kendini bir yere, topluluğa ait hissetme ihtiyacı.
devamını gör...
toplumdaki her bireyde bulunan bir durumdur. herkes devamlı kendisini bir gruba ait hissetmek zorunda hisseder. bazen partidir bu, bazen takım, bazen üniversitelerdeki camping grupları.

tek başına kaldığında ise bu din olarak karşısına çıkar insanın. toplumda ait olamadan dışlanan birey kendini ilahi şeylere adar. insanın doğasında olan bir şey. ya da dinine bağlı olarak yetiştirildiği için dinine bağlı gruplara kayar.

din bu konuda da çok iyi bir afyon olabilmeyi becerir. ateistlere de bakıldığı zaman ise onlar da toplumdaki bir grubun parcalarıdır aslında. peki insan yapımı bu şeylerin hiç olmadığını varsayarsak insan olarak toplumda edinecegimiz yer ne olurdu büyük bir soru işareti. yine grupsuzlar olarak bir grup mu olunurdu yoksa bireyselleşmeye mi dönülürdü.

gece egzersizleri vol19.
devamını gör...
toplumsal olaylardan eğer fazla etkileniyorsanız
sosyal aidiyetiniz yüksektir
nilgün marmara en iyi örneklerdendir.
yavuz çetin yaşamak istemiyorum.
devamını gör...
kişisel yorumuma göre aidiyet duygusu, ait hissetme ihtiyacı değildir. ait hissetme durumudur. buna ihtiyaç duymazsın çünkü zaten sende vardır. mesela ailene karşı aidiyet duygusu besliyorsan bu ailene ait olduğunu gösterebilir. öbür türlü olsa ailene karşı ait hissetme ihtiyacı duyman lazım ki bu da aidiyet duygusunun olmaması durumu olur.
hayatım boyunca hiçbir yere, hiçbir değere ya da hiçbir kişiye karşı hissedemediğim duygu. bu yüzden vefasızım da denmez aslında, galesizlik diyelim.

yine kişisel yorumuma göre toplumsal olaylardan etkilenmeniz aidiyet duygusundan çok empatinizle alakalı. eğer empati yeteneğiniz yeterince gelişmiş ise acı çeken bir insanın videosunu izlemekte zorlanırsınız çünkü o an kendinizi onunla özdeşleştirirsiniz. bu da sizin de canınızın yanmasına sebebiyet verir. aidiyet duygusu? sanmıyorum.
devamını gör...
"görece" iyi veya kötü olan bir kavramdır. örneğin; eşinize, işinize, yaşadığınız ülkeye kendinizi ait hissediyorsanız iyidir. aksi takdirde insan orada eğreti durur. öte yandan yaman bir fanatik olarak hataları görmezden gelerek hata yücelterek bir kavme, gruba, siyasi partiye ait olmak ise kötüdür. insana hata yaptırır.
devamını gör...
bir gruba , bir kişiye veya bir topluma ait olma isteği/duygusu şeklinde tanımlayabilirim.

insanlık tarihinin gelişiminde bu duygu çok önem arz etmektedir. doğa ile insan arasında böyle duvarlar olmadığı zamanalarda bir gruba dahil olmak, hayatta kalmanın birinci şartıydı. grupla avlanmak daha kolay, güvenlik açısından da önemliydi. grup birbirine sahio çıkar, zor durumlarda birbirlerine destek olurlardı.

yerleşik hayata geçişle birlikte bu duygunun önemi devam etti. sonrasında bu durum kendini aynı dini savunanlar arasında dayanışmayı getirdi. bu da toplumsal ayrılıkları ve düşmanlıkları getirdi. aklıma bir dönem üniversitelerde ‘apolitik ‘olunamadığını, ya sağcısın ya solcusun dayatmasına getirdi. bir gruba ait olmakla, o grubun düşüncelerini savunur, kendinizi bir yere ait hissederdik.

bu başlığı rasgele butonunu kullandığımda, ‘kendini bir yere ait hissetmemek’ başlığının altında gördüm; çok ironik. aidiyet duygusu yoksunluğu,kendini bir yere ait hissetmemeyi de beraberinde getiriyor işte.

bana göre, bir yere aşırı bağlılık, kişiyi başka görüşlere de kapatıp, hareket alanını da kısıtlıyor beraberinde. yani sizin düşünceleriniz değişmiştir,artık o grupla fikirleriniz çatışmaktadır ama siz o gruptasınızdır. başka bir grup bulana kadar o grupta kalmaya devam edersiniz. ama mutlaka bu gruplaşma gerekli midir? bana göre hayır.

bir çok kurum da bunu dilinden düşürmez: kurum aidiyeti. bir çalışanı kuruma bağlı tutmak, önemli hissetmesini sağlamak ve kurumda canla başla çalışmasını sağlamak için bu aidiyet kelimesini sıkça kullanırlar. gördüğüm kurumlar arasında, bu duyguyu en iyi aşılayan kurum ‘iş bankası’dır. çalışanları, o kurumda çalışmayı ayrıcalık olarak görür ve başka kuruma geçmeyi çok çok azı düşünür. bunu kötü bir şeymiş gibi aktarmıyorum; sadece bu konuya harika bir örnek olarak açıklıyorum.

kendi şahsımda aidiyet duygum hiç olmadı ve belki de bu yüzden ‘kendimi bir yere ait hissetmedim’.
devamını gör...
asla anlamlandıramadığım duygu ve söylem.
hele ilişkilerde "sen sadece bana aitsin!" denmesi falan... hadi lan oradan.
devamını gör...
hayatımda bir defa ait olduğumu hissettim heyecandan ağlayacaktım.)) o kadar rahatsız edici bir şey ki hiçbir yere, şeye, kişiye ait olamamak. müthiş bir yorgunluk. bir kere sabaha karşı bir anda ait olduğumu hissetmiştim hem hazırlık bile yapamamıştım bir anda gelivermişti o his. ilk defa o andaydım ve bunun için çaba sarf etmemiştim. o derin rahatlama, mutluluktan nasıl yani ben mi 25 yıl oldu bu neydi şimdi, bir kurmaca mı? mevzu bahis bir birliktelik anı filan değil. öz'e dönük. dünyada bir yere sığınabilmiştim. şaşkınlığımı anlatamam. şimdi ruhen ait olduğum yerde kaldım fiziken çoook bambaşka diyarlardayım. toprak bile ait olduğum yere götüremez artık beni. belki tanrı'nın en büyük cezasıdır bu bana.
devamını gör...
bir kadına ait olduğunu hissetmek ve beraber yaşlanmak.

bilemiyorum...

böyle kadınlar annelerimizle beraber tarih oldular.
devamını gör...
hiç hissetmediğim/hissedemediğim bir duygu.
devamını gör...
yıllar geçtikçe azalan meret. eskiden aileye aidiyet vardı, gitti, arkadaş grubuna aidiyet vardı, bitti. sevgiliye aidiyet zaten sallanmaktaydı o da yerle yeksan edildi. bir ben kaldım sözlük anlıyor musun? kendime aitim bundan sonra.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aidiyet duygusu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim