1.
--- alıntı ---
thomas hobbes, (d. 5 nisan 1588 - ö. 4 aralık 1679) felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir ingiliz filozoftur. en tanınmış eseri olan leviathan, (1651) 1651 tarihli leviathan adlı çalışması, batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. leviathan, tevrat'ta geçen bir canavarın adıdır ve hobbes'ta her şeye egemen olan devletinsimgesidir.
--- alıntı ---
vikipedia
thomas hobbes, (d. 5 nisan 1588 - ö. 4 aralık 1679) felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir ingiliz filozoftur. en tanınmış eseri olan leviathan, (1651) 1651 tarihli leviathan adlı çalışması, batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. leviathan, tevrat'ta geçen bir canavarın adıdır ve hobbes'ta her şeye egemen olan devletinsimgesidir.
--- alıntı ---
vikipedia
devamını gör...
2.
en önemli kitabı leviathan'dır.
devamını gör...
3.
siyaset teorisinde yazılmış en önemli eserlerden leviathan'ın yazarıdır. jean bodin hakkında yazdıklarımdan sonra hobbes hakkında yazmak daha uygun olacaktır.
hobbes tam bir mutlakiyetçidir. bir devletin, üniversitelerde hangi kitapların okutulacağına kadar mutlak bir kontrole sahip olması gerektiğinden söz eder.
fakat hobbes paradoksal birisidir de. bu mutlakiyetçiliğin yanı sıra insanların eşit olduğunu ve insanların kendisinden ayrılamaz doğal haklara sahip olduğunu söyler. devlet de zaten böyle bir sözleşmeyi belirtir bize leviathan'da. yani egemenin otoritesi, yönetilenlerin rızasından kaynaklanır ve bu rıza ile yönetilenlerin çıkarını korur.
peki hobbes nasıl bir insandır? nasıl bir dönemden geçmiştir? çünkü bellidir ki hiçbir düşünür döneminden ayrı düşünülemez.
hobbes, modern avrupa devletler sisteminin doğumu sırasında yaşamış birisidir. vestfalya antlaşması'na tanık olmuş ve protestan reformasyonuna tanıklık etmiştir. leviathan da 1651 senesinde yayınlanıyor. yani vestfalya'dan 3 sene sonra.
bu antlaşma otuz yıl savaşı'na resmi olarak son vermiş antlaşmadır. bu antlaşma iki önemli hususu doğrular:
1- vestfalya ile tek başına olan egemen devletin en üstün otorite ilan edilmesiyle kutsal roma imparatorluğu'nun evrenselci iddialarının sonunun gelmesi.
2- her devletin kendi dinini belirleme hakkıyla evrenselci kilise iddialarının çatışması ve sona onu sona erdirmesi.
hobbes 1588 doğumludur. 1588 ingiliz deniz kuvvetleri'nin ünlü ispanyol armadası istilasını püskürttüğü yıldır. i. elizabeth'in son dönemleridir ayrıca. babası bir papazdır. 14 yaşındayken oğlunu oxford'a gönderen bir papaz. oxford'dan mezun olduktan sonra aristokrat bir ailenin çocuğunun özel öğretmenliğini yapar. ilk kitabı 1629 senesinde yayınlanır: tukidides'in peloponez savaşı'nın çevirisidir. hobbes, aristokratik ailenin çocuğuyla uzunca bir süre avrupa'da vakit geçirir. rene descartes, galileo galilei ile tanışma fırsatı bulur. 1640 yılı ise ingiliz iç savaşı'nın yaşandığı yıllardır. kral i. charles idam edilir. ardından cromwell iktidarı ve hobbes'un fransa'ya kaçışı yaşanır.
hobbes çevirmiş olduğu peloponez savaşı'ndan epey etkilenmiştir diyebiliriz çünkü doğa durumu dediğimiz şeyin doğuşunu buraya dayandırabiliriz. aynı zamanda hobbes'un insan doğasını nasıl kavradığını korfu iç savaşı ile ilgili anlatıda görebiliriz. dionysos tapınağı'nda tanrı'ya yalvaranların bile öldürüldüğü bir savaştır. babalar, oğullar birbirini vahşice öldürür. tukidides bu savaşın neden olduğu sivil çöküşten bahseder. adeta bir veba salgınıdır bu savaş. ve bu salgının adına da insan doğası der.
giorgio agamben'in iddiasına göre: "doğa durumu kavramı, kronolojik olarak şehirden önce gelen içsel bir bilgi değildir; şehrin yıkılmış gibi algılandığı bir anda ortaya çıkan, şehrin içindeki bir bilgi olarak değerlendirilmesi gereken bir şeydir."
korfu iç savaşı'na baktığımızda bu yorumu daha iyi anlayabiliriz. şehrin yıkımı sırasında ortaya çıkan bir doğa durumunu daha rahat anlayabiliriz. çünkü bir kargaşa anıdır doğa durumu. babalar oğulları tapınaklarda katleder vs. buradan da anlaşıldığı üzere insan doğası ile doğa durumu arasındaki ilişki bu savaşa dair anlatıda daha rahat görülebilir: insanlar kendilerini (tutkularını) dizginleyemez ve yasaları çiğneyerek herkesin gözü önünde kargaşaya yol açar. burada dizginlerinden boşanan veba salgınının adı insan doğasıdır.
niccolò di bernardo dei machiavelli'ye de bakmamız uygun olur hobbes'u anlamak için. leo strauss için machiavelli amerika'yı keşfettiyse hobbes amerika'ya insanları yerleştiren, binalar inşa eden kişidir. zaten hobbes, machiavelli'nin kötücül insan doğasına ilişkin sözleriyle daha iyi anlaşılır.
hobbes, machiavelli'nin keşfettiği bu kıtada kıtanın kuruluş koşulları hakkında bilgi sahibi olmaksızın iyi bir düzenin kurulamayacağı fikrini benimser. machiavelli kendisinden önceki siyaset felsefesini ve "insan nasıl yaşamalı" sorusunu bir kenara atmış ve realite olan "insan gerçekte nasıl yaşıyor?" sorusuna bakmıştı. bir nevi temele bakıyordu machiavelli de. işte hobbes da bu yolda insanın yöneldiği amaca değil, insanın kökenlerine yani prima natura'ya bakar insanın doğa durumundan toplumsal duruma geçişini anlamak için. ve bu yolda ilerlerken machiavelli'nin sert mizacını yumuşatmaya çalışır. silaha yapılan vurgu, hobbes'un kanuna olan vurgusuyla hafifletilir. bu açıdan hobbes daha bilimseldir.
bu kimseler kendilerinin yenilik yaptığından haberi olan yenilikçilerdir. jean bodin başlığında hobbes'un de cive hakkındaki yorumundan söz etmiştim.
bütün bunlar bir yana hobbes, kendisini aristoteles karşıtçılığı üzerinden kurgular. descartes ve galilei gibi isimlerle tanıştığını söylemiştim. bu isimler doğa bilimlerinde aristotelesçiliğe karşı çıkan kimselerdir. bir anlamda devrimcidirler. hobbes da böyledir ve aristoteles'i anlamsız, cahilce, aykırı bulur.
leviathan'ın girişi bir fizik kitabı gibidir. tam olarak hatırlamıyorum ne yazdığını fakat materyalist bir bakış açısıyla doğa, insan yorumlanıyordu. insan bir makineye indirgeniyordu. zaten bu çeşit bir bakış açısıdır hobbes'u materyalist olarak gösteren bazıları için. fakat hobbes tanrı'ya inanır.
burada aristoteles'e değinmem gerekecek. sonra gelir yazarım.
hobbes tam bir mutlakiyetçidir. bir devletin, üniversitelerde hangi kitapların okutulacağına kadar mutlak bir kontrole sahip olması gerektiğinden söz eder.
fakat hobbes paradoksal birisidir de. bu mutlakiyetçiliğin yanı sıra insanların eşit olduğunu ve insanların kendisinden ayrılamaz doğal haklara sahip olduğunu söyler. devlet de zaten böyle bir sözleşmeyi belirtir bize leviathan'da. yani egemenin otoritesi, yönetilenlerin rızasından kaynaklanır ve bu rıza ile yönetilenlerin çıkarını korur.
peki hobbes nasıl bir insandır? nasıl bir dönemden geçmiştir? çünkü bellidir ki hiçbir düşünür döneminden ayrı düşünülemez.
hobbes, modern avrupa devletler sisteminin doğumu sırasında yaşamış birisidir. vestfalya antlaşması'na tanık olmuş ve protestan reformasyonuna tanıklık etmiştir. leviathan da 1651 senesinde yayınlanıyor. yani vestfalya'dan 3 sene sonra.
bu antlaşma otuz yıl savaşı'na resmi olarak son vermiş antlaşmadır. bu antlaşma iki önemli hususu doğrular:
1- vestfalya ile tek başına olan egemen devletin en üstün otorite ilan edilmesiyle kutsal roma imparatorluğu'nun evrenselci iddialarının sonunun gelmesi.
2- her devletin kendi dinini belirleme hakkıyla evrenselci kilise iddialarının çatışması ve sona onu sona erdirmesi.
hobbes 1588 doğumludur. 1588 ingiliz deniz kuvvetleri'nin ünlü ispanyol armadası istilasını püskürttüğü yıldır. i. elizabeth'in son dönemleridir ayrıca. babası bir papazdır. 14 yaşındayken oğlunu oxford'a gönderen bir papaz. oxford'dan mezun olduktan sonra aristokrat bir ailenin çocuğunun özel öğretmenliğini yapar. ilk kitabı 1629 senesinde yayınlanır: tukidides'in peloponez savaşı'nın çevirisidir. hobbes, aristokratik ailenin çocuğuyla uzunca bir süre avrupa'da vakit geçirir. rene descartes, galileo galilei ile tanışma fırsatı bulur. 1640 yılı ise ingiliz iç savaşı'nın yaşandığı yıllardır. kral i. charles idam edilir. ardından cromwell iktidarı ve hobbes'un fransa'ya kaçışı yaşanır.
hobbes çevirmiş olduğu peloponez savaşı'ndan epey etkilenmiştir diyebiliriz çünkü doğa durumu dediğimiz şeyin doğuşunu buraya dayandırabiliriz. aynı zamanda hobbes'un insan doğasını nasıl kavradığını korfu iç savaşı ile ilgili anlatıda görebiliriz. dionysos tapınağı'nda tanrı'ya yalvaranların bile öldürüldüğü bir savaştır. babalar, oğullar birbirini vahşice öldürür. tukidides bu savaşın neden olduğu sivil çöküşten bahseder. adeta bir veba salgınıdır bu savaş. ve bu salgının adına da insan doğası der.
giorgio agamben'in iddiasına göre: "doğa durumu kavramı, kronolojik olarak şehirden önce gelen içsel bir bilgi değildir; şehrin yıkılmış gibi algılandığı bir anda ortaya çıkan, şehrin içindeki bir bilgi olarak değerlendirilmesi gereken bir şeydir."
korfu iç savaşı'na baktığımızda bu yorumu daha iyi anlayabiliriz. şehrin yıkımı sırasında ortaya çıkan bir doğa durumunu daha rahat anlayabiliriz. çünkü bir kargaşa anıdır doğa durumu. babalar oğulları tapınaklarda katleder vs. buradan da anlaşıldığı üzere insan doğası ile doğa durumu arasındaki ilişki bu savaşa dair anlatıda daha rahat görülebilir: insanlar kendilerini (tutkularını) dizginleyemez ve yasaları çiğneyerek herkesin gözü önünde kargaşaya yol açar. burada dizginlerinden boşanan veba salgınının adı insan doğasıdır.
niccolò di bernardo dei machiavelli'ye de bakmamız uygun olur hobbes'u anlamak için. leo strauss için machiavelli amerika'yı keşfettiyse hobbes amerika'ya insanları yerleştiren, binalar inşa eden kişidir. zaten hobbes, machiavelli'nin kötücül insan doğasına ilişkin sözleriyle daha iyi anlaşılır.
hobbes, machiavelli'nin keşfettiği bu kıtada kıtanın kuruluş koşulları hakkında bilgi sahibi olmaksızın iyi bir düzenin kurulamayacağı fikrini benimser. machiavelli kendisinden önceki siyaset felsefesini ve "insan nasıl yaşamalı" sorusunu bir kenara atmış ve realite olan "insan gerçekte nasıl yaşıyor?" sorusuna bakmıştı. bir nevi temele bakıyordu machiavelli de. işte hobbes da bu yolda insanın yöneldiği amaca değil, insanın kökenlerine yani prima natura'ya bakar insanın doğa durumundan toplumsal duruma geçişini anlamak için. ve bu yolda ilerlerken machiavelli'nin sert mizacını yumuşatmaya çalışır. silaha yapılan vurgu, hobbes'un kanuna olan vurgusuyla hafifletilir. bu açıdan hobbes daha bilimseldir.
bu kimseler kendilerinin yenilik yaptığından haberi olan yenilikçilerdir. jean bodin başlığında hobbes'un de cive hakkındaki yorumundan söz etmiştim.
bütün bunlar bir yana hobbes, kendisini aristoteles karşıtçılığı üzerinden kurgular. descartes ve galilei gibi isimlerle tanıştığını söylemiştim. bu isimler doğa bilimlerinde aristotelesçiliğe karşı çıkan kimselerdir. bir anlamda devrimcidirler. hobbes da böyledir ve aristoteles'i anlamsız, cahilce, aykırı bulur.
leviathan'ın girişi bir fizik kitabı gibidir. tam olarak hatırlamıyorum ne yazdığını fakat materyalist bir bakış açısıyla doğa, insan yorumlanıyordu. insan bir makineye indirgeniyordu. zaten bu çeşit bir bakış açısıdır hobbes'u materyalist olarak gösteren bazıları için. fakat hobbes tanrı'ya inanır.
burada aristoteles'e değinmem gerekecek. sonra gelir yazarım.
devamını gör...
4.
hiçbir korkuluğu kurt, ayı ve leopar şeklinde yapmamışlar. zannediyorum ki insanlardan daha korkunç bir varlık bulamamışlar. sözünün sahibidir.
devamını gör...
5.
felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir ingiliz filozoftur. en tanınmış eseri olan leviathan batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. tanım
insanları kötü olarak simgeler. bu konuda ona bir soru sorabilmek isterdim, insanlığın kötü olduğunu söylüyorsa iyi olarak aldığı bir şey olmalı. peki, referans olarak aldığı iyiyi kötüden ayıran nedir?
insanları kötü olarak simgeler. bu konuda ona bir soru sorabilmek isterdim, insanlığın kötü olduğunu söylüyorsa iyi olarak aldığı bir şey olmalı. peki, referans olarak aldığı iyiyi kötüden ayıran nedir?
devamını gör...
6.
ders calisirken en önemli ayrinti olarak gördüğüm şey şu :
-felsefede ve hukukta "doğal durum" (aslında süslü tanımlara gerek olmadan buna anarşi diyebiliriz.anarşi nedir?anarşi "arınma gecesi" filmindeki vahsetin sonsuza kadar hicbir kural olmadan devam etmesidir.) 'dan modern toplum ve devlet yapisina gecisimizi ilk kez bir toplumsal sözlesme teorisiyle aciklayan kisidir.bu yönüyle eşsizdir.
doğal durumu herkesin herkese karsi savasi olarak aciklayan hobbes bunu durduran seyin toplumsal bir "konsensüs" ya da bir cesit toplumsa sözlesme olduğunu vurgulayan ilk kisidir ve rousseau'nun da öncülüdür.
makyavelden sonra mükemmel bir felsefeci daha kesfettim.tesadüf ikisi de siyaset bilimi ve siyaset felsefesi ile alakali arkadaslar.bu da bnim icin bugünün kârı.
huzurlarinizda thomas hobbes...
-felsefede ve hukukta "doğal durum" (aslında süslü tanımlara gerek olmadan buna anarşi diyebiliriz.anarşi nedir?anarşi "arınma gecesi" filmindeki vahsetin sonsuza kadar hicbir kural olmadan devam etmesidir.) 'dan modern toplum ve devlet yapisina gecisimizi ilk kez bir toplumsal sözlesme teorisiyle aciklayan kisidir.bu yönüyle eşsizdir.
doğal durumu herkesin herkese karsi savasi olarak aciklayan hobbes bunu durduran seyin toplumsal bir "konsensüs" ya da bir cesit toplumsa sözlesme olduğunu vurgulayan ilk kisidir ve rousseau'nun da öncülüdür.
makyavelden sonra mükemmel bir felsefeci daha kesfettim.tesadüf ikisi de siyaset bilimi ve siyaset felsefesi ile alakali arkadaslar.bu da bnim icin bugünün kârı.
huzurlarinizda thomas hobbes...
devamını gör...
7.
(bkz: hobbes hemşerim nereye) *
devamını gör...
8.
''leviathan'' isimli siyaset felsefesinin başucu kitaplarından birinin sahibi.
devamını gör...
9.
anlattığı 'doğal durum' tasviriyle bence 'arınma gecesi' filmine ilham veren feylesof.favori felsefecim.
devamını gör...
10.
koyun ömrünü kurttan korkarak geçirir. halbuki sonunda onu yiyen çobandır. *
devamını gör...
11.
acaba haklı mıydı diye düşündüğümüz seneler içerisindeyiz
devamını gör...
12.
felsefede materyalizmi, etikte hedonizmi ve siyasette monarşiyi savunmuş; 1588/1679 yılları arasında yaşamış ingiliz filozof olup leviathan adlı eseri batı siyaset felsefesinin temelini oluşturmuştur.
hobbes maddeye inanmış ve bu yüzden levithan adlı eseri bazı kimselerin canını sıkmıştır.
genç yaşında kendini geliştirmiş ve aktif bir hayat sürdürmüştür.
salt siyasetle değil diğer alanlarda da entelektüel bilgi birikimine sahiptir.
boş zamanlarını doldurmak için, 84 yaşında, latince ve nazım olarak kendi yaşam öyküsünü kaleme almıştır.
87 yaşında, homeros çevrisini yayımlamıştır.
thomas hobbes, var olan her şeyin fiziksel madde olduğunu ve her şeyin maddenin hareketiyle açıklanabileceğini öne sürmüştür.
hobbes maddeye inanmış ve bu yüzden levithan adlı eseri bazı kimselerin canını sıkmıştır.
genç yaşında kendini geliştirmiş ve aktif bir hayat sürdürmüştür.
salt siyasetle değil diğer alanlarda da entelektüel bilgi birikimine sahiptir.
boş zamanlarını doldurmak için, 84 yaşında, latince ve nazım olarak kendi yaşam öyküsünü kaleme almıştır.
87 yaşında, homeros çevrisini yayımlamıştır.
thomas hobbes, var olan her şeyin fiziksel madde olduğunu ve her şeyin maddenin hareketiyle açıklanabileceğini öne sürmüştür.
devamını gör...