741.
aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi..
ve aşk öyle haindir ki;
nerde imkansız varsa gider onu sever.
özdemir asaf
ve aşk öyle haindir ki;
nerde imkansız varsa gider onu sever.
özdemir asaf
devamını gör...
742.
"sen aradığım, ihtiyaç duyduğum bir şey değildin. sen baya içimde yeşerdin durduk yere.. her konuşmamızda biraz biraz büyüdün. ve aşk böyle bir şey bence."
diye tanımlanmıştı bir keresinde.
diye tanımlanmıştı bir keresinde.
devamını gör...
743.
her harfi bir kelime olsa tam bir döngü olabilir aşk,
alışkanlık
şehvet
kaçış
alışkanlık
şehvet
kaçış
devamını gör...
744.
aşk harbi çok tuhaf bı şey ya şu karnımızda uçan kelebekler acayip farklı etki yaratmıyor mu onu görünce ölüyor gibi oluyorsun kalp atışların tavannn oha diyorsun ama ölmüyorsun aşk gerçekten öldürmez süründürür yahu bu arada bir beye acayip aşığım arkadaslar fenaaaaa felfenaaaaa.
devamını gör...
745.
kişinin giydiğini üstüne yakıştırmasıdır.
devamını gör...
746.
yaşayın tabi, sonuçlarına katlanabilecekseniz. çünkü bu bir kumardır. ama öyle de zevkli bir kumardır ki..
devamını gör...
747.
aşkın acı çekmek olmadığını da zamanı gelince öğreniyor insan..
devamını gör...
748.
kısa ve öz
devamını gör...
749.
kaos.
devamını gör...
750.
aşk tehlikeli bir hastalıktır. kendiniz için iyi olanı değil aşık olduğunuz kişiyi mutlu edecek şeyleri yapmaya başlarsınız. sürekli bir fedakarlık ilk önce sizi tüketir. keza tüm bu kendinden ödün verme sürecinin sonunda karşılık görmemeniz kuvvetle muhtemel. aşk bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüktür.
devamını gör...
751.
maşuk'u ile irtibatın boyutuna göre anlamlandırabilecek olandır.
devamını gör...
752.
aşk, bu görsele gizlenmiş, bulanların olsun.
devamını gör...
753.
aşk mı ?
kanayan yara...
kimine göre var, kimine göre yok.
kimine göre gerçek, kimine göre yalanın daniskası.
kimi onsuz yapamaz, kimi hayatta onunla olamaz.
aşk üzerine söylenecek sözlerin tamamını sanırım şairlerin ve romantik yazarların söylediğini söylemek mümkün. ancak bana göre aşk, insanın kaybolması olarak tanımlamasını yapabileceğim tam bir duygu karmaşası, duygu patlamasıdır.
ayaklarınız yerden kesilmiş gibi hissettirir.
başınızdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi.
en amiyâne haliyle karnınızda kelebekler uçuşur.
adım atmaya mecalinizin olmadığını hissettirir.
gözler kör, kulaklar sağır, eller titrek, dudaklar zamk ile yapıştırılmış gibidir.
düşünceleriniz ise tamamen sağlıksız...
bilemiyorum, uzun zamandır hissedemiyorum bunu. sanırım yarım bırakıldığım için. leyla ile mecnun dizisinde iskender baba anlatiyordu; "ben birdim, sonra o geldi. iki olduk. ikiyken birbirimize bağlandık, yaşadık. sonra o gidince benim yeniden bir kalmam lazım, yani ikiden bir çıkınca bir kalır ama ben yarım kaldım. ben neden yarım kaldım ?" bu cümle saplandı bağrıma. "ben neden yarım kaldım ?" sanırım bunu asla anlayamayacağım.
aşıkken dengeniz şaşar, adım attığınız yer ayaklarınızın altından kayar, g*t üstü düşüverirsiniz. uzun zaman oldu, bu duyguyu hissetmeyeli. sanırım hissedebilmek için bir çaba da göstermiyorum. sadece tek şey var aklımda; "ben neden yarım kaldım ?"
vesselam...
kanayan yara...
kimine göre var, kimine göre yok.
kimine göre gerçek, kimine göre yalanın daniskası.
kimi onsuz yapamaz, kimi hayatta onunla olamaz.
aşk üzerine söylenecek sözlerin tamamını sanırım şairlerin ve romantik yazarların söylediğini söylemek mümkün. ancak bana göre aşk, insanın kaybolması olarak tanımlamasını yapabileceğim tam bir duygu karmaşası, duygu patlamasıdır.
ayaklarınız yerden kesilmiş gibi hissettirir.
başınızdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi.
en amiyâne haliyle karnınızda kelebekler uçuşur.
adım atmaya mecalinizin olmadığını hissettirir.
gözler kör, kulaklar sağır, eller titrek, dudaklar zamk ile yapıştırılmış gibidir.
düşünceleriniz ise tamamen sağlıksız...
bilemiyorum, uzun zamandır hissedemiyorum bunu. sanırım yarım bırakıldığım için. leyla ile mecnun dizisinde iskender baba anlatiyordu; "ben birdim, sonra o geldi. iki olduk. ikiyken birbirimize bağlandık, yaşadık. sonra o gidince benim yeniden bir kalmam lazım, yani ikiden bir çıkınca bir kalır ama ben yarım kaldım. ben neden yarım kaldım ?" bu cümle saplandı bağrıma. "ben neden yarım kaldım ?" sanırım bunu asla anlayamayacağım.
aşıkken dengeniz şaşar, adım attığınız yer ayaklarınızın altından kayar, g*t üstü düşüverirsiniz. uzun zaman oldu, bu duyguyu hissetmeyeli. sanırım hissedebilmek için bir çaba da göstermiyorum. sadece tek şey var aklımda; "ben neden yarım kaldım ?"
vesselam...
devamını gör...
754.
aşk denen şey neydi öyle,
peki ya olaylar karşısında duyduğumuz serinkanlılık bazen unutganlık. . .
duyguları elinden alınsa, her şeyi unutsa insan mutlu olabilir miydi ? yaşamına devam edebilir miydi ? kim bilir belki hepimiz kendi kurgumuzu yaşıyoruzdur. ya da olaylara 3. kişinin gözüyle bakıyoruzdur. bir düşünsenize yaşanan onca şeyin sürüp giden yılların aslında bir kurmacadan ibaret olduğunu zihnimizin bize bir oyunu olduğunu düşünün. beyin öyle bişey ki bazen bizi şaha da kaldırabilir. en alt mevkilere de sokabilir. zülfü livaneli "aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir." der ve kitabında ısrarla aşkın ve aşkın beraberinde gelen duyguların insanlık tarihinde görüp görülebilecek en korkunç duygu olduğunu savunur.
aşktan doğan kıskançlık ile işlenen cinayetler,
aşktan doğan nefret ile işlenen cinayetler,
ya da aşktan doğan intiharlar,
hergün gazete veya sanal haberlerin ilk sayfasını süsleyen cinayetlerin çoğu "aşk duygusu adı altında yapılıyor." kadın cinayetleri mi dersiniz, aşık olduğu kadının ailesi ya da herhangi bir yakınının öldürülmesi mi dersiniz... çok var efendim çok var. aşkın en güzel duygu olduğu görüşünü savunanlara inat bundan ötürü bir sürü ölüm gerçekleşiyor. bir yerde bir anne ilerde çocuğunun aşk kıskançlığı ile öldürüleceğini bilmeyerek onu büyütüyor. bir başka yerde bir anne çocuğunun bir kıskançlığa kurban gittiği yerde feryat ediyor. hayat işte bu, an meselesi denilen şey . . .
fazlaca anlam yüklenen o insan gözünüzü kapatır,
ve siz uçurumun kıyısında olduğunuzu anlayamazsınız bile.
peki ya olaylar karşısında duyduğumuz serinkanlılık bazen unutganlık. . .
duyguları elinden alınsa, her şeyi unutsa insan mutlu olabilir miydi ? yaşamına devam edebilir miydi ? kim bilir belki hepimiz kendi kurgumuzu yaşıyoruzdur. ya da olaylara 3. kişinin gözüyle bakıyoruzdur. bir düşünsenize yaşanan onca şeyin sürüp giden yılların aslında bir kurmacadan ibaret olduğunu zihnimizin bize bir oyunu olduğunu düşünün. beyin öyle bişey ki bazen bizi şaha da kaldırabilir. en alt mevkilere de sokabilir. zülfü livaneli "aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir." der ve kitabında ısrarla aşkın ve aşkın beraberinde gelen duyguların insanlık tarihinde görüp görülebilecek en korkunç duygu olduğunu savunur.
aşktan doğan kıskançlık ile işlenen cinayetler,
aşktan doğan nefret ile işlenen cinayetler,
ya da aşktan doğan intiharlar,
hergün gazete veya sanal haberlerin ilk sayfasını süsleyen cinayetlerin çoğu "aşk duygusu adı altında yapılıyor." kadın cinayetleri mi dersiniz, aşık olduğu kadının ailesi ya da herhangi bir yakınının öldürülmesi mi dersiniz... çok var efendim çok var. aşkın en güzel duygu olduğu görüşünü savunanlara inat bundan ötürü bir sürü ölüm gerçekleşiyor. bir yerde bir anne ilerde çocuğunun aşk kıskançlığı ile öldürüleceğini bilmeyerek onu büyütüyor. bir başka yerde bir anne çocuğunun bir kıskançlığa kurban gittiği yerde feryat ediyor. hayat işte bu, an meselesi denilen şey . . .
fazlaca anlam yüklenen o insan gözünüzü kapatır,
ve siz uçurumun kıyısında olduğunuzu anlayamazsınız bile.
devamını gör...
755.
birini bir hareketi yaptı diye sevmek değil de o kişi yaptığı için en anlamsız hareketi bile sevmek.
devamını gör...
756.
aşk, içi boş bir kitap gibi.
kapağına bakıp heyecanlanıyorsun ama bi bakıyorsun sayfalar bomboş.
kapağına bakıp heyecanlanıyorsun ama bi bakıyorsun sayfalar bomboş.
devamını gör...
757.
" aşkın, gözü kapalı uçurum kıyısında yürümek oluğunu bilen biri aşık olur mu hiç?"*
devamını gör...
758.
varlığına inancımı kaybettiğim his.
devamını gör...
759.
aşkın belli bir kalıbı yok. birini uzaktan sevmiş biri için aşk kuvaşamamaktır dokunamamaktır özlemektir ona rağmen onu sevmektir aşk yüklediğin anlam kadar değerlidir. beslediğin kadar vardır. hissettiğin kadar gerçektir. vazgeçtiğin kadar yok çektiğin kadar acımasızdır. her duyguyu yaşatır seni bir anda göklere çıkarır birden yerle bir edebilir. öyle uçsuz bucaksız bir kuyudur ki düşen kendini parça parça kaybeder. olmayacağını bile bile o yolda yürümek, o dikenlere dayanmaktır. aşk öyle böyle bir şey değil çok derin bir duygudur. seve seve bir katil yaratmaktır. duygularının, hislerinin, kendinin katilini kendi ellerinle yaratmaktır aşk. kelimelerin yetersiz olduğu anlamların anlamsızlaştığı bütün saçmalıkların doğruymuş gibi algılandığı beyin fonksiyonlarınızı yitirdiğiniz bir gerçekliktir. aşk yan yana olmak değildir. aşk bir yandan rüya olabilecekken bir yandan koca bir kabus olabiliyor. ve yaşayıp yaşayacağınız en güzel duygudur aşk. tabii her şey yolunda giderse...
devamını gör...
760.
bulamayınca inancını kaybettiğin, bulunca kaybetmek istemediğin histir.
devamını gör...