321.
seni yorulmak bilmeyen bir aşkla seviyorum.
devamını gör...
322.
hissedilen en yoğun duygudur. o kadar ki somut olduğunu elle tutabileceğinizi hissedebilirsiniz. büyük sevgi denir ama katılmıyorum. bağımlı bir insan bağımlı olduğu kötü alışkanlığı sevmese bile vücudu onu ister. aşkta bazen böyle bir şey olabiliyor.
devamını gör...
323.
daha önce hiç yaşamayan birisinin varlığını kabul etmediği ve aslında bu yüzden de haklı olduğu duygudur. asla yaşayamayacak olanın bilemeyeceğidir onun için daima "yok" olacak olandır.
devamını gör...
324.
"gökten düşen yağmur damlası toprakla buluşunca ortaya çıkan muazzam koku gibi kokuyor tenin; sana sarılmak güneşe sarılıyormuş gibi ısıtıyor içimi, dudaklarında gün doğumu gibi bir gülümseme doğuyor, ok gibi kipriklerine eşlik eden gece karası gözlerin ruhuma dikiş atıyor, kopamıyorum senden ey sevgili..."
devamını gör...
325.
izledim yazacaktı yanlışlıkla özledim yazmış. böyle yanlışa can kurban
devamını gör...
326.
beynin devre dışı bırakıldığı duygu durumudur.
devamını gör...
327.
acıya şikayetsiz katlanmak
devamını gör...
328.
erkeğin kültürel ütopyası imiş.
birkaç gün önce izlediğim bir videoda aşkın yalnızca erkekler için var olduğunu öğrendim. yani aşk ve evlilik erkeğin seksüel yaşamını organize etmek için üretilmiş kültürel kavramlarmış. kadını kapsamayan bir olaymış yani aşk. aşkın öznesi erkek, nesnesi kadınmış. böyleymiş evet.
(bkz: harika)
birkaç gün önce izlediğim bir videoda aşkın yalnızca erkekler için var olduğunu öğrendim. yani aşk ve evlilik erkeğin seksüel yaşamını organize etmek için üretilmiş kültürel kavramlarmış. kadını kapsamayan bir olaymış yani aşk. aşkın öznesi erkek, nesnesi kadınmış. böyleymiş evet.
(bkz: harika)
devamını gör...
329.
anlık gelişen kalbin aslan beyinde oluşup kalbe yerleşen geçici durumdur şansliysak evrilip yerini sevgiye bırakır .
devamını gör...
330.
kökeninin "aşeka" kelimesinden geldiği rivayet edilir. yani, ağaca sarılıp sonunda onu kurutan sarmaşık.
insan fizyolojisinde de bazı kimyasal olayları tanımlamak için kullanılan bir terimdir aynı zamanda. belirli bir özne ile tetiklenen hormonlar, aşk duygusu adı verilen bir fenomen oluşturur. kimi zaman -insan tanımına göre- acı, kimi zaman da mutluluk hissettirir.
naçizane fikrim; aşk, acıtır.
insan fizyolojisinde de bazı kimyasal olayları tanımlamak için kullanılan bir terimdir aynı zamanda. belirli bir özne ile tetiklenen hormonlar, aşk duygusu adı verilen bir fenomen oluşturur. kimi zaman -insan tanımına göre- acı, kimi zaman da mutluluk hissettirir.
naçizane fikrim; aşk, acıtır.
devamını gör...
331.
kaçınılmaz bir sondur ölüm gibi.
devamını gör...
332.
benden uzak olmasını istediğim duygudur. kalbimi fazla yoruyor dostlar. dedigim gibi aşk varsa vuslat yoktur. bile bile lades aslında bizimkisi. cehenneme gidecegini bilerek yaşamak, yasamayi da sevmek gibi. dikkatli olun dostlar. fazlası ,ölümcül bir zehir olabilir. benden söylemesi.
benden uzak durması dileğiyle.
benden uzak durması dileğiyle.
devamını gör...
333.
"aşk diye bir şey yoktur" diyor serkan özel canın sağolsun kitabında, "sevebildiğin kadar sevmek vardır."
devamını gör...
334.
özlediğimdir.
devamını gör...
335.
aşk falan yok bizim hayatımızda biz sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz.
kimden duydum bilmiyorum
kimden duydum bilmiyorum
devamını gör...
336.
aşk : şimdi hiç görmeyen birine gök kuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.
devamını gör...
337.
ey aşk gel bul beni.
devamını gör...
338.
nefrete yakın bir duygudur
devamını gör...
339.
aşk denilince insanların aklına neden bir kadın ve erkeğin duygusal bağı geliyor anlamış değilim doğrusu. aşk denilen şey yoğun sevgiden ötürü oluşan bir duygudur, peki bu kutsal duygu sadece iki cins arasında mı geçiyor? hayır. bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi en büyük aşktır mesela. bunun yanı sıra bir insan herşeye aşık olabilir; kitaplara, hayvanlara, bir filme veya bir diziye, doğaya ve hatta bir renge bile aşık olunabilir. aşk gibi çok kapsamlı bir duygu yalnızca iki cinsin birbirine karşı duyduğu bir duyguya indirilgenmesinin çok yanlış olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
340.
1-aşk gereksiz bir anlam atfedilmiş kimyasal bir reaksiyon ve biyolojik bir mekanizmanın tetikleyicisi olup, bizden çok daha hızlı ve çeşitli üreyen bakteri ve virüslere karşı bağışıklık sistemi en güçlü bebekleri dünyaya getirerek türün devamlılığını sağlamaya yönelik içgüdüsel bir çabanın insan zihni tarafından romantikleştirilmesidir. ( yani bilimin tanrı olduğu bir dünyada başka açıklamaya gerek olmazdı , hem aşırı derecede rahatlatıcı bir tarafı var, birincisi o kadar da bizlik bir durum yok bu bir tepkime, ikincisi bu reaksiyonu başlatacak ve sonlandıracak bir formül bulunabilir ve bunları ağrı kesici gibi çantanızda taşıyabilirsiniz, baktınız ki işler acayipleşmeye başladı , hapınızı alıp yolunuza devam edebilirsiniz, belkide bulunmuştur bile. maalesef ki tez sallantılı, üremek istemeyen ve üreme imkanı olmayan aşıklar ne olacak)
2- aşk insanların kendi benliklerini, özdeğerlerini , özsevgilerini, enletelektüel ve ahlaki gelişimlerini, kendi mutluluklarını inşa etmekle uğraşmak yerine bütün bunları bir insan üzerinden karşılama çabaları, o yüzden de çok sıkıntı yaratan bir durum.( kolay değil bir insanın kendini yetiştirip tam olması, o kadar zor ki hatta görüp öğrendiğimiz her şey tam tersini kafamıza kakarken. kolaya kaçtığı için kimseyi yargılamayalım hemen ama o yol bir yere varmıyor ama değil mi, söylesenize ya, ulan hepiniz oradaydınız be?)
*belki yüce bir anlam atfetmek gerekmiyor, belki bir oluş değil bir akış halidir, o zaman bunu reddedip de illa olmaya ve oldurmaya çabalarsak akış kesintiye uğrar herhalde. hem akamadığımız hem olamadığımızla kalırız, sonra efendim, "bir gecede cahil bırakıldık" diye kimseyi de suçlayamayız. o yüzden, bırak aksın mı acaba?
2- aşk insanların kendi benliklerini, özdeğerlerini , özsevgilerini, enletelektüel ve ahlaki gelişimlerini, kendi mutluluklarını inşa etmekle uğraşmak yerine bütün bunları bir insan üzerinden karşılama çabaları, o yüzden de çok sıkıntı yaratan bir durum.( kolay değil bir insanın kendini yetiştirip tam olması, o kadar zor ki hatta görüp öğrendiğimiz her şey tam tersini kafamıza kakarken. kolaya kaçtığı için kimseyi yargılamayalım hemen ama o yol bir yere varmıyor ama değil mi, söylesenize ya, ulan hepiniz oradaydınız be?)
*belki yüce bir anlam atfetmek gerekmiyor, belki bir oluş değil bir akış halidir, o zaman bunu reddedip de illa olmaya ve oldurmaya çabalarsak akış kesintiye uğrar herhalde. hem akamadığımız hem olamadığımızla kalırız, sonra efendim, "bir gecede cahil bırakıldık" diye kimseyi de suçlayamayız. o yüzden, bırak aksın mı acaba?
devamını gör...