir nazi propagandacısı olarak karşımıza çıkan amerikan ajanı howard bunun en temel kanıtıdır da esasında. benim vonnegut ile ilk tanışmam slaughterhouse five ile oldu. o zamanlar delilik derecesinde heller hayranı olduğumdan her yerde closing time'ın temiz bir baskısını arıyordum ve bu arayış bir noktada beni vonnegut ile tanıştıran şey oldu. vonnegut savaşı biliyordu, onun garip deliliğini dresden'de ilk elden yaşamıştı ve savaşı deneyimlemiş yazarlardan çoğunun aksine eserlerinde bunu çiğ bir dram olarak değil oldukça ince bir hiciv ile aktarıyordu. vonnegut kendine has üslubuna rağmen bana kalırsa heller kadar başarılı değil ama mother night gerçek anlamda oldukça etkileyici bir eser. yalnız vonnegut eserde bilerek mi bilmiyorum ama çok ince bir gönderme yapmıştır aslında ve bu açıkçası savielly tartakower hayranı olmamdan ötürü yıllar geçse bile kitaba dair unutamayacağım bir detay. eserin bir bölümünde sovyet ajanı kraft'ın 1931 yılında rotterdam'da tartakower'ı yendiğinden söz eder howard ama burada ufak bir detay vardır. tartakower 1931 yılında rotterdam'da tam olarak üç kişi ile altı maç yapmıştır ve bu karşılaşmalarda rubenstein, colle ve landau karşısında bir kez kaybeder fakat akiba rubenstein polonyalı, edgar colle ise belçikalıdır ama işin ilginç yanı salo landau toplama kampında ölen bir hollandalıdır ve bana kalırsa vonnegut özellikle seçmişti bu detayı. kitaba tekrar dönecek olursak helga'nın babası ve howard'ın arasında geçen konuşma bence en çarpıcı yerlerinden biri kitabın ve hatta bence kitabın en çarpıcı bölümleri o konuşmanın bulunduğu bölüm zaten. özellikle howard helga'nın kız kardeşinin köpeğini vurduğunda ona köpeği gömmesi gerektiği söylendiği ve kısa bir duraksamadan sonra eğer gömülmezse açlıktan ödem bağlamış ve tüğleri dökülmüş köpeği gelip birinin yiyeceğinden söz edilen bölüm bence oldukça kısa bir diyalog içerisinde savaşın getirdiği sefaleti yansıtmanın en güzel örneği. yozlaşmış onlarca insanın bir portresine dönüşen eserin çok ince bir güzelliği de var aslında; howard ve helga'nın tüm bu çılgınlığın ve savaşın en hararetli yerinde bile akıllarına kazınan nation of two.


"future civilizations - better civilizations than this one - are going to judge all men by the extent to which they've been artists. you and ı, if some future archaeologist finds our works miraculously preserved in some city dump, will be judged by the quality of our creations. nothing else about us will matter." p.14

"the dismaying thing about the classic totalitarian mind is that any given gear, though mutilated, will have at its circumference unbroken sequences of teeth that are immaculately maintained, that are exquisitely machined. hence the cuckoo clock in hell—keeping perfect time for eight minutes and thirty-three seconds, jumping ahead fourteen minutes, keeping perfect time for six seconds, jumping ahead two seconds, keeping perfect time for two hours and one second, then jumping ahead a year. the missing teeth, of course, are simple, obvious truths, truths available and comprehensible even to ten-year-olds, in most cases." p.98
devamını gör...

öncelikle kurbanı suçlamanın gereksiz olduğunu düşünüyorum. başınıza hiç gelmediyse bu tarz bir olayı kabul edip, bir de başka birine anlatmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz. bu sebeple itiraflar, suç duyuruları yıllar sonra da gelebilir. çünkü bilmem farkında mısınız ama çok büyük bir travmadan söz ediyoruz. eğer adam suçsuzsa-ki bundan yüzde yüz emin olamayız sanırım- tahliye edilmesinden daha normal bir durum yok. ancak karısını döven erkeklerin tüm delillere rağmen serbest bırakıldığını da gördük. hatta belki de bu aralar en çok duyduğumuz cümlelerden biri şudur: "ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı". oldukça hassas bir konu. kimsenin günahını almak istemem. sadece gerçekten adamın suçsuz olmasını ve bu iğrenç olayın asla yaşanmamış olmasını diliyorum. ama bir yandan da içim rahat etmiyor. bunları çok görüyoruz. bu tarz haberler sürekli karşımıza çıkıyor. adaletin sağlanamadığını biliyoruz. neresinden bakarsak bakalım çok acı bir durum.
devamını gör...

bence turgut özal. görüşlerini savunmuyorum, o deönem yetişkin olsam partisine oy falan da atmazdım fakat, o kadar hicvedilmesine rağmen yeri gelmiş yerden yere vurulmasına rağmen ağzını açıp kelime etmemiş, dava falan açmamış adam. işte bu entelektüel bir yaklaşım. ne diyor metin akpınar:"espri hapşırık gibidir, geldimi tutamazsın".
devamını gör...

klise bir soz vardir, mezarlıklardan korkanların henüz orada sevdiği yoktur diye; sevdiğiniz var ise orada onun topraktan tekrar çıkmasından bile korkmazsınız kaldi ki onunla mezarında geçireceğiniz herhangi bir zamanda o mekandan korkasınız
devamını gör...

tıp çok önemlidir, şu pandemi zamanında daha da iyi anladık.

saygısız insandır, tıp çokomellidir.
devamını gör...

büyüklenme sanrılarıdır. kişi kendisini gerçekle uyumsuz şekilde büyük, önemli kişi görür.
devamını gör...

sözlük radyosu'nun vazgeçilmez ismi. ne zaman açsam radyo'yu bir şekilde denk geliyorum sesine. radyo'nun kapısını sabah açıp akşam kapatıyor gelenlere çay ikram ediyor arada konukları konuşurken uzaklara dalıyor. tam bir misafirperver evin duygusal ama söz sahibi büyük oğlu. evde bir sıkıntı mı oldu hepsi bu çocuğun başında patlıyor herkes sanki ondan bir şey bekliyor. evet bazen konu akmıyor programda yinede saygıyla dinliyorsun sonuna kadar. çok çektin ama şeytan tüyü var sende unutma.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

korkuyorum ama (bkz: tiktok platformu)
devamını gör...

sevgi el, aşk ayaklardır.

sevgi, karşı tarafı incitmeden dokunan eller.
aşk, istemsizce her seferinde ona yürüyen ayaklar.
sevgi, her ihtiyaç duyduğunda uzattığın eller.
aşk, ne kadar uzaklaşmak istesen de ona doğru attığın adımlar.

farklı şeyler, birlikte voltranı oluşturuyorlar orası ayrı.
devamını gör...

"yeni evlenecek bir çiftin düğün arabasının arkasına yazdığı söz;

"kütüphanelerimizi birleştiriyoruz."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim