zaman tüneli
sözlük yazarlarının kendilerine ait sözleri
benim ingilizce olarak "prejudice is often an exploited word that is commonly used when one doesn't like another's sound judgment." şeklinde bir sözüm vardı ama bunu neden türkçe de ifade etmeyeyim dedim şimdi.
"ön yargı; birinin, başkasının sağlam yargılarını/değerlendirmelerini beğenmediğinde sıklıkla menfaatperestçe kullanabildiği bir sözcüktür (aslında birleşik kelimedir tabii)."
yani tam da süper karşılığı olmadı da işte türkçede biraz farklı ifade etmek istedim, motamot çevirmek yerine.
biraz da açayım... yani biri bir sanatçıyı/grubu çok beğeniyordur mesela. siz çıkıp da o sanatçıyı/grubu beğenmediğinizi hem de temellendirerek ifade edersiniz. anında "neden bu gruba/sanatçıya karşı ön yargılısın?" diye bir reaksiyon alabilirsiniz. halbuki mesela siz belki de o grubu/sanatçıyı size ön yargılı diyen kişiden daha iyi biliyorsunuzdur/tanıyorsunuzdur. kaldı ki, yani sen de ön yargılısın o zaman. yani o grubun/sanatçının hayranı olunca ön yargıdan muaf mı olunuyor?
zaten ön yargının tdk'deki tanımında da "olumlu veya olumsuz" diye belirtilmiş:
bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı; peşin yargı, peşin fikir, peşin hüküm.
"ön yargı; birinin, başkasının sağlam yargılarını/değerlendirmelerini beğenmediğinde sıklıkla menfaatperestçe kullanabildiği bir sözcüktür (aslında birleşik kelimedir tabii)."
yani tam da süper karşılığı olmadı da işte türkçede biraz farklı ifade etmek istedim, motamot çevirmek yerine.
biraz da açayım... yani biri bir sanatçıyı/grubu çok beğeniyordur mesela. siz çıkıp da o sanatçıyı/grubu beğenmediğinizi hem de temellendirerek ifade edersiniz. anında "neden bu gruba/sanatçıya karşı ön yargılısın?" diye bir reaksiyon alabilirsiniz. halbuki mesela siz belki de o grubu/sanatçıyı size ön yargılı diyen kişiden daha iyi biliyorsunuzdur/tanıyorsunuzdur. kaldı ki, yani sen de ön yargılısın o zaman. yani o grubun/sanatçının hayranı olunca ön yargıdan muaf mı olunuyor?
zaten ön yargının tdk'deki tanımında da "olumlu veya olumsuz" diye belirtilmiş:
bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı; peşin yargı, peşin fikir, peşin hüküm.
devamını gör...
sözlükteki kadınların yazdıklarını üzerine alınan erkek
sonra da gidip milleti rahatsız ederler mesaj atarak.
çok başka kafalar var sözlükte. abi senden bahsetmiyor yemin ederim. sana aşık filan değil. yapmayın böyle şeyler.
her şeyi kendinize söylenmiş kabul etmeyin valla manyak olursunuz.
çok başka kafalar var sözlükte. abi senden bahsetmiyor yemin ederim. sana aşık filan değil. yapmayın böyle şeyler.
her şeyi kendinize söylenmiş kabul etmeyin valla manyak olursunuz.
devamını gör...
yazarların sabah rutini
saat 10 da kalkış, yürüyüşe gidiş, döndükten sonra denize karşı kahvaltı, kitap okuma, türk kahvesi saati... vb.gibi...
devamını gör...
suç ortağı
en güvenilir ortaklık. suç planı yaparken dahi günlük sıradan iş bölümü ve nazik ricalar vardır.kötü adam olacaksınız ama kibar ve özverili kötü adamlar.
devamını gör...
yazarların sabah rutini
kışın kalkarım hafta içi telefon ziline. elimi yüzümü yıkarım çay yaparım. kahvaltımı yaparım. traş falan akşamdan hallederim. aslında çoğu sabah duş alırım . çok soğuksa akşam olur bu.
kahvaltı yaparken de belgesel açık olur ya da bir spor kanalı eskiden borsa tvleri açık olurdu. ama şu sıralar ilgilenmiyorum. en geç sekizde evden çıkarım.
yürürüm bir süre . hayvanlar olur etrafta ağaçlar bitkiler. bazen onları sularım yemek veririm . şu sıralar yemek çok . ormandaki çakallar bile kocaman olmuş. evin dibine geliyorlar. bu akşam ezan okununca bağırdılar. tuhaf sırtlan gibi sesleri var . baktım hepsi bana bakıyor.
ne yapıyonuz la dedim. hepsi kaçtı.
sekizde işte dışarı çıktım yürürken zaten işe erkenden gelip yürüyen arkadaşlar oluyor. onlarla yürüyorum.
vardiya dan birileri dışarda oluyor onlarla yürüyüp konuşuyoruz.
sekiz buçuğa doğru herkes gelmeye başlıyor.
odalarda kahvaltı yapılıyor ben oturur genelde tek başıma bir müzik açarım. ekşi debe okurum. az sosyal medyaya bakarım.
sonra dışarı çıkarım . birileri gelir mutlaka onlara takılırım.
yazları da böyle ama yazları uykusuzluk çok oluyor. bu yüzden sabahları banyo yapar kendime gelirim.
kahvaltıyı evde yaparım mutlaka. simit bile olsa tost bile olsa evde yerim.
hafta sonlarıysa erkenden kalkıp bazen yine uyurum.
sonra işte 9-10 gibi kahvaltı veya arkadaşlarla toplu kahvaltı . kışın bu pek olmuyor daha geç oluyor.
yazlar daha iyi . keşke hep yaz olsa.
zaman geçirmek için yapacak şey çok ama hep aynı şeyler oluyor işte.
ev iş iş yeri iç içe geçince sürekli iş yeri muhabbetleri oluyor. bu çok yorucu saçma oluyor .
kahvaltı yaparken de belgesel açık olur ya da bir spor kanalı eskiden borsa tvleri açık olurdu. ama şu sıralar ilgilenmiyorum. en geç sekizde evden çıkarım.
yürürüm bir süre . hayvanlar olur etrafta ağaçlar bitkiler. bazen onları sularım yemek veririm . şu sıralar yemek çok . ormandaki çakallar bile kocaman olmuş. evin dibine geliyorlar. bu akşam ezan okununca bağırdılar. tuhaf sırtlan gibi sesleri var . baktım hepsi bana bakıyor.
ne yapıyonuz la dedim. hepsi kaçtı.
sekizde işte dışarı çıktım yürürken zaten işe erkenden gelip yürüyen arkadaşlar oluyor. onlarla yürüyorum.
vardiya dan birileri dışarda oluyor onlarla yürüyüp konuşuyoruz.
sekiz buçuğa doğru herkes gelmeye başlıyor.
odalarda kahvaltı yapılıyor ben oturur genelde tek başıma bir müzik açarım. ekşi debe okurum. az sosyal medyaya bakarım.
sonra dışarı çıkarım . birileri gelir mutlaka onlara takılırım.
yazları da böyle ama yazları uykusuzluk çok oluyor. bu yüzden sabahları banyo yapar kendime gelirim.
kahvaltıyı evde yaparım mutlaka. simit bile olsa tost bile olsa evde yerim.
hafta sonlarıysa erkenden kalkıp bazen yine uyurum.
sonra işte 9-10 gibi kahvaltı veya arkadaşlarla toplu kahvaltı . kışın bu pek olmuyor daha geç oluyor.
yazlar daha iyi . keşke hep yaz olsa.
zaman geçirmek için yapacak şey çok ama hep aynı şeyler oluyor işte.
ev iş iş yeri iç içe geçince sürekli iş yeri muhabbetleri oluyor. bu çok yorucu saçma oluyor .
devamını gör...
rimel sürerken ağzın istemsizce açık kalması
ben kapalı sürüyorum
açıkken odağım bozuluyor
açıkken odağım bozuluyor
devamını gör...
rimel sürerken ağzın istemsizce açık kalması
o dehşetengiz makyaj malzemeleri bilgim(!) itibariyle, benden yardım veya açıklama bekleyenlere diyebileceğim şu ki: rimel sürülen birşeymiş ve lakin, nereye ne kadar nasıl niye sürüldüğüne dair sayfalar bende kayıp; keza ağız niye istemsizce açık kalıyor, ne kadar açık ve ne kadar süre öyle kalıyor, sonra düzeliyor mu, düzeliyorsa neden endişe ediliyor, endişe ediliyorsa neden rimel sürmekte ısrar ediliyor; sürgündeki rimeller için insanlık olarak neler yapılabilir konularına.. ilerde çalışabilirsem sizi aydınlatacağıma söz veriyorum. :)
devamını gör...
1991 metallica moskova konseri
konseri canlı kayıt olarak izledim biraz önce bazı şarkılarını tüyler diken diken.....
devamını gör...
kedi
bir tanesi var ki asker gibi kapımızın önünde nöbette. evin içine girmekte, dışarı çıkmakta olay oldu artık. bize alışma dönemi olmuş. benim bunda hiçbir payım yok, aile bireyleri ile içli dışlı olmuş bir vakit, kendini bizden biri sayıyor. ben zaten böyle sevgi falan veremem linçlenmeyeyim ama kedi falan pek sevmem köpek olsa biraz daha yakınım. canlı ayırt etmekte hoş olmadı ama ne yapayım? bu kedi her geçen gün benim canımı sıkıyor. böyle arsız şey görmedim kızsam da, bağırsam da umrunda değil, bana mısın demiyor.
kedi gergin bir insanın dibine dibine nasıl girer? ilk defa böyle cins kedi gördüm ve şaşkınım. onunla boğuşmaktan bir gün merdivenlerden aşağı yuvarlacağım diye korkuyorum..
şimdi kedi fotoğrafları paylaşalım.. günah benim yazdıklarım. siz sevaba girin bari..
kedi gergin bir insanın dibine dibine nasıl girer? ilk defa böyle cins kedi gördüm ve şaşkınım. onunla boğuşmaktan bir gün merdivenlerden aşağı yuvarlacağım diye korkuyorum..
şimdi kedi fotoğrafları paylaşalım.. günah benim yazdıklarım. siz sevaba girin bari..
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
bugün öğle arasından sonra bir bankanın dış kapısının önünde bekliyordum, kimse yoktu. birkaç dakika sonra arkamda başkaları da sıraya geçtiler. bankanın açılmasına birkaç dakika kala hemen arkamdaki 60 yaşlarındaki bir hanımefendinin önüme geçmeye çalıştığını fark ettim. telefonda evrak falan okurken bir yandan da olanın farkındayım, belli etmiyorum. bekleyeyim bakalım ne yapacak dedim içimden. hanımefendi hiç çekinmedi ve önüme geçti, banka açılınca da bir koşturması vardı ki gerçekten hayret ettim. hiçbir şey demedim, sessizce baktım yüzüne. kimliğindeki sayıları bile elleri titreyerek yazıyordu, çok insani bir şey bu hastalık ama ahlak yok bazılarında. ve onların seviyesine düşmemek için hakkımdan feragat ediyorum bazen bu ülkede. canımı sıkan tek husus ise aptal zannedilmek. oysa değilim, sadece ahlaksız insanları uyarmak bir şey kazandırmıyor.
devamını gör...
aydın insan memeden uzak yaşayan insandır
aydın insanların bir kısmı kadınları düşük bulur. bunlara örnekler montesqu,schopenhauer gibilerdir. türk toplumuna ise bu görüşler ''saçı uzun olanın aklı kısa olur'','' kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksık etmeyeceksın'' gibi sözlerle ortaya çıkmıştır.
çağ bilgi çağı, daha düne kadar kadınlar oy kullanamıyor ve çalışma hayatları yok denecek kadar azdı. her anlamda bilgiden nasibini almamıştan korkmak lazım. mesela günümüzde en çok olanı bu tarz kadınlar kendını sermaye olarak görür, kukuyu çok önemli birşey sanır.
kısaca ne yaptıgın değil kimle yaptığın önemlidir. felsefeci abilerimiz ise geçmiş yüzyılın analizlerıne göre yorum yapmış reisler. onlara birşey diyemem. montesqu'nun denemeler kitabında kadınlarla ilgili 3-4 sayfalık kısmını okumanızı öneririm. orada söver söver ancak bir kadın çeşidini kutsar. o kadınlar hala kutsanıyor.
çağ bilgi çağı, daha düne kadar kadınlar oy kullanamıyor ve çalışma hayatları yok denecek kadar azdı. her anlamda bilgiden nasibini almamıştan korkmak lazım. mesela günümüzde en çok olanı bu tarz kadınlar kendını sermaye olarak görür, kukuyu çok önemli birşey sanır.
kısaca ne yaptıgın değil kimle yaptığın önemlidir. felsefeci abilerimiz ise geçmiş yüzyılın analizlerıne göre yorum yapmış reisler. onlara birşey diyemem. montesqu'nun denemeler kitabında kadınlarla ilgili 3-4 sayfalık kısmını okumanızı öneririm. orada söver söver ancak bir kadın çeşidini kutsar. o kadınlar hala kutsanıyor.
devamını gör...
laf anlatmak yerine yanlış anlaşılmayı kabullenmek
ben bu kulakların dinleyeceği ağız değilim diyip susmak çoğu zaman en iyisidir. gerek yok kendini paralamaya.
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
çok dertli, mahlasından bile anlaşılıyor.
devamını gör...
kifayetli muhteris (yazar)
aramıza yeni katılmış bir yazar tanesi. hoş gelmiş sefalar getirmiş. keyifli sözlükler dilerim.
devamını gör...
allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamanın önemi
akp'li müslümanlar bilinen biri için, allah' ın bütün sıfatlarını taşıyan, derler...bu tabiiki de allah ' a şirk koşmak olmuyor...;;))
di mi türklerdeki din anlayışı, kitaptan bağımsız, duruma göredir...;;)) durum neyi gerektiriyorsa din o' dur...yanar, döner, rengarenk bişeydir bu konu...her renge, her şekle girer;;))
di mi türklerdeki din anlayışı, kitaptan bağımsız, duruma göredir...;;)) durum neyi gerektiriyorsa din o' dur...yanar, döner, rengarenk bişeydir bu konu...her renge, her şekle girer;;))
devamını gör...
diyelim ki o bunu okuyor
devamını gör...
kusura bakma
blok3 şarkısı güzel şarkı.
devamını gör...
apartheid
evet kötü bir şeydi. son zamanlarda beyazlar ülkeden kaçmaya başladı. sistem çöküp, ülke nijerya ya dönmeye başladı.
bu ülkenin bir ara nükleer bombası vardı. teknolojisi o kadar ileriydi.
bu ülkenin bir ara nükleer bombası vardı. teknolojisi o kadar ileriydi.
devamını gör...

