aşık olduğunu nasıl anlarsın sorunsalı

1 kere oldum, sürekli nükseder. :)
insanın kalbini boğazındaki şah damarlarında attırır. pist :*:* :* mutlu geceler bitanem benim

karnındaki kelebeklerden.

28 ekim 2015 saat 19.00 civarı ilk görüşte aşık olmuştum. yeryüzü ayağımın altından kaydı gitti, başım döndü, gözlerim karardı, "evet bu o" dedim. ilk buluşmamızda ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum bile, saatlerce yüzünü izlemiştim. hayatımın en güzel 3 yılını yaşattın bana ali, teşekkür ederim.

hayat ile arandaki her şeyi bir kenara bırakabilirsen sadece bir an için.. işte o zaman aşık olduğunu anlarsın.. * *

şair böyle diyor. belki de şiir böyle diyordur. bana malum oldu. iyi bir şey değil bu.

bu bi sorunsal gerçekten.
anlayamam çünkü.
beni iyi tanıyan eşim dostum haber verir sisicim aşık oldun bu oğlana heralde sen diye...

senin için en önemli olan şeyi, bu para olur ev, araba, konum. onun için bir kenara bırakabilme fedakarlığını gösterebiliyorsan bu aşktır bence.

altına sıçtığını nasıl anlıyorsn öyle. küçüküğünü yokla cevabını bulacaksın.

(bkz: sözlüğe sorarak)

onsuz güzel bir restoranda yemek yerken onu ne zaman oraya götüreceğini planlarsın,

onunla güzel bir restoranda yemek yerken ne yediğinin farkında bile olmazsın, gülüşünde erir, ağzının içine düşer orada kaybolursun.

onsuz uyurken onu düşünerek uyursun, yüzünde salakça hafif bir gülümsemeyle,

onunla uyumaya çalışırken sevişmekten yorgun düşer, yüzünde salakça hafif bir gülümsemeyle sızar kalırsın.

onsuz denize karşı oturmuşken, aynı manzaraya onunla baktığını hayallersin,

onunla denize karşı otururken, denizi görmezsin bile, gözlerinde boğulursun. “…ne bir sandal, ne bir ada, ne bir sahil var, boğuluyorum…”

bir yaz günü geçtik tuna'dan kafilelerle

hayran olmaya başlamışsam muhtemelen ondan olmuşumdur.

merhametli, vefalı, düşünceli hele bir de böyle sokak hayvanlarının başını okşamaktan çekinmeyen, mendil satan çocuklara dahi cebindeki tüm parasını veren o kızları görünce ben düşüyorum arkadaşlar.
sonra o his büyümesin diye oradan kaçıyorum.

#3386881
ben hipomani atağı geçirirken bi kere bi dilenci oğlana 200 lira vermiştim ve aklım başına gelince de kendimi enayi diye örselemiştim...
böyle enayiliklerden etkilenen insanların da var olması içimi umutla doldurdu...

ayrıldığında.

hepimiz elindekinin kıymetini kaybettiğinde anlayan tipleriz.

bitap bir halde işten eve gelmiş, ayakkabılarımı dahi çıkarmadan yere uzanmıştım. yattığım yer dümdüz parkeydi ama onun kolunun altına girdiğime yemin edebilirim. orada ne kadar yattığımı hatırlamıyorum ama kalkmak istemediğimi çok net hatırlıyorum. parfümünün kokusu, bedeninin sıcaklığı, alnımda sakallarının tellerini bile hissetmiştim. hatta rüya mı görüyorum diye gözlerimi açıp bomboş tavana bakmıştım ama o his geçmek bilmemişti. çok güzel ve ilginç bir deneyimdi.

şahsımda, muhtemelen ruhsal doyuma ulaşma durumu olarak vuku bulacak olan hadisedir.
zihnim- bilincimle adeta bir bütün olan kadın kişisinin varoluşuna sevindiğimi gördüğümde, aşık olduğumu anlayacağım.
tuhaftır ki, ilk anlarda, ona tamamen ulaşamamış olduğumda bile, yaşam kalitem çoktan artmış olacaktır.

güzel bir şarkının enerjik solo kısmında gözlerimi kapatmışım ve dikkatle onu dinliyormuşum gibi gelir sanırım. her yerde onu görürüm.
sonra, biraz evvel algılamış olduğum her nesne usumda kendisinin güzel yüzü olarak tezahür eder.

aşık olmak bu yüzden ürkütücü gelir bana.
tüm benlik ile bir kadına tutulmak ruhu doyururken, tehlikeli sarmaşıklarla da bedeni sarar ayrıca.

aklın başından uzaklaşır gibi oluyorsa, odağın dağılmış, düşüncende o ve imgeleminde sürekli onu görüyorsan, günün herhangi bir saatinde duyduğun bir müzikte, mırıldandığın bir şarkıda onunla dinliyor ve onunla söylüyor gibi oluyorsan aşka düştün demektir.

alper hasanoğlu çok güzel açıklamış
kendisinden dinleyin: 12

"sen bugün neden bu kadar mutlusun" sorusunu alınca.*